5 Temmuz 1938 CUMHURİYET İktısadî harehetler KÖŞg Dünya buğday piyasası bir durgunluk ve kararsızlık içinde bulunuyor. Niçin? Bu yılın buğday istihsalâtı hadden aşırı da bu mu düşünülüyor, yoksa bir darlık karşısmda memleketler şaşırmış vaziyette mi? Buna; hem öyle hem böyle, diye cevab verebiliriz. Yani fazlalık olan yer de var, darlık karşısında bulunan memleketler de... Geçen senedenberi, cihan buğday piyasası iyilik eseri göstermiyor. Nasıl iyi olsun ki geçen sene bu mevsimde bevnelmilel piyasada buvassosu vasatî 144 sentte bulunan buğday pivasası şimdi 75 sente kadar düşmüstür. Sebeb şudur: Dünya rekoltelerinin hakikî miktarı 2 na dair henüz eldeki malumat tamamen vazıh değildir. Yalnız, 1937 1938 re kolte fazlasile beraber dünyada mev cud stokların evvelce tahmin edilen miktardan çok fazla olacağı zannediliyor. Yapılan ilk tahmin 59.000.000 buvasso idi. Bu fazlalık bilhassa Şimalî Amerika Birleşik Devletleri mahsulünün cokluğundan ileri gelmektedir. Diğer Amerika memleketlerinin yeni rekolteleri de fena değildir. Buna mukabil Avrupada, bilhassa cenubu şarkî Avrupa memleketlerinde mahsul vaziyeti Kocatepe muhribi yüksek sür'atle seyrederken hic de ivi değildir. Ancak; ithalâtçı Cumhuriyet'in 2 temmuz tarihli sayısın 41 mil gitmiflerdir. 360 ton mazut alırlar memleketlerin alıcılık vaziyetinde husule gelen tebeddül, normal ticaret kada çıkan birinci yazımızda, İngiltereden ve 15 mille 3,500 mil katedebilirler. Başta kıçta çifter çifter tabiye edilmiş idelerini dahi esasından sarsacak bir aldığımız 6 milyon sterlinlik kredi ile ilkdurumda bulunmaktadır. önce denizaltı gemileri yaptırmamız lâ 4 tane 120 milimetrelik top, 2 tane 40 lık ithalâtçı memleketlerden en mühimzım geldiğini yazmış, kuvvetli bir denizal hava defı topu, 2 makineli top ve 6 tane tı filosunun, zengin olmıyan ve kuvvetli üçer üçer konulmuş 533 lük kovanla mü leri. mahsul azlığını başka yollardan telâfiye çalışmaktadırlar. Meselâ İtal bir denizüstü filosu yaptıramıyan bir dev cehhezdirler. Mürettebleri 149 kişidir. Bu ya, buğday ihtiyacını izale edebilmek let için, en faydalı ve müessir bir müdafaa gemiler, İtalyanların Freccia smıfı muh için ekmeğe daha fazla mısır ve pirinc silâhı olduğunu izah etmiştim. Fakat bir riblerdendir; yalnız îtalyan gemileri tek unn karıştırmağı kararlaştırmış bulu filo, yalnız denizaltı gemilerinden mürek bacalı, bizimkiler çifte bacalıdır. Bu sınıf nuyor. İtalva hükumeti, milletten bunu keb olamaz. Düşmanm denizaltı ve deniz İtalyan muhriblerinin bazılan 10 tane bir fedakârlık olarak istiyor. Almanya da öyle... Diğer memleketler de döüstii gemilerine karşı kullanılmak üzere, mayin de taşırlar. viz darlığı hasebile ithalâtlarım daraltmuhriblere de ihtiyac vardır. Muhribler, Fransız ve Alman Deniz Yıllıklarına mak mecburiyetinde kalmaktadırlar. Şu ayni zamanda, «Yavuz» için yakın keşif göre, Türkiye, 4 tane yeni muhrib yaptırve muhafız vazifesini de görecek gemiler mak tasavvurundadır. Bu yeni muhrible halde Birleşik Amerikanın yalnız bu yıl istihsal fazlası olarak elinde bulunacağı dir. Bunların vazifelerini hulâsa edersek rin artık İngiltereye ısmarlanacağına şüptahmin edilen 300 milyon buvasso neşu neticeye varınz: he yoktur. Yeni muhriblerimizin de gene reye satılacaktır? Hic şüphe yok ki faz1 Yakın keşif, 1200 1300 ton arasında olacakları, re la arz, talebi daraltacalc ve bu yılm 2 Muharebede, düşman zırhlılarına sim ve plânlarını kendimizin hazırladığı stokları geçen yıllardan kalan 24 miltorpido hiicumu, mız Kocatepe ile Adatepenin 1250 ton yon buvassoluk dünya stokunu biraz 3 Düşmanm büyük gemilerine gece luk olmalarından anlaşılmaktadır. Ayni daha kabartacaktır. baskını, F. G. gemilerin resim ve plânlarını İngiliz tez 4 Düşmanın denizaltı gemilerine gâhlarına verip eşlerini yaptırmak kabil taarruz, olduğu gibi, İngiliz filosundan tipler seçHava posta saatlerinde 5 Yavuzu düşmanm muhrib ve de mek de mümkündür. Bu ikinci ihtimali degişiklik nizaltı hücumlarından koruma, gözönünde tutarak bakalım, îngilizlerin Devlet Havayolları Umum müdürlü6 Ticaret gemilerimize refakat, tonaj itibarile bizimkilere benziyen yeni ğü halkm gösterdiği istek üzerine tay7 Mahdud sahalarda ticaret harbi muhribleri hangileridir? yare postaları seyrüsefer tarifesinde bayapmak, Büyük filotillâ liderleri haric harbden zı değişiklikler yapmıştır. Bu değişikli8 Düşman donanmasınm yolları üsonra yapılan îngliz muhribleri, 1200 ğe göre her gün sabahları 9,30 da kalzerine mayin dökmek. tondan başlıyarak tedricen büyüye büyü kan postalar yerine perşembe günün Bu sekiz vazifeyi ifa için, Türk donanye 1650 tona kadar çıkmışlardır. 1935 den itibaren her gün sabahları Anka ra ve İstanbuldan saat 8.30 da karşüıklı masında yalnız dört muhrib vardır. U tenberi yapılan ve binnisbe küçük olanlabirer tayyare hareket edecektir. mumî Harbe girerken 4 Muaveneti Millin, 1335 1340 1345 ve 1350 tonlukye, 4 Samsun sınıfile bir hayli küçük Cumartesi günleri yapılan ilâve postur. Bunların sürati hep 35 buçuk mildir. taları da 1 temmuzdan ağustos sonuna torpidobotumuz vardı. Bugün ise 2 Zafer İngilizler şimdiye kadar 38 milden fazla kadar saat 16 da, eylulde 15 te, birinci ile 2 Kocatepeden başka torpido silâhıngiden muhrib yapmamışlardır. Son 7a ve ikinci teşrinde saat 14 te hareket edan mahrumuz. 3 tane 30 tonluk hücum manlarda yaptıkları gemiler, hep 35 bu decektir. motorbotumuzu saymıyorum. Çünkü, bu çukla 37 mil arasındadır. Daha fazla süçok nazik ve küçük tekneler, büyük metngiliz filosu Korfu'da rati lüzumsuz addediyorlar. Bu muhribşakkate gelmezler. Bu motorbotlar, her erin teslihatı hep birbirinin aynidir. Yal Atina 4 (Hususî) îngiltere donanmamemlekette, sulh zamanında, adeta pa nız, geçen yaz Istanbula gelmiş olan 1350 sınm en büyük gemilerinden bulunan muklar içinde saklanır. Vazifeleri yüksek tonluk îcarus sınıfı beşer beşer konulmuş Hood ve Repuls zırhlılarile üç kruvasüratle torpido hücumu yapmaktan ibaret10 torpido kovanile mücehhezdir; diğer zör evvelisi gün Korfu adası limanına gelmiştir. tir; başka işlerde kullanılırlarsa yıpranır, leri dörder dörder tabiye edilmiş 8 kovan Korfu'da bulunan Yunan Kralı Hood süratlerini kaybederler ve alelâde kara taşıyorlar. Öteki silâhları hep birbirinin zırhlısını ziyaret etmiştir. İngilterenin kol motörleri menzilesine inerler; tabiî ayni olarak şunlardır: 4 tane 120 lik top, Akdeniz donanması Korfu adasım merasıl vazifelerini yapamazlar. 2 tane 40 lık hava defi topu, 5 tane ma kez ittihaz ederek îyoniyen denizinde Yukarıda saydığımız hizmetleri yalnız kineli tüfek, torpidolar 533 lüktür. Mü büyük manevralar yapacağmdan bu fi4 muhribin ifa etmesine imkân yoktur. Şu rettebleri 145 kişidir. 465 ton mazut alır loya mensub gemilerin Korfu civannda halde, İngiltereye ısmarlıyacağımız gemi lar ve saatte 15 mil süratle 6000 mil me toplanacakları, salâhiyettar makamlar ler içinde, muhribler de, denizaltı gemi safe katedebilirler. Bazıları mayin de ta tarafmdan tebliğ edilmiştir. lerine yakın bir ehemmiyeti haizdirler. şırlar. Trabzonda fındık kooperaKaç muhrib yaptırmak lâzım geldiğini isaBizim gemilerimizin sayıları az olduğu, betle tayin etmek salâhiyetini ancak, Ge büyük kruvazörler veya zırhlılar tarafmtifi kuruldu nelkurmay haizdir. Biz, yalnız, bu gemile dan himaye edilemiyecekleri, sonra AkTratozon 4 (Hususî) Fmdık satış rin ehemmiyetinden, lüzumundan, tona denizde yüksek süratli muhribler bulun kooperatifi bugün kuruldu. Müstahsil jından ve fiatlarından bahsedeceğiz. duğu için fikrimizce, bizim muhrib'eri ler, büyük bir arzu ile kooperatife aza Evvelâ, Italyada yaptırdığımız 4 muh mizin îngilizlerinkinden süratli olması lâ yazılmaktadır. ribe bir göz atalım. zımdır. îcabında muharebeyi kesip limaNilüfer kanalmda boğuldu Kocatepe, Adatepe: 1931 de ikmal na avdet edebilmeleri de, yüksek süratte Bursa 4 (Telefonla) Burada hüküm edilen bu gemiler 1250 tonluktur. Boyla olmalarına bağhdır. süren müthiş sıcaklar yüzünden Gemn 97,7 metre, enleri 9,36 metredir; tec Yeni îngiliz muhriblerinin kaça mal likli Ali adında biri serinlemek üzere rübelerinde 2,90 metre su çekmişlerdir, olduğunu bilmiyoruz. Elimizde mevcud girdiği Nilüfer kanalında boğulmuştur. yani su kesimlerinin altmda kalan kısım malumata göre, 1927 programma daMüessif irtihal ları 2,90 metre derinliğindedir. îtalyada hil 1350 tonluk, 35 buçuk mil süratli ve îstanbul Kasabları Türk Anonim ŞirCeneva'da Ansaldo tezgâhlarında yapıl 8 kovanh Acasta smıfı muhriblerin beheri mışlardır. Parsons sistemi türbinlerle mü vasatî olarak 250,000 İngiliz lirasına mal keti meclisi idare reis vekili Nuri Aka cehhezdirler. Bu makineler, 45,000 bey olmuştur. Bugün, muhtelif yeniliklerın dün vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat 11 de, Aksaraydaki evinden kaldıngir kuvvetinde ve saatte 38 mil yapmak icab ettirdiği masraf haric, bu fiata yüzlacak, namazı Aksaray Valide camiinüzere tertib edilmişken tecrübelerinde de 20 inşaat pahahlık farkı zammetmek de kılındıktan sonra, Topkapıdaki şe 52,000 beygir kuvvetile 42 milden fazla lâzımdır. O vakit, vasatî 300,000 lira hidliğe defnedilecektir. yapmışlardır. 360 ton mazut alabilirler buluruz. Amerikada muhrib inşaatı çok Nuri Aka, ticaret hayatında dürüstlüve bu miktar mazutla saatte 15 mil gitmek daha pahahdır. 1500 tonluk bir muhrib ğü ve namusu ile tanmmış, herkesin şartile 3500 mil katedebilirler. 8,534,400 dolara mal olmaktadır ki be hürmet ve muhabbetini kazanmış çok Başta, kıçta üstüste tabiye edilmiş 4 her tonu 5700 dolar yani 7130 Türk li haluk, çok temiz bir zattı. Kederli ailesi efradile ticaret ve iş ailesi olan Katane 120 milimetrelik top, 3 tane 40 lık rası tutar. 1350 tonluk en yeni îngiliz sablar Şirketi erkânına taziyetlerimizi hava defi topu, 2 tane 20 lik makineli muhriblerinin, bugün 360,000 liraya mal beyan ederiz. top, üçer üçer konulmuş 6 tane 533 lük olduğunu kabul edersek bunların beher torpido kovanı ile mücehhezdirler. Mü tonu takriben 260 İngiliz lirasına, yani 1638 Türk lirasına gelir. Amerikadaki süratlerinin İngiliz muhriblerininkinden rettebleri 149 kişidir. bu fahiş farkın sebebini anlıyamadık. A daha yüksek ve bizim muhriblerimizinki Zafer, Tınaztepe: 1931 de ikmal edilen bu gemiler 1206 tonluktur. Boyları merikada harb gemileri daima diğer meın kadar olması lâzım geleceği kanaatinde 94,17, enleri 9,2 metredir; 3,35 metre su leketlerden daha pahalı ise de bilhassa yiz. Sayıları ise en az 4 tane olmalıdır ki çekerler. Italyada Del Tirreno tezgâhla muhribler, çok daha pahalıya mal olmak ikinci bir filotillâ daha teşkil edebilelim. Üçüncü bir yazıda kruvazörlerden rında yapılmışlardır. Bunların da maki tadır. bahsedeceğiz. İngiltereye ısmarlanacak muhriblerimiheleri 52,000 beygir kuvvetindedir. SüAB1D1N DAVER zin 1250 1300 tonluk olmaları; fakat fratleri 38 mil olduğu halde tecrübelerinde Denizaltılardan sonra muhriblere muhtacız A5KERI BAHİSLER ingiltereye nasıl gemiler ısmarlamalıyız ? PENCERESİNDEN İstanbulun tadı! stanbulun tadı şu mevsimde nerede ve hangi halinde, haletindedir?.. Yedikule hıyarlarının şekersiz bir muz güzelliğile parmak parmak uzandiğı mıntakada mı bu tad yaşar?.. Gerçi muz, ne niyete yenirse o tadı verirmiş amma boyca bosca muzu taklid eden hıyarlarımızm da ayni mucizeyi göstermelerine imkân yoktur. Hıyar, ne renge boyanırsa boyansın ve nasıl bir endam alırsa alsm hıyardır. Yedikule hıyarları da bu sebeble İstanbulun tadını temsil edemez. 9 II Dünya buğday piyasasındaki kararsızlık Sema torpilleri Serseri serseri fezada dolaşan bu torpillerden birisi bir gün küremize çarpacak olursa beşeriyet müthiş bir felâketle karşılaşacak Fransız şairi La Fontaine'in, elindeki dürbünle yıldızları seyrederken kuyuya düşen heyetşinas hikâyesi malumdur. Bu kıssadan, ayağınm dibindeki çukuru görmeyip gök yüzünde dünyalar keşfine çıkmanın nekadar tehlikeli olduğu yolunda bir hisse alınacağı gibi, semavî hareketlerin arzıler üzerindeki tesirini isbat eden bir netice de çıkarmak mümkündür. Bizim bugünkü bahsimiz de, işte bu semavî tesirle alâkadar. Ancak şu var ki, biraz ileride okuyacağımız kuyu, Fran sız şairinin, dalgın âlimi düşrdüğü neviden kör bir kuyu değil, bütün dünyayı yutacak kabiliyette bir uçurum! Dünya heyetşinasları, muazzam kuvvette teleskopların başına geçmişler, arzımıza, sürünürcesine yakın bir mesafede, her türlü hesabları altüst edecek bir süratle vızır vızır dolaşan, alabildiğine azametli, bir takım türedi torpilleri seyredi yorlar. Bunlara, Eros, Adonis, Amor gibi cazib isimler de verildi. Fakat, kulaklarımızı bu cana yakın isimlerle nekadar oyalasak, bu korkunc torpillerin, bir vuruşta koca bir ülkeyi, hatta bir diyarı, hatta bütün dünyayı yok etmeğe kadir, tehlikeli vücudler olmasının önüne geçemeyiz. Adonis ve kardeşlerinin kim olduklarına gelince, bu biraz eski bir hikâyedir. Güneşin etrafında muayyen zaman zarfında devreden seyyarenin, arzımızdan ibaret olmadığı malum. Bizimle beraber, bu ateşten toparlağı tavaf eden sekiz büyük seyyare daha vardır ki, bunlar, Utarid, Zühre, Merrih, Müşteri, Zuhal, Üranüs, Neptün ve Plutan'dır. Bu sonuncu yıldız son zamanlarda keşfedildi. Bütün seyyarelerin güneş etrafında dönüşlerini, direğinin etrafında dönen bir atlıkarıncanın hareketine benzetebiliriz ve tıpkı onda olduğu gibi, bu yıldızların, mihvere veya birbirine yaklaşıp yolumuzu kesmelerine imkân yoktur. Ancak, Merrihle Müşteri arasında cereyan eden bir facia var ki, işi bozuyor ve bu hesabı altüst ediyor. Yeryüzünün, semada olup biten işleri görecek insanlarla henüz meskun olmadığı pek eski tarihlerde, iri bir seyyare Merrihle Müşterinin arasında, güneşi tavaf edip dururken, meçhul bir sebeble birdenbire dağılıvermiş, fezaya, küçük yıldız lardan mürekkeb, efradı sayılamıyacak kadar çok bir yıldız kalabalığı saçmıştı. Bunların'içinde dağ kadar büyükleri, gemi kadar küçükleri vardı. Gözleri gök yüzünü araştırmakla meşgul olanların, her sene yeni bir yıldız keşfetmelerinin sebebi işte bu eski facianın serpintisidir. Ceres, Vesta, Palas gibi isimler taşıyan bu yıldız yavrularının, onları meydana getiren ve kendisi ademe karışan seyyarenin takib ettiği yolu tuttukları zannediliyordu. Lâkin, işin hiç de böyle olmadığı, o cevvi faciadan doğan bu küçük cisimlerin, Merrihle Mşüteri arasında dolaşmayıp, daha serseri bir yol takib ettikleri anlaşılmıştır. Gene ayni atlıkarınca misali, serpinti yıldızların bu başıboş seyranı hakkında bize iyi bir fikir verebilir. Farzediniz ki, atlıkarıncalar, birbirinin peşisıra, sağa sola bakmadan uslu uslu giderlerken, nereden geldiği bilinmiyen delifişek bir motosikletli, olanca hızile bunlardan ikisinin arasına saldırıyor, ayni hızla mihverin yanından dolaşıp öte taraftaki atlıkarıncalarm ikisi arasından fırlayıp gidiyor! îşta patlıyan seyyarenin fezaya serp tiği, ele avuca sığmaz serseriler, güneş etrafındaki intizamı tıpkı böyle yürek oynatan tehlikeli cilvelerle tehdid ediyorlar. Meselâ Adonis isimli dilber, bu şakasını her sene tekrar eder durur. Şimdiye kadar aramızda hiçbir musademe olmaması taaccüble karşılanacak bir tesadüftür. Bu tesadüfün yüzdeye vurulmuş nis beti epey korkulu bir haberdir. Dünya mız, her yıl, Adonis'in şakasına kurban gitmekten 50,000 de 1 ihtimalle kurtuluyor! Fezanın ölçüsüz azameti yanında 50,000 rakamının nekadar cılız kaldığını, hele 1 sayısının hiçliğini izaha hacet varmı? Hatta, bu nisbeti hesab ederek, cılızlığına rağmen azçok bir ümid beslemek imkânı olsa bile, o ümidi de alıp götüren diğer bir nokta var. Dediğimiz tesadüf zaten gelip çatmış, serserilerden biri arzımızla çahşmış ve asıl büyük musademenin çeşnisini hafif tertib duyurmuştur. Bereket versin ki, bu serseri, en ufaklardan biriymiş! ! 1908 senesi haziranının 30 uncu günü idi. Siberya, zelzeleye benzer, fakat sar Muhriblerin birçok vazifesi vardır; yalnız dört muhrib ile bu vazifelerin hepsini başarmak mümkiin değildir O halde plâjlar mı?.. Rivayete göre Boğaziçi plâjlarından bir kısmı bu yıl, sinemalarda sık sık seyrettiğimiz moda salonlarına benzemiş. §u farkla ki beyaz perdede modayı sırtlarında teşhir eden kadınlar alabildiğine kapalı. Mayo üslubunda beliren incelikleri plâjlarda gösterenler ise tamamile açık. Bu iş bana, eskilerin kavgalı bir şiirini hatırlattı. Kavgalı dedim. Çünkü şiir, İbni Kemalin olmak üzere meşhurdur. Halbuki Müstatraj mütercimi Esad Efendi o siiri arabcadan türkçeye ben çevirdim diyerek benimsiyor. Gerçekten arabcasi da var. Her neyse. Plâjlardaki mayo incelikleri keyfiyetile bediî bir münasebeti bulunan şiiri şuraya kaydetmekten kensıntısı daha başka türlü, mahiyeti ve dimi alamadım: memba: meçhul bir ürperti geçirmişti. İrkutsk rasadhanesi zelzele âletleri bu sar Sana ey nuri mücessem nice teşbih edeytrm Yok ıken vechi şebeh taze nıhali çemeni? sıntıyı kaydettı. Ayni gün, bütün Avru O bulur camei sebzıni verakla revnak payı bir hava dalgası dolaştı ve Ingilte Sen ise dilber olursun çıkarıp pireheni! redeki mikro barograflar bu dalganın Anlaşılıyor, değil mi?.. $air, sevgilisi7000 kilometre mesafede bir membadan nin boyunu bosunu fidana benzetemiyor. geldiğini tesbit ettiler. Mesele anlaşıldı. Çünkü fidanlar, yeşil yapraklara sarıl Semavî (meteorit) lerden, küçük haceri dıkça, yani giyimli kaldıkça güzelleşiyorsemavilerden biri arza çarpmıştı. larmış. Sevgilisi ise tabiileştikçe!.. îşin aslı, ancak 1927 de meydana çıktı. Ksulik isminde bir sporcu âlim, taşlık ve ıssız bir mıntaka olan Tugundra'da tetkikat yaptığı sırada, on dokuz sene evvel gökten inen taşın rüzgârile devrilen ağacları takib ederek ilerledi ve onun düştüğü noktaya kadar ulaştı. Haceri semavî 130 ton ağırlığında idi. Fakat, düştüğü yerde açılan çukur tam 15,000 kilometre murabbaı bir muhiti kaplamıştır. Eğer, tesadüf, haceri semaviyi Siberyanm bu kuş uçmaz kervan göçmez yerine sevkedeceği yerde Avrupa mamurelerinden birine yollasaydı, on beş bin kilometrelik sahada taş üstünde taş kal mazdı. Fas civarındaki dağlık bir yere düşen ve yarıyarıya toprağa gömülen bir haceri semavî de, tam yüz metre boyunda ve bir milyon ton ağırlığında bulunmuştur. Her şeyde olduğu gibi, haceri semavî bahsinde de rekoru Amerika kırmış tjr. Arizona çölünde, 1200 metre genişliginde, 1 70 metre derinliğinde bir kra ter vardır. Bunu açan haceri semavî, gökten, demir, nikel, kobalt, plâtin, iridium madenlerile dolu olarak inmiş, sanki yer altından altın çıkaramaz olan Amerikalılara semadan servet getirmiştir. Bununla beraber plâjlarda İstanbulun tadını temerküz etmiş sanmak abestir. O halde bu tad nerededir? Çamlıcada mı, Adalarda mı, Arnavudköy akmtısmda mı, Halic kıyılarında mı, îstinyede mi, Kavaklarda mı?.. Bilmece muharriri olsaydım bu mevzuu allayıp pullayıp okuyuculara sorardım ve İstanbulun şu mevsimde tadı nerede bulunduğunu tesbit ettirmeğe savaşırdım. Buna imkân olmadığına göre bari sualimin cevabmı gene ben vereyim: İstanbulun tadı tozundadır!.. Ne o, hayret mi ettiniz?.. Fakat haksızsınız. İstanbulun tozu İstanbulun tadını teşkil etmeseydi bu toz bize teneffüs ettirilmezdi, sokaklar sulanırdı. Böyle bir külfete katlanılmadığma göre tozun tad olduğu kabul ediliyor demektir. Tanrıdan ciğerlerimize kuvvet dilerim!.. M. TURHAN TAN MÜTEFERRtK 80 Mısırlı geliyor Bugün Romanya vapurile İskenderiyeden şehrimize 80 Mısırlı üniversite talebesı gelecektir. Bu talebeler üç gün burada kalarak tarihî âbidatı ve müzeleri dolaştıktan sonra Ankaraya da gideceklerdir. Bu haceri semaviyi bilhesab tartınca on milyon ton ağırlığında bulan Ameri Floryaya bir günde 75,000 kalılar, onun ihtiva ettiği azametli serveti kişi gitti görünce, iş adamı olduklarını bermutad Evvelki pazar günü havanm çok sıisbat ederek, bir «Haceri Semavî» şirketi cak olmasından dolayı bütün İstanbul kurdular, gökten inen bu hazineyi işlet halkı plâj ve sayfiye yerlerine büyük bir tehacüm göstermişlerdi. Bu arada meğe koyuldular. yalnız Florya plâjmda o gün sabahtan Adonis'in, bunlan çocuk oyuncağı kaakşama kadar denize girenler için yetdar ufak bırakan 400 metre kutrunu, 75 miş bin bilet kesilmiştir. milyon ton sıkletini gözönüne getirirsek, Yerli mallar sergisi atlıkarıncamızın bacakları arasında dolahazırlıkları şan bu serserinin, ufak bir dalgınlığı bize neye mal edeceğini derhal anlamak işten Onuncu yerli mallar sergisinde memsayılmaz. Bir kısım beşeriyet, bu gafle leketimizde ilk tayyare fabrikası olar tin tabiî neticesi olan lav sellerinden ve Nuri Demirağ müessesesi muazzam bir müthiş med ve cezirlerden, yakasını kur paviyon kuracaktır. Bu paviyonda fabtaramaz, bütün tarihile, bütün divanelik rikanın yaptığı ilk Türk modeli tayyare teşhir olunacak ve tayyare sanayiilerile ademe karışır. nin safahatı görülecektir. Fakat, bu felâketin ucu, sadece beşeriMillî Sanayi Birliği, gemi inşaiyesinyete dokunacaktır; ve nice medeniyetleri de ileri bir hamle yapmış bulunan Şiryutan salhurde küre, o tepeden inme fe keti Hayriyeyi de sergiye iştirake dalâketin altında ezilip kalan bir devri da vet etmiştir. Ayni zamanda Denizbank ha sinesine gömecek; kaskatı vücudünde Deniz fabrikaları da sergiye iştirak ecereyan eden bu faciayı belki de duymı decektir. yacaktır. Ve yer yüzünde bir tarih kapanırken atma merasimi Merrih'teki insanlar eğer varsa uzaktan, Izmit kimya fabrikasının temel atma dünyamızı, gene kendi dünyalarına nur merasiminin bu hafta pazar günü yapılsaçan parlak bir yıldız gibi zevkle sey ması mukarrerdir. Başvekilimiz Celâl redeceklerdir. Bayar, bu temel atma merasimini bizzat yaoacaklardır. Klor ve sud kostik istihsal edecek olan EVKAFTA ilk kimya fabrikamızm sud kostik istihUmum müdiir şehrimizde sali yılda 2450 ton olacaktır. Fabrika icin arazi istimlâki ve tesviye işleri Evkaf Umum Müdürü Fahri Kıper, 350.000 liraya mal olmuştur. İnşaat evkaf işleri hakkmda tetkikatta bulunmak üzere dün Ankaradan şehrimize 850.000 liraya mal olacaktır. Fabrika 250,000 lira mütedavil sermaye ile kugejmiştir. rulacaktır. Kimya fabrikasının temel Beygir tekmesinden öldü Şişlide süvari polis karagolunda seyis Süleyman, ahırda tımarla meşgulken beygirden yediği bir tekme ile dalağı parçalanarak ağır surette yaralanmıştı. Süleyman, kaldırıldığı Çocuk hastanesinde dün sabah ölmüştür. Adliye tabibi Enver Karan yaptığı muayeneyi müteakıb, cesedin defnine ruhsat vermiştir. Arpa standardizasyonu Buğdaydan sonra arpa standardizasyonu için dünden itibaren şehrimizde topjantılara başlanmıştır. Dün sabah ilk toplantı İç Ticaret Umum müdürü Mümtaz Rekin reisliğinde yapılmıştır. Öğleye kadar devam eden bu toplantıda, ihrac olunacak ar palann tiplere ayrılması i§leri üzerinde görüşülmüştür.