4 Temmuz 1938 CUMHURÎYET ADLÎ MUSAHABE Avusturyada temizlik Yahudi müesseselerine nezarette suiistimal yapan 12 komiser tahaşşüd kampına konuldu Viyana 3 Stiria'nm siyasî şefleri önünde akşam bir nutuk söyliyen Buerkel, komiserler meselesine temas ederek demiştir ki: « Kat'î bir temizlik yapmak lâ zımdır. Bu komiserlerden bazılan ken dilerine aid olan mallarla başkalannın mallarını birbirine karıştırmışlardır. Bu sabahtanberi ekserisi Viyanalı olan 12 kadar komiser tahaşşüd kampında buiunuyorlar.» Buerkel, bundan sonra alâkadarlara ihtarda bulunarak şunlan söylemiştir: « Kanunun çerçevesi haricine çı kanlar, şiddetle müdahale edeceğimden emin olabilirler. Bunlar, devlet veya partide bir mevki sahibi olsalar bile yakalarını kurtaramıyacaklardır.» işten çekilecekler ve 15 ağustostan evvel faaliyetleri hakkmda izahat verecekler dir. Hususî ekonomi devlet komiseri Re felsberger, yeni komiserleri tayin ve idare edecekleri müesseselerin ehemmiyetine göre maaşlannı tesbit etmeğe memur edilmiştir. Suiistimalleri görülen komiserlere karşı bu sabah Buerkel tarafından itlihaz edilen radikal tedbirler neticesinde Seys înkuart tarafından neşredilen bu karar name anşlus'tanberi kendini göstermiş olan buhranı izale edeceği zannedilmektedir. Filhakika anşlus'tan dört gün sonra bütün hususî Yahudi müesseselerinin başına nasyonal sosyalist parrisine mensub komiserler geçmiştir. Kendiliklerinden denilebilecek bir şekilde bu müesseselerin başma geçen bu komiserler, muameîâtı murakabe etmeğe başlamışlardı. Bu usul, bazı komiserlerin ehliyetsizliği veya suiniyeti dolayısile suiistimallere yol açmış tır. (a.a.) Erzurumda Atatürk günü kutlulandı Aziziye tabyasında büyük ve çok heyecanlı merasim yapıldı Erzurum 3 Atatürkün Erzuruma ayak bastığı günün yıldönümü çok heye canlı törenle kutlulandı. Istanbul kapısmda giriş gösterişi büyük bir geçid resmi yapıldı. Merasimde, Umum Müfettiş Tahsin Uzer, Vali İşcan, General Toydemir, Ağrı Valisi, bütün subay, memur ve okullar hazır bulunmuştur. Şarbay tarafından söylenen nutuk sık sık alkışlandı. Öğleden sonra Aziziye tabyasının kahramanca kurtarış yıldönümü büyük bir törenle ve binlerce kişinin iştirakile kutlulandı. Fener alayları yapılmaktadır. (a.a.) Avukatlara aid imtiyazlara karşı T konulan ağır müeyyide 3 H Yazan: A. HAYDAR ÖZKENT Avukatlık kanunu, avukatların haklannı genişletmiştir. Evvelce yalnız mah kemeler ve hakemler huzurunda bir hakkı müdafaa avukatlara mahsusken vergi komisyonları, idare meclisleri ve saire gibi idarî kaza salâhiyetini haiz mercilerde hukukî yardımda bulunmak ve bütün resmî dairelerde, nizalı ve ihtilâflı işleri takib ve müdafaa eyiemek dahi avukatlara inhisar ettirilmiştir. Bunun sebebi, başkalannın canı ve mah kendisine emniyet edilecek adamda ilim, ihtısas ve iyi ahlâk istenmesi, kötü niyetlilerin daimî devlet murakabesi altında bulunarak cezalan dırılabilmesidir. Fakat gerek meslek er babının bu suretle kazanc kaynaklannm genişletilmesi ve gerek meslek sigortası usulile çalışamıyacakları gÜnlerde kendilerinin ve ölümleri halinde dul ve yetimlerinin istikballeri korunması, daha büyük içlimaî ve ahlâkî bir düşünceden ileri gelmiştir. nilsin, yeni bir temizlik daha yapılacak mıydı? Bunun yapılmasında ittifak vardır. Fakat bunu kim ve nasıl yapmahydı? İşte burada görüsler değişiyordu. Medenî dünyanın bazı yerlerinde değil böyle serbest meslek erbabmın tasfiye ve tahdidine, hatta bütün varlan yokları 1 ellerinden alınıp kapıdışarı edilmek gi'o . ameliyelere şahid olduğumuz halde Türkiye Cumhuriyeti, pek asil ve âdil hareket etmiş, bir kalem darbesile ve herhangi siyasî bir mülâhaza ile ikinci bir tasfiye yapmak istememiştir. O, düşünmüştür IHEM NALINA MIH1NA Denizcilik Seys İnkuart'ın beyanatı Viyana 3 Seys înkuart tarahndan neşredilen bir kararname mucibincc, halihazırda hususî müesseselerin başında bulunan bütün komiserler, 1 ağustosta İspanyada bütün cephelerde taarruz Frankistler dün de bir çok mevziler aldılar Salamanka 3 Umumî karargâh tebliğ ediyor: Teruel cephesinde Frankistler mühim mevziler elde etmişler ve düşmanı ağır zayiata uğratmışlardır. Frankistler, bir çok harb malzemesi ve silâh da almışlardır. Kastellon cephesinde kıtaatımız ilerlemeğe devam etmektedir. Frankistler bu cephede Tales'in cenubundaki Benita Dua dağmı ve Los Minas'ın şimal sırtlannı işgal etmişlerdir. Hava kuvvetleri perşembe gününü cumaya bağlıyan gece zarfında Gava cepane fabrikasım muvaffakiyetle bombardıman etmişlerdir. îngiltere ve Baltık Fransa Japonya arasında gerginlik devletleri Malî ve iktısadî yardım Paris; Japon matbuatındaki aleyhdar neşriyaicin Londrada bir tın durdurulmasını istiyor heyet teskil edildi Londra 3 Sandey Taymis gazetesinin diplomatik muhabiri yazıyor: Ingilterenin Balkna devletlerine malî ve iktısadî sahalarda ne gibi yardımlarda bulunabileceğini tesbit etmek üzere nazırlardan mürekkeb bir komite teşekkül etmiştir. Komitede hazinenin, Ticaret ve Hariciye Nezaretlerinin mümessilleri bulunmaktadır. Komite ilk içtimaını akdetmiştir. Malum olduğu veçhile Balkanlara iktısadî yardımda bulunulması meselesi geçen nisanda Fransız nazırlannm Londrayı ziyaret leri esnasmda mevzuu bahsolmuştu. Hatta, Bone, İngiliz meslektaşlanna bu hususta bir muhtıra bırakmıştı. Tetkiki icab eden iki mühim nokta şunlardır: 1 Balkan milletlerine Türkiye için kabul edilen şartlar dahilinde kredi açılmasında ne gibi menfaatler olduğu, 2 Balkan devletlerinden îngilterenin yaptığı mübayaatın fazlalaştınlması imkânları. Anlaşıldığına göre, bu ikinci nokta daha kolay bir şekilde halledilebile cektir. (a.a.) Tokyo 3 Fransa büyük elçisi Japon Hariciye Nezareti nezdinde teşebbüste bulunarak Japon matbuatmın Fransa aleyhindeki neşriyatınm doğru olmadı ğını Fransa hükumetince yapılan res mî tahkikata istinaden beyan eylemiştir. Bilhassa Tonkin hududunda Çin ihtilâfı başlar başlamaz Fransanın ilân ettiği ambargoya kat'iyyen riayet olun maktadır ve bu ambargo itina ile tatbik edilmektedir. Fransa büyük elçisi Japon matbua tınm ithamlarma karşı hükumetçe yapılan kat'î tekzibleri tekrar etmiş ve açıkça bedhahane olan bu neşriyatın devammdan dolayı hayret izhar ettikten sonra bunun Fransız ve Japon müna sebetleri üzerinde çok fena tesirler yapabileceğini kat'î bir lisanla söylemiştir. (a.a.) ' Şark cephesinde ilerleme Madrid 3 Neşredilen bir tebliğde ezcümle Frankistlerin şark mmtakasında Aldelmela'yı işgal ettikleri bildirilmektedir. Son askeri vaziyetler Maarif Vekili Van yolunda Siird 3 (Hususî) Maarif Vekili Saffet Arıkan, maiyetindeki heyetle ve Müfettişi Umumî Abidin Özmenin refakatinde bugün şehrimize geldi. Merasimle karşılandı. Bu akşam şerefine verilen ziyafette hazır bulunan Vekil, yann sabah şehrimizden Vana hajeket edecekir. M. Hodza'ya devletlerin noktai nazarları bildirildi Izmirdeki feci kazanın yeni kurbanları İzmir 3 (Telefonla) Dün bildirdiğim infilâk eden motör faciası tahkikatına devam ediliyor. Boğulduğu anlaşılan kaptan Rasimin cesedi henüz bu lunamamıştır. Yaralı bulunan oğlu öl mek üzeredir. Yaralarının ağır olduğunu haber verdiğim zavallı makinist Bavram, bugün hastanede ölmüştür. Sapanca treni bir ameleyi çiğnedi îzmit 3 (Telefonla) İstanbuldan bugün kalkan birinci tenezzüh treni Herekeye geldiği zaman Yunus Çimento fabrikası amelesinden Bolulu Kâmili altına almıştır. Kâmilin sol ayağı ke silmiş, baygın bir halde İzmit Memle ket hastanesine kaldırılmıştır. Seylânda fırtına tahribatî Kolombo 3 Şiddetli bir meltem fırtması, bütün Seylânda mühim hasara sebebiyet vermiş ve şehirlerin sular altmda kalmasım ve birçok evlerin yı kılmasını bais olmuştur. Yeni bir îtalyan muhribi Palermo 3 Bersaglier torpito muhribi, Mareşal dö Bono'nun huzurunda denize indirilmiştir. Yeni bir Îtalyan Yugoslav ticaret muahedesi Roma 3 İtalya ile Çekoslovakya arasmda mütemmim bir ticaret anlaş ması imza edilmiştir. Bu anlaşma mu cibince iki memleket arasındaki eşya kontenjanı elli milyon kuron nisbetin de artırılacaktır. Gülhane doktorları Uludağdan dönüyorlar Bursa 3 (Telefonla) Gülhane profesör ve doktorlarından mürekkeb 68 kişilik bir kafile, dün geceyi Uludağda Reçjrdikten sonra bugün şehre döndü ve İstanbula müteveccihen hareket etti. Saragos 3 Frankistlerin Kastellon'a yaptıklan büyük taarruzdan sonra harekât sahasında geçen hafta nisbî bir sükunet hüküm sürmüştür. Bundan evvel kaycîedilmiş olan hudud tashihatı Frankistlerin Akdenizle Franzara arasında müsaid bir vaziyette bulunduklarını göster mektedir. Cephe hattı şimdi Akdenizden Grao de Burriana hizasından başlıyarak Artana'dan geçmekte ve Espadan nehrini takib ettikten sonra Sueras'ın önüne kadar gelip şimal istikametinde Fanzara, Castillo de Villamaîefa, Villa Hermosa ve Puerte Miuzolvo'ya doğru devam etmektedir. Frankistler Sagonta'da tabiî bir sed teşkil eden Sierra espadan'da sağlam bir Prag 3 Hodza, dün, Fransa ve în surette yerleşmişlerdir. giltere elçilerini kabul etmiştir. Elçiler, Hava bombardımam mumaileyhe siyasî vaziyet hakkmda Valans 3 Frankist hava kuvvetleri, hükumetlerinin noktai nazarlarını bil Segorbe civarında kâin Navajas'ı bom dirmişlerdir. bardıman etmişlerdir. Bombardıman neFransız matbuatı meşgul olayor ticesinde 3 kişi ölmüş, 8 kişi yaralanmışParis 3 Matbuat, Çekoslovakyada tır. ki ekalliyetler meselesile meşgul ol maktadır. Övr gazetesinde Madam Tabouis, diIBaştarafı 1 Ind sa/ıi/edcl yor ki: cSüdetler, Prag hükumetinin ken • Kaya ve refikası, Millî Müdafaa Vekiü dilerine vereceği imtiyazları tetkik et Kâzım Özalp, îstanbul Komutanı Orgemektedir. Artık Speaker nazariyesin neral Haliş Bıyıktay, îstanbul Valisi den ve onun veto hakkından vazgeç Muhiddin Üstündağ, tstanbul Merkez mişlerdir. Südetler, Çek meclisinin tek Komutanı General Ihsan Ilgaz, Emniyet lif edeceği bütün şekilleri reddedebile Direktörü Salih Kılıc, şehrimizde bulucek kuvvette bir veto hakkı bulundu nan meb'uslar, iktısadî ve malî müesseseğunu iddia ettikleri, şeflerine Speaker ler direktörleri ve kalabalık bir halk kütismini vermektedirler. Fakat şimdi böy lesi tarafından hararetle karşılanmıştır. Başvekil Celâl Bayar, nhtımda bir le bir şefin yerine bir reis ikame etmişlerdir. Ayni zamanda her türlü toprak müddet tevakkuf ederek kendisini karşıtahdidi iddiasından da vazgeçmişlerdir. lamağa gelenlerle ayn ayrı konuşmuş, bu Bununla beraber reislerinin yüksek arada Limanlar Umum Müdürlüğüne tamillî müdafaa meclisine dahil bulun yin olunan Deniz Ticaret Umum Müdümasmı arzu etmekte ve kendi diyetle rü Müfid Necdeti yeni vazifesi dolayırinin hususî ahkâma tâbi olmasını iste sile tebrik etmiştir. mektedirler. Diplomatik mahfiller, bu Müteakıben Başvekil, kendisini Savadeğişikliği îngilizlerin şimdi Almanlar rona yatma götürmek üzere nhtımda beküzerinde Londrada icra ettikleri tazyik liyen Acar motörüne binerek Haydarpalere atfetmektedirler. İngilizler, Avus şadan ayrılmış ve yatta Büyük Şefe mütur3ra borclan meselesinde Almanlara lâki olarak Hatay meselesine dair son yaptıklan kolaylıkların mukabilini bek vaziyeri ve hasıl olan itilâflann esaslarmı lemektedirler. Bu değişiklik ayni za kendilerine arzetmiştir. manda Almanyanın Çekoslovakyada Başvekilin birkaç gün şehrimizde kalvakit kazanmak hususunda gösterdiği ması muhtemeldir. Celâl Bayar, zannearzuya da atfedilmektedir. Almanya dildiğine göre, Fransa ile anlaşmanın panm bunu istemesinden maksad, kendi rafe edilmesi sırasında hükumet merke sinin Avrupada genişlemesini istemi zinde bulunmak ve bunu takiben Hatayyenlerin bütün gayretlerile bu aralık daki tatbikata dair icab eden direktifleri Çek meselesile uğraşmakta olmaların vermek üzere, birkaç güne kadar Ankadan istifade ederek Danzig ve Macaris raya avdet edecektir. tanla meşgul olmaktadır.> (a.a.) Millî Müdafaa Vekili de Çek meselesi ve Fransa ile îngiltere Başvekil şehrimizde ki Türkiyede herşey tabiî ve kanunî mecrasmı takib eder. Mademki bu bir meslek işidir, öyleyse lâyık olmıyan safraîarı kendi aile teşekkülleri içlerinden atsınlar. Kanun, faziletin ölçülerini ve usul yollarını göstersin, hükmün verilmesi ve infaz olunması kanunî yolda tekemmüi ettirilsin. (Hikmeti hükumet) dediğimiz bu olgun ve âdil hattı harekete karşı yalnız Hayat göstermiştir ki ruhu asil, kalbi hürmet duyulur. zengin olmıyan, adalet mefkuresile içinBu düşünce ile hareket eden kanun de ateş yanmıyan bir insan, nekadar ağır cezalar tehdidi altında bulunursa bulun vâzıı, disiplin işlerine aid olarak kanunsun, kursağı boşsa kötülük yapmağa ge da, bir saat makinesi inceliği ve intizamine bir yol bulur ve kötülüklerinin birçoğu le, birbirini muvazenelendiren birçok hücezasız kalır. Avukatlık, centilmenlik is kümler koyduğu, merciler tayin ettiği gitiyen, refah istiyen bir meslektir. Türk bi, ayrıca şöyle bir madde dahi ilâve etkanun vazıı, iyi bir avukat olabilmek meyi faydalı görmüştür: Madde: 117 Mevzuu, irtica veya koiçin, herşeyden evvel, ahlâklı, küîtürlü münizm olan, yahud milli vahdet ve şuurve refahlı bir centilmen olmak lâzım gel la telifi mümkün olmıyan fılllere mütealdiğine kani olmuştur. Ona göre avukatın lik davaları deruhde etmeyi itiyad edenler, disiplin takibatına lüzum kalmaksızın Bakazanc kaynağını genişletmek, bir züm ro idare meclisinin talebi üzerine Haysiyet reyi zengin etmek için değildir, belki asil divanı kararile meslekten çıkarılır. Muhitindeki temas ve faaliyetleri itibaülkülü ve iyi ahlâklı meslek adamlannın rile muayyen bir Baro mıntakası dahilinde yüksek vazifeyi benimsiyeceklerini ve ce avukatlık yapmaları milli, meslekî ahlâk za müeyyidelerinin giremiyecekleri dört veya menfaat bakunından tecviz edılemiduvar arasına vicdan seslerinin daha ko yenlerin isimleri, Baro idare meclisinin talebi üzerine Haysiyet divanı kararile men. lay girebileceğini tebarüz ettirmek iste sub oldukları Baro levhasından silinir. mesinden ileri gelmektedir. Gerek VekâKaydı silinenler levhasından çıkarı'.dıkları Baro mıntakası dahilinde avukatlık let ve gerek Adliye Encümeni mazbataedemezler. larının iyi ahlâka ve ruh asaletine ayırdıYukandalci fıkralarda yazılı kararların ğı parlak sahifeler, her Türkün göğsünü ittihazından önce Cumhuriyet Başmüddekabartsa yeridir. Bununla beraber ka iumumisinin mütaleasile alâkalı avukatın yazılı müdafaası alınır. nun, avukatlann murakabe ve tecziye Bu maddeye göre Haysiyet divanı tarausullerini o kadar ilmî bir surette teşki fından verilecek kararlar kat'î olup aleylâtlandırmıştır ki vicdan sesini dinlcmi hinde hiçbir mercie müracaat olunamaz. Görüldüğü üzere bu madde ile kovayenlerin bu çok kuvvetli teknik sayesinde barolardan atılmalan ve mal, can emni lanan gayeler rejime, vatana ve ahlâk yetinin yalnız namuslu ve bilgili adam icablanna karşı avukatları, zaten borclu larla müdafaa edilmesi temin olunmuş olduklan vazifelerinde daima titiz bulundurmaktır. Avukatın birinci vazifesi ve tur. hatta şahsî menfaati Cumhuriyete sada Adliye Encümeni, bu maksadla kanuna, lâyihamn ilk şeklinde bulunmıyan kattir. Vatan ve millet borcu, cemiyetin pek mühim bir madde ilâve etmiştir. Hü en münevver adamlanndan olması ve kumetin teklifi üzerine konulan bu mad bunlann ne demek olduğunu herkesten denin metnini yazmazdan önce, ufak bir ziyade bilmesi lâzım gelen avukatlar için en ön safta gelir. îyi ahlâka gelince, buntarihten bahsetmek isteriz. suz avukatlık olamaz. Bazılanmızm Türklükle gurur duy Avukatlık kanunu, genişlettiği her madığı kara günlerde her çeşid meslekte hakka karşı avukatın tepesine bir inzıbat olduğu gibi avukatlar içinde de mayası bozuklar türemişti. Istanbulda başka baş kılıcı asmış, verdiği müdafaa inhisarınm yanına bir mezar kazmıştır. Bilgili ve ka barolar kuran, Itilâf polisine uşaklık namuslu vatan evlâdlarına şöhretin ve eden, mahkemelerimizi lekelemek istiyen bunun neticesi hakh refahın ufukları anamussuzlardan bir kısmı, on dört sene çıktır. Milletin ve adaletin yüksek menevvel (tasfiye) adı verilen bir usulle bafaatlerini hasis menfaatleri uğrunda kirrolardan ahlmışlardı. O zaman kurtulanletmek istiyenlerin ise, değil Baroda, valar ve sonradan girmişler içinde o gün tanda yeri olmamalıdır. bugün şerefli mesleki hasis emellerle kirA\nıkat letenler, haysiyet icablarmm ön safa geA. HAYDAR ÖZKENT çirildiği ve müdafaa haklannın genişletilSon diği bu sırada, barolarda kalacaklar m;y*] Birinci ve ikinci yazılar 29 haziran, dı? Adına tasfiye ve yahud tahdid de 2 temmuz tarihli sayılarımızdadır. ürk denizciliği, uzun müddet, akıntıya ve anafora kapılarak bir hayli bocaladıktan sonra, şimdi, pupa yelken ilerilemeğe başladı. Fakat, memleketi servet ve refaha ulaştıracak büyük seferin henüz başlangıcındayız; sonsuz enginlere yol vermek üzere limandan daha yeni çıkıyoruz. 1908 inkılâbından sonra, Türk denizcilerine muallim olarak getirilen İngiliz Amiralı Gambel Paşa, mevcud köhne gemilerimize şöyle bir çekidüzen verdikten sonra, Haydarpaşa ile Dolmabahçe arasında donanmaya bir geçid resmi yaptırmış; sonra Mes'udiyenin kıç güvertesinde, meb'uslara hitaben bir nutuk irad etmişti. Amiral, parlak sözlerle kendisini tebrik eden meb'uslara tam bir dürüstlükle «Donanmada gördüğünüzü söylediğiniz terakki boyadan ibarettir» demiş ve şu sözİTİ ilâve etmişti: «Tarih, bize denizcilikte ileriliyen milletlerin yükseldiğini, denizcilikte geriliyen milletlerin de battığını gösterir.» Milletler, denizcilikte geriledikleri için mi batarlar, yoksa yavaş yavaş battıklan için mi denizcilikte de gerilerler? Bu, ayrıca tetkik edilecek bir meseledir amma denizcilikte geri bir millet yoktur ki medeniyette ileri olsun. Bütün cihangir miletler denizcidir, bütün büyük milletler denizcidir, bütün zengin milletler denizcidir. Büyük fatihler, beyaz yeleli mavi dalgalara binerek ülkeler fethetmişlerdir. 48 milyon İngilizin kurduğu 480 milyonluk cihan imparatorluğunun temeli denizlerdir. Hiçbir müstemlekesi olmıyan küçük Norveci mes'ud, zengin ve mürefeh yaşatan, denizciliktir. Denizciliğe vereceğimiz paralar, denizciliğe sarfedeceğimiz emekler, hiç bir zaman denize atılmış değildir. Bunlar, çok bereketli bir tarlaya atılmış tohumardır. Deniz nankör ve hasis değildir; kendisine verdiğinizi size, bol bol iade eder. Zarar ediyoruz diye denizden elini ayağını çekmek en büyük zarardır. Pire İskenderiye seferlerini ilga etmekle uğradığımız maddî ve manevî zararlar, şayed hakikaten varsa, iki yüz bin liralık zarardan çok büyük olmuştur. Yarıda bırakıan bu güzel hamleye sarfedilen bütün emekler, paralar ve elde edilmeğe başlanan güzel neticeler, hep heba olmuştur. Şimdi işe yeniden başlamak lâzım gelecektir. Asil büyük zarar, yapılanın yıkıfmış olmasmdadır. Deniz bayramı gecesi, Denizyollannın kıymetli Umumî müdürü Raufi Manyasm ve «İzmir» in güzide kaptanı Azizin nazik ve samimî misafirperverliğile «izmir» vapurunda geçirdiğim çok hoş ve neşeli bir kaç saat, bana, Egelerin, İzmirerin Pirede ve İskenderiyede kazanmış oldukları büyük şöhreti hatırlattı. Marhum Lutfi gibi, Said gibi, Aziz gibi liyakatli, titiz ve centilmen kaptanlar, eski gemilerle çalıştıkları halde, Avrupanın en zengin seyrisefain şirketlerinin en yeni vapurlarile rekabet ediyorlardı; Türk gemierinin başka vapurlara nasıl tercih edildiğine Mısıra gidip gelirken bizzat .şahid olmuştum. Her millet, sırf propaganda için railyonlar harcar. Türk vapurlan, o zaman, Türk bayrağına ve Türkün medenî kabiliyetine en büyük propagandayı yapıyorardı. Başta Pire ve iskenderiye olmak üzere ecnebi limanlarına, nasıl olsa, seferler yapmağa mecburuz. Bu seferleri yapacak yeni gemileri vakit geçirmeden ısmarlamak lâzımdır. Aylar, seneler geçiyor ve Türk vapurlarının vaktile yarattıklan güzel hava dağılıyor. Büyük emek ve masrafla elde edilen şöhretin büsbütün unutulmaması için acele etmek lâzımdır. Türk vapurlarının ecnebi limanlanna sefer yapmaları, büyük turizm davamızm desteklerinden biridir. TSehirde dün greecki yak^alarj Bir tramvay, bir otobüse çarptı Hâmile bir kadın hafif surette yaralandı Dün gece, saat tam yarımda Harbiyede bir tramvav otobüs çarpışması ol muştur. Çok hafif atlatılan bu musade meye aid tafsilâi şudur: Maçka Beyazıd hattında çalışan 195 numaralı tramvay, depoya gitmek üzere Beyazıddan Harbiyeye kadar gelmiş ve Harbiyede makasta manevra yapıp Sişli deposu istikametinde ilerlerken karşıdan gelen 3400 numaralı bir Beyazıd Kurtuluş otobüsüne şiddetle çarp mıştır. Musademe, çok anî olmuş, otobüsün radyotör ve motör kısmı parçalan mış, tramvayın da ön camları kınlmıştır. Otobüste bulunan hâmile bir kadın, musademenin tesirile hafif surette yaralanmış, Şişli hastanesine yatmlmışhr. Mu sademenin sebebi, bir manevra hatası ve dikkatsizliktir. Zabıta, tahkikata başla mıştır. Bir genc ağır surette yaralandı Zavallı, iki kavgacıyı ayırmak istıyordu Dün akşam Yenikapıda Lângada bir çocuğun ağır yaralanmasile neticelenen bir vak'a olmuştur. Gece geç vakit yaptığımız tahkikata göre, hâdise, şöyle cereyan etmiştir: Lângada Babaçkonun bahçesi ya nmda Halil isminde birisi, diğer bir adamla kavgaya tutuşmuş, bu kavga birdenbire şiddetlenmiştir. Kavgacıları ayırmak, dövüşe mâni olmak istiyen Mihal isminde 18 yaşlarında bir çocuk iki tarafı da teskine çalışmış, fakat bu mü dahaleye çok içeriliyen Halilin kullan dığı tabanca ile yaralanmıştır. Mihal, iki kurşun isabetile yere yıkılmış ve ağır yaralı bir halde Cerrahpaşa hasta nesine yatırılmıştır. Zabıta, hâdisenin tahkikine el koymuştur. Suçlu Halil yakalanınıştır. İcabında harb etmekte tereddüd etmiyeceğiz [Baştarafı 1 inci sahitedel giltere haricinde milletin vekvücud olmad'ğı intıbamı bıraktığmı tebarüz ettirdikten sonra şöyle dev?.m etmiştir: « Memleketin, sulhu muhafaza etmek hususundaki gayretlerimizden vaz geçmekliğimizi ve vahim neticeler tevlid edebilecek olan tecavüzî bir tarzı hareket ittihaz etmekliğimizi istediğini zannetmiyorum. Hayatî menfaatlerimizi müdafaa etmek için kuvvet istimaünden başka çare olmadığına kanaat getirmedikçe kuvvetimizi ihtiyat olarak muhafaza etmek lâzım geldiği fikrindeyiz.» Harb zamanında iaşe ve takviye meselelerinden bahseden nazır, donanmanın deniz yollannın serbestliğini temin ede cek kadar kuvvetli olduğuna dair teminat vermiş ve memleketin harb zamanında istihsalâtmı çoğaltması lâzım geleceğini ilâve eylemiştir. (a.a.) C KISA HABERLER şehrimizde * BELGRAD 3 Bu sabah Bor civa rında bir Fransız kumpanyası tarafından tesis edilen bakır elektrolis madenlerinin açılışı, Pransız Yugoslav dostlufunun tezahürüne bir vesile teşkil etmistir. Fransa sefiri merasimde hazır bulunmuştur. Millî Müdafaa Vekili Kâzım Özalp da dün sabahki ekspresle Ankaradan şehrimize gelmiş, Haydarpaşa istasyonunda generaller, vali muavini, emniyet direktörü, yüksek rütbeli subaylar tarafından karşılanmıştır.