4 Temmuz 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

4 Temmuz 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 4 Temmuz 1938 [ Şehir ve Memleket Haberleri ) No. 33 VAZAN' s M. TURHAN TAN İngiltereye kaçan Yahudiler! Ingiliz gümrük memurları Hitler rejiminin yerlerinden oynattığı Yahudileri sıkı bir muayeneden geçiriyorlardı Kaçakçılık vakaları Elektrik idaresinde Akademide yeni ıslahat başlıyor gittikçe azahyor mimarlık kursları Siyasî icmal Şarkî Akdeniz hisar maddelerine aid kaçakçılık vak'a Bilfiil hükumete geçmiş olan Elektrik lan seneden seneye azalmaktadır. 936 idaresinde yeniden bazı tetkikler yapıl senesinde 27,150 kaçak vak'ası kayde dilmiş olmasma mukabil 937 senesinde maktadır. Evvelemırde şebekenin ıslahı 19,295 vak'a olmuştur. 938 senesi vu ve Silâhtarağa fabrikasının tevsii düşünükuatının ise daha şimdiden bunlardan çok lüyor. Nafıa mühendisieri bu hususta aşağı bir rakam göstereceği tahmin edıl mahallinde yaptıklan tetkikatı bitirerek mektedir. Geçen sene tesbit olunan ka Ankaraya gitmişlerdir. Fabrikanın tevsii için yapılacak proje, çak vukuab şudur: Ankarada hazırlanarak Vekâletin tasvi17,126 kilo kıyılmış tütün, sigara, tömbeki ve enfiye, 1758 aded ecnebi sigara bine arzolunacaktır. Avrupaya ısmarla sı, 21078 kilo yaprak tütün, 8 kilo es nacak yeni kazanların aded' proje hazırrar, 59,109,986 aded sigara kağıdı, 724 landıktan sonra beili olacaktır. Bir senelitre raki, 3101 litre şarab, 30366 kilo ye kadar yeni kazanlar gelmiş ve yerletuz, 19048 aded patlayıcı madde, 122 rine konulmuş olacaktir. deste oyun kâğıdı, 798 aded çakmak, 188419 aded çakmak taşı. Bu azahşın sebebi, Tevsi projesi hazırlana Bunlara mimarlarla taleyapılan ciddî takiblerdir rak yakında Vekâlete be devam edecek Yapılan ciddî takibler neticesinde İnverilecek Londrada Trafalgar meydanı ve meşhur Nelson abidesi Douver, yahud Douvres malum oldugu üzere îngilterenin Şimal, Atlas ve Manş denizi kıyılarına sıralanan kapılarmdan biri. Fakat bu kapı haşmetli eh ramların basık methalleri gibi küçük ve dar. O methaller, üzerlerinde taşıdıkîarı iheyulâya göre nasıl acıklı bir miniminilik tecessüm ettiriyorlarsa Douver de arkasma gizlenen muazzam âleme nisbetle o kadar cılız. Otuz altı milyon murabba kilometrelik bir dünyayı bu küçük kapıdan göstermek beş yüz milyonluk bir mahşerin sesini bu minimini ağızdan işittirmek Ingilizlere hâs garibelerden olsa gerek. Ne yalan söyliyeyim, ben, o âleme çok mükellef bir kapıdan girileceğini umuyordum. Douver gümrük salonu ve o salondan tren yoluna uzayan taş yol hayalimi inkisara uğrattı. Bu inkisara gümrük işlerinin uzun sürmesinden ileri gelme üzüntü de katıl dığı için Ingiliz topraklarındaki ilk duygularımız hayli nahoş oldu. Eşya muayenesi gerçekten bir işkence idi. Fakat bu, yolcuların çokluğile memurların azlığından ve aramızda Avusturyadan kaçıp gelmiş Yahudi aileleri bulunmasından ileri geliyordu. İngiltere, Hitler rejiminin yerlerinden oynattığı Yahudileri kabul etmekle beraber onların arasmda bir Lenin veya bir Troçki olabilecek tehlikeli sürfeler bulunmamasma da dıkkat edi yordu. Bütün gümrük memurları işte bu dikkati temsil ederek azamî hassasiyet içinde bulunuyorlardı, kaçak Yahucîilerin çantalarını dikiş yerlerini aça aça karıştırıyorlardı ve hepsini tepeden tırnağa kadar muayene süzgeçinden geçiriyorlardı. 'bulunmaktadır. Mütehassıs bir maden mühendisinin nezareti altında çalışan Avrupa Notlarının dünkü kısmı Çatak krom madeni ayni zamanda momaalesef bir parçası atlanarak girmişdern bir hale kalbedilmektedir. Maden tir. Yazı silsilesini bozan bu yanlışlığı kuyularma asansörler yapılmaktadır. düzeltmek üzere o parçayı bugün Maden mmtakasmda yeni ve mükem koyarak devam ediyoruz. Aziz ka mel tesisat vücude getirilmektedir. Ezcümle şimdiye kadar mevcud olan arilerimizden özür dileriz. mele evleri yeniden inşa edilerek işçilerin istirahatleri temin olunmaktadır. Makine kadar şiiri de seven mühendis Bu maden ocağımızın modern bir şekle Hâmi şen şen ve selis selis anlatmağa baş ifrağı yolunda buraya epeyce para harladı: canmıştır. Ilk edebî eser olarak îngilizlerin Çatak krom madeninin verimi gibi tanıdıkları ve yabancılara da tanıttıklan evsafı da Avrupada takdirle karşılan kitab «Kanterbury Masalları» dır. Onu mıştır. Geçenlerde Polonyaya 500 ton yazan Goffrey Chancer bir yandan çi krom sevkedilmiş, bu kromlann mat çekleri ve manzaraları, bir yandan da luba çok muvafık çıktığı bildirilmiş ve memleket âdetlerini terennüm etmiştir. tekrar maden istnemiştir. Madenin deBu nağmeler, hemen hemen iki yüz yıl recesi yüksek clduğundan Avrupada bütün îngilterenin şiiri olarak kaldı. Az talibleri çoğalmıştır. Gerek Almanya veya çok kıymette yeni bir şair o uzun dan ve gerek diğer ecnebi memleket devre içinde çıkıp da Kanterbury Ma lerden devamlı talebler vuku bulmakta, sallarını îngiliz dudaklanndan düşüreme maden, bu talebleri gününde karşılamıya çalışmalttadır. di. Fakat Kraliçe Elizabet devrinde vaÇatak madeninin bu suretle inkişafı ziyet değişti, şiir yer yer kaynayıp coşo muhitte oldukça ehemmiyetli bir ha' kun akışlarla memleketi saran bir şeîâle silsilesi gibi gür bir bolluk aldı ve İn reket yaratanıştır. giltere sairler yurdu oldu. O devirde İngiltere büyüyor, genişliyor, zenginleşiyordu. îngiliz şiiri de îngiliz yurdu gibi büyüdü, genişledi, zenginleşti. Bu olgunluğu temsil edenlerin başmda Edmund Spenser ve onun Faerie Qucenc'i var. Lâkin İngiliz edebiyatının kemale erdiğini eserlerile şahane tevsik eden Shakespeare'dir. O, içinde yaşadığı devrin ve geçmiş asırların insanlarını hükümdarlarile, şehirlilerile, köylülerile, hâkmılerile, delilerile, tacirlerile canlı canlı tasvir etti ve bütün o âlemi gelecek asırların önü ne koydu. Hamlet'ler, Kral Lir'ler, Fırtına'lar o dehanm bugün yaşıyan ve yarın da yaşıyacak olan tebessümleridir. Son raki devirlerde Miîton, Shakespeare'e biraz yaklaştı. Onun «Kaybolmu? Cennet» i İngiliz edebiyatmda bir cennet parçası sayılabilir. itizar Bursa Vilâyetinde işliyen San'at harikası, sergide bir krom madeni Bursa (Hususî) Orhaneli yolunun talebeye de ucuzca 45 inci kilometresindeki Çatak köyü gösterilecek içinde bir krom madenimiz faaliyette Onuncu Yerli Mallar sergisi etrafındaki hazırlıklar devam etmekte olup sergide teşhir edilecek camdan adam ile serginin Lunaparkı için icab eden malzemeyi almak üzere Bükreşe bir heyet git miştir. Cam Adam, bu ayın yirmisine kadar gümrükten çıkarılacak ve tecrübeleri yapılmış olacaktır. Cam Adam, insan vücudündeki azaların vazifesini aynen göstermekte olduğu gibi buna aid izahafı da türkçe olarak vermektedir. Bunun mekteb talebesine gösterilmesi zarurî bulunduğu için sergide talebeye mahsus aıuayyen saatlerde seanslar tertib olunacak ve teşhir ücreti olarak çok az bir para alır.acaktır. Cam adamın îzmir beynel milel sergisinde de gösterilmesi kararlaş mıştır. ((Cam Adam)) Bursada koza satışları Bursa (Hususî) Birkaç gündenberi koza borsamıza döküm halinde koza gelmiye başlamıştır. Her gün 50 bin kilo kadaı1 ko2?a gelmektedir. Bu dökürrrim 100 bin ve 150 bin kiloya çıktığı gün ler de olacaktır. Önümüzdeki hai^a Jçinde azamî döküm hareketi başlıyacaktır. Koza hanı ve Kapalıçarşı içi dstirdad yıllarından sonra ilk defa olarak koza küfünlerile dolup taşmaktadır. Koza hanmm içi ve dışı karınca gibi kayna şan insan kalabalığile dolmaktadır. Mıntakamızm köylerine az emek mu kabilinde bellibaşlı para getiren bu kıymetli mahsulün yarattığı bu hare ket, gerek müstahsilin ve gerek alıcı nın yüzünü güldürecelc mahiyettedir. Tahminlere nazaran; bu sene hava ve böcek vaziyeti çok normal gittiğin den rekoltenin bir buçuk milyon kiloya yaklaşacağı söylenmeitedir. Kozaları mızın randıman itibarile de fevkalâde denecek derece ve nefasette olduğu görülmektedir. Gediz Halkevinin köy gezileri Gediz (Hususî) Halkevimizin köycülük şubesi, başkan doktor Hüsnü Aydınerle bu şubeye bağlı üyelerden müteşekkil kafile Hacıbaba, Dainler, Dörtdeğirmen, Erdoğmuş, Dede, Gümele, ümüşlü, Altıntaş köylerine gidip köy lülerle samimî konuşmalar hapmıştır. Doktor Hüsnü Aydıner hastaları muayene ve lüzumlu reçeteleri vermiş, şubece hazırlanan kinin, aspirin gibi mevsimin lüzum ettirdiği ilâclar dağıtılmış, köyün sağlığı, ekonomik durumu, okuma işleri, htiyacları hakkında faydalı görüşmeler yapılmıştır. Bu yüzden biz de beklemek zorunda kaldık ve trene güç yetiştik. Her yerde ve her durumda neş'esini muhafaza edebilecek kadar olgun bir ruh taşıyan Nuri Dört bin senelik define! Demirağ, benim sinirlendiğimi görünce Bursa (Hususî) Mudanyanm Meslâtifeye başladı: Güneş çarpmasından öldü udiye köyü civarında 4000 senelik bir Haydi, dedi, Fazılı aç da gönlün Bursa (Hususî) Buraya bağlı AraDünkü sıcak defineyi çıkarmak üzere Yunanistan açılsın. Ortada İngiliz dilberi yok amma bayatağı köyünde îsmail Yıldız admda İstanbul, dün de en sıcak günlerinden dan gelerek hükumetten müsaade alıp birinin tarlasında ekin biçmekte olan onların toprakları üzerinde bulunuyoruz. Hâmi, Onyedinci, Onsekizinci asır şa Karaıslah köyünden İsmail oğlu Mestan birini yaşamıştır. Bir haftadanberi şeh bir heyet nezaretinde hafriyat yapan Bakalım senin şair onlar için ne demis. irlerini de eserlerile anlattıktan sonra On adında biri ölü olarak bulunmuştur. Ya rin boğucu sıcağmda çalışan şehir hal İskeçeli Pangalosla, İskeçeli Nuri bir Hükümlerini dinliyelim de kendilerini dokuzuncu asır ediblerine geçti. Charles pılan tahkikat neticesinde Mestanm kı, dün sabah erkenden sokaklara dö şey bulamadan elleri boş olarak geri görmeden tanımış olalım. Dickens, Meredith, Tomas Hardi, Os tarlada güneş çarpmasile öldüğü anla külmüş ve şehrin serin kıyılarına, Bo dönmüşlerdir. Vagon, limanda bıraktığımız Nuh ge car Wild gibi üstadları andı, Charles şılmıştır. ğaza, Adalara ve plâjlara akın akın gitMaamafih bu civarda 30 40 sene evmiştir. misinin renk renk, çeşid çeşid yolcularile Dickens'in Londra sefillerini tasvir eden vel de bazı ecnebiler tarafmdan böyle doluydu. Lapon, Vogol, Çovaş gibi Fi David Copperfild a<JIı eseri üzerinde Akay, Şirketi Hayriye vapurlarile Geyvede tütün ve koza bir hazine veya definenin arandığı ve nova lehçelerinden Skandinav, Fransız, uzun uzun durdu ve sonra Walter banliyö trenleri kesif halk gruplarmı Geyve (Hususî) Kazaya bağlı Pabunun 4000 sene evvele aid bir define eğlence yerlerine taşımıştır. Alman, Amerikan dillerine kadar yarı Sceaut'a geçti, onun Rob Roy, Vavermukova nahiyesindeki basma tütünleriolduğu, ancak yerinin kaybolduğu söyBu hafta, bilhassa, Boğaz, Florya ve kürenin bütün lisanlan kompartimanda ley, L'antiquaire gibi eserlerini anlattı. ne verilen 80 110 kuruş arasmdaki filenmektedir. konuşuluyordu. Türkçe, bu uğultu ara Lâkin «Kromvel» ve «îkinci Frederik» at, tütün ekicilerini sevindirmiş ve bu Adalara rağbet fazla olmuştur. sında melekler dili gibi temiz bir ahenk ibi tarihî romanlar ve yepyeni bir tarih mahsulün fazla zeriyatma sebeb ol aksettiriyordu. O ahenge şiir tadı kalmak felsefesi yaratan Iskoçyalı Tomas Kar muştur. Kazada 937 mahsulü olarak hiç fırsatını kaçırmadım, can yoldaşhğımı lay'li anmağa başlarken Nuri Demiıağ bir stok mal kalmamıştır. yapan Fazılın Ingiliz güzelleri hakkmda edib mühendisin sözünü kesti: Bursadan sonra en güzel ve en fazla ki sözlerini yüreğimin derinlikkrinden pek kozası yetiştiren kazamızda fiat Turhan, dedi, Walter Sceaut için ar iyidir. Mahsulün fevkalâde denecek kopan bir şevkle ve bütün o karışık yaytarihî roman yolunun kâşifı diyorlar. Aderecede randımam vardır. Fiatlar 70 garavı bastıran gür bir sesle okudum: leksandr Düma, hatta Tomas Karlayl 90 kuruş arasmdadır. Köylü bu fiatlarIngilizin zeni hoş simadır onun tilmizi imisler ve kâşifin eserîeri la mallarmı sevincle piyasaya arzet Hoş eda, hoş revişü zibadır ayni günde ingiîizce olarak Londra mektedir. Bu seneki istihsalâtın 150 bin Ruhi âli gule sad reng verir da, fransızca olarak da Pariste basılır kiloyu tecavüz edeceği tahmin olunuDiheni bulbüle aheng verir mış. Bizim tarihî roman muharrirlerimiz •or. Cümlesi pâk tabıatlerdır Mailü ziverü zinetlerdir üzerinde büyük muharririn tesiri var mıMutedil bir adadır deryada dır? Misli yok behçet ile dünyada kuyucuları hem müstefid, hem mütelezAziz dostun yüzüne bön bön mü, ziz eder. Bizdeki tarihî romanlann yüzTeni bılluri ki mevzun kamet Olmuş elmâs tıraşı kudret gamlı gamlı mı baktığımı bilmiyorum de doksan dokuzunda tarihin zerresi Sâğdvr gerçi metai amma amma gözlerimde elem belirdiğini hisse yoktur. O halde Walter Sceaut'tan fi Tuhfei vaslı çoruktür hâlal diyordum. Çünkü bu sualle yüreğimin ândan tesir aramanın da yeri olmamak Nuri Demirağ, bu mısraları sakin sa ince bir derdine temas edilmiş oluyordu. lâzım gelir. Çünkü o üstadlar tarih okukin dinledikten sonra koynundan not def Londra yolunda o derdi dillendirmekten muşlardı, tarihin özünü kavramışlardı, terini çıkardı, îngilterenin Avrupada, ne çıkardı?.. Bununla beraber dostumun halka da tarihi hayalle makul şekilde Yakınyurd tetkiki için Edirneye giden Tekirdağ muallimleri bir arada Asyada, Afrikada, Amerikada, Okya sualini cevabsız bırakmadım: kanştırıp sunmak suretile ibretli ve lezEdirne (Hususî) Evvelki gün Tekirdağından gelen 30 kişilik bir nusyada sahib olduğu müstemleke ve do Tarihî roman, dedim, ya tarihten zetli bir şuur uyanıklığı yaratmak istiyormuallim kafilesi Edirneden ayrılmıştır. Tekirdağ muallimleri Trakya mınminyonlarının mesahasını, nüfusunu birer fazla hayal kullanılarak, ya hayalden lardı. Bizde yalnız ve yalnız halkm tarih takası dahilinde yakın yurd tetkikine Kültür Direktörü Emin Atacın riyabirer okudu, yekunlarını yaptı ve müben ziyade tarih sarfolunarak, yahud da ta evgisini istismar etmek kaygusu var. Ta seti altında çıkmışlar ve burada Umumî Müfettiş, VaU ve kültür müntesibdis Hâmiye sordu: rihle hayal muvazi yürütülerek yazılır. rihin henüz tesini bilmiyenler kaleme sa leri tarafmdan hararetle karşılanmışlardır. Burada kaldıkları iki gece, bir gün zarfmda misafirler meslekî tetki Acele yola çıktığımız için înşiliz Birinci şekilde eser, tarihten uzaklaşır, rılıyorlar, tarihî bir ismi ele alarak onun katta bulunmuş, görülmeğe değer yerleri gezmişler ve Karaağac Eğitmenedebiyatı hakkında defterime hiçbij şey masala yaklaşır. Makbul değildir. İkinci etrafında tarihi ağlatacak ve iğrendirecek ler kursunda, Sarayiçinde ve Meriç kazinosunda şereflerine verilen ziyakaydedemedim. Londraya kadar yüz sekilde roman tadı kaçar, esere kuruîuk masallar uyduruyorlar. Böyle marlaval fetlerde bulunmuşlardır. yirmi kilometrelik yolumuz var. Bu me siner ve okuyucularm hosuna gitmez. arın Walter Sceaut mektebile ne münaTekirdağ muallimleri, Vize fidanlığını, Devlet Çiftliğini, İnanbyı riya»afeyi bari konuşa konuşa alalım: Ingiliz Yalnız ücüncü sekildir ki tarih zevkile îebeti olabilir? retle hem möslek, hem de köycülük işleri üzerinde tetkikatta bulunaftdiblerinden kimleri tanırsınız? roman tadını bir anda hissettirdiğinden crklardır. (Arkast varl atay meselesinin halli için Türkiye ile Fransa arasmda meydana gelen kat'î anlaşma; ayni zamanda Akdenizin şark havzasında sulh ve huzuru muhafaza hususunda ikinci bir zaman ve teminat teşkil etmiştir. Bunun Güzel San'atler Akademisinde bu abirincisi İngiltere ile İtalya arasmda 16 yın on beşinden ıtibaren iki ay devam et nisanda Romada imzalanan muahededir. mek üzere mimarhk kursları açılmasına Çünkü bu muahede ile daha ziyade karar verilmiştir. iki kısimdan ibaret o Akdenizin şark kısmındaki askerî ve siyalan bu kurslardan birincisi ilerlemiş o sî vaziyetin değişmemesi gayesi güdül lanlara mahsus olup buna mimarlar ve müştü. Türkiye ile Fransa da gene bu samimar namzedleri iştirak edecektir. îkin hadaki mevcud vaziyetin muhafazası hucisi, müptedilere mahsustur. Buna da Asusunda işbirliği yapmağa karar vermiş kademi Mimarî şubesine girmek istiyen lerdir. lerle lise olgunluk imtihanını vermiş buBu suretle anlaşmanın mahiyeti ve şülunanlar devam edecektir. Bu kursların mul dairesi genişlemiş olduğundan Hatay her sene tekrar edilmesi de ayrıca karar meselesi adeta bir anahtar mevkiinde kalaltma alınmıştır. mış oluyor. Bu şümullü anlaşmanın teferruatı dostluk misakı şeklinde imzalanacaktır. Her iki devlet yekdiğerini alâka dar eden ve müdafaası lâzım gelen men Bursa (Hususî) Buraya bağh Misi faatlerinin şarkî Akdeniz havzasına münkövünde Fatma adında bir kadının, ko hasır bulunduğunu tesbit edecekler ve cası Halili balta ile öldürdüğünii bildir herhangi bir hâdise ve meseleden dolayı miştim. Bu cinayet hakkında yapılan bu menfaatlere dokunulduğu takdirde tahkikat, meraklı safhalar meydana çı her iki devlet birbirlerile görüşüp icab karmıştır. Sorgu hâkimliğince ikmal e eden kararları vereceklerdir. dılen tahkikat dosyası Ağırcezaya veFransa Hariciye Nazırı, Hatay meserilmiştir. Kararnameye nazaran; sekiz sene ev lesinin tesviyesi Türkiye, Fransa ve Suvel sevişerek evlenen Fatma ile Halil riye arasındaki münasebatın tanzimi işinbu müddet için Fatmanın hırçınlığı, den gayrikabili tefrik bulunduğunu beyaa Halilin de içki ve esrara müptelâ oluşu ederek iki aradaki anlaşmanın ne dere dolayısile daimî bir geçimsizlikle geç cede geniş olduğunu izah etmiştir. miştir. Fatma, kocası Halil tarafmdan Son anlaşma ile Hatay meselesi tamasık sık dövülmekte ve ehemmiyetsiz mile halledilmiştir. Şarkî Akdeniz havzabahanelerle türlü işkencelere maruz sında Ingiliz îtalyan anlaşmasının ka bırakılmakta imiş. Vak'a gecesi Fatma, rarlaştırdığı huzur ve istikrarın devamını komşu kadmlarla köydeki evin kapılave bu uğurda beraberce çalışmağı Tür n önünde oturmuşlar, Halil çiftten gelince, karısını bakkala gönderip sigara kiye ile Fransa da kabul etmiş oluyorlar. Türkiye ile Irak arasındaki hududun aldırmış, kendisi de bahçede hayvanlahattı kat'î olarak tayin edildiği gibi Franrile meşgul olmuştur. Bu sırada gene kapı önünde sohbete sanın şimdilik resmen mandası altında budalan Fatma, Halil tarafmdan ev içine lunan yerlerle Türkiye arasındaki huduçağırılmış ve organla, komşularm im dun da kat'î olarak kabulü kararlaştırıl dada koşup ayırmalarına sebeb olacak mıştır. Bu anlaşmaya yarın müstakil bir derecede karısmı dövmüştür. devlet olacak Suriye de iştirak ederek Fatmayı muhakkak öldüreceğini söy ileride yeni bir anlaşmamazlık çıkması liyen Halilin artık bu tehdidlerini yeri nın önü alınacaktır. ne getireceği kanaati Fatmada yer et Suriyeye ve Lübnana ittifak esası üzemiştir. Fatma son zamanlarda kocasını re istiklâl verilmesine aid olarak vaktile görünce aklını oynatacak kadar kork makta imiş. O gece bu kavgadan sonra Fransa ile bu iki hükumet arasmda imza»ynl yatağa giren fcan kocadan Fatma lanan muahedelerin tasdikı için artık hanın, geceyarısı havanın sıkmtısı ve pi ricî bir mâni kalmamıştır. Yeni anlaşma relerin hücumundan son derece müte Yakınşarktaki huzur ve istikrara mâni oessir olarak sinirleri bozulmuş, yatağm an Hatay ve Filistin meselelerinden biridan fırlamış ve bir müddet düşündük ni kat'î olarak halletmiş, Türkiye ile ten sonra kocasının cefalarına katlan maktansa, onun vücudünü kaldırmanm Fransa arasındaki siyasî münasebatı eski haline getirmiş ve Akdenizin şark havzafavdalı olacağına karar vermiştir. Bir müddet, uyuyan kocasının yüzü smdaki emniyeti ve mevcud mülkî vaziyene baktıktan sonra Fatma aşağı inmiş ti sağlamlaştırmıştır. Bu neticeden en zive bir şimşek hızile baltayı alarak yu yade memnun olacak devlet îngilteredir. karı çıkmıştır. Bir şeyden haberi olmı Çünkü garbda Fransa ve Yakmşarkta yan Halil, derin bir uyku arasmda iken Türkiye ile sıkı siyasî ve iktısadî işbirliği başından müthiş iki balta yarası alarak yapan bu devlet bu iki dostunun arası kanlar içinde derhal yatağında can çe açık olmasından mustaribdi. Hatta bu hakişerek ölmüştür. Fatma, büyük bir solin Yakınşarktaki vaziyeti altüst edecek ;ukTcanlılıkla komşulara gidip cinayeti bir şekil almasından cidden korkmakta haber vermiştir. idi. Bir aile faciasının hikâyesi Muharrem Feyzi TOGAY Mudanya Bursa şimendiferinde hâlâ gaz lâmbası yanıyormuş Bursa (Hususî) Mudanya Bursa şimendiferinde vagonlar el'an ölü gözü gibi sönük yanan gaz lâmbalarüe ay dınlatılmakta olduğundan halk şikâyet etmektedir. Modern Trak vapurile rahat bir yolculuk yaptıktan sonra gece Bursaya gelirken trendeki bu halin, mükemmel bir lokantayı terkedip tuz suz ve yavan ekmek yemeye benzediği söyleniyor. Bursanın turistik bir şehir olması yolundaki hamleler süratle çoğalırken şimendiferimizin bu hali mu hafazakâr bir zihniyet olarak tavsif edilmektedir. Tekirdağ muallimlerinin Edirnedeki tetkikleri \ Bursaya giden doktorlar Bursa (Hususî) Gülhane seririyatı doktorlarından mürekkeb ve aralarmda profesörleri de bulunan 70 kişilik bir doktorlar kafilesi Yalova yolundan şehrimize gelmişlerdir. Gülhane dok torlan kaplıcalarımızda tetkikat yap tıktan sonra Uludağa çıkarak dağ iklimi ve iklim tedavisi etrafında etüd yapacaklardır. Kendilerine Gülhane profe sörlerinden iklim ve fiziyoterapi muallimi doktor Nüzhet Şakir refakat et mektedir. Doktorlar, Bursa kaplıcalarını gez mişler, banyolu otellerde tetkikat yapmışlardır. Cumartesi günü Uludağa çıkarak geceyi dağ sporları kulübünün kayak evinde geçireceklerdir. C u m h u r i ' /et Abone şeraiti Nüshası 5 kuruştur. Haric Türkiye için için Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Altı aylık 750 > 1450 > 800 • Üç aylık 400 > Bir »ylık 150 » Soktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: