CUMHURİYET 23 Haziran 1938 Zorlu kadın Berlin Belgrad maçı nasıl oynandı ? Belgradda yapılan bu müsabakada Yugoslavyalı futbolcular büyük bir kabiliyet gösterdiler Adliye koridorunda âşıkını boğmak istiyen suçlu mahkum oldu Metresi Bürhaneddinin başka kadın larla arkadaşlığını sezen Zeyneb admda bir kadın, âşıkile sunturlu bir kavgaya tutuşmuş ve nihayet cürmü meşhud mah kemesine düşmüştür. Bir türlü hiddetini alamıyan Zeyneb, dün üçüncü sulh ceza mahkemesinin kapısı önünde âşıkını kıskıvrak yakalıyarak iki duvar arasına kıstırmış ve varkuvvetile gırtlağını sıkmağa başlamıştır. îriyan ve güçlü kuvvetli bir kadın olan Zeynebin, âşıkını nefes alamıyacak bir vaziyete soktuğunu görenler, hemen Adliye polisi Refığe haber vermişlerdir. Refik, diğer bir arkadaşile Bürhaneddinin imdadına koşmuş ve zavallı adamı dostunun elinden üçlükle kurtarmıştır. Cürmü meşhud mahkemesi, bu ikinci suçundan dolayı, Zeynebi bir ay dört gün hapse mahkum etmiştir. Zeyneb mahkemeden çıktıktan sonra da hâlâ: Şuşnig mütemadî istintak altmda Hitler'in, eski Avustıırya Başvekilini serbest bıraktıracağı söyleniyor Franko, Fastan yeni takviye kıtaatı getirdi Valansiya'da iki ticaret gemisi daha batırıldı Londra gazeteleri, İtalyamn İngiltereden malî bir yardım temin edebilmek zaruretile gönüllüleri geri almağa razı olduğunu yazıyorlar Paris 22 (Hususî) İspanyol Fa sından 10 bin Arab İspanyanın Kediz limanında karaya çıkarılmıştır. Bunlar Teruel ve Madrid cephelerine sevkedılecektir. İspanyada harb etmekte olan Alman ve İtalyan kuvvetlcrine iltihak etnıek üzere bugünlerde Fastan 50 bin Arabın daha celbedılmek üzere bulunduğu haber verilmektedir. puruna bombalar isabet etmiş, her iki vapur da batmıştır. Barselona 22 Saat 4,30 da Frankist'lerin 8 tayyaresi, Barselona'ya 50 bomba atmışlardır. Halihazırda 20 kadar maktul ve 30 kadar yaralı tadad edilmiştir. Alikanta da bombardıman edildi Berlin Belgrad maçından bir enstantane Belgrad (Hususî) Pazar günü burada Berlin Belgrad muhtelit takımlan arasmda çok heyecanh bir futbol maçı yapıldı. Bu maçı Berlinliler 3 2 kazandılar. Belgrad futbolu, Alman taktmının karşısında muvaffakiyetli bir oyun gösterdi. Bu maçı, Galatasarayı yenen Belgrad takımlarınm ikisinin de profesyonel Macar takımı Uypeşti yendıklerini de gördükten ve Belgrad Berlin maçını da seyrettıkten sonra Galatasarayın burada yaptığı maçlarda aldığı fena neticeleri, tabiî addetmek icab etmektedir. ne süt şüt üstüne atıyorlar ve galib mevkiine geçmek istiyorlar. Yugoslav solaçığı kaleye çok kuvvetli ve yandan bir şüt attı. Sağiç, soliç, santr forved hepsi kale ağzındalar. Alman kalecisi bir an tereddüd etti. Topu bloke edemedi. Ufak bir sarsıntı geçirdi. Top yere düşmeden ağlara takıldı. îlk devre ( 2 1 ) Belgrad takımı galib. tkinci devre İkinci devrede takımlarda değişiklik var. Yugoslavlar kalecilerile, sağ haf larını değiştirdiler. Oyuna Almanlar başladı. Fakat Yugoslav sağaçığı kaleye kadar indi, şüt ve fevkalâde bir kurtanş. Herkes gol diye ayağa kalktı. Akabinde Alman hücumu. Yugoslav kalecisi de rakıbine bir nazire yaptı. Almanlar mağlub vaziyetten kurtulmak istiyorlar. Değıstirdıkleri sağaçık bırıncisine nazaran çok iyi. Şimdi de hücumlarını sağdan yapıyorlar. Yugoslavlar canlandı. Alman kalesi bombardıman ediliyor. Alman kalecisi mütemadıyen kurtarıyor. Işte bir süt daha!.. Kaleci kornere atmak istedi. Top mahrek çizerek içeri giriyor. Direğe çarptı. Yugoslav merkez muhacimi atamadı. Heyecan vükseldi. Ahali el çırpıyor. Gol istiyor. Enfes bir şüt. Top ağlarda; fakat avut.... Top iki saha arasmda mekik dokuyor. Saniye içinde her iki taraf büyük tehlikeler atlatıyor. Almanlara üçüncü gol girecek. Dehşetli bir şüt. Alman kalecisinin sür'atli bir çıkışı ve kuvvetli bir yumruğu hem topu defetti, hem de karşısın daki soliçi bayılttı. Soliçi dışarı çıkardı lar. Yugoslavlar 10 kişi kaldı. Bir Alman hücumu. Sağaçığın derin bir pasmı santr forved alıyor. Yetişti, sağa kaçtı. Topu solaçığa geçirdi. Solaçık biraz sürdü, ortaladı. Sağic kafa ile Yugoslav kalesine soktu. Hakem endboî verdi. Halk ve Yugoslav oyuncular afallastılar. Sakatlanan soliç içeri girdi. Yugoslavlar cesaretlendi. Yalnız Almanlar da birden canlandılaj. Akın akm üstüne yapıyorlar. Solaçığa derin bir pas geldi. İki bekin arasından kaçtı. Giriyor. Sol hafbek yetişti. Önledi. Ufak bir geri pası. Solicin bir şütü. Gol. Almanlar beraberliğin verdiği hızla hep hücumdalar. İste sağaçık gidiyor. Yugoslav sağ beki yer tutamıyor. W oyununu şaşırdılar. Sağaçık topu santr fora geçirdi. Kaleci fırladı. Süt. Gol. Oyun Yugoslav sahasında. Top Al manlann uzun paslarile oynuyor. Yu goslavlar kazanılmış bir oyunun kayıbı Maç nasıl oldu? Önde Berlin, Belgrad muhteliti de arkada olarak sahaya çıktılar. Almanlar Hitler usulii halkı selâmladılar. Aikış landılar. Belgrad takımı da, bir ha>li coşkun şekilde, alkışlandı. Oyuna Bel grad başladı. Ilk hücumu Belgradlılar yaptı. İik avut Almanların aleyhinde. Almanlar avutu attılar ve hücuma geçtiler. Soliçleri bir gol fırsatını kaçırdı. Oyun kızışıyor, mütekabil hücumlar sıklaştı. Almaniar hep solaçıklarile oynuyorlar ve onun süratinden istifade etmek istiyorlar. Yugoslav merkez muavini onunla çarpıştı ve sakatlandı. Sahadan dışarı çıkardılar. Yugoslavya sağ beki enfes, kuş uçurt muyor. Almanlar soğukkanlı. Etrafm bağırmasına ehemmiyet vermiyorlar. Paslan yekdiğerine esapelık veriyorlar. Karşılıklı hücumlar oluyor. Her iki takım da W sisteminde oynuyor. Fakat Yugoslavlar daha çok muvaffak oluyorlar. 19 uncu dakikada Belgrad sağaçığı önüne geleni gecti. Birden topu sağiçe gecirdi, o da ustalıkla bir zaviyeden herkesin hayreti öniinde topu Alman kalesinin ağlarına taktı. Almanlar hücuma geçtiler. Hep solaçıkla işliyorlar. Yugoslavlar sıkışıyor. ı Almanlar mühım bir gol kaçırdılar. A ' deta Galatasaraylılar gibi kale önünde beceriksizlik ediyorlar. Bir fırsat daha kaçtı, bir daha kaçtı. Almanlar s.ihaya , hâkim oldular. İnsan hangi tarafın galıb • geleceğini kestiremiyor. Bir Alman akını. Favul. Süt ve avut... Halk dehset içinde. Takımlarını canlandırmak için elle tempo tutuyorlar. Alman solaçığının ayağındakı top kaleye doğru süzüldü. Kaleci fena vaziyette. Topu avuta gidivor zannediyor. Fakat köşeden içeri girdi. Vaziyet bir bire olunca Yugoslavlar Amansız hücuma geçtiler. Aîman kalesi| Seni parça parça edeceğim! Ciğer Sabık Avusturya Başvekili Şuşnig'in, lerini sökeceğim! diyerek bangır bangır Avusturyanın ilhakındanberi nezaret al bağırmakta idi. tmda bulundurulduğu binadan, Tuna kıyısmdaki Metropol oteline nakledildiği Atlatılan kaza yazılmıştı. En son posta ile gelen Avrupa Av vergileri muhasebecisi Mümtaz, gazetelerinin verdiği tafsilâta göre, eski dün sabah, şirketin 71 numaralı vapu Başvekil, bu yeni mahbesine, bundan rıle giderken muvazenesini kaybederek yirmi gün evvel, bir gece sabaha karşı denıze düşmüştür. Kazazede yüzerek anî olarak nakledilmiştir. Şemsipaşaya gelmiş, burada Üsküdar Şuşnig, Metropol otelinde çok sıkı bir depolar grupu amelesi tarafmdan kur nezaret altına alınmıştır. Kendisine, içintarılmıştır. de en lüzumlu eşyadan başka birşey bulunmıyan, çıplak duvarlı bir yatak odası, şaskmhğile ve vakit darlığmm verdiği übir banyo odası ve bir de, çalışma odası midsizlikle çırpmıyorlar. (3 2) Berlin tahsis edilmiştir. Hakikatte bu çalışma galib. odası sabık Başvekılin istintaka çekilmesi Yugoslav sağ muavininin ağırlığı, ver için kullanılmaktadır. diği gediği arkadaşlannın kapatamaması Şuşnig'in bu yeni binaya naklini mütetakımı mağlubiyete sürükledi. W oyunuakıb, ikametgâhmda mevcud evrakı bir nu tatbik eden müdafaanın çözülmesine sebebiyet verdi. Mağlub bir vaziyetteki yük arabasına doldurularak götürülmüş Alman takımının çalışması ancak son ha tür. Bu evrak birer birer gözden geçiril kem düdüğile oyunun neticesi alınabilece dikçe, dosyalar halinde metropol oteline ğini gösteren kuvvetli bir delildi. Alman nakledilmekte ve sabık Başvekil, orada, takımmı otelde gördüm. Hepsi genc ve bu evrakın muhteviyatı hakkmda istintaorta bovlu adamlardı. Yugoslavlardan ka çekilmektedir. Sık sık tevali eden bu cüsse itibarile daha çelimsizdıler. Fakat istintaklar, saatlerce sürmektedir. Umumî kanaate göre M. Şuşnig, bu atletik kabiliyetleri kendilerini zafere isticvablardan sonra tahliye edılecektir. ulaştırdı. Zira, sabık Avusturya hükumeti erkâ Bugün yapılacak maç nından bir çoğunun, vaziyetlerinden bilisŞehrimizde bulunan Atinalı futbol tifade işler çe\irmiş olmalarına mukabil, cular bugün saat 17,30 da Pera takımile Şuşnig'in bu gıbi şaibelerden tamamen uTaksim stadyomunda karşılaşacaklar dır. Bu maçı hakem Şazi Tezcan idare zak olduğu kat'iyetle söyleniyor. Bir ri vayete göre, eski Başvekilin on iki yaşınedecektir. daki oğlu, talebe olarak bulunduğu leylî Güreş müsabakaları mektebden M. Hıtler'e hitaben bir mekTemmuz ve ağustos ayları içinde, tub göndermış ve babasınm serbest bıra şehrimizde birçok güreş maçları yapı kılmasını rica etmiştir. M. Hitler'in, bu lacaktır. Bu temaslardan birincisi 24 mektuba bizzat cevab verdiği şayidir. temmuz pazar günü Taksim stadmda, Galatasaray Gneş güreşçileri arasın Mme. Dolfüs Amerikaya gidiyor Diğer taraftan, Madam Dolfüs'ün de, da yapılacaktır. bundan böyle süreceği hayat tarzı hak Bir müddettenberi Galatasaraylı Çoban Mehmede meydan okumakta olan kında son kararını verdiği söyleniyor. Güneşli Büyük Mustafanın bu maçta a Madam Dolfüs, Alman kıtaah hududu lacağı netice. merakla beklenen bir hâ aşhğı gün Avusturyadan ayrılmış, Bratisdisedir. Ağustos ayı içinde. Çoban Meh lava tarikile, önce îtalyaya, oradan da med, kendisine mütemadiyen meydan Isviçreye geçmişti. Şimdi, yedi yaşındaki okuyan Türkive profesyonel Başpehli kızı Eva ve on yaşındaki oğlu Rudi ile vanı Tekirdağlı Hüseyinle karşılaşa birhkte, Friburg'da bir manastıra gıren caktır. Madam Dolfüs Amerikaya gitmeğe ka Güreş federasyonu, amatör olan Ço rar vermiştir. îsviçre hükumetinin yardımı ban Mehmede, bir defaya mahsus ol mak üzere, profesyonel bir güreşçi üe sayesinde pasaport almağa muvaffak olmuş, fakat parası bulunmadığı için, Vi karşılasmak müsaadesini vermiştir. yanadaki Nazi hükumetine müracaat eŞild maçlarının finali derek, orada kalan ev eşyasımn kendisine Beşiktaşın geçen hafta Beykozu ye iadesini istida etmiştir. Bunları satmak nerek, şild şampiyonluğu müsabakala suretile tedarik edeceği parayı, Isviçrederının fmaline kaldığı malumdur. ki katolik cemiyetlerinin, bir yardım ol Siyah beyazlıların Fenerbahçe ile ya mak üzere kendisine vermeği kararlaşhr pacakları final maçı bu pazar günü oy dıklan bir miktar paraya ilâve ederek Ananacaktır. Fakat kulüb murahhaslan, merikaya geçecek ve orada kendisine yesaha ve hakem meseleleri hususunda, ni bir hayat kurmağa çalışacaktır. henüz bir anlaşmaya varamamışlardır. sunuz. Bari bir yere gitsek... Fena olmaz. îsterseniz artık îstanbula inelim. Maçka şimdi çok sıcak olur. Benim aklıma başka birşey geliyor: Şöyle uzunca bir scyahat yapmak.. «Nis» e gitsek nasıl olur?.. Amma siz, uzak diye oraya gitmek istemezsiniz. Burada hastanız var, onu bırakamazsmız. Belki başka işleriniz de vardır; hani şu, bir türlü bana söyliyemediğiniz işler... Benim mi?.. Öyle ya... Son günlerde, ikide birde, biraz işim var, diye sık sık îstanbula inmiyor musunuz?.. Yalnız nasıl iş, bir türlü öğrenemedik!.. Herhalde avukatlık etmeğe başlamadınız. Her neyse, daha çok sorarsam saygısızlık olacak... Yalnız, görülüyor ki sizi İstanbula bağlıyan bir şey var... Onun için yakm bir yere gidelim. Nereye gitsek acaba?.. var?. Gene Yalovaya gidelim, daha yakın, daha güzel... Perihan o yaratılışta bir kadındı ki karşısmdaki ne söylerse mutlaka onun başka türlüsünü yapmağa kalkardı. Şimdi de belki şu dakıkaya kadar yabancı bir memlekete gitmek aklında bile yoktu. Belki de lâf olsun diye söylemişti. Fakat kocasının gitmek istemediğini görünce şimdi de bunu diline doladı: Gidelim, diye tutturdu. Feridun: Canım, nereden geldi aklınıza, diyordu. Bu aylarda orası, hemen hergün yağmurîudur. Ben birkaç defa gittim. Sizin beğeneceğiniz gibi bir yer değil ki... Ya hastalar için, yahud sevişen, yalnız kalmak istiyen insanlar için... Üçüncü gün oradan da sıkılacaksmız!.. Ertesi gün İstanbula inmişlerdi. Genc kadın, seyahat acentalarından birinin ö nünden geçerken içeriye girdi. Feridunun, araya girmesme kalmadan, o günlerde İstanbuldan kalkacak ilk vapur için iki kişilik bilet aldı. Kocası, ilkönce: Ben bugünlerde İstanbuldan ayrılamam ki... diyordu. Amerikaya gideceği söylenen Mme. Dolfus ve iki çocuğn Madrid 22 Dün saat 17,45 te dört Frankist tayyaresi Alıkante limanı civaIngiliz gazetelerine göre rına birkaç bomba atmışbr. 6 kişi yaraLondra 22 Havas ajansının mu lanmış, birkaç yerde yangın çıkmış., bazi binalar da hasara uğramıştır. habırı bıldıriyor: Ademi müdahale komitesinde dün husule gelen ihtilâf bütün partilere mensub gazeteler tarafmdan büyük bir memnuniyetle karşılanmaktadır. Bütün alâ ka, bu itilâfın muhtemel inkişaflarına ve İtalyamn îspanyaya tavassut tekliflerine karşı tarzı hareketi üzerinde temerküz etmektedir. Sureti umumiyede matbuattan anla şıldığma göre bu meselenin münakaşası için Ingiltere İtalyadan daha müsaid bir vaziyette bulunmaktadır. Times gazetesi muhasematın nihayete ermesi için îtalyada mevcud olan sebebler arasında hükumetin iktısadî ve malî hesablarını altüst eden buğday rekoltesinin fenalığını ve liretin kıymetten düşmesi üzerine halkta için için kaynıyan memnuniyetsizlik şayialarını zikretmektedir. Bu gazete şunları ilâve eylemektedir: «îtilâfın tasdiki îngilterenin malî bir yardımına imkân verebilecektir. Itilâf tasdik edilmediği takdirde ise böyle bir yardım mevzuu bahsolamaz.» Niuz Kronikl gazetesi şöyle diyor: «Mussolini, itilâfın mer'iyete girmesini Cemberlayn'dan çok istiyor. Hakikatte İtalya için iktısadî ve siyasî bir zaruret mevcuddur.» (a.a.) Cephelerde Burgos 22 Kastil'de bulunan Franko kuvvetleri 4 kilometre ilerliyerek Teruel Saragos yolunun sağında mühim bir mevzi işgal etmişler ve bu yolu 31 inci kilometrede kesmişlerdir. Salamanka 22 Umumî karargâh tarafmdan neşredilen bir tebliğde bildi rildiğine göre Teruel mıntakasında Frankist'ler biraz ilerliyerek Lodela ve Los Frailes kasabalarını işgal etmişlerdir. Pennaroya mıntakasında dün zapte dilen mevziler tahkim edilmektedir. Diğer cephelerde kayda değer birşey yoktur. Valans 22 Villareal mıntakasında milisler, mezarlığı geçerek Frankist'leri Mijares nehrine doğru püskürtmüşlerdir. Cumhuriyet tayyareleri mücadeleye iştirak etmektedir. İspanyaya gidecek tahkikat heyeti tsviçrenin Burgos mümessili Burgos 22 İsviçrenin umumî ajanı Broye İsviçre mümessili olarak Franko hükumeti nezdine tayin edildiğini mü beyyin itimadnamesini vermiştir. İki vapur daha battı Londra 22 (Hususî) Frankist tayyareleri bugün Valansiya limanını şid detle bombardıman etmişjerdir. Liman da bulunan bir İngiliz ve bir Yunan va Londra 22 İyi mehafilden alman malumata göre, Ispanya bombardıman larını tahkike memur bitaraf komisyonlara memur îsvec ve Norveç mümessilleri hareketlerini tehir etmişlerdir. Bu tehir münhasıran maddî sebeblerden mütevellid olup İspanyol meselesinin son inkişafile kat'iyyen alâkadar değildir. Mezkur mümessiller yakında Londraya gelerek komisyonların mesai tarzı hakkında İngiliz arkadaşlarile görüşeceklerdir. Muhtelif heyetlerin şekli alâkadar hükumetler arasmda anlaşıldıktan sonra bildirilecektir. Salâhiyettar mehafilde bu hususta beyan olunduğuna nazaran sivil halkın himayesi resmî ingiliz makamlarını birinci derecede işgal eden meseleler arasmda dır. f 5 6 n c ı i l k mekteb talebelerinin elişi sergisi J Saraçhanebaşmdakı 56 ncı ılk mekteb son sınıf talebeleri ders sonu münasebetile, yapükları el işlerinden güzel bir sergi vücude getirmişlerdir. Yukarıdaki resim, son smıf talebelerini hocalarile beraber göster* mektedir. Neden?.. H a Adada oturmuşuz, ha orada... Ne zaman isterseniz, buraya telefon edersiniz. Pek sıkıya gelince yirmi dört saat içinde dönebilirsiniz de... Feridun ne yapsa, onu sözünden geçiremiyeceğini anladı. Ertesi günü, hazırlıkla geçirdiler. Kendisinin, daha beş altı ay evvel alınmış bir pasaportu vardı; bir tane de Perihan için çıkardılar. İki gün sonra kalkan vapurla da İstanbuldan ayrıl dılar. Gittikleri yerde ilkönce plâj köylerini dolaştılar. îkişer, üçer gün orada kaldı lar. Bir iki günü de, o memleketin en büyük şehrinde geçirdiler. En sonunda Perihanm istediği yere vardılar. En güzel bir otelde, gene iki odalı bir daire tuttu lar, oraya yerleştiler. Burası, çamlı dağlarla çevrilmiş küçük bir köydü. Büyük bir parkm içerisine üç beş tane otel, sekiz on pansiyon serpiştirilmişti. Daha ilerilerde küçük küçük villâ lar, ikinci smıf oteller görünüyordu. Parkın bir köşesinde de büyük bir kazıno, kazinonun içinde oyun salonlarından başka sinema, bar, tiyatro gibi eğlence yerleri vardı. Feridunun dediği gibi, sinsi sînsî yağmur yağıyordu. Perihan otele gelir gel mez üstünü başını değiştirdi. Sanki kırk yıllık bir kumarbaz gibi: Bu havada başka nereye gidilir?.. Diye doğruca kazinoya gitti. Oyun salonlannı şöylece dola§tılar. Sinemanın ilânma bakarken: Aman, bu artisti ben pek beğeni rim, diyordu. Feridun da boş bulundu: Buraya, sinema seyretmek için gelmedik ya... Diyecek oldu. Genc kadın ona inad sinemaya girdi. Günün son bir iki saatini orada geçirdiler. Sinemadan çıkınca gene otele döndüler. Yemek yediler. Yemek ten sonra gene kazinoya gittiler. Kumar salonu, hemen hemen o gün lerde, daha yeni açılmıştı. Yerlilerin arasındaki eğlence düşkünleri sanki ne za » mandanberi susamış gibi buraya üşüşmüştü. Birçok yabancı da vardı. Perihan, şımarık çocuklar gibi seviniyor, böyle kozmopolit yaşayışı pek seviyordu. Bir aralık: Ben de oynıyacağım, diye tuttur (Arkası var) Tefrika: No. 47 Demek ki, Feridunun yerinde hangi erkek olsa, geceyansından sonra, karısınm kendisini uyandırdığmı görünce, o da böyle düşünecekti. Kendi kendine utandı. Ya Feridun dün gece, ne kadar değişmişti?. Birdenbire nekadar teklifsiz, nekadar saygısız oluvermişti. Kahvaltıyı kendi odasmda yedi. Oğle yemeğinde ister istemez buluştular. Feridunda, hiçbir başkalık yoktu. Dün gece aralannda olup bitenleri çoktan unutmuş, denilebilırdi. Öyle iken Perihan, onunla yüzyüze gelir gelmez, kıpkırmızı oldu. İlkönce ne diyeceğıni, nasıl söze başlıyacağını şaşırdı. Sonra onun hiç de oralı olmadığını görünce yavaş yavaş kendini topladı. Her zamanki gibi şuradan buradan konuşmağa başladılar. Nakleden; Kemal Ragıb Artık enikonu yaz gelmiş; Adaya birdenbire büyük bir kalabalık bastırmıştı. Gürültünün bu kadan, son günlerde Perihanı bile sıkıyordu. Sandal eğlenceleri, yüzmeler, yayan gezintiler bu kalabalığm arasmda yavaş yavaş ona da tatsız görünmeğe başlamıştı. Feridun zaten bütün bu, üç beş odalı birer ev tutup her odasında da çoluk çocuk üçer beşer kişi yatıp kalkan şamatacı insanlardan, oldum bittim tiksinirdı. Onun için, son günlerde sık sık İstanbula iniyorlar, bir gün Boğaziçine, bir gün Floryaya gidiyorlar, arada bir Perihan, düşünüyormuş gibi biraz durYaiovaya gidip üç dört gün de orada kal du. Sonra, İstanbula pek yakın yabancı dıkları oluyordu. memleketlerin birinde kaplıcalarile, kuPerihan, bugün kocasının gönlünü al marhanelerile adı çıkmış bir yerin admı söyledi. mak istedi: Feridun omuzlanm kaldırdı: Burası artık çekilmez oldu, diyor Oraya kadar gitmeğe ne lüzum du. Siz zaten ilk günündenberi sıkılıyor