10 Haziran 1938 CUMHURÎYET T Serbest güreşte Türk yıldızlarını örten bulutlar sıyrılıyor Yazan: AHMED FETGER1 Ankarada yapılan ve 1 1 grupta 26 spor bölgesine mensub 65 güreşçinin i§tirak ettiği Türkiye serbest güreş birinciliği müsabakalarma karşı gazetelerimizin gösterdiği lâkaydiye şaşılsa yeridir. Otedenberi gazetelerimizin ve bilhassa sayın Cumhuriyet gazetesinin bu ulusal sporumuza karşı gösterdikleri teş\ik, himaye ve dikkat nazarlarını, Türkün, hiç kanşmamış, belki de tarihi ile beraber yaşamış öz sporu olan serbest (kuru) güreşte de istemek ve beklemekte kendimizi haklı buluruz. Ankara güreşlerinin kıymet ve ehem miyetini tebarüz ettirmek için bu miisa bakalara iştirak etmiş o'.an grupları ve spor bölgelerini nazan dıkkate arzetmeyi çok faydalı buluruz. Bu işte Güreş îederasyonu, bilhassa grup ve bölgelerin ezilmemesine çok dikkat ederek şöyle bir tasnif yapmıştı. Gruplar: 1 Ankara grupu: Yalnız Ankara bölgesi. 2 İstanbul grupu: Yalnız Istanbul bölgesi. 3 Edirne grupu: Edirne, Kırklareli, Tekirdağı bölgeleri. 4 Balıkesir grupu: Bilecik, Bursa, Kocaeli, Çanakkale, Balıkesir bölgeleri. 5 İzmir grupu: İzmir, Aydın, Denizli, Manisa, Muğla, bölgeleri. 6 Konya grupu: Konya, Afyon, Antalya, Burdur, İsparta, Eskişehir, Kütahya bölgeleri. 7 Seyhan grupu: Seyhan, tçel, Maraş, Niğde, Gazianteb bölgeleri. 8 Sivas grupu: Sivas, Yozgad, Tokad, Kayseri, Kırşehir, Amasya, Malatya bölgeleri. 9 Samsun grupu: Rize, Tırabzon, Ordu, Giresun, Samsun, Sinob bölgeleri. 10 Kastamonu grupu: Bolu, Çankırı, Zonguldak, Kastamonu, Çorum bölgeleri. Çin kuvvetleri geri çekilmeğe başladılar Şanghay 9 Çin kuvvetleri Kay femk'i tahliye ettikten sonra Şenkçov demiryolu iltisakının yarı yoluna kadar geri çekilmislerdir. Şenkçov şehrindeki sivil halkın büyük bir kısmı şehirden ayrıl mıştır. Japon kuvvetleri Lungai demiryolu boyunca ilerlemektedir. Japon öncüleri Şenkçov'un 50 kilometre cenubunda bulunan Pekin Kankov demiryoluna yaklasmıstır. Motörlü Japon kıtaatı Hopey'den hareket ederek mezkur şehirden garba ve cenubu garbiye doğru 30 kilometreden fazla ilerlemişlerdir. Hopei'nin cenubuna Yanghe nehrine 20 Japon harb gemM gelmiş ve nehrın cenub sahiline asker ç;karmıstır. Hedef Hankov'un zaptı ol mak üzere burada büyük askerî hareketlerin vukuu beklenmektedir. Muzaffer bir akın [Başmakaleden devam] Ispanya harbi karışık bir safhada Franko tayyareleri dün üç gemi daha batırdı Batırılan gemilerde kontrol heyetinin bir azası ve 13 kişi öldü, 25 kişi yaralandı. Bir Fransız gemisi de yandı \Ba$tarafı 1 inci sahlfede] rılmağa başladı. Federasyonu derin bir sevinc ve iftiharla tebrik ederiz. Yalnız: Bunu bir başlangıc telâkki eder ve sonunun gelmesinı büyüklerimiz den ve federasyonun muvaffakiyetlerin den dolgun ümidlerîe bekleriz. Federasyon bulut yırtmakta devam edecek, teşvik, tenvir, yarâım yolunda koşacak ve bu müsabakaları mütemadiyen tevali ettirecektir: İşte o zaman bu yurdun içinde ne arslanlar yaşamakta olduğunu bütün dünya hayret içinde, hased ve takdirle görecektir. Bu müsabakaların teknik neticelerin den ferdlere aid oîanlan intişar etmiştir. Biz, grupların ve bilhassa bölgelerin aldıkları neticeleri tetkik ederek ekseri bölgeler arasındaki pek ufacık farkları tebarüz ettirmek suretüe hem her bölgenin derecesini tesbit, hem de farklan gözö nünde tutarak rekabeti teşvik etmek için bu neticeleri yazıyoruz: Grup dereceleri: Derece 1 Ankara grupu: 8 iyi sayı, 4 fena sayı. 2 Istanbul grupu: 8 iyi sayı, 7 fena sayı. 3 Konya grupu: 8 iyi sayı, 12 fena sayı. 4 Samsun ve Edirne gruplan: 4 er iyi sayı. 6 İzmir ve Sivas grupları: 3 er iyi sayı. 8 Balıkesir grupu: 3 iyi sayı. 9 Kastamonu grupu: 1 iyi sayı. Bu hesabda Erzurum, Seyhan grupları derece alamamışlardır. Her sıklet sınıfında alınan neticeler nazan itibara alınarak bütün bölgelerin aldıkları fena sayılara göre yapılan bölge tasnif neticeleri: Istanbul bölgesi 31 fena sayı, Ankara bölgesi 38 fena sayı, izmir bölgesi 45 fena sayı, Edirne bölgesi 48 fena sayı, Eskişehir bölgesi 49 fena sayı Balıkesir bölgesi 51 fena sayı, Samsun bölgesi 52 fena sayı, Maraş böljesi 58 fena sayı, Amasya bölgesi 60 fena sayı, Tekirdağı bölgesi 60 fena sayı, Çorum bölgesi 60 fena sayı, Artvin bölgesi 60 fena sayı, Kastamonu bölgesi 61 fena sayı, Seyhan bölgesi 62 fena sayı, Konya bölgesi 63 fena sayı, Afyon bölgesi 64 fena sayı, Sinob bölgesi 64 fena sayı, Erzurum bölgesi 64 fena sayı, Kocaeli bölgesi 65 fena sayı, Bolu bölgesi 66 fena sayı, Mersin bölgesi 67 fena sayı, Aydın bölgesi 67 fena sayı, Denizli bölgesi 68 fena sayı, Bursa bölgesi 69 fena sayı, Sivas böl gesi 69 fena sayı, Kırklareli bölgesi 70 fena sayı. Çinlilerin taarruzu Tokya 9 Hainafng'da harekâtta bulunan Japon kıtaatı bu şehrin şimalinde on kilometre kadar ilerliyerek Sarı nehrin cenubunda bulunan Liuankov'u işgal etmiştir. Japon kuvvetleri keza eski Nankin Pekin yolu üzerinde birkaç noktayı işgal etmek suretile Sarı nehir üzerinde Japon münakalâtını kolaylaştırmıştır. On bin Çin askeri Haifeng üzerine mukabil taarruzda bulunmuşsa da ağır zayiatla püskürtülmüştür. Çinliler iki bin ölü bırakmıslardır. Mareşal Şankayşek'in beyanatı gazetecilere 11 DiyarbaVır grupu: Bingöl, Bitlis, Elâzığ, Hakâri, Mardin, Muş, Sıird, Tunceli, Urfa, Van, Diyarbakır bölgeleri. 12 Erzurum grupu: Kars, Erzurum, Erzincan, Gümüşane, Ağn, Çoruh bölgeleri. Bu gruplardan yalnız Diyarbakır grupu müsabakalara iştirak edememiştir. Evvelâ bu bölgeler arasında grup birinciliği müsabakaları yapılarak orada kazananjar gruplarını temsilen Ankaraya gelmiş olduklarından Ankarada yalnız 26 bölgeye mensub 65 güreşçi müsabaka yapmıştır. Bölgelerin isirr.ler' gözönüne getirilirse, henüz futbolün bile giremediği mıntaka ların güreşçiler yetıştirmiş olduğunu an latır ki, bu da Ankara müsabakalarımn ehemmiyeti hakkında açık bir fikir ver meğe kâfidir. Müsabakaya iştirak eden güreşçilerin kuvvet, idrak ve arslanlar gibi atılgan güreş tarzları insanı sevinc ve iftiharın dan kabma sığamaz bir hale getiriyordu. Bu yiğitler arasında o kadar çok paslanmış, ufak bir himmetle derhal parhyacak cevherler, yıldızlar gördüm ki, sevincimden göğsüm kabardı, yüreğim tatlı tatlı titredi, gözlerim sıcak sıcak yaşardı... Bizler, senelerce işte bu gölgede kalmış yıldızların meydana çıkması için uğraştık, cildler teşkil edecek kadar yazdık, çizdık fakat, gücümüz yetmedi, derdimizi anlatamadık. Yem Güreş federasyonu buna muvaffak oldu. Ve artık bu parlak Türk yıldız'armı örten bulut sıy Şanghay 9 Hankeu'dan bildirildiğine göre, Çin kuvvetleri dün akşam Çengçeu'yu tahliye etmişlerdir. Mareşal Şankayşek gazetecilerin suallerine tahriben verdiği cevabda ezcümle demiştir ki: « Sevkulceyş bakımından lüzumlu olan herşeyi yapacak ve harekâtı icab ettiği tarzda idare eyliyecek vaziyetteyim. Japonların Çin şehirlerine yaptıkları bombardımanlar nihaî zaferden emin olarak sonuna kadar harbetmeğe azmetmiş bulunan 450 milyon Çinlinin gayz ve nefretini mucib olmuştur.» olunan bu vazifeyi azamî liyakat ve gayretle başardığmm canlı ve fılî delillerini vermekten hâli değildir. Türk ordusundan ve Türk milletinden bir cüz olan süvarılerimiz bu yolda ortaya koydukları parlak netıcelerle dünya mılletlerine bizim yeni hüviyetimizi, yani Atatürk Türkiyesini, bizzat kendi gözlerimizi de kamaştırarak, tanıtmış oldular. Bundan dokuz yıl önce Ankarada Türk zabitlerinin yaptıkları mânili bir yanştan dönerken Ismet İnönünün gözlerinde ateş çakan bir hiddetle koşuyu tenkid edişini hiç unutmayız. Gördüğü noksanları amansız bir şiddetle sayıp döken îsmet İnönü ikıde bir tekerrür eden bir nakarat gibi dönüp dönüp: Pekgözle koşmadılar, insana paçası düşük kimseler gibi hayvanlarının palanları bıle kâfi metanetle sıkışık değil hissi geliyordu. Diyordu. Türkiyede atcılığm ve süvariliğın adeta yeni baştan kurucusu vazifesini üzerine almış olan Ismet İnönünün o gün bütün vazifedarları mahcub ve perişan kılan şiddetli tenkidi tesirlerini göstermekten tabiî hâli kalmıyacaktır. Taksim stadyomunda yapılan milletlerarası bir at gösterisini de Atatürk kendisine hâs şiddet ve kat'iyetle kritik etmişti. Şeflerin bu kadar büyük alâka ile üzerinde durdukları bir iş en hızlı hamlelerle ilerilememek imkânı olamazdı tabiî. Kendilerine taalluk eden kısmında Türk davasını bu kadar parlak muvaffakiyetlerle ispat ettikleri için muzaffer süvarilerimize karşı bütün milletçe muhabbet ve minnetimiz sonsuzdur. Kendilerini ve onların şahıslarında ordumuzu ve milletimizi tebrik etmekten eşsiz ve iftiharlı bir zevk duyuyoruz. Süvariliğin ve atçılığın geçmişte ve gelecekte işgal ettiği ve edeceği ehemmiyetli mevkii anlamak için îstiklâl Harbinin nihaî zaferinde bizzat Türk Başkumandanından menkul şu menkıbeyi hatırlıyoruz: «Ordular en şiddetli hareket ve mukavemetler içinde karışmışlardı. Anbean büyük büyük yeni safhalar arzeden cidal, tozdan ve dumandan hakikati seçılemiyecek şekillere girmişti. Bütün bu hercümerc arasında ben yüzlerce kilometre uzaklardan düşman gerisine düşmek üzere dolaşan süvarilerimizden gelecek bir haberi bekliyordum. Nihayet haber geldi. Süvarilenmiz bence varmaları matlub olan noktaya varmışlar ve hatta orasını geçmişlerdi. Bu haberi de bize getiren gene süvari idi. Bunun üzerine etrahmdakilerin vaziyeti hâlâ kavrıyamıyan hayret gözleri önünde hartayı kapattım, ve: « Manevra tamamdır, harb kazanılmıştır. «Diyerek ayağa kalktım.» Harb vasıtalarındaki tekemmüller ne kadar terakki kaydetmiş olurlarsa olsunlar harbde süvariye ve hayatta ata düşen ezelî vazifenin ebede kadar ayni ehemmiyeti muhafaza ederek devam edeceğinde şüphe yoktur. Viyana seferlerinde Türk akıncılan Bavyera'ya kadar at sürmüşlerdi. Hatta bunların içinde Felemenk diyarında Şimal denizine kadar varanlar bulunduğunu söyliyenler bile vardır. Bunlar Türk süvariliğinin meşhur akınlandır. Fakat Cumhuriyet Türkiyesi süvarilerinin sulh içindeki son zaferleri bütün o eski akmIardan daha yüksek kıymetli modern mahiyetli yepyeni bir akmdır. Ancak muvaffakiyetler, onlan kazananlara daima yeni vazifeler yükletir. Elde ettiğimiz zaferi kaybetmemek için şimdi daha ziyade çalışacağız. Bu vazifenin dahi hakkile ifa edilecesinden emin manında yeniden bir İngilız gemisi batırılmış, Almeria açıklarında da bir Fransız vapuruna müteaddıd bombalar atılmış tır. Bombalar yangın çıkardığından, gemi yanarak batmışür. Fransız gemisinde bulunan beynelmilel kontrol heyeti azasından bir îngiliz ile gemi mürettebatından dört Fransız ölmüştür. Ayrıca tayfadan on beş kişi de yara lanmıştır. Bugün batırılan vapur da dahil olduğu halde şimdıye kadar îspanya sahillerinde batırılan îngiliz gemilerınin miktan 42 ye baliğ olmuştur. Frankist tayyareleri Kastelion sahilinde milliyeti meçhul bir geıniyi de batır mışlardır. Meçhul gemi mürettebatından 9 kişi ölmüş, 10 kişi yaralanmıştır. Cephelerde Taymis gazetesi, İngiltere hükumetinin kabul edilecek en iyi usulleri İspanyadaki mümessilerinden alacağı raporları tetkik ettikten sonra tesbit eyliyeceğini yazıyor. vaziyet Londra 9 (Hususî) Teruel cephesinde bugün de kanlı muharebeler cere yan etmiştir. Bütün cephelerde, hüku metçiler, ihtilâlcilerin dündenberi devam eden ileri hareketine şiddetle mukavemet tmektedirler. Galatasaray takımı Belgrada gıttı Galatasaray futbol birinci takımı dün akşam saat 20,30 da konvansiyonelle Belgrada hareket etmişlerdir. Kafile, umumî kâtib Adil Yurdakulun idare sinde. 15 futbolcudan ibarettir. Gıden futbolcular şunlardır: Sacid, Necmi, Adnan, Salim, Halil, Mustafa, Ekmel, Necdet, Süleyman, Bülend, Haşim, Turan, Eşfak, Lebib ve Beşiktaşlı Şeref. Kafile ile beraber umumî kaptan Vahi de gitmiştir. Futbolcular istasyonda kalabalık bir Galatasaraylı kütlesi tarafından uğur lanmışlardır. Galatasaraylılar Belgradda tertib edilen turnuvada F. T. C. ve Yugoslavya ile beraber maç yapacaklardır. Üçüncü karşılaşmaları Borova ile olacaktır. Dönüşte Sofyada ve yahut Saray Bosnada da bir oyun almaları muhte meldir. Salamanka 9 Franko umumî ka * rargâhının resmî teblıği Frankocuların Adzenata'yı işgal ettığini ve Teruel cephesinde LJzeras ve Kamerena istikametinde ilerlemekte olduklarını teyid eylemektedir. Kamerena civannda mühim mevziler ve dağlar ele geçirilmiştir. Bu mu * Hariciye Nazırı Lord Halifaks vazi harebelerde düşman 700 ölü vermiştir. yet hakkında İspanyadakı İngıliz maka Düşmanın 1 1 tayyaresi de düşürülmüş matından malumat istemiş ve sayfiyede tür. bulunan Başvekil M. Çemberlayn ile te3 aylık harb bilânçocu lefonla müdavelei efkârda bulunmuştur. Barselona 9 1938 martmdan ma Salâhiyettar mehafilde, Akdenizdeki yısına kadar esir edılmiş olan düşman tahtelbahir korsanhğı zamanında ittihaz tayyarecilerinin adedi hakkında neşredi edilen tedbirlere muşabih hava tedbirleri len yeni bir resmî notada 31 İtalyan, 13 alınacağı söyleniyor. Alman ve iki İspanyol tayyarecisinin esir Bu hususta şimdiden İngiliz ve Fran edilmiş oldukları bildirilmektedir. 1938 sız hükumetleri arasmda müzakerelere kânunusanisinden şubatına kadar iki İtalbaşlanmıştır. yan, bir Alman ve dört İspanyol esir e « Londra 9 Hariciye Nazırı Lord dimişti. Düşmanın Aragon'daki taarruzu, Halifaks'm alelâcele Londraya dönmesi mart ayında başlamıştır. münasebetile gazeteîer, İr.giÜz gemilerinin Notada şöyle deniliyor: Görülüyor ki bombardıman edilmemelen için hükumebu devre esnasında ecnebi tayyarecilerin tin ne gibi tedbirler alabileceği meselesile meşgul olmaktadır. Hatta gazetelerden miktan mühim surette artmıştır. İtalyan bazısı, yeni bir Nyon konferansının top tayyarecilerinin miktan 1936 ve 1937 selanması ihtimalinden bahseylemektedir. nelerindekilerine faiktir. O senelerde esir Taymis gazetesi, bugünkü vaziyeti edilmiş îtalyan tayyarecilerin miktan 23 Nyon metodlarını zarurî küdığı mütalea idi. Neşredilmiş olan erkama nazaran İtalyanın müdahalesi bilhassa 1938 senesındadır. sinde hissedilmiştir. Bu sene zarfında 36 Nyuz Kronikl, Ispanvol limanlarına îngiliz harb gemilerı göndererek taarruz italyan tayyarecisi esir edilmiştir. da bulunacak herhangi bir tayyareye ate§ 1938 senesinde İspanyol tayyarecilerietmelerini teklif edıyor. nin adedi eksilmiştir. Mart ilâ mayıs dev* Deyli Meyl gazetesi ds Frankoculara resinde iki îspanyol tayyarecisi esir edilaid gemilerin müsaderesi rcevzuubahs olmiştir. Halbuki kânunusani ve şubatta duğunu kaydeylemektedir. dört îspanyol tayyarecisi esir almmıştır. îngiliz gazeteleri ateş gece püskürüyorlar Londra 9 Bütün gazeteîer, protestolar devrinin geçmiş olduğunu ve îs panyol limanlarındaki îngiliz ticaret gemileri bayrağına hürmet ettirmek için doğrudan doğruva tedbirler alınması muktazi bulunduğunu beyan hususunda müttefiktirler. Sık sık ileriye sürülmekte olan teklif, deniz karakolunu takviye edecek bir hava karakolu vücude getirmek şeklinde dir. Gazeteîer, bu tayyarelerin ve îspanyol limanlarında demirlemiş olan bitaraf gemilerin mütearrızlara ateş edebilmelerini teklif etmektedirler. Gazeteîer, iktısadf mukabele bilmisillerde bulunulmasını, Frankist gemilerin zaptedilmesini ve icabında Burgos'daki İngiliz ajanmın geri çağırılmasmı da teklif olarak ileri sür mektedirler. Bu son teklif, bu ana kadar Franko'ya taraftarlık etmiş olan Deyli Meyl gazetesi tarafından ileri sürülmüştür. Deyli Ekspres gazetesi, Niyon itilâfnamesine imzalarını koymuş olan devletlerin vaziyeti tetkik etmek üzere içtimaa davet edilebileceklerini yazmaktadır. naşmadan parasmı iade ettim. Fakat, yarabbi, niçin bu kadar halecan içindeydi! Eğer Mösyö Füller kendisine güvenmemiş olsaydı, tiyatro direktörü olarak kazandığı şöhreti ki bu kendisi için paradan çok daha mühimdi tehlikeye kor muydu? Mösyö Füller, onu keşfetmışti. Ona kefil oluyor demekti, muvaffakiyetini kendi muvaffakiyeti gibi üstüne almış, benimsemişti. Halbuki kendisi Ferdinan, böyle telâşa düşmekte aptallık ediyordu doğrusu. I Kadın ve moda Maamafih, gruplar arasındaki seçme müsabakalanna tam 53 bölge dahil olmak üzere program yapılınış olduğu gözönüne getirilecek olursa bu cedvelde sonuncu olmak da bir muvaffakiyet sayıl mak icab eder. Güreşçilerin birçokları hakikî bir kıy met ve cevher olduklan halde sırf GrekoRumen güreş tarzını bilmediklerinden müsabakaları kaybettikleri gibi birçoklaBu hafta Beşiktaş Güneş n da vücudlerinın güreş tekniği bakımından müstaid olduklan sıklet sınıflarından karşılaşıyorlar T. S. K. Istanbul bölgesi futbol ajanekseriya bir, bazan iki ve hatta üç sıklet sınıfı yukarıda müsabakalara girmiş ol lığından: duklarından önümüzdeki savaşlarda bun 12/6/938 pazar günü yapılacak maçlar Beşiktaş stadı: lar hatalarını düzeltecekîerinden, sonuc Güneş Beşiktaş (şild maçı) saat lan bugünkünden bambaşka olacaktır. 17.30 hakem Adnan Akın. Ümid ve sevincle bekliyelim. Yan hakemleri: Şevki Çanga, Fah Ahmed Fetgeri reddin Somer. olabiliriz. YUNUS NADt Kalkık ve devrik kenarlı yeni hasır şapkalardan bir nümune babasından tevarüs etmişti. Kimbilir, belki bu, kendisine de, babasına da, harbden, sonra arız olmuş bir illetti. Annamari harbi sonrası çocuğuydu, çocukluğunda, kendisi gibi, dünyanın ana baba gününe döndüğünü görmemişti, harb nedir, sefalet nedir bilmiyordu. Annamari, rahat bir hayata alışmış olan annesinin, başı önüne ığik, ümidsiz ve çaresiz bir halde, oğlunun ekmeğini dılenmeğe gittiğini, babasının harbden tek kolla, eski halinin bir hayaletı olarak döndüğünü görmemişti. Annesi, babasınm tekaüd maaşile ve çamaşır dikerek kazandığı para ile evi döndürmeğe nasıl muvaffak olmuştu? Ferdinan için bu daimî bir muamma teşkil ediyordu. Viyana tiyatrolarmdan birinde küçük bir ış bulduğu zaman annesinin ilk defa olarak ağladığını görmüstü. Fakat kendisi, annesinin yükünü hafifletmeğe yardımı dokunacağından son derece sevinmiş, kendini ilk defa olarak bahtiyar hissetmişri. Aktör olarak sahneye ilk çıktığı gün, babası her vakitki zahmetli tebessümile gülmüş: Size nekadar minnettar olduğumu anlatacak kelime bulamıyorum. Bırakm canım bu büyük lâflan.. Minnettar olacak ne var.. Mevzuu bahsolan bir küçük tecrübedir. Rober Taylor'u tahtından indirmeniz mevzuubahis değildir henüz. Büyük Hikâye: 2 Yazan: Viki Baum Türkçesi: Cevad Sadık mı? Madam Füller biraz bayağıdır belki. Fakat iyi kalbli bir kadına benziyor. Ve nihayet olup olacağı Amerikalıdır. Ve kadındır. Amerikan sinemasını avcunun içi gibi biliyor. Amerikalıların romantik tiplere olan zâfını elbette sezmiştir. Bunu o kadar iyi anlamış olacak ki kocasmı, bana muhakkak surette bir iş bulması için, bu kadar sıkıştırdı, ısrar etti. Mösyö Füller'in cevabını, kendisi, annesi ve küçük kızkardeşi Annamari nekadar büyük bir endişe ile beklemişlerdi! Hatırlıyordu. Babasına birşey söyleme « mişler, ondan herşeyi sakladıkları gibi bunu da saklamışlardı ve nihayet müjdeyi almışlardı. Mösyö Füller, Arfılm stüdyolarının, kendisini kırmıyarak, delikanlıya bir tecrübe yaptırmağı ve onunla altı haftalık bir kuntrat akdetmeği kabul ettıklerini bildiriyordu. Umumiyetle, rol almak istiyen delikanlılar Viyanada tecrübe ediliyorlardı. Fakat Ferdinan, kü çük bir tecrübe için, hem de bütün yol masraflarını deruhde ederek kendisini Holivud'a göndermelerindeki hikmeti bir türlü anlıyamıyordu. Madam Füller, gözleri ışıl ışıl yanarak, delikanlının kulağma tatlı bir sesle fısıldamıştı: Bütün bunlar benim işim.. Sesinizi çıkarmaym, sonunda memnun olacaksınız. Ferdinan'a bir mucize gibi görünen şeyi Füller gayet tabiî buluyordu. DelikanIı, güzel miyop gözlerinde zaptedilmez bir heyecanın buğuları, tiyatro direktörü Füîler'in ellerine sarılmıştı: Holrvud! Bu ne sihirli ve şaşırtıcı bir kelımeydi! Orada servet yapıp Viyanaya cebleri para dolu ve alınlarında defne dallarile dönen birkaç arkadaşını hatırladı. Ya ötekıler! Meteliksiz ve ebediyen umidsiz dönenler! Adeta gayriihtiyarî mırıldandı: Holivud'da san'at yok, sadecik sanatın fahişehği var. Fakat bu meteliksiz ve ebediyen ürnidsiz dönenler beceriksizlerdi, hezimete uğramış olanlardı. Ferdinan, Holivud'da kendisine muhakkak surette bir yer ve bir rol bulunacağını bilecek kadar Amerikan filmi seyretmiştı. Gene kendi kendine: Benım romantık bir tipim var, dedi. Füller de bunun farkına varmadı Her nekadar Ferdinan ingilizceyi mektebde öğrenmiştiyse de, Mösyö Füller'in tabirlerini kavramakta hayli güclük çekiyordu. Ve tiyatro direktörünün, kendifine karşı takındığı tavırda bir soğukluk hissetmekle beraber, bunu gayet tabiî buluyordu. Kendisi, Mösyö Füller için, binlerce benzeri arasında herhangi bir heveskârdan, bir müptediden başka birşey değildi. Zaten, iş adamlarının, bilhassa Amerikan iş adamalarının hakikî hissiyatını saklamağı terbiye icablanndan saydıklarını biliyordu. Kendisi ise bilâkis hislerine çabucak mağlub olan ve bu haletlerini dışarı vurmakta bir mahzur görmiyen taşkın adamlardandı. Kendi kendine: Mösyö Füller bana itimad etmîş olsa gerek, diye tekrarlıyordu. Yoksa, Amerikaya gidebılmem için bana iki bin dolar ödünc verir miydi? Herhalde bu işte kaybetmiş değildir. Vapur karaya ya Pencereden, bitmek bilmiyen çöle baktı; yersiz endişelere kapılacağma, böyle telâşlanacağına, bu meçhul memleketi daha yakından tanımağa çalışsaydı daha iyi etmez miydi? Fakat yaz güneşi, bir esmer toz sonsuzluğu üzerinde yanıyordu, kamaşan gözlerini içeri çevirmek mecburiyetinde kaldı. Annesinin kendisini son defa kucaklayışı. Babasınm kendisini almndan öperek, sırtını okşıyarak muvaffakiyet duasında bulunması. Ağabeysinin uzak ve harikalı bir memlekete gittiği düşüncesile sevincinden yerinde duramıyarak mütemadiyen etrafında dönen kızkardeşi Annama Bir Şoenboer için garib bir meşguri! Annamari, Allaha bin şükür, annesi liyet! demişti. gibi nikbindi. Kendisi ise bu malihulyaya (Arkasi var)' •>