CUMHURÎYET 22 Mayıs 1938 [Baştarajı 1 inci sahifedel Alsancak: Hilmı Ali, Cemil Necmi, Enver, Fethi Faruk, Saim, İlyas, Basn. Hakkı. Birinci devrede Beşiktaşlılar rüzgâr altına düştüîer. Beşiktaş dün Alsancağı beşe Robert Kollejde yapılan atletizm müsabakaları karşı sıfırla mağlub etti lecek kodaman unsurlar bulunduğunu kabul ederek tekrar eski yerine, müdafiliğe geçti. Maçın mütebaki kısmı pek tadsız ve heyecansız bir şekilde geçti ve oyun 5 0 Alsancağın alcyhıne bitti. Yarışlarda derece alanlara «Günün Kraliçesi» kendi elile mükâfatlarını tevzi ettî Beşiktaşın birinci golü Maça başlanalı heniiz 1 dakika olmamıştı. Muzaffer, bır atak yaparak hasım müdafilerinden kaptığı topu sıkı bir vu ruşla yakm bir mesafeden Alsancak kalesine soktu. İlk anlarda yapılan bu gol Beşiktaşlıların iüzumundan fazla gururlanmalarına, Alsancaklıların da çok dikkatli ve canlı hareket etmelerine sebeb oldu. İkinci bir akın esnasında Muzaffer dizine bir darbe yiyerek topallamağa, bu sebebden zaten so! cenah âyarında olmıyan Beşiktaş hücum hatMnın sağ tarafı aksamağa başladı. Tek kanadlı kalan hücum hattı işliyemez olunca iş siyah beyaz müdafaaya düştü, burada da adam tutmak veya bir sistem tutturmak gibi §eyler kimsenin aklından geçmedıği için İz mirliler çorba haline gelen hatlar arasında top koşturmağa ve istedikleri gibi hareket etmeğe koyuldular. Alsancak fut bolcuları bir sistemle, ne yaptığını ve ne Bugünkü maç Bugün saat 1 7 de, Taksim stadyomunda, Alsancakla Galatasaray takımları millî küme için bir müsabaka yapacaklardır. Galatasarayın geçen hafta İzmirde karşılaştığı vazıyetin tekerrür etmemesi için hakem Tarıkın nazan dıkkatini cel bederiz. Tarık dünkü maçı çok fena idare ederek oyunun sık sık şırazesinden çık masına sebeb oldu. Bugün bütün salâhiyetlerini istimal ederek ayni hâdiselerin tekerrür etmemesine azamî dikkat etmesi lâzımdır. Alsancak kalecisi bir penaltıyı yakalıyor Beşiktaşın ikinci golü 36 ncı dakikada Eşrefin a\ut çizgisi üzerinden çevirip geriye doğru verdıği bir topu Şeref sıkı ve yerden bir şütle ikinci defa olarak Alsancak kalesinin ağlarına takınca oyur.un cereyan tarzı birdenbire değişti. O vakte kadar rakib o yuncularına müsamaha edilebilecek şid detlerle görünen Alsancaklı Ali, Cemil ve Fethi işi azıttılar. Hakemin müdahale etmemesi yüzünden şiddetini artıran bu vaziyete siyah beyazlılar rakiblerinin müdafaaya çalıştıkları kaleyi daha sıkı bır çember içine almakla mukabele ettiler. Devre sonuna kadar Beşiktaş sayısız denecek derecede çok gol fırsatları yakaladı. Alsancak kalesinin ör.ü, futbol tâbirile, bir gol panayırı halindeydi. Beşik taşlılar asgarî ve muhakkak dört golü kaçırdıktan sonra birinci devre 2 0 Al sancağın aleyhine bitti. bir tekme yapıştırdı. Şeref mukabeleye lüzum görmeden sinirli bir münakaşaya girişince buna iki tarafın oyunculan da iş tirak ettiler. Bir hâdisenin çıkmasına ramak kalmışken husnüniyet sahıbi olanlar işi yatıştırdnar. Hakemin bu vaziyette de gevşek davrandığı görüldü. Bundan sonra birinci devrede işi doğru yo lundan çıkarmak istıyenler tekrar faaliyets gıriştiler. Cemil, hücum hattından kimsenin sert oyuna iştirak etmediğini görünce kendisi o hatta, yerine İlyas geçtiler. Altılar muhteliti Ankarada galib geldi Ankara 21 (Telefonla) İstanbul altı kulüb muhtelitile Harbiye takımı arasındaki millî küme maçında İstanbullular daha az fena bir oyunla Ankara şampıyonunu bire karşı üç sayı ile yendiler. Dün yapılan yanşlardan bir görünüş Robert Kollej Amerikan mektebi erkek kısmı, dün hakıkî bir bayram günu yaşamıştır. Her sene yapılan atletizm müsabakaları, mektebin 41 inci kuruluş yıldönümü münasebetile bu sene de tekrar edilmiştir. Bu arada, Amerikan mektebinin eski bir an'anesine göre, kız mektebinden seçilen günün kraliçesi (Queen of the Day) kendisi için hazırlanan tahtta oturarak müsabakalarda kazananlara madalya ve mükâfatlarını kendi elile dağıtmıştır. Bu sene, günün kraliçeliğine, sporlarda yüksek kabiliyeti görülen Perizad Abidin Daver seçilmişti. Robert Kollej erkek kısmından da atletizm müsabakalarında kuvvetli rekorlar tesis eden Levon Palamutyan, kral ola rak seçilmiştir. Robert kollejdeki atletizm bayramında ahnan teknik dereceler şunlardır. 100 metrede Ziya 12 saniye ile birinci, Münci ikinci, Ahmed üçüncü. 200 metrede Madencidis 24,1/5 ile birinci, Vefik ikinci, Ziya üçüncü. 400 metrede Münci 56,4/5 ile bîrincî, Madencidis ikinci, Vefik üçüncü. 800 metrede Vladmir 2.25,3/5 ile birinci, Çaço ikinci, Lazaridis üçüncü. 110 metre manialıda Madencidis 17, 1/10 ile birinci, Hrisafopulos ikinci, Rizopulos üçüncü. Uzun atlamada Münci 6.11 metre ile birinci, Hrisafopulos ikinci, Dündar ü çüncü. Sınkla yüksek atlamada Cihad 2.75 metre ile birinci, Tokaryan ikinci, Jorjiadis üçüncü. Güllede Sabahaddin 11.64 metre ile birinci, Çubukçiyan ikinci, Vefik üçün cü. Disk atmada Jorjiadis 36.42 metre ile birinci, Sabahaddin ikinci, Pa\lidis üçüncü. Ciridde Tokaryan 45 metre ile birincî, Sabahaddin ikinci, Tarık üçüncü. Alman vapuru mürettebatı arasında bir müsabaka Dün Taksim stadyomunda millî kü Beşiktaşın dördüncü golü 20 nci dakikada Şeref, Eşrefin verdiği bi> pası, karşısındaki müdafii atlatmak suretile aldı ve takımma dördüncü golü kazandırdı. Biraz sonra Cemil, Hüsnünün topa vuracağı bir anı bekliyerek öyle bir yukleniş yaptı k' sademeye Hüsnüden başka biri maruz kalsaydı muhakkak bir sakathk çıkardı. Bu yüzden oyun tekrar münakaşalar ve brbırlerine kabarmalar yüzünden kısa bir inkıtaa uğradı. Hakem bu hareketi de ancak bir favul atışı ver mekle cezaiandırdı. Cemıle bir ihtar olsun vermedı. İkinci devre ikinci devreye başlanırken rüzgâr ta mamile durmuştu. Bu durgunluk Beşik taşlıların oyunlarına, Alsancaklıların da şiddetli müdahalelerine tesir etmişe benziyordu. Bu devrenin ilk çeyrek saati i çinde Alsancak hücum hattı bilhassa Basrinin gayreti ve semereli oyunile iyi işledi. Fakat bu işleyiş mütemadiyen soldan yapılmak istenıldiğ' için Hüsnü yerinde Dünkü mactan hejecanh bir an yapacağmı bilerek oynamadıkları için müdahalelerle bunlarm hepsini bertaraf bundan istifade edemediler. Beşiktaşlıla etti, durdu. rın soldan yaptıkları nadir akınlar çok Beşiktaşın iiçüncü golü daha güzel, çok daha anlaşmah ve çok 15 inci dakikada Cemilin topa vurmadaha tehlikeli oluyordu. Fakat top kale sma mâni olan Şeref kısa bir sürüş yapaönlerinde, oyun icabı, nihayet sağ tarafa rak takımma üçüncü golü kazandırdı. Bu geçince, bilhassa Hayati Alsancaklılarla golü atmakla Şeref sanki bir kabahat beraber oynuyormuş hissini veren hare işlemiş imiş gibi Cemil arkadan geldi ve ketler yapıyor ve bu güzel akınları hemen öldürüyordu. Birinci devrenin ilk iki çeyreği içinde Beşiktaştan Muzaffer, Alsancaktan da Saim gol olmaiarı çok muhtemel birer mühim fırsatı kaçırdılar. Bir aralık Şeref Hakkıdan aldığı bîr geri pasını kuvvetli bir plâse şütle gole çevirdi. Fakat hakem nedense bu golü ofsayd diye saymadı. Halkm protesto sesleri arasında maça tekrar başlandığı bir sırada Tarık, biraz evvelki hatasını tamir etmek istemişcesine Şerefe yapılan hafif bir nizamsız şarjı Alsancak aleyhine penaltı vermekle cezaiandırdı, Hilmi, Eşrefin çektiği cezayı çok güzel bir şekilde kurtararak herkes tarafmdan takdirle alkışlandı. Bundan sonra oyun, yavaş yavaş Beşiktaşın hâkimiyeti altına girdi. İstanbul Edirne bisiklet yarışı neticelendi j Beşiktaşın beşinci golü 28 inci dakikada Alsancak aleyhine verilen müteaddid frikik cezalarından birinde Hakkınm verdıği pası Şeref durdurmadan kaleye göndererek takımma be şinci golü kazandırdı. Bundan biraz sonra, böyle oynadığı takdırde daima sa katlanmağa veya sakatlamağa mahkum olan Cemil, Hüsnü ile bir çarpışma neticesinde dizine bir darbe yiyerek saha kenarında bir müddet tedavi edildi. Tekrar oyuna avdet ettiği zaman, rakib müdafaa hatlarında icabmda kendisini mat edebiBeşiktaşın gollerini alkışlıyan byr müfrit ' me maçından evvel limanımızda bulunan General von Ştuben ve Milvoke seyyah vapurlarının mürettebah arasında bir futbol müsabakası yapıldı. Birinci devre golsüz ve beraberelıkle bitti. İkinci dev rede iki taraf birer gol yaptılar. Oyun 11 beraberelikle devam ederken General von Ştuben muhavimleri, hakemin avuta çıkan bir topu görmemesinden isti fade ederek bir gol daha yaptılar, maçı 21 kazanmış oldular. Başvekilimizin Bandırmalı sporculara hediyesi Bandırma (Hususî) Başvekil Ce lâl Bayann, Bandırma İdman Yurdu ve Doğanspor kulüblerine hediye ettiği iki şarpi, Denizyollan İşletmesi vasıtasile gönderilmiş ve kulüblere teslim edilmiş tir. Geçen sene kürek ve yüzme birinciliklerinde Türkiye ikincisi olan Bandırmalılar, bu seneki yelken yarışlarında da iyi netice almak için şimdiden antrenmanlara başlamışlardır. gibi oldu. Sonra, gene silkindi: Müsaade buyurunuz. Oylesi daha iyi... Ya sonra pisman olursanız?.. Belki... Hele, sizden ayrılmanın acısını şimdiden duyuyorum. Buna daha şimdiden yanıyorum. Buradan çıkar çıkmaz, sizi belki de büsbütün kaybetmış olacağım. Bunu da biliyorum. Haniya insanlar, bazan bilmiye bilmiye saadete yaklasır, şöyle biraz elıni uzatsa dokunacak gibi olur da sonra nasılsa basıretı bağlanır, göz göre göre onu kaçırır... Benimki de öyle iste... Ben de belki o saadetle yan yanayım; o saadet benım kollarımın arasında... Yarın da onu kaçırdığım için kim bılir nekadar döğüneceğim.. Hepsını biliyorum. Fakat şu kalabalığın arasında hâlâ beni arastıran avukattan da o kadar korkuyorum ki... Hele siz burada ıken, sizin önünüzde o salkım saçak sacları, omuzlarını yelpazeliyen kücük hanımla karşı karşıya gelmeği hiç istemiyorum. Kim bilir bizi yan yana görünce nasıl eğleneceksiniz?.. Daha şimdiden, için için gülüyorsunuz, değil mi?.. Para icin böyle bir maceraya atılmıs bir adam olduğumu anlamak, beni birdenbire nekadar gözünüzden düşürmüstür. Hele bunu düşündükçe, öyle utamyorum ki... Ya Dün maç yapan iki Alman takımı yanyana İkiniz de körebe oynar gibi, ikiniz de piyango çeker gibi, karanlıklarda talih denemeği seviyormuşsunuz; demek ki birbirinize uyacaksınız, birbirinizle pek iyi anlasabileceksiniz... Hem ben, bu gazetelerle kendine koca arayan kızın, böyle allar giyip baloya gelen kücük hanıma benziyeceğini pek ummuyorum. O, olsa olsa kendini beğenmis, her dediğini yaptırmak istiyen, kendi isine baskalarını karıstırmıyan bir kız olacak... Biz kadınlar, birbirimizi görmeden, uzaktan uzağa duyar, anlarız. Hanıya koku almak, derler ya, iste öyle bir duygu... Ne olursa olsun; artık vaz geçtim. O hayal, o macera hevesi, karanlıkların şiiri, yok bilmem körebe oynamanın tadı, artık hiçbirisi kalmadı... Ben yerimi bıraktım; kim isterse buyursun!.. Salonun kapısına kadar gelmişlerdi. Genc kız, onun buradan kaçıp gideceğini anladı. Gözlerini kaldırdı: Gitmeyiniz, dedi, gelecek dansı da beraber ederiz. Feridun, derinden derine içinde bir acı duydu. Yavaş yavaş ona doğru sokulur gibi kollarına yaslanan bu genc kızın gözlerinde, insanı en derin yerinden tutuşturan öyle bir sıcaklık vardı ki... Bir saniye için başı döndü. Kendini koyuverecek Bisiklet yarısını kazanan müsabıklar Bisiklet federasyonunun tertib ettiği yüble Edirne İstanbul kısmmda birinİstanbul Edirne yarışının dönüş kısmı ci gelen İstanbuldan Kirkora birer bidün Topkapıda nihayetlenmiş ve 9 sa siklet hediye edilmiştir. Umumî tasnifat 20 dakikada İstanbuldan Kirkor bi te de 17 saat 44 dakika ile birinci olan rinci olmuştur. Ayni müddetle Ankara Ankaradan Eyübe, ikinciliği kazanan dan Faruk ikinci olmuş, Eyüb, Lâmbo, Eskışehirden Halile ve üçüncü olan İsSalâhaddin ve Bayram da birer bisiklet tanbuldan Lâmboya birer kupa veril veya tekerlek boyu farklarla derece miş, ayrıca ekip halinde de birinciliği kazanan Ankara mıntakası takımı kapalmışlardır. Yarışta derece alanlarm mükâfatları, tanına da bir kupa hediye edilmiştir. dün Taksim stadyomundaki futbol ma İstanbul mıntakası, dün İstanbul Edirne yanşına iştirak eden altı mmtaçmdan sonra, îstanbul bisiklet ajanı ta kamn 29 idmancısına, bunların ajanlarafmdan dağıtılmıştır. İstanbul Edir nna Beyoğlunda bir lokantada bir akne kısmmda birinci olan Ankaradan E şam yemeği ziyafeti vermiştir. rın, öbürgün sokakta karşı karşıya gelsek yüzünüze bakamıyacağım... Ne diyeyim, şimdi buradan, biraz da sizin yüzünüzden kaçıyorum; sizden utandığım için... Muzika susmuş, dans edenler durmuştu. Feridun Şevket eğildi: Sizi yerinize kadar götüremiyeceğim; beni affediniz... Hemen buradan kaçıp gideyim... Güzel güzel eğleniniz... Genc kız, sanki onu durdurmak istiyormus gibi iki elini birden uzattı. Fakat öteki kalabalığın arasma karışmış, görünmez olmuştu... nacağım, nekadar atıp tutacağım... Neyse, bu da böyle geçti, demektir. Zavallı avukat Necib, beni bulamaymca nasıl öfkelenecek... Adamcağızm bütün işleri alt üst oldu. Ara yerde o salkım saçak kızdan biraz para koparacaksa, bundan da oldu... Bari, bir iki satır yazıp da bırakayım; hiç olmazsa bütün gece beni burada bekleyip durmasın. Yann da telefon ederim. Bu evlenme oyunundan vaz geçtiğimi söylerim. Bu kadarla hepimize gecmiş olsun!.. , Vestiyerin önüne varmadan, oradaki masaların birine yaklaştı. Cebinden de cüzdanmı çıkardı. Bir kartın arkasına bir kaç satır yazıp gönderecekti. Birdenbire omuzlannın üstünde bir elin gezindiğini duydu. Başını çevirdi. Karşısmda ihtiyar avukatı görünce kacarken yakalanmış bir suçlu gibi ezildi. Necib Nasuhi, hem gülüyor, hem de: Nereye böyle?.. diyordu. Bir yeriniz mi ağrıyor, bir sancı filân mı tuttu?.. Yoksa sevmediğiniz bir adamı gördünüz de ondan mı kaçıyorsunuz?.. Feridun Şevket, ne diyeceğini bilmiyordu: Kaçmıyordum amma... {ArTcast var) Tefrika: No. 18 İnsan bunda da yanılmış olabilir; korkulu rüyaların bazan büsbütün başka türlü çıktığı gibi... Sonra umulmadan gelip çatan saadetler de vardır. İnsanm bazan saadete karşı istemiye istemiye yürüdüğü de olur. Oo... Siz, sanki avukat Necible sözbirliği etmişsiniz. Tıpkı onun gibi, bu kızla aramı bulmağa çalışıyorsunuz. Beni affediniz: buradan cekilip gideyim. Hepsinden hayırlısı o... Anladım ki ben bu işin üstesinden gelemiyeceğım.. Genc kız, onu simdi de biraz sinirlendirmek istiyor, böylelıkle belki alıkoyabileceğini umuyordu: Para insana herşeyi yaptırır!. diye dudaklarını büktü. Ben bu isi yalnız para için mi istedim, sanıyorsunuz? Öyle ya, bu kız varacağı adama Nakleden: Kemal Ragıb aydan aya biLmem kaç yüz lira verecekmiş... Ayrıca üst baş, yemek içmek, otomobil, uşak, hepsi bedava!.. Ne söylesem artık sizi inandıra mam!.. Fakat kendine koca bulmak için böyle hiç duyulmadık bır yoldan yürüyen kadın, acaba nasıl bir mahluktur, diye merak ettim de onun için... Sakın, zavallı kızcağızla evleneceğinizden değıl de yalnız yüzünü görmek, merakınızı yatıştırmak için mi buraya geldiniz?... Hayır, yalnız onun için değil... Evlenecektim de... Böylesi, biraz benim yaradılışıma da uyar, bana da eş olur, sandım. Demek siz de böyle karışık maceraları seviyorsunuz!.. Hem, pek çok... Öyleyse, neden vaz geçiyorsunuz?. V Feridun Şeşket, vestiyere doğru yürürken kendi kendine söyleniyordu: Keşke o akşam Suadın evine hiç gitmeseydim!.. Hele böyle bir çılgınhğa kalkmak, nereden geldi aklıma?.. Şimdi bunlar burada olmasaydı, şu kızcağızla ne iyi konuşup eğleniyorduk... Nekadar hoşuma gitti... Ne ince kız!.. İnsanla için icin alay ediyor... Belki biraz daha tanışır, belki daha iyi anlaşırdık... İnsanlar, ele geçiremedikleri kadınları daha çok düsünüyorlar. İleride ben de, bu kızcağızla bu kadar konuşup gülüstükten sonra birdenbire onu elden kaçırdığım için kim bilir kendi kendime nekadar ya