CUMHURİYET 15 Mayıs 1938 Tarihi roman: 94 Yazan: M. TURHAN TAN ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal iş kanunu Uzakşark Taksim Emlâk şirketi İş âmirleri yarın toplanıyorlar Nakilci Karakulak Bekire: Ben Babıaliyi basacağım. Sadrıazamı öldürdükten sonra Sarhoş Mustafa ile, sizlerle birleşip son sözü söyliyeceğim, dedi Ocak yıkılırsa siz ayakta mı kalacaksı nız? Kazan devrilirken sizin de boynu nuz devrilmiyecek mi?.. O halde bu gaflet neden, bu miskinlik neden, bu korkaklık neden? (1) Sustu. Lâkin bu susma dudaklarmın yumuk kalmasından ibaret olup gözleri hâlâ konuşuyordu ve nutkunda kullandığı kelimelerden daha beliğ bir ifade o kara ışıkh bakışlardan ruhlara siizülüp dunıyordu. Salamon, zil takıp oynıyacak bır durumdaydı, oturduğu yerde için için raksediyordu. Zorbalar ne diyeceklerini şaşınnışlardı, yutkunup duruyorlardı. Nakilci bir müddet onlann yutkunuşlarını seyrettikten sonra yüzünü Habib Odabaşıya çevirdi: Dut mu yuttun bülbül yoldaş, de di, neye susuyorsun. Adetin her yerde cır a r ötmekti. Şimdi neden dilini kısdın?. Işte meydan. Konuş da dinliyelim. Yoksa niyetin Ocak yıkılınca ortada kalacak viranelikte mi ötmektir? Eğer öyle düşünüyorsan aldanıyorsun. Çünkü o viranelikte ötmek sana nasib olmaz. Ocağı yı kanlar, seni de göçürürler! Habib Odabaşı elemli bir iğbirarla cevab verecek oldu. bir iki kelime mınl dandı. Fakat Nakilci, mukavemet olunmaz bir tahakkümle onun sözünü kesti: Haleb orada ise, dedi, arşın burada. Eşkinci işi başhyalı tam on gün oldu. Bu kadar zaman içinde er olanlar on padişah atlatır, on Babıali yıkar. Halbuki siz henüz dedıkodu yapıyorsunuz. Çene değirmeninde keşikle (nöbetle) lâf öğüdüyorsunuz. Ocak düşmanlan ise hergün bıraz daha kuvvetleniyor. Onlann koca bir ordu diizüp de bizi sürüp denize dökmeğe yeltenecekleri günü mü bekliyorsunuz? Domuz dişlenmeden öldürülmelidır. Yılan büyümeden ezilmelidir. Aklınız bu kadarcık şeyi de kavramıyor. Karakulak Bekir yarı ciddî, yarı müstehzi sordu: Sen hasta olmayıp da aramızda bulunsaydın on gün içinde ne yapardın. Bari onu da söyle ki beceriksizliğimizi tam anlıyalım. Nakilci, yüreklere işliyen korkunc bakışlarile Bekir Ağayı sarstıktan sonra cevab verdi: Ne yapardın diye sorma. Ne ya pacağımı sor. Çünkü çene yarışı yapılacak zamanda degiliz. Ensemizde ölüm dolaşıyor, önümüzde mezar açılıyor. Onun için yapılacak işi konuşmak lâzraı. Erce davranmağa niyetiniz varsa onu söyliyeyim. Hepsi hoşnud mu, nahoşnud mu olduklannı pek de anlamadan mırıldandılar: Elbette eriz. Bugünedek er yaşa dık, gene er ölmek isteriz. Ne yapılmak lâzımsa söyle. Kulağımız işte sende! Yapılacak şcy şudur: Yarmdan tezi yok. Paçaları sıvayacağız. Ocak ihtiyarlarile söz birliği yapacağız. Karar laştınlacak günde kazan kaldıracağız. Cebecileri, Topçuları, Saracları, Tersanelileri ayartacağız. Etmeydanında söz Habib Odabaşınındır. Neferleri orada o kışkırtacak. Tahtakalelileri Karakulak Bekir, Asmaaltıhları Turnacı Ömer, Unkapanhları Kafesci Ahmed ayaklandırıp Etmeydanına getirecek. Kürd Yusuf, kazan kalkacağı günden evvelki gece, Yeniçeri Ağasını evinde basıp haklıya cak. Bayraktar Muhsin, Hacı Süleyman Subaşılık vazifesi görüp sehirde kol gezecek, halkın sarayla birlesmesine engel olacak. Sarhos Mustafa, Alemdar Paşa takımından arta kalıp da şimdi eskincüere hoca hazırhyan Mısırkapı Kâhyas; Necibin evini başına geçirecek. Karakulak Bekir sordu: Ya sen ne yapacaksın? Gene evine kapanıp oturacak mısın? Nakilci bıyıklarını sıvazlıya sıvazlıya kendine yakışan vazifeyi haber verdi: Ben Babıaliyi basacağım. Sadnazamı öldürdükten sonra Sarhoş Mustafa ile, sizlerle birleşip son sözü söyliyece ğim. Son sözden maksadın ne oldugunu kimse sormadı. Çünkü herkes, ilk iş'er görüldükten sonra hücum sırasının saraya geleceğini biliyordu \e gene herkes bu gibi ayaklanmalarda halkı avutmak, padişahı da sersemletmek için ilkin sarayın ağza alınmıyacağını takdir ediyordu. O sebeble «son söz» meselesi üzerinde durulmadı, isyan tedbirlerinin müza k°resine girisildi. Söz Nakılcinındi. Hüküm de onundu. Berikiler yalnız uysallık gösterip baş sallıyorlardı ve herif ne söylerse şevkle onaylıyorlardı. Çünkü kendisile münaka |aya girişmek ellerinden gelmiyordu. O da tahakkümü bırakarak samimî bir Iisanla konuşuyordu. Hele takarrür eden isyanda elebaşılığı eline almak kaygu sundan daima uzak görünüyordu. Bu suretle yoldaşlann gururunu incitmekten ve kıskanclık damarlannı depreştirmekten geri kalıyordu. Herifin muvaffakiyet sırrı da bu davranıştaydı. Çarçabuk çizip arkadaşlarma kabul ettirdiği isyan plânında herkese önemli vazifeler dağıtmıştı. Gerçi nefsine tahsis ettiği rol, isyanın ruhunu teşkil ediyordu. Lâkin o rolü yap tıktan sonra son sözü bütün yoldaşlarla bırlikte söylemek kaydini araya sokuşturduğu için berikilerin gururunu muhafaza etmiş ve mecliste tatsızlık yüz gösterme sinin önüne geçmiş bulunuyordu. Bununla beraber herşey onun zekâsına, onun irşadına ve onun emrine bağhydı. O, kazan kaldınna tarihinde müstesna bir görünüş olmak üzere hocalarla birleşmek tarafına hiç temayül göstermiyordu. Eski devirlerde zorbalar ilk iş olarak sanğa sarılırlar, cübbeye bürünerek ortaya atılırlar ve Fetvahane ağzile konuşurlardı. Nakilci bu an'aneden tegafül ediyor gibiydi. Fakat berikiler şeriati kılavuz yapmadan kazan kaldırmayı garib bir bidi'at telâkki ettiklerinden onun dikkatini celbetmekte gecikmediler ve sordular: Ulema efendilerle de anlaşmak gerekmez mi? Nakilci, müstehzi bir tebessümle dostIarını süzdü: Ulema efendilerle, dedi, anlaşacak değiliz, çarpışacağız. Çünkü onlar imanlarını saraya sattılar, Ocağın yıkılmasına rıza gösterdiler. Eğer yol bulurlarsa rahlelerini omuzlayıp, divitlerini çekip üzerimize de saldıracaklardır. Onun için kendilerine boşuna başvurmıyalım, adlarını ağzımıza almıyalım. Şayed Hacı Bektaş kılıcının elimizde zülfikara döndüğünü, Istanbulun zelzeleye verildiği ni, Ocak düşmanlannın saklanacak delik aramağa koyulduğunu, Hünkârın emrimize râmolduğunu görüp de ulema efendiler Ocağımıza sığınırlarsa gene yüz vermiyeceğiz. İş bittikten sonra ise hesab göreceğiz. Bizimle boy ölçüsmek caiz mi dir, değil midir, işte o vakit belli olur. Ve birden kükredi: Osman oğullan, dedi, ulemanın kılına dokunmaktan ürkerler. Fırsat bul dukça Ocaklıyı boğmaktan, boğdurmaktan çekinmezlerken diyetleri bir pul tutmaz kötü müderrisleri cellâda vermekten korkarlar. Biz Osman oğullarından daima kuvvetli olduğumuzu ulemaya da öğretmek için bu fırsattan istifade edeceğiz. Şeyhülislâmı, kadıaskerleri, îstanbul efendisini, kürsü vaizlerini, bütün müderrisleri bir eve doldurup toplan yakacağız. Yeni bir ulema takımı yetiştireceğiz. O cakta okur yazar yoldaş mı yok?.. Onları yakılacak gidilerin yerine koruz, medreseleri de Ocaklı yaparız! Yıldırım Beyazıdın bütün kadıları a teşe attırmak istediği rivayet olunur. Na kilcinin o rivayetten ilham alarak böyle bir düşünceye kapıldığı muhtemel ve ö bür zorbalann kendilerine pek orijinal gelen §u mülâhaza önünde neş'eli bir heyecan geçirdikleri ise muhakkaktır. En azından bin hocayı bir çırpıda yakmak ve bin Yeniçeriyi bir çırpıda hoca kılığına sokup medreselere, mahkemelere, kubbe altma yerleştirmek fikri heriflerin hoşuna gidiyordu, geniş geniş gülmek suretile Nakilciyi alkışlıyorlardı. Arkadaşlarının neş'esinden iradesi ve gururu cilâ alan zeki zorba, Bektaşi dedelerinin ayaklanma sırasında yapacakları vazifeyi de o ara tesbit ediverdi. Filân baba şurada, filân baba burada halkı şevke getirecektir diye muayyen mıntakalar gösterdi ve sonra yi'^ünü Salamona çe virdi: (Arkası var) (1) Halet Efendı A.abek iken ve Sultan Mahmudun irade&mı kendi elınde tutarken Mora fetreti yuzunden doğma umumî heyecanı sokak politikası bakımından Istls mar için butün îstanbul muslumanlarını silâhlandırmıştı. Tarıhçi Şanizade bu tedbirin nasıl netice verdığıni anlatırken şoyle diyor: «Ekser şubbani îstanbul terbıye yokluğundan dolayı u'cubei cıhan ve ademi farkı şeynuşan ile hareketleri mutabıkı l'abı sıbyan olduğu cihetle bu defa dahi harb aletlerini sus ve onlann kullanılmasını oyuncak sayarak mahalle aralarında, cami avlularında, iskelelerde, kayıklarâa. kestane fiseği gibi tııfek ve tabanca atarak gece gündüz silâh gürultusile halkı serseme çevırmısler ve kurşun isabeti korkusile âleme uykuyu haram eylemışlprdı Bu celebîler arasında ıkaza kursunile kendilerıni, baba ve analarını, eşlerınl ve kız kardeşlermi vuranlar da vardı.» M. T. T. yakında tasfiye edilecek Maliye Vekâleti, heyeti umumiyeyi içtimaa çağırdı, tasfiyeden sonra Taksim kışlasile meydandaki bütün arsalar, hükumete geçecek Bir sene içinde alınan neticeler tetkik edilecek Yeni İş kanununun mer'iyet mevkiine girişinin bugün birinci yıldönümüdür. Bu münasebetle, geçen bir sene içinde, ka nunun tatbikatından alman neticeleri tet kik etmek ve bu neticelere göre tatbikatta aksaklık ve eksiklik görülen noktalarda tadilât yapmak üzere yarın sabah saat onda Ankarada bütün memleketteki iş daireleri âmirleri bir toplantı yapacaklardır. îstanbul üçüncü mıntaka âmiri Haluk Belsan, bu akşam Ankaraya gidecektir. Yarın saat onda Iktısad Vekâletinde bizzat Iktısad Vekili Şakir Kesebir la rafından açılacağı ümid edilen bu toplantılar, on beş gün devam edecektir. Bu müddet zarfmda kanun yeniden gözden geçirilecek ve her madde üzerinde tatbikat bakımından mütalealar tesbit olunacaktır. Iktısad Vekâleti, hazırlanacak projeye göre, İş kanunu üzerinde yapılması icab eden tadilât hakkında yeni bir tadil projesini tanzim edecek ve Vekiller Heyetine verecektir. v • • • • •• ı• * *nım • •»ı mıif ! Taksim stadyomile civarının tayyareden alınmış bir resmi tasfiye karan verileceğinde şüphe yoktur. Tasfiye yapıldıktan sonra kısa bir za man içinde Taksim Emlâk Şirketinin i daresinde diğer apartımanların inşa edildiği mmtaka ile abidenin karşısmdaki su mahzeni etrafında mevcud bütün boş arsalar Maliye Vekâletine geçmiş ola caktır. Tasfiye karannm verilmesini mütea kıb kışla arsasınm, daimî sergi binası inşa edilmek üzere, ya bedeli mukabilinde veya Heyeti Vekile kararile bu işe tahsisi mukarrerdir. Taksim kışlasmın bulunduğu mahallin Taksim meydanına kadar istimlâk edilerek burada büyük bir sergi binasmm inşa edileceğini yazmıştık. Hükumet, Taksim emlâk şirketinde evvelce çok az bulunan hissesini muhtelif zamanlarda toplamış ve 140,000 hisseden 125,000 ni almıştır. Duyduğumuza göre, Maliye Vekâ leti şirket heyeti urrumiyesini içtimaa davet etmiştir. Kıza çarpan kim? Bu içtimada, Maliye Vekâleti, şirkeİdare ettiği motosikletle Pangaltıda tin tasfiyesini istiyecektir. Hisselerin kısMarika adında bir gene kıza çarptığı iddia olunan Marko Rasyan ismindeki mıazamı hükumetin elinde olduğu için gencin muhakemesine dün devam edilmiştir. Dün, dinlenilen şahidlerden birisi vak'ayı görerek yaralı kıza yardımda bulunduğunu, motosikletin yalnız plâka numarasım tesbit ettiğini, fakat idare edenini teşhis edemediğini söyle miştir. Plâka numarasımn tesbit edildiği iddia edilen motosiklet gahibi de, kendisinin kira ile motosiklet verdigini. fakat Yarın şehrimizdeki muhtelif sanayi vak'a günü motosikletinin Pangaltıya gitmediğini ifade etmiştir. zümrelerınin mümessilleri Millî Sanayi Maznun Marko ise, motosiklet idare Birliğinde bir toplantı yapacaklardır. Bu etmesini bilmediğini söylemiştir. Mu toplantıda sanayiin muhtac olduğu ham hakeme, bazı şahidlerin celbi için başka madde meselesi üzerinde görüşülecektir. bir güne kalmıştır. Genel ithalât rejimi hakkmdaki 7005 İayilf'kEİrarttaTnenm dördüncü maddesinm Otobüs davasî • ' • ' Dün asliye birinci cezada otobüs da hükümlerini değiştiren bir kararname ile vasma devam edilmiştir. Bundan ev hükumet sanayiin esas ham maddesini velki celsede heyeti teftişiyeye yazılan teşkil eden on kalem maddenin muayyen memleketlerden muayyen eşya mukabilinmüzekkereye c«vab gelmemişti. Bunu müteakib dava edilen gazete de ve takas suretile ithali mecburiyetini nin Başmuharriri mahkemeye bir isti koymuştur. Bundan sonra gene başka bir da verdi. İstidada, Vakıflar idaresi Baş kararname ile bu eşyadan evvelce sipamüfettişliğinin, Ermeni vakfma aid bir riş edilmiş, yolda bulunmuş veya gümrüarsanm Vakıflar kanununa aykırı bir ğe gelip de çekilememiş olanların bir şekilde elden çıkanlması yüzünden mü defaya mahsus olmak üzere ithaline tevelliler aleyhine takibata girişerek müsaade olunmakla beraber, sanayiciler, kendilerini sorguya çektiği yazılıyor, esas kararnamenin ithalâtı üzerinde bir bunun da ermenice Jamanak gazete çok zorluklarla karşılaşmağa başlamışlarsinde münteşir bulunduğu bildiriliyor dır. Bu yüzden sanayide bir ham madde du. Istidaya bağlı ve noterce musaddak müskülâtı ve buhranı yüz göstereceği anJamanak çazetesinin tercüme sureti oîaşılmıştır. kundu. Keyfiyetin Başmüfettişlikten Yarın yapılacak içtimada bu nokta sorulmasına iddia makamı lüzum gör medi. Heyeti hâkime, kısa bir müzake müzakere edilerek hükumetten yapılacak reyi müteakib istidada mevzuubahs hu temenniler tesbit edilecektir. susun Evkaf Umum müdürlüğünden soHalen mevcud cereyan bu maddeleri rulmasına ve heyeti teftişiyeye yazılan haricden almak bizim için bir zaruret olve cevabı gelmiyen müzekkerenin tekiduğuna göre bunları takas mevzuu haricidine karar vererek muhakemeyi başka ne çıkarmak ve mümkün olduğu kadar bir güne talik etti. ithal kolayhğı istemelv merkezindedir. ADLIYEDE Ham madde için Camilere dadanan yeni temenniler kursun hırsızları Nihayet evvelki gece yakayı ele verdiler Mustafa ve Hüseyin adlarında 16 yaşlarında iki gene bir müddettenberi medrese ve minarelerdeki kurşunlara dadanınıslaj.,ve müjteaddjd .yejlerden yüz lerce kilo kurşun çalarak Tahtakalede satmışlardır. Bu iki gehc~nîfsîz"bi)hassa Lâleli ve Şehzade camilerile Samatya ve Alipaşa medreselerinden külliyetli miktarda kurşun çalmışlardır. Fakat bunlann minarelerdeki kurşunları nasıl çaldıklan bir hayli garibdir. îki çapkın Lâleli ve Şehzade camilerînin yüksek minarelerine ve kubbelerine saika tellerine tırmanarak çıkmışlar, kurşunları söküp bir ipe bağladıktan sonra aşağı indirmişlerdir. Azılı hırsız cambazlar, evvelki gece suç üstünde yakalanmışlardır. Dün asliye üçüncü cezaya getirilen Mustafa ve Hüseyin bütün suçlarım iti raf etmişlerdir. Hâkim Kâmil, suçun sureti ikaına göre, minareye tımanmağı şahsî çeviklik mahiyetinde görmüş ve evrakı aid olduğu ağır suç mahkemelerine verilmek üzere müddeiumumiliğe göndermiştir. Hükumetten bazı ithal kolaylıkları istenecek MÜTEFERRİK Amerikan Kız lisesindeki müsamere Dün, Üsküdar Amerikan Kız Lisesi Türk Talebe kurumu tarafmdan güzel bir müsamere verilmiştir. Müsamere, güzide bir davetli kütlesi tarafmdan takib edilmiştir. Prenses Turandot piyesinin temsilinde talebe, cidden büyük muvaffakiyetler göstermiştir. Yangm çıkarmaktan suçlu adam Tayyare ihtifali Bugün öğleden sonra Fatih parkında evvelce neşrettiğimiz programa göre, tayyare şehidleri ihtifali yapılacaktır. Merasime bir askerî kıt'a ile mekteb talebeleri iştirak edecek, ordu, Şehir Meclisi, Hava Kurumu, genclik namına nutuklar irad edilecektir. Bir müddet evvel Mahmudpaşada Rüstempaşa mahallesinde müsteciren oturmakta olduğu evde yangm çıkar maktan maznun tranlı Mahmudun muhakemesine dün Ağırcezada devam edilmiştir. İddia makamı, hâdisede kasıd göre memiş ve taksir bulunduğunu söyliyerek maznunun o suretle tecziyesini is temiş ve müdafaa vekili de müdafaasını yaparak iş karara kalmıştı. Dünkü celsede yangın hakkında tanzim olunan zabıt varakalarile raporda imzaları bulunan ttfaiye kumandanı ve polis âmirlerinin tekrar ifadeleri din lendi. Neticede muhakeme "ksrar için başka bir güne talik edilmiştir. zakşarkta üç aydanberi gerek siyasî gerek askerî cihetten bır durgunluk vardı. Şimdi tekrar her iki sahada faaliyet hararetlendi. Her şeyden evvel Japonya Çinin haricî ticaretinin yarısından ziyadesine vasıta olan ve Ingilizlerin idaresinde bulunan Şanghay ve Tiyençin bahrî gümrüklerinin harbin sonuna kadar devam edecek muvakkat vaziyeti üzerinde İngiltere ile anlaşma yapmıştır. Bu gümrük varidatından Çinin eski borclanna gösterilen karşılık ecnebi dainlerine tediye edildikten sonra kalanı Japon bankalanna yatırılacaktır. Japonyaya ecnebi parası membaı temin eden bu anlaşmayı Çin hükumeti Londrada protesto etmiştir. Sovyet hükumeti iki aradaki münaza alı meselelerin; uzun müzakerelere ihtiyac gösteren Siberya sularında Japonların balık avlamalarına aid daimî bir muahede akdi gibi işler haric bırakılarak hemen hal ve tesviye edilmesini Tokyoya teklif etmişti. Japonya bu teklife cevab vermemiş, bilâkis Moskovayı Çine tay yare ve pilot göndermekle itham ederek defaatle protestoda bulunmuş ve bu yardımın devammı hasmane bir hareket sayacağını bildirmiştir. Bu teşebbüslerin sonu ne olacağı çimdilik belli değildir. Şu kadar var ki Ja ponyanm Çinle harb halüıde bulunmasına rağmen büyük askerî tahşidatmı ve hazırlığmı Sovyetlere karşı yapmakta olduğunu Londra gazeteleri yazıyorlar. Japonya şimdiye kadar Çin hükume tine karşı kat'î vaziyet almaktan çekiniyordu. Japonya Harbiye Nazırı şimalî ve orta Çindeki harb sahalarını teftiş edip ihtimal Çin hükumeti adamlarile de te masta bulunduktan sonra aldığı netice anlaşmaya imkân olmadığmı ispat etmiş olmalıdır. Çünkü Japonya hükumeti Mareşal Çankkayşek'in hükumet ve hakimiyetini her ne pahasına olursa olsun imhaya karar verdiğini nihayet ilân etti. Bunun için merkezi Pekinde olmak üzere Japonyanın himayesinde teşekkül eden muvakkat Çin hükumetinin salâhiyeti genişletilmekte ve Japonlann işgali aîtındaki şimalî Çinle Nankinin bulunduğu orta Çinin şarkı iki aradaki boşluk doldurulduktan sonra Çankayşek hükumeti yerine îspanyadaki Franko gibi bütün Çinin ası! hükumeti olduğunu ilân için •hazırhk yapıhnaktadır. Japonyanın Çankayşek'le anlaşmamağa karar verdiğine yeni bir delil de bütün cenubî Çin sevahilini zapt ve işgale başlamış olmasıdır. Cenubî Çinin başlıca üç limanmdan Amoy şimdiden işgal edildi. Bunun şimalindeki Fuço da işgal edilmek' üzeredir. Çin hareket ordusunun karargâhi bu lunan Hanko'yu denize bağlıyan yegâne demiryolunun müntehası Kanton li manı da denizden ve havadan tazyik e dilmektedir. Şimalî Çinle Mavinehrin munsabı arasında şimalden ve cenubdan sarkan Japon orduları cepheleri arasındaki şarktan garba uzanan Lunghay demiryolunun iki tarafında üssülharekesi Hanko olarak şimdiye kadar tutunmuş olan Çinin muntazam ordusunu buradan çıkarıp atmak için Japonların üç aydan beri ilk defa taze kuvvetler yığmış olduklarmı Taymis gazetesi yazmaktadır. Şimdiye kadar Japon umumî erkânıharbiyesi Çinde harekât sahasmın genişletilmesine muhalefet etmiştir. Mülkî idareler ise politika noktasından şimalî ve orta Çi nin ve hatta cenubî Çinin tamamile Japon işgal ve idaresi altma girmesini zarurî addetmiştir. Orta şarktaki vaziyette yeni bir faaliyet ve hareket başlamasını îngilir matbuatı bu yolda izah ediyor. Muharrem Feyzi TOGAY r Boğaziçi Lisesindeki spor bayramı J Bilânço defterleri de kapatılacak Maliye Vekâletince îstanbul maliyesine verilen bir emirde kazanc kanu nunun 16 ncı maddesi mucibinee her sene mükelleflerin kapatmağa mecbur olduklan defterler arasma bilânço defteri de dahil olacaktır. Şimdiye kadar mükellefler malî sene sonlarında sadece yevmiye defterile defteri kebiri kapatmakta ve tasdik ettirmekte ediler. Şimdi, senelerdenberi kapatıLmamış olan bilânço defterleri yüzünden müesseseler, resen takdir komisyonlanna gitmeğe mecbur olmaktadırlar. Vaziyet böyle olunca, diğer hususlar da ayni muameleye tâbi tu tulmaktadır. Şehrimizdeki alâkadar teşekküller, bu hususta Maliye Vekâleti nezdinde teşebbüslere başlamışlardır. Polis katilinin muhakemesi îki sene evvel Dizdarivede hırsızlık icin girdiği evin sahibi olan polisi öl düren ve üç bekçiyi yaralıyan Nazım ve suç ortağı Bahriyeli Salimle karısı Mükerremin dün Ağırcezada muhake melerine bakılacaktı. Dünkü celsede dinlenecek müdafaa sahidlerinin henüz adresleri temin edilemediğinden, bu şahidlerin ifadeleri de müdafaaya taalluk edeceğinden müdafaa vekili tarafmdan son defa mühlet istenmiş ve bu taleb heyeti hâkime ta Boğaziçi Lisesinin tanzim edilmiş sahasmda dün Darüşşafaka mektebi rafından kabul edilerek muhakeme başatletlerıle lise atletleri arasında bir spor bayramı yapılmıştır. Bayrama saka bir eüne talik edilmiştir. at birde İstiklâl marşile başlanmış, sonra iki mektebin gene sporcuları bir Vücudü güzel tutmamak geçid resmi yapmışlardır. Bundan sonra atletizm müsabakaları ve A, B takımları arasında futbol maçları icra edilmiştir. Yukarıki resim geçid resmi ayıb işlemektir. yapan sporcuları göstermektedir. Cumhuriyet Abone şeraîti Nüshası 5 kuruştur. Türkiye Haric için için Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Altı aylık 750 » 1450 > Üç aylık 400 > 800 » Bir aylık 150 » Yoktur