CUMHURİYET 8 Mayıs 1938 Küçük j hikâye j • Ayın anlattıkları Peride Celâl RADYO Mes'ud bir artist: irene Dunne Bu aksamki programj Güzel yıldız: «Şarkı söyliyerek kalkıyor, dans ederek yatıyor, bunların arasında da neş'e ile çalışıyorum!» diyor sın. Bu genclik, bu güzellik senin başmı Oraya buraya dağılmış olan koyunlar, görünce ayağa fırladı, gülümsedi: döndürmüş, gurur kalbine bir avuç zehir ANKARA: Hoş geldin nine, dedi. karanlıkta çayırın üzerinde büyük beyaz 12,30 karışık plâk neşriyatı 12,50 plâk.: olmuş. Geleceği düşün kadın.. İhtiyarlılekeler halinde görünüyorlardı. Dağlar, Çoban bal rengi gözlü, uzun kumral Türk mnsikLsı ve halk şarluları 13,15 dairili ufaklı halkalarla birbirine raptolmuş saçlı güzel delikanhya hiç benzemiyor yacaksın, buruşup çirkinleşeceksin. Şimdi hllî ve harıcî haberler 18,30 çocuklara masal ı Masal dedej 18,50 karışık plâk siyah bir zincir gibi etraf; çevirmişti. Bo du. Orta boylu idi. Taş gibi dimdik ve yüz vermediğin bütün bu âşıklar birer bineşriyatı 19,15 Turk musikisi ve halk dur çam ağaçları yerden bitivermiş küçü sert bir vücudü vardı. Güneşten yana rer uzaklaşıp seni yalnız bırakacaklar, şarkıları (Makbule Çaiar ve arkadaşlari) cük, biçimsiz cüceleri andırmakta idiler. yana derisi tunç rengi bağlamıştı. Yüzü yapayalnız... O zaman vakrinde kalbini 20 saat ayarı ve arabca neşrlyat 20,15 Türk musikisi ve halk şarkıları CSalâhad Bütün bunların üzerine ay ipek beyaz hiç güzel değildi. Bakışlan çok keskin ve bir erkeğe verip onun kanadınm altma din ve arkadaşlarıj 21 edebl konuşma sığmmadığın için lânet edeceksin. Ale tülünü germişti. Çayırın orasında burasm pervasızdı. (Behçet Kemal Çağlar) 22 ajans habermin çocuklarına, kendi yaşındaki kadında ışık parçalan oynaşıyordu. Bazan bir leri 22,15 yarınki program. İhtiyar kadın ona torununun başına dağın çökmesini, yahud cesim bir kaya gelenleri anlattı. Sonunda sözünü şöylece ların torunlanna gıpta duyacaksın. On Holivud'dan yazılıyor: ISTANBUL: Fazla meşguliyeti dolayısile çoktanbe12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havanın yerinden kopmasını andıran korkunç bagladı: «Bu işe bileği ve yüreği kuv ların etrafındaki akraba kalabalığını, hatdis 13,05 plâkla Turk musikisi 13,30 bir gürültü pek uzaklardan aksederek bu vetli bir yiğit gerek dediler. Ben de seni ta ihtiyar kocalarını kıskanacaksm. Iss:z, ri matbuatla temas imkânını bulamıyan muhtelif plâk neşriyatı 14 son 16,30 güzel, sakin geceyi sanki yumrukluyor, hatırladım. Şehre indiğin zaman onu harab bir yerde bitmiş, kupkuru bir dal «Hayatım sana feda!» kahramanı İrene Taıksim stadından nafclen Güneş Beşiktaş futbol maçı (millî kümeden) 18,30 iri kuşlar kanadlann: çırparak ağaçlardan görmek için bir kerecik olsun saraymın gibi mahvolup gideceksin. Beni dinle Dunne geçen gün ecnebi ve Amerikalı gaplâkla dans musikısi 19,15 konıeraru: zetecileri kabul etti ve ilk sözü şu oldu: uçuşuyorlardı. O zaman sürüde bir kıetrafını çeviren parmaklıklara yaklaş kadın, erkeğini seç, yuvanı kur artık. ZaProfasor Salih Murad (Radyo dersleri) Size samimî bir itirafta bulunma • mıldama oluyor, kocaman başlı çoban mazsın. Ona âşık olanlarla eğlenirmişin mai çok çabuk geçiyor. Unutma ki acele 20 Müzeyyen ve arkadaşları tarafındau ma müsaade ederseniz, hususî hayatıma Turk miLSikisi ve halk şarkıları 20,45 haköpekleri yerlerinden fırlayıp hızla etrafı de. Bir sen ona yüreğini kaptırmadm. etmen lâzımdır. va raporu 20,48 Omer Rıza tarafından adolaştıktan sonra tekrar eski yerlerine Artık bize derman senden gelir çoban. O konuştuğu müddetçe genc kadın dair anlatacak hiçbir mühim hâdise ol rabca söylev 2 lCemal Kâmll ve arka avdet ediyorlar ve gene derin sükut baş Yalvarırım sana, bir çare bul kurtar bu hayretten hayrete süserek dinlemişti. Söz madığını söyliyebilirim.. Tekrar ediyo daşlan tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, saat ayarı 21,45 orkestra 22,15 lıyordu. lerinin tesirinde kaldığı gözlerine sinen rum, hiçbir sey!. Aile hayatımda gayet belâdan bizi. Onun vücudünü yok ederajans haberleri 22,30 plâkla sololar, o mes'udum.. Filimlerimi bütün dünya halÇoban, sürüsüniin ortasmda gocuğunu sen bil ki bütün kadmlar, hepimiz paraca endişeden ve yüzünün birdenbire solmapera ve operet parçalan 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23 son. sından belli idi. Çoban susunca fildişi kı takdir ediyor.. Fani bir mahluk için başının altma yastık yaparak yatmıştı. seni ihya ederiz.» tahtında doğruldu, ağır ağır ayağa kalk bundan büyük bir bahtiyarlık olur mu? Gözleri açıktı. bir türlü uyuyamıyordu. Çoban bu sözlere kar§ı omuzlarını silkYabancı merkezlerden Amma, bir sinema yıldızı için hiç de yatı, başını önüne iğerek mırıldandı: Buna biraz sebeb bu güzel gece ise bile ti, dudağını büktü: müntahab parçalar kışık almıyan bir hayat tarzı, değil mi? Peki, kimi seçmeli?. daha fazla da lâciverd semada yıldızların Elimi kana bulaştırmam dedi. Hem Belki size hakikati tamamile itiraf etmeOperalar Çobanın gözleri parladı, genc kadını arasında kocaman beyaz yüzile gülen ay de âciz bir kadın kanına, amma sana bir seydim, daha iyi hareket etmiş olurdum. 17,05 Milâno: Aşk için kadeh kaldırma dı. Çoban bir türlü onun yüzünden göz iyilik ederim. Öyle sanıyorum ki oğluna dikkatle süzdü: Çünkü bugünün efkârı umumiyesi sade (Donlzetti'nin). Onu ben sana yarm göndereceğim, lerini ayıramıyordu. Nihayet ay da su kadını almak o kadar güç değildir. Pao 21,15 Prag: Bir Çek operasının temsili. likten, basitlikten pek de hoşlanmıyor.. çun kendisinde oldugunu anlamış gibi raya gelince onu bir daha ağzma alma. dedi. Şehirdeki delikanlıların en güzeli 21,35 Munih; Kırlangıç (Puccini'nin). . Irene Dunne San'atkârlara gürültülü ve ıstırablı bir gökün lâciverdinden başmı uzatarak ye Bana böyle bir teklif etmen için halim dir. Büyük konserler ömrü münasib görüyor. Çok şükür benim ğe bayılırım. Dinlenmek, hiçbir şey yapBeyaz sarayın sahibesi başını kaldır re doğru yaklaştı. Yaklaştı ve çobanı ısık den sana şikâyet etmem lâzımdı. zamanım hiç de öyle geçmiyor.. Şarkı madan tembel tembel oturmak da hos.u 20,15 BresJav: Faus'tan parçalar. dı. Göz göze geldiler. Bu bakısmadan dalgası içinde bırakarak: 20,30 Berlin: İtalyan operalarından parİhtiyar onun bu işi yapacağına pek söyliyerek kalkıyor, dans ederek yatı ma gider. Mevzulannı pek fazla kavrı kadın mağlub çıktı. Gözlerini ondan kaçalar. Madem ki uyuyamıyorsun, sana bir yor, ikisinin arasında da gayet neşeli ça vamadığım felsefe kitablan okumakdan inanmadı. Fakat razı olmaktan başka da 21,05 Hamburg: Vagner ve Verdi'nin çırarak kızardı ve çoban döndü, sert a masal söyliyeyim ister misin? diye sorlışıyorum. eserleri. çare bulamadı. Çoban sürüyü kadma da memnun olurum. Keza musiki dinledımlarla koşa koşa salondan çıktı. du. Cevab beklemeden anlatmağa başla21,35 Strasburg: Rut'un eserleri. İlk zamanlar ekseri filimlerinde daima meyi de severim. Bir merakım da dostlaemanet etti. Yola çıktı. Şehre varınca Çoban sürüsünün başına döndü. ihti21,35 Parts ıRadyo): Konser. dı: mustarib kadınları temsil eden, beyaz rımm karikatürlerini yapıp kendilerine derhal beyaz saraya gitti. Kapının önünyar kadın şehre koşup torunile güzeller Dinle. Sana evvelâ güzel bir kade uzun boylu, dev gibi iki arab duru Oda musikileri perdede mütemadiyen hıçkıran, ağlıyan göndermektir. dmdan, sonra da bir çobandan bahsede yorlardı. Çobanı görünce geçmesine mâ güzelinin düğününü derhal yapabileceği aktrisin hususî hayatında bu kadar neşeli 16,35 Vıyana: Pfitzner'in eserleri. Yeni hayatınızın baştan aşağı nurceğim. Bir kadın düşün ki çoban, vucu ni olmadılar. Onlar hanımlarının ayağı ni bildirdi. 19.05 Sarbrükken: Mozart'ın eserleri. olması saşılacak birşey değil midir? A lu sahasını hiç bir bulut gölgelemiyor mu? Aradan tam bir hafta geçti. Bir gece 19,50 Orta Ingiltere: Konser. dü beyazlığını benden almıstı ve sanki na kapanmaga, aşk dilenciliği etmeğe gecaba son zamanlarda komedi oynamağa irene Dunne bu suale cevab vermedi. çoban sürüsünün ortasında böyle senin geceden bir parça koparıp başına örtmüş lenlerin birçoğuna böyle yol verirler ve Askeri bandolar başlamasındaki hikmet bu mudur? Sebetü. Bu ipek siyah örtü dalgalana dalgala biraz sonra nasıl ahüfigan içinde döne gibi gocuğunu başının altma yastık yap bin sade o olmadığı muhakkak.. Çünkü Büyük ve güzel gözlerini derin bir tees 23,45 Budapeşte: Piyade mızıkasmın na onun ta topu!clarına kadar saç halinde ceğini düşünerek müstehzi gülümserler mış uyumağa çalışıyordu ki beyaz bir ha meseleyi gene İrene Dunne bizzat izah sürün hissolunur derecede kesif duman konseri. ları kapah. Evet, şirin artistin hayatmın dökülmekteydi. Gözlerine gelince onlann di. Fakat bu sefer gülümsemediklerine yalin karanhklardan kendine doğru kos ediyor: Şarkı konserleri nurlu sahasını gölgeliyen yegâne bulut rengi belki saçlarından da koyu idi. Du bin kere pişman oldular. Çobanın yum tuğunu gördü. Derhal yerinden sıçradı 20,30 Berlin: Tresi Rudolf, E. Oroh. Bu değişiklik biraz yaş meselesinçocuğu olmamasıdır. Fazla neşesi de zandakları bir damla kızıl kandı ki, beyaz rukları çelik gibiydi ve kendisile alay ve hayretler içinde kaldı. Bu gelen bir den ileri geldi. İnsan Rencliğinde daha yüzünden bu kan lekesinı dudaklarile ku edilmesine asla tahammül edemediği için hafta evvel sarayında ziyaret ettiği genc ziyade faciadan ve romantizmden hoşla nederim, bundan dolayıdır. Muhabbetirutmak, oradan silmek için insana çılgm arabların ağızlarını kanla doldurmuştu. kadındı. İpek elbisesinin etekleri diken nıyor. Yaşlandıkça gülmek ve güldür ni kendisine sarfedecek böyle bir yavrusu Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerinde lere takılarak yırtılmıştı. Ayakları çıplakbir arzu veriyordu. bulunmadığı için onu her tarafa saçmak nobetçi eczaneler: Onlar ne olduklarını şaşırmış bir halde tı. Taşlara çarpmaktan kanamıştı. Yüzü mek istiyor. Çünkü kâfi derecede ağlı Istanbul ciheti: Genc kadmın şehrin orlasında babasın ellerini yüzlerine kaparlarken o koşa kotan gerı duramıyor. Enıınonünde (Minasyan), Alemdarda (Asapsarı idi. Çobanı görünce gözlerinden yacak fırsat buluyor. li Rıza), Kumkapıda tCemll), Küçükpa dan kalma büyük beyaz bir sarayı, nadi şa içeri girdi. îçiçe büyük salonlardan Güzel artist «hayatta en ziyade neyi ^ Holivud'daki bir filim şirketi «Ne zarda (Necati Ahmed), Şehzadebaşında yaşlar dökülmeğe başladı. Çoban birdende mücevherleri, sayısız cariyeleri, köle geçti. Birbirinden güzel genc cariyeler bire sakinleşmişti. Onu elinden tuttu. Go seversiniz?» sualine de şöyle cevab ver seli bir hayat geçirelim!» ismindeki bir (Hamdi), Fenerde (Vitali), Karagumrükte leri vardı. Kimseye muhtaç değildi. Sa yerlere güller ve havaya enfes kokular filmin bir sahnesini çevirmek için artist (Fuad), Şehremimnde (Hamdij, Aksaraycuğunu yere serdi, üzerine oturma^ını di: da (Sarım), Samatyada (.Teofilos), Bakır raymdan dışarı hiç çıkmazdı. Sanki ken serpmekle meşguldüler. Onun kanîi'yumVDTfenise. lerini, figüranlarmı ve dekorlarını 300 köyde (Menkez), Eyübde (Hikmet Atlamaz) söyledi. Sonra çah çırpı toplayıp ateş disi için koca bir şehrin, günden güne ruklarını ve korkunc bakışlarını görünce yaktı. Yakın bir membadan. su getirerek ğe, motorbotla gezmeğe, otomobil kul kilometre uzak bir mesafeye götünnek eczaneleri. çbkmekte oldugunu da farketmiyordu. Beyüğlu ciheti: "** birbirlerini iterek kaçıştılaro ^Ji ~ yüzünü yıkamağa yardım etti. Yarala lanmağa.'fre'nde, vapurda seyahat etme fedakârhğından çekinmemiştir. Parmaklıkların gerisinde kimisi servetini, Halâskârgazi caddesinde (Halk), Tak Çoban nihayet geniş bir salona girdi, rını elinden geldiği kadar temizleyip sarsimde (Nizarrieddın), Tarlabaşında (Nı kımisi kalbini göstererek yavaran âşıkladı ve nihayet yanına oturarak yavaşça hadt, Istıkiâl caddesinde ıKanzuk), Da nna küçük bir nefes bile atmıyarak sa bu salon baştanbaşa al ipek halılarla döirede (Güneş), Topçular caddesinde (Spoşenmisti. Duvarlar pembe parlak kumaş sordu: 2 çüzel ve büyük filimden mürekkep muntehah bir program : bahları, omzuna siyah ipek bir harmaniridis), Kasımpasada (Vasıf), Halıcıoğlun RİCHARD TAUBER da (Barbud^, Ortakdy, Arnavudköy, Bebek, ye gibi dökülen saçlanna bürünüp bah larla örtülmüştü. Kösede fildişi muhte Neden buraya geldin? erefc taratından mübemmel bir operet Beşiktaşta (Vidin) eczaneleri. şem bir tahtta erkeklerin mabudesi olan çesinde çiçeklerin arasında ağır ağır binAteşten çıkan alevlerin akisleri yüzleolan Kadıköy Eskiiskelede (Sadık), Yeldeğlr( Fransızca sözlü ) bir nazla dolaşıyor, geceleri gugularile güzeller güzeli oturuyordu. Elinde kır rinde oynaşıyor, uyanan köpekler bir meninde (Uçler), Uskudarda (Imrahor), CONRAD VEiDT v e beraber mermer havuzlarda yıkanırken mızı tüvlü bir papağan vardı. Onun gü gölge gibi etraflarında dolaşıyorlardı. Büyükadada (Halk), Heybelide (Tanaş), ViViAN LEİGH Beykoz, Pasabahçe, A. Hisar eczaneleri. göklere yükselen kulaklannı kapıyor zelliklerini dinlemekle, gagasından küçük Hafif bir meltem, genc kadmın saçlarını taralından oynanmış aşk ve ve kendisi için yanıp tutuşanlara buselerle öpmekle meşguldü. Çoban içeri uçuruyor ve onlar çobanın yüzüne değiheyecan tilmi. Bir musiki ziyateti HALKEVLERINDE Hâveten : Kıymetli Başvekilimiz Bay CELAL BAYER ve Hariciye Vekilimİ7: en küçük bir lutufta bulunmuyordu. Öyle girince başmı kaldırıp baktı. Onun vahşi yorlardı. Tevfik Rüştü Aras'ın Atina seyahatleri. Konferans bir an geldi ki çoban, şehirde gu genc ka tavrı, toz toprak içindeki fakir üstübaşile Genc kadın ağır ağır başını kaldırdı. Bugün saat 11 de tenzilâtlı matlne ^ ^ ^ H ^ B ^ H Beyoğlu Halkevinden: dına âşık olmıyan kimse kalmadı. Ona huzurunda bütün o muhteşem dekorun Bakıştılar, çobanın gözleri daha keskin 1 10 mayıs 938 salı günü saat 18,30 da son kalbini kaptıranlardan biri de daha ortasında kocaman bir leke gibi duruşu ve daha parlak görünüyordu. Sesini biraz Evimizin Tepebaşındaki merkez binasında Holivud'un en güzel iki kadınını yirmisine yeni girmiş toy, saf bir delikan genc kadmı hem kızdırmış, hem de hay daha alcaltarak tekrar etti: profesör Şekib tarafından «Yeni Türk kadını ve ruhî münasebetleri meselesi» h idi. Bu delikanhnın genis omuzlan, u rete düşürmüştü. Ne istediğini sormağa Neden buraya geldin? mevzuunda konferans verilecektir. zun bir boyu vardı. Kumral saçları omuz hazırlanıyordu ki çoban eski yırtık paKadın derin derin içini çekerek cevab 2 Herkes gelebilir. larına dökülüyordıı. Tatlı bakışlı, bal buçlarile ipek halılarda toprak izleri bıGöstermekte olduğu iki güzel tilimde göreceksiniz. verdi: rengi gözlerine şehirde birçok genc kızlar rakarak ilerledi. Yaklaşınca onun kar Eminönü Halkevinden: Meş'um kadın Senin sözüne uydum. Gönderdiğin BUyUk maşuka vurgundu. Fakat ne yaz:k ki o, bu taş şısında bir kaya sertliğile dimdik durup 10'5'938 salı günü saat 17,30 da Evimi delikanlı ile evlenmeğe razı oldum. Düzin Cağaloğlundaki merkez salonunda Ü kalbli, mağrur güzeller güzelini ve beyaz bağırdı: ğünümüz bugündü. Evlenmeme taham niversite doçentlerinden Yavuz Abadan tasarayın sahibesini sevmeğe başlamıştı. Fransızca sözlü rafından (İnkılâb ve inkılâbcılık) mevzulu Ey kadın bu şehre yaptığm fena mül edemiyerek, çılgına dönen şehrin erDelikanhnın ihtiyar bir ninesinden başka bir konferans verilecektir. lıklar yetişir. Senin yüzünden birçok ev kekleri hep bir olup sarayımı bastılar. Davetiye yoktur. Herkes gelebilir. kimsesi yoktu. Zavallı kadın torununun ler yıkıldı, ocaklar söndü. Bir yığın za Kocam olacak delikanhyı öldürdüler. üzerine titriyordu. Onun genc kadma âvallıyı avcuna almış alçakça oynayıp du Hizmetçilerimden birinin yardımile kenMeşhur Opera Lirik şantözü şık oldugunu anladığı gün derin bir keAşk ve iktiras lilminde Büyük aşk filminde ruyorsun. Zulmünün nihayeti yok. Ne dimi güç kurtardım. Akşama kadar onun der içinde kaldı, ne yapacağmı şaşırdı. ilâveten : EKLER JURNAL dünya havadisleri zaman sen de herkes gibi şahibini bula evinde saklandım. Hava kararınca yolBiliyordu ki torunu da bu yüzden öbürcaksm, kalbini tek bir erkeğe bağladığı lara düştüm. Şehirden kaçıp, buraya gelBugün saat 11 de tenzilâtlı matine leri gibi ya hastaîanıp yatağa düşecek, nı ilân edip kocanm himayesine sığma dim. Yunan operası tenörü yahud da bir gün gizlice canına kıyacakrak bir köşeye çekileceksin? Çobanın kaşları çatılmış, yüzü öfke i!e tır. Kadıncağız düşündü, taşmdı, komşu, Bugün | T | E L E l \ sinemasında 2 büyük film birden Genc kadın şaşırmıştı. Papağanını e solmuştu. Genc kadın boynunu bükerek lanna basvurdu. Onlar da onun kadar 1 THEO • LiNGEN • HEiNZ derdli idiler. Bir aralık ihtiyar onlara, Iinden bıraktı. Hayvan uçarak uzaklastı. mırıldandı: Yavaşça arkasma yaslandı. Çobanı dik Artık dönmek istemiyorum. RUHMAN • HANS MOSER hep bir olup saraya hücum ederek genc katle süzerek müstehzi bir tebessümle Çoban ona baktı. Gözleri parladı. taratından fevkalâde bir kadmın vücudünü ortadan kaldırmayı bile teklif etti. Fakat buna hiçbiri cesa mırıldandı: Yüzünün gerginliği geçti. Gülümsiyerek surette yaratılan Mo. KEMAL orkestrası iştirakile Bana böyle haşin, kaba sözlerle hi iğilip fısıldadı: ViCTOR FRANCEN ret edemediler. Şehrin bütün erkekleri güzeller güzelinin meftunu idi. Eğer böy tab eden ilk erkek sensin. Devam et. ve Burası dağ başı. Şehirdeki sara ERTUGRUL SADİ TEK Ie birşey yapmağa kalkarlarsa kendi ha Sahib olarak seni mi seçmemi istiyorsun? yına benzemez. VERA KOREN'in Bu gece Çoban omuzlarını silkeledi, başmı çeyatları da tehlikeye girer, onun âşıkları Genc kadın gözleri alev alev yanarak Lüleburgaz HalkevinBüyük aşk ve kahkaha filmi tarafmdan, belki de âmansız bir cezaya virip ipek halıda ayağınm bıraktığı toz cevab verdi: de büyük müsamere. Seans: 11 (tenzilâtlı) 2,306 9,30 Seans 1 4,30 8 de çarpılırlardı. îhtiyara; «bu iş için bileği ları işaret etti: Heyet birkaç güne ka O gün sen gittikten sonra sarayım İlâveten Başvekil Celâl Bavar'ın Atina sevahati bütün teferruatıle ve yüreği kuvvetli bir yis?it gerek» dedi Ayaklarım sarayına giremiyecek bana zindan oldu. Yolladığın delikanlı dar Istanbula ler. Halbuki şehirdeki erkeklere de bel kadar kirli. Üstümde gördüğün yırtık dönecektir. ile de senin gönlün olsun diye evleneceksinemasında 2 büyük bağlamak imkânsızdı. Kadın kalktı. Be elbiselerden başka malım olarak bir kaŞehzadebaşı tim. Geldiğin gün beni de beraber saçımfilm birden yaz saraya gitti. Güzeller güzelinin huzu valım var. Senin gibi bir kadına başka TURAN TtYATROSU dan tutup buraya getirsen ne sevinecekruna çıktı. Torununun güzelliğinden, gözle bakmak için aklımm başımda ol Halk san'atkârı Naşid tim bilsen çoban.. merdliğinden bahsetti. Altınlarının göz maması lâzım. Halbuki kalbim gibi onu ve arkadaşları Bu itiraf çobanı şaşırtmamıştı. Yalmz ZARAH LEANDER kamaştıracak kadar çok oldugunu anlat da simdilik yerinde saklıyorum. Miçe Pençef varyetesi Büyük t rihî tilm dudaklarındaki tebessüm biraz daha geFevka âde muhteşem film tı. Torunu ile evlenmesi için ona yalvarGündüz: Genc kadın irkildi, hayretler içinde nişledi, tatlılaştı ve yüzüne doğru uçuşan II 'tenzilâtlı) 2.30 5,50ve 9,10 da Seanslar 1 4,10 ve 7,30 Fedakâr gemici, komedi dram 5 perde dı. Bütün bunlara cevab olarak genc ka sord': genc kadının saçlarından bir tutammı Akşam: Sahra güzeli komedi 3 perde dın müstehzi müstehzi guldü ve kendisini Demek beni sevmiyorsun, demek tutuD dudaklarına götürdü, öptü. 12 mayıs perşembe günü akşamı Harahatsız ettiğini ona söyledi. Delikanhnın bunu söylemek icin gelmedin! O gece ayni gocuğun üzerinde yattı miyet Yüceses konserini bekleyiniz. ninesi, bası önüne yeisle düşmüş mahcub, Çoban pervasız bakışlannı onun iri lar. Ben onları rahat bırakmak için bu müteessir bir halde evine avdet etti. O siyah gözlerine dikerek başını «hayır» lutlann arasma çekildim, şimdi sana yapgece hiç uyuyamadı. Hep bu kalbsiz kave demek ister gibi geriye itti ve birdenbire tığım gibi.. dını yola getirecek birini düşündü ve niN Fernande! ve Raimu ciddilesip öfke ile bağırdı: Ay birdenbire uzaklastı. Semada eski hayet buldu. E MİKi MAVS Kadın, fazla kalmağa vaktim yok. yerini alınca bir bulut parçası gelip ince Sürüm dağ başında bekliyor. Şunu bil ki tülden bir peçe gibi onun yüzünü örttu. Sabah olunca ihtiyar erkenden şehirÇoban başını gocuğuna yaslamış, M Ekler Jurnal den çıktı. Uzun uzun yollar gitti. Bir dağ eğer seni çok istesem saçmda ntutup be2 devre birden raber alıp gidecek kadar bileğim kuvvet ^özleri kapah, dudaklarında hafif tatlı /^ Tlâveten ilk seansta başında çobana teyadüf etti. Sürüsünü Ilâveten : Başvekil Celâl Bayar'ın Atina sevahati, bütün tafsüâtile otlatmakla meşguldü. Belini bir agaca lidir. Beni dinle. Sana iki çift sözüm da bir tebessümle uyuyordu. Etrafta çıt yokSeanslar s 11 ( tenzilâtlı ) 2 5 ve 8 de , dayamış kavahnı cttürüyordu. İhtiyan ha var. Bana itaat edersen pişman olmaz tu. NOBETÇI ECZANELER so SON SAKÂRYA sinemasında SEYAHAT ViYANA SENİ SEViYORUM Bu hafta S U M E R sinemasının Tala Birell Margaret Sullavan Seviştijjimiz zamanlar Tehlikeli Kadın OLGA SOMOGYi ve Tenor YUNKA 2 • Herkesin Kadını ( TAMARA ) En büyük filmi BAKEA NOVOTNİ'de Günün Adamı La Habanera TURK Deli Petro MİHRACENİN GÖZDESİ Hind Mezarı lurkçe sozlu Bugün İ P E K sinemasında T f Spor Kralları A N f Aşk Manevraları