CUMHURİYET 27 Nisan 1938 { Şehir ve Memîeket Haberlerij Siyasî icmal Tariht roman: *6 Yazan: M. TURHAN TAN Çocuk haftası Dördüncü gün de tam bir neş'e içinde geçti Dün, çocuk haftasınm dördüncü günü idı. İlkmekteb talebesi olan yavrular, dün sabahtan akşama kadar, öğretmenlerin nezareti altında, eğlenceler tertib etmiş ve gene kendi aralarında müsamereler ver mişlerdir. Muhtelif okullarda, çocuk mevzuu etrafmda, konferanslar verilmesine devam edilmektedir. Fatih mmtakasındaki ilkmektebler ta lebesi tarafından öğleden sonra Cumhu riyet kız ortamektebinde, yavrulara bir temsil verilmiş, çocuk velileri de bu temsilde davetli olarak bulunmuştur. Beyoğlu cihetindeki ilkmektebler ta lebesi de, Beyoğlu ve Şişli Halkevlerinde toplanarak, çocuk şiirleri, şarkılar söylemişler, muhtelif spor hareketleri yapmışlardır. Kadıköy ilkmekteb talebeleri için de Kurbağahdere civarındaki Fikirtepesinde kır eğlenceleri tertib olunmuştur. Dün akşam radyoda, çocuk haftası münasebetile Çocuk Esirgeme Kurumu namına doktor Fahreddin Kerim Gökay tarafından «Çocuk» mevzulu bir kon ferans verilmiştir. Soruyoruz! Bu, nasıl iş? Bir okuyucumuz yazıyor: «Geçen gün gazetenizde Tak sim Yıldız, Taksim Beşiktaş hatlarında işliyen otobüslerde Taksim Beşiktaş ücretlerinin 12 ve 14 kuruş olduğunu yazmıştımz. Ben de, size, buna benzer ve daha garib bir fark bildireceğim. Aksarayla Sirkeci arasmda dört otobüs hattı vardır. Bunlann dördü de ayni mesafe üzerinde ayrı ayn ücretler alırlar. 1 Aksaray Yıldız hattında işliyen bir otobüse binerseniz Aksaraydan Sirkeciye 5 kuruş verirsiniz. 2 Topkapı Sirkeci otobüslerinde Aksaray Sirkeci için 6 kuruş, 3 Bakırköy Sirkeci otobüslerinde; Aksaray Sirkeci için 7 buçuk kuruş, 4 Kocamustafapaşa Sirkeci otobüslerinde Aksaray Sirkeci 8 kuruştur. Ayni mesafe için dört türlü ücret, bu, nasıl iştir? Bu hatlarda işliyen otobüsler arasında bir fark olsa, bunlan birinci, ikinci, üçüncü mevki diye ayırmağa çalışırdık, fakat hepsi de birbirinin ayni ve birbirinden külüstürdür. O halde 5 kuruştan 8 kuruşa kadar olan bu fiat farklan neden ileri geIiyor?» Okuyucumuz gibi, bîz de, bu nasıl iş; ayni mesafede bu dört türlü fiat neden? diye Eminönü meydanı Genişletme işine bugünlerde baslanıyor Eminönü meydammn açılması etrafındaki hareketler filî bir safhaya gir miştir. Valide hanında ve müştemilâ tında bulunan müstecirlere işgal eyledikleri yerleri tahliye için verilen mühlet yarın akşam tamam olmaktadır. Hanın yıktırılması işi de yarın müteahhidine ihale edilmis olacak ve mayısm birinden itibaren burası yıkılmağa başlanacaktır. Han ve müsterr.ilâtındaki müstecir lerden bir kısmı isgal ettikleri yerleri bosaltmışlardır. Tahliye için verilen mühletin yarın aksam tamam olacağı ve ay başından itibaren de yıkılma işine baslanacagı cihetle cuma sabahı hamn etrafma tahta üerde çekilecektir. Esasen geri kalan kısmın boşaltılması hususunda icabmda icra dairesi de harekete geçeceğinden bu iş süratle yü rüvecek ve iki ay zarfında yani temmuz iotidasma kadar han yıkılmış ve enkazı da kaldınlmış bulunacakhr. Valide hanından sonra bu sahada eşhasa aid otuz kadar dükkânın daha is timlâki lâzım gelmektedir. Bunlara da mayısm birinci günü tebliğat yapıla caktır. Dükkân sahiblerinin on beş gün zarfında mallarına takdir olunan kıy metlere itiraz hakları bulunduğu ci hetle Belediye, Tapu ve Maliye me murlarından mürekkeb olmak üzere üç kisilik bir tetkiki itiraz komisyonu teşkil edilecek ve bu komisyon vaki olacak itirazlan tetkik eylivecektir. Ko misyonun vereceği kararın, on beş gün içinde sahiblerine tebliğ olunacağına nazaran, ancak bir ay sonra bu kısım üzerinde faalivete gecilecektir. Ingiliz İmparatorîuğu H ngilterenin yeni politikası, daha doğ[] rusu Baldvin'i istihlâf eden Nevil Çemberlayn'ın 1932 de İngiltereyi, malî ve iktisadî işlerde muhakkak bir felâketten kurtardığından dolayı kazandığı büyük nüfuz ve itibara dayanarak yü rüttüğü siyasetin esas gayesi, Ingiliz Imparatorluğunun haricî ve dahilî emniye tini sağlamlaştırmaktır. Bunun için Çemberlayn siyasî akide farklarına ve Avrupa karasındaki îngilterenin eski siyasî şerefine bakmıyarak İtalya ile anlaşmıştır. Bu sayede îngiliz împaratorluğunun Arabistandaki mevkii, Akdenizdeki vaziyeti ve Afrikanm şirr.ali şarkisindeki ara zisinin hududlan sağlam'.aşmıştır. Çem berlayn, îngiliz Imparatcrluğunun dahilî emniyetini de kuvvetlendirmek için ayni suretle fevkalâde gayret sarfetmekte, eski şeref ve an'ane dü|üncelerinden ve köhne politikacıhktan fedakârlıklar yapmaktan asla çekinmemektedir. Bu sayede îngiltere İrlanda serbest devletile anlaşmıştır. Bu devlet, İrlanda adasının cenub ve orta kismına hâkimdir. İrlandanın şimalindeki, hepsine birden Ulster adı verilen dört kontluk doğrudan doğruya İngiltereye tâbidır. 1922 de İrlanda serbest devlet' bir dominyon ola rak yani yalnız îngiliz Kralını devlet şefi tanıyarak ayrıhncıya kadar îngiltere devletinin resmî ismi (Müttehid Krallık vc İrlanda) idi Müttehid Krallıktan maksad Britanya adalarınm en büyüğü olan Büyük Bri tanya adasındaki nefsi îngiltere ile İskoçya ve Gol memleketleridir. O zamandanberi Îngiltere devleti (Müttehid Krallık ve Şimalî îrlanda) namım taşıyor. Ser best İrlandada iş başma cumhuriyetçi parti geldikten sonra bunun lideri General De Valera'nın riyasetindeki kabine, bu dominyon hükumetinin îngiltere tahtı ve müessesatı ile ahdî bağlannı birer birer çözmüştür. Devlet şefi olarak îngiltere Kralını tanımaktan ve İngıliz Kralljğının has meclisini temyiz mahkemesi saymaktan vaz geçmiştir. îngiltereye aid îrlandadaki mirî arazi için her sene vermeği taahhüd etmiş olduğu üç milyon Ingiliz liralık haracı da kesmiştir. Yeni kanunu esasî ile memleketin namı da millileştirilip Eire Cumhuriyeti olmuştur. Yakında bir cumhurreiii iatirjab. edilecektir. îrlandanın bu aynlık temayül ve karan İngiltereyi siyasî ve iktisadî ve bahusus askerî cihetten çok müteessir etmiştir. Evvelâ, îngiliz împaratorluğunun tama miyetine bir darbe vurulmuştur.# îngiltere kömür madenlerinin her sene îrlandaya gönderdiği üç milyon tonluk kömür, tabiî piyasasından mahrum kalmıştır. İrlandadan gelen mevaşiye ağır gümrük koymak gibi iktisadî tazyik ile İrlandayı yola getirmek için Baldvin hükumetinin aldığı tedbirler İrlandalıların infialini artırmaktan başka bir tesir yapmamışu. Halbuki Büyük Britanyanın yanıbaşmda kendisine düşman bir memieketin bulunması îngiliz împaratorluğunua ana yurdunu ciddî olarak tehdid ediyordu. Biı harb vukuunda îngilterenin düşmanları İrlandanın ittifakından ve arazisinden ve limanların dan istifade edebileceklerdi. Bu tehlikeleri düşünen Ingiliz Başvekili îrlanda ile tâbi ve metbu olarak değil müsavi hukuklu müttefikler olarak anlaşmıştır. Şöyle ki İngiltere, kendi Krahnın îrlandanın devlet şefi olmasında ısrar etmekten vazgeçmiştir. İrlandanın her sene üç milyon sterlin vermesinden de vazgeçmiştir. Buna mukabil İrlandanın müna sip yerlerde yapacağı hava meydan Iarından bir harp vukuunda İngiltere de müttefik sıfatile istifade edecektir. İrlandanın en büyük dileği şimalî îrlandanın İngiltereden ayrılıp müstakil îrlanda ile birleşmesi idi. İngiltere buna şimalî İrlandalılann protestan olup ka tolik bulunan orta ve cenubî İrlandah larla birleşmek istemediklerini sebeb göstererek razı olmamıştır. Yani İrlandah lann birleşmeleri kendilerinin bilecekleri biı iş olduğunu anlatmıştır. Bunun için İrlanda cumhuriyeti riyasetine mezheb farkı aranmadığına bir işaret olmak üzere bir protestan İrlandalı seçilecektir. Hulâsa, böylece İngiliz imparatorîuğu nun dahilî büyük bir rahnesi kapatılmış oluyor. Nakilci aîev püskürüyor: «Ben kızarsam sel olur Istanbulu suya boğarım, ateş olur dünyayı küle çeviririm!» Ne o oğul, hastalandm mı? Hüseyin, ısırır gibi baktı, kusmak ister gibi yutkundu, sonra kendini toplıyarak kaşlannı çath ve mırıldandı: Uyumadım, sabahadek yatakta kıvrandım, durdum. Neden? Tapçu Mustafanm yaphğı işe içIendim de ondan! Doğru olmakla beraber eksik söylü yordu. Topçu Mustafanın Nilüferi geri göndermesine değil, kendisinin ona benzemiyerek, benziyemiyerek sefil aşklar arasmda yuvarlanıp gitmesine hayıflanmış, genc topçunun yaptığı merd ham leden nefsi için de şeref ve namus dersi alarak utanmış ve bu yüzden ıstırablar, azablar duya duya uykusuz kalmıştı. Bir meta diye aylardanberi aşkma çanak tuttuğu Nilüferi başka bir gencin kirli bir paçavra sayarak sokağa atması ona asil bir erkek ruhunun aşka verdiği manayı öğretmiş gibiydi. Seherin kendisini servete, şöhrete ve tantanaya feda edişi de o dersin acıhğını çoğalttığından dediği gibi gün doğuncıya kadar yatağında kıvranıp durmuştu. Bu krvranış arasmda diişünmekten de geri kalmış değildi. Meselâ o evden artık uzaklaşmayı tasarlamıştı. Çünkü padişahla boy ölçüsen, ocak halkını iradesine köle yapan Nakilcinin başkalarile sevişmiş kadınlan nikâhı altına alacak kadar gafil ve o kadmlardan birini ken dinin de kapatması olduğu halde na muslu delikanlılara eş yapmaktan çekinmiyecek kadar da ahlâksız olduğunu düşünerek içine derin bir iğrenme yayılmıştı. Onun yanma ve bu eve saraydan gördüğü hakareti tamir ettirebilmek, şerefli bir mevki sahibi olup o sayede de Seheri bulmak için gelmişti. Çıldırasıya sevdiği kadının ayni sakf altında ve fahişe dunımunda bulunduğunu görünce Nakilci hakkmda derin bir gayz beslemeğe başlamış ve ondan öç almak çarelerini aramağa koyulmuştu. Lâkin bir yandan Seher, bir yandan da Nilüfer, günahkâr geceler yaratarak kendini yorgun düşiirdüklerinden tam bir hamle yapmak imkânını elde edememişti, avare bir hayat geçirmek zorunda kalmıştı. Gerçi padişahla karşılaşmak, Nakilciyi devirmek için onun kudretine sığmmak fırsatmı bulmuştu. Fakat o fırsattan müspet bir netice elde e<Jemediği gibi araya giren Deli Şerifenin çılgın aşkı yüzünden de ayrıca sendelemeler geçiriyordu. Topçu Mustafanın Nakilciye savur duğu şamar, şimdi onun da idrakini ve vicdanını açmış bulunuyordu. Artık birşeyler yapmak, Seheri fuhşa düşüren ve sonra kendine hasreden Nakilci ile açık bir mücadeleye girişmek istiyordu. îşte iıasta görünmesi benliğini kaphyan o dilekten ileri geliyordu. Lâkin gerekli gördüğii mücadeleyi nasıl açacağını, nasıl îdare edip nasıl bitirecegini bilmiyordu. Nakilci ile yüz yüze gelince ise büsbütün tereddüde düşmüştü. lçini dolduran hmçla onun korkunc şahsmda beliren kuvveti sersem sersem karşılaştırarak sa clece yutkunuyordu. Bununla beraber Nakilciye ağır bir darbe indirmiş demekti. Kendisi farkmda olmadığı halde bu darbe onu iliğinekadar titretmiş bulunuyordu. Nitekim gelişigüzel verdigi cevabı bitirir bitirmez şöhretli zorbanm kajlan çatıldı, çehresi mosmor oldu, bıyıkları diken diken di kildi ve gurur, aşka galebe ederek herife bir çılgınlık geldi. Oturduğu yerde hop hop sıçrıyordu, korkunc korkunc böğü rüyordu. Mustafa yüzüme tükürdü demek istiyorsun. Mustafa beni silleledi demek istıyorsun, Musatfa anama avratıma söğdü demek istiyorsun, değil mi?.. Açık söyle ulan. Sinsi sinsi beni çimdikleme. Miskin miskin konusup da bana ağu sunmağa çalısma. Ne demek istiyorsan er gibi konuş: Ben bir piçkurusuna yenilecek adam mıyım?.. Mustafa, benim verdiğim kızı başıma çalabilir mi?.. Ya ben böyle bir küstahlığın altında kahr mı yım?.. Gülhaneli Hüseyin, yüreğine cür'et veren gayızla o cür'eti kıran şuur arasmda bocalarken Nakilci yerinden sıçradı, delikanlınm önüne dıkilerek bağırdı: O kızı sana verseydim geri yolhyabilir miydin?. Yolhyamazdm, çünkü haddine düşmemisti. Ben sana eş diye it enüğü versem elimi öpüp kabul etmeğe mecbursun. Çünkü ben Nakilciyim, ünlü bir yiğitim. Ocak avcumun içinde, saray avcumun içinde, Osmanlı ülkesi avcu mun içinde. Sen kimsin, necisin?. Topçu Mustafa kimdir, necidir?.. Hatta, hatta padisah kimdir, necidir?.. Anlıyorsun, değil mi?.. Ne demek istediğimi anlıyorsun? Bana karşı gelinmez, bana karşı durulmaz. Ben kızarsam sel olurum, îstanbulu suya boğarım. Ben kızarsam ateş olurum, dünyayı küle çeviririm. Topçu Mustafa kim ki benimle boy ölçüş. sün, karsımda ağız açsın? Gerçekten bir sel gibi gürlüyordu, bir ateş gibi alev püskürüyordu. Lâkin o gürleyiş ve o alev püskürüş çok sürmedi, üç beş dakika sonra sinirlerine nisbî bir sükun geldi, kan çanağına dönen gözleri eşyayı görecek kadar açıldı. Bu değişikliğe Hüseynin sessizliği amil olmuştu. Delikanlı put gibi hareketsiz kaldığmdan Nakilcinin de feveranı azalmış bulunu yordu. Şimdi yersiz bir kızgmlığa kapıldığını, oksamak istediği pek aziz bir dostu sebebsiz kırdığını düşünebiliyordu, başını eğerek yerine dönüyordu. l( tzmir çocuk hastanesi îzmir (Hususî muhabirimizden) Himayei Etfalin Karşıyakada, kimsesiz, sokaklarda dolaşan yavrucuklar için tesis ettiği çocuk yurdu açılmış ve vali ile belediye reisi hazır bulunarak söz söyle mişlerdir. Temeli atılan çocuk hastanesi, yüz elli yataklı olacak ve ellisi, do ğum kısmına verilecektir. Aynca hummalı çocuklar için de bir kı sım bulunacakhr. Hastane, eczanesi, kimyahanesi, röntken dairesi ve banyolan ile mükemmel bir eser olarak inşa edilecek tir. Arsa, RüşKiaras bulvanndadır ve fuara çok yakmdır. Temel inşaatı 15 bin lira sarfile hazirana kadar tamamlana caktır. f Soruyoruz! ADUYEDE Bir otobüs kazasının muhakemesi Bir müddet evvel Büyükçekmece ile Küçükçekmece arasmdaki Kalikıratya mevkiinde Lüleburgazdan gelmekte olan Yuvan oğlu Koçonun idaresindeki kamyon devrilmiş ve içinde bulunan Ali adında biri ölmüş ve birkaç kişi yaralanmıştı. Ağırcezada devam etmekte olan muhakemenin dünkü celsesinde, mahallinde keşif yapan seyrüsefer fen memuru Beşir şahid olarak dinlenmiştir. Şahid ifadesinde, raporunda zikrettiği gibi, kamyonun üç tekerleğindeki frenlerin bozuk olmasmm, vak'adan biraz ev\rel nizamî süratten fazla olarak 60 70 kilometre bir süratle gitmesinin bu kazaya sebeb olduğunu söylemiştir. Muhakeme diğer şahidlerin celbi için başka bir güne bırakılmıştır. Gümrük komisyoncuları birlijjinin kongresi Yeni bir nizamname hazırlanması, bazı münakaşaları mucib oldu MÜTEFERRİK Bir çocuk tramvaydan düştü Trabzon limanının T Dün, Beyazıd tramvay durak yerinden hareket etmiş olan, tramvaya binmek istiyen 11 yaşlarında Cihad isminde bir çocuk muvazenesini kaybederek Türk Gümrük Komisyoncuları İstanbul Birliği kongresi, sün saat 18 de, Edüşmüş ve ayağmdan yaralanmıştır. Yarah Cerrahpaşa hastanesine kaldı minönü Halkevi salonunda toplanmış O, uzunca bir müddet konuşmadı. tır. rılmıştır. Sonra gururlu bir nedametle gözlerini Kongre riyasetine, Ak Osman oğlu Prens Seyfeddinin mirası Hüseyne dikti: Kâmil seçildikten sonra, idare heyeti meselesi yeni bir safhada raporu okunmuştur. Ummadığım şeyi, dedi, yaptm. Merhum Mısırlı Prens Seyfeddinin Damarıma basarak beni celâllandırdın, Raporda, birliğin bir sene zarfında kendini de incittirdin. Bir dahi böyle zevcesi, Reşid Mümtaz Paşa kerimesi gösterdiği faaliye^: sıralannda, yeni yapma, sözlerini tartarak söyle. Bilirsin Prenses Ulviye, nıerhum Prensten ka gümrük komisyonculuk kanununun baki seni severim, canım gibi severim. Lâ lan miras meseleleri üzerinde meşgul zı maddeleri meslektaşları mutazarrır kin Nakilciliğimi senden fazla severim. olmak üzere ikinci defa olarak Mısıra etmesi ihtimali düşünülerek bir heyetin gitmişti. Ankaraya gönderilmesi muvafık görülVe bir nebze düşündü, ağır ağır an Şehrimize gelen son malumata göre, düğü bildirilmekte, birlik için yeni bir lattı: Prenses Ulviye, varislerden Prens Sey nizamname yapılması mecburiyetinden Nilüferin geri gönderilişi zaten ca feddinin hemşiresi Prenses Şivekârla bahsedilmekte idi. nımı sıkıyor, sabahtanberi içim içime sığ Prensin biraderzadesi Prens Amir ve Bu esnada, aza arasmda, bazı münamıyor. Ben birine kız vereyim de o geri Prens Mehmed Ali ile davasmda sulh kaşalar olmuş ve müteakiben murakabe göndersin ha. Düşümde görsem böyle bir olmuştur. Prenses bu anlaşma mucibin heyeti raporu okunmuştur. işe inanmam. Nerede kaldı ki başıma ce 25,000 Mısır lirası mukabilinde on Azadan biri, birlik mensublannm gelsin de susayım. Amma sen diyeceksin lara karşı hukuk ve iddiasmdan sarfı menfaatleri ihlâl edildiğinden bahse ki bu iş olmuştur, kendimizi aldatmak nazar etmiştir. Yalnız, Prenses, îstanbul derek yeniden seçilecek idare heyetine saçmadır. Hayır, oğul, hayır, maslahat da evinde Prens Seyfeddinle nikâhları muvaffakiyet temenni eden birkaç söz hic de öyle değil. Ben Nilüferin densiz kıyılmış olmak itibarile aleyhinde bir söylem iştir. Iik edip bizim damadı kızdırdığını sanı guna itiraz serdetmesine kanunen im Komisyoncular, bilhassa, birliğin dakân görülmiyen kayınvalidesi Feridun yorum. Onun için işi tahkik etmek istedim. hilî nizamnamesinde bugünkü ihtiyac(Paşa) zevcesi Bayan Nevcivan aleyhinlan karşılıyacak madde bulunmama Mustafayı çağırttım. Hocalar bile suç de hukuk irsiyesini dava etmek salâ smdan dolayı asabiyet göstermekte luyu, borcluyu dinlemeden hüküm vermi hiyetini muhafaza edecektir. Şu vaziyeyorlar. Ben de ilkin onu söyleteceğim. te göre, Prens Sevfeddinin mirası me idiler. Ekseriyetin noktai nazan, yeni bir Sonra hükmümü vereceğim. Ummam ya. selesi yeni bir safhaya girmiş olmak nizamname tanzim edilmesi lehinde olDelikanlı topçu bana saygısızlık göster tadır. du Şu görülüyordu. mişse cezasını çeker. Senin de uykusuz Hububat ofisine aid tetkikler Birlik aidatı meselesi de, kongrede kahp hasta olusun yanma kalır. Birkaç gündenberi şehrimizde bulu itirazlan mucib olmuş ve uzun süren Gülhaneli Hüseyin dayanamıyarak nup bazı tetkikler yapan îktısad Vekâ münakaşalar neticesinde yeni idare hesordu: leti Ticaret ve teşkilâtlandırma şubesi yeti seçimi yapılmıştır. Nilüferi Topçu Mustafa kirli bu müdürü Servet dün akşam Ankaraya dönmüştür. Çatalcada bir cinayet Iup geri göndermişse ne yapacaksm? Öğrendiğimize göre. Vekâlet Teşki Çatalcanın Yeniköy ahalisinden Re Nakilcinin gözleri gene kızıllaştı ve lâtlandırma müdürü şehrimizde bilhas ceb, ayni köyde Abidini bir koyun medudaklarında korkunc bir cevab gürledi: sa yeni kurulacak Hububat ofisinin ku selesinden tabanca ile öldürerek firar Aman vermez öldürürüm. rulma esasları üzerinde tetkiklerde bu etmiş, fakat bilâhare yakalanarak Ad (Arkast var) lunmuştur. Uuyşturucu Maddeler İnhi liveye teslim olunmuştur. sannın da iltihakile, kunılması mukarrer bulunan Hububat ofisi ayni zamanda silo işlerini de ele alacaktır. Ofisin sermayesinin 20 milvon lira olması esas itibarile takarrür etmiş gibidir. Tevkifaneden kaçanlar Geçen yaz Tevkifaneden firar eden ve Adar.ada yakalanan katil Abdullah ve Tevfikle gardiyan İsmail Hakkı ve Hurşidin muhakemelerine dün asliye üçüncü cezada devam edilmiştir. Bu celsede, Abdullahla Tevfiğin fi rarlarına sebebiyet vermekten suçlu gardiyan îsmail Hakkı ile Hurşidin firarın vukuundan itibaren üç ay zar fmda firarilerin yakalanmaları ve ya hut kendiliklerinden teslim olmalan sebeblerini elde edip etmediklerinin tesbitine ve 306 ncı maddedeki muafi yetten istifadeleri cihetinin tahkikine karar verilmiş ve muhakeme başka bir güne talik edilmiştir. Uzüm kurumuna mükâfat İzmir (Hususî) Beynelmilel Prag sergisi komite reisliğinden Üzüm Kurumuna gelen bir mektuba göre, kurumun sergideki standı çok iyi tanzim edildiği ve fevkalâde bir muvaffakiyet halinde görüldüğü için, Kuruma «iftihar diplaması» tevcihi kararlaştırılmıştır. Ç. E. Kurumu binlerce cihanı kucağında yaşatan yüce bir mabeddir. Ona yardım etmek gerektir. projesi Orman Fakültesi talebelerinin Izmit seyahati Esnaf hastanesi açılıyor Esnaf hastanesi için, Cağaloğlunda Himayeietfal sokağındaki büyük bina münasib görülmüş ve kiralanmıştır. Hastane 25 yataklı olacaktır. Buna her sene on yatak daha ilâve olunaeakür. Hastane için lüzumu olan röntgen cihazı da dün satm almmıştır. Muharrem Feyzi TOGAY KÜLTÜR İSLERİ Muallimlerin Çmarcık gezintisi Şehircilik mütehassısı Lamberl'in hazırladığı Trabzon şehrinin umumî plânı ve limanın alacağı şekil Trabzon (Hususî) Trabzon limanının projesi geldi. Vilâyetimize büyük bir iktisadî inkişaf müjdelıyen bu proje her tarafta sevincle karşılandı. Limanın inşası hükvmetçe takarrür ettiğinden burada da hazırlıklar başlamıştır. Şarkm başlıca transit iskelelerinden olan Trabzon için liman en hajyatî bir ihtiyacdı. Dün, İstanbul Maarif müdürlüğünde Kültür Direktörü Tevfiğin reisliğinde bir toplantı yapılmış, haziranm on ikisinde yardım sandığı menfaatine Çmarcığa yapılacak gezinti etrafında görü şülmüş ve bir program hazırlanmıştır. Muallimler, şirketin tahsis edeceği iki vapurla Çınarcığa gidecek, orada eğ lendikten sonra şehrimize dönecekler dir. Dün gelen seyyahlar Hellas isimli Yunan yatile dün şeh rimize 150 muhtelif millete mensub seyvah gelmiştir. Cumhuriyet Orman Fakültesi son sınıf talebesi, Fakülte Dekanı Prof. Mayer Wegelin, Prof. Tevfik Âli Çmar, Prof. Mazhar Diker ve Dr. Adnanın nezareti altında, kıza bir İzmit seyahati yaparak îstanbula dönmüşlerdir. Orman Fakültesi talebesi, îzmitteki kâğıd fabrikasını ziyaret ederak kâğıd sanayii üzerinde incelemeler yapmışlardır. Yukarıdaki resim, müstakbel ormancılarımızı, İzmit Valisi Hâmid ile birljkte göstermektedir. Abone şeraiti Nüshası 5 kuruştur Türkiye Haric icin icin Senelik 140U Kr. 27Ü0 Kr. Altı aylık 750 > 1450 > Üç avİık 400 > 800 » Bir aylık 150 » loktur