26 Nisan 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

26 Nisan 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET KANSIZLI benızsizlik icin yegâne deva kanl ihya eden ÇITJAD EnmuntahıpetıbbatarafındantertipedUmiştir. OlIVUr 26 Nisan 1558 Nörasteni, zaflyet ve Chlorose Dünkü güreşin galibi Artık açık konuşabiliriz Tekirdağlı ile mülâkat Yazan: NÜZHET ABBAS izmir Belediyesinden: «Istiyorum kî zelzelede evleri yıkılanlara kendimce bir yardımda bulunayım ... Bizim gibi pehlivanların alın terinden başka ne sermayesi olur?» Fenerbahçenin millî kümeden çıkarıldığına dair olan federasyon kararı bir iki gündenberi gazetelerde neşrediliyor. Bundan sevinenler kadar bizim gibi memleket sporu namına endişe edenler de vardır. Fenerbahçenin millî kümeden ihracına müncer olan esbab ve avamili bu yazıda tekrarlamaktan bir fayda ummuyorum. Spor efkân umumiyemiz bu nahoş hâdise hakkında oldukça tenevvür etmiş bulunuyor. Yalnız şurasına işaret etmek bir vecibedir ki ne federasyonun, ne de Fenerbahçe kulübünün mesele etrafındaki noktai nazarlan da vüzuhla anlatılmış değildir. İşin başmdanberi Fenerbahçenin takındığı vaziyetin, buna mukabil teşkilâtın tutturduğu yolun doğru olup olmadığını münakaşa da bugün için beyhude bir zahmettir. Biz artık nekadar uğraşsak, haklı ile haksızı ayırd etmeğe çabalasak boştur. Çünkü iş efkân umumiyeye çok karışık, çok dağınık ve çok yanlış olarak âksettirilmiş bulunuyor. den Fenerbahçe idarecisini her kim ise bu mesele üzerinde münakaşa yürütürken şöyle bir gözönüne getiriyorum da en hafif tâbirile yaşımıza, başımıza yakıştıramadığım bu hal karşısında kederlenmemek elimden gelmiyor. Sanki ortada mevzuubahis binlerce lira imiş, sanki binlerce lira da olsa Fenerbahçe kulübü ajanm sözüne itimad etmezmis gibi bir aksi tevlid eden bu hâdise hakikaten acınacak bir hâdisedir. Pek iyi bilirim ki Fenerbahçenin ajanın sözüne tam ve her manasında emniyet ve itimadı vardır. Pekâlâ bilirim ki ajan Fenerbahçe kulübünü, Beşiktaş, yahud Galatasaray, Topkapı, yahud Süleymaniye kulübünden daha az sevmez ve hürmet etmez. Gene pek yakından takdir ederim ki Fenerbahçe kulübünün murahhası aldığı talimatla değil kulübünün hakikî menfaatlerini düşünerek hareket ettiği takdirde bu gibi çocukça anlaşamamazlıkların asla vücud bulmasına imkân yoktur. Diğer taraftan kulübümün ileri gelen oyuncularile konuşmamdan hâsıl ettiğim bazı intıbaları da buraya yazmaktan kendimi alamıyorum. Bilhassa geçen cumartesi, Viyana maçından evvel Güneş kulübünde Fikretle konuştuğum zaman bana aynen şu sözleri söylediğini kaydetmeliyim: Beher tonu bin on kuruştan kırk yedi bin dokuz yüz yetmiş beş lira bedeli muhammenli dört bin yedi yüz elli ton Zonguldak Zerodis 0,10 lâve maden kömürü Hava Gazi Direktörlüğünden iki yüz kırk kuruş bedel mukabilinde. tedarik edilecek şartnamesi veçhile 2490 sayılı kanunun maddei mahsusasma tevfikan kapalı zarfla eksiltme ile satm almacaktır. Muvakkat teminat miktarı üç bin beş yüz doksan sekiz lira on iki kuruş olup ihalesi 29/4/938 cuma günü saat on altıdadır. İştirak etmek istiyenler 2490 sa\\ıh kanunun tarifi dairesinde hazırlanmış teklif mektublarmı ihale günü olan 29/4/938 cuma günü azamî saat 15 e kadar Encümene vermelidirler. ( 2051) Zonguldak Urbaylığmdan: Yollar için c 100,000 » aded granid parke taşı kapalı zarf usulile miye çıkarılmıştır. Eksiltme 29/4/938 tarihine musadif cuma günü saat c 15 > te Zonguldak Belediye Encümeninde yapılacaktır. İsteklilerin eksiltmiye girebilmeleri için mezkur gün ve saatte « 562 » lira « 50 > kuruşluk teminat mektublarile Encümene, şartnamesini görmek ve almak istıyenlerin Istanbul ve Ankara Belediyelerine müracaatleri ilân olunur. { 1986 ) Tekirdağlı evvelki günkü güzel galebesinden sonra Kara Ali ile yaptığı bir gece evvelki güreşin kanlı izini dudağının üstünde, bir gaza hatırası gibi taşıyan profesyonel başpehlivanımizı; inkâr edilemez galebesil« neticelenen bir maç gününün sabahında, bu kadar neş'esiz bulacağımı doğrusu lunmuyordum. Herkes gibi, kendisini tebrik ederek söze başladım: Nihayet, ustanı da yendin Tekirdaglı!.. Başını önüne eğdi: Yok... O, gene de benim ustamdır! Hem niçin saklıyayım?... Çok uğraştırdı beni.. Yirmi dokuz dakika, altalta üstüste boğuştuk. Kendisini yağlı güreşlerde bilirim. Fakat bu seferki serbest güreşte Kara Aliyi daha zorlu buldum. Doğrusu iyi çahşmış... Yağlı güreş yaparken yalnız kol kuvvetine dayanırdı. Şimdi ise, her yanı işliyor. Bu yakınlarda, dedim, bize yeni bir güreş seyrettirmek niyetinde misin?.. Tekirdağlmın en hassas damannı kurcalıyan sualimle onun neş'esizliğinin hakikî sebebini de öğrenmiş cldum. lçini çekerek: Şu Kırşehir zelzelesi, çok keyfimi kaçırdı, diye söze başladı; istiyorum ki, zelzelede evleri yıkılanlara kendimce bir yardımda bulunayım.. Bizim gibi pelvanlann alın terinden başka ne sermayesi olur?... Aklıma şöyle birşey geldi: İstedikleri yerde, büyük bir güreş yapalım... Hasılatından on parasma dokunmıyarak, hep sini felâkete uğrıyanlara dağıtalım... Büyüklerimiz, nerede münasib görürlerse, güreşi orada yapmağa hazırım. Temiz yürekli Türk çocuğunun bu, yüreği kadar temiz feragati karşısında: Yaşa Tekirdağlı..3 dedim. Çok îyi düşünmüşsün! Ve bu acı bahsi burada kapıyarak, sösü başka bir mevzua çevirdim: Seni Parise götüren menajerin iddialarına ne diyeceksin?... Er meydanmda, ezile ezile, kıkırdakları yumuşayıp biçimini kaybeden kulaklan kıpkırmızı kesildi: Hepsine cevab vereceğim, dedi, ben söyliyeyim, siz yazın... Bir kere, menajerim Asımdan, Paris seyahati için para almiş değilim! Kendi paramla gidip kendi paramla geldim. Pariste iken, bir gün yemekten sonra, karnımda şiddetli sancılar hissetmiştim. Zehirlenmiş olmaktan korktum. Asım, böyle şeyin aslı yoktur, diyor. Ben de mutlaka zehirlendiğimi iddia etmedim ki... Yemek yerycmez sancılanmamı biraz garib buldum! îşte, hepsi bu... Asım, Pariste bana kimsenin danışıklı güreş teklif etmediğini söylüyor. Halbuki, böyle teklifler yapıldığını ilk evvel ortaya atan kendisidir. Şimdi, niçin sözünden dönüyor? Fransız şampiyonile berabere kalmak şartile bin lira teklif edildiğini, fransızca tek kelime bilmiyen Tekirdağlı Hüseyin, nereden haber alsmdı? Bu teklifi nasıl reddettiğimi Bay A sım çok iyi bilir! Bir iddiası da şu: Londraya gitse imişim, çok mühim maçlar yapmak fırsatmı elde edecekmişim?.. Halbuki, bu fırsah bana kaçırtan gene kendisidir. Londradan cevap almak, o kadar güç müydü ki. beni Paristeki otelde bir buçuk ay boşboşuna bekletti?.. Sonra, Londrada, Hüseynin sırtını yere getirecek çok pehlivan vardı, diyor. Ben ise hâlâ, aksi fikirdeyim: Londrada Tekirdağlı Hüseynin sırtını yere getirecek pehlivan yoktur! diyorum. Ve bunu isbata da hazırım. Londranın kendine güvenen pehlivanlarından istediklerini buraya getirsinler. Ayrı ayrı hepsile güreşeyim.. Tekirdağlıya, yeni yetişen gencleri, pehlivanlık bakımından nasıl bulduğunu sordum. Başpehlivan bu hususta gayet ümidli görünüyordu: Kara Alinin Bandırmadan getir diği Nâzımla, Edirnede umumî müfettiş General Kâzım Dirikin emrinde çalışan Hüseyin, çok iyi yetişiyorlar! Nazım, 95 kiloda, Hüseyin 105 kiloda, yaman birer kuvvet olacaklar! Ediraenin, (Kırkpmar) ında bu sene yapılacak güreşlerde iki pehlivanı da göreceğiz! Ben de Kırkpınara gitmek ni yetindeyim. Kâzım Dirikin himmetile, Kırkpmar güreşlerine 3 4 yüz pehlivanın iştirak edeceğini umanm... SAÇ BOYALARI JUVANTiN Bu itibarla işin bu safhası üzerinde münakaşa bizi en doğru yola ulaştıracaktır. Bunun için de federasyonla Fenerbahçe arasmda saha meselesi üzerindeki anlaşamamazhğın para cezasile tecziyesinden sonra İzmir deplasman maçına ademi iştirak dolayısile verilen kat'î ihraç kararı üzerinde durmak lâzımdır. Bu kararın nizama uygun olup olmadığını da hiç münakaşa etmiyeceğiz. Uygun olsun olmasın verilmiş bir karardır deyip geçeceğiz. « Teşkilâtla karşıkarşıya gelip konuşmuyoruz ki anlaşma zemini hazırlamak imkânlarını elde etmiş olalım.» Bir derdleşme ve hasbihal şeklinde ve Istanbul ajanınm da yanımızda bulunğu zaman cereyan eden bu mükâleme İstanbulda iki maça iştirak etmediği ve meselenin en canlı ve psikolojik noktasınihayet İzmire de gitmediği için millî kü na temas etmek itibarile çok mühimdir. meden çıkarılan Fenerbahçe kulübünün Bu karşıkarşıya gelip konuşmamak kateşkilâtla epey zamandanberi başı hoş bahati doğrudan doğruya kulübe aiddir. olmadığını biliriz. Kulübün bazı idareci Ben federasyon azası, hakem komitesi leri eskidenberi federasyonun Fenerbah baskanı ve Istanbul futbol heyeti azası oçeye dost olmadığına inanır, hatta Ham larak ifayi vazife ettiğim zamanlar Fedi Emin, Kemal Halim ve ben federas ner murahhası olarak gönderilen zatm yonu teşkil ettiğimiz senelerde bile Feteşkilât erkânı ben de dahil olduğum nerli arkadaşlar gene bu sabit fikirlerinhalde üzerinde bir Fener murahhası ode ısrar eder dururlardı. Yani her zaman larak itimad telkin etmediğini açıkça söyiçin vaziyet Fener idarecilerile teşkilât alemeliyim. Koskoca Fener kulübünün rasında devamlı bir anlaşamamazlık habu işe daha sözünü sohbetini bilir birini linde devam eder, giderdi. tayin etmeyişi o zaman, esefle karşılanaİzmir seyahatine 150 lira eksik gön cak bir hâdise olduğu gibi bugün de anlaşderildiği ve bu eksik miktar için bir vesika ma taraftan olmıyan bir zihniyetten doverilmediği için seyahatten sarfı nazar ğan son hâdiselerde gene gönderilen Feedecek kadar inad gösteren Fenerbahçe ner murahhasmın sun' ve taksiri mevcud ile teşkilât arasındaki anlaşamamazlık, olduğunu inkâr kabil değildir. Fenerbahçenin millî kümeden çıkarılmaDaha açık ve kısa konuşalım: Fenersma müncer olan hâdisenin psikolojık ve bahçe kulübünü kendi arzularına, hisleen mühim noktasıdır. Istanbul futbol arinin temevvücatına göre idare etmek isjanmm Fenerbahçe kulübünün 150 lira tiyen birkaç kişidir ki son hâdiselerin zugibi bir meblâğ için sözüne itimad edilhurunda âmil olmuşlardır. Bunu sezinlememesinden muğber oluşunu ve bu iğbimek ve ona göre bütün bir kulübü değil, rar neticesi bu hususa dair bir vesika verbu anlaşmamazlık taraftan zihniyeti yomeyişini ve bu vesikayı almakta ısrar ela getirmek mevkiinde bulunan ve liderlik vazifesile mükellef olan federasyon da mek kısmet olmadı sana... diyecek ol bu işte vaziyeti geniş bir noktai nazarla dum. muhakeme ve bir karar altına almış deKoca aslan omuzlannı silkti: ğildir. Fenerbahçeyi teşkil eden bir heyeti umumiye mevcudsa ki mutlak mev Onlar, bize yanaşmazlar... Alarga cuddur bunun reyi hilâfına hâsıl olan geçerler! dedi. Tallin'de yapılan ilk güreşlerde takı bugünkü vaziyeti ıslah hem federasyomımızın dört mağlubiyete uğraması, Te na, hem Türk Spor Kurumuna, hem de kirdağlıyı tarif edilmez bir ümidsizliğe Fenerbahçelilere düsen bir Vazifedir. NÜZHET ABBAS düşürmüştü: KUMRAL SiYAH Saçlara gayet tabiî surette istenilen rengi verir. Ter ve yıkanmakla kat'iyyen çıkmaz. Bütün dünya sergilerinde sıhhî evsafı haiz saç boyalan arasmda birinci gelmiştir. Saçlan ve cildi kat'iyyen tahrig etmeden istenilen renkte boyayan yegâne sıhhî saç bo • yalandır. İNGİLİZ KANZUK ECZANESİ BEYOĞLU ISTANBUL Urfa İçme Suyu Tesisatı Eksiltmesi Dahiliye Vekâletinden: Yazık oldu bizim pelvanlara... diHalterde yeni bir dünya ye söyleniyordu, hele Mersinli Ahmede rekoru çok acıdım. Besbelli, zorlu pehlivanlarla Moskova 25 Halter şampiyonlarınkapıştı!.. Amma, dur bakalım, daha öte dan Hotinski, iki elle 122 buçuk kilo yanda birkaç güreş var. Belki, bundan gram kaldırmak suretile yarı ağır sıksonrakilerde yüzümüzü ağartırlar!.. letler smıfının yeni bir Sovyet ve ci SALÂHADDtN GÜNGÖR han rekorunu tesis etmiştir. Şu Cim Landos'la bir türlü güreştekrar yalan söylemeğe başhyacağını tahmin ederek kollarından sıyrılmağa çalıştım. Fakat, Yusuf Haddad, kollarını, belime daha sıkı doladı, gözleri gözlerimde, ilk sözünü daha kuvvetle tekrarladı: Yemin ederim ki o kadınla hiçbir alâkam kalmamıştır. Aylardanberi münasebetimizi kestik. Tiyatroya... İlk defa olarak bu akşam beraber gittim. Çoktanberi ne evine gidiyorum, ne de beni onunla beraber bir gören vardır... Ne zamandanberi biliyor musun? Benim odamda geçirdiğin geceden daha evvelki günlerdenberi... İnan bana, Mukbile. Yemin ederim ki bu böyledir! Nasıl inanayım ki, daha bu akşam bile... Dur... îstersen locada, benim ya nımda gördüğün kimselere sorarsın... Bu tiyatro akşamını onlar hazırlamışlardı. Vaktile, daha seni tammadığım zamanlar, birkaç arkadaş aramızda bir karar ver miş, metreslerimizle bozuşup ayrıldıgımız zaman bir eğlenti tertibini düşünmüştük... Ayrılık acısını unutmak ister gibi birşey... Maud ve ben çoktanberi ayrılmış bulu nuyoruz. Arkadaşlar, o eski eğlenti kararını hatırlattılar. Önce reddettim, fakat övle ısrar ettiler ki kabule mecbur oldum. Senin haber alacağını ummuyordum. Mazi ile rabıtamı tamamen kesmeği de arzu ettiğim için, Maud Assy macerasına, resmen ve alenen nihayet vermek gibi birşey olan bu eğlentiden adeta memnun bile olmuştum. O halde, bu akşam, hakikaten son akşam mıydı? Evet, son akşamdı. Münasebetimi keseli birkaç ay olduğuna seni temin ederim. Gel benim odama gidelim. Orada, bu eğlentiyi tertib eden arkadaşlann mektubları var. Onları sana göstereyim. Mademki delil istiyorsun. O mektubları okur, emin olursun. Beni kaldınp aşağı götürmek istedi. Fakat, ben kendisine daha sıkı sarıldım. Hayır, burada oturalım, dedim. Delil istemiyorum. Sözün kâfi. Sana itimad etmek bana zevk verir... Sonra da, benim sana gösterecek delilim yok.. Buna rağmen, sen de bana inanmalı, itimad etmelisin. Evet, ben de itimad etmek istiyorum. Fakat, biraz evvel bir kelime söyledin ki, gayriihtiyarî beynimin içinde dolaşıyor. Mukbile, o sözü tekrar et bakayım. Hiç kimseyi sevmedim demiştin... Tekrar ediyorum.. Hiç kimseyi... Hiç kimseyi mi? Bunun ne büyük Urfa şehrine takriben 4 ve 2 kilometre mesafedeki membalardan suyun isalesi, iki depo inşası ve şehir şebekesinin ve buna aid bilcümle işlerin vücude getirilmesi kapalı zarf usulile eksiltmiye konulmuştur. 1 İşin muhammen bedeli 175.000 lira ... kuruştur. ı 2 İstekliler bu işe aid şartname, proje vesair evrakı 875 kuruş mukabilinde Dahiliye Vekâleti Belediyeler İmar Heyeti Fen Şefliğinden alabilirler. 3 Eksiltme 31 mayıs 938 tarihine raslıyan salı günü saat on birde Ankarada Dahiliye Vekâleti binasında toplanacak Belediyeler İmar Heyetince yapılacaktır. 4 Eksiltmiye girebilmek için isteklilerin aşağıda yazılı teminat VĞ vesaiki ayni gün saat ona kadar Komisyon Reisliğine teslim etmiş olmaları lâzımdır. A 2490 sayılı kanunun 16 ve 17 nci maddelerine uygun 10,000 lira ... kuruşluk muvakkat teminat. [ B Kanunun tayin ettiği vesikalar. C Kanunun dördüncü maddesi mucibince eksiltmeye girmeve bir manl bulunmadığma dair imzalı bir mektub. D Belediyelerîmar Heyeti Fen Şefliğinden münakasaya girme için alacaklan vesika. 5 Teklif mektubları ihale günü saat ona kadar makbuz mukabilinde Komisyon Reisliğine verilecektir. Posta ile gönderilecek teklif mektublarınm iadeli taahhüdJü olması ve nfrayet bu saate kadar Komisyona gelmiş bulunması lâzımdır. Bu iş hakkında fazla izahat almak istiyenlerin Belediyeler İmar Heyeti Fen Şefliğine müracaat etmeleri. ( 2109 )] ADEMİ İKTİDARA.BEL GEVSEKLİGINE ERKEN İHTİYARLAYANLARI GENÇLEŞTIRIR manası olduğunu biliyor musun? Hafif hafif başımı salladım ve birdenbire, yüzüm kıpkırmızı kesildi. Onun odasında geçirdiğim mahud geceyi düşünmüştüm. Yusuf Haddad, düşüncemi keşfetmişti. Garib bir nazarla yüzüme baktı: Mukbile, dedi. Şu anda kalbin beni alçakça bir hareketle itham ediyor. Evet. Aldanıyorsun. Tahmin ettiğin şey vaki değildir. Nasıl vaki değildir? Sana, kocalık hakkımı kullandığımı söylemiştim değil mi? Evet, yalan mı söyledinizdi? Yalan söyledimdi. Vakıâ, böyle bir karar vermiştim. İnadın, mukavemetin izzeti nefsime ağır geliyordu. Fakat, bazı şeyler vardır ki, insan kendisine yakıştıramaz. Sonra da, sana bu suretle sahib olmak istemiyordum. Sen, kendi isteğinle benim olmalıydın. Mademki böyledir, aramızda, tamir kabul etmez bir vaziyet ihdas ettiğiniz kanaatini niçin bana verdiniz? Vakit bırakmadın ki! îlk işin beni itham etmek oldu. Kendimi müdafaa etmedim, o kadar. İnkâr edersem inanmıyacaksın dediğim zaman, bunu nasıl acı bir ifade ile söylediğimi hatırlamıyor musun? Doğru. Hakikaten çok öfkeli bîf haldeydim. Demek ki yaland öyle mi?j Demek ki ben şimdi gene serbest, tama* mile serbest bir gene kızım değil mi? N«S saadet yarabbi! Demek ki hayatımı isi tediğim gibi kullanabileceğim öyle mi? Sevincle ayağa kalkmştım. Yusuf Haddad, yüzümden taşan saadet ifadesî karşısında, mahzun bir teoessümle, boyi nunu bükerek: Evet, dedi, hatta !>eni bırakrp git« mekte bile serbestsin. Çinkü artık, sen! zorla alıkoymak istemiycrum. Daha doğrusu, kendi arzunla buada kalmanı istw yorum. Ben, karşımdaki o zavallı çehrenîn hüznünü, elemini görmiyor, gitgide artan bir neşe içinde: Serbestim! Artıî istediğim yere gidebileceğim! Kendine yeni bir hayat kurabileceğim öyle mi? Diyip duruyordum Yusuf Haddad, dudakları titriyerek mrıldandı: Evet, gidebileeksin. Beni, tehdidle alıkoymağa teşeb büs etmiyeceksiniz yı? Kocam., cebri nefeederek cevab verdi: (Arkast var) Aşk ve macera romanı : 5 5 KOC/AIM Nakleden: Hamdi Varoğla ka kabahatim yok. Seni kıskandım. Bir daha benden, böyle bir söz işitmiyecek sin emin ol. Kocamın kolları, belimi sıkı sıkı kav radı. Kıskanclık insanı deli ediyor, dedi. Demin, seni öldürsem öldürürdüm... Ben de, o kadmı kıskandıgım için sana o fena sözleri söyledim. Bu akşam tiyatroya gidişim de seni üzmek içindi. Benim orada bulunacağımı sana kim haber verdi? Sakladığın tiyatro biletini görünce işi anlamıştım. Tiyatro gişesine sordum. Locanın, metresinin namına tutulmuş olduğunu öğrendim. O kadın, artık benîm metresim degil. Bu söze inanamadım. Bütün arzuma rağmen inanamıyordum. Ve kocamın, Yusuf! Yemin ederim ki o adamın tiyatroda olduğunu bilmiyordum, dedim. Yemin ederim ki ne o adamla, ne de başka bir kimge ile, hiçbir münasebetim yok.. Hiç kimseyi sevmedim! O anda, Maud Assy'nin hayali, silik, donuk bir gölge halinde gö'zümün önünde dolaştı. O kadın, kocamın metresiydi.. Evet amma, ben de karısı idim. Bana hürmet ediyordu, başkalannın da hürmet etmesini istiyordu... Benim mevkiim, öteki kadımn mevkiinden daha yüksekti. Kocam, benim yüzümden ağlıyordu! Bir his, onun. öteki kadın için ağlamıyacağını bana haber veriyordu. Dudaklanm, kendiliğinden, onun ya nağına değdi; gözyaşlarını dudaklarımla silmek, izlerini bile ortadan kaldırmak istedim. Yusuf... dedim, kıskanclıktan baş

Bu sayıdan diğer sayfalar: