FOJ? Istanbul muhtelitinin teşkilinde suitefehhüm Mesele bir anlaşamamazlıktan ibarettir, Hakkı ile Şeref bugünkü maçta mutlaka oynatılmalıdır r CUMHURÎYET 16 Nisan 1938 Duymadıkiarımız ve bilmediklerimiz Asrî Karakuş l Fransa Hariciye Nazırının kızı Katerin Pol ismile dansözlüğe başlıyor Bundan bir müddet evvel M. Çörçil'in kızı Sara Çörçil sahneye inti sab etmiş ve bü tün dünya matbu atını. haftalarca meşgul etmişti. Paris gazeteleri nin en son gelen nüshalarmda oku duğumuza göre, eski Fransız Başvekili Pol Bonkur'un kızı da, Katerin Pol ismile sahne hayatına atılmış bulunu yor. Matmazel Katerin, ilk dansmı, ufak bir tiyatroda, ismi etrafmda fazla dedikodu yapılmasmdan çekindiği için hüviyetini gizli tutmağa çalışarak temsil etmiştir. Küçük yaşmda dansa istidadı olmıyan Matmazel Katerin'in, dört sene evvel birdenbire merak sardırdığı bu san'at ta şöhrete erişeceği ve pek yakmda, isminin, en büyük sahne artistleri arasında görüleceği ümid ediliyormuş. î*agün saat üç buçukta Taksimde İstanbul muhtelitile maç yapacak N olan Först Viyena takımı Sirkecide İstanbul ve Anlcara muhtelitlerile karşılaşmak üzere davet edilen Först Viyana futbolcuları dün sabah Konvansiyonei trenile gelmiş ve Sirkeci istasyonunda nıerasimle karşılanmışlardır. Först Viyana takımı bugün ilk maçı nı Taksim stadyomunda saat üç buçukta İstanbul muhtelitine karş\ oynıyacak ve akşamüstü trenle Ankaraya hareket ederek yarın orada Ankara muhtelitile ikinci maçını yapacaktır. Viyana futbolculanna karşı îstanbul muhtelitinin ne tertibde ç:kanlacağmı dün telefonla futbol ajanı Abdullahtan sor duk. Kendisi bize şunları söyledi: « Takım kaptanı Fikretle konuşa rak kaleye Cihad, sağ beke Salim, sol beke Reşad, sağ hafa Mehmed Reşad, merkez muavinliğe de Rızayı muvafık bulduk. Sol hafta ya Musa, yahud da Fikret oynıyacaktır. Fikret sol haf oyna* dığı takdirde hücum hattmın soldan iti baren Rebii, Haşim, Salâhaddin, Niyazi, Necdet şeklinde çı'carılması mutasavver dir. Sol hafa Musa getirilirse Fikret hü cum hattmda Rebiinin yerine geçecek tir.» Futbol ajanı, Melihin neden oynatıl madığı sualine; bu oyuncudan takım için randıman alabilecek sağ ve sol iç bulunmadığım söyleyince Hakkı ile Şerefın oynatılmaları icab ettiği hakkmda evvelki gün pazdıklarımızı kendisine şifahen tekrar ettik. Futbol ajanı bu sözlerimize: « Ne Hakkı ile Şerefi, ne de Beşjktaş kulübüne mensub diğer futbolcuları İstanbul muhtelkinde oynatmamak hakkında bir karanmız yoklur. Yalnız bir gün mıntakada, bir ıçtima esnasında Beşiktaş kulübünün başkanı Fuad Balkan bana, bundan sonra İstanbul muhtelitine oyuncu vermiyeceğmi söyledi. Kulüb işlerinin resmen konuşulduğu bir yerde Beşiktaş kulübünün en salâhiyettar rüknünden işittiğim bu sözler üzerine mevkiimin otoritesini tezelzüle uğratmamak ve yeniden nahoş vaziyetlere meydan verme mek için bu kulübden oyuncu çağırmaz oldum.» cevabını vermiştir. Meselede bir suitefehhüm olabilece ğini düşünerek ajan Abdullahtan sonra, henüz Karamürselden avdet etmiş bulu nan Beşiktaş kulübü başkanını da tele fonla arayıp bulduk ve Beşiktaş kulübünden oyuncu çağırılmama?ı sebebi hak kmda futbol ajanından öğrendiklerimizi kendisine tekrar ettik. Fuad Balkan bize şunları söyledi: « Esas itibarile, İstanbul muhteli tinde oynatılacak futbolcuların mensub Ask ve macera romanı : 46 oldukları kulübler vasıtasile davet edil melerine taraftarım. Futbol ajanı, Bükreş muhtelitile yapılan maçm arifesinde hu susî surette kulübe gelerek takım tesbitile meşgul oldu. Çağırılanlar içinde bulunan Hakkı ile Şeref hasta olduklarım söyliyerek oynıyamıyacaklarını bildirdıler. Futbol ajanının bu iki futbolcunun hareketlerinden muğber olarak Ankaraya bir rapor yolladığını öğrenince, mıntakada, bir içtima sırasında Bay Abdullah ile yaptı ğımız tamamile hususî mahiyetteki bir görüşmede, muhtelite çağırılan oyuncuların çağırılış şekillerini tenkid ettikten sonra bundan sonra ayni şekilde yapılacak davetlerde hasta veya sakat olanları gene gönderemeyiz, dedim. Bu konuşmamız tamamile hususî idi ve yanımızda yalnız Fenerbahçe kulübünün mümessili vardı. Benim, bundan sonra İstanbul muhteli tine Beşiktaştan oyuncu vermiyeceğim yolunda söz söyliyebilmem için ıdare heyetinin karar vermesi lâzımdır. Halbuki toplantılarımızda böyle birşey kat'iyyen mevzuu bahsolmamıştır. Beşiktaş kulübü, İstanbul muhtelitinde oyuncularını gör mekle şeref duyar.» İhtilâfta olan bu iki makamm anlat tıklarından da anlaşıldığı üzere ortada bir suitefehhüm vardır. Ve bu suitefeh hümden başta İstanbul futbolünün kredisi olmak üzere pek çok şeyler zarar gör mektedir. Kısaca; futbol ajanlığı oynatmıyaca ğım, Beşiktaş kulübü de vermiyeceğim yolunda bir söz sarfetmemiş veya karar vermemiş bulunduklarına göre, bugün Hakkının sağiçte, Şerefin de soliçte yer almalarına bir mâni kalmamıştır demek tir. Suitefehhümün ortadan kalkmasında biraz geç kalmmış olmakla beraber, iki taraf hüsnüniyet gösterirse bugün muhte litimizi İstanbulun en kuvvetlı on biri halinde görmek kabil ulacaktır. Ve bu, yapılmalıdır. Gülünc hükümle ri arasında insanı düşündürecek kadaı mantıklıları çok bu lunan Karakuş rahmet istedi. Bir İngiliz hâki minin, boşanmak istiyen bir kan koca hakkmda verdiği karar, bana o derece karakuşî, fakat öy le de mantıkh ve insanca geldi ki, mer humu anmaktan kendimi alamadım. Vak'a şu: Grigg isimli bir îngiliz ve karısı, biribirlerini mütekabilen dava ediyorlar. Davalar tevhid ediliyor Kan koca, yekdiğerinden şiddetle müşteki. İddialan çok kuvvetli. Geçimsizliğin, boşanmadan gayri ilâcla tedavisi imkânsız hale gelmiş. Hâkim, şahidleri dinliyor ve geçimsiz kan kocanın aynlma sebebi diye ileri sürdükleri noktaları cidden çok kuvvetli buluyor. Meselâ, zevc, müstehcen bir filim seyretmek için batakhane nev'inden bir sınemaya gitmiş, karısını orada bulmuş. Senmoriç'te, zevc, zevcenin odasmdan, bir kayak muallimini kendi elile çıkarmış. Bilmukabele, zevce, ayni yerde, zevcin odasında bir cürmümeşhud yapmış ve saire, ve saire... Hâkim, erkeğin karısı aleyhinde, kadının kocası aleyhinde sıraya dizip, şahid lerle isbat ettikleri sürü ile çirkin vak'ayı dinledikten sonra, hiç tereddüd etmeden karannı vermiş. Fakat, acele etmeyin, boşanma kararı değil! Hiçbir kan kocanm, hiçbir mah keme huzurunda, ahlâk düşkünlüğüne bukadar kuvvetli misaller gösterebilmesine imkân tasavvur edemiyorum, demiş. Siz, biribirinize cidden lâyık, ideal bir çiftsi niz. Talâk kararı verip sizi serbest bırakmıyacağım. T a ki, namuslu insanlarla evlenmeğe kalkıp, başkalannı da ifsad etmeyiniz! Karakuş da olsa ancak bu hükmü verirdi. da Yusuf Aslan, 72 de Saim, 79 da Mersinli Ahmed, 87 de Büyük Mustafa, ağırda da Çoban Mehmed temsil edeceklerdir. İhtiyat olarak 56 dan Kenanla 61 den Ankaralı Ahmed götürülmektedirler. Kafileye Şinasi Ozdemir ile antrenör Pellinen refakat etmektedirler. Aslan güreşçilerimize hayırlı yolculuklar ve muvaffakiyetler temenni ederiz. I Nezle, Grip, Bronşitle tekmil ağrıI ların yegâne ve en kuvvetli ilâcı ? Farareti süratle düşürür üşütmeden ileri gelen rahatsızhkları önler, mideyi bozmaz, kalbi yormaz, böbreklere zahmet vermez , GRİPİN GRİPİN Romatizma va mafsal ağrılarını Curdurmakta kat'î tesiri haizdir. Bol ve ucuz elektrik [Baştaraft 1 ind sahlfede] Elektrik îşleri Etüd idaresi su kuvvetlerimizin tesbiti yolunda yurdun her ta rafında taramalar yapmaktadır. Sakar ya nehri îzmit gölü, Adana Kayseri mıntakası sulan, Ege suları, Fırat nehri ve kolları üzerinde etüdler ilerlemiştir. Firat nehrinde baraj yapılması bakımmdan Kemah, Kemaliye, Keçepan, Geyiktaşı, Karakilid, Güngörmez ve Murad çaymda Arduşir ve Hun boğaz ları mühim görülmüştür. Bu yerlerden yalnız Keban boğazında kurulacak santralın 400,000 beygir kuvveti raddesin de bir kudret temin edeceği daha ilk hesablarda anlaşılmıştır. Kemaliye, Ke ban, Kadıköy, Bakıran, Karakilise, Arduşir, Palo ve Erdekte kurulan râsıd istasyonlarile barajlardan ne" miktar su ve enerji temin edileceği hesablanmaktadır. Su kuv\etlerinden istifade ile yapıla cak santrallar ve tesisattan yalnız iktısadî değil, ziraî ve sıhhî sahalarda da faydalanması için etüdler de bu cihetlerde nazan dikkate alınmaktadır. Meselâ Seyhanın yukarı taraflarında hazine bendleri ve elektrik santrallan yapılırsa elde edilecek faydaların başlıcaları şöyle hulâsa edilmektedir: Feyezan sulannm hepsi veya bir kısmı hazine bendlerinde tutulmakla Adanada Çukurova su baskını tehlikesinden kurta rılacak, Çukurovanm sulanması en elverişli şekilde tanzım edilmiş olacak, mahsul, zamanında ekilerek tohum yetişecek, nehir yatağının dolmasınm önüne geçilecek ve arazi de bataklık hale gelmiyecektir. icabında günde 3 kaşe alınabilir. Kırkım Karacabey Makinesi İlânı Merinos Yetiştirme Çiftliği Müdürlüğünden: Mücssesemiz icin on altı kollu bir Kırkım makinesi açık eksiltme ile alınacaktır. Eksiltme 19/4/938 tarihine musadif salı günü saat 15 te çiftlik merkezinde yapılacaktır. Makinenin muhammen kıymeti 880 lira olup muvakkat teminat 66 liradır. Sartnamesini görmek istiyenler hergün İstanbul Baytar Müdürlü ğüne ve isteklilerin mezkur gün ve saatte çiftlikteki Komisyona müracaatleri. (1817) İstanbul atletizm bayramı Tertib heyetinden: Amatör atletlere açık istanbul atle tizm bayramı müsabakalarmın dokuzuncusu bu sene (8) mayısta tekrarlanacaktır. Dokuz senedenberi tarihlerî değişmi yen müsabakalarm tarihleri bu sene Atletizm Federasyonunün kararile değişti rilmiştir. Bu seneki müsabakalarm seç meleri (1) mayıs pazar günü sabahı yapılacaktır. Atletlerin bu müsabakalara kayid ve kabulü (25) nisan tarihine kadar devam edecektir. 25 nisandan sonra ya pılacak müracaatler sureti kat'iyede ka bul edilmiyecektir. Bir atlet yalnız iki müsabakayra iştirak edebilir. Kulübler verecekleri listelerde bu noktaya çok ehemmiyet vermeleri ve atlet isimlerinin behemehal soy adlarile yazılmasına dikkat edilmesi îica olunur. Bu sene yapılacak müsabakalar: u ırıyu o Fiatı 75 kuruştur. Bütün YEDIGUN bayllerinde bulunur. (75) kurufluk poıta pulu mukabilinde adresinize de gönderillr. Adrea ı Utanbul, Ankara caddeıi Yediyün. TMIİHİ Kırklareli P. T. T. Müdürlüğünden: 1 Kırklareli Dereköy nahiyesi Kurudere Devlet ormanından kesilmek ve Çorluya teslim edilmek şartile idarî ve fennî şartnamçsindeki evsafı havi 8 metre tulünde 2190 aded meşe cinsinden telefon direği 2490 sayılı kanunun kırkıncı nıaddesine tevfikan 15 gün müddetle kapalı zarf usulile eksiltmiye konulmuştur. 2 Muhammen bedeli 16425 lira, muvakkat teminatı 1231 lira 88 kuruş olup ihale 25/4/938 pazartesi günü saat 11 de Kırklareli P. T. T. MücUirlüğünde yapılacaktır. 3 îstekliler muvakkat teminat makbuzu veya banka mektubu, Ticaret Odası vesikasından başka müteahhidltfc vesikası ve teklif mektu bunu muhtevi kapalı zarflarını o gün saat on bire kadar Komisyona vereceklerdir. 4 Fennî ve idarî şartnameler Kırklareli P. T. T. Müdürlüğünden parasız verilir. 5 Bu iş hakkında Cumhuriyet gazetesinin 8 nisan 938 tarihli nüshasmda y&pılan ilân hükümsüzdur. (1982) Safranbolu'da Safranbolu 15 Safranbolunun elektrik işi belediye meclisi tarafından tanzim edilen beş senelik mesai progra mına alınmış ve bunun için 25 bin lira sarfedilmesi kabul edilmiştir. Millî güreş takımımız bugün gidiyor Estonyanm Tallin şehrinde yapılacak Avrupa GrekoRomen güreş şampiyonasına iştirak edecek Türk millî takımı bugün öğleden evvel, Köstence yolile hareket edecektir. Fenlandiya, İsveç, Norveç, Estonya, Letonya, Polonya Almanya, Çekoslo 100, 200, 400, 800, 1,500, 3,000, vakya, Fransa, Macaristan, İtalya ve Romanya millî takımlannın itirak edecek 110 metre manialı koşularla uzun, yük leri bu müsabakalarda millî takımımızı sek, sırıkla atlama, üç adım atlama, disk, 56 da küçük Hüseyin, 61 de Yaşar, 66 cirid, gülle atma. Almanya ile Finlandiya arasında dostluk tezahürleri Helsiski 15 Finlandiya Harbiye Nazırı, 1918 de Finlandiyanın istiklâli için çarpışmış olan Almanlar şerefine bir çay vermiştir. Alman elçisi fon Blüher de bir ziyafet vermiş ve bu ziyafete Finlandiya ordusu başkumandanile diğer birçok generaller ve yüksek rütbeli askerler iştirak eylemistir. Bugün son defa olarak işitiyorsunuz. Yusuf Haddad, barid fakat mütehakkim bir tavırla: Ben bırakırsam gidebilirsiniz, dedi. Isteseniz de istemeseniz de kararım kat'idir. Benim de irade sahibi bir adam olduğumu ve bunu dün akşam ispat ettiğımi unutuyorsunuz. Vicdansızlığmı hatırlatan bu söz üzerine haykırdım: Beni zorla yanmızda tutmak iddiasmda mısınız? Başka çare kalmazsa, tabiî! O halde beni bir yere kapatmanızı tavsiye ederim. Zira, en ufak bir dalgmlıktan istifade ederek buradan kaçacağıma hk şüpheniz olmasm. Kocam, büyük bir soğukkanlılıkla omuzlarını silkti. Hayır, dedi, size karşı şiddet kullanacak değilim. Hatta göz hapsine bile almağa lüzum görmüyorum. Benim yanımda kalacaksımz, çünkü, bunu kendiniz böyle arzu edeceksiniz. Saçmalıyorsunuz, Yusuf Bey! Hatta o kadar söyliyeyim ki, burada benim içm, sırf benim hatırım için SiNiRÇARPINTIBAYGİNLIK DEN 2 0 DAMLA İLE DERHAL GECER kalacaksımz. Sinirli sinirli gülmeğe başladım: Ne hacet! dedim, biraz daha mubalâğa edin de, size âşık olduğumu da iddia ediverin! Yusuf Haddad ciddileşti; yüzü tasalı bir hal aldı, acı bir dudak büküşile: Hayır, dedi, âşık demiyorum. Hayalim o kadar uzağa gitmiyor. Sizden ne muhabbet, ne de merhamet ümid ettiğim var. Hislerimi tahlil hususunda aldanmadığmızı görüyorum. O halde, lutfen söyler misiniz, beni burada tutmak için ne yapmak niyetindesiniz? Yusuf Haddad, garib nazarlarla, uzun uzun yüzüme baktı. Sonra, yazıhanesinin çekmesinde birşeyler aradığını gördüm. Ne yapmak niyetinde miyim? dedi. İşte. Gayet basit... En ufak firar teşebbüsünüzde bunu kullanacağım. Elinde, bir rövelverin, pırıldıyan kabzasını gördüm. Rengim biraz sarardı: Ya! dedim, mükemmel! Zehir den, namusa tecavüzden sonra bir de öliim tehdidi öyle mi? İşte o zaman ta mam olur, Yusuf Haddad Beyefendi! Bu vasıtayı kullanmak mecburiyetinde kalmamağı ben de çok isterim. Maalesef, kararınız buna imkân bırakmıyor. Bu ölüm tehdidinin beni buraya bağlıyacağını mı zannediyorsunuz? Is * terseniz öldürün, fakat gideceğim. Hiçbir şey beni kararımdan döndüremez. Şimdi eşyamı hazırlamağa gidiyorum. Hem de kaçak şeklinde gitmiyeceginu Hazırlandıktan sonra, size vedaa geleceğim. Mademki serbest ve sizden uzakta yaşamak hakkmı hayatım pahasma ödemekliğim icab ettiği kanaatindesiniz, vedaa geldiğim zaman, beni rahat rahat öldürmek imkânını bulmuş olacaksınız. Başım yukarıda, vücudüın isyanla, yay gibi gerilmiş, kapıya doğru yürüdüm. Tam odadan çıkacağım anda, Yusuf Haddadın şu cevabı, beni olduğum yerde durdurdu: Hayatımz pahasma mı? Bu silâhi size atacağımı mı zannediyorsunuz? Ya kime atacaksınız? Yusuf Haddad, rövelveri, ağır agır yukarı kaldırdı, şakağına dayadı. Eli, silâhm kabzasını sıkı sıkı tutmuş, titremiyordu bile. Bu kâfi derece manidar hareketi, bir kelime ile de ayrıca izah etti: Kendime! (Arkası var) Nakleden: Hayır, inanmam. Çünkü, sizin en büyük fenalıkları yapacak tıynette bir adam olduğunuza artık kat'î surette kanaat getirdim. Yusuf Haddadın yüzünde bir işmizaz seyirdi: Sözleriniz çok ağır Mukbile Hanım, dedi. Yaptığmız harekete, benden, nasıl mukabele beklıyordunuz? Sinırlerimın gergınhğı son haddını bulmuştu. Boğazımdan fırlainağa hazır duran hıçkırığı zaptedemedim; ellerimi yüzüme örterek yazıhanenin üstüne kapan dım. Yusuf Haddad, olduğu yerden kımıldamamış, yanıbaşımda, ayakta duruyor, dalgın, boş ve manasız nazarlarla önüne bakıyordu. Ben, hıçkırıklar arasında, ruhumun ısyanını bir kere daha haykırmakıan kendimi alamadım: Hamdi Varoğlu Bu alçakça hareketi irtikâba nasıl cesaret ettiniz? Vicdanınız mâni olmadı mı? Sizde hiç namus duygusu denilen şeyden eser yok mudur? Yusuf Haddadın yüzü biraz daha sarardı; fakat hiçbir sey söylemedi. Ben, yüzüne karşı bunlan haykırırken, onun susması, çok feci bir şeydi. Fazla olarak, yapacağınızı da önceden tasarlamak vıcdansızlığını göster diniz, dedim. Akşamki uykum tabiî de ğildi. îçtiğim kahvenin içine bir ilâc koydunuzdu değil mi? Kahveme zehir akıttmız, sonra da fincanı, bana kendi eli nizle uzattınız değil mi? Bu hayâsızlığa nasıl cür'et ettiniz Yusuf Bey? Yusuf Haddad: Kâfi! Rica ederim susunuz, diye kekeledi: Yüzünde, büyük bir ıstırab ifadesinin dolaştığmı gördüm. Hıçkınkh sesimle, yalvarırcasma sordum: Bunu niçb yapünız Yusuf Bey? Niçin yaptınız? Yusuf Haddad, boğuk bir sesle mukabele etti: Beni, siz çileden çıkardmız. Müs tağni tavırlannız tahammülümü taşırdı. Inkâr ettiğiniz hakkımı kullandım. Hangi haktan bahsediyorsunuz? Bir zevcin, zevcesi üzerinde sahib olduğu haklardan. Sükunetini kaybetmişti. Sesinde, bü tün bir kin hücumunun ahengi vardı. Didişmeğe amade iki düşman vaziyetine tekrar gırmıştık. Bu kadar büyük bir yalanı ömrümde işitmedim, dedim. Kendinize verdiğiniz bu sıfatı, maceraperest bir kadından aldınız, benden değil. Bunu, benden ancak gasbetmiş bulunuyorsunuz. O halde, evimde siz ne sıfatla oturuyorsunuz? Beni ilzam etmek için bulduğunuz delil bundan ibaretse, bu delili uzun zaman kullanamıyacaksınız. Çünkü, he men bugün, bir daha avdet etmemek üzere, bu evden çıkıp gideceğim. Bu tehdidi daha evvel de işitmiş tim.