14 Nisan 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

14 Nisan 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Nisan 1938 CUMHURÎYET Profesör Pittar'la eşinîn Saır'at hareketleri Yeni Çin maslahatgüzarı diinkii konferanslan Büyük bir sergi M. D. Tounğ'un Ankara Madam Pittar'ın hayran PENCERESiNDEN Zülüflü kızlar admlık âleminde erkeklerle herşeyde eşit olmak davası muvaffakiyetle neticelendikten sonra «saçı uzun, aklı kısa» sözünü hatırlatacak şekillerin de ortadan kalkması gerekli göründüğünden topuk döğen o güzelim saçlar bir çırpıda kesilivermişti. Alâgarson saç kesimi, tabiatin kadınlara giydirdiği ipek atkıdan o lâtif zümrenin amamile sıyrılma şekli idi. Fakat saçın zekâ ile hiçbir münasebeti olmadığını düşünen Havva kızları da var. Onlar, kıymetin nedrette tecelli edeceğini de gözönünde tutarak saç dediğimiz bediî kadm tacına örgü örgü kuyruklar ilâve etmekten, kesik saçlar arasmda bu örgülerle dikkat uyandırmaktan geri kal mıyorlar, bu sade yıldızlar âleminde kuyruklu yıldıza benziyorlar. muhabirimize beyanatı «Çin parası sağlam ve müstakardır. Bunu Japon parasile mukayese etmek dahi iki tarafın malî itibarmı göstermeğe kâfidir » Eski Romadan zamanımıza kadar yapılan en lık hisleri, gencler arasmmeşhur portre ve büstler Belgradda teşhir edildi da tezahürata vesile oldu Asrımızm teknik Profesör Pittar, dün Üniversıte konferans salonunda dördüncü konferansını da vermiştir. Değerli âlim, bu konferansında en eski insan iskeletinin Haydelberg civarında ve derin bir alluviyon tabakası altında keşfedildiğini söylemiş, bu ırkın garbî Almanyanın ufak bir mevkiinde bulunduğunu ilâve etmiştir. İzahatına devam eden profesör ezcümle demistir ki: « Bu insanın adaleleri çok kuvvetli idi. Kollannın ve bacaklarmın kemıkleri bu babda bizi mükemmelen tenvir etmektedir. Bu adamın iki iri eli ve iki kocaman ayağı vardı. Boyu kısa ve ıhtimal 1 metre 60 santimetreden aşağı idi. Bacakları kısa, gövdesi kuvvetli, boynu da keza kısa idi. Zannolunduğuna göre, başını belkemiğinin üzerinde tamamile dik vaziyette tutacak yerde önüne doğru eğiyordu.» ve kültürel terakkisi bize ne nimetler bahşediyor!. Vakıâ son devirlerin kayguları eskilerine nisbet edilemiyecek kadar f azlalaşmıştır. Fakat gene o devirlerin bize bahşettiği rahatlık ve konfor, verdiği elemleri izale et meğe ekseriya kâfi gelmektedir. Basit hayat ve komplike yaşayışm hayatın didınme sahasında ki şiddete tesir ede ceği tabiî bir kanun gibidir. Vaktile na kil vasıtalarının bu günkü baş döndürücü terakkisinden evvel, Pariste, Londrada açılan bir sergiyi görmeğe gitmek degil, onun açılışmRaffaello'nun tablosu: « İkinci Giulio > dan bile haberdar oFloransa Hükumet Müzesi lamazdık. Bazı filozoflar her külfetin bir nimet ve her nime kadar olan inkişafmı göstermektedir. Estin de bir külfet mukabili olduğunu söy ki Romadan ortaçağlara kadar portre lerler. Bu mutlak bir kaide olmamakla san'atı zayıflamıştır. Onun için bu devre beraber, hayatta yeri ve tesiri olan bir aid bir nümune gösterebilmek hevesile duvardan sırasile freskler sökülerek geprensip gibi karşımıza çıkmaktadır. Bugün harb tekniğindeki ilerleyiş bizi tirtilmiştir. korkutuyor, iktısadî hayatta buhranlar oluyor, yaşayış tarzı çetinleşiyor. Çetinleşiyor amma buna mukabil de bütün zevk ve heyecanlarımızı tatmin edebilecek sahaları bulmakta kolaylık görüyoruz. Sözümü buradan san'at hayatına nakletmek istiyorum. Geçenlerde Ankarada meşhur îtalyan gravürlerini teşhir eden bir sergi açıldı. Bir çok san'at meraklı Iarı zamanın seyahat kolaylığından istifade ederek oraya koştular. Şaheserleri doya doya seyrettiler. Onlardan hisse kaptılar. Bu husustaki malumatlarını genişlettiler. Martta Belgradda «Asırlarda îtalyan portresi» namında bir sergi açıldı. San'at severlerin bütün gözleri orada idi. Oraya koşup binlerce sene evvelden zamanımıza kadar yapılmış eserleri görmek için can atıyorlardı. Bundan bir müddet evvel Venedikte Tizian'ın bütün eserleri teşhir edilmişti. Bu; san'at hayatında bir nimet olarak karşılandı. Esasen o zamanlarda güzel san'atlar bütün kuvvetini mimarî ve demokratif kısmına hasretmiştir. Ancak Giotto'dan sonra portre san'atı tekrar canlanmağa başlamıştır. Rönesans bu hususta da pek zengindir. Rönesans devrinde her şahsiyet kendisine muhakkak bir portre yaptırmak ve mezarına bir büst koymak isterdi. K Profesör, bundan sonra Magdalenyen devrinde bir beşer ırkına daha şahid olduÇin maslahatgüzan, Ankara muhabirimiz ve Çin sefareti ğumuzu söylemiş, ancak bu ırkm nümumemurlanndan Nimetullâh ile beraber nelerinin azhğmdan bahsederek, bu ırk Ankara 12 (Hususî) Yeni Çin van'ı ve Sarı nehri geçerek Hona vilâye insanlarının kısa boylu olduklarmı, çok maslahatgüzarı Dekien Tounğ'Ia gö tine geldiler, bir kısmı da Puko Tiyen kuvvetli adaleleri bulunduğunu, bu insarüştüm. Ayni zamanda beynelmilel bir çin demiryolunda Şantung vilâyetindeki şöjırete malik bir tarihçi olan Çinli diplo Tcinan'ı işgal ettiler. Şanghay bombar mat, memleketimiz hakkındaki intıbalarile dıman edildi ve yanmda, sizin yeşil BurÇin Japon savaşı hakkında bana şu söz sanız gibi bir ipek memleketi olan Han ço'yu ve Nankini zaptettiler. Japonlar leri söyledi: « Uzun zamandanberi, derin bir he Lunğ Hay demiryolunu takib etmek isti yecan ve iştiyakla Türkiyeyi görmek isti yorlardı ki, burada mühim bir merkez yordum. Tamamen samimî olarak söylü vardır ve Türkistana kadar uzanan yola yorum ki, şarkla garbin cazibesini birleş çıkmak fikrindeydiler. Pekin ve Lunğ tirmiş olan Ankarada, a*'l Türk halkı Hay demiryolunu tekatu' noktası Suço'yıı arasmda bulunmakla bahtiyanm. Şefi ele geçirmek niyetindeydiîer. Alamadı niz Dâhi Atatürkün meydana getirdiği lar, geri çekildiler. Hâdiselerin birinci harikulâde eseri, seneleıdenberi büyük safhası burada nihayet bulmuştur. Marebir hayranlıkla takib etmişimdir. Türk şal ŞanKayŞi bu müddet zarfında hamilletine gelince, onu bir Çinli kardeşi o zırlıklannı yapmıştı. Şantung vilâyetind* larak pek iyi tanıdığımı iddia edebilirim: Japonların dört ayda aldıklan Tiynin'i Siz, tarih boyunca, an'anevî rolünü ifa e kıt'alarımız iki üç günde geri aldılar. Şimden büyük bir milletsiniz. Siz, bütün me di millî kahraman Mare«al ŞanKayŞideniyeti, şarktan garba götürdünüz, şim nin kumandası altmda, Kontung, Hu Madam Pittar di yeni ve modern ilimleri garbdan şarka nan, Konsi ve Yunnen vilâyetlerinin gü getiriyorsunuz. Türk milleti, medeniyet zide muhariblerinden müfeşekkil 5 mil nm da dolikosefal olduğunu ilüve ederek ve kültürün, her zaman büyük habercisi yon kişilık bir ordu vücud bulmuştur. Bu konferansını bitirmiştir. dir; fakat ayni zarranda, sulh güvercin nun bir milyonu ihliyattır, Çin akıncı teşMadam Pittar'ın konferanst kilâtı da düşmana hiçbir tarafta rahat leri gibi, barış müjdecisi de sizlersiniz. Madam Pittar ^da İstanbul Kız LiseDerhal ilâve edeyim ki, Mareşal Şan vermiyor, zaten Japonlar, demiryolü, ne sinde, kalabalık dinleyici kütlesi önünde KayŞi, şarkm önderi, muzaffer Şefi hir ve deniz boyunca tuHınabilmektedir, aaüham bir,kqnferans, verrniştir. Madam nre Kemal Atatürkü ve onun millî ifıkı akıncıîarımız, İşgal ettikîeri bütün şehir Pittar evvelâ talebeye takdim edilmiş, lâb eserini, daima hayranl'kla anmakta lerin varoşlarına kadar giriyor.» kendisinin hayat ve eserleri ayn ayrı izah Çinli diplomat, vaziyeti, asrî harbin olunmuştur. dır. Şimdi Çin milleti de, Kemal Atatürkün millî mücadeledeki metodlarile, şeref başlıca unsurlanndan addettiği kuvvetli Bu arada, maddmın en Büyüğümüz ve istiklâli için döğüşüyor; gene Türk maliye, modern teçhizat ve insan bakı den en uzaktaki köylümüze kadar Türkmilleti gibi, şeref ve istiklâli için, her tür mmdan da tetkık ederek drdi ki: lüğe karsı büyük bir hayranlık gösterdiği lü fedakârlığa katlanacaktır. Japon dev« Borsalara bakınız: Çin parası sağ ilâve edilmiş, kendisinin bu hislerinin bület adamlan, şimdıki samimî ve kuvvetli lam ve müstakardır Bir sterlin, 17 Çin tün eserlerinde görüleceği kaydolunmuşTürk Elen dostluğu gibi, bir Çin ve dolan üzerindedir. Bunu Japon parasile tur. Japon yakınlığı tesısine çalışsalardı, daha mukayese etmek dahi iki tarafın malî Madam Pittar, konferansına baslarken şerefli bir iş yapmış olurlardı; fakat kat'î itibannı göstermeğe kâfidir. Bu bahiste, eşi ile beraber yaptığı uzun tetkiUeri anolajak söylenebilir ki; artık mücadelenin Çin Başvekili ve Maliye Nazın doktor latmıs, ırkımız hakkında edındığı ilmî kaikinci safhası başlamıştır ve bizzat Ja H. N. Kun'un yüksek muvaffakiyetin naati kalbî duygularile de mezcederek: ponlar da, hesablarında yanıldıklarını an den sitayişle bahsetmek lâzımdır. Bir ta« Ben Türkiyede ayni ırktan oldulamışlardır. raftan dahilî sanayiimiz de ve tabiatile ğumuzu en iyi hissederim» demistir. Çin topraklannın işgabne bahane olan başta harb sanayii olarak büyük bir inkiÇok alkışlanan Madam Pittar, saat bâjdiseyi bilirsiniz: Avrupalıların Man şaf göstermiştir. Motb'rize kuvvetîerimiz, 17 de konferansına nihayet. vermistir. kopolo dedikleri Lukoçiyo'da, bir Japon birliklerimiz vardır. Asrî bütün silâhlarıKendisıne bir buket takdim edilmiş, askeri, gece yapılan manevra esnasmda mız vardır. Askere gelince, Mareşal Madam Pittar buketi takdim eden kızı kayboluyor. Bu manevra esasen muahe ŞanKayŞi, her altı ayda orduya, altı kucaklamıstır. Müteakıben Madam Pitdeye uygun değildi; Japonlar, neferin milyon kuvveti iltihak ettırecek tedbirler tar, şerefine verilen mükellef çay ziyafeköprünün yanmda kaybolduğundan ba almıştır. Savaşın nekadar uzıyabileceğini tinde de bulunmustur. hisle, yakındaki Vanpin kasabasının sur soruyorsunuz: Çin uyanmıştır. Uzadıkça lannı araştırmak istiyorlar. Çin memur kuvvetlenecek ve her halde istıklâlini, İzmit bataklığı kurutuluyor Izmit (Hususî) Nafıa Vekâlet Iarı: «Biz arayıp, bulalım ve bu taraf şerefini kurtaracaktır. Sular Umum Müdürü şehrimize gelmiş taysa size teslim edelim» diyorlarsa da, Peki Çin hükumeti, harb ilân etve İzmit körfezinin nihayet bulduğu sahaJapo.nlar ısrar ediyorlar. Memurlarm mü mek niyetinde midir? daki büyük bataklığı tetkik etmiştir. İz maneatı üzerine, kasaba kuşatılıp topa tu Japonlar bize taarruz etmişlerdir. tuluyor. Bu sırada nefer de karargâhma Biz millî müdafaa halindeyiz. Japonlar mitte halkın sağlığı üzerinde fena dönmüştür. Yolunu şaşırdığı anlaşılma resmen harb ilân etmemişlerdir, onların tesirler husule getiren bu menhus bataksına rağmen, Japonlar hareketlerine de âdeti budur; fakat biz de hiçbir zaman lığın Nafıa Vekili Ali Çetinkaya tarafından kurutulmasına emir verilmesi ve vam ediyorlar. harb ilân etmiyeceğiz. Biz şimdi, canımıderhal ise de baslanması halk üzerinde İşte bu başlangıcdan sonra, Pekine gir zı vererek, kan dökerek, millî haysiyet derin sükran izleri bırakmıştır. Batakhğın diler, TienÇin'i bombardıman ettiler. ve şerefı ve ayni zamanda sulhu müda kurutu'ması için takriben 250 bin lira Şimendifer hattmı takib ederek Kalgan'ı faa ediyoruz. Çin hiçbir ;™an harbetme kadar bir para sarfedilecektir. Izmitin aldılar. Suyıyuvan ve Paotov'u da aldı miştir. Bunu tarihi de felsefesi de isbat hakikî imar ve inkisafı bu bataklığın kular ki, buralar eski Türk memleketleridir. eder: Çinli sulh âşıkıdır.» rutulmasından sonra mümkün olacaktır. Sonra aşağıda Şansi vilâyetinde Tayö MEKKİ SAİD Bunlardan biri dün yammızdan geçerken saç aşkile hayli tel kırmış olan arkadaşım N . . . heyecanlandı: Ne güzel, dedi, ne cazib. Yazık ki az tesadüf olunuyor! Ve dalgın dalgm ilâve ettî: Bunlan zülüflü baltacılar kadar hoyrat ve «gayritabiî» gören de varl Sordum: Zülüflü baltacıdan maksadın ne? Eskiden örgü örgü saç bırakan îça< ğaları! Onun yakm şark tarihindekî zülfe yan* lış mana verdiğini sezdim ve zehabını du* zeltmeği gerekli bularak anlattım: İçağalan zülüf kelimesinden înft» kal olunan mana ile saç bırakmazlardi* Zaten bir erkeğin belden aşağı inecelj derecede saçını uzatması kolay değildir4 Omründe saçını kestirmiyen bir adam bw le zülüf sahibi olamaz. Belki bir yığırt ve bir kucak kıl taşımış olur. Tarihlerde görülen zülüflerse sun'î idi. Osmanlılar devrinde bunu bir saray âdeti olarak tesis eden de Yavuz Sultan Selimdir. O, yarısı sırmalı sikke kullanan ağalannın başlarmdaki külâhı som sırma ile sıvattı, altlanna birer iç fesi kattı. Sonra bu külâhların iki yanına ikişer parmak eninde birer parça kadife koydurdu ve şakika denilen bu kadifelerin üstünü de sırmalatıp altlanna birer metro uzunluğunda birer ibirişim örgü ilâve ettirdi. Uçlarında beşer gram ağırlığında birer kurşun takılı olan bu sun'î saçlara zülüf adı verilmiş olup kulaklann üstünden inerdi, omuz dan aşıp göbeğe kadar ulaşırdı. Belgrad sergisinde, Rafael'in ikinci Giulio ve meşhur Formarina isminde iki eseri vardır. Duca d'Urbino li Piero della Francescası, Tizian'ın La Bella, üçüncü Paolo ve diğer bir eseri olmak üzere üç tanedir. Bunlar üstadın en kuvvetli zamanmın mahsulleridir. Sonra Leonardo da Vinci'nin bir eseri, La madonna dei Camerlenghi li TinZülüflü İçağalan mevsime göre elbise toretto ismindeki eseri ve sair her zaman değiştirirlerdi ve ilkbaharda atlastan, yazevkle seyredilebilecek şaheserler mev zın hareden, güzin beyaz geziden, kışın cuddur. Hind bezinden yapılma kaftan giyerlerHeykel kısmına gelince: On dördüncü di. Entarileri de mevsime göre yapıhr ve asrın îtalyan heykellraşî san'atmın seçil kumaşlar sevayi, çitari gibi şeylerden intihab olunurdu. Bir zamanlar sarayın en Belgrad sergisinde 108 üstadın 118 miş nümuneleri vardır. büyük rütbeli memurlan olan silâhtarlar Donotello, Rosseliono, Verrocchio ve eseri mevcuddur. (Tablo, fresk ve büstdahi zülüf takarlardı. Mikelangello'nun eserleri mevcuddur. ler). Zülüflü saraylılar arasında en çok tat Enteresan büstler arasında Nicolo Bu meyanda Tizian'ın üç büyük ve meşhur eseri vardır. Burada eserlerin Machivelli için yapılmış pişmiş çamurdan nılanlar baltacılardı. Bunlar bilhassa toplanması için Italyanın bütün resmî mü bir büst ve Brutto (Brutus) denilen Mi Kastamonu köylerinden seçilen gürbüz kimselerdi. Sarayın en güçlü kuvvetli azelerinden, katedrallerden, kiliselerden, kelangello'nun bir mermer büstü de vardamlan da bu zülüflü baltacılardı. Kenhususî saraylardan ve şahsî koleksiyon dır. Bu büst için vaktile bir takım fikirler dilerine muhtelif vazifeler gördüriilmekle lardan eserler alınmıştır. beyan edilmiştir. Mikelangello bu büstü beraber Hareme odun taşımak dahi o * Bu yardıma 41 müze ve 20 şehir işti en kuvvetli zamanında kardinal Riodol muzlarına yükletildiğinden ayda bir kere rak etmıştir. Bu eserler meyanında, li bu işi yaparlardı ve Haremde sağa solai fi'nin siparişi üzerine yapmıştır. Andrea del Castagno hususî bir usulle Larenzino de Medici, Dük Alessen bakamamak için yakalan hem yüksek, duvardan sırasile çıkarılmış ve bir bez ühem enli koyu lâciverd dolama giyerlert zerine raptedilmiş büyük bir freski var do'yu öldürdükten sonra Brutüs'ün Jü di. Bu yaka onların yalnız önlerini görSezar'ı Romayı kurtarması için öldürmedır. melerine müsaade ederdi, başlannı yani sine izafe edilerek yapılmıştır. Belgrad sergisinin gayesi, İtalyan porçevirmelerini imkânsız bırakırdı. ZEYNEL AKKOÇ tre san'atının eski Romadan zamanımıza Arkadaşım, lâf olsun diye tarihten e » Ticaret Bankasının getirttiği gece kasası ber okuduğum bu birkaç satın dinledik* ten sonra güldü: Aman, dedi, ne zülüf, ne baltaV Kadınlann kısa saçlı kalmalan daha iyi!.. M. TURHAN TAN 300 îngiliz seyyahı geldi Litia vapurile dün şehrimize üç yiiz İngüiz seyyahı gelmiştir. Yarm da Hellas vapurile 150 İngiliz seyyahı gele cektir. Aralarında birçok âlimler bulunan İngiliz seyyahları şehrimizde bir ü kaldıktan sonra İzmir havalisini ve ziyaret edeceklerdir. Miras yüzünden cinayet Karamürsel (Hususî) Buraya tâ bi Karapınar köyünden İbrahimle kardesinin çocuğu bir miras pay etmek mesele> sinden kavaaya girismislerdir. Neticede Mehmed tabancasını çekerek İbrahim göğsünden vurmuş ve öldürmüstür. Ka til, bilâhare tabancasile karakola gıderek teslim olmuştur. Teşekkür Boğaziçi lisesi talebesinden kardeşim Etem Çipamn geçirdiği şiddetli zatürrie dolayısile kendisine bir baba şefkatile bakmıs olan lise direktörü Tevfik Hıfzı ve şifa verici hazakatile kardesimi iyi eden doktor Za+iye ve mekteb hastane hem^iresine acık te^ekkü^ü bir vicdan borcu telâkki ederim. Gemlik İsmet Ekin İstanbul ve Stutgart'ta kaydedilen zelzeleler İstanbul 13 Rasadhaneden tebliğ edilmiştir: Bu sabah saat 4 ü 48 dakika 28 saniye geçe şıddetlice bir zelzele kaydedilmistir. Merkez üstünün İstanbuldan mesafesi 750 kılometre tahmin edılmektedır. Stutgart 13 Bu sabah kuvvetli yeni bir zelzele kaydedilmiştir. Zelzelenin merkezi 1250 kılometre mesafede Mesina civarlannda bulunmaktadrr. Bankanın cephe kısnuna yerleştirilen yeni sistem gece kasası Türk Ticaret Bankası, İngiltereden bir gece kasası getirtmiş ve bankanın cephesine koydurmuştur. Memleketımizde bir yenilik teşkil eden bu teşebbüsün faydaları şunlardır: Bankanın bellibaşlı müşterilerîne mü essese tarafından deriden imal ettiril miş, çelik fermuvarlı, ağzı kilidli tor balar dağıtılmaktadır. Bu torbaların içine arzu edılen kıymetli evrak ve para konulmaktadır. Akşamları bankanın kapanma saatlerine tesadüf eden zamanlarda ellerin deki parayı bankaya vermek zorunda o lan müşteriler, bu torbaların ağzını kilidleyip veznedeki kasanın ağzmdan bunları içeri bırakmaktadır. Bu torba • lar otomatik tesisatla bankanın içeri sinde bulunan, ve her türlü yangm teh likelerine karşı emniyetli bulunan ka sa içerisine yerleşmektedir. ÖLÜM Osmanlı Bankası memurlanndan Arif ve Afif Bigat ile Afife, Vasfiye ve Saimenin biraderleri, îş Bankası me murlarmdan Şakir Özgener, Nedim Kızılay ve Zekeriyva Danganın kavmbiraderleri Hazım Ferid Bigat, uzun se nelerdenberi müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak dün vefat edip Pendik aile k?bristanma defnedildi. Allah rahmet evlesin. Paris Fransız polisleri bir İspanyol mülteci çocuğuna süt verirken.

Bu sayıdan diğer sayfalar: