CUMHLttiiLT 3 Nisan 1938 Maskeli balo Müfide sokakta dalgm dalgın, etrafr na bakmıyarak yürüyordu. Leylâ isminde bir arkadaşma ziyarete gitmekte idi. Bu arkadaşı yeni evlenmiş, mes'ud bir yuva kurmuştu. Müfide de yakında evlenecekti. Fakat o, kendisini çok bedbaht hissediyordu. Müfide, yirmi altı yaşmda idi. Göze çarpan bir güzelliği yoktu. Üstelik fakirdi. Şimdiye kadar kırk yaşlannda, şaşı gözlü, orta halli bir memurdan başka o~ nu istiyen olmamıştı. Ve annesile babası ne zamandanberi genc kızı evlendirmek icin çırpınıp duruyorlardı. Müfide belki biraz iyi giyinse, şuraya buraya girip çıksa, bazı yerlerde görünse kendine göre, gönlünün istediği gibi bir koca bulabilirdi. Halbuki Müfide bunu yapamıyordu. O, kabuğuna çekilmiş, sessiz, sakin bir kızdı. Son zamanlarda Anadoluda bulunan bir akrabanm delâletile ona bir talib çıkmıştı. Bu, Ahmed isminde Trabzorr da çiftlik sahibi zengin bir adamdı. Müfidenin resmini görerek begenmiş, genc kız hakkmda îstanbuldaki bazı tanıdıklanna tahkikat yaptırdıktan sonra hemen İstanbula gelerek onu alıp çiftliğine götürmeğe karar vermişti. îşte Müfide çok yakında soluk bir fotoğrafta hayal meyal gördüğü bu adamla evlenecekti. Genc kız onu iriyan, kaba, haşin, bir çiftlik sa" hibi olarak hayalinde canlandınyor ve söyle düşünüyordu: «Evlendikten sonra birçok çocuklarım olacak. Sabahtan akşama kadar çocuklarla uğraşıp ev işlerinden yıpranacağım. Kocam iki lâf konuşulmıyacalc kadar görgüsüz, haşin bir a" dam. Belki beni arada sırada dövecek bile. Sevmediğim bir adamla evlendiğim yetmiyormuş gibi o ıssız çiftlikte maddî, manevî azablar içinde harab olacağım.» Leylâya gitmek üzere evden çıkmadan evvel de babası, Ahmedin bir iki güne kadar İstanbula geleceğini söylemiştı ve Müfidenin neş'esi büsbütün kaçmışb. Leylânm evine giderken dudaklarma yalancı bir tebessüm takmaga çalıştı. Fakat o gün arkadaşı da ondan iyi ve neş'eli de§ildi. Hafif bir kırgmlığı vardı. Kocası basucunda olduğu halde yatakta yatıyordu. Müfideyi görünce gözleri parlr >arak yerinde doğruldu: Oh, iyi ki geldin diye, bağırdı. Bu müstebid adam yataktan çıkmama müsaade etmiyor. Halbuki gece maskeli balo oldugunu ve günlerdenberi bu balo için nasıl hazırlandığırru biliyorsun. Ben gidemiyorum, hiç olmazsa elbisemi giyip sen git de içim biraz rahat etsin. Müfide şaşırmıştı. îtiraz edecek oldu, gidemiyecegini söyledi. Fakat Leylâ o kadar ısrar ediyordu ki nihayet razı olm?<?a mecbur oldu. Genc kız, gece giyînîp de aynanm ö" nünde kendini beyaz tüller ve ipekler içinde gördüğü zaman hayretler içinde kaldı. Vücudünün bu kadar muntazam ve güzel oldugunu şimdiye kadar farketmemişti. Sonra makyaj yüzünü nekadar baskalaştırmıştı!.. Rimelle hafif kaldırdığı kirpikleri yanaklarına gölge yapıyor, dudaklan birer karanfil gibi kırmızı ve ateşli görünüyordu. Kadife maskesinî de yüzüne taktığı zaman «aman nekadar güzel oldun, bir peri kızına benziyor" sun!» diye, bağıran Leylâya kırık bir tebessümle baktı ve içinden: «Bu gece eğlenmek hakkım, yakında herşeye veda etmek lâzım gelecek» diye mırıldandı. Biraz sonra Leylânm birkaç ahbabınm refakatinde evden çıkıyordu. P Sergisinde 6 gün E Ş T E RADVO C fln aksamki program J Perlde Celâl BÜKREŞ Şehrlnde 2 glln dırıp ona baktı ve sesini çıkarmıyarak yal( Otel, vapur, tren, yemek, nız gülümsedi. gezme hepsi beraber ) İlk danstan sonra birbirlerinden hiç ayrılmadılar. Içtiler, eğlendiler ve durmadan dans ettiler. İkisi de fazla konuşmuyorlar. Maskelerin arasmdan ateş gibi yanan gözlerle birbirlerine bakıyorlardı. Dans ederlerken genc adam Müfideyi bir çocuk gibi bağnna basryor, genc Müracaat Istanbul kız da onun geniş göğsüne yaslanarak Tel. 44914 tatlı bir sarhoşluk içinde gözlerini kapıyordu. Meşhur Opera Lirik şantözü Sabaha karşı bahçeye çıktılar. Tenha bir köşede ağaçların altmda mermer bir sıraya yanyana oturdular. Müfide şim diye kadar aşk nedir bilmiyen kalbinin Yunan operası tenörü saadetle göğsünü dövdüğünü hissediyor ve biraz sonra bu yabancı adamdan bir daha yüzyüze gelmemek üzere ayrılacağını, birkaç gün sonra da bir baçkasına, sevmediği, hatta şimdi nefret duyduğu bir adama elini uzahnağa mecbur olacağım düşündükçe içi sızlıyordu. O zaman Mo. KEMAL orkestraaı iştirakile dudaklarındaki mes'ud tebessüm acı bir takallüse çevriliyordu. Bunu farkeden aTURAN TİYATROSU dam, gene onun daldığı bir sırada sokulMari Glori «Cambazhanenin esran» Bu akşam du, yavaşça: «Neniz var, sizi benim hufilminde cambaz kızı rolünde San'atkâr Naşid ve zurum mu sıkıyor yoksa?.. diye, sordu.. arkadaşları Çoktanberi güzel yüzünü beyaz perGenc kız içini çekti, hıçkınğa benzer bir Hakkı Ruşen, Rıfkı, dede görmekten mahrum kaldıgımız Masesle: «Bu benim son gecem» dedi. OEyüb Sabri birlikte nun şa;ırdıgım, irkilir gibi oldugunu far Matmazel Miçe Pençef varyetesinin ri Glori sinema alanında yeniden çok mu kedince ayaga kalkarak ilâve etti: iştirakile, gündüz: Karatepe haydud vaffakiyetli bir faaliyetle işe başladı. Fransız rejisörü Jak Feyder'in almanca Yani son saadet gecem. Birkaç ları, konmedi 3 perde, gece: Açıkgöz ve fransızca olmak üzere iki versiyonda şarkılı komedi 3 perde güne kadar evleniyorum. Hem de hiç tavücude getirdiği «Cambazhanenin esranımadığım ve sevmediğim bir adamla. n» filminin Fransız versiyonunda cambaz Üsküdar Hâle sineması Adam da ayaga kalkmı$tı. Ona yakkızı Pepita rolünü oynadı. Bu münaseDENÎZ KAHRAMANLARI laçtı. Omuzlarından tutarak heyecanlı betle geçen gün kendisini Paris civarın" bir tavırla: HALK OPERETÎ daki sayfiyelerin birinde kâin köjkünde Mademki bu îzcKvacı îstemiyorsu" Pazartesi akşamı 9 da ziyaret eden Fransız gazetecilerine uzunnuz, dedi. Herşey değişebilir. Yalnız ne Bakırköy Çankaya sineuzadıya beyanatta bulunmuj ve ezcümle olur maskenizi çıkann artık. Birbirimizi masında, Eskl Tas, büyük demiştir kî: operet tanımağa ve uzun uzun konuşmağa ihti« Stüdyodan yorgun argm döndü6 nisan çarşamba akşayacımız var. güm zaman atlarım, köpeklerim beni dinmı 9 da Fransız tiyatroMüfide sesînî çıkarmıyor, iollan yanılendiren en mühim âmiller oluyorlar. Masunda Büyük Gala. Üstad. na düşmüş, hareketsiz, meyus duruyordu. Naşid Halk opereti Muallâ konseri, amafih atlanm kadar kütübhanem de Obürii uzandı, yavaşça onun maskesini Garden varyeteleri. benim en büyük eglencemdir. Nasıl a h r yüzünden aldı, sonra kendisininkini de rımda cms beygirlerim varsa, kütübha çıkararak biraz öteye çimenlerin üzerine nemde de krymettar kitablanm mevcudfırlattı. Bir an karşılıklı bakışhlar. Göz dur. Onlan okumaktan da büyük zevk leri parlıyordu, yüzleri heyecandan sa N duyanm. Meşhur olmadan evvel de mürarmıştı. Müfide adamm kendisine doğru taleaya merakım vardı. O zaman asıl E kollarını uzattığını gördü ve birdenbire ismimle çağırılırdım: Arlet Jeni.. Parise M bu kollara atıldı. Fakat o, kulagma eğiEkler Jurnal ailemle birlikte yeni gelmiştim. Babam A lerek: «Seni alıp çiftligime Trabzona İlâveten ilk seansta ne olmak istediğimi sorduğu vakit «dan " S götüreceğim. Orada tahmininin hilâfına söz olacağım!» cevabını vermiştim. O nekadar mes'ud olacağımızı göreceksin» I pera daıuözlüğü gözümde ilâhî bir iş diye, fısıldadığı zaman, genc kızın gözgibi tütüyordu. Fakat babam böyle bir leri hayretle büyüdü, dudaklarından ha ti. Görüyorsun ki seni bulmakta güçlük teşebbüse girişmekliğime kat'î surette mâfif bir feryad döküldü. çekmediğim gibi hayalinde bir gulyabani ni oldu. Şapkacılığa başladım. Güzel Artık o kurtulmak için çırpınıyor, Ah gibi yaşatarak benden nefret ettiğini de japkalan çok severdim amma, dogrusumed ise kollarının çemberini büsbütün öğrenmiş oldum. nu îsterseniz onlan yapmak, giymek kadar Genc kızın çırpmması geçmîş, bajmı hoşuma gitmiyordu. Nihayet Havr'de daraltarak kahkahalarla gülüyor: Nasıl kim olduğumu sonuna kadar onun göğsüne yaslıyarak hareketsiz kal bir güzellik müsabakası açıldığmı işitin iyi sakladım degil mi, diyordu. Oh rica mıştı. Genc adam sesini yava§latarak: ce hemen iştirake karar verdim. Lâkin oederim, ben kendime aid bir kadmı sa «Hâlâ benden nefret ediyor musun?» rada da bir muvaffakiyetsizliğe uğradım. baha kadar balolarda hiç böyle yalnız dedi. Müfide başını kaldırdı, gözleri ya§ Nihayet, Pariste bir müsabaka daha abaşma bırakabilir miydim? Sabah va içinde idi. Mahcub, titrek bir sesle: «Be çıldı. Onda Süzi Vermon birinciliği, ben purdan çıktım. Akşam üzeri evine gittim. ni affediniz, dedi. O zaman sizi soluk de ikinciliği kazandım. Leylâ isminde bir arkadaşında oldugunu, bir resmin gosterebildiği kadar ve kafamUğursuzluğa pek fazla înanmamakla oradan baloya gideceğini söylediler. O da yarattığun sevimsiz bir hayal seklinde radan otele dönüp gittim ve: «Onu ba tanıyordum.» Ahmed gülümsedi ve fazloya ben götürmeliyim» diye, düşünerek la birsey sormadı. Yalnız birbirlerine bibiran evvel seni görmek için Leylânın raz daha sokuldular. Müfide tekrar onun kapısmı çaldım. Oradan da biraz evvel geniş göğsüne başını bıraktı. çiktı, dediler. Fakat arkadaşın iyi bir kaIçeriden hâlâ hafif hafif müzik sesi dm. Meseleyi öğrenince seni tanıyabil geliyordu. Halbuki ortalık akçıl bir ay mem icin tuvaletini bütün tarifile tarif et dmlık içinde idi. Sabah oluyordu. Mari Glori Greta Garbo 98 LİRA 30 Nisan 10 Mayıs NATTA Beyaz perdede görünmi îsveçli yıldız Stokovski yen artiste yeniden ile birlikte İtalyadan kavuştuk Tunusa geçti Tunus 2 Greta Garbo ile Leopold Stokovski italyadan buraya gelmislerdır. Artistler gazetecilerle fotoğrafçılara izlerini kaybettirmek icin kendilerini getiren vapurun güvertesinde birkaç saat kalmışlardır. Greta ile kocası Hammame'de karaya çıkarak Villa Sen'Sebastiyen'e yerleşmişlerdir. Vaktile Dük ve Düşes dö Vindsor da bu villada kalmak istemişlerdi. (a.a.) OLGA SOMOGYi ve Tenor YUNKA BAKEA NOVOTNİ'de Şirley Templ Küçük artisti Madam Ruzvelt ziyaret etti ANKARA: 12,30 karısık plâk neşriyatı 12,50 plâk: Türk musikisi ve halk şarkıları 13,15 dahili ve haricî haberler 13.30 plâkla dans musikisi 19,15 Türk musikisi ve halk şarkilan. (Makbule Çakar ve arkadaşları) 20,00 saat ayarı ve arabca neşriyat 20,15 Türk musikisi ve halk şarkılan. (Salâhaddin ve arkadaşları) 21,00 plâk neşriyatı21,15 stüdyo salon orkestrası 22,00 ajans haberleri 22,15 yarınki program. İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13,05 plâkla Türk musikisi 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14,00 SON 16,00 Taksim stadmdan naklen: Galatasaray Muhafızgücü futbol maçı 18,30 plâkla dans musikisi 19,15 konferans: Prof. Salih Murad rRadyo dersleri) 20.00 Müzeyyen ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkılan 20,45 hava raporu20,48 Omer Rıza tarafından arabca söy lev 21,00 Cemal Kâmil ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, (saat ayan) 21,45 ORKESTRA 22,15 ajans haberleri 22,30 plâkla sololar, ope ra ve operet parçaları 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23,00 SON. VİYANA: 17,05 MUSİKİ 19,05 karısık yayın 20,15 ORKESTRA KONSERİ 21,05 BÜYÜK ŞAN VE ORKESTRA KONSERİ 22,05 AKŞAM KONSERİ 23 05 haberler, hava 23,25 DAN SMUSİKİSİ. DANS MUSİKİSİ. 18,35 ÇİNGENE ORKESTRASI 19,35 konferans 20,05 ORKESTRA KONSE Rİ 20 55 spor, piyes, haberler 23,05 CAZBAND TAKIMI 24,05 ÇİNGENE ORKESTRASI 1,10 son haberler. BÜKREŞ: 18,05 DAN8 ORKESTRASI 19,45 kon ferans, «por 20,10 karışık yayın 20,35 piyes 21,25 dans plâkları 22,05 hava, haberler ve salre 22,15 balet musikisi (gTamofonla) 22,35 3por 22,50 GECE KONSERİ 24,05 gramofon. LONDRA: 18,35 ODA MUSİKİSİ 19,05 ASKERÎ BANDO 20,10 piyes 21 karısık yayın 21.50 haberler. hava ve saire 22,10 PA ZAR KONSERİ 23,35 son. PARİS [P.T.T.l: 17,35 ORKESTRA KONSERİ 19,85 gramofon, haberler 21 05 karışık yayın 21,35 komedi 23,35 haberler, hava. Bir direktör aranıyor Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezinden: Çocuk Esirgeme Kurumunun Ankarada Keciörendeki Anakucağı müessesesi direktörlüfü açıktır. Doktorlarla çocuk koruma ve ldare lslerinde tecrübeli yüksek tahsil görmüş bayanlardan arzu edenler jeraiti anlamak için kısa hal tercümelerile Aniarada Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanhgma ırrttracaatlerî. J* Bir Saadet A , Ç Gecesi Charles Boyer Beşizler N Amerika Birleşik devletleri Cumhurreisi Ruzvelt'in zevcesi son defa Holivud'a bir seyahat yapmıj. ve sinema $«h" ziyareri esnasında küçük Şirley nm Templ'i de ziyaret etmiştir. 10 ya?mda bir küçük, fakat san'at kudreti itibarile çok büyük olan bu yavru için ne $^ref değil mi? Resmimizde Madam Ruzvelt ile Şirlev yanvana. BARBARA STANV/İCK ve JOEL MAC CREA beraber 13 rakamının hayatımda mühim bir rol oynadığım itiraf etmek mecburi r ğ 3s.v Mevlid yetindeyim. Muhtelif ayların 13 ünde ba" Geçenlerde vefat eden General Hö şıma birçok otomobil kazalan geldi. seyin Hüsnü Karsanm ruhuna ithaf eSize atlarım, köpeklerim ve kitabla dilmek üzere 4 nisan pazartesi günü öğnmdan kemali muhabbetle bahsettim de le namazından sonra Nişantaşmda Meşğil mi? Onlardan daha ziyade bir sev rutiyet camisinde Mevlid okuttunıla diğim var.. O da sinema.. Seyircilerim cağından arzu eden zevatm teşrifleri bana »adık kaldıkça bu meslekten ayrıl" rica olunur. mıyacağım. Yalmr onların sabrını da Karsan ailesi fazla suiistimal etmîyeceğim. Tam zamaERTUĞRUL SADİ TEK nmda çekilmek istiyorum. Sinema beni Tiyatrosu bırakmadan benim onu bırakmaklığım Senenin son temsillerl daha şerefli olmaz mi?» Pazartesi: (Kadıköy)' Salı: (Bakırköy) Çarşamba: (Üsküdar) sinemalarında İlk defa olarak Büyük vodvil KONTAK YAPTT Harikulâde bir aşk ve tatlı bir macera filminde buluştular : Bu h fa S U M E R at Dram... Teessür... sınemasının KADIN KALBi Balo salonu bir çiçek bahçesini andır maktaydı. Herkes çeşid çejid kıyafetlere bürünmüştü. Müzik durmadan çalıyor, içki kadehleri elden ele dolaşıyor ve çiftler çılgın gibi dans ediyorlardı. Leylânın ahbablan biraz sonra kalabalığa kanştılar. Genc kız yalnız kaldı. Kendi kendine: «Gene yalnız kaldım. Bir kö" sede unutuldum» diye düşündü. Halbuki hiç de tahmini gibi çıkmadı. Arab kılığında, fazla sarhoç şişman bir adamm yıhşık bir tavırla yaptığı dans teklifini reddederek onu baçından »avmağa çalıştığı bir sırada uzun boylu, geniş omuzlu bir erkeğin kendisine yaklaştığı ve dans icin önünde iğildiğini gördü. Baloda tektük tesadüf edüen birkaç erkek gibi simokin giymişti. Gözleri maskesinin altından birer ateş gibi yanıyordu. Genc kız şişman sarhoşun elinden kurtulmak için derhal onunla beraber piste doğru yürüdü. Dans etmeğe başladıklan zaman genc adam kalm bir sesle: « Sizi şu budala sarhoştan kurtardm» dive mırıldandı. Müfide basmı kal~ Göstermekte olduğu program kadar zengin ve güzel bir program gorülmemiştir. 'Samatya Ş E N sinemada1 Bu hatta iki film ALTI N HIR8I v e KIZIL ÇAYIR m 2 büyük Fransız filmi birden FANFAN KLODİNE Umumî taleb Uzerlne temdid edilmiştir. II (tenzilAtlı) 4 30 ve 8 seanslannda Neşe ve kahkaha... FERNANDEL ZORAKİ ASKER 2,30 6,30 ve 9,15 seanslannda En mükemmel ve güiünclü • filmi E L E K sinemasmda 2 film birden GÖNÜL AVCISI SARIZAMBAK Bugün Baş rollerde : Pobert Taylor Joan Grawfort Seanslar : II • ( tenzilâth ) 2,30 • 6 ve 9,50 de Baş rolde : MARTHA EGGERTH SeansJar : 1 4 ve 8,15 te • Yarın akşam S A K A K . Y A sinemasmda • • KRALiÇE YİKTORYA B a ş r o l l e r d e : ANNA NEAGLE ve ADOLPH WOHLBHUCK Az kalan yerUrinizi evvelden iıldmnız. Tel. 41341 Kraliçelerin en büyüğü ve zevcelerin en aadık ve en yOkseği DELi ilâvetent TÜRK sinemasında P E T R O SARAY Milyonlar sarfile yapılan, herkesi hayrette bırakan, metakLı, heyecanlı film. (Milletler K u p a s ı ) büyük mflkafatını kazanan Fransızca sözlu rilminin ilk iraesi şerefine BAHÇE MEVS1MİN EN BUYÜK GALASI Şark Opera filmi Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine İHRACENİN GO D E |( S A R A y Bugiin saat Senenin en büyük en muazzam en muhteşem en nefis türkçe sözlü ve Türk Musikili filmi sinemalarında görülmemiş bir muvaffakiyetle devam ediyor. 11 de tenzilâth matine