CUMHURÎYET 2 Nisan 1938 Tarihi roman: Evrak ve makbuzlardaki Vekâletin emrinde sara Harice yapılan vapur Topkapı Sarayı senin cebinden çıkan para yazılarm kendisine aid lat olmaması, yeni bir seferlerinin tanzimi isi ile mi yapılıyor, yoksa beytülmal akçesile mi? olmadığmı iddia ediyor ihtilâfa yol açıyor üzerinde duruluyor Hünkâr, bu çok muzır hovardayı Nakilcinin himaye edemiyeceğine emin bu~ lunuyordu. Zaten böyle bir himayeye imkân da yoktu. Çünkü herifi öldürte cekti ve Nakilci küplere değil, kazamserıfc bınse Kambur Süleymanı mezardan geri getiremezdi. Yalnız idam hâdisesini vesile yaparak ocaklının bir gürültü çı " karmalan muhtemeldi. Hünkâr işte bu ihtimali düsünerek plânını hazırlamıştı. Bir kere Nakilcinin evlenme tesebbüsü sırasında kamburun öcünü almayı düsünemiyecee;ini hesablıyordu. Sonra Gül haneli Hüseynın Nakilci üzerindeki nü~ fuzundan istifade etmeği tasarlamaktaydı. Çünkü delikanlıyı dinlerken Nakilcinin ona bir kaldınm kabadayısı zihniyetr le bağlı olduğunu da sezmekten geri kalmamıştı. Bununla beraber takib ettiği maksad bir ahlâksızı cezalandırmak değildı. Kambur Süleymanı öldürmekle Nakilcinin evine pirip çıkan fasid düsünceli kim" selere gözdağı vermek istiyordu. Bu maksadın altında halka hos görünmek kaygusu da vardı. Cünkü kambur kepazeyi koca îstanbulda bilmiyen yoktu ve onun Fındıklı camii arkasmda yaphrdığı kösk" le konak, mücessem bir rüşvet ve rezilet abidesi sayılarak herkesin gozüne battığmdan yapılacak hamle binlerce yürekte sevinc uvandıracaktı. Iste Ondokuzuncu asırda îstanbul hal" kma çirkin ve karısık hayatile uzun bir dedikodu mevzuu veren Kambur Süleyman bu hesablı mülâhaza sonunda lâyık olduğu cezaya uğradı, Karabağı iskele sindeki bostana getirilerek orada boğdu" ruldu ve bir pis paçavra gibi denize atıldı. (1) Hocalar, meslekdaşlarmdan birinin yok edılmesıne ses çıkarmamışlardı. Çünkü Kambur Süleymanm refah içınde, zevk icinde yaşamasını, ŞeyhüHslâmların malik olamadığı köşklerde ve konaklarda otur masını çekemiyorlardı. Ocak da ilkin bu hâdiseye kayidsiz goründü. Zira maktulün diyetini istemek hakkı kendilerinden ziyade ulema efendilere aiddi. Fakat Nakilci, atılan sillenin hocalara değil, kendine olduğunu sezdiğihden gazaba geldi, birkaç gece atıp tuttu ve sonra düzenbazbk yoluna dökülerek taviz imkânlan aramıya koyuldu. O, saraya atılan her yumruğun acısını bir cemile ile unuttur mayı siyasetine umde ittihaz ettiği gibi saraydan gelen darbeleri de iade etmeği haysiyet borcu tanıyordu. Kambur Sü leyman isinde de öyle hareket etti, her işe yarar nediminin ansızın öldürülmesini affetmiyeceğini dostlarına, omuzdaşlanna, dalkavuklarına ihsas ettikten sonra fırsat aramıya koyuldu ve buldu. Zeki zorbanın Hünkân incitmek, hidüetlendirmek ve Ocağa karşı boyun eğer vaziyete düşürmek için bulduğu vesile, Topkapı sarayında o sırada yapılan tamir işlerinden ibaretti, Hünkâr, bir sürü kanlı hatıralarla dolu olan bu sarayı sevmezdi, sık sık Beşiktaş ve Çırağan saraylanna giderdi. Lâkin o kan kokan yuvayı da tamamile bırakmaya henüz cür'et edemiyordu. Halbuki Topkapı sarayı ta mire muhtacdı, biraz daha ihmal olunursa yer yer çökecekti. Bundan ötürü bü yük mikyasta bir yapı işine girişilmesini emretmişti. Birçok daire'.er tamir olunu yordu, bir sürü de yeni daireler kuruluyordu. Masraf, tabiatile devlet hazine sinden görülüyordu ve bu işte de bal tutanlar parmak yalıyorlardı. Nakilci işte bu yapı maddesini dile aldı, Ocağın en küstah elebaşılanndan olan cdabaşı Habibi öne sürdü ve velveleli bir toplantı yaptırdıktan sonra gene onun ağzile Ocak namuhesabına Hünkâra şöyle bir sual tevcih ettirdi: Topkapı sarayı senin cebinden çıpara ile mi yapılıyor, yoksa beytül akçesile mi? Ocaklının ulufesi züyuf dedikleri a varı bozuk akçeyle verildiği, Mora isyaninı bastırmakla meşgul olan paşalara bir para yollanamadığı, tersaneye kereste aImamadığı ve her işte parasızlık yüzün den sıkıntı çekildiği bir sırada Padişahın evini büyülte büyülte yenilemeğe kalL'.şmasındaki çirkinhk bu suretle ortaya atılmak ve halkın hmcı şahlandınlmak isteniliyordu. Sultan Mahmud darbenin nereden geldiğini kavramaktan geri kalmadı, iliğine kadar ateş kesildi, iştihayı ve uykuyu kaybetti, uzun bir ıstırab devresi geçirdi. Lâkin sersemlik göstermedi, ayaklanma istidadı hissettiren Ocak ağalarına şu cevabı verdi: Masraf iç hazineden ödenecektir. Beytilmalden bir akçe dahi alınmasına nzam yoktur. Zorbalar için susmak lâzungeliyordu. Habib odabaşı ile arkadaşlan da bu zarurete boyun eğmişlerdi, dillerini kısmışlardı. Fakat Nakilci yeni bir dolap çevirdi, el altmdan kırk sekizinci ve yetmiş sekizinci ortalara haber yolladı. Boyacılık san'atını inhisar altına aîmış olan bu iki askerî cemaate sordurdu: Sarayı hangi orta boyayacak. Padişahın usta san'atkârlar, nakkaş lar bulup evini onlara boyatacağını bilen Nakilci, büyücek bir kâr göstermek su retile o iki ortayı harekete getirmek ve ayni zamanda aralanna rekabet sokup sarayı müşkül bir vaziyete düşürmek istiyordu. Bu düzen, onun umduğu neticeyi verdi ve ilkin Yeniçeri boyacılanndan başka kimsenin saray duvarlarına fırça süremi yeceği Hünkâra bildirildikten sonra iki orta arasında (sen, ben» kavgası başla dı. Kırk sekizliler de, yetmiş sekizliler de etek etek altın getirecek olan bu şerefin kendilerine inhisar etmesini istiyorlardı. Davanın dal budak salması, büyüye büyüye kanlı bir şekil alması ve sonunda tbhmetin saraya yükletilmesi muhtemel di. Fakat Gülhaneli Hüseynin bu işe Nakilci tarafından kimlerin memur edildiğine ve boyacı ortaların nasıl kışkırtıldığı na dair Deli Şerife vasıtasile gönder diği haberler üzerine Sultan Mahmud rr.ukabil tedbirler aldı, ünlü zorbanm kurduğu dolabı suya düşürdü. Daha doğrusu Nakilci Ağa attığı silleyi o gün için kâfi görerek daha ileri gitmedi, Padişahın boya işini ortaklama olarak iki ortaya vermesini Kambur Süleymanm diyeti sayıp sustu. (2) Sarayla Ocak arasında geçen bu güreş sırasında Sultan Mahmud bir kurdkapanı oyunu da yapmışh ve Nakilciye yardakçılık ederek boyacı ortalan ayaklandıran Habib odabaşıyı parayla, dille kandı rıp hassa silâhşorları ocağına geçirmişti. Görünüşte bu oyun mükemmel bir şeydi. Lâkin hakikatte Padişah aleyhine netice verecek hamlelerdendi. Çünkü Habib odabaşı sarayın teklifine ancak Nakilcinin muvafakatile nza göstermiş bulunu yordu ve bu muvafakat de Hünkân kandırmak, oyalamak maksadına istinad ediyordu. (Arkast var) "(1) Kambur Suleymanın hayatı ve akıbeti hakkında Cevdet Tarihinde (C: 11. S: 53) tafsilât vardır. M. T. T. 12) Bu hâdise hakkında Cevdet tarihinde (C: 10. S: 263) dört vesıka vardır. Birıncisinde Yeniçerilerin homurdanmağa başlamalan: «Topkapı sarayımn yeniden yapılmasma kimse birşey demeyip ve demiyecekJeri rana malum Lse de Yeniçeri sergerdelermden Habib Odabaşı ve sair Yeniçeri, bas kıslaklarmda sarayi mezkürun sarfiyatı ceybi hümayundan mı, yoksa beytulmaldan mı diye dedikoduya girişildiği» cümlesıle ifade ve öbur vesıkalarda da iki ortanın nizaa gıriştiği, sonra uzla§tığı hikâye olunmaktadır. M.T.T. Şehlr ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal îhtilâstan suçlu Kabzımallar beyanna ÎzmirPire seferi İtalyanın politikası eski telefon sefi meli vergiye mi tâbidir 6 nisanda başlıyor Nakilci Hünkâra sordurdu: [ 51 Yazan: M. TURHAN TAN kan mal Bir ihtilâstan suçlu olan Telefon idaresi eski tahsilât şeflerinden Adille tahsildar Cemalin muhakemelerine dün de Ağırcezada devam edilmiştir. Celsede reis Refik, bir idarehaneye çıkarılan on lira altmış dokuz kuruşluk makbuz üzerinde tahrifat yapılarak başka bir müesseseden 1323 lira almdığını, bu tahrif edilen makbuzdaki yazılann Adilin yazısına benzetildiğini söyliyerek maznuna bu hususta ne diyeceğini sor muştur. Adil, makbuzlarla hiçbir alâkası ol madığını, makbuz işlerinin tamamen vezne ile tahsildarlan alâkadar ettiğini ve bu makbuzun kimin tarafından tahrif edildiğini bilmediğini söylemiş ve gene bazı sahte faturalardan da malumattar bulunmadığını ilâve etmiştir. Adil, bundan başka, bir sefarethaneye aid ihbarnamedeki yazı ile altmdaki direktör namma atılan imzanın da kendisine aid olmadığmı söylemiştir. Bundan sonra maznunların ilk tahkikattaki ifadeleri okunmuştur. Tahsildar Cemal, ilk tahkikatta, bir gün vezne kapandığı zaman Adilin kendisine 3 ihbarname vererek: «Sümer banktan al» dediğini, kendisinin de parayı alarak makbuz kesip parayı Adile verdiğini söylemişti. Adil ise, vazifesinin para ve makbuzlarla alâka ve münasebeti olmadığını bildirmişti. Ehlivukuf raporunda müteaddid makbuz ve evrakta görülen yazılann Adile aid olduğu kaydediliyor. Adil gösterilen bir muamele evrakmdaki yazınm kendisine aid olduğunu, fakat makbuzlardaki yazılann kendi yazısı olmadığını tekrarlıyordu. Neticede muhakeme, ilk tahkikatta dinlenilen şahidlerin celblerile dava mevzuu olan ve dosyada asıllan bulunmıyan makbuzların aid olduğu mahallerden getirtilmesi için başka bir güne talik edildl îstanbul Meyva Hali kabzımallan. Ticaret Odasının ve Devlet Şurasınm kendilerinin yaş meyva satan kabzı mallar olduğu ve bu vaziyete göre iradı ayrisafi üzerinden vergiye tâbi tutulmalan lâzım geldiği hakkmdaki kararara rağmen, kendilerini ayni zamanda kuru meyva satükları için beyannameli vergive tâbi tutan îstanbul Maliye sile aralanndaki ihtilâfı hal için Ankaraya bir heyet göndermişlerdi. Bu heyet geri dönmüştür. Öğrendiğimize göre, Maliye Vekâleti, heyetin teşebbüsleri üzerine lehlerine karar vermiştir. Fakat îstanbul Maliye5İ, Vekâletin yazdığı tezkerede bazı hu;usların iki manaya da gelmesi dola ,nsile kabzımallan gene beyannameli ergiye tâbi tutmuş ve bu şekilde kendilerinden beyanname istemiştir. Öğrendiğimize göre Denizbank umum müdürlüğü, Denizyollan İdaresine aid Izmir Pire vapur seferlerinin 6 nisanda başlamasını tasvib etmiştir. Bunun için bu seferlere tahsis edilen Konya vapuru î/mire gidecektir. Haricî seferlerin tanzimi üzerinde ehemmiyetle tetkikler yapılıyor. Esas iti barile Denizbank başlıca büyük Avrupa limanlarına vapur seferleri tenzim etmek kararmdadır. Yalnız bu seferlerin ağus tostan evvel başlaması mümkün görüle miyor. Trak ne zaman geliyor? Avrupada inşa edilen vapurlardan ilki olan Trak mayısın ilk günlerinde limanımıza gelecektir. Bunu diğer vapurlar takib edecektir. Bu suretle vapur bakımın dan biraz zenginliyecek olan Denizbank, Ege veya Güneysuyu haricî seferlerde tecryübe edecektir. 5,000 tonluk Kara deniz tipi yeni vapurlardan birisinin de gene haricî seferlere tahsisi mukarrerdir. Bu arada Avrupa limanlan için şilep seferleri de yapılacaktır. vrupada siyasî vaziyet son derecedc gergindir. Hiçbirinin sulhtan ayrılmak niyetinde olmamasına rağmen bütün devletler uzun re büyük bir harbe hazırlanmışlardır. Bilaenaleyh herhangi sebebden çıkacak harbe devletlerin çoğu sürüklenecek" :ir. Böyle nazik bir zamanda büyük miletletlerin, devletlerin mukadderatmı elerinde bulunduran liderlerin resmî suret:e söyledikleri ve şüphesiz tartarak ha" ırladıklan sözlerin büyük ehemmiyeti ardır. Bu cümleden olarak İngiliz Başvekili Avam Kamarasında söylediği son nutuka bugünkü beynelmilel •vaziyete karşı ngiliz împaratorluğunun nasıl bir hattı hareket takıb edeceğini açık olarak izah eyledi. Bahusus Çekoslovakyayı müdafaa etmiyeceğini ve îspanya meselesinin Franko'nun' nihaî zaferile bitmesine taaftar bulunduğunu ve lâkin bundan son" ra da yabancı gönüllülerin, îspanyada yerleşip kalmalarına razı olamıyacağını M. Hitler de Almanyanın muhtelif iehirlerinde söylediği nutuklarda millî mdudlar haricindeki Almanlann tazyik 'e takibe uğramakta devam etmelerine Almanyanın seyirci kalmasınm şerefile mütenasib olmıyacağını söyliyerek Çeoslovakyadaki büyük Alman kütlesinin mukadderatının ancak yeni büyük Almanyayı tatmin edecek bir şekilde taayün edebileceğini anlattı. Son olarak da M. Mussolini müdafaa bütçesinin âyan meclisindeki müzakeresî münasebetile söylediği bir nutukta îtalyan politikasınm hangi kuvvet ve esaslara d a ' yandığını ve gaye ve hedeflerinin ne olduğunu açık olarak izah ve tesbit etmiş,tir. Mumaileyh on üç sene evvel de ayni meclistc İtalyanın başlıca ihtiyacını «siâh, silâh ve silâh» diye tarif etmişti. Şimdi de bu eski sözlerini hatırlatmîı ve gene İtalyanın îngiltere gibi berrî olmaktan ziyade adalı ve bahrî bir büyük devlet olduğuna v« îngiltereden farkınıa Avrupaya daracık bir Manş denizile değil, geçilmesi gayrimümkün yüksek bir sed teşkil eden Alp dağlarile bağh bulunı duğuna işaret etmiştir. îtalyan politikasınm dayandığı kuvvet nüfus ve bunun on sekizden elli yaşına kadar olan sınıflarının seferberlikte temin edeceği dokuz milyonluk bir ordu, olduğunu, bunun yarısının birinci ateş hattında kullanılabileceğini ve Trablus"1 garb ile îspanya ve Habeşistan için ayrılan kuvvetlerin de îtalyanın Avrupadaki mevkiini asla müteessir etmediğini söylemiştir. Mussolini îtalyan ordusunun Avrupanın üçüncü büyük ordusu oldu" gunu da kaydetmiştir. Birinci ve ikinci ordular Almanya ile Sovyetlerindir. Umumî Harbden sonra modern harbde pişkirf ve tecrübeli yegâne ordunun îtalyan ordusu olduğunu da zikretmistir. M. Mussolini yarım milyondan fazlai amelenin çalışhğı mühimmat ve silâh fab* rikalannm uzun bir harbe kifayet edecelc harb levazımı yetiştirdiğini de ilâve etmiştir. italyan politikasınm dayandığı dw ğer bir kuvvetin donanma olduğunu ve bugün îtalyanın denizalh gemisi cihetinden bütün dünyanm en kuvvetli devletî olduğunu ve îtalyanın bu tefevvukuni diğer devletlerin yetişmesinin çok müşküi olduğunu ve İtalyan donanmasma harbde uzun bir zaman için kifayet edeceü kadar neft stok edildiğini söylemiştir.: İtalyan politikasınm üçüncü istinadgâhi; olan İtalyan tayyarelerinin evsafmı va' kuvvetini söyledikten sonra bunlan yetiştirmekte olan fabrikalarda elli bin küsıtf' amele calıştığını anlatmıştır. Tamamilfll' müsellâh bir millet olan îtalyanlann bütün bu kuvvetleri îtalyanın menfaatleri" ne ve hukukuna dokunacak devletin üze" rine yükleneceğini ihtar eylemiştir. ; italyanın kuvvete dayandığmı soyle*' dikten sonra Korsikalı olduğundan îtalyan saydığı Napolyon Bonapart'ın «îtalyanlann bir gün dünyanın en iyi askerî olacağını» soylediğini hatırlatmış ve bu kehaneti fasist îtalyan devrinde ta" hakkuk ettirmek istediğini ilâve etmiştir, Bu nutuktan sonra ihdas edilen yeni îtalyan İmparatorluğu birinci mareşallıl: rütbeleri îtalyanın hükümdarile M. Mussolini'ye verilmiştir. Îngiltere ile Italya arasmdaki müzakerelerin gayet ciddî bip devreye girdiği bir zamanda îtalyan po* Iitikasmın mehib kuvvetlere dayandığı v zunuzadıya izah edilmesinin siyasî ehenw miyeti vardır. İkinci bir maksad da îspanyada Franko'nun Akdenize indiği ve Fransa hududunu tamamile işgale yakın" laştığı bir sırada Fransayı herhangi mü* dahaleden menetmektir. Plâka resmi Haziran başından itibaren benzinin şişesine 4,5 kuruş ilâve edilecek Otomobillerden alınan plâka resminin kaldırılarak bunun yerine benzinden şişe başına 7,5 kuruş alınması hakkmdaki teklif, Maliye ve Iktısad Vekâletlerince erinde görülmüş, ançak, şişe başına 7,5 kuruş değil, 4,5 kuruş ilâvesi kabul edilmiştir. Karar, resmen îstanbul Belediyesine bildirilecek ve Şehir meclisinde müzakere edilerek resmî karara raptedilecektir. Şehrimizdeki otomobil sahibleri ve bil hassa taksi işletenler, bu karardan fevkalâde memnun olmuşlardır. Karann tatbikatına haziran başından itibaren geçilecektir. ADUYEDE 41 senelik Adliyecimiz îstanbul hâkimlerinden 8 çocuklu olduğu tesbit edilen Suphiye 23 nisanda 640 lira verileceği yazılmıştı. Suphi, halen îstanbul birinci hukuk mahkemesi reisidir. 1294 te doğmuş, 1310 da evlenmiş ve 1313 te de Adliyeye intisab etmiştir. Bu rakamlara göre, Suphi, halen 41 senelik bir Adliyecidir. Değerli Adlivecimizin evli bulunan üç kızı ve beş oğlu vardır. Oğullarmm üçü evli, ikisi henüz bekârdır. Ortanca oğlu Bay Kemal göz doktorudur. En küçük oğlu jeoloji tahsili için hükumet tarafından Cenevreye gönderilmiştir. Kıymetli Adliyecimizi tebrik ederiz. Şoförler Cemlyetinin bir tesebbüsü CEMtYETLERDE Idare heyetini seçmemiş olan cemiyetler Henüz idare heyeti seçimi yapılma mış 8 cemiyetin intihab günleTİ tesbit edilmiştir. Aym 18 inde Ayakkabıcılar, 19 unda Bahçıvanlar, 20 sinde Fırmcı lar, 21 inde Lokantacılar, 22 sinde Marangozlar, 25 inde Berberler, 26 sında Kapıcılar ve 27 sinde de Musiki san'atkârlan idare heyeti seçimi yapacak lardır. Bir cemiyet kuruluyor Yumurtalı maddeler imal eden işçiler «îstanbul yumurta işçileri san'at kârlar cemiyeti» namile bir cemiyet kurmak üzere alâkadar makamlara müracaatte bulunmuşlardır. Kasablar bir heyet gönderiyorlar Otomobilciler ve Şoförler cemiyeti, on zamanlarda Belediyenin otomobilleGeçen yaz Kasımpaşada Mezarlık soin ve bilhassa takjilerin yollarda müşteri kağmda Kıptiler arasında büyük bir indirme ve bindirmesini meneden kara kavga olmuş, bu kavga esnasmda da nna itiraz etmiş ve karann kaldınhnasım dört kişi yaTalanmıştı. O gün, Tahsin, Salih, Aziz, Said, Tevstemeğe karar vermiştir. fik, Şefika ve Ahmed isminde bir grup aile eğlentisi yapmışlar, biraz ŞEHİR ÎŞLERİ kafadar içmislerdir. Ayni sokakta otu da rakı ran Hüsnü, îsmail, Tahir ve Te\fik bu Atatürk köprüsünün iki gürültülü eğlenceye tahammül edemedubası yerine konuldu mişler ve eğlenen kafilenin en ihtiyarı Atatürk köprüsü için inşa edilen du olan Tahsine çıkışmışîardır. balardan ikisi yerlerine konulmuştur. İki kişi arasmda baslıyan bu kavga, Dubalar tamamile mahallerine konul birdenbire büvümüş, iki kafile birbirine duktan sonra demir kısmının inşasma girmiştir. Neticede eğlenti yapan ka başlanacaktır. fileden dört kişi bıçakla yaralanmıştı. Dün asliye üçüncü cezada bu kalabaİki mütehassıs daha lık kafilenin muhakemesine başlanmışgetirtilecek tır. Dünkü celsede davacı ve suçlularm Hayat pahalıhğı etrafında tetkikler hüviyetleri tesbit edilmiş ve şahidlerin yapan maruf Isviçreli mütehassıs Lo celbi icin muhakeme başka bir güne tarens'in tetkiklerinin biran evvel inki lik edilmiştir. şafı için iki mütehassıs daha getirtile VİLÂYETTE ektir. Eski bir kavganîn muhakemesi îstanbul kasabları Ankaraya bir heyet göndermeğe karar vermişlerdir. HeKasımpaşa spor kulübü tarafından, yet, Ankarada. İstanbuldaki et satışmm Âşıklar mezarlığında bir spor sahası tanzimi etrafında yeni bazı teşebbüs vücude getirilmesi kararlaşmış ve inşalerde bulunacaktır. MÜTEFERRIK ata başlanmıştı. Belediye îmar şubesi, şehir plânma Sokakta bulunan kulakları uygun bulmadığı bu inşaatı menetmiş olduğundan sporcu gencler, dün Bele bir talebe düşürmüş diyeye gelerek şikâyette bulunmuş ve Dünkü sa\nmızda Sultanahmed civarında bir sokakta iki insan kulağı bu inşaata müsaade edilmesini istemişlerlunduğunu yazmıştık. Bu kulaklar bir dir. Belediye, bu müracaati tetkik et buçuk ay evvel bulunmuştur. Yapılan mektedır. tahkikata göre, kulakları bir tıb talebesinm, evinde çalışmak üzere Fakülte den aldığı, fakat yolda kazaen düşür düğü, orada oynıyan çocuklarm bula rak polise teslim ettikleri anlaşılmıştır Âşıklar mezarlığında vücude Resmî kâğıdlar hususî işlerde kullanılmıyacak getirilecek spor sahası Başvekâletten vilâyetlere gönderilen bir tamimde resmî kırtasiyenin hususî muhaberatta kullanılması kat'î surette menedilmiştir. SACLIK tSLERÎ Kızıl vukuatı azaldı Bir aralık haj'li artan kızıl vukuatı îstanbul mmtakasmda azalmıştır. Yalnız Vilâyete bağlı Yalova kazası dahi linde vardır. Son hafta zarfmda Yalovada 11 kızıl vak'asma tesadüf edil miştir. Lord Loyd dün İstanbula geldi Yeni elli liralıklar Cumhuriyet Merkez Bankası yeni elli liralıkları dünden itibaren tedavül mevkiine çıkarmıştır. Yeni paralardan dün mühim bir miktar piyasaya çıka rılmıştır. Balıkesir Umumî Vilâyet meclisi dağıldı Tenzilâtlı satış için müracaat Eminönü civarında ve Yenicami önünde istimlâki takarrür etmiş olan mağazalarm sahibleri Ticaret Odasına müracaatle mecburî tasfiye için tenzi lâtlı satış istemektedirler. Oda, bunlara müsaade vermektedir. KÜLTÜR tSLERt Yüksek Tedrisat müdürü geldi Maarif Vekâleti Yüksek Tedrisat müdürü Cevad, Ankaradan şehrimize gelmiştir. Cevad şehrimizde bulunduğu müd detçe Üniversite ve diğer yüksek mekteblerde tetkikatta bulunacaktır. Lord Loyd, Ankara Hariciye köşkünde verilen ziyafette Başvekilimizle konuşuyor İngilterenin maruf devlet adamlarından Lord Loyd dün sabahki ekspresle Ankaradan şehrimize gelmiştir. Lord Loyd öğleye kadar otelde kaknış, ve öğleden sonra otomobille Boğaziçinde bir gezinti yapmıştır. İngiliz devlet adamı, şehrimizde iki gün daha kalarak îngiliz mekteblerini teftig edecektir. Muharrem Feyri TOGAY Cumhuriyet Abone şeraiti Balıkesir (Hususî) Vılâvet umumî meclisi, yeni sene bütçesini 1,557,222 lira olarak kabul etmis ve meclls dagıLmıştır. Gönderdığım resim .Vilâyet meclisi azalarım bir arada göstermektedir. Nüsbası 5 knruştur Türkiye Haric icin icin Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Altı aylık 750 » 1450 > Üc aylık 400 » 800 » Bix aylık 150 a Xoktuc