18 Mart 1938 CUMHURİYET HâdiseJer arasında SON H A O E Dobra dobra ransızcada bir «nuance» tabiri vardır ki osmanlıcaya «ânat» kelimesile tercüme edilirdi. Şimdiki zamanın çocuklan için bu kelimenin osmanlıcası fransızcasından daha az karanlık olmadığına göre, ben aslını «niians» imlâsile türkçeye maletmek taraftarlarındanım. Fakat maksadım bir lisan meselesinden bahsetmek değil. Nüansların, yani çabuk idrak edilmesi mümkün olmıyan kiiçücük farklann bazan kazandıklan pek büyük ehemmiyete işaret etmek istiyorum. Meselâ cesaretle küstahlık, cömerdlikle israf, otorite ile istibdad, izzeti nefisle kibir ve azamet, ihtiyatla korkaklık ilâh... arasında bunlar birbirlerinden pek ayrı şeyler olduklan halde aksiyon görünüşile, pek inoe bir fark, bir niians vardır. O kadar lri, filân hareket, kimine göre bir cesaret, kimine göre bir küstahlık, yahud kimine göre ihtiyat ve kimine göre de bir korkaklık manzarası verir. Büyük bir ehemmiyeti olan bu küçük farkı tayin etmek için ekseriya ciddî bir dikkat ve tahlile ihtiyac vardır. Düşünme ameliyesinde bu nüanslar o kadar mühim bir rol sahibidirler ki bazan bir tanesinin ihmale uğraması, bütün muhakeme silsilemizin yanlış istikamet almasile neticelenir. Bunun için meşhur Renan «anlamak, nüanslan anlamaktır.» tarzında güzel birşey söylemiştL Konuşmalar Lituanya Polonya île anlaşmak istiyor Varşovadaki Fransız ve İngiliz sefirleri de Polonyaya mutedilâne bir şekilde hareket etmesini tavsiye ettiler Cenevre 17 Litvanya sefiri, Mil letler Cemiyeti umumi kâtibliğine müracaat ederek Litvanyanın münazıünfih meseleler için bir hal sureti bulmak maksadile kendisile müzakerelerde bulunmasım Polonyaya teklif etmiş olduğunu, fakat bu meselelerin halihazırda Cemiyete arzedilmesinin mevzuu bahsolmadığır" bildirmiştir. selesinde mutedilâne davranmasını Po lonya hükumetine tavsiye etmişlerdir. Fazla olarak Fransa sefiri, şitndiki gergin beynelmilel vaziyet karşısında Polonya matbuatınm Çekoslovakya a leyhindeki neşriyatına nihayet verilmesi temennisinde bulunmuştur. Ankara gölünü düşünerek Yazan: FAZ1L AHMED AYKAÇ Ankaraya ilk vardığım günün üzerinden birçok yıl geçti. O gün (Hakimiyeti Milliye) gazetesinin birinci bendi şu başlığı taşıyordu: Yeşil Ankara Temmuz içindeydik. Güneş gökyüzünde bir yangın kaynağı gibiydi. Bütün ovalar, tıpkı sel halinde akan sıcağı içiyordu diyebilirim. Vakarh, sarp lâkin engin manzaralan bilmem sever misiniz? Ben böyle sert yüzlü, lâkin cömerd ve ciddî tabiatten çok hoşlanırım. Ufuklar o kadar serbest ve geniş görünüyordu ki bakışlarımı dört bir yanıma koşturmakta rahatlık ve eraniyet duyuyordum. Ancak zihnimde şunu dedim: «Buranm kendine mahsus manalı bir güzelliği var. Hem de apaçık ve apaydın bir güzellık. Çünkü her taraf ilk bakışa kolayca bağnnı açıyor. Gizlikapaklı şey yok. Fakat şu yalçın tabiate niçin (yeşil Ankara) demeli? Ankaranın kendi rengi yok mu?» Yıllar geçti. Türk yurdunun göğsü üzerinde en ileri bir medeniyet ocağı kurmak için sarfedilen emek hergün yeni bir adım attı ve atıp duruyor. Bununla beraber şehir bir sendeleme devri geçirmedi denilemez. Ancak tereddüd kısa sürdü. Bütün baba yurdunu, bütün bir geleceği en mütekâmil medeniyet mefhumlanle kurmağa savaşan ulu ulus mimannın varlık yarattığı şehirde büyük ve isabetli kararlar gecikmedi. Ve bir plân yapıldı. Bunun ilerisini hepimiz biliyoruz. Şimdi plân da var, o plânın hergün sonuclannı gördüğümüz tatbikatı da. Gene seneler geçti. Baharın bir gecesinde birkaç arkadaş Ankarada dolaşıyorduk. (Yeşil Ankara) makalesini yazan kalem sahibi de beraberdi ve biz adeta bir akasya ormanı içinden geçiyorduk. Her yanımızda, munis ve serin akasyalar tabur tabur selâm duruyor, ipekten ve kokudan birer kandil güzelliği alan salkımlar, tevazula sevimli başlarını iğiyorlardı. Yeşil, yeşil, yeşil! de zümrüd renkli yahud mor bulut adalan doğup batar. Fakat tabiatin bir hususiliğini unutmamalıyız. Kahkahadan ziyade hafif tebessümü seven, farfaralıktan ziyade az ve özlü söze değer veren güçlü, kuvvetli ve ağırbaşh bir adam çehresi düşünün. İşte ben Ankaranın dış bünyesinde bu çizgileri görürüm. Onun için iyi manada anlaşılmış (rasyonel) bir mimariyi oraya çok yakıştmrım. Bu mimarî Ankarada doğup ^şıyan siyasal ve sosyal prensiplerin özkardeşi olabilir. Eğer millî hüviyetinin ileri anlamda bir şuuruna varabilırse... Bugünkü büyük davaları güden bir içtimaî varlığın resminde, edebiyatında ve düşünce alanmda da ayni vasıflan beklemeliyiz... Gözlerinizi görüyorum. Bu gözler bana, asıl mevzuuna ne vakit geleceksin diyor, hakkınız var işte geldim.. Malumdur ki Ankara istasyonundan çıkılınca sağ kolu, yapılacak olan sun'î göl tutacak. Solumuzda ise günden güne daha güzelleşen genclik parkını göreceğiz. Ben sanıyorum ki bu gölün projesindeki muvaffakiyet Ankaranın estetiğinde en hayatî rolü oynıyacaktır. Şu sebeble çok hususî bir dikkate lâyıktır. îstasyondan çıkarak bugün meclise doğru giden caddeden yürüdüğümüzü düşünelim. Eğer bu yürüyüşte ve hatta bugünkü güzel, rahat ve nefis istasyon meydanına çıkar çıkmaz gözlerimiz en önce, o yapılacak gölle selâmlaşırsa alacağımız tesir pek mes'ud olacaktır. Zira senenin muhtelif mevsimlerinde ve günün muhtelif saatlerile ışıklarında bu göl ta tepedeki kaleden, kendi kenarlanndaki binalarınkine kadar birçok aksi kendi göğsü üzerine nakşedecek olan bir ressam demektir. Böyle bir renk ve akis ziyafetini hiç aklına getirmiyen göz, Ankaraya mükemmel bir istasyondan çıkarak ayak basar basmaz bir taraftan geniş ve ferah bir stadyomun temiz menazınnı, öbür taraftan da bir gök parçası halinde yere yatmış su sathını görürse fevkalâde bir tablo ile karşılaşmış olur. Halbuki... IHEM NALINA MIHINA italya, Ingiltere, Mısır 1 Pariste heyecan Paris 17 Polonyanın Lituanyaya karşı Hitler'in Avusturya hakkında kulLituanya arazisine giren landığı usulleri tatbik edeceğine dair Polonya müfrezesi Kaunas 17 Resmen büdirildiğine Berlinden gelen haberler, burada bir nebgöre, 15 kişilik bir Polonya müfrezesi ze heyecan tevlid etmiştir. (a.a.) Polonyada yapılan nümayişler Lituanya arazisine girmişse de Lituanya Londra 17 (Hususî) Salâhiyet hudud muhafızlannın müdahalesi üzeritar mehafilde temin edildiğine göre Le ne geri çekilmiştir. histan Lituanya münasebatı gerginliğiTevkif edilen Lituanyalı polis ni muhafaza etmektedir. Leh hükumeti, memuru serbest bırakıldı son hâdiselerden istifade ederek, arzulaKaunas 1 7 Polonyahlar, gcçen sannı zorla Lituanyaya kabul ettirmek istilı günü Polonya Lituanya hududunda yor. tevkif edilmiş olan Lituanyalı polis me Bu gece Varşovada ve diğer bir çok murunu iade etmişlerdir. Lituanya Da şehirlerde Lituanya aleyhine şiddetli nühiliye Nazın M. Dirimata, hâdise hakmayişler yapılmıştır. Varşovada yüz bin kmda Diyette izahat vermiş ve «Lituankişinin iştirakile yapılan nümayişlerde ya hükumetinin kanunî bir esasa istinad «ilerliyelim, Lituanyayı zaptedelim» etmek suretile hâdiseyi kapatmağa ama ibarelerini havi levhalar gezdirilmiştir. de olduğunu» söylemiştir. [CUMHURİYET Lituanya hütngiltere tavassut ediyor kumeti 1920 de Lehistana ilhak edilen Londra 17 Varşovadaki îngiHz se Lituanya topraklannın iadesini istediği firine Polonya ile Lituanya arasında ge için bilhassa Vilno mıntakası hakkındaki çenlerde vukua gelmiş olan hudud hâdi mutalebatından vazgeçmemiştir. Bu yüzsesi hakkında Polonya nazırlarile görüş den iki devlet arasında senelerdenberi melerde bulunması için talimat verılmiş diplomatik münasebat tesis edilememiş, tir. iki devlet arasında telgraf, telefon muhaBüyük Britanya sefirinin Varşova beratı da kesilmiştir. lıükumetine İngilterenin Polonya tara Leh hükumetinin, son hudud hâdise fından haddi zatında bir guna vahameti sinden istifade ederek, mevcud hududu olmıyan bir hâdiseye lüzumundan fazla Lituanyaya cebren tanıtmak istediği anehemmiyet verilmekte olduğu mütalea laşılmaktadır. ] sında bulunduğunu ve Polonyanm hali Varşovada nesredilen regmî tebliğ hazırda Avrupada mevcud gerginhği arLondra 17 (Hususî) Bugün Vartıracak herhangi bir harekette bulunmı şovada nesredilen bir resmî tebliğ. Le yacağını iimid etmekte olduğunu büdire histanla Lituanya arasında çıkan ihtilâ ceği bu babdaki istihbarata atfen beyan fın halli için Leh hükumetinin icab eden olunmaktadır. tedbirleri almış bulunduğunu bildirmek tedir. Paris 17 Öğrenildiğine göre İn Hariciye Nazırı M. Bek mahiyeti hegiltere ve Fransamn Varsova sefirleri, nüz belli olmıyan bu tedbirler hakkında Polonya Lituanya hudud hâdisesi me mecliste bayanatta bulunacaktır. .»»HiııııtııımılllllllllllllllllHIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIlllllinıunııınıı ünkü Cumhuriyetin son haberler kısmında Londradan gelen bir telgraf, İtalyanm Libyadaki kuvvetlerinin bir kısmını geri çektiğini bildiriyordu. Haberin şekline göre îtalyanlar, Libya'dan birlikler değil; fakat 1906, 1907, 1908 ve 1909 smıflarına mensub askerlerini geri alnn4İard'r. Bunun manası şudur ki Libya'da bulu nan 100,000 kişilik îtalyan ordusu, 32, 31, 30 ve 29 yaşlarındaki ihtiyatkrın: belki de değiştirmek maksadile italyaya göndermekle beraber, esaslı surette zayıflamamıştır. Çünkü birlikler, tam kadrolarile orada bulundukça, icabında ye.j ni gönderilecek ikmal efradile kolayca takviye edilebilirler. Esasen, geri çekilen bu dört smıfa mensub asker mevcudu nun nekadar olduğunu da bilmiyoruz amma, îtalyanın îngiltere ile mühim rrüzakerelere giriştiği şu gergin zamanda, r Libya'daki kuv\ etlerini ciddî surette azaltacağı asla tahmin edilemez. Çünkü, îtalya, ancak bu 100,000 kişilik ordusi.j le Mısırı ve Süveyş kanalmı tehdid ede j rek îngiltere üzerinde kuvvetli bir tazyiK' yapmaktadır. îtalyanın Libya'da, Habeşîstanda, Nilin membamdaki Tana gölü civarn * : da, Eritre ve îtalyan Somali'sindeki kuv | vetlerine mukabil, îngilterenin Mısırda 16,000 askeri vardır. Bunlardan bir kısmı, son zamanlarda, Filistine gönderil * miştir. Mısır ordusuna gelince, bu oıd (, maalesef, henüz pek zayıftır. Vefd paı tisi 1936 da iş başına geçtikten sonra# j alelâcele bir Mısır ordusu vücude getire', ceğine politikacılıkla vakit geçirm'.ştir. 15i ! buçuk milyon nüfusu olan bu zcnf gin memleketin ordusu, Vefd iş baş'ndanrj çekildiği zaman, 11 piyade tabuıu, 2 sü*| vari bölüğü, 4 batarya top, 1 kale topçu bölüğü, 2 otomobilli makinelitüfek bölüğü, 1 istihkâm bölüğü ve saireden mürek« kebdi. Bu ordunun mevcudu 500 ü zabit olmak üzere 12,500 kişiden ibaretti. Bu nun haricinde hududlarda asker ve muhafız olarak kullanılan takriben 40X) kişi vardı. Halbuki Mısırda, her yıl 180,000 den fazla gene, askerlik çsğına girer, bunlardan yalnız 3,600 kişi silâh altına alınır. Mısır ordusu, yeni hükumet tarafm dan takviye edilmekteyse de, 12,500 mevcudu, şimdilik 20,000 e çıkanlabilmiştir. Çünkü uzun yıllar askerlik etjnemiş bir milletin yeni baştan bir ordu vücude getirmesi kolay bir iş değildir. Mısır havacılığı da henüz yeni teşekkül etmektedir. Demek ki yalnız Libya'dakai 100,000 Italyana mukabil Mısırın müdafaası için çok kuvvetli bir hava filosuna ist^nad eden 16,000 îngilizle 20,000 kadar Mısırlı vardır. îngiltereyi, îtalya ile anlaşmak Kİn müzakerelerde bulunmak ıstırarında lbırakan sebeblerden biri de, Mısırm mü dafaasma mahsus olan îngiliz Mısır kuvvetlerinin zâfıdır. Mısırın, yalnız bir îtalyan istilSs! teKlikesine karşı değil, kendi istiklâlini ınuhafaza edebilmek için de kuvvetli bir or« du vücude getirmek mecburiyetinde ol duğunu söyledikten sonra, Libya'daki îtalyan ordusunun îngiltere ile cere/an eden müzakereler bitip de bir anlaşma olmadan evvel geri almmasına ihtimal olmadığını kaydedelim. Hiç Mussolini elindeki kuvvetli kozu, oyununu oyna •* madan atar mı? Fransamn tavsiyesi Osmanlı Bankası Yugoslavya, ilhak nın açacağı kredi işini nasıl görüyor Lâyiha müstacelen mü M. Stoyadinoviç âyan zakere için Meclise meclisinde muhtelif sevkedildi suallere cevab verdi Ankara 17 (Telefonla) Osmanlı Bankası imtiyaz müddetinin temdidi hakkındaki kanuna ek bir lâyihanın Meclise verildiğini evvelce bildirmiş tim. Ayni mukaveleye zeyledümiş o lan bir mukavele mucibince de banka, Türk lirası mukabilinde hükumete 1,250.000 İngiliz lirası kredi açacak ve bu para 31 mayıs 1941 tarihine kadar bankaya tamamen iade edilmiş bulunacaktı. Halen hükumet, kullandığı bu krediden 250 bin İneiliz lirasını bankaya iade etmis olup önümüzdeki 31 mayıs tarihinde de 250 bin İnçiliz lirası daha tediye eylemek mevkiinde bulun maktadır. Son zamanlarda hükumet, Osmanlı Bankasile yeni bir anlaşma yapmıstır. 1,250.000 İngiliz liralık kredinin iadesine 31 mayıs 1942 den itibaren baslanarak 31 mayıs 1946 da iade edilmiş olacaktır. Lâyihanın Bütçe Encümeninde tet kiki sırasmda halen bankanın 203,122 liralık banknotunun tedavülde bulun duğu tesbit edilmiştir. Bütce Encümeni son anlaşmanm tasdikına karar vermiş ve lâyihavı yazıva aid bazı tadillerle kabul ederek müstacelen müzakere edilmek dileğile heyeti umumiyeye sevketmiştir. Belgrad 17 Âyan meclisinde, mebusanda kabul edilen bütçenin müzakereleri esnasında Stoyadinoviç, âyandan Alcelinoviç'in Avusturya meselesine dair birçok suallerine cevab vermiştir. Almanyanm bu hareketinden hüku metin evvelden haberdar edilmiş olup olmadığı ve bilhassa Başvekilin Berline yaptığı ziyaret esnasında Hitler'in bu babda kendisine bir şev söyleyip söylemediâi sualine karşı, Başvekil, Alman ricalile yaptığı konuşmalarda, Avus turya Alman münasebatmın inkişafı 11 temmuz 1936 anlaşmasmm Avus turya tarafmdan halisane tatbikına mütevakkıf bulunduŞu intibamı hasıl ey lemiş olduğunu sövlemiştir. bugünkü kapanış fiatları şunlardır: Başvekilimiz Dördüncü UmuLondra 159,43, Nevyork 32,85, Berlin mî Müfettişi kabul etti 1295, Brüksel 543, Amsterdam 1785, Roma 169,20, Cenevre 738,25, kurşun Ankara 17 (Telefonla) Dördün16,11,10 1/2, bakır 44 1/4 44 3/4, kalay cü umumî müfettiş General Abdullah 184,15, altm 140,0 1/2, gümüş 20,2, çin Alpdoğan Ankaraya geldi. Bugün Baş*o 14,17,6. vekil tarafındaa kabul oluodu. Yugoslavyanın da tıpkı îtalya gibi kendi hududları hakkında avni teminatı alıp almadığı sualine de Stoyadino viç şu cevabı vermiştir: < Avusturyanın ilhakından evvel Hitler, Alman arzu ve menfaatinin kuvvetli ve kudretli bir Yugoslavya olduğunu ehemmivetle keydeylemişti. İl haktan sonra da Almanyanm mümes silleri Yugoslavyanın Almanya ile olan hududlarınm kat'iyven ihlâl edilemez liğini temin eylemişlerdir.> Almanyanm, müttefik Çekoslovakvanın hududlarma dokunmıyacağına dair Hariciye Vekilimizle îran olan teminatı hakkındaki suale karşı da Hariciye Veziri arasında Başvekil demiştir ki: Ankara 1 7 (Telefonla) • Sadabad c Almanyanm Çekoslovakya hükupaktının Iran meclisi tarafından tasdikı meti nezdinde müsaid ve teskin edici münasebetile İran Hariciye Veziri vekili bir tesir yapan temînat vermiş olduğuAdle ile Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüş nu haber aldım. Çekoslovakya cumhutü Aras arasında samimî telgraflar teati riyetine karşı olan taahhüdlerimiz Kücük Antant çerçevesi çinde mütekabil olunmuştur. taahhüdlerimiz cümlesindendir ve hükumetimiz bu taahhüdlere riayet ede Paris 17 (Hususî) Paris borsasının cektir.» (a.a.) PARİS BORSASI Modern Türkiye mecmuasında, sonuna gelmediği için neticesi intişar etmemiş bir seri yazımdaki fildrler üzerinde acele hükümler veren bir arkadaştart, geçen gün, bir makalemde bahsetmiş ve nüanslara riayet edilmesini istemiştim. Bu arkadaş, gazetesinde verdiği cevabda, nüanslarla değil, «dobra dobra» konuşmayı tercih ettiğini yazıyor. Nüansı olmıyan düz ve kaba mevzularda, bu arkadaşm istediği tarzın bir kıymeti olabilir; fakat her biri ötekine sayısız nüanslarla bağh mücerred fikirlerden mürekkeb bir mevzuda dobra dobra konuşmak, nazik bir göz ameliyatını kasab satırile yapmıya benEvet burada duralım ve düşünelim. Beraber dolaştığımız arkadaşa dedim zer. Ellerine aldıklan mevzuun başı ki yıllarca evvel (Yeşil Ankara) başlıkh Işittiğim doğru ise yapılacak gölün etnı gözünü yaranlar, işte bu koskoca makaleni lüzumsuz bir mubalâğa gibi rafı kapalı olacakmış. Yani bir takım lonüansı bile anlamıyanlardır! görmüştüm. Amma şimdi düşüncemin kanta, kahve şu ve bu gibi şeylerle ağaclar, suyun sathı etrafmda bir muhasara PEYAM1 SAFA rengi bütün bütün değişti. Artık o da yeçemberi çevirecek ve onu bizim gözleriiil! mizden saklıyacakmış! Şu hikâyeyi niçin yazdım? Eğer bu gerçekten böyle ise bence çok îşte şimdi okurların lutfen onu dinleyaztk! Çünkü o zaman en güzel ve anmesini rica edeceğim: cak Ankaraya mahsus bir manzara deAvrupanm bir çok bayındırlık merke ğil, başka yerlerde de raslanabilir alelâIBaşmakaleden devam\ zini görmüş olanlar bilirler ki bugün se de bir havuz görmüş olacağız! Mussolini kendi realismine göre günün vimli ve (modern) bir Ankara şehri varbirinde nasıl olsa tahakkuk edecek olan Öbür takdirde ise... Alman birliğine mâni olmak teşebbüsle dır. Ve bu şehir müsvedde halinden çıkDaha şimdiden geniş, ferah ve aydınrini lüzumsuz bulmuştur. Avusturyanın mıştır. Ankara toprağının, Ankara taşı lık bir tabiat üzerinde güzel bir suyun istiklâli üzerinde ısrar etmek Berlin Ro nın ve Ankara havasile ışığının nasıl di yapabileceği gündüz ve gece füsunlarını ma mihverile kabili telif olamaz. Alman yeyim? adeta (rasyonel) bir mizacı ol görebiliyorum. Ve gönlüm istiyor ki bu ya ile İtalya arasında bir harb tasavvur duğuna dikkat ederim. Tabiat burada göl işi bittiği gün Nafıa Vekiline tebrikeylediği takdirde ise Alman orduları na ümmanlar gibi uzanıp genişliyen ovalar lerimi sunarken kendisini dediğim mansıl olsa birkaç saat zarfında Brenner'de ve üzerlerine renk, ışık cihanları boyanıp zaranm karşısında bulayım ve ellerini îtalyan ordusunun karşısındadırlar. Hal silinen ufuk muşambalarile doîudur. orada sıkayım! buki Berlin Roma mihveri şimdilik Öyle gün batılan görülür ki göklerin üsFazü Ahmed Ayhaç İtalyaya birçok menfaatler temin ediyor. tünde vakuttan denizler, onun üstünde O halde önüne geçilemiyecek bir vaziyet uğrunda bu mihveri neden feda etmeli? Şu sözlere dikkat ediniz: « Avusturyanın istiklâlinde îtalyanm menfaati vardır, fakat Avusturyada(Baş tarafı 1 inci sahifede) ki ekseriyetin istiklâli istemesi şartile..» Kongrenin esası Atatürkün direktif Duçe, Berlin Roma mihveri kurulur leri dahilinde çizilmiş olan hükumet progkurulmaz Avusturyayı kendi haline bı ramındaki ziraî kalkmmaya aid esaslarm raktığmı ve Başvekil Şuşnig'e bunu tahakkuku için düşünülen çarelerin tes Hankeo 17 Çin telgraf ajansı 16 açıkça söylediğini iddia ediyor: tarihile bildiriyor: bitidir. « 1936 nisanmda Venedikte AÇinliler Şansinin şimal batısmdaki PuKongreyi Başvekil Celâl Bayar mü vusturya Başvekili Şuşnig'le yaptığım him bir nutukla açacaktır. Bir komisyon çeuyu gri almışlardır. Düşmanm Tun^pu mülâkatta Avusturya istiklâlinin tamami tarafından esaslan hazırlanmış olan top demiryolu boyunca hareket noktalarını ge le dahilî mahiyeti haiz bir mesele oldu rak kanunu da ruznamenin başhca mev nişletmek teşebbüsü feci surette akim kalmıştır. ğunu ve Berlin Roma mihverinin Ital zulan arsmdadır. yan dış siyasetinin esasını teşkil ettiğini Uç gün süren bir muharebe neticesinDiğer taraftan memleketin on muhtede Japonlar 1000 esir vermişlerdir. Japonsarahaten söyledim.» lif ziraî mıntakaya taksimi üzerindeki * * * çalışmalar da görüşülecekrir. Aldığım ma ların zayiatlan her gün yüzlerce adedi Acaba Avrupa haritasmdaki son de lumata göre Trakya ve Marmara hav bulmaktadır. gişiklik karşısında îtalyanın hakikî duy zası birinci, Ege ikinci, Fethiyeden PaŞansinin batısında Sarınehrin doğu kıguları bunlar mıdır? Siyasî nutukların yasa kadar Adana da dahil olarak Ak yısındaki Paotehi Çinliler tarafından geri daima hususî bir maksadla söylendiğini deniz sahil mıntakası üçüncü, orta Ana alınmıştır. Gene nehrin doğu kıyısında bildiğimiz için kendi kendimize bu dolu dördüncü, Bolu ve Kastamonu ci bulunan Şuntu, Liulin ve Tsikeu Japonîar suali sormakta hakhyız. van dahil olmak üzere Karasudan Baf tarafından tahliye edilmiştir. Şansinin cer ranın garbine kadar olan beşinci, Samsun, nubundaki Japon ku\ vetleri, dünkü kanlı Mussolini Avusturyanın Almancı bir memleket olduğuna kanaat getirmiş bu Tokad, Amasya ve civarının dahil oldu muharebede mühim zayiat vermişlerdir. lunabilir. Maamafih yanyanya nazari ğu mıntaka altıncı, Ordu, Giresun, Trab Şantung'un cenubunda, Çin müdafaas;yat vadisinde kalmış olsa bile İtalya ile zon, Artvin, Gümüşane, Şebinkarahisar nın sağ cenahı, Yençeu'nun 100 kilometAlmanya arasında coğrafî bir tampon ve havalisini ihtiva eden saha yedinci, re doğusundaki Menge;inin'i zaptetmiştir. devletin kendisine temin edeceği fayda Erzincan, Malatya, Elâzız ve kısmen Mart başındanberi Kiatsirli havzasmMaraş havalisi sekizinci, Kars, Ağn, da yapılan baskınlan Çinlilere Lintze, lan inkâr edebilir mi? Fakat işte görüyoruz ki Mussolini Erzurum, Van ve civarı dokuzuncu, Di Kuanagyo, Şaokuang, Çangçan, Yitu ve Berlin Roma mihverinden eline geçire yarbekir, Mardin, Gazianteb, Urfanın Gauanşan'm istirdadmı mümkün kılmış ceği kazanclara Avusturya istiklâlini fe dahil bulunduğu saha da onuncu mıntaka tır. olarak tesbit edilmiştir. da etmiştir. Herhalde yakın bir istikbalde tahakBu mıntakalar idarî taksimata göre kesir, Bursa ve civarı B, Beykoz, Şile ve kuk ettirilmesine çalışıldığmı kuvvetle değildir. Esasen tabiî avarız da mıntaka Kandıra civarı C tâli mır.takaları olarak tahmin ettiğimiz bu kazanclar nelerdir? hududlarını çizmiş bulunuyor. Her mm tesbit edilmiştir. Ege mıntakası: Manisa, Franko orduiarının son günlerde yıl takada ayrı ayn üç ay yapılan tetkikler İzmir, Edremid A, Aydın, Nazilli, Urdırım süratile İspanyayı baştan aşağı ayni mıntakadaki iklim şartlannın da ayni la, Söke B, Denizli, Muğla ve civan C, zaptetmekte olduklanna bakarak Cebe olduğunu, hatta sulann dahi her mınta Uşak, Eşme, Dinar, Sandıklı D, Isparkadaki akış istikametlerinin bir olduğunu ta ve Burdur havalisi (Göller havzası) lüttankı düşünüyoruz. göstermiştir. Her mıntaka, ayrıca tâli E mıntakalan olmak üzere beş tâli mıntaBeri yanda Akdeniz var. mıntakalara aynlmıştır. Meselâ bir nu kaya aynlmıştır. Şimalî Afrika mı? Bu mıntakalarda zîraî merkezler, is Bütün dünya endiselerinde haklıdır. maralı mıntakada Kırklareli, Edirne ve havalisi A, Tekirdağ, Çanakkale, Balı tasyonlar tesis edilecektir. NADÎR NAD1 Avusturya karşısında ilhakı İtalya Büyük ziraat kongresi 18 nisanda toplanıyor Çinlilerin zaferi Birçok kasabalar Japonlardan istirdad edildi Bayrak hakkındaki imzasız mektub sahibine Bayrak, sorduğunuz şekilde, tezyinat; olarak kullanılabilir. Bayrağımız, mu rabba değil; mustatildir. Vergiler nasıl tenzil edilecek? [Bastarafi 1 inci sahiieâe} Projeye bir cetvel bağlanmıştır. Küçük, orta ve yüksek maaş ve ücret sa hibleri muhtelif kısımlara ayrılmak suretile bunlardan kesilecek kazanc, buhran ve muvazene vergisinin birleştiril mesinden hasıl olan yeni nisbet ve tenzilât bu cetvelde tesbit olunmuştur. Evvelce de bildirdiğim gibi Hava Kurumu vergisi aynen muhafaza olunmaktadır. Buhran ve muvazene vergilerinin birleştirilmesi ve hasıl olan nisbetlerde tenzilât yapılması devlet varidatına vılda dört buçuk, beş milyon liralık bir tesir yapacak mahiyettedir. Hazırlanan cetvelin ana çizgileri henüz kat'î olarak bilinmemekle beraber mütem mim malumata göre meselâ ayda 100 lira ücreti olan bir istihkak sahibi bugün eline geçen paraya nisbetle önü müzdeki hazirandan itibaren üç, dört lira fazla para alabilecektir. Maarif Vekili Ankarada Ankara 17 (Telefonla) Maarif Vekili Saffet Arıkan bu sabah geldi.