CUMHURİYET 12 Mart 1938 Çömez zasından olan zata gelince, günden güne soluyor ve eriyor. Sabır karıcığım sabır, güzel günler uzak değildir. Kahramanlarımm izini adım adım takib ediyorum. Tekrar ediyorum, onları bir saniye ol sım gözden kaçırmıyorum. İtiraf ederim ki onları sıkboğaz etmek istediğim ümidsizlik anlarım da olmuyor değil. Ara mızda, bu kadan da fazla oluyor...» Kahramanlannı böyle adım adım takib etmek keyfiyeti Vaultier'yi çalışma masasmın başmdan ayırmıştı. Hergün, gittikçe eskiyen elbiselerile, kahramanlarının sıhhatini sormağa gidıyordu. CasimirPellissier sokağmda, 28 numaralı apartımanın merdivenlerini bir nefeste hrmanıyor ve kalbi halecanla çarparak kapıyı çalıyordu. Orta hizmetçisile ahbablık tesis etmişti: Matmazel, diyordu her seferinde, üstad geceyi tehlikesiz geçirdiler ya. Eh.. Fena değil fakat zavallı adamm günleri sayılı. Sabık tarih muallimi, o zaman şöhreVe hizmetçi kız, önlüğünün kenarile tinin evci balâsında olan böcek âlimi Bouriscot'ya karşı prestiş derecesine va yaslı gözlerini siliyordu. D'Assas sokağmda, generala yaptığı ran bir hayran besliyordu. ziyaretlerde de aldığı cevab ayniydi ve Hatta Bouriscot'nun romanımsı bir biyografisini yazmıştı ve henüz neşre Vaultier, cesareti kırılmış, ümidsiz bir dilmemiş olan dürtyüz sahife imtidadın halde oteline dönüyor ve kendi kendine ca, çocukluğunun, gencliğinin ve olgun söyleniyordu: Domuzlar! Yedi canlımıdırlar neçağının mümeyyiz vasıflannı unutmaksızın, yükselişinin sebeblerini tahlil edi dirler. Bir türlü gebermek bilmiyorlar. Günler, haftalar, aylar resmigeçid yordu. Pariste, Lyon garında inerken Vaul yapıyor ve ayni cevablar şaşmadan birbitier onu düşünüyordu. Hayatını kazan rini takib ediyordu. Kapıcılar ve hizmetçiler, her sabah, emak için, eserine ve profesö'r Bouriscotfendilerinin sıhhat haberini soran bu nun minnettarlığına güveniyordu. Çok geçmeden teşebbüslerini kısmak mecbu mösyöye karşı bir sempati duymağa başriyetinde kaldı, zira şöhretşiar Bouriscot lamışlardı. Akademi azasından olan zakendisini kabul etmemişti. Karısı ve ço tın hizmetçisi, Vaultier'i her görüşünde: Ah efendim, siz onu nekadar çok cuğile sol sahilin aşağılık otellerinden biseviyorsunuz! diyordu. rine yerleşmiş olan Vaultier, kendisini Ve generahn kapıcısı, Vaultier'ye. bir kibar ve profesyonel bir lâkaydi ile karsır tevdi eder gibi, ellerini hararetle sıkaşılıyan birçok tâbilere uğramışh. Beş ayn kitabevi için, eserini beş nüsha olarak rak fısıldamıstı: A h ! Zavallı generalin bütün dostdaktilo ettirmişti. Her hafta, safdil ve lan muhabbetlerinde sizin gibi sadakat emin, kitabcılara uğruyor, fakat rıer seferinde: «Edebî heyetimiz henüz top gösterselerdi! Ve beklenen felâket üç gün içinde vulanmadı» cevabını ahyordu. kubuldu. Ve rüyasma girmiyen şey vuku buldu. Akademi azasından olan zat ameliyat Bir sabah, her ne işi varsa terkedip büoldu, rengi geldi, iştihası geldi ve otuz yük tâbi Boock'e uğramasını bildiren bir üçüncü defa olarak üç kişilik evlilik romektub aldı. Küçük bir değişiklikten manlarına yeniden baslıyor. sonra Bouriscot'ya dair eseri derhal matGenerale gelince, Voronof aşısı yapbaaya gönderildi. Kitabcıdan keyiüi ketırdı Ve şimdi tekrar ata binebiliyor. yifli çıkarken, gazete satılan bir barakaVe Vaultier hususî mekteblerden bi nın camekânında gündelık gazetelerden linde moallim muavini olmak mecburibirinin ilk sahifesinde büyük böcek âliyetinde kaldı. Bununla beraber edebî idminin ö'lümü haberini omuzlarmı silkerek dialarından vazgecmiş değildir, fakat okudu. Şimdi, tâbiin, pılıyı pırtıyı toplajanrını değiştirdi. Bu anda, «ölülere ayakyıp öteki dünyaya hicret eden bir ada kabı giydirmeğe kalkısmıyalım» serlevhamın biyografisini neşretmekteki acelesini sı altında Mark Tuainvarî bir fanteziyi anlıyordu. bitirmek üzeredir. Fakat Vaultier'nin kendine tükenmek Çevtren: bilmez bir itimadı vardı ve kitabının büCEVAD SADIK tün kitabcı camekânlannda gb'rüneceğini düşündükçe içi içine sığmıyordu. Büyük tâbi Boock, hiç ehemmiyet vermıyormuş gıbi, eserini istihkarla kar şılamıştı: Bu cins kitablar artık satılmıyor, diyordu. Şımdi biyografist oldunuz çıktınız. Ve gayet mahremane ilâve etmişti: idaresindeki İnanın bana. Bu branşta ihtısas kazanmalısınız. Bir ayağı mezarda olan meşhurları gözetleyin, zira eserlerinizi ancak onlar öldükleri zaman basabili Zenci cazının iştirakile rim. Meselâ az daha harbi kazanacak olan General X son günlerini yaşamaktadır. Sokakta elarabasile gezdirıldiğini Sahnede yeni numaralar. duydum. Ve Akademi azasından Z . . A h ! bu zat için acele etmeniz lâzımdır. Hergün b'lüm haberi bekleniyor. Vaultier nasıl teşekkür edeceğini bilemiyordu. Böylece, nihayet hayatını kaYemekler, Zenci cazn n tezanmak imkânlarına malik olmuştu. Birrennümatı arasında saat 20,5 kaç hafta zarfında «hayatları» malze ta ve oyunlar saat 22 de mesini topladı, onları mülâkatlarla, ha başlar. tıralarla ve aile fotograflarile süslüyordu. Akademi azasından olan zat üç kişilik Telefon: 42690 evlilik hayatlarında mütehassıs geçini yordu, yani daima kocadan, karıdan ve Korku, heyecan ve dehşet âşıktan dem vurmuştu. Generale gelinfilimlerinin baş ariisii ce, onun ayakta, at üstünde, tayyareden inerken, hücumdan evvel askerlerini cenge davet ederken, muhtelif resimlerini teEn son çevird'ği darik etmişti. Kendı çahşmasından ol dukça iftihar duyuyordu. Büyük tâbi Boock buna memnun oldu ve müsved delerini görünce Vaultier'yi tebrik etti. Bu üç aylık arama devresi rnuharriri gerek vücudca, gerekse nakden harab düşürmüştü. Vaultier genc karısını ve çocuğunu taşraya, doğduğu memlekete göndermek mecburiyetinde kalmıştı. Kansına şöyle yazıyordu: «Cesaret karıcığım. Eserlerim hüsnü Sineroasjnda devam edyor. kabul görüyor. İtiraf etmek lâzımdır ki, bedelleri ancak, hayatlarından bahsettiğim adamların ölümünde ödenecektir. Anlarsm ve bilirsin ki bu çeşid kitablar aktüalite ile atbaşı gitmelidir. Bunun için N Lil Dagover sabırlı olmamız gerektir. «Kahramanlafm EKLER JURNAL nm» neredeyse mezarı boylıyacaklar. M Onları tanıyor ve gözetliyorum. Geçen A ve iJâveten ilk seansta rafta, Generali elarabasmda gördüm, seksen beş yaşındadır, uyuyordu, gör sen canlı bir cenaze dersin. Akademi aBir teşrinisani akşamı Pariste Lyon garının rutubetli istasyonunda indiler, erkeğin ellerinde iki ağır valiz vardı; ka dın ufaktefek, silikti, kucağmda, kundağınm bezleri arasından küçük pembe burnu görünen sekiz aylık bir çocuk taşıyordu. Vaultier Parise hayatmı kazanmağa geliyordu. Taşra mekteblerinden birinde tarih hocasıydı. Serbestisini ve azlini pek de bayağı olmıyan bir hâdiseye medyundu. Mekteb müdirile aralannda kara kedi vardı, vilâyet gazetesinde müdüriin öldüğü haberini neşrettirmiş ve görülmemiş bir rezalet koparmıştı. Mekteb mü dürü, bütıin bir sabah, sıhhatli sıh hatli, bahtsız dul kansına gelen çi çekleri ve taziye mektublarım almıştı. Tetkikal ve tahkikat muzibi meydana çıkarmış ve mektebin haysiyet divanı Vaultier'ye istediği kadar muziblik yapabilmek imkânım bahşetmişti. 1 mm Greta Garbo'nun kocasının hayatı Stokovski Leh muhacirle. rinden bir flütçünün oğludur ^ 15 Mart Salı günü akşarrn T U R A N tiyatrosunda San'atkâr NAŞiD ve arkadaşları ıki büyük heyet birlikte. Naşid, Vasti Rıza, Hazım, Muammer, Bedia, Neyyire Neyir, Halide, Şevkiye, Tekmîl kadrosu Dekor ve gardiroblarile "A Y N A R O Z K A D I S I,, 6 perde mmı R A D VO Ru orogram j HARB OLUYOR! TARİH BİR DAHA BU KADAR KANLI VE VAHŞİYANE BOĞUŞMAĞA SAHNE OLAMAZ. BÜTÜN TÜRKİYE GÖRMELİ ! KARTAGA MUHAREBELERH T Ü R K Ç E ve JOAN CRAWFORD CLARK GABLE'in çok nefis ve yeni eseri G Ö N Ü L Y O L U fALEMDAR \ fMİ LLî Stokovski bir orkestrayı idare ederken Dünyadaki şaşılacak islerden biri de hiç şüphesiz İsveçli yıldızın geçırdıği son ask macerasıdır. Cihanın zengin, fakir binlerce genc yakışıklı erkeklerinin bir küçük iltifatı için servetlerinden, hayat larından büyük bir kısmım feda edecekleri Greta elli beş yaşında açık renk gözlü ve beyaz saçlı bir yaşlı adama gönul verdi ve onu müstakbel kocası olarak intihab etti. Leopold Stokovski 18 nisan 1882 de Londrada doğmuştur. Babası J. S. Stokovski Lehistandan kalkıp Ingiltereye bes on para kazanmak için gelmiş bir muhacirdir. Londrada flüt çalmakla işe başlamış ve rahat bir hayata kavuşacak kadar tanınmış bir musikişinas olmuştur. Fakat onun gayesi bütün dünyaca meşhur bir san'atkârlık mertebesine erişmekti ki buna ancak oğlu muvaffak olmuş tur. On yaşından itibaren büyük bir musiki istidadı göstermeğe başlıyan Leopold, Londra Musiki Kollejinde okuduktan sonra büyük üstadlardan piyano, keman, org dersi almış, annesinin oturmakta olduğu Parise giderek oradaki konservatuara devam etmiş, pek az zaman zarfında bu müessesenin en parlak ve en mü#7 taid bir talebesi olmuştur. . . . . .... On sekiz yaşında Londraya dprjen Leopold, Sen Ceyms kilisesinin Orgculuğunu deruhde etmiş, şöhret sahasına ilk adımlarını bu suretle atmıştır. Bir müddet sonra Paris Konsenratuarmdaki ar kadaşlarından Amerikalı bir kızdan kendisini yeni dünyaya davet eder bir mektub almış, orada bir mevki yapacağına kail olduğu için hemen Niyork'a hareket ebniştir. Amerikada birçok konserlerde müte madî alkışlanmasma rağmen muhitine ve insanlarına pek alışamadığı için daima Avrupaya dönmek hulyasını besliyen bestekâr 1908 de Londraya gelerek hayatında yegâne aşkını teşkil eden macerayı geçirmiş ve sevgilisi tiyatro artısti Olga Samorf'la evlenmiştir. Bundan sonra karısile beraber tekrar Amerikaya giden Leopold, Filadelfi ya'lıların en çok sevdiği bir san'atkâr olmuş, meşhur Polig'i istihlâf ederek Amerikanın en büyük orkestrasının başına geçmistir. 1914 te bir kızı dünyaya gelmiş ve kansı tiyatro hayatından çekilmiştir. *** Bir san'atkârın kazanacağı muvaffakiyetin azamisine mazhar olmuş olan bes tekâr aile hayatında hicbir zaman saadete erişememiş, nihayet karısından aynl mış, o zamandanberi kendisine mev'ud ebedî eşi aramaya koyulmuştur. Bir aksam Holivud'da İsveçli yıldıza tesadüf ederek hayalinde yaşattığı tipi bulduğuna kail olan Leopold, Greta'dan sempatisine mukabele görünce dünyanm en bahtiyar adamı olduğunu pervasız söylemiştir. Bugün 55 yaşındadır, güzel bir eıkek değildir, gözleri açık renk, saçları beyazdır. Fakat bütün bunlar, onun dünyanm en büvük yıldızı tarafından sevilmesine mâni olamamıştır. Hiç şüphesiz yakında bu büyük aşkın meşru bir rabıtaya bağlandığım da ha'oer alacağız. ^C «Bitmemiş senfoni» kafıramanla rından Luise Ulrih «Sevgili» isminde bir filim çevirmektedir. Kordelânın diğer artistleri arasında Viktor dö Kova, Hans Moser de vardır. Rejiyi Gustav Uçiki idare etmektedir. •jt «17 L. B. nin esrarı» çok meraklı bir filim olacaktır. Rejiyi Turjanski idare etmektedir. Başrolleri Villi Brigel, Rene Deltegen, Hilde Vaysner oyna maktadırlar. JC Lilian Harvey'in son filmi «Kariçyo» nun son sahneleri çevrilmektedir. Kordelâyı rejisör Karl Ritter idare et miş ve Lilian'a Viktor Staal, Paul Kemp partönerlik etmiılerdir. SARAY 16 MART CARŞAMBA saat 21 SİNEMASINDA TARİHÎ TÜRK MUSİKİ KONSERİ ME S* U D C E M I L ve ARKADAŞLARI Biletler gisede satılmaktadır Samatya Ş E N sinemada bugün iki tilm birden İLK GECE BiZ DE İNSANIZ Henry Berjıstein'in meşhur ve mükemmel eseri ve Paris tiyatrosunda büyük muvaffakiyetler kazanan dramı SEVGİLİDEN GELEN İLİ G A B Y ( Messager ) filminin en büyük rolü, büvük Fransız artisti MO R L A Y tarafından calibi dikkat bir tarzda yaratılmaktadır. Sahne arkadaşları: JEAN PİERRE AVMO1ST ve JEAN GABİN Bu hafta S Ü M E R sinemasında zaferden zafere kosmakta ve her seansta salonu doldurmaktadır. İlâveten : FOX JURNAL dünya havadisleri ANKARA: 12,30 muhtelif plâk neşriyatı 12,50 plâk: Türk musikisi ve halk şarküarı 13,15 dahili ve haricî haberler 13,30 plâk neiriyatı 13,35 çocuklara karagöz: (Kuçus Ali) 19,15 Turk musikisi ve halk şarkı ları: (Servet Adnan ve arkadaşları)20,00 saat ayarı ve arabca neşrıyat 20,15 Türk musikLsı ve halk şarküarı: (.Salâhaddıiı ve arkadaşları) 21,00 musıkl konuşması 31.15 stüdyo salon orkestrası 22,00 ajans haberleri 22,15 yarınki program. ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikLsi 12,50 havadis 13,05 plâkla Turk musikisi 13,30 muhtelıf plâk neşriyatı 14,00 SON 18,30 Emmonu Halkevi gosterit kolu tarafından bir temsil 19,00 mandolin ve gitara: Zekeriyya Tavman ve gıtarLst Plarder 19,30 konferans: Universite namına profesör Obendorfer. (Insan kanseri ve mucadelesi) 19,55 borsa haberleri 20,00 Sadi Hc§ses ve arkadaşları tarafından Türk muslkisi ve halk şarkıları 20 30 hava raporu 20,33 Omer Rıza tarafından arabca soyiev20 45 Semahat Ozdenses ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarküarı, (saat ayarı) 21,15 klâsık Türk musikisi: Nuri Halil ve arkadaşları tarafından 21,50 ORKESTRA 22,45 ajans haberleri 23,00 plâkla sololar; opera ve operet parçaları 23,20 son haberler ve ertesi günün programı 23,30 SON. VIYANA: 18,40 karışık yaym 20,50 MUSİKİ YAYINI 22,20 ŞARKILAR VE OPERA PARÇALARI 22 50 gramofon 23,15 haberler23,25 ESKI VIYANA MUSİKİSİ. PEŞTE: 18,35 PİYANO MUSİKİSİ 19,40 MA CAR ŞARKILARI 20,35 pıyes 22,05 haberler 22,25 ORKESTRA KONSERİ 23,35 ÇINGENE ORKESTRASI 24,20 DAN3 MUSİKİSİ 1,10 son haberler. BUKREŞ: 18,05 HAFİF MUSİKİ 19,05 konferans19,20 HAFIF MUSİKİ 20,05 konferans, gramofon ve saire 24,20 DANS MUSIKISI22.35 haberler 22,50 HAFIF MUSIKI23,50 haberler, gramofon. LONDRA: 20,05 KONSER: Mendelson'un eserleri 20,50 KARIŞIK MUSİKİ 21,25 haberler, Org musikisi, piyes 22,45 MUSİKİ: Şu bert'ın eserleri 23 25 DANS MUSİKİSİ 24,05 haberler 24,35 DANS MUSİKİSİ 1,35 ORG MUSİKİSİ VE ŞAN 1,55 haberler. PARİS [P. T. T.]: 18,20 şarküar 18,50 SENFONİK KON SER: Bah, Brahms, Bethofen'in eserleri20,50 gramofon, haberler, varyete 22 35 opera yayını 23.15 piyes 23,55 DANS MUSİKİSİ 24,35 haberler, kanşık yayın, piyes. ,AZAK S İ N E M A S I N D A FRED ASTAİRE ve GİNGER ROGERSHn Acı bir ölüm Jandarma Umum kumandanı Gene ral Nacinin validesi ve Emniyet Işleri Umum müdürü Şükrünün kayınVSlidesi vefat etmiş ve cenazesi dün Beyler beyindeki ikametgâhmdan kaldırılarak makberi mahsusuna defnolunmuştur. Cenazede Jandarma Umum kumandanı General Naci ile Emniyet İşleri Umum müdürü Şükrü, jandarma ve polis müfrezeleri, şehrimizdeki jandarma zabitleri ve Emniyet müdürlüğü erkânı hazır bulunmuşlardır. General Naci ve Emniyet İşleri Umum müdürü Şükrüye derin taziyetlerimizi bildiririz. 1VALS Bu senenin yegâne DALGASI filmi filimleri GARDEN'de Miss B Y R O N Bu akşam u Senenin en büyük 2Rişard T*T/°I DİK^İn s o n f i l m i mızda H A F İ Y E görebileceksiniz. bekleyiniz. LJL* 0lljA.lldUM\LiJ±t\. Gelecek hafta (Türkçe olarak) (Alexandre Duma'nın QWT ATJC/^TyT A T ) Bu filmi valnız sinemaSabırsızlıkla BENNYPEYTON 4 nefis kap yemek 250 kuruş r Ş E Y H Pangalh K U R T U L U Ş Zafer teranelerile Inliyor Sineması ^ İkinci haftası da ZAFERLERİN ZAFERİ olmuştur. Son günlerinden istifade ediniz. Suvarede : 8,30 Şeyh Ahmed: 9,30 da başlar. ^^m^mmm^^^m^mm A H M E D * DANSLAR DEVAM EDiYOR BUYUK GALA İ P E K sinemasmda KAHKAHA HAFTASI ; ^ N. Dünyanm en büyük komikleri karşı y\? karşıya 2 büyük Türkçe komedi ÜZ Hlmi birden. 1LÖRELHARDİ FAKA BASMAZ Türkçe sözlü 2Ûç Ahbab Çavuşlar (Türktje sözlü, dayanümaz derecede gülünçlü, taklidli komedi) DİKKAT: FÎATLARDA ZAM YOKTUR. Bugün saat birde talebe matinesi ^ • • • i B ^ ^ M • Küçuk ve büyükler.... Bütün Istanbul halkı.... ^ • • • ^ • ^ i ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ BORIS KARLOFFun Bugün A Z A R. SA K A R Y A 1 ClTipIC İH s o n sinemasına zarnaolarda Fransızca olarak G E CE ANAHTARI koşacak ve sevimli o l l i r i C V VİCTOR Mc. LAGLEN'in yüzlerce figüran ile çevirdiği Fudyard Kiplıng eserinden ve tamamen Hindistanda geçen D ^ / N C \3 ^ ^ \3 ^m^ takdir nazarlarile seyredecektir. Herkes için bir tilmdir. Çocuklara hususî tiatlar. Gördüğüniiz filinılerin en fevkalâdesini görünüz. ALKAZAR tmsals z muvaffakiyetlerle T ? Krulzer Sonat İSTİKLÂL FEDAİLERİ WİLLİ ' ~°EL TÜRK SİNEMASINDA (Fransızca ) VİCTOR STAAL HANSİ KNOTEK URSULA GRABLEY A Müzik Heyecan Harb Ihtilâl Saray safahatleri, Müzik ve raks âlemleri, meraklı ask maceralan, istibdada karşı acılan ihtilâl, binlerce kişilik ordulann iştirak ettiği istiklâl mücadelesi, herkesi ilâkadar eden muazzam film. Matine «aat 1 de N * Atina kaçakçıiarı