CIIMHURİYET 27 Şubat 1938 Balkan Konseyi dün müzakerelerine devam de ettî Salihliden kaçan Karışık dünya içinMaliye tahsildarı de tek, Ülker yıldıPolise teslim oldu ve zı: Balkan Antantı suçunu itiraf etti Salihlide maliye tahsildarı iken zimmetine 480 lira geçirerek kaçan Süleyman oğlu Mustafa, îstanbulda polise teslim olmuştur. Dün Sultanahmed birinci sulh cezada açık sorgusu yapılan tahsildar hâdiseyi şöyle anlatmıştır: « Salihlide maliye tahsildarı idim. Memuriyet zamanunda tahsilâtınu muntazam surette yapar ve parayı günü gününe bankaya yatırırdım. Geçen ay sonunda bir gün gene tahsılâttan sonra irsaliyeyi hazırladım. Fakat vakit geç idi, banka kapanmıştı. Parayı öğleden sonra yatırmağa karar verdim. Yemekten sonra daireye gelirken ceblerime baktım, para voktu. Bir çılgına döndüm. Ötede beride dolaşmağa başladım. Bu vaziyette istasyona gelmişim. Hareket etmek üzere olan bir trene bindim ve bu suretle îzmir yolile bir serseri gibi şehir şehir dolaşarak tstanbula geldim. Burada hangi polisi görsem korkuyordum. Paranın nasıl kaybolduğunu hâlâ anlıyamadım. Burada kimseyi tanımam. Beni Salihliye gönderin.» Reis Reşid sordu: « Peki, bu bir ay zarfında yaphğın masrafı nasıl ödedin?» Tahsildar $u cevabı verdi: « Otuz beş lira kadar şahsî param vardı. Onu sarfettim. Cebimde kalan son 2 lirayı da polise teslim olmadan evvel fıkaraya dağıttım.» Reis Reşid, suçlunun mevkufen Salihliye gönderilmesine karar verdi. [Başmakaleden devam] Fransız Meclisi heyecan içinde çalkanıyor «Akdenizde vaziyet fena ise biz Ingiltereden daha azmı tehlike içindeyiz?)) \Ba$tarafı 1 inci sahiiede) Başvekiller, Ankara istasyonunda millî marşlan dinliyorlar IBaştarafı 1 inci sahi1ede\ zerindeki görüş birliğini tesbit eden esaslı E. karar suretleri hazırlanmıştır. Gece, Ankarapalastaki yemek dolayısile yapılan toplantıda da samimî hasbihaller şeklinde konuşmalara devam edilmiş ve zaman zaman Hariciye Vekilimizle Konsey Reisi General Metaksas, M. Stoyadinoviç ve Rumen delegesi M. Comnen arasında konuşmalar yapılmıştır. Bu konuşmaların samimî bir hava içinde devam ettiği görülmekteydi. Bu toplantı samimî bir hava ve neş'e içinde saat ikiye kadar devam etti. Misafir murahhaslar, yarm da çalışacaklanndan saat ikide salondan aynldılar. Bugünkü müzakereler Ankara 26 (Telefonla) Balkan Konseyi, yarm da müzakerelerine devam edecektir. Müzakerelerin muhtelif celseler halinde geç vakte kadar süreceği ve neticeleneceği tahmin ediliyor. Yarm (bugiin) Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri Şükrü Kaya ta rafından Balkanlı delegeler şerefine bir öğle ziyafeti verilecektir. Başvekil Celâl Bayar tarafından da misafirlerimiz şerefine Ankarapalasta bir akşam yemeği verilecek, yemeği suvare takib edecektir. Yugoslav heyeti yarm gece saat 1 de kalkacak olan hususî trenle şehrimizden ayrılacaktır. tktısadî meseleler de tetkik ediliyor Bugün hazırlanan karar suretlerî ü zerinde müzakereler açılacaktır. Bal kan Konseyinin müttefik devletleri alâkalandıran haricî meselelerden başka karşılıklı iktısadî münasebetleri de tetkik ettiği anlasılmaktadır. Konsey toplantıları nihayet bulduğu takdirde yarın gece resmî bir tebliğ neşredilecektir. İsmet İnönünü ziyaret Ankara 26 M. Metaksas ve M. Stoyadinoviç, bugün îsmet İnönünü ziyaret etmişlerdir. Belgrad matbuatımn nesriyatı Belgrad 26 Gazeteler, müttefik devletler mümessillerine Ankarada ya pılan samimî hüsnü kabulü büyük manşetlerle tebarüz ettirmekte ve Rüştü Aras ve Metaksas'ın nutuklannı tefsir ederek Balkan tesanüdüne bilhassa işaret eylemektedir. Belgrad 26 Başmakalesini Balkan Antantı konferansına tahsis eden Sloven gazetesi diyor ki: Avrupanm ekser kısmında birçok kargaşalıklar hüküm sürmekteyken, Balkan konferansı, güzel ve ferahlı bir hava içinde Ankarada toplanmış bulunuyor. Bu gün Balkanlarda sulh hüküm sürmektedir, halbuki dünyanın diğer kısımları bir ateş yuvasıdır. Balkan Antantı, bütün dünyanın memnuniyetle telâkki ettiği bir neticedir ve Balkanlar muhadeneti ese Atatürk, misafirler şerefine çay veriyorlar Ankara 26 (Telefonla) Cumhurreisimiz Atatürk, yarm saat 17 de misafirler şerefine bir çay verecektir. Bu çayda misafirlerle Vekillerimiz ve askerî şura heyeti azalan bulunacaklardır. rini vücude getirenler, haklı bir surette bundan iftihar duyabilirler. Dört müttefik memleketten her biri, Balkanlann bugünkü sükunetli, muvaffakiyetli ve heyecanlı vaziyetinde ayn ayn paylan bulunduğunu hakkile ileri sürebilirler. Müttefik Balkan memleketleri arasındaki sadakat ve karşılıklı itimad hisleri yalnız fazlalaşmakla kalmamış, fakat ayni zamanda tesanüd de kuvvetlenmiştir. Gazete, bundan sonra, Yugoslavyamn komşularile uzlaşma eserini bahis mevzuu yapmakta ve Yugoslavyamn bu suretle Balkan Antantının liyakatli bir azası bulunduğunu ispat eylediğini tebarüz ettirmektedir. Gazete bundan sonra sözlerine şöyle devam ediyor: Balkan Antantı, enternasyonal bir teşekkül olarak semereler vermektedir. Dört devlet arasındaki dostluk, gittikçe resanet bulmakta ve dört memleket devlet adamlan arasındaki işbirliği gittikçe daha sıkı bir hale gelmektedir. Rumen gazeteleri ne yazıyorlar? Bükreş 26 Rador Ajansı bildiri yor: Tarihî plebisitin uyandırdığı fev kalâde alâkaya rağmen, bütün gazeteler, Ankara konferansına geniş sütunlar tahsis eylemekte ve Balkan Antantı azalan arasındaki mütekabil münasebetlerin çok samimî mahiyetini tebarüz ettirmektedir. Balkan Antantının diğer devletlerle münasebetlerini tahlil eyliyen Universal, İtalya ile olan münasebetlerin iyileşmesi üzerinde ısrar eylemektedir. Atatürkün büyük bir portresile ziynetlenmiş bir halde çıkan Cuvantul, diyor ki: Ingilterenin yeni bir haricî siyaset tutması, Ingiliz İtalyan görüşmelerinin başlaması ve nihayet orta Avrupada bazı hâdiselerin vukua gelmesi, Balkan blo kunu yeni bir vaziyet karşısma koymak tadır. Bugünkü içtimaın iyiliği, bütün meseleleri son hâdiselerin aydınlatışı altında tetkik eyliyebileceğindedir. Kon ferans, Balkan Antantının Sovyetler Birliğile olan münasebetleri meselesini unutamıyacaktır. Curentul gazetesi ise, hususî muhabirinin, italya Yunanıstan münasebetlerile Balkan Antantının Bulgaristana karşı vaziyetini tahlil eden uzun bir makalesini neşreylemektedir. (a.a.) Bu vaziyetlere göre Berchtesgaten'de birşeyler yapılmış olmakla beraber esaslı bir mesele halledilmiş değildir. Nutuklardan sonra hükmolunacak hakikat şudur ki sathî pek az istisna ile herşey gene eskisi gibi yerli yerinde durmaktadır. Yalnız şurası var ki Avusturya meselesi bir hamlede halledilecek meselelerden değildir. Bu mesele esasen makul ve mantıkî olan Alman bakımma göre hallolunabilmek için birçok safhalardan geçmek lâzımdır. Mesele bu şeklile gözönüne alınırsa Berchtesgaten anlaşması ancak bir safha mukaddemesi sayılabilir, kadar. Avusturya meselesini zorlamakta Almanyanın âcil bir menfaati yoktur, olsa bile işin aceleye tahammülü yoktur. Avusturyanın Almanyaya iltihakı başta İtalya olarak Avrupa için büyük bir mesele teşkil etmekten hâli kalmıyacağı hiç üphesiz Almanyanın meçhulü değildir. Avusturya Berlin Roma mihverini kıracak kuvvetli bir arızadır. Onun icindir ki Berchtesgaten mülâkatının pamuk iplikleri şimdilik Romayı da memnun etmekten hâli kalmamıştır. îngiliz Başvekilinin Roma ile başlıyacağı müzakereler de bu şartlar içinde dıkkate lâyık neticeler vermeğe pek namzed görünmüyor. Ortada İtalyayı Ingiltere le acele anlaşmağa sevkedecek başlıca sebeb şimdilik mevcud değil farzolunabilir de onun için. Almanya merkezî Avrupayı zorlamadıkça ve zorlamadığı müddetçe îtalya Almanya ile atbaşı beraber giden siyasetini terketmiyecektir. M. Hitler bizce nutkunun en mühim noktası olarak İspanyada Franco'nun zaferini başka türlüsü kabul olunamıyacak bir şart halinde ileri sürmüştür. Bu nokta İtalyayı lspanyol işlerine müdahalede srara sevkeden noktadır. Bu nokta bütün Akdeniz meselesi, bütün Afrika meselesi ve bütün Avrupa meselesidir, ki kolonilerin taksimini de beraberinde bulundurur. Berlin Roma mihveri de işte bütün bu meseleler etrafmda kurulmuş tur. Ingilterenin cihanşümul siyasetini dünyanın her noktasında baltalamağı kendi plânı içine alan bu siyaset yaşadıkça Ingiliz İtalyan münasebetlerinde bir salâh husulünü me'mul etmek safdillik olur. Almanya İspanyadan vazgeçmiyor ve orası için Franco'nun zaferini şart koşuyor. İtalya tspanyol meselesinde başka türlü harekete razı olacak mıdır? Hakikî îtalyan menfaatleri ve sulh hatırı için İtalyanın İngiltere ile cidden anlaşacak bir siyaset tutması elbette çok makul bir iş olur. Fakat alınan taahhüdlerle İtalyanın Berlin Roma mihverinde kendisini bağlıyan zincirlerden kolay kolay kurtuabileceğine ihtimal verilmez. İtalya İspanya meselesinde hakikî bir bitaraflığa dönmedikçe ise İngiltere ile anlaşabilmesine imkân yoktur diyebiliriz. Askerî manevralarını bu yıl şimalî Afrikada yapmağa hazırlanan İtalya İspanyol meselesinde çok ileri gitmiştır. Bu ileri gidişten ricat olunmadıkça İspanyol meselesi yüzünden büyük bir dünya harbinin içtinabı zor bir felâket olduğunu olanca vehametile görmemek körlük olur. Bizce bu dünya harbı Uzakşarkta başlamıştır bile. Japonyayı Çın üzerine Almanya ile îtalyamn te§\ ikleri değilse bile vaziyetleri saldırtmıştır. Nitekim Avrupanın korkunc surette karışık hali İngilterenin Uzakşarka gitmesine değil, o tarafa başını çevirip bakmasına bile mâni olmaktadır. îngiltere Avrupayı ateş ihtimalleri içinde bırakarak bittabi Uzakşarka gidemezdi. Nitekim gidememiştir ve gidememektedir. M. Hitler nutkunda Alman kuvvetlerini çoğaltmak ihtiyacında olduğundan bahsederek bunun az b;r zamanda icabına bakacağnı söylemiştir. Bunu söylemeğe bile lüzum yoktu. Dünyada hangi devlet kuvvetini artırmakla meşgul değil) Almanyanın ayni şeyi yapmamakta olacağını zaten kim düşünüyor? M. Hitler Japonyanın Çindeki hareketlerini doğru bularak Almanyanın Mançuko'yu tasdık edeceğini haber vermiş ve Japonlan pek ziyade memnun eden bu haber Japonyaya Almanya tarafından resmen teblığ de olunmuştur. M. Hitler'in nutkundaki ikinci niyrengi noktası budur, ve bunlar bizce zaten başlamış olan dünya harbinin işaretleridir. Hulâsa son hâdiselerden sonra dahi dünya vaziyetinde değişmiş hiçbır şey yoktur. Şimdiki zimamdarlarmın elinde insanlık uçuruma doğru sürüklenmesinde devam ediyor. *** Dünya işlerinin feci hakikati bu. Ne sereftir, bizim için ki, Balkan Antantı, bütün bu karanlıklar içinde parlıyan kalblere ferahlık ve serinlik verici, biricik Ülker yıldızıdır. Evlenme rökoru yapan Prens! Eski Ispanya Veliahdi gene evlenmek iizere Fransa bütün devletlerle anlaşmak ar zusundadır. îspanyadaki gönüllüler geri çekildiği takdirde Akdeniz için umumî bir anlaşma akdile Habeş meselesinin halli kabil olacaktır. Fakat herşeyden evvel muhatablarımızm kat'î garantiler vermesi lâzımdır.» M. Flandinin nutku > Münakaşalara iştirak eden eski Başvekil ve Hariciye Nazırlardan M. Pierre Etienne Flandin demiştir ki: « Bugünkü münakaşalar son derece vahimdir, zira harb veya sulh bu münakaşaların neticesine bağlıdır. ingiltere Başvekili M. Chamberlain hakikatleri olduğu gibi görmek suretile bir harbin önünü almış bulunmaktadır. Filhakika Versay muahedesinin tesis ettiği sulhtan artık eser kalmamıştır. Milletler Cemiyeti küçük devletleri himayeden âciz olduğunu müteaddid defalar isbat etmiştir. Avrupada muhtelif devletler arasında akdedilen mıntakavî paktlar, devletlerin Milletler Cemiyetine karşı beslediği emniyetin azaldığını isbat etmektedir. Eski vaziyetler tamamıle değıştığine göre, iflâs eden müsterek emniyet sisteminden vazgeçerek bugünkü şartlara uygun sistemlere başvurmak lâzım gelmektedir. İngiltere, Avrupada zuhur edecek ihtilâfların halli için hiçbir zaman silâhla müdahale etmiyeceğini kat'î bir lisanla bildirdiğine göre, Fransa derhal Almanya ve İtalya ile anlaşmalıdır. Eski Hariciye Nazın müteveffa Barthou Lehistanla Çekoslovakyanın da Sovyet Fransız paktına ilhakını temine calıştığı halde bir türlü muvaffak olamadı. Daha sonra vaziyet vahim şekil almca M. Blum Pariste Dr. Schacht ile müzakerelerde bulundu, fakat henüz bilmediğimiz sebeblerden dolayı bu müzakerelerden de bir netice elde edilemedi. Almanya ve italya ile doğrudan doğruya müzakerelere girişmek için niçin başkalarının tavassutunu bekliyoruz? Rendeki ve Akdenitdeki Fransız menfaatleri bu mıntakalardaki Inçrilız menfaatlerinden daha az mı mühimdir? Nekadar da zor olsa derhal Berlin ve Roma ile müzakerelere girişmenin çaresine bakmalıyız.» M. Blum'ün müdahalesi Karısınm ölümündenberi ilk defa ola rak meclise gelen M. Blum, münakasala* ra iştirak ederek, ilk defa Başvekâlete geçtiği zaman Almanya ve İtalya ilç müzakerelere başlamak nabemevsim olacağına kanaat getirdiğini söyliyerek vazifesini ifa ettiğini ilâve etmiştir.» M. Paul Reynaud'nun nutku Bilâhare söz alan eski Nazırlardad M. Reynaud demiştir ki: « Millî müdafaasına 360 milyar frank tahsis eden Fransa Avrupadaki vaziyetini daima ve her zaman muhafaza» ya muktedirdir. Fransanın Avrupada tecrid edilmîj bir vaziyette kaldığı hakkındaki iddialar doğru değildir. Lehistan, Çekoslovakya, Sovyetler Birliği, İngiltere ve Amerika ile irtifaklar ve dostluklarla bağlı bulunan memleketimiz hiçbir zaman kendinî yalnız hissedemez. Fransa geniş imparatorluğunu Req nehri kenarında müdafaa edecektir, Bunun için şimdilik Majino istihkâmları* nin arkasma geçerek sükunetle ve emni» yetle vaziyetin inkişafinı beklemektedir. M. Serol'ün sözleri Bundan sonra söz alan sosyalistlerdeti M. Serol şunlan söylemiştir: « Bugünkü hakikatleri olduğu gibi görmemek tehlıkelidır. Biz sulh istiyoruz ve Avrupanın kollektif hayatından aynl* mak niyetinde değiliz. Bazıların komü < nistlerle mücadele ettiği gibi biz de heı| tarafta faşizme karşı mücadele ediyoruz» fakat Fransanın emniyeti mevzuu bahso* lunca millî birliğe sıkıca sarılır, dahilî mücadelelerımizi keseriz.» ttimad takriri Bu müzakerelerden sonra, sol cenaH fırkalannın meclis grupları bir toplantı yaparak, hükumete itimad beyan edeq bir takrir kaleme almışlardır. Takrir hü« kumetin izahatını dinliyen meclisin müşı terek emniyet sistemi ve Milletler Cemi* yeti Paktı çerçevesi dahilinde sulhu mu< hafaza etmek hususunda hükumete tam itimadmı bildirdiğini kaydetmektedir. Hükumete itimad edildi Paris 26 (Hususi) Müzakereler sonunda, Meb'usan meclisi saat 24 to Başvekil M. Chautemps'ı dinlemiş vq hükumete 2 muhalife karşı 439 reyle itiı madını bildirmiştir. Avusturya Başvekili bu hafta Romaya gidiyor s tarafı 1 inci sahıfede) Kont Kavadonga ve eski refikası bir arada Eski îspanya Krah 13 üncü Alphon se'un oğlu Kont de Cavadonga'nın üç sene evvel, Matmazel Edelmira san Gedro isminde bir kızla evlendiği ve onunla evlenebilmak için hükümdarlık hukukundan ferağat ettiği, fakat bir iki ay sonra bu kızdan ayrıldığı malumdur. Kont de Cavadonga, serbest kal dıktan sonra, Nevyorkta Matmazel Marta Rocafort isminde bir kızla se vişmiş, ikinci defa olarak onunla ev lenmişti. Üç ay evvel ondan da ayrıl mıstır. Sirrdi Amerikadan haber verildiğine göre, Matmazel Rocafort, Tammy Ad kins isminde bir polis memurile nişanlanmıştır. Mart içinde vapılacak olan nikâhı, bütün Amerika, hevecan ve merakla bekliyor. Diğer taraftan, Kont de Cavadonga'nın da Olga Fraya Kellin namında bir sinema artistine gönül verdiği ve yakmda evleneceği de söylenivor. Haberlere konulan başlıklar, İngiliz muhalefetinın antıfaşist delillerine ve Lord Halifax'ın Milletler Cemiyeti le hindeki sözlerinı tenkid eder mahiyettedir. Şimalî İtalya gazeteleri, M. Schuschnigg'ın nutkunda Avusturya istiklâline kat'iyyen halel gelmiyeceği hakkındaki parça ile Roma protokollannm İtalya, Avusturya ve Almanya münasebetlerinde sarsılmaz esas teşkil ettiği hakkındaki fıkrayı ön safta tebarüz ettiriyorlar, İngiliz matbuatı Londra 26 Gazeteler M. Schuschnigg'in nutkunu tamamen neşrediyorlar. Daily Telegraph gazetesi, M. Schuschnıgg'in ilk vazifesı Avusturyanın hürriyet ve istiklâlini muhafaza etmek olduğu hakkındaki fıkrayı bilhassa kaydederek: «Federal şansölye, politikasını bundan daha açık ve daha ku\rvetli bir surette izah edemezdi» diyor. Macar gazeteleri ne diyor? Budapeşte 26 Macar gazeteleri, doktor Schuschnigg'in nutkunu büyük harflerle dizılmış başlıklar altında neşrediyorlar ve istiklâl hakkındaki kısımları bilhassa kaydediyorlar. Pester Lloyd gazetesi ezcümle diyor ki: «Nuhık Avusturya ve Almanya arasında Obersalzberg anlaşmalarile tetevvüç eden anlaşma eseri lehinde bir imanı göstermektedir. Klerial Nemzeti Ujsag gazetesi, nutkun Alman barışmı tahakkuk ettirdiği kanaatindedir. Amerikadaki intıba Vasington 26 Gecen haftanın hâdiselerinden Berchtescjden görüşmesi, M. Hitler'in nutku, Lden'in istıfası sonra hâsıl olan çok bedbinane aksülâ meli müteakıb yanresmî mahfiller Avrupa vaziyetini daha mutedil bir tarzda derpis etmektedirler. M. Schuchnigg'in nutkundan sonra Avusturya istiklâlini muhafaza etmek hususundaki azmin sarsılmadığı ve müfrit nasyonal sosyalistlerin zafer teranelerini teganni etmek hususunda acele ettikleri kanaa.ti hâsıl olmujtur. Çekoslovakyanın da her türlü nasyo nal sosyalist teşebbüslerine şiddetle kavemet edeceği intıbaı kuvvetlenmiştir. (a.a.)i M. Beck de Romaya gidiyor Varşova 26 Beck, 8 marttan 11] marta kadar Romada kalacaktır. Salâ •* hiyettar mahfiller, Polonya ve İtalya ri •* calinin bu aralık temas etmelerinin pek! şayani arzu olduğunu, çünkü Beck'in artık Cenevrede îtalyan mümessilini gör^ mek fırsatını bulmadığmı beyan etmek * tedirler. Bununla beraber yarı resmî mah* f:!'er, Polonyanm bir dörtler misakı ak« dedilmesine veya ayni suretle teşekkül e* decek bir devletler grupunun diğer dev« letlere hükmetmesine muarız bulunduğu « nu tekrar etmektedirler. Kont Ciano'nun Vorşovaya yapacaği seyahatin tarihi henüz tesbit edilmemiştir, M. Schusr.hnigg Romaya gidiyot, Belgrad 26 (Hususî) Avusturya Başvekili Dr. Schuschnigg önümüzdekj haftanın basında Romaya giderek İtal • * yan Başvekili ile mühim bir mülâkat yapacaktır. Bu seyahat M. Mussolini'nin daveti üzerine yapılacaktır. Bechtess;aden mülâkatını takib etmesi itibarile Roma mülâkatı Avrupada büyük bir alâka uyandırmıştır. Avusturyada yeni matbuat kanunu Londra 26 (Hususî) Avusturya hükumeti, matbuatı kontrol altında bu « lundurmak üzere veni bir matbuat kanu< nu nesretmistir. Yeni kanun dahilî vaziyeti kanştıran ve yabancı devlet reisleri aleyhine yazı yazan gazetelerin seddini derpiş etmektedir. Vatanperver cephe ile devlet teşkilâtı arasında rabıta Viyana 26 Salâhiyettar mehafil . den alman haberlere göre, vatanperver cephenin mıntaka teşkilâtı şeflerinin, yakmda, vazifelerine nihayet verilecek ve bundan sonra bu vazife valiler tarafından görülecektir. Bu suretle, vatanperver cep" he ile devlet arasında daha tam bir rabı< ta tesis edilmiş olacaktır. , Bir yüzen şehir daha Queen Mary transatlântiğin geçen Fransızların Normandie gemisini geride bırakmağa karar veren îngilizler, dünyanın en büvük gemisini yapmağa baslamıslardır. Şimdilik «552» adile anılan, fakat Queen Elizabeth ismini alması kuvvetle memul olan bu en büyük transatlantik 86 000 tonluk bir tek ne olacaktır. Boyu 310, genişliği 39 metro olacak olan veni geminin yalnız yüksekliği, Queen Mary'dan ve Norman die'den azdır. Bunun sebebi de, hava mukavemetini kabil olduğu kadar ek siltmek suretile gemiye fazla sürat temin etmektir. Yalnız Transatlântiğin makinelerine gelince, bunlar 200,000 bevgir kuvvetindedir. «552» nin en şayani hayret tarafı bölmelerinin, adeta içiçe oturtulmuş iki gemi hissini verecek kadar bol olma sıdır. Muhterem misafirlerimizin Ankara istasyonunda istikbalinden başka bir intıba Bir haftada yakalanan kaçakçılar ve kaçak eşya Ankara 25 Verilen malumata nazaran geçen bir hafta içinde gümrük muhafaza teşkilâtı, 59 kaçakçı, 169 kilo gümrük kaçağı, 2 silâh, 4 mermi, 27 altın Hra, 37 Türk lirasile 16 kaçakçı hayvanı ele geçirmiştir. Amerika zabıtasının yakaladığı casuslar Londra 26 (Hususî) Amerika za bıtası biri kadın ve ikisi erkek olmak üzere üç casusu tevkif etmiştir. Europa vapuru ile Amerikaya giden casuslann Queen Elizabeth gemisi, konfor ba bir Avrupa devleti hesabına çalıştıkları ve erkeklerin Amerika ordusunda va kımından, kendinden evvelkileri pek zife görmekte oldukları haber veril fazla geride bırakmıyacaktır. Geminin tecrübeleri 1940 senesinde yapılacaktır. mektedir. YUNUS NADt