CUMHURİYET 27 Şubat 1938 { Şehir ve Memleket Haberleri Yazan: M. TURHAN TAN Ağa, bu alay neyin nesi? Bu gördüğün işe «nişan alayı» derler. Yeniçerilerden biri kahve işletmek îstedi mi kendi ortasının nişanını böyle alayla getirip asar Yeniçerilerin arkasından gene ocaklı »Idukları anlasılan dev cüsseli iki adam göründü. Bunlar, iki elinin üstünde sekiz on renge boyanmıs, bol yaldıza bulanmış bir tahta taşıyan Başkarakullukçu kılıklı bir adama yol açıyorlardı. Tahtanm üzerinde keskin yaldızla işlenmiş bir merdiven resmi, onun alt yanında da (50) rakamı görülüyordu. Fakat garabet tahtada, resimde, ra kamda olmayıp onu taşıyan Başkarakullukcunun takmdığı tavırdaydı. Heriî, mukaddes bir kitab veya aziz şahsiyetlere aid bir nesne götürüyormuş gibi bariz bir huşu içindeydi. Mukaddes bir emaneti gene mukaddes bir makama götürdüğünü hjssettire ettire ve mabedde yürüdüğü ze. habını uyandıra uyandıra adım atıyordu. fc Başkarakullukçuyu üç bektaşi dedesi •takib ediyordu. Bunlardan birinin öbürlerinden mertebece üstünlüğü iki adım kadar ileri yürüyüşünden, berikilerin de İ>iraz büzülerek ve küçülerek onun arkasında bulunmalanndan anîaşılıyordu. Fakat dedelerin üçü de bir tipteydi. Başlarında on iki dilimli birer tac, göğüslerinde on iki köşeli birer taş, bellerinde birer kemer, ellerinde birer teber bulunuyordu. Babaların ardmdan bir düzine kadar gene geliyordu. Hepsi seçme güzel olan bu delikanlılar, kadmları imrendirecek derecede şık giyinmişlerdi. Başlannda, bellerinde çok kıymetli Kişmir şallan, sırtlarında kadife saltalar, keskin renkli ipek kumaştan kesilme yeiekler ve entariler vardı. Kuşaklarınm arasmda kabzalan görünen Vıançerler elmaslıydı ve hepsi şuh bir salınışla yürüyorlardı. Daha geride gelenler kuru kalabalıktı. Nizamsız bir akışla delikanlıların izleri üzerinde dalgalanıyorlardı. Hüseynin dikkatini en çok çelen nokta: Alaym önünde, sağmda, solunda ve ardında hiç kesiîmeden, hiç kısılmadan muttarid bir sayhanın yükselmesiydi. Birçok ağızlardan çıkan, fakat tek bir ağızdan çıkıyor gibi görünerek alaym imtidadınca gürleyip duran bu sayhada hep ayni kelimeler beliriyordu: Savulun, nişan geliyor! Hüseyin, belki yirmi dakika kulağmda uğultulu akisler yapan bu cümlenin neyi ifade ettiğini bir türlü kavnyamadı. Onun bildiğine göre nişan, evlenecek adamlann gelin olacak kıza gönderdikleri eşyaya denirdi. Yeniçerilerin şu yürüyüş sahnesinde ise nişan denilebilecek birşey görünmüyordu. Başkarakullukçu kılıklı adamın adeta dinî bir hürmetle taşıdığı boyalı, yaldızlı tahtanın da nişanla alâkası yoktu. ( I ) Delikanlı, iliğine kadar yayılan merakı gidermek için konuşacak bir adam anyordu. Fakat sokağı dolduran halk, ağızlan mühürlenmiş gibi umumî bir sükut içindeydi, kimsenin kimseye tek bir kelime söylediği duyulmuyordu. Korkudan mı susuyorlardı, saygıdan B mı?... Kendisi de dilsiz duran Hüseyin p bu ciheti henüz kestiremeden seyircilerin sükutu bozuldu, uzaklaşan alaym ardmdan bir fısıltı, bir dedikodu başladı. Biraz önce söz perhizine girmiş gibi dudaklannı p yumulu tutan halkın dili şimdi bir kanş uzamıştı ve herkes konuşuyordu. Hüseyin bu durumdan istifade ile tatlı yüzlü bir adama sokuldu: Ağa, dedi, bu alay neyin nesi? Bu suale muhatab olan kimsenin yüzünde bir hayret belirdi, gözlerinde bir tebessüm parladı ve dudaklarından alaylı bir cümle döküldü: Sokağa yeni mi çıkıyorsun evlâd?.. Hayır. Hergün sokağa çıkarım. Öyleyse benimle eğlenmek istiyorsun? Neden? lstanbulda yaşayıp, Istanbulda dolaşıp Yeniçerilerin nişan götürmelerinin ne demek olduğunu bilmemek olur mu? Bilmiyorum. işte! O halde gözünü kapıyarak, kulağını tıkıyarak geziyorsun. Bu gördüğün işe nisan alayı derler. Yeniçeri kabadayılarından biri kahve işletmek isterse oraya kendi ortasının nişanmı böyle alayla getirip asar. Sonra ne olur ağa? Ne olacak oğul. O kahve de art.k «melek girmez» lerden olur. îçinde adam kesseler kimse dönüp bakmaz, bakamaz. (2). Hüseyin, kendisini saraydan koğduran Yeniçerilerin ne korkunc bir kuvvet olduğunu artık daha iyi anlıyordu. Bu anlayış onda garib bir merak uyandırdı. Şimdi ocağı ve ocaklıyı yakmdan tanımak istiyordu. Birden yüreğine düşen bu merakla muhatabma sordu: Nişanı hangi kahveye götürüyorlar dersin ? Bir aydır dedikodusu oluyor: Nefes tornacısı Ömerin kahvesine! Kim bu Ömer? Meşhur Nakilcinin kardeşliğiî Nakilci de kim? Sen gerçekten körmüşsün, sağırmışsın evlâd. Istanbulda gezip de Nakilciyi tammamak olur mu?.. Şu yaslandığın taşa sorsan dile gelir, sana Nakilcinin, Tornacı Ömerin, Eğinli Karakulak Bekirin kim olduklarını söyler!.. Ve Hüseynin kulağına eğilerek fısıl dadı: iyi saatte olsunlar neyse bu adamlar da odur, hatta daha uğursuzdur. Çünkü dinleri yoktur, rmanlan yoktur. Sırtlannı ocağa dayayıp eşkıyalığa çıkmışlardır. Kestikleri kestik, kırdıklan kırdık. Önlerinde vezirler boyun kırar, p^adişahlar susar. Sen de sık dokuyup ince eleme. Dilini kıs. Belki çarpılırsm. Hüseyin merakına meclub ve mağlub olarak yalvardı: Nerede bu Ömerin kahvesi? Irgadpazannda. Eğer başına bir çorab ördürtmek istiyorsan durma, oraya git! Yeniçeriler hakkmda derin bir nefret taşıdığı şu sözlerden anlasılan adamın ayrılmasile beraber Hüseyin yatağını sırtladı, Irgadpazarına doğru yollandı. Ocaklmın kendısine kaybettirdiği saadeti gene onlara iade ettirmek emeline kapılmıştı. Ne pahasma olursa olsun Yeniçeri eşbehlerile temasa geçmek, derd yanıp kendilerini acındırmak ve bu suretle yeniden saraya girip ağa olmak azmindeydi. Çünkü Sehere yaklaşmak, Sehere görünmek, Sehere nefsini beğendirmek için başka bir yol bulamıyordu. Kahvenin önü kalabalıktı. Tornacı Ömer kendi şahsına müstesna bir saygı gösterilmiş, yahud ocak tesanüdü bir kere daha tebarüz ettirilmiş olmak için her orta namına bir neferin iştirakile ve bizzat Hacı Bektaşmış gibi ocaklıyı nefesine bağlıyan Haydar Babanın ve ünlü dedelerden Kmcı ile Hüseynin huzurile kurulan alayı yanında Nakilci ve Karakulak Bekir olduğu halde yüz adım ileride karşılamış, babalarla orta mümessillerinden ad sahibi olanları, alaya gene bir sima çizmiş olan delikanlılan içeri alarak geri kalanları sokak ortasmda baklava sinileri etrafına oturtmuştu. Etraftaki hanların pencerelerinden, mescidlerin minarelerinden yüzlerce baş caddeye eğilerek, küme küme insan köşebaşlarına sığınarak bir kahve ocağının bir hükumet dairesi haline geçmesi için yapılan şu tegallüb merasimini seyrediyordu. Hüseyin sırtındaki yükün uçlarını yerlere süre süre kalabalığın smırına yaklaştı, iri bir baklava dılimini büzük parmakları arasında muvazenelendirdıkten sonra gözlerini bol bir iştiha içinde süzerek yutmağa hazırlanan bir Yeniçerinin yanına sokuldu: Ağa, dedi, Nakilci kande ola? Kolunda 41 inci orta nişanı olan makas resmi görünen Yeniçeri sert sert baktı, ısırır gibi homurdandı: Onunla kazanı şerif dibinde çorbamı içtin, yoksa omuz omza yürüyüp serdengeçtilik mi yaptın?... Adım teklifsiz andığına bakılırsa Nakilciye el öptürmüş bir yiğit olacaksın. Bari kim olduğunu açığa vur da biz de karşında boyun kıralım. Ve birden gözlerini faltaşı gibi açtı, haykırdı: İte bak, hırlayışına bak. Ulan sen ne yürekle Nakilci Ağayı uşağınmış gibi salt adı ile sorarsın. Yoksa ağzım mı yırttırmak istersin? (Arkası var) Ayasofyada açık Bizans müzesi Bütün eserler bahçede teşhir olunacak Et fiatlaıının azamî hadleri tesbit olundu Vali ve Belediye reisi vaziyeli izatı ediyor Hafif bir farkla kıvırcığın kilosu 50$ kuzu ve dağlıcm kilosu da 47 kuruşa indirildi Siyasî icmal Balkanlarda yeni rejimler m ? Müzeler İdaresi, bundan üç sene evvel, Ayasofya müzesinin Alemdar cephesine bakan bahçe kısmında, hafriyat yaptırmıştı. Bu hafriyat neticesinde, elde edilen eEt fiatlarmın kilo başına 10 kuruş inserlerin yüksek kıymette oluşu, Müzeler dirilmesi hakkındaki karar martın birinİdaresini, yeniden faaliyette bulunmağa den itıbaren tatbik edilecektir. Yeni et sevketmiştir. Öğrendiğimize göre, önümüzdeki marl fiatları üzerinde tetkikat yapmakta olan ayınm sonlarına doğru, evvelce Öksüzler komisyon işini bitirmiş ve fiatlan tesbit Yurdunun işgal etmekte bulunduğu bina etmiştir. Azamî fiatlar nın arsasında, hafriyata başlanacaktır. 1 mart salı gününden itıbaren bütün Bu hafriyatın kat'î ve nihaî mahiyette olacağı anlaşılmaktadır. Çünkü, hafriyat kasab dükkânlarında etler, cinslerine götamamlandıktan ve toprak altmda kalan re şu fiat üzerinden satılacaktır: Kıvırcık 50 kuruş eserler, kâmilen meydana çıkanldıktan Kuzu 47 » sonra, Ayasofya avlusunun geniş bir t Dağlıç 47 » bahçe haline konulması kararlaşmıştır. Karaman 40 » Mayıs ayı içinde, Ayasofya bahçesi iDana ' 40 » çin hazırlıklara başlanacaktır. Bahçenin Sığır 35 » tanziminde, eski Bizans zevki gözönünKeçi 25 » de tutulacaktır. Bahçede geniş bir havuz Manda 25 » inşa edilmesi kararlaşmıştır. Yeni satış esasları Bahçe, tamamlandıktan sonra, şehir Bu fiatlar, hayvan borsasile mezbaha dahilindeki ufak ve büyük hafriyatlarda ele geçen bütün Bizans eserleri, burada | toptan satış fiatları esası üzerine tesbit teşhir edilecek, Ayasofya bahçesi, bir edilmiştir. Et mürakabe komisyonu her hafta toplanarak fiatlarda bir değişiklik nevi açık müze şekhnı alacaktır. olduğu takdirde yeniden fiatlan ilân eMüze binası dahilinde eser bulundu decektir. rulmaktan vazgeçilmistir. Çünkü, buraya Her kasab, azamî fiatlan dükkânmda konulacak eserlerin ne kadar kıymetli obüyük harflerle ilân ed^cek ve her nevi lursa olsun, binanm haşmet ve azameti et üzerinde bunlann nevi ve fiatını göstekarşısında sönük kalacakları kanaatıne rir çinko ve emaye etiketler bulundura vanlmıştır. caktır. Müzeler İdaresi, Ayasofya müze olHerhangi bir et nev'ini azamî fiattan duktan sonra, binada bir hayli tamirat yukan satmak istiyen ve etikette gerek yaptırmıştır. Bu arada, birinci son cema etin nev'ini ve gerek fiatını doğru gös at mahalli, esaslı surette tamır edilmiştır. temıiyen kasab, derhal en yakın zabıta Alemdara karşı olan bina cephesi de, ki merkezine veya nahiye müdürlüğüne, yareç ve horasanla sıvatılmıştır. hud kaymakamlığa haber verilecek, suç«Babı Hümayun» tarafındaki minare lu hakkında takibata geçilecektir. nin mermer aksamı, tamamile değiştirildiValinin beyanatı ği gibi mimar Sinanın eseri olan iki kalın Vali ve Belediye reisi Muhiddin Üsminare üzerindeki eski nakışlar kaldınîarak, yerlerine Kütahya çinileri konul tündağ et meselesi hakkında dün gaze tecılere şu beyanatta bulunmuştur: mustur. « Şehrimızde et fiatlarmın on ku Binanın tamire muhtaç, daha pek çok IUŞ indirilmesi hakkında ittihaz edilmiş, kısımları vardır. Bunlan ikmal için tahsisat beklenmektedir. Müzenin iç ve dış clan karar, ııaıtm birinci gününden iti kısımlarınm nisbeten az bir masrafla ta baren filiyat sahasmda tahakkuk etmiş bulunacaktıf: ' • miri mümkün olabileceai anlasılmıstır. Halkımızın iyi beslenmesi bakımmdan SEHÎR ISLERİ büyük bir ehemmiyeti haiz olan bu gıda maddesine hükumetimizce ciddî suretle Bütçe müzakereleri el konulmuş olması ve kasablık hayvan Şehir Meclisine verilmiş olan vilâ lann istihsal mıntakalarından istihlâk yetin 938 senesi varidat ve masraf büt mdhallerine gelınciye kadar bütün seyrü çelerinin müzakeresine salı günü başhareketleri gözönünde bulundurularak ilk lanacaktır. Yeni bütçenin varidat ve hamlede et fiatlarmdan on kuruş düşü masraf kısımları 4,468,105 lira olarak rülmesini İstanbul müstehlikleri hiç şüptesbit edilmiştir. hesiz minnet ve şükranla karşılıyacak Develinin toprak altındaki lardır. Bu tenzilât, kasablık hayvanın muhtehazineleri lif kademelerden geçerken, istihsal ma Develi (Hususi) Kazamızdaki maden yataklan başlıbaşına bir servet liyetine inzimam eden unsurlar üzerinde membaıdır. Bulunan damarlarda henüz en başta hükumetimiz olmak üzere îs derin bir sondaj ameliyesi yapılmamış tanbul Belediyesi ve bu ticaretle alâka sa da Yahyalı nahiyesinin Karaköy ve dar vatandaşların yapmış oldukları fedaFraşe köyü civarındaki dağlarda pek kârlıklarla elde edilmiştir. zengin olduğu keşfedilmiş demir ve Bu tenzilât işinin tahakkukuna çalışı Bakırdağı nahiyesinin Kale ve Havadan lırken kulağıma gelen ve ötede beride kövlerinde simli kursun, bakır ve kö tekrar edildiğini işittiğim bir dedikodumür madeni mevcuddur. yu burada bilhassa mevzuu bahsetmek 35 40 sene evvel iptidaî bir ameli isliyorum. Bazı menfî ruhlu adamlar yatla demir madeninden istifade edil (et fiatlan muayyen bir zamanda zaten diği izabe ocaklarınm halen mevcudi düşecekti, bu itibarla iddia olunan ten yetlerile anlasılmıştır. zilât bu fiat sukutunun tabiî bir neticesi Fraseden alman madenî fliz Ankarasayılmalıdır) yolunda şurada burada bava gönderilerek tahlil edilip " 80 nisbetinde demir cevherini ihtiva ettiği zı sözler sarfetmektedirler. Halbuki vaziyet hiç de böyle değildir. Bizim yap sabit olmuştur. rnış olduğumuz tenzilât, ıstihsale ve normal arza yüklenen ve bu itibarla bun Erbaada bir cinayet omanyada yeni rejim reyiâma konulan yeni kanunu esasinin kahir ve adeta yüzde yüz bir ekseriyetle tasvib edilmesile tamamile yerleşmiştir. Bu suretle 1923 senesinde tatbikma başlanan kanunu esasinin hükümleri tamamile ortadan kalkmış oluyor. Yeni rejim; parlamentoyu ve partileri larla perakende satış fiatı arasındaki me ve demokrasileri tanımadığından anayasa milletin tasvibine arzedilmiştir. safeyi açan unsurlar üzerindedir. İleride vaziyet nasıl olacak? Her memleketin rejimi kendi ihtiyacBu tenzilât payı daimî olduğuna na larından doğar. Başka milletlere benzezaran 1 marttan sonra ilân olunacak fi mek için benimsenen rejimler taklid ediatlar, tenzilâttan evvel teşekkül etmesi len memleketlerde gösterdiği feyiz ve lâzımgelen fıatlardan daima on kuruş semereyi bulmaz ve çok defa bunun kaasağı bulunacaktır. Şüphe yok ki bu mü rikatürü olur. Balkan memleketleri ötedahale eti daimî surette muayyen ve denberi muhtelif ırk ve millet, din ve müstakar bir fiat had ve seviyesinde tut mezheb, sınıf ve halk, cehalet ve taassub mak maksadını gütmek değildir. Bütün cereyan ve entrikalannın sonu gelmez tüccar mallannın tâbi olduğu fiat temev boğuşma sahnesiydi. vüçleri, elbette mevsime, arz ve talep Avnıpanm medeniyet usulleri taam şartlanna, istihsal fiatlanna nazaran et müm ettikten sonra bu savaşlar, parti fiatlarında da cari olacaktır. münazaalan şeklini almıştı. Garbda siBizim müdahalemiz, bu normal temevyasî nazariyeler çığmndan çıkıp parti vücatın muhassalası olan fiat üzerinden mücadeleleri adeta tahakküm, gasb ve her mevsimde ve bütün şartlar altmda kiyağma şeklini aldıktan sonra Balkan lo basına on kuruş indirmek esasına müsmemleketlerinin dahilen terakki ve huzur teniddir. bulmaları güçleşmişti. Komünizm gibi Pekâlâ biliyorsunuz ki, istanbul gibi beynelmilelci ve ihtilâlci siyasî ve içtimaî çok kuvvetli bir istihlâk merkezine mem ideoloji ve akidenin yayılması büsbütün leketimizin çok uzak yerlerinden kasab ortalığı kanştırmıştır. Neticede yavaş yalık hayvan sevkolunur. Muhtelif istihsal vaş parti usulü ya esasmdan ilga edilmiş mıntakalan muhtelif mevsimlerde Istan yahud bir parti sistemi halini almışnr. bulu besler. Meselâ mart ayı koyun ba îlk defa Bulgaristan parti sistemini esakımından Karadeniz müvaridatının hâ smdan ilga etmiştir. Yugoslavya da bir kim olduğu bir aydır. Biı müddet sonra müddet bu sistemi kaldırdıktan sonra tek kuzu ve bunu takiben nisan ortalanna parti sisteminde karar kılmıştır. Yunanisdoğru diğer mıntaka mahsulleri de gel tan ise parti sistemine büsbütün nihayet meğe başlar. Bu intikal devreleri yani bir vermiştir. mıntaka mahsulünün azalmağa yüz tutYunanistanla Romanya parti sistemine tuğu ve diğer mıntakaiardan kasablık nihayet verdikten sonra mutlak otorite hayvan sevkiyatının tamamen bollaşma dığı devirlerde et fiatları yükselmeğe mey esasını kabul etmişlerdir. Parlamentonun letmiş bulunur. Mart ve nisan aylannda yerine ilk teklifte bulunmak hakkını haiz olmıyarak kanunları tanzim etmek salâet fiatlan böyle bir vaziyet arzeder. hiyeti, Italyada olduğu gibi, meslekî sıStkt kontrol yapılacak nıf ve cemiyetlerin mümessillerine bıra îstanbulda tatbik olunacak et fiatlarını kılmıştır. Artık Balkanlarda memlekettayin eden konjisyon bu fiatları hayvan lerin dahilî rejimleri mutlak otorite esasborsasile mezbaha toptan satış fiatları ları üzerine kurulduğuna hükmolunabi esası üzerine tesbit etmiştir. Bu komisyon her hafta.ıtoplanarak fiatlarda Jeğişiklik Bunun yeni misali Romanyanm reyiolduğu takdirde tekraT fiat tayin ede âmla kabul edilen yeni kanunu esasinin Komisyonun koyduğu fiatlar azamî fiattır. Bu fiatlardan ucuza satılacak o lursa müdahale edilmiyecektir. ilân edilen fiatlan behemehal tatbik edeceğiz. Bütün zabıtai belediye memurlan bu hususta kat'î talimat almışlardır. Tesbit olunan fiatlarda et vermiyenler ve yahud nev'i üzerinde oynamak istiyenler derhal cezalandınlacaktır. Bu noktayı izah ederken muhterem halkımızdan da bir ricamız vardır. Bu hareket sırf halkın doğrudan doğruya menfaatini istihdaf etmekte olduğundan et alış verişinde halkımızın da dikkatli ve hassas davranması resmî makamat ve memurlann işlerini kolaylaştıracaktır. Herkesin aldığı etin cinsine ve mahiyetine dikkat etmesi ve parayı ona göre vermesi, kasablardan resmen ilân edilen fiatlan araması bu davayı esasmdan halledecektir.» •ıiıin ,mpaianne\ ; , ıntıva eftıgı şu esaslardır: •> ' 1 Teşriî kuvvet milletin vekili olarak Kral tarafından icra edilecektir. Kanun teklif etmek hakkı Krala aiddir. Meslekî cemiyetler sırf devletin umumî menafiine aid tekliflerde bulunabilirler. 2 İcra kuvveti de Krala tevdi edilmiştir. Kendisi, bu kuvveti hükumeti vasıtasile kullanır. Nazırlan tayin, azil ve meslekî cemiyetler meclisini toplamak hakkı Krala aiddir. 3 Faal intihab hakkını, yani meslekî cemiyetleri lemsil edecek meclise aza intihabını haiz olanlar 30 yaşından yukan olup ziraat, elişi san'atlan, ticaret ve sanayi ve dimağî meslek mensublandır. Âyan meclisinin yan azası Kral tarafından tayin olunacak ve yansı da intihab edilecektir. Bu yeni kanunu esasî; devlet şefinin ve hükumetinin mutlak otoritesi esasını kabul eden diğer büyük ve küçük devletlerde olduğu gibi koyu milliyetçiliği iltizam etmiş ve nazırların ve memurlann nesil ve nesebi halis Rumen olduğu sabit münevverlerden olmalarını şart koşmuştur. Romanyanm yeni otorite rejimini kabul eylemesile şarkî ve orta Avrupada tam demokrasi usulüne sadık olarak yalnız Çekoslovakya kalmıs oluyor. Fakat bu memleketin de yansı daimî olarak örfî ve istisnaî bir rejime tâbi bulundurulmaktadır. KÜLTÜR İSLERİ Kıdem zammı alacak muallimler 936 senesinde kıdem zammı alan 371 ilkmekteb muallimine bdtçede tahsi sat olmadığı için bu zamları verileme mekte idi. Zamlann verilmesi için 938 bütçesine tahsisat konmuştur. Hazirandan itıbaren verilecektir. (1) nüvis Esad Efendi «Ussü Fafer> adlı eserinde müstehzi bir lisanla hikâye eder. Daha fazla tafsilât almak istiyenlere o kitabı okumalarını tavsiye ederim. M.T.T. (2) Hıkâyemizin cereyan ettiği tarihlerde Bahçekapısmdaki bekâr odalarına «melek girmez» derlerdi. Bu odalar Yenicerilerden otuzbir cemaatin idaresl altın daydı. Bu cemaat mensubu olan külhaniler, yakaladıkları kadmları (melek girmez) mıntakasına aşınrlar ve akla sığmaz edebsizlikler yaparlardı. Şanizade tarihinde okunduğuna gore büyuk bir taun hastalığmdan istifade olunara1? yerine şimdiki Hidayet camii yapılmak üzere bu odalar yıktırıldığı vakit birçok kadın ölüleri bulunmuştu. Nitekim Üsküdardaki bekâr odaları kaldırılırken de piçlendirilmis kadmların kullandıkları sayısız beşiklere tesadüf olunmuştu!. H Erbaa (Hususî) Kaza muhitinde çok hunharca bir cinayet işlenmiştir. Vak'a şudur: Buraya bağlı Milâl köyünden Bedel oğlu 35 yaşlarında Ömer. kazamn pa zarma gelmiş, ihtivaclannı temin edip atlı olarak aksam üzeri köyüne gider ken Dereçiftliğin az ilerisindeki dere içinde pusu kurularak üzerine müte addid kurşunlar atılmak suretile öldürülmüstür. Vak'ayı haber alan Müddeiumumî, derhal harekete gecmiş ve hâdise mahalline pderek tahkikat yapmağa başlamıstır. Ömerin ne için ve kimler tarafmdan öldürüldüeü bilineme mekle beraber şüpheli görülen şahıslar Bu nişan taşıma merasimini vak'a zan altmdadırlar. Bolu Vilâyet Meclisinde bütçe müzakeresi Muharrem Feyzi TOGAY Tütün eksperleri imtihanı Bütün tütün eksperlerinin olduğu gibi serbest tütün eksperlerinin de imti han vererek ehliyetname almaları lâ « zım geldiğinden İnhisarlar idaresinin Cibali fabrikasında bir imtihan açılmış, bu imtihana piyasada serbest eksper lik yaptığı bilinen kimselerden ancak on altı kişi girmiştir. Hüseyin Kavalalı, İktısad Vekâleti namına Mümtaz Ka • valcı ve înhisarlar namına da Avni ile Nureddin Esadm bulunduğu imtihan komisyonu, on altı müsabıktan ancak sekizini muvaffak olmuş addetmiştir. îki sene müddetle teşekkül etmiş olan eksperleri imtihan komisyonunun müddeti bitmiştir. Yeni bir komisyon seçilecektir. Karamanda ekmek buhranı mı? Karaman (Hususî) Ziraatla uğraşan 170 köyün ortasmda ve bir ziraat yurdu olan kazamızda ikide bir ekmek burhanı başgöstermekte, bazı günler fınnlar kapanmaktadır. Bu mevanda ekmek fiatları çok pahalıdır. Birinci nevi ekmek 10, ikinci 8 5 kuruştur. Çıkarılan ekmeklerin de avni zamanda çeşnisi çok fenadır. Bu ekmek buhranmm biran evvel önüne geçilmesi ve lâzım olan tertibatın alınması için halk alâkadar makamlara başvurmaktadır. Bolu (Hususî) 3 şubatta açılan Vilâyet Umumî Meclisi bütçe müzakere lerine başlamıstır. Vilâyetten meclise verilen 621,308 liralık 938 yılı bütçesi nin %10 u hususî muhasebe memurlar ve meclis masrafı, *?c34 ü baymdırlık, ^125 i maarif, % 2 si ziraat ve veteriner, Tc20 si de Vekâlet hisseleri ve muhtelif işler teşkil etmektedir. Vüâyetin 937 bütçesi 567,920 lira ve 936 yıh bütçesi 440,886 lira olup 936 yılı ile bu yıl bütçesi arasındaki fark 180,000 lira gibi mühım bir varidat vardır. Geçen yıl başlanan Atatürk heykeli ve 55,000 liralık yeni hastane binası ve kaza Halkevleri binaları inşaatı bu yılki bütçeye konan tahsisatla ikmal edilecektir. Gönderdiğim resim, vilâyet Meclis azalarını bir arada göstermektedir, Cumhuriyet Nüsharı 5 kuruştur Türkiye Haric | i ç i n k ı n Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Altı aylık 750 » 1450 » Üç ayhk 400 » 800 » Bir aylık 150 » Yoktur şeram