15 Şubat 1938 CUMHURİYET Çine yardım konferansı mühim kararlar verdi Japonyaya kredi verilmiyecek, Çine yardıma başlanacak, Japonyaya gidecek petrole de ambargo konulacak Son üç gün zarjında Uzakşarkta kayda değer mühim bir hâdıse olmamıştır. Japon kabinesi, Çinde genış bir hare • kete geçmek üzere esaslı tedbırler al • mağa karar vermiş, bu arada lüzumu olan tahsisatı ayırmıştır. Çınde taarruzlar, mıntaka mıntaka devam etmektedir. Son alınan haber • lere göre, bazı yerlerde Çinliler de mukabil taarruza g etmişlerdir. Londra 14 Çine yardım etmek vc Japonyaya boykotaj yapmak için bura aa toplanan dünya konferansı, dün ak şam mesaisini bitirmiş ve sulhu tehlikeye koyan Japon tecavüzlerini takbih eder bir karar suretinı ittifakla kabul eylemiş tir. Konferansın miiteaddid komisyonları, umumî içtimada tasvib edilen aşağıdaki kararları almıştır: 1 Millî kanunlar çerçevesi dahilinde sendıkalar tarafından boykotaj ya plması. 2 Her memlekette boykotaj teşkilâtını tatbik etmek ve boykotajı rasyo nel bir surette tatbik eylemek üzere daimî birer komisyon teşkil olunması. 3 Japonyaya her türlü kredi açıl masına nıhayet verilmesi ve Çme kredi verilmeğe başlanması. 4 Hükumetlerin müzakeresini elde etmek üzere parlâmentolarda harekete geçilmesi. 5 Kooperatif şirketler tarafından boykotaj yapılması. 6 Japonyaya gidecek petrola ambarso konması. 7 Şahsî boykotajın bilhassa ipek çorab ve saire gıbı birçok Japon mamul?.tı kullanan kadınlar arasmda genişle tilmesi. 8 Dünya propaganda faaliyetine yardım etmek üzere Çin tarafından bir matbuat bürosu tesis olunması. Umumî içtimada bircok nutuklar sb'ylenmiş ve tezahürata, Ingiliz halkı n.n büyük ekseriyetinin sürpriz ile kar şıladığı enternaeyonal marşile nihayet Chamberlain'le Eden'in arasmda ihtilâf çıktı IBaştarafı 1 Inci tahl1ede\ Çünkü böyle bir mukarenet bütün dünya siyaset piyasalarında hemen kendini hissettirecektir. Hariciye Nazın Eden ise istical gösterilmesine kat'iyyen muanz bulunuyor. Eden'in mütaleasına göre, Italya Habcsistan ve Ispanyada bütün manasile saplanmış bulunuyor. Maddî ve malî dehşetli bir sıkmtı içindedir. îtalya 25 milyon sterlinlik istikraz istemektedir. Bu para mukabilinde îtalya îngiltereye Tsana gb'lü civarında şerit halinde bir toprak teklif ediyor. Bu sayede lngiltere, Nilin kaynağı olan bu gölü kontrol edebile cektir. Bu istikraz meselesî de nazırlar ara sında ihtilâfı mucib olmuştur. Bir kısmı bımun verilerek meselenin halledilmesini diğer bir kısmı ise bu paranın yeni bir Îtalya silâhlanmasını temin edebileceğini ileri sürmektedir. Maamafih Ispanyol meselesi süratle halledılirse Eden'in dığer meseleler hakkında İtalya ile müzakerelere girişilmesine muhalefet etmiyeceği söyleniyor. KÖŞg \T TETKIkLERI Yazan: CELÂL ESAD ARSEVEN PENCERESiNDEN Gazetelerimizde tarih arih, konuşan bir ağızdır. Her dili bilir ve her dilde ayni hakikatleri söyler. Onun bir vakıayı iki üç şekilde takrir ettiği arasıra görülse bile bu, bir talâkat ve hitabet cilvesidir. Dinliyenlerin idraki uyanıksa tarihin üç dört surette aksettirdiği vakıaların sonunda bir sima aldığı mutlaka sezılir. Fakat tarihi uluorta kullananlardır ki bir çok hakikatlerin değişmesine ve hiç olmazsa yanlış anlaşılmasına sebeb oluyorlar. Bunun yeni ve son nümunesmi bir gazete sütununda gördüm, yeni bir şaşkınhk daha geçirdim. Okuduğum fıkra şudur: «Galatada Yüksekkaldırım başında bulunan ve evvelce mevlevihane iken şimdi ilk okul olarak kullanılan binanm içinde oturulamıyacak kadar harab olmasmdan dolayı tamiri takarrür etmiştir. Malum olduğu üzere büyük şairlerimizden Şeyh Galib, Hüsnüaşk adlı eserini 26 yaşmdayken bu binada yazmıştı.» Yola çıkarken T Kanton barajt açılıyor Canton 14 Resmen bildırildiğine göre, Pearl nehrinin Canton'un mansabı istikametindeki barajı yann yeniden açı lacaktır. Nehirde mahpus kalan gemıler HongKong'a gitmeğe hazırlanmakta dırlar. Sirkeci istasyonunda Yol arkadaşlarıni takdim . Millî mimarî nasıl olmalıdır ? Japon deniz inşaatı Tokyo 14 Hariciye Nezareti namına söz söylemeğe salâhiyettar bir zat bugün Japonyanın, inşa etmekte olduğu zırhlıların tonajı hakkında malumat vermemek hususundaki kararım yeniden tetkik edilebileceğini işrab etmiş ve de miştir ki: « Zannedersem devletlerin deniz inşaatı hakkında Japonyaya gayriresmî surette müracaat etmeleri daha muvafık olacaktır.» Ayni zat bu takdirde Japonyanın malumat talebini kabul edebileceğini ilâve etmiştir. (a.a.) Bir Fransız vapuru tevkif edildi Londra 14 (Hususî) Japonyadan Fransaya dönmekte olan President Doumerg admdaki Fransız vapuru Japonlar tarafmdan durdurulmuştur. Japon makamatı, vapur mürettebatmdan bazıları nın fotograflar çektiklerıni iddia etmiş lerdir. Kobe'deki Fransız konsolosu, vapurun serbest bırakılması jcjn Japon makamatı nezdinde teşebbüsle.e girişmiştir. Londra gazetelerinin tafsilât verdiği Cevab müzakere edilecek Londra 14 Deniz inşaatı hakkındaki İngiliz notasma Japonya tarafından verilen cevab M. Eden tarafından tetkik edildikten sonra çarşamba günü nazırlar tarafından müzakere edilecektir. Japonlar a da miısavi hak verilecek mi? Dailv Telegraph and Moming Post diyor ki: M. Eden, söz söylediği zaman, şu rası" bilınmelidır ki, yalnız kendi namınl? değil, fakat başvekil namına da söz soyler. Siyasî rneseleler üzerinde ikisi ara " sında derin anlaşmazlıklar çıktığı hak kındaki şayiaları bugün yalanlıyabılmekle büyük bir memnuniyet duymaktayız. M. Chamberlain ve M. Eden, son za manlarda vukua gelen hiçbir hâdisenin haleldar etmedıği sıkı ve itımadh bir ij birlıği halinde beraber çalışmaktadırlar. News Chronicle, bu şayiaları mevzuu bahsettikten sonra, dıyor ki: Çok yüksek bir makamdan aldığımız malumata göre, bütün bu şayiaları bugün yalanhyabılmek vaziyetinde bulunuyo ruz. Daily Herald, diyor ki: «M. Eden aleyhindeki hücumlar, nanazan dikkati celbedecek bir surette, îtalyan gazetelerinin manevralarile mutaba kat halinde kendisini göstermiş ve böylece ilerlemekte bulunmuştur. Muhakkak ki bugün, ya gönüllülerin geri çekilmesi meselesi etrafındaki müzakerelerin heye Devair ve mektebler açıldı ti umumiyesini bozmağa, yahud da bu Anyans'daki dü^man kuvvetlerinin Bavram dolayısile tatil bulunan mek müzakerelerden sırf faşizm için daha ceruba doğru yaDtıkları ilerleme hare teb ve daireler bu sabahtan itibaren ziyade kabul olunabilecek mahiyette neketleri durdurulmuş ve Cilitien'de bu tekrar açılmıştır. ticeler çıkarmağa matuf bir manevra kuvvetler geri püskürtülmüştür. karsısında bulunuyoruz. M. Chamber Mussolini Alman fakirlerine Iain'ın ufak bir sözıle bu manevra tama Çinlilerin mühim tahşidatı Tokyo 14 Çinliler Anhui vilâyeHabeş kahvesi hediye etti mile akim bırakılabilir. tinde Hopei civarında mühim kuvvetler Başvekilden ricamız, bu sözü fenalık Hamburg 14 Mussoli'nin Alman tahsid etmişlerdir. Bunlann hedefi Japon fakirlerine dağıtılmak üzere hediye et büyümeden evvel söylemesidir.» ordusunu Puko\'un şimalinden çevir tiği 100 bın kilo Habeşistan kahvesi buFakat diğer taraftan Daily Mail ise, mektir. Japon kumandanlığı bu hareke raya gelmiştir. Kahve paketlerinin üevvelce bildirdiği bu şayialar üzerinde te mâni olmak için yeniden birkaç fırka zerinde <bu Harrar kahvesini milvon ısrar etmekte ve kabinede değişikliklerin asker celbetmistir. Hopei civarında kat'î larca Almamn lezzetle içmesini düe ne tarzda yapılacağı hakkında tafsilât rim. Mussolini» ibaresi vazılıdır. maMvette bir harb olması bekleniyor. dahi vermektedır. Cumartesi günkü yazısında M. E den'in yakında kabineden çekileceğini bildiren «Daily Mail» in siyasî muhar riri, bugünkü yazısında diyor ki: Bu değişmenin ne tarzda vukua geleceğine dair bugün tafsilât verebilecek vaziyetteyiz. Sıvıl tayyarecilik üzerinde tetkikat icra eden komisyon, bugünlerde, raporunu neşreyliyecektir. Bu raporda, ezcümle, sivil tayyareciliğin hava nezaretinden ayrılarak ayrı bir nezaret halinde idare olunması tavsiye edilmekte dir. Kabinede nazırlar arasmda deği siklikler, bunun üzerine yapılacaktır. Bu arada, halen Hava Nazırı olan Swin son'un Bahriye Nezaretine, Harbiye Nazırı M. Hore Belisha Hava Nezaretine, M. Winston Churchill muhtemel olarak Harbiye Nezaretine getirilecek tir. Matbuat balosunda hararetli bir dans sahnesi Uzun zamandanberi haricî siyaset ü zerinde nazırlar arasmda mevcud bulu Basın Kurumunun senelik balosu bu cazın Türkiye için hazırladığı «Başnan fikir ayrılıkları geçen hafta zarfında bayramın ikinci günu Maksim salonla basa» dansı halka gösterılmiştir. en son haddine vardıktan sonra, kabinede Baloda ufak bir komedi oynanmış ve rmda verılmiştir. Sabaha kadar devam eden baloda iki caz refakatile dans Atılla grupu tarafından bazı Anadolu desisiklıkler yapılması, busçün, çok kat'î 1 bir ihtimal dairesine girmi§tir. edilmiş, Gregor cazı ç,ok alkışlanmış ve şarkıları söylenmiştir. Londra 14 (Hususî) Japon hükumeti harb gemileri inşaatı hakkında Ingiltere, Fransa ve Amerika tarafından verilen notalara cevab göndermiştir. Londra, Paris ve Vaşington hükumetleri Japonyanın cevabı hakkında müdavefei efkârda Bulunacaklardır. Japonlar iki sehri aldılar İtalyan gazeteleri, Japon noktai nazaSanghay 14 Cenub' îstikametirtde rlha müzaheret ederek, deniz yüaSşı ilerliyen Japon kıt'aları Pekin Han mes'uliyetini Inrçiltere, Fransa ve Amerikava atfederek, Japonyaya da müsavi kow demiryolu güzergâhında kâin Chihsen'i i;gal etmişlerdir. Şimdi \Veih haklar verilmesini taleb etmektedirler. vc'a taarruz etmektedirler. Japon membalarından b'ldirildiğine Kontrol vazifesini göre Çinliler harb sahas.nda iki bin ölü yapıyormuş! bır.'kmıslard'r. Sabiha isminde bir genc kız bazı inGeneral Banzai kumandasmdaki kuvzıbat memurlarile nöbet vazifesi gören vetler Kaifen<?'ın elli kilometro şimali polis memurlanna müracaat ederek bir şr.rkisinde kâin Changyuan'ı da zaptet kısım talebenin sokaktaki vazivetleri • mişlerd'r. ne dikkat etmediklerinden şikâvetle Cinlilerin muvaffahiyeti bunlara karşı lâzım gelen muamelenin Han^eu 14 Yarıresmî menabi yapılmaması esbabmı sormağa kalkış bildirildi^ine gb're, Cin kıt'aları, dün mıstır. Kendisine hüviyeti sorulduğu zaman Yu^n'yu ve Tsinpu cephesinin cenubundı Pen^nu civarırida mühim bir sevkul kontrol vazifesini ifa etmekte bulunduccv« noktası o'an K^eçen'i sreri almıştır. Şu cevabmı vermiş ve yapılan tahki Pinghan ceDhe«inde yeni faaliyet baş katta îstanbul liselerinden birinde talamış ve Taming'deki Japon kuvvetleri lebe olduğu anlasılarak tutulan tahkikat evrakı alâkadar makama gönderiltayyare ve tnocu kuvvetlerinin yardımı miştir. ile, Nanle Tsingung istikametinde iler Londra 14 Bütün gazeteler, geçen hafta sonunda dolaşmağa başlıyan ve Chamberlain ile Eden arasmda ez cümle tngiliz Italyan görüşmelerinin yeniden başlaması ve iki memleket ara sında muhtemel bir anlaşmanm esas şartları üzerinde ihtilâf çıkmıs olduğunu bildiren şayiaları ehemmiye'le mevzuubahsetmektedir. Gazeteler, bu fikir ihtilâflanndan bahsederken birbirinden çok ayrı düsünceler ileri sürmektedir. Bir taraftan muhafazakâr partive mensub gazeteler, sol cenah gazetelerile birlikte, bu şayiaların kat'iyyen doğru olmadığını ve bu şayialaıa sasılmak lâzım geldiğini bildirmektedır. Diğer taraftan «Daily Mail» gibi müfrit muhafazakâr gazeteler ise, bu habe rin kat'ivyen doğru olduğunu bildiren yeni makaMer yazmaktad'r. îşte tarihin daima hakikat haykıran sesini manasız bir yaygara ile bir an için boğup yanlışı doğru haline koymak ve işin gerçeğini bilenleri de gene bir antereddüde düşürmek buna derler. Çünkü tarihin Şeyh Galib hakkında verdiği müspet ve tamamile mevsuk haberler Talebe ve muallimleri Edirnede Umumî Müfettiş Kâzım Dirikle beraber başkadır, şu fıkrada ileri sürülen rivayet gene başkadır. Güzel San'atlar Akademisi mimarî «Modern Türk mimarisi nasıl olmalıTarih Şeyh Galibin (1757) de 3og* talebeleri Edirneye bir tetkik seyahati ya dır?» diye Ulus gazatesinin açmış olduduğunu, (1780) de Divanmı tertib et« pıyorlar. Isterseniz siz de geliniz. Bunun ğu ankette bu zatın cevabmı elbet okuiçin Akademiye müracaat ederek izin muşsunuzdur. Okumadınızsa soyliyeyim. tiğini söyler. Fakat o tarihte şair Hüsnualmağa ve bir çanta hazırlamağa ihtiyaMalum ya millî mimarimiz de diğer aşkmı yazmıya başlamış bulunmakla cınız yok. Bir Cumhuriyet gazetesi size san'at şubeleri gibi büyük bir buhran ge beraber henüz tamamlamış değildi. Ba« hem vesika ve hem bilet yerine geçer. O çirmektedir. Millî musikide olduğu gibi bası Reşid Efendi, orijinal bir kıymet na sıcak odanızda okuyarak bu seya millî mimaride de gideceğimiz yol henüz taşıyan bu eserin yanm kalmasını dogru bulmadı, (23) yaşmda koca bir Divan hate iştirak edebilirsiniz. aydmlatılamamıştır. sahibi olan zeki, bilgin ve duygulu oğProfesörün bu husustaki fikri şudur: Bu gezintiden hoşlanıp hoşlanmıyacalunu teşvik ederek Hüsnüaşkı tamamlatğınızı şimdiden kestiremem. Eğer mem «Mimarî sahasında harikalar yaratan tı (1783). nun olmazsanız gazetenin sahifesini çevir Türklerin kendi millî duygularına göre İlkin Esad, sonra Galib mahlâsral mekle derhal seyahatten dönmüş olur bir modern üslub vücude getirebilmeleri sunuz. Demek geleceksiniz! O halde per her şeyden evvel bir zaman ve deha me kullanan genc şair, Divanını tertib ve tarıhlerde şembe sabahı saat 8 buçukta Sirkeci istas selesıdir. Fakat bu gayeye varmak için Hüsnüaşkını itmam ettiği «şeyh» değildi. Sadece mevlevilik mu yonunda bulunmağı unutmayınız. Sizi eski Türk eserlerini en derin esaslanna mutlaka bekleriz. kadar tetkik edip karakterini anlamak ve hıbbi idi, Hüsnüaşkı tamamladığı sırada *** bunu tamamile hazmettıkten sonra ser da Sütlücede oturuyordu. Ancak(1784) best ve modern bir düşünüşle bugünkü yıhndadır ki usule, teamüle ve an'aneye ; Saat sekiz buçuk. îşte yol arkadaşla rınız birer ikişer geliyorlar. Bunlar hep vücude getirmeğe çalışmaktır. Fakat eski göre mevleviliğe tam bir nisbet temin etmemleketin müstakbel mimarları. Hep Türk mimarisini tetkik ederken onu öğre mek istedi. Çıle çıkarmak üzere Konvasinde de Türk mimarisınin bir hazinesi hayat \e tekniğe uyan yeni bir mimarî ya gitti. Babasile anası onun yanlanndan ol«u Edirneyi görmek için Kâbeye giden r.ip tatbik etmek değil eski üstadların ne uzaklaşmasına tahammül edemedıklerinyapmak istedıklerini araştırmak ve onlann den sızlanıyorlardı. Nihayet Çelebî Sehacıların^ıeyecanı var. Küçük çantalan elinde gelen şu üç o zamana göre düşündükleri şeylerden yid Ebubekir Efendiye müracaat edildi, bayan da mimar olmağa nişanlıdır. Bir çîkan neticeyi bu zamana tatbik etmek Galib geri getirıldı. Bununla beraber gün beyaz iş gömleklerıle yüksek iske ve milletin bediî duyguları çerçevesi için kendisinin çile çıkarmak azmine sed re, Ieier üzerinde dolaşacak, o manikürlü de çalışmaktır.» Profesör şunu da ilâve kilemedi ve Galib Yenikapı mevleviha* narin parmaklarile simanarma kırişlenn ediyor ki her şeyden evvel asrın bir has nesinde bu tarikat an'anesini yerine getita!.ğı olan kübik mimariyi bir tarafa at rerek (1787) de sikkeli, destarlı bir şeyh sertlıklerini muayene edeceklerdir. oldu. msk lâzımdır. İkinci çan çalıyor. Artık vagonumuza girsek. Çabuk olun; belki yer bulamaz sınız. Çünkü bize tahsis edılmiş yalnız bir vagon var. Yol arkadaşlannızı size takdim edeyim. Onları tanımak faydalı olur. Çünkü onlar mektebden çıkıncıya kadar belki siz de beş on kuruş biriktirir, bir ev yapmak isterseniz size yardımlan doku nur. Mimar profesör Taut, tercümanı mimar Şinasi, müdur muavini Ramiz, idare memuru Nurullah, son sınıf talebele rinden , dığer sınıflardan sırası geldıkçe hepsini sizinle ayrı ayrı tanıştınrım. Görüyorsunuz ya hepsinin boyunlarında asılı birer fotograf makinesi var. Albümleri, saman kâğıdları hazır, kurşun kalemlerinin ucları sivriltilmiş, Abdülhamld devrinde Kâğıdhaneye kuzu yemeğe giden talebeden farklı değil mi? Bunlann hepsi de lise tahsilini bitirmiş, yüreklerinde memleketi imar ateşi yanan Cumhuriyet gencleri, Atatürk çocuklan. *** Geliniz sizi profesör Taut'a takdim edeyim. Almanyanın en tanmmış mimarların dan olan bu zat Japonyada senelerce bulunmuı ve Japon mimarisini iyice kavnyarak modern Japon mimarisinde birçok eserler vücude getirmiş olan bir hoeadır. Kıymetli Kültür Bakanımız Akademiye yeni bir kuvvet vermek için bu defa resim şubesinin başına Leopold Levy, heykel traş şubesine Rüdolf Beîling gibi üstadları getirmiş ve mimarî şubesinin şefliğine de bu zatı tayin etmiştir. Profesörün hakkı var. Vaktile nizarrı cedid devrinde de biz böle bir teklidcilik hastalığma tutulmuştuk. Klâsik devrin ağır başlı ve mevzun şekillerini Onbeşinci Lüi'nin şapkasındaki tüylere ve cami mihrablanmızı Madam Pompa dor'un fistanına benzettik. Kıvırdık, kıvırdık ve nihayet san'at köşesinde işte böylece bir tesbih böceği gibi kıvrılıp kaldık. *** Affınizi istirham ederim. Bugün gÖzbebeğimiz olan kübik'e italeilisan ettim. Belki bütün emeliniz Suadiyedc bir kübik evc malik olmaktır. Öyle ya Avrupalı lasmağı, modernleşmeği arzu ettiğimiz böyle bir devirde iki kat pencereli, yüksek tavanlı, geniş sofalı, hücreli, dolablı, sedirli, ocaklı, şahnişinli, kafesli bir Türk eAİnde nasıl oturulur değil mi? Fakat size sorarım. Sizin yoksa bile ?lbet ahbablarınızdan birisinin kübik bir e\ini görmüşsünüzdür. Tavla zarı kadar salonlar, tavanma baş değen havasız yatak odaları, Akay kamaralan kadar küçtk mutfaklar, yazm güneşten, kışın $oğuktan şikâyet edilen pencerelerile bu evler acaba eski bir Türk evinden daha mı kullamşlıdır? Daha mı güzeldir? Vakıâ dünyanm her tarafında şimdi evleri böyle yapıyorlar, yapıyorlar amma onların mesaha nisbetlerile bizimkiler arasında çok fark var. Biz bir odalık yere b;r apartıman sığdırıyoruz ve buna da <~kübik» diyoruz. Filvaki «alelâcaib» manasına anladığımız bu kelimeyi burada tam yerinde kullamyoruz. Binanm haricî görünüşlerine gelince bir kütle ve hacim mimarisi olmak lâzım Lâkin post sahibi değildi. Onu Ga!ata mevlevihanesine şeyh yaptıran Üçün« cü Selimdir ve bu vakıa, (1791) tarihine tesadüf eder. Demek ki Şeyh Galibin Hüsnüaşt adlı eserini Galata mevlevihanesinde. yazdığını söylemek bir yandan tarihi tahrif, bir yandan da okuyucuların idrakinî tağşiş etmektir. Gazetelerimiz bu gib{ sakatlıklardan mümkün olduğu kadar* uzak kalmıya çalışsalar fena mı olur? M. TURHAN TAN gelen modern mimarinin hangî guzellil^ şartlannı haiz olması lâzımgeldiğini maata teessüf daha bulamıyoruz. i Zaten bu yeni mimarî Avnıpa mem * leketlerinde de büyük münakaşalara mey* dan açmış, gideceği yolu henüz bulama* miftır. ' Bununla gerî gidelim demek ıstemfyo> nım. Hatınnıza böyle birşey gelmesin. Bugün artık cami mimarisile resmî bir daire, türbe mimarisile bir köprü kulübesi veya bir bilet gişesi yapılamaz; kemerlj pencereler, sütunlu ravaklarla bir pos « tane veya bir vali konağı inşa edilemez:. Hele oturacağımız evleri bu dinî mima ^ rideki unsurlardan aldığımız şekillerla süslemek büsbütün abestir. Edirneda Sinanın tımarhanesine bugün akılhlan koysanız çıldınr, eski bir medrese oda sma bir mücrimi bile hapsetmek insanî olmaz. Artık yaşayış, duyuş, estetik, teknik hep değişmiştir. Mimarinin de değişmesi lâzımdır. Fakat bunu millî çerçeve içinde nasıl değiştirmeli? Bunu mu soruyorsunuz? Sormayınız. Her kafadan o kadar ses çı« kacak ki birşey anlıyamıyacaksm. Bu işi şu genclere bırakınız ve müsterih oîunuz, onların içinden biri çıkacak, elbet bir gün bu düğümü çözecektır. İşte bu geziden maksadımız da bu san'at çocuklarına Sinan, Kemaleddm, Hayreddin gibi üstadların Edırnedeki duhteri pakizelerini göstermek ve onlarla nişanlamaktır. Elbet onları göre göre sevecekler, seve seve âşık olacaklar ve sonra da aşk her şeyı yapacaktır. Er geç beklediğimiz o güzel yavru dokuz ay on gün değilse bile, dokuz sene on ay scnra dünyaya gelecektir. ' Matbuat Balosu nes'eli geçti Talebeden bir grup CELÂL ESAD ARSEVEN