CUMHURİYET 9 SuHaf 1938 Tarihi roman: 4 Yazan: M. TURHAN TAN Hüseyin ev sahibine dedi ki: « Yatalım ağa. Uyumak durmaktan iyi. Çünkü bahtı kara olanlar yalnız uyurken gülerler» îçinden yükselip gelen bir ses ona: «Gir, |odaya gir. Bu yetim bakışları okşa» diryor ve kadınlığuım bütün ihtiraslan ayağa kalkarak kendisine çılgmlıklar teklif ediyor gibiydi. Bu hal belki bir saat, belki iki saat sürdü. Hüseynin hançeresi yoruldu, sesine mecalsizlik geldi ve ırlama fash kendiliğinden kesildi. Kara Süleyman da, kansı da uzun süren bir yürek kasırgasından kurtulmuş gibi sersem bir haz ve aahzuz bir hayret içinde idraklerini toplamaya çalışıyorlardı. Yorgun yorgun bulunduklan yerde düşünüyorlardı. Süİeyman, uzun bir sükuttan sonra, derlenip toplandı: Eh, dedi, hakkm varmış. Sesin Da vud Peygamberinki kadar güzel. Hocaiar o ırlarken demirin eridiğini söylüyoriar. Sen, adamm yüreğini eridiyorsun. ıTann kem nazardan esirgesin. Bir gün bu sesle sen saraya meyzinbaşı olursun!. Ve Hüseynin cevab vennesini beklemeden ilâve etti: Beni şevka getirdin aırrma yorulÜun. Döşeğini sereyim de yat. Yann gel«ıe görüşürüz. Seher yüreğini eşikte bırakarak ve genc misafirin hayalini kucaklıyarak başka bir odaya kaçarken Hüseyin ev sahibine cevab verdi: Yatalım ağa. Uyumak ıryanık idurmaktan iyi. Çünkü bahtı kara olanJ a r yalnız uyurken gülerler! Kara Süleyman, alık bir tebessüm içinJe hayretini haykırdı: Neler de biliyorsun neler, seni dinliyenler Gülhanede bel sallıyan toy bir delikanlı ile değil de gün görmüş müderrislerle konuştuklannı sanacaklar. Şu küçük ağza bu büyük sözler hiç yakışmıyor! Biraz sonra güzel sesli misafir, temiz bir yatağın içinde mışıl mışıl uyuyor, Seher de kocasının horultulan arasında sevimli konuğun hayaline yüreğinin besteledığı nınnılerı fısıldıyordu. Seher, şafağı yüreğinde bularak u yandı, geceyi yatağmda uyur bırakarak sofaya çıktı, ayağının ucuna basa basa beriki odanın eşiğine yanaştı, gözlerini mahud delığe yapıştırdı, içeriyi görmeğe çalıştı. Onun uykuda nasıl göründüğünü anlamak ve mehtabm yatağa nasıl uzandığını seyretmek istiyordu. Fakat misa firi uyanmış ve giyinip kuşanmış gb'rdü. Telâşa düşerek hemen merdivene atıldı, koşar gibi inerek mutfağa girdi, bir sabah çorbası hazırlamıya koyuldu. Eli işte, kulağı kirişte, gözü ise hep onun hayalindeydi. Sabahın serin beyazlığından bir göl okşayışı sezinsiyordu ve ruhunun bu gölde yıkandığını kuruntulıyarak tatlı ür permeler geçiriyordu. Fakat içinde anlaşılmaz bir kaynayış, bir yanış vardı. Ziya ile, seherî serinlikle yıkanmak o iç ateşine sükun vermiyordu. Hüseynin, o genc kudretin kollannda sallana sallana serinlemek için dayanılmaz bir iştiyak duyuyordu. Kocasının kalın sesi bu dalâletli kuruntulardan onu çekip çıkardı. Herif nıerdiven başmdan emirlerini haykırı yordu: Hu, kül döken. Sofrayı bahçeye iur. Biz bir ağaçaltı sohbeti yapacağız. Yüreğini yakan güneşi doya doya seyredebilmek ümidile hırslanan kadm bu emri çarçabuk yerine getirdi, bir badem ağacının altına iki minder koydu, Eyüb işi sofra altlığı üzerine siniyi yerleştirdi, uçlan islemeli kenar havlusunu fıfdolayı siniye iliştirdi, un çorbasıle baldan, kaymaktan ibaret olan kahvaltıyı ayn bir tepsi içinde sofranın yanma bıraktı, kahve takımını ve küme küme ateş dolu mangalı bahçeye indirdi, sonra yukarı çıktı, kocasile konuğun oturdukları odanın önüne geldi, kapıya üç fiske vurdu. Bu, kadm sesinin yabancılara duyurul masına müsaade edilmiyen bir devirde o sese vekâlet eden işaretlerdendi. Fakat Seher o gülünc âdete uyarak sofranın hazır bulunduğunu hafif üç fiske ile kocasına haber verirken tabiî olmaktan çok uzaktı. Parmaklarınm kapıya değil, genc misafirin tenine temas ettiğini zannederek titriyordu ve o işaretten bir gönül selâmı sezinseneceğini kuruntulayarak mahzuz bir sarsıntı geçiriyordu. Erkekler bahçeye inerken o, îçine kapandığı odanın kapısmı aralık bırakarak Hüseyni uzun uzun teşyi etti. Sonra kafesin arkasına oturup delikanlıyı ferih ve fahur temaşaya daldı. Sofrayı böyle bir seyre müsaid olacak yere kurduğu için dilediği kadar ve doya doya genc konuğu tetkik edebiliyordu. Karaköy meydanı Elektrik Şirketine Gümrükte yenilik Telsîz konuşma tecrübesi cevab verildi Genişletme işine dünden itibaren başlanmıştır Genişletilmesine evvelce karar verilmış olan Karaköy meydanmın tanzimi işine diinden itibaren başlanmıştır. Bu işe, evvelâ Köprü ve Galata nhtımmın başlan gıç noktasmdan girişilmektedir. Karaköydeki iki satış kulübesi de tahliye olun muştur. Bunlar derhal yıkılacak ve Galata rıktımı ucundaki kaldınm geri alı narak otomobillerin kolaylıkla manevra yapabilecekleri bir vaziyete sokulacaktır. Çok dar olan Ziraat Bankasının önündeki yaya kaldırımmın bir metro genişletil mesine dün başlanılmıştır. Köprünün köşesinden itibaren Galata nhtımma doğru uzanan kaldınm kâmilen kaldırılmaktadır. Bu boşluğa otomobiller girecek, bu suretle taksiler caddede yer işgal etmiyeceklerdir. Meydanm diğer cephesi, istimlâke taalluk ettiğinden sonradan açılacaktır. ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Almanya ve dünya politikası lmanyada müdafaa, haricî po « litika ve iktısad sahalannda gerek şahsa, gerek teşkilâta aid geniş mikyasta yapılan değişikliğin mahiyet ve ehemmiyeti arbk iyice belirmiş bulunuyor. Bu tensikatın bütün gayesi, memleketin bilhassa müdafaasım ve uzun bir harbe mukavemetini sağlamlaştırmak için, her işi bir elde bulundurmak manasmı ifade eden totalitair ve toplan idareyi temelleştirmek olduğu anlaşılmi|tır. Tensikat, zâhirde muhtelif üç sahada yapılmışsa da, hakikatte gayesi müşterektir. Çünkü büyük bir devletin ordu, donanma ve hava teşkilâtüe haricî poîitikası ve buna aid teşkilât ve iktısadî rejimle bunun esaslı teşkilâlı arasında sıki bir müşareket vardır. Almanya, Umumî Harbde.i;' Shla değil, açlık ve erzak ve ham m a d S ' Sulamamak yuzünden teslim olmuştu. A *nya, Kayserliğin ordu ve donanmasına ayanarak bütün dünyaya tesir ve nüfuzunu gösterirken haricî politikasımn zayıf olmasmdan dolayı üstüst« fahiş muvaffakiyetsizliklere uğramıştı. Umumî Harbde bütün dünyanın Almanyanın aleyhine harekete gelmiş olmasın* da da başlıca amil haricî politikadaki beceriksizlik olmuş ve bütün yük milletin* ordu ve donanmanın sırtına yüklenmişü. Ayni halin yeni bir harbde Almanya^ yı bozgunluğa sevketmemesıni temin içii şimdi haricî politika ve millî iktısadlaî memleketin müdafaa müesseseleri arasın* da sıkı bir iş birliği teşküâtı vücude geti^ rilmiştir. Bu maksadla müzakere ve ka« rarları gizli olmak üzere sabık ve lâhilt hariciye nazırlan, nn'llî müdafaa erkânî ve iktısad şeflerinin iştirakile bir haricî politika heyeti teşkil edilmiştir. Bir taraftan memleketin haricî polıtî* kası ve iktısadiyatı müdafaa teşkilâtils birleştirildiği bir zamanda asıl millî mü* dafaa teşkilâtında dahi muhtelif şubele* rin teknik cihetten bir elden idaresi \4 ayni zamanda teknik işlerin idare ve re« jimle alâkası kesilmesi için gayet şümullüj tensikat yapılmıştır. Almanyada Harbi ye Nezareti adını alan Millî Müdafaa Nezaretini hem devletin şefi, hem d« Başvekil sıfatile hükumetin başı bulunan Hitler bizzat deruhde eylediğinden bü « tün idare ve rejim işlerini doğrudan doğ^ ruya kendi eline almıştır. Diğer taraftan millî müdafaa yanı or* du, donanma ve hava işlerinin teknik CH hetleri büyük erkânıharbiye reisi sıfatil* başkumandanhk şefinin elinde birleştiril^ miştir. Bu üç şubeden her birinin gena ayn ayn teknik işlerine bakacak şefleri vardır. Millî müdafaa teknik şefliğina General Keitel ve ordu şefliğine de Ge^ neral Brauchitsh tayin edilmiştir. Dikkate şayandır ki bu generallerin ikisi de genc askerlerdir. Dahası var; Rusyada hangi rejim cari olursa olsun Almanyamn bu büyük şarklı devletl* beraber yürümesini ve hiç olmazsa husumetini celbetmemesini iltizam edefli Prens Bismark'ın içtihadı, Alman büyülc erkânıharbiyesinin Umumî Harbde Rusyaya karçı yapılan harbe ve muahharen bolşevik rejimine karşı gösterilen nefreta rağmen, asla değişmiyen bir düstur oU muştu. Ahiren açıkta kalan Harbîye Nazıri Mareşal Blomberg ve ordu başkumanda* nı General Fritsch'in ve mesai arkadaş» lannm bu fikirde olduklan ve Sovyetlere karşı Japonya ve muahharen Italya ila yapılan ittifaklann hararetli taraftarlari bulunmadıklan ve Hariciye Nazın Ba * ron von Neurath'ın dahi çok ihtiyatkâ* davrandığı tevatüren şayi olmuştu. Halbuki Almanyamn karada, denîzda ve havada bütün müsellâh kuvvetlerinirf teknik işleri başına gelen genc generallerin, bir gün, Rapello anlaşmasmın tazeled mesi ve Sovyet Rusya ile Almanyamn beraber yürümesi fikrine şiddetle muhalif bulunduktan başka bilâkis Sovyetlerd karşı hareket taraftan bulunuyorlar. Ayni zamanda yeni Hariciye Nazın olaa Londra sefiri Ribbentrop Sovyetlerin biaman düşmanıdır. Merkezj Moskovada bulunan beynelmilel komünistliğe karşı, mücadele için evvelâ Japonya ve sonradan bu Asyalı devletle birlikte Italya ile akdedilen ittifak misaklarına Almanya namma imza vazeden Baron von Neurath değil, Ribbentorp olmuştur. Bu genc diplomat, Sovyetlerin neka dar düşmanı ve Italya ile Japonya ile bü safta yürümenin nekadar hararetli taraftan ise îngiltere ile anlaşmağa o kadar şiddetle taraftardır. 1935 senesinde Almanyamn deniz kuvvetlerinin umumî tonajı tngiliz İmparatorluğu deniz kuvvetlerinin üçte birini tecavüz etmemesi için îngiltere ile Almanya arasında yapılan muahedenin akdinde mumaileyh çolc müessir olmuş ve Almany* namma kendi imza koymuştur. Almanyada işbaşına gelen şahsiyetler onun ileride takib edeceğî politikayı tenvir ediyor. Noksan tesisat, 5 senede 15 milyon lira sarfile ikmal edilecek Nafıa Vekâletinin Elektrik şirketine verilmek üzere hazırladığı mukabil cevab dün Şirketler Komiseri vasıtasile Elektrik şirketi direktörlüğüne tevdi edilmiştir. Hükumetin cevabı, şirketin tesisat nuk sanlarının ikmali için bunları beş senede 15,000,000 lira tahsisle ledricen yap masını ve sermayesinin tesbitile halktan fazla alınan paranın istirdadı için tetkikata başlanılmasını âmirdir. Sirket, hükumetin davetine kısa bir zamanda icabete mecbur RÖrülüyor. Şirket bu ıslah işini dışarıya dövîz vermeden yapacak ve ıslah işine sarfolunacak parayı sermayeye ilâve etmiyecektir. ^ muvafakiyetli oldu Kırtasiyeciliğin önüne geçmek ve muamelâtın azamî süratle cereyanını temin etmek karannı veren gümrükler idaresinde yeniden modern bir âletin tecrübesine başlanmıştır. Amerikada son zamanlarda pek taammüm etmiş olan bu âlet, radyo tertibatına benzemekte, alıcı ve verici basit tesisatla ayni binanın içindeki memurlar, istedikleri şekilde yekdiğerile konuşabilmektedirler. Alet, umumî emri hep birden infaz ve yahud istenilen kısımdaki muamelât ve muhavereleri kolaylıkla takib etmek bakımm dan da çok kullanışlıdır. Dün Gümrük Başmüdürlüğü ile muhtelif şubeler ara sında yapılan telsiz konuşma tecrübeleri muvaffakiyetle neticelenmiştir. A MÜTEFERRİK Kaput bezlerinin fiatları îktısad Vekâleti, endüstriyel mamu lâtm maliyet ve satış fiatlarmın kon trol ve tesbiti hakkmdaki kanunun birinci maddesinin verdiği salâhiyete dayanarak bu ayın başrndan itibaren Türkiyede dokunan ve metro murabbaları 125 300 gram arasında bulunan kaput bezlerinin satış fiatlarını tesbit etmiştir. Bu fiatlar, fabrika satış fiatlandır. Diğer taraftan tüccarlarm masraf karşılığı olarak ilân edilen fiatlara azamî yüzde üçe kadar zammetmeleri de kabul olunmuştur. Yalnız evvelce pamuk ipliğinde olduğu gibi kaput bezinde de bu farkların nisbetini ve azamî haddini Ticaret Odaları tayin ve tesbit edecek tir. Ticaret Odası, dünden itibaren bu işle meşgul olmağa başlamıştır. Oda, tüccarın satış fiatlarını cetvellerle tesbit edecektir. ADLİYEDE Sabur Saminin açtığı dava Otobüs dedikodusuna ismi kanştınldığı iddiasile bir gazete başmuharriri aleyhine Sabur Sami tarafmdan açılan davaya dün asliye birinci ceza mahkemesinde devam olunmuştur. Duruşmada, suçlu başmuharririn vekili Nazmi Nuri, 6 sahifelik bir müdafaanameyi iddia makamına vermiş, şifahen de davaya sebeb olduğu ileri sürülen neşriyatın her hangi bir şahsın haysiyet ve namusuna tecavüz veya hakaret etmek maksadile yapılmadığım, BelediyedeM yolsuzlukların halk tarafından anlaşılması için umumî menfaat namma neşriyat gayesinin gözetildiğini, eğer mahkeme heyeti buna kanaat etmezse bu işleri ihbar edenlerin mahkemeye celbedilerek malumatlarma müracaat olunabilece ğini söyliyerek beraet karan istemiştir. Mezkur gazete başmuharriri aleyhine başka bir dava olup olmadığmm sorulmasma karar verilerek duruşma başka bir güne bırakılmıştır. Şehir Meclisi Dünkü içtimada, seyrüsefer işlerine aid maddeler kabul edildi Şehir meclisi, dün birincî reis vekili Necib Serdengeçtinin riyasetinde toplandı. Ihtisab resmile süs ve av köpekleri, tanzifat, tenviriye, çalgı, tente, siper ve Ievha resimlerinden borçlu bazı mükel lefler hakkmda tahsili emval kanununun tatbikı hakkmdaki makam teklifleri ka • vanin encümenine havale olundu. Bütçenin muhtelif fasıllan arasında 11,500 liralık münakale icrasına dair olan teklif üzerine tanzim edilen bütçe encümeni mazbatası kabul olundu. Bolu Halkevinin köy tetkikleri Onlar neş'eli bir iştiha içinde çorba larını içerken genc ömrünü sızılı bir çift bacağa bakıcı yapmak felâketile iki üç yıldanberi inleyip duran kadın karmakanşık düşünceler geçirip duruyordu. Gü zelliklere alışıldığı gibi çirkinliklerle de ülfet husule gelir. Seher, bu tabiat kaidesi dışmda kalmış değildi. Ilk izdivac günlerınde tiksine tıksine yanına yaklaştığı geçkin ve hasta kocasına yavaş yavaş alışmış bulunuyordu. Evvelce onun sızılarını avuçlarında dindirmeğe uğra şırken parmaklannm, kaîbinin ve gözle rinin sızladığını hissederdi. Gene evvelce onun yorgun gözlerine bakarken içine eKavgacıları ayîrîrken lem dolan ve ö'mründen parça parça bir şeyler döküldüğünü sanarak ağlamak zavallıyı yaraladılar ihtiyacını duyardı. Sonralan bunlar, bu Kumkapıda oturan 17 yaşlarında Ruelemlenmeler geçmiş ve kocasile müna pen. dün akşam üzeri sokakta bir arkasebeti tabıileşmişti. daşıle kavga ederken oradan geçen Is mail adındaki genc, kavgacıları ayırmak Fakat şimdi ilk günlerin tiksintileri, Scılan » hem de toplu olarak içihde istemiştir. Rupen derhal belinden bir kama çı şahlanıyordu. Hatta eşinin bacakların karmış ve îsmaile dönerek: daki o dinmek bilmez sızılan da kendi < Sana ne oluyor, kavgayı eden biz, parmaklarmda sabunla yıkanmaz, dağdayağı yiyen gene biz> demiş ve elindelanmakla çıkmaz bir kir gibi kümelen ki kamayı İsmaile iki defa saplamıştır. miş görüyordu. Yaralı hastaneye kaldırılmış, suçlu da Bu hissî değişikliği yapan koca yakalanarak Müddeiumumiliğe teslim sile konuğunun yanyana bulunuşuydu. edılmiştir. Seher, kendine tasamıf eden erkekle Cüce Simon mahkemede kendisinin tasarruf etmek istediği erkeği Bundan iki ay evvel, Beyoğlunda gemukayese ettikçe fenalaşıyor ve ömrünün nasıl heder olduğunu bütün fecaatile celeyin tabanca ile Hayri admda bir orman memurunu yaralıyan Cüce Si kavrıyarak için için ağlıyordu. monun muhakemesine devam olunmuşOnu en ziyade üzen ümidsizlikti. Dü tur. Davacı gelmediğinden tebliğat yaşünde görüp de ruhî bir ıstırabla kalbi pılmasma karar verilmiş, muhakeme ne geçirdiği erkeğin yerini şimdı şu deli başka bir güne bırakılmıştır. kanlıya vermişti, Lâkin ona ne kucağınPalto hırsızları yakalandi da, ne dudağmda bir yer veremiyeceğini Mekteb çocuklarını kandınp sırtla biliyordu. Biraz sonra genc adam, talihsiz bir kadm kalbinde nasıl bir yangm nndan paltolarını kaparak kaçan ve bu suretle şimdiye kadar 40 defa suç işlitutuşturduğunu sezmeden, hatta böyle yen Sabancalı Ahmedle Çanakkaleli bir kadın bulunduğunu anlamadan ayn Hüseyin, dün yakalanmışlardır. Cür'etlıp gidecekti ve o yanık kalb gene beriki kâr suçlular, yaptıklarını itiraf etmişler hasta adamın sızılı bacaklarına takılı ka ve Adliyeye teslim olunmuşlardır. lacaktı. VtLÂYETTE (Arkası var) Dünkü tefrikamızda Derviş Omer bestesi diye yaadığımız varsağıdakı «Musam eğ Bahçelere ucuz »u verilecek lendi gelmedı» mısraı benım dalgınlığım Bazı yerlerde Belediyelerin bağ, bahyuzünden mevsim eğlendl gelmedi şek lınd€ çıkmıştır. O bestede bu kelime mu çe ve fidanlık sulamak için iktısadî vasim gibi okunmak lâzımdır. Bana zuhulu ziyeti sarsacak derecede ücret almakta mu ıhtar eden Istanbul Vılâyeti Seferberlik muduru Bay Cemale teşekkurlerimi su oldukları haber alınmıştır. Memleketin ihrac maddelerini müteessir edecek ve narım. M. T. T. halkın bunları yetiştirmek hususundaki gayretini kesecek bir şekil alan bu hale nihayet verilmesi, ancak masrafa tekabül edecek derecede ücret almması lüzumu bildirilmiştir. Eski îsveç takas anlaşmasma Istina den yapılan takas muamelelerinin yeni Et fiatlannda yapılacak tenzilâttan dolayı mezbaha resmi tarifesinde yapıl anlaşma hükümlerine göre değil, eski anlaşmaya göre muameleye tâbi tutulaması istenen tadilâta dair bulunan makam cağı tktısad Vekâletinden bildirilmiştir. teklifi de mülkiye ve iktısad encümen Hava Kurumu balosu lerine gönderildi. Hava Kurumunun senelik balosu. 26 Et fiatlarının murakabesî îçin teşkil şubat akşamı Perapalasta verilecektir. olunacak komisyona üç aza seçilmesi Hava Kurumu İstanbul şubesi müdürü hakkmdaki teklif okunarak buraya da tsmail Hakla Bayakin riyasetindeki bir azadan Mustafa Aşkm, Feridun Man komite balo hazırlıkları üzerinde ça yasi ve Cemaleddin Fazıl seçildi. lışmaktadır. Bundan sonra zabıtai belediye tali130i genc Türklcuşunda matnamesinin müzakeresine geçilerek naBu sene Türkkuşuna yazılan genclerkil vasıtalannm seyriseferine, nakil vası den 130 unun sıhhî muayenesi tamam talannm ve halkın bu hususta riayet et lanmıştır. Muayenelerden alınan neti meleri lâzımgelen şeylere aid madde ce çok iyidir. İlk uçuşlara ilkbaharda ler okunarak kabul edildL başlanacaktır. Alâkadarlar bu maksadYeni esaslara göre, tramvay arabalan la şimdiden tertibat almıya ve hazırlıkyürürken arabalara binmek ve inmek ya lara başlamışlardır. saktır. Durak yerlerinde tramvaydan inen bir müşteri, tramvay hareket etme den evvel arabanın önünden geçemiye cektir. «Dolmuştur» levhası asıldıktan sonra tramvaya müşteri alınmıyacak, arabalann içinde halkı rahatsız edecek şekilde gürültü edilmiyecektir. Müzakereye gelecek salı günü devam edilmek üzere celseye nihayet verilmiştir. Mezbaha resminde tadilât Isveçle aramîzdaki takas muameleleri KÜLTÜR tSLERl Musevi cemaat mekteblerinin idareleri hakkmdaki teklifler Musevi cemaat mekteblerinin idare sinin hükumete devri hakkmda Maarif Vekâletine müracaat edildiği hakkın « daki haberler teeyyüd etmektedir. Ve rilen malumata göre, cemaat mekteb leri idareleri, fransızca tedrisatm devamına da müsaade edilmesini istemişlerdir. Bu müracaatin sebebi, Musevi ilkmekteblerinin masraflarını karşüıyacak kadar dahi varidat bulamamalandır. DENÎZ İŞLERI Memurin kooperatifi kongresi Denizyolları idaresi memurin kooperatifinin senelik içtimaı 24 şubatta yapılacaktır. Yüksek Tedrisat Umum müdürünün tetkikleri Şehrimizde bulunan Maarif Vekâleti Yüksek Tedrisat Umum müdürü Cevad, dün Güzel San'atlar Akademisine gideAzgın beygirler rek yeni teşkil edilmiş bulunan jüri heDün öğle üzeri, Tütün gümrüğü meydanında durmakta olan Rızaya aid yük yetinin faaliyeti etrafmda tetkiklerde arabasının hayvanları aj'ni meydandan bulunmuştur. Müfettişlerin ihtisaslarî geçen bir kamyondan ürkerek gemi azıya almış ve arabayı sürükliyerek, Sirketlk tedrisat müfettişlerinin mmtakacide kaçmağa muvaffak olamıyan Er lara ayrılmaksızm ihtısaslarma göre zurum otelinde misafir Ali tbrahimin a şehrin bütün ilkmekteblerinde teftiş ğır surette yaralanmasına sebeb olmuş lerde bulunmalarmm faydalı olup ollardır. mıvaca&ı tetkik edilij'or. Sagunay Biçki Yurdundan mezun olanlar Köy kâtibleri başka işlerde çalıştırılmıyacaklar Köy kâtiblerinin kazalarda ve diğer yerlerde idareten muhtelif işlerde çalıştırılmamaları lüzumu alâkadarlara tebliğ edilmiştir. Köylünün itimadını kazanmıyan kimseler Dahiliye Vekâleti tarafmdan vilâyetlere gönderilen bir tamimde muhtar intihabmda seçilenler arasında köylünün itimadını kazanmamış bazı kimselere tesadüf edildiği kaydolunarak bu gibi kimselerin köy kanununun tatbikına zarar iras etmeleri muhtemel bulunduğu Bolu (Hususî) Halkevi köycülük komitesi bu haftaki mutad gezmesini ve şubat ayı zarfmda yapılacak seçimAlpgut köyüne yapmıştır. Oradaki hastalar muayene edılmiş, ilâçları parasız de bu noktaya dikkat ve itina gösterilBeyazıdda Zeynebkâmil sokağında olarak verilmiştir. Köylülerle komite azası okuma odası, köy volları, çamaşır mesi lüzumu bildirilmiştir. Saganay biçki yurdundan bu sene me : hanenin yanma bir bo§ sandığı yapılması, içme suyunun isalesi, köylünün \ zun olan sekiz talebenin resmî hntihan şehirde ucuz köy ekmeği temin edebilmesi, yaban ağaçlarının köy civarına Yarının büyük tehlikelerini kur lan, dün Selçuk ve kız san'at mektebinde getirılerek aşılandırılmalarma müsaade edılmesı, kesilen odunlarm merkeple bansız atlatabilmek için kurbanla yapılmıştır. Imtihana giren sekiz talebe şehirde satılmasına izin verilmesi meselelerini görüşmüşlerdir. Gonderdığim rınnzı Hava Kurumuna verelim. de muvaffak olmuşlardır. Isimleri şun Tesim Bolu Halkevi köycülük şubesi komitesini Alpgutu ziyaretleri sırasmda göstermektedir. lardıri Ayten Qztoprak, Suad G Müşerref, Behice Çelebi, Leal Edit, Hadiye Mürtaza, Fahriye, Muzaffer.. Imtihanlardan sonra mezunların vücude getirdiği sergi gezilmiştir. Yukarıdaki resim, Sagunay biçki yurdunun genc mevzunlarını göstennekte dir. Maharrem Feyzi TOGAYj