(Baş tarafı 1 inci sahifede) larak sahaya çıktı. Fakat maçı anlatmağa başlamadan şunu da kaydedelim: Dün Rızanın mevkiinde gördüğümüz Muhterem, onu aratmadığı gibi kendisiuin çok daha iyi bir merkez muavin olduFğunu ispat etti. Beşiktaş, Askerî liselerden birinde talebe olan Muhteremin bu maçta oynamak hakkını haiz olmadığını, esasen vaktile kendi kulüblerinde mukayyed olduğunu söyliyerek itiraz etmiştir. Takımlar şu tertiblerle karşılaştılar: Beşiktaş: Mehmed Ali Faruk, Hüsaü Feyzi, Enver, Rifat Eşref, Şeref, Hakkı, Rıdvan, Hayati. Güneş: Cihad Reşad, Faruk îbrahim, Muhte»em, Yusuf Cambaz, Murad, Melih, Niyazi, Ömer. Oyunun ilk dakikalan Beşiktaş takımının lehine olmak üzere çok seri bir şekilde geçti. Her zaman mağlub olmak vaziyetlerine veya tehlikelerine düştük ten sonra canlandığını gördüğümüz Beşiktaşlılar dün maçın başlama düdüğile beraber Güneş kalesine arka arkaya ve her biri ciddî birer tehlike olmak üzere akınlar yaptılar. Bir aralık Hakkınm köI şeyi bulan bir şütü direğin yanından avuta çıktı. Bu tehlikeyi tesadüfle atlatan Güneş müdafaası akabinde bir Beşiktaş Beşiktaş, Güneşi 1 O yendi Hilâl Beylerbeyi maçı yarıda kaldı CUMHURİYET 17 Ikineikâmm 1938 İktibaslar Amerikanın büyük yemini «Stampa» dan lçinde aşağıdaki teklifin müzakere edilmesi için kongre azalarından üçte ikisinin reylerini temin ettiler: Teklif şu idi: «Kendi takdirine göre harb ilân etmek salâhiyetinin Cumhurreisinden alınması ve ilânı harbin ancak reyiâma müracaat edilerek yapılabilmesi». Amerika meb'usan meclisi, bu teklifi, 10 ikincikânunda müzakere ederek 188 e karşı 208 reyle reddetmiştir. Cumhurreisi Roosevelt, bu teklife karşı şiddelte muhalefette bulunmak tadır. Hariciye Nazın Hull, teklifin Birleşik Amerika hükumetleri idare sistemine ve kanunu esasiye zıd olduğunu iddia etmiştir. Bazı meb'usan mahfillerinin kanaatine göre, bu teklifi yapanların, Amerikanın ellerini kollarını bağlamakta istifadeleri bulunan bazı devlet ajanlarının ustahklı tuzağma düştükleri merkezindedir. Eğer bu kanun kabul edilirse, muhtemel bir çarpışmada Amerikanın vaktile müdahalesi imkân haricine çıkmış olacaktır. Bu arada Vaşington hükumeti, efkârı umumiye ile hemahenk olarak çok makul bir durum muhafaza ve takib et mektedir. Hükumetin takib ettiği bu s*yaset, işleri çıkmaza sokmaktan uzak, sabit bir siyasettir. Ekseriyetin kanaati «Morgan ve Standart Oil> kumpanya larının menfaatleri uğrunda Amerika genchğinin boğazlanmak için Çine gönderilmiveceği yolundadır. Filhakika Japon Çin kavgasında tehdid altında bulunan Amerikan menfaatleri, yalnız bu iki kumpanyaya aid bulunmaktadır. Amerikanın şarktaki menfaatleri yaînız Çinde bulunan 200 milvon dolarhk sermayesinden ibaret değildir. Bunlar Filipin, Alaska, Aleut, Samoa ve Hunolulu isimleri verilen yerlerdir. Birleşik Amerika hükumeti, Japon yanm büvük Okyanustaki sahillerir>e düşünmeden bir maceraya teşebbüs etaıesinin önünü almak üzere Behreng boğazının şimalinden Meksika hudud larına kadar kuvvetli tahkimat vapmağa baslamıştır. Bundan başka Cumhurreisi Roosevelt, kongreden deniz bütçcsine 50 milvon dolar daha ilâvesini is temiştir. Bu miktar dahil olduğu halde Amerika donanmasına iki süper dred notla daha küçük yirmi geminin insası için 576 milvon dolar tahsisat veril mektedir. Hatta süper drednotların inşasına bile baslanılmıştır. Kânunusani içinde Roosevelt tarafından istenilea bu tahsisatm kongrece kabul edileceği muhakkaktır. Amerika 1942 deki de niz konferansmda deniz silâhları için tavin edilen haddin en yüksek derecesire yetişmiş bulunacaktır. Yani o vakit Amerika donanması, dünvada mevcud donanmaların en kuvvetlisi ve belki de birincisi olacaktır. Büyük Okvanus vazivetinin gösterdiği ciddivet karşısında bircokları Birlesik Amerikanın Ingiltere ile bir ittifak akdederek tecerrüd halinden çıkması nm münasib olup olmadığını sorup duruyorlar. îngilterede bövle bir ittifak tan cok bahsedılmektedir. Fakat Amerikada bir kimsenin sadece böyle bir programdan ivi suretle bile bahset mesi, ekserivetin hiddetini celbetmek tedir. Amerikalılar her vakitten ziyade simdi sulh zamamndaki ittifaklara muarız bulunmaktadırlar. Fakat eğer Jaoonlar, iki Anglo Sakson kavminin ilânihave ittifak edemi veceklerini hesab ederlerse. büyük bir hataya düşmüş olurlar. Japonlann dü sebilecekleri bu hatanm netayici ken dileri için hesab edilemiyecek derecede vahim olacaktır. Japonyanm bövle aldatıcı bir karara kapılması, kendisini bir uçuruma da sürükliyebilir. beraber bütün tiyatro kadar geniş olduğunu tevehhüm etti. O zaman birşey oldu. O gizli el, kalbini bir kere daha yaraladı. Nefesi ke " şildi. Şarkısı devam ediyordu. «Böylece, şarkı söylerken öleceğim» diye düşündü. Etrafında herşey karardı. Tiyatro eğildi, üstüne yıkıldı. Oldüğünü zannettiği halde, hâlâ ayakta duruyordu. Perde in • dikten sonra, olduğu yere yuvarlandı. *** İhtiyar Bryant, iki gün sonra onu görmeğe geldıği zaman, Doris'in yüzündeki makiyaj tamamen silinmemişti. Bryant, ayaklannın ucuna basarak odaya girdi. Doris, zahmetli bir uyku uyuyor, göğsü sık nefeslerle inip kalkıyordu. îhtiyar Bryant oturdu ve bekledi. Doris uyanıp onu yanıbaşında görünce hafif bir tebessümle gülümsedi. Bryant, derhal: Konuşma. Dedi. Bu, tıpkı, hastanede yaralı yattığı zamanki «konuşmayın, kımıldama yın» tenbihini hatırlatıyordu. Doris: Seni ilk gördüğüm gün gene böyle hastaydım, diye mmldandı. îyileşeceksin. Doris, elini, yorganm altından zah metle dışan çıkardı, dikkatle baktı, başını salladı ve gene yorganm üstüne bıraktı. Sonra, ayni mınltı ile sordu: lArkast var\ Beşiktaşh Şeref, Güneş kalesinden topu çıkarıyor akınını topu kornere atmak suretile bertaraf ettiler. Maçın tek golü Beşinci dakikada sağdan bir iniş ya pan Beşiktaş hücum hattı oyunculan topun Güneş müdafaası tarafından uzak laştınlmasına vakit bırakmadan kaleye çullandılar. Kargaşalıkta Şerefin bir vuruşu topu kaleye soktu. Bu gol oluncıya kadar top mütema diyen Güneş nısıf sahasında dolaşıp durmuştu. Bundan sonra oyun ilk dakikalardaki hızını kaybetti. Güneş müdafaası tazyikten kurtularak daha rahat hareket etmek, daha serbest vuruşlar yapmak imkânını buldu ve Güneş hucum hattı tedricen daha sık olmak üzere akınlar yapmağa başladı. On ikinci dakikada Me lih, takımınm hücum faikiyetinî ele almasının semeresini toplıyabilirdi. Fakat Ömerin diz boyu yüksekliğinde yaptığı ortalamayı adeta kalenin içinden hava lara atmak suretile kaçırdı. Bu müstesna fırsatı kaçırdıktan sonra hâkim oynamakta devam eden Güneşliler, kendilerini beraberliğe ulaştıracak, hatta galib vazîyete getirecek goller atabilirlerdi. Fakat üç orta muhacimin aralannda anlaşmağa teşebbüs bile etmeden jahsî bîrer oyun tutturmalan ve rakib müdafaa oyuncularile mücadeleye giriş mekten çekinmeleri yüzünden muvaffak olamadılar. Sol açık Cambaz öğleden evvel ayni sahada yapılan bir hususî kupa maçında da oynadığı için yorulmuş ve Üçüncü maç Hilâlle Beylerbeyi ta îtalya matbuatı lçinde mühlm b'r kımları arasındaydı. İlk devre Beylerbe mevkıi bulunan «Stampa» gazetesi yinin 1 0 galibiyetile bitti. Nevyork muhabirinin Birleşik Amerıka îkinci devrenin beşinci dakikasında hükumetleri efkârı umumiye cereyanHilâlliler beraberliği temin ettiler. On larmı anlatan mühim bir mektubunu dakika sonra Beylerbeyi ikinci golünü çı neşretmiştir. Enteresan gördüğümüz bu kararak gene üstünlüğü temin etti. Fakat mektubu biz de naklediyoruz: sinirli ve asabî bir oyun tutturan HilâlliMilletin içtimaî ve siyasi vaziyetlerilerin mütemadî itirazları dolayısile ha ni altüst edebilmeleri mümkün olan her kem Nuri Bosut sahadan çıktı. Son on türlü ihtimalâta karşı her tabakaya beş dakikayı idare edecek ikinci bir ha mensub olan Amerikalüarm aldıkları 3000 metre koşu neticelenirken kem bulunamadı ve maç bu suretle ya tavır, büyük bir kayıdsızlık diye tavsif bütün enerjisinî kaybetmiş olduğundan Dün Beşiktaş takımında îyî oynıyan, olunabilir. r:da kaldı. fazla birşey yapamıyor, sağ açık Ömer ise Güneş takımında da fena oynıyan pek îstihsalâta, küçük emlâk sahiblerine kendisine verilen paslan kaptırmamakla azdı. Beşiktaşta Hüsnü ile Şeref bir de A. Hisar: 3 Davudpaşa: 1 karşı hükumetin aldığı tedbirlere ve Son maçta Davudpaşa ile Anadolu borsa ilhamlarının düşkünlüğüne dair beraber takımı için nafi olabilecek hare receye kadar iyi idiler. Güneşten de Niyazi, Murad ve Cambaz arkadaşlan de hisar takımlan karşılaştı. Oyunun hemen konuşulanları her vakit işitirsiniz. Ha ketlerde bulunamıyordu. ilk dakikasında Davudpaşalılar bir gol ricî siyasete aid meselelerin mevzuu Beşiktaş takımma gelince, dakikalar recesinde muvaffak olamadılar. Hakeme gelince, Güneş Galatasaray yaptılar. Hisarlılar buna 5 dakika sonra bahsolduğuna ender olarak rasgelirsi ileriledikçe darmadağm bir teşekkül iki mukabele ettiler ve ilk devre mütevazin niz. Fakat, muharebeden, hele Birleşik manzarasmı aldı. Eşref bütün bir devre maçında, Galatasaraya kolayca Amerika hükumetlerinin sürüklenmesi köşesinde unutuldu. Şeref, Hayatiye penaltı veren ve üç futbolcuyu da tekme bir oyunla 1 1 berabere bitti. muhtemel bir muharebeden meçhul bir İkinci devrede Anadoluhisarı müessir kırk elli metrodan geçirdiği bir kaç nefis attıkları için dışarı atan Feridun Kılıc, ima suretinde bile bahsolunduğuna tesapas müstesna, hiçbir iş göremedi. Hakkı, dünkü maçta, bazan bol bol atılan ve bir oyun çıkararak 15 inci dakikada ikin düf edemezsiniz. Böyle bir ihtimal, AMuhteremin akıllı oyunu, iyi yer ve a sesleri tribünlere kadar gelen tekmelere ci ve 35 inci dakikada üçüncü gollerini merikalıların çoğunun ruhunu muhte dam tutması yüzünden topu alabilmek göz yummak ve tekmeli oynıyan hiçbir yaptılar ve maçtan 3 1 galib çıktılar. mel büyük bir zelzele felâketi gibi iş Diğer müsabakalar gal etmektedir. için hasımdan hasma saldırmak vaziyet futbolcuyu dışarı çıkannamak suretile, sadece Galatasaraya aleyhtar bir hakem Bakırköy sahasmda, Barut Gücü A lerine düstü. Rıdvanla Hayati ise çok feAmerikalılarm büyük dünya muha olduğu hakkmda Galatasaraylılar tara takımı Kızıltoprak Halkevi Sporla 1 1 e rebesine aid fena hatıratı hâlâ akılla na bir günlerinde idiler. rından çıkarmadıklannı tahkik eUtim. Devre ortasında Beşiktaş müdafaası fından ileri sürülen iddianın doğruluğunu ispat etmiş oldu. Bu muharebeden büyük bir ıstırabla nm temel direği vazifesini gören Hüsnü bahsetmektedirler. Bitaraflıktan ay düşürülerek kolu incindi. Takım kaptarıldıklarma nekadar müteessif iseler, nı bir müddet için yerden kalkamayınca Dün Şeref stadında îstanbul şild maçneticelenmesi şeklini de o kadar takbih siyah beyazlılar sinirlendiler ve bunun lanna başlandı. Bu sahaya dört maç isaetmektedirler. Uğradıkları zillet ve haneticesinde takımda iyi oynıyanlar da o bet ettiğinden müsabakaların sabah saat karete karşı daima derin bir hiddet duyyunlannı bozarak Güneşin daha iyi ve 9,30 dan itibaren yapılması takarrür etmaktadırlar. Safdıllıklerinden, sadelikdaha hâkim oynamasına yardım ettiler. mişti. lerinden, beynelmilel meselelerdeki tecrübesizliklerinden istifade edildiğini biBirinci devre, Güneşliler beraberliği te Anadolu: 2 G. Gencler: 0 liyorlar. Bu büyük haksızlıklarla ya min için çok üstün bir oyun tutturmuş bir İlk maçı Anadolu ve Galata Gencler pılan ve istikbaldeki karışıklıklarm to halde olmalanna rağmen, 10 Beşiktaşın humunu saçan muahedelere karşı meBirliği yaptılar. Bu maçı Adnan Akın lehine bitti. calsiz kalmışlar ve bir daha başlarına idare etti. İlk devre mütevazin bir oyunİkinci devre böyle bir belâ gelmemesini temin için la 0 0 berabere bitti. yemin etmişlerdir. Jorj Vaşingtonun öikinci devre, kısa fasılalar haricinde, Fakat ikinci devrede hâkim bir oyun lürken vatandaşlarına siyasî bir vasiyet hemen hemen baştan nihayete kadar ol çıkarmağa başlıyan Anadolulular biri şeklinde yaptığı tavsiyeye sadık kalmamak üzere Güneş takımınm Beşiktaş ka penaltıdan ıkı gol yaparak maçı 2 0 ga" ğa azmeden Amerikalılar, artık başka lesini sıkıştırmalan arasında geçti. İlk hb bitirdiler. kıt'aların rekabetlerine, kavgalarına da devredeki düşüşünde kolunun sakatlanOrtaköy: 5 Altınordu: 1 Altı bin metre koşudan bir enstantane karışmıyacaklardır. dığı anlaşılan Hüsnü, müdafilik vazifesiİkinci maç Ortaköyle Altınordu ta berabere kalmıştır. Kızıltoprak Halkevi «** ni yapamaz bir hale gelince Beşiktaşlılar kımları arasındaydı. Ortaköylüler mu takımı Fenerbahçeli Sedad, Orhan, HaDünya muharebesi bittikten sonra Atakımlannı değiştirdiler. Enver sağ mü vaffakiyetli bir oyunla hasımlarını 5 1 yati, Bülend, îrfan, Orhan, Şeref, Nec merikalılarm her türlü propagandalara dafiliğe, Hakkı merkez muavinliğe, Hüsgibi büyük bir farkla yenmeğe muvaffak det, Semih, Fikret ve Bediden terekküb karşı muhalefetleri steri şeklini almışnü de hücum hattına geçtiler. ediyordu. oldular. tı. Her meselede bu veya şu maksad Bu devrede yer tutuşlarile, Beşiktaş Ayni sahada yapılan diğer iki müsa larla propaganda vapılmakta olduğunu Birinci devrenin 13 üncü dakikasında müdafaasının uzaklaştırmağa çalıştığı Altınordulular bir gol çıkarmışlardı. Fa bakada Barut Gücü B takımı ayni zannediyorlardı. îspanya dahilî muha topların hepsini alan Muhterem, tek, fa kat Ortaköylüler verimli bir oyunla 5 Halkevi Sporun B takımını 3 1 yen rebeleri, Japonyanm Çini istüâsı başkat büyük bir hatada bulundu: Güneş dakika sonra beraberliği ve devrenin son miş, Barut Gücü gencleri de Bakırköy hyalıberi Ingiliz propagandasından sakmmak bütün gazeteler tarafından daakınlarını iki iç oyuncuya veya merkez larına doğru bir gol daha yaparak dev Rum takımını 4 3 mağlub etmiştir. ima tavsiye edilmiştir. Bu ruhî halet, muhacimine pas vermek suretile tazele reyi 2 1 galib bitirdiler. Öğleden evvel Taksim stadyomunda teklif edilen bir kanunla pek açık olameğe çalıştı. Halbuki kalelerinin önüne İkinci devreye daha sıkı bir oyunla Pera ile Kurtuluş takımları stadyom ida rak gösterilmiş oldu. Yarım düzine yığılan Beşiktaşh oyuncuları açmak için başlıyan Ortaköylüler derhal hasım yarı resi tarafından tertib edilen turnuvanın âyan azasile bir meb'us, kânunusani iki açığına uzun paslar verseydi kırk beş sahasına girmeğe muvaffak olarak kısa final maçını yapmışlardır. Peralılar ra dakıka devam eden Güneş hâkimiyeti sı fasılalarla üstüste üç gol daha yaptılar ve kiblerini 2 1 yenmek suretile ortaya koşa, Beyoğlu Halkevi, Beyoğluspor, Şişli, rasında üç orta muhacim belki bir kaç maçı 5 1 kazandılar. nulan kupayı kazanmışlardır. Arnavudköy kulübleri iştirak etmişlerdir. gedikle karşılaşır ve gol atabilirlerdi. Gene Taksim stadyomunda Galata Üç bin metroluk koşuda Beyoğluspor Bu devrede Beşiktaş hücum hattı sasaray birinci takımile Demirspor arasmbirinci, Beyoğlu Halkevi ikinci, Kasım yılabilecek kadar nadir akınlar yaptı. daki ekzersiz maçını sarı kırmızılılar 8 1 paşa üçüncü olmuştur. Bu müsabakada Bunlann hepsi Şerefin Esrefe verdiği dekazanmışlardır. ferd itibarile Beyoğluspordan Çaliksi rinleme paslarile inkisaf etti. Fakat saB. takımları maçları 12,22 dakikada birinci gelmiştir. kat bir halde olan Hüsnü enerjik davra" Cumartesi günü Taksim stadında ya Altı bin metroluk müsabakada Gala nıp rakiblerini zorlıyamadığı için bu apılan İstanbulspor Güneş B takımları tasaray birinci, Güneş ikinci Beyoğluspor kınlar netice vermedi. Yalnız bir sefemaçında İstanbulspor 21 Güneşi yen üçüncü olmuştur. Ferd itibarile de Ibrarinde Eşrefin kısa bir geri pasını Şeref miştir. him 19,13 dakikada birinci olmuştur. durdurmadan çok sıkı bir şüte çevirdi. Taksim stadında oynanan FenerbahÇok güzel olan bu duruşu Cihad, ayni Voleybol şampiyonası çe Beykoz B takımları maçını 91 Fegüzellikte bir kurtarışla kornere atmağa Beyoğlu Halkevinin tertib ettiği vo nerliler kazanmışlardır. Fenerbahçenin leybol turnuvası üçüncü sınıfın final mamuvaffak oldu. Seyirciler bu güzel şütü B takımında Naci, Şaban, Orhan, Mu çı dün îtalyan mektebile Çelikkol takımve güzel kurtanşı alkışlarlarken Hüsnü zaffer, Cevad, Necdet gibi birinci takım ları arasında oynanmış, İtalyan mektebi dayanamadı ve gidip saha rakibi olan futbolculan da oynamışlardır. Cihadm elini sıkmak suretile kendisini 1510, 1215, 152 yenerek birinci oltebrik etti. Dün yapılan kır koşuları muştur. İkinci sınıfta Mühendis mektebi HayDün Şişli ile tuğla harmanları arasınGüneşliler mütemadiyen hâkîm oynada üç bin ve altı bin metro mesafe üze darpaşa lisesile karşılaşmış ve 1510, 7malarına rağmen, Beşiktaş kalecisi Mehmed Aliyi ciddî bir tek tehlikeli vaziyete rinde iki katagori üzerine kır koşusu ya 15, 1512 galib gelmiştir. Bu sınıfın şamsokaadan maç 1 0 siyahbeyazlıların Beşiktaş taraftarları, takımlarının attığı pılmıştır. Müsabakaya Galatasaray, Gü piyonluğu Mühendis Eyüb maçından galebelerile neticelendi. tek golü ilân ediyorlar! neş, Fenerbahçe, İstanbulspor, Kasımpa sonra belli olacaktır. Şild maçları Vicki BAUM Yazan: Hamdi VAROĞLU Çevlren: 77 Bu Foster'i tamamile satm almak için neler yapmak mecburiyetinde kaldığını Bazü'e anlatmamış, bütün hayatmı, onu hapisten kurtarmak ve bütün muhitini br rakıp adaya çekilmek gayesine nasıl vakfettiğini söylememişti. Aşk böyle dir. En esaslı şey ihmal edilir, teferruat anlatılır. Tahliye ve af talebi reddedildi. Ef kân umumiye, kanunlarm tatbikında gösterilen fazla müsamahakârlık aleyhine kıyam etmişti. Foster rezaleti birçok yolsuzlukları meydana çıkarmıştı. Hapisa ne dırektörlerının ırtıkâbı, haydudların v katillerin serbest bırakıldığı, siyasetle cmayetin garib bir halita halinde birbirine kanştığı görülmüştü. Burjuvalar, vaktinden çok evvel serbest bırakılmış tehlikeli mahpusların, birdenbire etraflarını kusattığını görüyorlardı. Doris kısa bir mezuniyet kopardı ve Board of parole denilen kefaletle tahliye komisyonuna koştu. Bu komisyon, hapisane hapisane dolaşıp, kefaletle tahliyeleri teklif edilen mahpusların mukad deratını tayine memur, sükutî ve mühim üç kişiden mürekkebdı. Fakat, müracaati neticesiz kaldı. Ona, şimdilik işin peşini bırakmasını ve efkân umumiyenin sükunet bulmasma intizaren, hiç olmazsa bir sene sabretmesini tavsiye ettiler. Bazil'in hareketlerinde, biraz korrünizme kaçan bir hal vardı. Hapisanede tavr ve hareketleri, tenkidden büsbütün azade değildi. Bir gardiyana filen tecavüzde bu lunmuş, isyana iştirak etmiş, emirlere karşı istihfafkâr davranmıştı. Tahliye komisyonu, maalesef, Bazil'in tahliyesine imkân göremiyordu. Doris, Bazü'e bir mektub yazdı ve: «Sabırlı ol, Bazil dedi sabırlı ol.» Nevyork'a döndü ve doktor Williams'ı görmeğe gitti. Bir kabahat itiraf eder gibi, özür diliyen bir tebessümle: Doktor, dedi, kalbimin bir köşesi bana hâlâ soğuk gibi geliyor. Sanki bir ateşin yanında oturuyormuşum da, bir tarafım yanıyor, öbür tarafım buz gibi. Doktor onu muayene etti, parmağile sırtına vurarak dinledi. Ertesi gün ıçın tekrar çağırdı ve bu sefer, bir masanm üstüne yatırarak, damarlanna mendebur bir mayi şiringa etti. Doris, bir ispazmoz ve ölüm hali geçirdi. Fakat sonra, dok torun iyi bir radyografi yapmasına mü said bir vaziyete girdi. Radyografiden sonra, doktor: Korkacak birşey yok, dedi. Fazla yorulmuşsunuz. Kalbiniz sapasağlammış gıbı bir yaşayış tarzınız ve teganni edişinız var. Şimdi de, bir iki hafta, hastay m;şsınız gibi yaşamanız lâzım. Fazla heyecan yok... Doris, müstehzi, ilâve etti: Sevinc yok, keder yok, biliyo rum... Doktor Williams'm biraz canı sıkıl dı. Benden ikaz etmek. Dedi. Doris, o gün operaya gitti ve Toska'yı söyledi. O gün, rolünü, her zamankinden daha iyi yaptı. Sanki bir rol temsil etmiyor, kendi hayatmı oynuyordu. İşkence edilen âşıkı sanki Bazil'di. O temsilden sonra, iki gün, tam manasile dinlendi. Sonra Tatiana ve Carmen rollerini oynadı. Bazil'in son dört senelik mahpusiyetinin böylece geçeceğini tasavvur etmeğe çalışıyordu. Bu müddetin o kadar fazla olmadığma inanmak ve o müddetin sonunu bekliyebileceğini ümid etmek istiyordu. Kalbinin hâlâ bir tarafı sıcak, bir tarafı soğuktu. Bu soğuk nahiyeden, göğsüne doğru bir ıstırab yayıh yordu. Bunu yalnız hissetmekle kalmı yor, hâd devrelerde gözile de görebili yordu. Göğsünün üstünde kırmızı bir 1«ke halinde beliriyordu. O günleri takib eden hafta zarfında, sabahlan otuz altı defa teneffüs etmekten vazgeçmeğe mecbur oldu. Kuvvetlenmek için fazla ye mek yemeğe uğrastı. Kendisine ilânı aşk eden bir baritonu tokatladı. Salvatori'yi saat başı hırpaladı. Opera mugannileri nin hepsile, birer birer kavga etti ve gazeteler, onun geçimsizliğine dair bir sürü fıkralar neşrettiler. Bütün bunlann sebebi Bazil'in hâlâ hapiste yatması ve kal binin, yavaş yavaş söndüğünü hissetmesiydi. Bu kalb, azar azar ölüyor, çalış maktan tedricen geri kahyordu. Bir gün, başı tıraşlı bir adam, apartımana geldi. Sarhoştu ve Bazil'den mektub getirmişti. Bazil mektubunda şöyle yazıyordu: «Müddetini doldurup çıkan bir arkadaş, ümid ederim ki bu mektubu sana ulaştıracaktır. Onu iyi karşıla ve kendisine yardım et. îşin niçin böyle bozulduğunu anlıyamıyorum. Burada daha fazla kalamıyacağım. Beni gizlice serbest bırakmalıydılar, şimdi bu hayat daha zor geliyor. Yakında buradan çıkmazsam, bir delilik yapacağım. Burada insan katil olur. Yalnız seninle beni alâ kadar eden bir iş için on iki sene hapis ne demektir? Rica ederim, beni buradan çıkar, adamıza götür. Yoksa, bunu ebediyen imkânsız hale getirecek birşey yapacağım. Tailor bize çok iyi muamele ettiği için onu buradan alacaklarmış deniyor. Eğer bu haber doğru ise...» Mektub burada bitiyordu. Herhalde devam etmek imkânını bulamamış ola caktı. Doris, mektubu getiren sarhoşa para verdi ve Bazil'in bıraktığı yeni kostümü ona hediye etti. Bazil, uzun müddet bu kostümden istifade edemiyecekti. Doris, Santuzza'yı bir kere daha te ganni etti. Aida'yı da söyledi. O akşam, kendini daha iyi hissediyordu. Sesi, rüzgârda dalgalanan bir yaprak gibi şaklıyordu. Perde arası, locasında, adeta hareketsiz oturdu. Aynaya baktı. Yüzü esmer boyalara bürünmüştü; kirpikleri, Potter'in tarif ettiği gibi, yukan kıvnlmıştı, Potter'i düşününce, onu biraz göreceği geldiğini hissetti. Üşüyordu. O zamana kadar, herhangi birşey mukabilinde düşüp kalktığı erkekleri özledi. Doris, ikinci perdenin son parçasını teganni ederken, sesi birdenbire artmıştı. Bu ses, bütün öteki sesleri bastırarak etrafı kapladı. Başını döndüren bir saniyeHk bir zaman zarfında, sesinin, bütün bina kadar yüksek ve büyük, sahnelerile, kulislerile, depolarile ve yeraltı katlarile