11 Ocak 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

11 Ocak 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 İkincikânun 1938 CDMHURİYET Tarihten ( Serbest sütun yapraklar l u r k şılepçılıgı Deniz Bank kanununun Kamutayda tasdikı münasebetîle gazetemizde çıkan bir yazı üzerine aldığımız bir mektubda şöyle deniliyor: Evvelemirde ufak bir tashihde bulunmak isterim. 111 1937 tarih ve 2/7634 numaralı kararname, Türk bayrağmı tafimak şerefini ihraz edecek gemilerin yaşlannı 22 ile tahdıd etmiştir, yani inşa tarihi 1916 dan sonra olmalıdır. Fakat ayni kararname Harbi Umumî esnasında veya hemen onu takib eden seneler zar fmda yani 1916 dan 191920 senelerine kadar mşa edilen gemilerin mubaya asını menetmiştir. O suretle ki 18 yaşını tecavüz eden bir geminin satın alınması ihtimali yoktur. Piyasadaki vapurların vasatî yaşları ise 45 tir. Japonlar, Tsingtaoyu da işgal ettiler [Baştarafı 1 inci sahifedei Şehre 18 mil mesafede bir plâjda Japon bahriye silâhendazlan karaya cıktıklan zaman başında buranm Nazi teşkilâtınm reisi bulunan bir Alman heyeti Alman bayrağını açmış olduğu halde otomobille plâja giderek şehrin sulhcuyane bir metod dahilinde işgal edilmesinı Japonlardan rica etmiştir. Şakir Kesebirin tetkikleri Acıklı yıkılışlar Yazan: M. TURHAN Alunordu devleti bir zamanlar kudretli bir varhktı. Bu devletin payitahtı olan Saray şehri Ortaçağda bayındırlık bıkımından bir inci şöhreti taşıyordu. Ona bu şöhreti veren yalnız büyüklüğü, güzelliği, süslülüğü değıldi. Işlek bir ti caret merkezi olmak dolayısile de değer vardı. T a Iraktan, Şamdan oraya tacirle gelirdi. Altınordu şehirlerinden Macar Kınm, Kefe, Harzem, Sodak da o dev nn Saray kadar tanınmış pazar yerle riydi. Vekil müesseseleri gezdi ve âmirlerle görüştü Şakir Kesebir Ankaraya gıderken beyanatta bulunarak Deniz Bankın teşkilile hiç bir memurun açıkta kalmıyacağını söyledi Necdet Deniz olduğu halde Halicdeki fabrika ve havuzları ziyaret etmiştir. Ve kil burada her kısmı gezerek uzun boylu malumat almışür. Halicde bugünkü fabrika ve havuzlann ıslahı ve yepyeni bir Tersane kurul ması için uzun müddettenberi sarfedilen mesai semeresini verecek bir hale gelmiştir. Bu hususta hazırlanan projeyi Fabrika ve Havuzlar Müdürü Cemil gelecek ay Ankaraya götürebilecektir. Halicde yeni Tersanenin kurulması için sarfedilecek beş milyon Türk lirasının önümüzdeki sene bütçesinde ilk kısmı bulunacaktır. Bu tahsisat ikişer senelik devreler halinde verilecek ve tesisat da bun a müvazî olarak ikişer senelik devrelerle ikmal olunacaktır. Birinci devrenin hedefini bugün kemal derecesinde bulunan fabrika ve havuzlarda ilk Türk vapurunun inşasını temin edebilecek vesaiti hazırlama teşkil etmektedir. İki sene sonra beşer bin tonluk iki vapur birden kızağa konulacaktır. Yeni Tersanemizin biri Valide kızağının ıslahı, diğeri küçük havuzun tamir ve ıslahile elde edilecek, diğer ikisi de bugünkü havuzlarda yapılacak iki bütün kızakla dört tezgâhı bulunacaktır. [Baştarafı 1 ınci sahıfeC.el lemiş, yumurta ihracatçılannm îspanyada TAN kan hır gür yüzünden battı. Bu acıklı kargaşalık Mengü Han adlı hüümdar zamanında başlar. O, bir handan ziyade bir dervişti. Haşrnetli ve azametli bir devletin başında bulunduğunu unutarak kendini oruca, namaza vermişti. Gece gündüz tesbih çekerdi, başını seccadeden kaldırmazdı. Halbuki Kıpçak devletini idare edebilmek için çok uyanık bulun mak gerekti. Çünkü bu devlet Avrupa nın şarkında, Asyanın ortasında kurul muş bir varhktı. Moskova bile Saray şehrine bağlıydı. Rus Prensleri oraya Altınordu ülkesinde para boldu, dü gelirler, Hanların ayaklarını öperler ve zen yerindeydi. Halk, bahtiyar bir haya geçiriyordu. Ondördüncü asırda bu Türk prenslik buyurultusu ahrlardı. Altınordu ilıni dolaşmış olan meşhur seyyah İbn: tahsildarları da Rus ülkesinde dolaşıp vergi toplarlardı. Batute, bakınız, neler yazıyor: «Kıpçakta (Altınordu devletinin başka bir adı) at sürüleri, koyun sürüler: kadar çok. Buradan Mısıra, Hindistana at gider. Kadınların bindikleri arabalara bir arşın uzunluğunda bir değneğe bağlı olarak büyücek bir keçe parçası asarlar. Böyle bir değnek o araba sahibinin bin at\ olduğunu gösterir. Ben üzerine on değnek asılmış araba gördüm.» «Kıçakta gördüğüm tuhaf şeylerden biri kadınlara gösterilen saygıdır. Han kanlannın eteklerini otuz halayık tutu yor. Kadın, Hanın yanına gelince Han ayağa kalkıp selâm veriyor, yanına o turtuyor. Sonra kımız geliyor. Kadın, kendi elile kımız doldurup Hana veriyor. Han da bu sunulan kımızı içer iç mez bir yenisini doldurarak karuına takdım ediyor.» «Türk kadınlarında kaç göç yoktur. Çarşıda serbestçe alış veriş ediyorlar. Kocaların eşlerine yoldaşlık ettikleri, çarşılara beraber çıktıklan da görülmü yor degil. Lâkin kadınlar pek süslü gezdiklerinden erkekler ise sade bir koyun derisi ve Börk giydiklerinden karılannın uşağı sanılır!» «Kıpçak hükümdannın ordusu Piştavda olduğundan oraya gittik. Ordu kalkmışb, geri dönüyordu. Biz de döndıik. Bir yerde çadır kurdum ve bir bayrak astınu Ordu gözükmiye başladı. Sanki yürüyen bir şehirdi. Camii, pazan ve her şeyi var. Türk askerleri yürürken de arabalarında yemek pişiıiyorlar. Sulta nın kanları önümüzden geçtiler. Dördüncü kadın Emir îsa kızı Tevbe geçerken bayrağımdan yabancı olduğumu anla yıp durdu, uşaklarile bana selâm yolladı.» «Kıpçak sultanı kuvvetli ve şöhretli bir padişahtır. Yeryüzünde bulunan yedı büyük hükümdardan biridir. Bunlar sefere gıderken kızlannı beraber götü rürler. Sultan, Altıkubbe adlı ve altm kaplı bir yerde gene altından yapılı bir tahtta oturur. Dört karısmdan ikisi sağmda, ikisi solunda durur. Oğullarile kızları onlann yanında yer alır. Her cuma günü işte bu Altınkubbede sultan, devlet adamlarını huzuruna kabul eder, kadınlar da hazır bulunur. Perde filân yok!» «Benim kendisile göriiştüğiim Kıpçak hükümdan Özbek Mehmed Sultandır. En sevgili karısı «Aytuğlu» dur. Hu zuruna çıktım. Yanında on yoldaş ka dın (damdonör), elli de halayık vardı. Üçüncü kadınm adı Bilon'dur. Bizans Kayserinin kızıdır. Onun da huzuruna girdim. Yanında yüz halayık bulunu yordu.» Işte debdebeleri, zenginlikleri bu kader göz kamaştıran Altınordu devleti taht etrafında yüz gösteren ve hükümdar larla beyler, kumandanlar arasında çı Böyle bir devletin başında öyle bir sofu adam çok yakışıksız görünüyordu. Taht önünde kılıc ışığı görmeğe alışık gözlere tesbih taneleri pek çelimsiz geliyordu. Bu sebeble bir ayaklanma oldu, Mengü Han tahttan indirildi, yerine Boğa Han geçirildi. Bu işi yapan beyler, Mirza lâkabı taşıyan prenslerdi ve bu hareket, o prenslerin icabında tahta tahakküm edebileceklerini göstermişti. Boğa Han bu nükteyi bir türlü hazmedemedi, kendini hükümdar yapan beylere hınc beslemeğe koyuldu. Yeni Hanın bütün hıncı Nogay Mirza üzerinde toplanmıştı. Lâkin Nogay kuvvetliydi. Boğa Han bu sebeble hıncını içinde saklıyarak ve Mengü Hanın miskin hatırasmı unutturmak istiyerek Ma caristana sefer açtı. Umulmıyan bir bora ve kar tipisi bu seferi uğursuz bir akıbete sürükledi. Ordu Karpatlarda yolunu şaşırdı, uçurumlara düştü, çok kurban verdi, darmadağın oldu. Han bile ha yatını güçlükle kurtarabildi. Yalnız Nogay Mirza kendi kumandası altındaki fırkayı güzel idare etti, dağılmaktan korudu. Boğa Han onun bu becerikliliğine de iinirlendi ve Nogay Mirzayı hemen öldürmeğe karar verdi. Fikrini ilk açtığı adam, iyi ve fena günjerde birbirlerine sadık kalmak için Nogay Mirza ile andaşmış beylerden biriydi. Boğa Han bu gizli muahedeyi bilmiyordu, Nogay Mirza hakkındaki düşüncesini o adama apaçık söylemişti. îşte bu gaflet, Boğa Hanın başına felâket getirdı. Kendisile istişare ettiği bey, Nogay Mirzaya bu sırn açtı. O da mükemmel bir plân kurdu, Boğa Hanın suikasd için hazırladığı ava iştirak ederken bir pusu tertib etti. Boğa Hanın kurduğu pusu yerinden biraz daha beride olan bu pusu önünden geçilirken mahir ellerin attığı oklar, Boğa Hanı ölü olarak atından düşürdü ve ayni zamanda Nogay Mirzanın adamlan, . üz adım ilerideki pusu yerinde saklı suikasdcılan çevirerek birer birer kıbcdan geçirdi. Şiddetli çarptşmalar oluyor 23 yasından (hakikatte 18) fazla yaşlı gemilerin satın alınmasına taraftar görünmüyorsunuz. Bu hususta yolcu vapurlarile yalnız yük taşıyan gemiler arasında bir fark gözetmek icab eder. Bu Çin askerî makamlan, Nanyang gölü ikinci nevi gemilerde modern bir tonaja büyük kanalı boyunca uzayan mevzileri ihtiyacımız yoktur ve esasen pek çok pa her ne pahasına olursa olsun müdafaa halıya da malolur, bu da bizim satın al emrini vermişlerdir. ma kudretimizin fevkinde olur. (HususiMüthis hava taarruza le ki bedellerini de dövizle ödemek im Sanghay 10 (A.A.) Japon bahkânı kabil değildir.) riyesinden bildirildiğine göre, elli Japon Bizim şileplerimiz toplu olarak mal tayyaresinin Nançang tayyare karargâsevkinde ve bilhassa dört nevi mal nak hına yaptığı hücum muhasamatın bidalinde istimal olunmaktadır. Bunlar; kö yetindenberi yapılan hava taamızlarının mür, kereste, çimento ve tuz gibi çok uen mühimmi olmuştur. Şimdiye kadar cuz mallar olup çok yüksek navlunlara 50 tayyarelik bir filo Çin harekâtına işmütehammil değildir. Lüks addedilen tirak etmemişti. tonaja ihtiyac yoktur. Eğer memleketlerttalyan hava heyeti Napoli'de de bu gibi ucuz emtia modern ve nisbeten genc vapurlarla da naklediliyorsa, Napoli 10 (A.A.) General Scabunun sebebi o gemilerin Bahri Muhiti roni'nin kumandasında bulunan Çinde veya Okyanus denizi seyahatlerine tah ki Italyan hava heyeti bugün Victoria sis olunduklan içindir. Bizim şileplerimiz vapurile Sanghay'dan buraya gelmiş ise şimdilik daha çok mahdud bir saha tir. içinde çalışmaktadır. Bu saha, Karade Japon ihrac hareketi başladı niz ve Akdeniz sahalandır. Tokyo 10 (A.A.) Tsingtao ta Diğer mülâhazalar: Biz henüz mo arruzu başladığı esnada bir Japon deniz dern vapurlann tamiri için kâfi derece müfrezesinin bugün hiçbir mukavemete de mücehhez olmadığımız gibi, bu gemi maruz kalmadan Tsingtao limanında kaleri tam kullanacak ve bakacak mütefen raya çıktığı bildirilmektedir. nin ve mütehassıs personele kâfi derecede Beyannameler atddı malik değiliz. Tsingtao 10 (A.A.) Tsingtao Daha bir kaç sene evvel elli bin lira körfezinde bulunan Japon filosunu takeden bir vapurla göze alınan muhteilf viye etmek üzere buraya beş torpito darizklerle bugün iki yüz elli bin lira eden ha gelmiştir. ayni gemi ile göze alınan rizkler arasma Yedi tayyare şehrin üstüne Çin halk;da büyük farklar vardır. Filhakika 1920 nı Japon işgalini sulhan kabul etmeğe den sonra yapılmış be§ bin tonluk bir ge davet eden beyannameler atmışlardır. minin bugünkü mubayac kıymeti takribî Bu beyanhamelerde bitarafların hak olarak 40 bin Ingiliz lirasıdır. •e menfaatlerine riayet edileceği tasrih v Kabotaj şeklinde taşıdığımız kömür ve saireden başkaca olarak gemilerimize, Karadeniz ve Akdeniz havzası ecnebi limanlanna da sefer yaptırmağı düşünürsek kısmı küllisi eski gemilerden mürekkeb olan Yunan ticaret filosunun kuvvetli rekabetine maruz kalacağımıza şüphe yoktur. Bu takdirde ise nisbeten genc gemiler için tahsis edilecek azim sermayeye biraz memnun edecek menfaat temini hiçbir vakit kabil olamaz. edilmektedir. Hankeu 10 (A.A.) Resmî teb liğ: Şantung'un merkez kısmındaki muha samat, demiryolunun garbında Tsinlin{ mmtakasına intikal eylemiştir. Burada büyük kanal kıyılarında şiddetli bir çar pışma hüküm sürmektedir. Büyük kana. boyunca Çinlılerin şiddetli mukavemette bulunacağını düşünen Japon kuvvetleri nin küllî kısmı, Kventeh civannda Lung hay yolunu ele geçirmek üzere cenub garbiye doğru dönmüşlerdir. bloke kalmış bulunan ve el'an kendilerine verilmemiş olan paralarm Merkez Bankasındaki karşılıktan tesviyesi için yaptıklan dileği ehemmiyetle karşıhyarak Ankaraya gider gitmez bunun yerine getirilmesine çalışacağmı vadeuniştir. Manifaturactların istekleri Manifatura ithalâtçılarından mürekkeb bir heyeti kabul eden İktısad Vekili manifatura ithalâtçılanndan tarifenin 379 uncu maddesine giren ve şimdi gümrükçe yüzde 60 fazla resim istenen pa muklu kumaşlar hakkındaki dileklerini dinlenmiş ve bu dileği muhik görerek Ankarada derhal düzeltilmesine çalışacağmı söylemiştir. Şakir Kesebirin beyanatı Türkofiste toplantı Öğleden sonra saat 15,30 da Vekil Türkofis İstanbul şubesine gelmiştir. Burada da Vekâletin kara kısmı daireleri âmirleri toplanmısla/dır. Bu toplantıda da Müsteşar Faik Kurdoğlu, Türkofis re is muavini Nihad, Türkofis İstanbul şubesi direktör vekili Necmeddin, Sümer Bank İstanbul şubesi Müdürü Muhib, Sanayi müfettişi Daniş, Ölçüler ve âyarlar başmüfettişi, Ticaret mektebi müdür vekili Şükrü, Oda kâtibi umumisi Cevad Düzenli, Borsa kâtibi umumisi Feridun Manyaslı, borsa komiseri Akif, î» Limi:ed Müdürü Bedri Nedim bulunmuşlardır. Yumurta ikracatçdannın bir dileği Bir bahçeye bombalar bırakılmış! Sanghay 10 (A.A.) Bir evin bahçesinde bulunan bombalan kaldırırken 2 Fransız polisi yaralanmışbr. Yapılan tahkikata göre, Fransız .devriyesinin yakalamak istediği meçhul bir kaç Çinli, bu bombaları, önünden geçtikleri bi e vin bahçesine bırakarak savuşmuşlardır. Toplantryı müteakıb yumurta ihracatçılan birliği namına bir heyet Vekil tarafından kabul edilmiştir. 5akir Kesebir heyetle uzunboylu görüşmüş, yumurta ihracatımız için tedbirler alınacağmı söy Iktısad ve Ziraat Vekili Şakir Kese bir, dün akşam beraberinde İktısad Vekâleti müsteşan Faik Kurdoğlu ve Tür kofis reis muavini Nihad olduğu halde Ankaraya hareket etmiştir. Hareketinden evvel kendisile gorüşen bir muharririmize İktısad ve Ziraat Vekili şu kısa beyanatta bulunmuştur: « İstanbula gelişim sırf hususî ve şahsî sebeblere istinad ediyordu. Fakat bu gelişimden istifade ederek bize bağlı olan devairin vaziyetlerile de alâkadar oldum. Yaptığım şey bir temas ve öğre nişten ibarettir. Bir karar vermiş değiliz. Bu temaslanmdan iyi neticeler çıkarabileceğimize eminim.» Deniz Bank etrafında sorulan bir suae Vekil şu cevabı vermiştir: « Deniz Bankın teşkilile hiçbir memur açıkta kalmıyacaktır. Merkez teşkilâtı kurulduktan sonra da, şimdiki me + murlar vazifelerine devam edeceklerdir. İleride bir tasarruf yapılsa bile açıkta kalabilecek memurlara ba§ka vazifeler gösterilecektir.» İktısad Vekili yumurtacılann Ispan yadaki alacaklan hakkmda da şunlari söylemiştir: Tacirlerî bugün dinledim. Daha evvel de Vekâlete müracaat etmişler, Ankaraya gittikten sonra meseleyi tetkik edeceğim. Mümkün olduğu kadar kısa bir zamanda tacirler lehine ne lâzımsa yapılacaktır.» Romanya Kralının İkinci bir «Kuş beyanatı Adam» daha çıktı «Burada Kral, yegâne müstekar unsurdur» HÖster, 3000 metreden atlamak için alet icad etti Kuş Adam denilen Clem Sohn'un, Paristeki feci ölümünden sonra, kanad takıp uçmağa talib başka müteşebbisler çıkmıyacağı tahmin edilmişken, Höster isimli bir Alman paraşütçünün, 3000 metrodan athyarak uçmak üzere bir alet icad ettiği ve yakında bunun tecrübesini yapacağı haber almmıştır. Höster'in yaptığı alet, Clem Sohn'un kanadlanndan esaslı surette farkhdır. Kanadlar daha geniş, yan kısımlar, atladıktan sonra otomatik tertibatla açılarak kol boyunca uzamak üzere, esasta kısa dır. Yeni Kuş Adamın, aletine bu şekli vermesindeki maksad, kollannı istediği gibi serbest hareket etürmektir. Almanyada esasen tanınmış bir paraşütçü olan Höster, Clem Sohn'un feci ölümünü kendi teşebbüsüne mâni olacak mahiyette görmemekte ve Kuş Adamuı uğradığı akıbette, kanadlann değil, pa raşütün noksan olduğunu söyliyerek, icad ettiği alete ve yıldızına güvenmek tedir. Yeni Kuş Adam, birkaç gün sonra, Breslav'da, hava zabıtasınm nezareti altında tecrübesini yapacaktır. Edirne itfaiye bandosu çalışıyor Herşeyi derhal değiştirmemiz ve kuv vetimiz fevkinde yükler altma girmemiz lüzumsuzdur. Bunu düşünerek beş sene evvel neşredilmiş olan kanunun, satın alınacak şileplerin on beş yaşında olma Boğa Han, kazdığı kuyuya kendi dü sını âmir bulunması tatbikatta Türk ticaen bir adamdı. Lâkin Nogay Mirza da reti bahriyesine faydalı olmamıştır. Bu mu öldürerek yerine geçirdiği Toktay J takyidat olmamış olsaydı; armatörleri Hanın darbesini yemekte gecıkmedi, a ' miz 1933 ile 1935 seneleri arasında 20 ğır bir hezimete uğrayıp dağlara düştü ilâ 25 yaş arasındaki şilepleri beher tonu e serseri dolaşırken bir Rus neferi ta (nakil sıkleti) nihayel. iki îngiliz lirasm•afından yakalanıp öldürüldü. îşte Boğa dan olmak üzere satın alabilirlerdi. Bu r Hanın Nogayı, Nogayın onu öldürmek gün ayni vapurlar asgarî dört misli daha istemesi ve bu karşılıklı cinayet teşebbüs pahalıdır. eri sırasında beylerle hükümdarların birMevcud şileplerimiz aşağı yukan elli Dİrlerine girmesi yüzünden o koca Altm tanedir. Hacimleri de nakil kabiliyetleri jrdu devleti de battı, mahvolup gitti. bakımmdan 140,000 tondur. Terakki ve Eski Türk tarihi bu maceralarla dolu tekâmülün yukan haddine yekden çık ılmasaydı kürenin çehresi bugün bam mak istersek, daha pek çok zamanlar beklemek mecburiyetinde kalırız ve o zaDaşka olurdu. mana kadar da çok eski ve hatta tehlikeli çürük gemileri denizlerimizde çalıştır mak ıstırannda bulunuruz. Esasen bun lar dahi hiçbir veçhile ihtiyacımıza kâfi değildir; kademe kademe yürürsek, de niz ticaret filomuzu emin olarak tekâ müle götürür, yenilemiş oluruz. Navlunlann pahalı olduğu söyleni yor. Son on iki ay zarfında navlunlann tedricî yükselmiş bulunmasından dolayı servet yapmış bir Türk armatörü hatırlamiyorum. Yalnız gemilerin kıymetleri yükselmiş oldu; hasılatm fazlalaşmış olmasma gelince; bunların tamamı gemilerin tamirine gitmektedir. Bizde gemi tamirleri ömür törpüsüdür ve fevkalâde pahalıdır; tamir ve tam bir tamir değil dir. Bu büyük ve pahalı tamirler saye sinde artık çürüğe çıkarılması lâzım ge len eski gemilerin yaşlan temdid edilmiş oluyor ve bu kadar ihtiyarlamış bulunan bu gemileri armatörler bir çok seneler daha istimal etmek mecburiyetinde kalıyorlar. Benim noktai nazarıma gb're: 1 1910 senesinden sonra inşa edilmiş şileplerin (yolcu gemilerinde olduğu gibi) mubayaasına müsaade edilmelidir. 2 Armatörlere serbest dövizle gelmi almağa müsaade edilmelidir, çünkü Singapur'da bir nümayiş Londra 10 (A.A.) Singapur'dan bildirildiğine göre, Çin günü münasebetile bu sabah 2,000 kadar Çinli polisin Londra 10 (A.A.) Bu sabah yasak ettiği bir nümayişte bulunmağa Daily Herald gazetesi, Bükreş'e gön teşebbüs etmiş ve bunun neticesinde kanderdiği muhabirinin Romanya Kralı lı hâdiseler olmuştur. Polis, 60 kişiyi !arol'Ia mülâkatını neşretmektedir. yakalamıştır. Muhabir, Romanya hükumetinin' ha Japon kumandanı temin ediyor en «meşrutî şekilde bir Krallık dikta Tokyo 10 (A.A.) Domei Ajan törlüğü» teşkil edip etmediğini sorması sının Tsingtao'dan haber aldığına göre, üzerine, Kral şu cevabı vermiştir: şehrin zaptını müteakıb Japon kuman « Romanyada Kral yegâne müs danı, herkesin hukuk ve menafüne hür tekar unsurdur. Bunun için politik par met edileceğini bildirmiştir. Yabancı tiler arasında muvazeneyi temin kendisine devletler tebaalan, tesis edilen bir emni :erettüb eder. İşte Romanyada «dikta yet mmtakasına gitmeğe mecbur olun iörlük» kelimesinin tatbik manası sade muştur. budur. Kral ve kabine müşterek suette hareket ederler. Kanunu esasimizin ırensipi işte budur. Fakat, intihabatın :fkârı umumiye hakkmda hiçbir zaman am bir fikir verip vermediğini bilmiyo {Baştarafı 1 inci sahifede] um. Kralın rolü milletin tam fikri ne olIktısad Vekâletini, böyle bir neticeye duğunu takdir etmektir. Bu fikrin ha sevkeden âmilin bir kısım ihrac malları en Romanyada nasyonalizme doğru mız üzerinde son zamanlarda bazı memılduğu inkâr edilemez. Bunun için, iktileketlerin ithalât hareketlerini tahdıd dar mevkiine bu temayülü temsil eden ederek fiatlar üzerinde müessir olmağa çahşmaları olduğu söylenmektedir. İyi partiyi getirmek normal bir şeydir. Bu malumat alan mehafil, bu şeklin ilk tat ;ararda münhasıran milletin ihtiyacı mübik edileceği maddenin tiftik olacağmda :ssir olmuştur. Hükumet otoriter bir hü;umettir ve böyle olmasını lüzumlu buısrar ediyorlar. İhracatın bir elden idaresinin şekli ve uyorum. Millette, memlekette nizamın bunun teferruatı hakkmda henüz birşey lâkim bulunduğu intibaı mevcud olmabilinmemektedir. Yalnız îktısad Vekâ ıdır.» letinin alâkalı yüksek makamlarının bu hususta şehrimizde bazı temaslar yap Düğünde bulunanlar tıkları malum bulunmaktadır. Iktısad Vekâletinin mühim bir etüdü Almanyaya girmesi menolunan bir kitab Londra 10 (Hususî) Alman hüku meti Amerika Cumhurreisi A. Roosevelt ile eski İngiliz Başvekili M. Baldwin'ın nutuklarmı havi olan ve İsviçrede basılan bir kitabm Almanyaya ithalini menetmiştir. Resmî mehafilde bu kitabm Alman aleyhtarı olduğu ileri sürülmektedir. dönüyorlar Edirne (Hususî) Şehrimizden başka, civarındaki yangınlara da koşan, Alpullu şeker fabrikasmdaki ateşe 53 dakikada yetişen, son Trakya manevralarında da yararlıklan görülüp madalyalarla taltif edilen itfaiyemiz, iki yıl evvel bir bando kurmuştu. Bandoya girenler, pek kısa bir zamanda kendilerine verilen musiki âletlerini kullanmasını öğrendiler. Bandonun bugün yüzlerce parça çalabilen bir de caz takımı vardır. Yukarıdaki resimde, Edirne itfaiyesi bandosu efradını toplu bir halde görüyo rsunuz. klering suretile vaki olacak mubayaa ancak bir memleketle mümkündür ve bu da piyasa fiatmdan % 30 veya 40 fazlasile kabil olur. Armatörlerin gemilerini kısmen ecnebi limanlarma işletmeleri sayesinde bu dövizleri navlunlarile az bir müddet zar fında memlekete geri getirecekleri şüphesizdir. Son sene zarfında mahdud bulu nan Türk gemilerinin ecnebi limanlanna yaptıklan navlunların tetkiki neticesinde bu mütaleamızın varid olduğu anlaşılır. Atina 10 (Hususî) Veliahdin düğününde hazır bulunmak üzere buraya gelmiş olan prensler ve dükler bu akşamdan itibaren memleketlerine dönmeğe başlamışlardır. Kral tarafmdan düğünde bulunan bütün yüksek misafirlere niianlar verilmiştir. M. Uman KANSIZUK benizsizlik îdn yegâne deva kanl ihya eden O I D A D Enmuntah'petibbatarafındantertipedilmiştir. O İ K U r zaflyet ve Chlorose

Bu sayıdan diğer sayfalar: