£0 Birincikânun 1937 CUMHUBİYET Ankarada en elverişli ve en ucuz memur m ahallesı Hükumetin, memur meskenleri yapmağı kararlaştırmasmdan sonra meydana çıkan bir proje çok müsaid bir şekil arzediyor Ankaranın hükumet merkezi olalı, telâfi edilememiş bir eksiği, hatta daha açık bir tarifle bir derdi vardır: Mesken buhranı.. Orada, eski sekene, ilâve edilen on binlerce nüfus memurlar vardır ki devlet bütçesinden maaş alırlar Ancak birden kalabahklaşan şehirde hayat hacmi, muayyen çerçeveyi lüzumundan fazla ve çabuk aştığı için, bunlar, hem oturacak yer bulmakta müş külât çekerlerf hem buldukları yerlere değerinden çok para verirler. Cumhu riyet hükumeti memurların bu vaziyetine medar olmak üzere «mesken zarrtmı> adı altında ayrı bir para tahsis etmiştir. Ankara Vılâyeti dahilinde bu tahsisat yılda 1,000,000 lirayı bulur ve galiba hatta geçer. Neye yarar ki mesele gene halledil miş değildir. Çünkü ev ve apartıman lar ihtiyacı hâlâ karşılamış olmaktan uzak olduğu için memur vatandaş hâlâ istediği gibi bir yer bulup da oturmakta zorluklar çekmekte, üstelik fiatlann hadsizliğini mesken zammına asıl ma aştan da para ekliyerek karşılıyabil mektedir. Demek memurlanmız daima mustarib yaşamakta devam ediyorlar. Mevzuun devlet ve hazine cephesi de çok mühim ve calibi dikkattir. Hüku metin memurlara senevî verdiği mes Panama kanalı civarında Onniğin ölümü bir rehin Japon gemileri görüldü işile mi alâkalı ? Üsküdar cinayeti Dört gün cvvel boğazına mendil tı kanmak ve başma bıçak vurulmak suretile katledilen Üsküdarda Yenimahallede oturan 60 yaşlarında Onnik'in ölümü hakkındaki tahkikata devam edilmekte dir. Cinayetin neden ileri geldiği ehem miyetle araştırıhyordu. Dün ihtiyar Onnik'in bir rehin meselesi yüzünden öldürüîdüğü kat'iyetle tesbit edilmiştir. Onnik, oldukça zengin bir adamdı. Bu yüzden parasmı işletiyor, elmas, altın gibi kıymetli eşyalar mukabilinde borc para veriyordu. Yapılan tetkikat sonunda îhsan admda bir şahsın annesinin Onnik'e rehin vererek para aldığı ve parayı ödemeden rehini almak istediği anlaşılmıştır. Bu iz üzerinde yürününce îhsan ya kalanmış ve dün akşamüzeri Emniyet Ikinci şube müdürlüğüne sevkolunmuştur. Nezaret altına alınan Îhsan, cinayet et rafında henüz birşey söylememiş olmakla beraber keskin sualler karşısmda kaldığı vakit afallamakta ve bazı şüpheli hare ketlerde bulunmaktadır. Feci cinayeti işliyen katilin şu bir iki gün içinde meydana çıkanlmasma muhakkak nazarile bak:lmaktadır. Japon memurları kanalı tetkik ediyorlar Çinde bulunan birçok Japon iplik fabrikalarında yangm çıkarıldığı söyleniyor. Nankin'de emniyet teessüs etmedi. Şehirde 20 bin Çin askeri var (Bastaraft 1 tnci sahttede) Bu rapor, Japon memurlarınm kanal hakkında askeri inşaatı gösteren etraflı tetkikat yapmakta olduklarını ve Japon balıkçı gemılerinin Büyük Okyanusta Panama sahilleri boyunca Japon ihtiyat zabitlerinin kumandası altında cevelânlar yapmakta olduklarını beyan etmektedir. makta olan mehafil, Amerikanm Tokyo sefirinin bu sabah M. Hirota'ya Panay hâdisesi hakkında yeni bir protesto notası vermiş olduğunu ve bu notanın birinci notadan daha şiddetli tabirlerle kaleme alınmış bulunduğunu beyan etmektedirler. Harb vaziyeti Japon ileri karakollart geri Mütemmim bir nota daha Plânın heyeti umumiyesi mühendıs H Z Turkkan, bu neticeyi çok evvelden kestırerek, daha şimdıden güzel bir proje ıle karşımıza çıkmış bulunmaktadır. Plân, Ankara istasyonu civarındaki araziye ve Büyük Mület Meclisi, Sa manpazan, Istiklâl caddeleri arasına göada Marmara adası vardır ve sahanm muhtelıf yerlerinden buraya yollar açılıyor. Apartımanlar her üç cephenin kenarlarma sıralanmıştır ve gölün yukarı kısmı park ve bahçelerle, meydanlarla süslenmiştir. Havuzun kenarlarında sulara eğilmiş söğüd ağaclarının gölgesinde sandallarla dolaşmak kabildir. Bu yeri seçmekteki faydalar kısaca şunlardır: 1 Şehrin faaliyet sahalarma çok yakındır, 2 Her tarafı mükemmeî asfalt vol Amerikanm Londra elçisi vefat etti Baltimour 19 (A.A.) Mezunen A merikada bulunan Londradaki Amerika sefiri M. Robert Bingham, anî olarak vefat etmiştir. 1870 tarihinde şimalî Karolin'de doğmuş olan müteveffa sefir, 1933 te Londra sefirliğine tayin edilmiştir. M. Bingham'a geçen salı günü Wr ameliyat yapılmıştı. nakliye masrafı yapmadan çocuklarını çok kolayhkla okutacaktır. 7 Bu şartlarm ifası memurların maaşlarına bir nevi zam gibi tesir yapa caktır. 8 Bu saha dahilinde büyük bakkaliye mağazaları, sinema, tiyatro, manifatura mağazaları, çarşı ve pazar ola caktır. Plân, bîraz da Berlindekl Tirgarten ve bunun nihayetindeki Noerzi gölü misal almarak hazırlanmıştır ki bu göle aid güzel bazı manzaraları da bu yazıda görmektesiniz. Projenln, şehrin bünyes! itibarile de faydaları epeyce çoktur. Meselâ ten virat ve tanzifat gibi belediye işleri basitleşecek, mahalle içinde bir mekteb bulunacak, su tevziatı, kaldınm ve lâğım inşaatı asgarl hadde inmiş olacak, apartımanlar toplu olacağı için her birine ayrı kalorifer tesisatı yapmağa lüzum kaknadan binalar «merkezi teshin> suretile ısıtılacaktır. Umumî ve pratik olarak plânı cazib ve isabetli bulmamak kabil değildir. Belki yegâne muhalif fikir olarak «efendim, mütemadiyen tevessü eden şehrin en iyi bir yerine bir göl yapıp da etrafına apartımanlar sıralamakta mana var mı?> diyenler bulunabilecektir. Her yeni fikir bu şekilde mukabeleler görmüştür. Ancak projenin inşaatmda millî iktısada uygunluğu, sekenesinin bütün medent ihtiyaclarını kendi çevresinde toplaması, beledî vazifeleri ise azamî şekilde kolaylaştırması gözden kaçması imkânsız kuvvetli sebeblerdir. Hatta bu projeyi «bin bir ihtiyacı derli toplu veya toptan halletmesi» itibarile bütün vilâyet merkezlerine tavsiye etmekte hata olamaz. Sözümüzü, mühendis H. Z. Türkkam takdir ve tebrikle bitirirken plânm tetkike lâyık bir eser olduğunu da te barüz ettirmek isteriz. Apartımanlar arasında böyle yollar ve ağaçlar, derecikler olacak ken zammı bir milyon lirayı tutuyor, demiştık. Şu halde bu tarihten hesab etsek, otuz sene sonra, hazineden 30 milyon Türk lirası çıkmış olacak, demektir. Bunun muazzam bir yekun; mahalleler değil, şöyle böyle bir şehir inşasına bile yetip de artacak bir servet olduğunu söylemeğe hacet yoktur. Binaenaleyh hükumetin, hemen bugünden verilecek cezrî bir kararla makule irca edilecek bir mesele karşısmda bulunduğu anlaşılıyordu. îşte bu sebebler hükumeti, evvelki günkü nüshamızda haber verdiğimlz, karara sevketmiştir. Hükumet, Anka rada memurlar için meskenler inşasım kararlaştırarak yerlerini tesbit ettir meğe ve gerekli tedbirleri almağa başlamıştır. «Cumhuriyet», ötedenberi Vöyle bir vaziyetin hakikat obnası için çalışmış ve zaman zaman bu yolda neşriyat yapmıştı. O hakikatin tecellisi şüphe yok bizi de memnun ve müftehir edecektir. Hükumetin tasavvuru, fıkir adamla rımızdan sonra san'at mensublarmı da harekete getirecektir. Nitekim diplomalı re hazırlanmış ve mühendis, apartı manlan, parkları sıraladıktan sonra orta yerdeki boşluğa bir de büyük havuz, adeta bir göl oturtmuştur. Marmarayı tanzir eden gölün orta smda çağlıyanlarla yıkanan bir küçük Marmara adasında aslanlar ağzından fışkıran sular larla muhattır. Esas için yol açmağa, yapmağa lüzum yoktur, 3 Bina inşası için yer hazırdır, 4 Bu derli toplu inşaat Ankaraya Avrupanm en güzel mahallelerinden daha güzel bir mahalle ilâve edecektir, 5 Memurlar ve aileleri için en sıhhî şeraiti camidir, 6 Çok iktısadidir. Bu apartımanlar hududu dahilindeki sahada yapılacak mekteb sayesinde aile babaları vesaiti Tokyo 19 (A.A.) Amerika Büpüskürtüldü yük elçisi Hariciye Nazın Hirota'ya müŞanghay 19 (A.A.) Taihu, gölü temmim bir nota daha vermiştir. nlin cenubundaki yeni Çin hattının HangJapon eşyastna boykotaj meaelegi Tcheou'dan Sih Hsien'e uzandığı öğ " Nevyork 19 (A.A.) Elliden faz renılmektedır. Şanghay Hang Tcheou la sulhseverler teşkilâtının mümessilleri, yolunun üstündeki Japon ileri kollannın Japon emtiasının boykot edılmesini isti dün Tching Chen Si.de ağır zayiatla yen bir karar sureti kabul etmişlerdir. geri püskürtüldükleri bıldirilmektedir. Nankiride emniyet «Haricî siyaset» cemiyeti reisi M. Buell, Amerikanm yalnızbaşma Japonya Şanghay 19 (A.A.) Japon ordusu ile ıhtilâf halinde bulunmanm muhatara namına söz söylemeğe salâhiyettar bir lanna ijaret etmiştir. Mumaileyh, Japon zat, Nankindeki tathir ameliyesine de ya emtiasına karşı boykotaj yapılmasım vam edilmekte olduğunu, fakat henüz iltizam etmiş ve milletlerin böyle bir boy emniyetin teessüs etmemiş bulunduğunu kotajı tatbık edeceklerini ümid etmekte beyan etmiştir. olduğunu söylemiştir. Bu zat, şehirde henüz 20 bin Çin astngilterenin Siyam filosu takviye keri bulunduğunu ve başıbozuklann fevedildi kalâde faaliyet göstermekte olduklannı ilâve etmiştir. Londra 19 (A.A.) Singapurdan bildiriyor: Siyam millî Müdafaa BakanBir Japon generali maktul lığı, matbuata verdiği bir tebliğde, BangŞanghay 19 (A.A.) Bir Çin mem" koga 150 kilometre mesafedeki Satihan bamdan bildirildiğine göre, Japon Geneda bir deniz üssü ihdas edileceğini bildir rali Doihara geçenlerde şimalî Çin cep miştir. Keza Lobure de bir askeri şehir hesinde maktul düşmüştür. ve Donmuangda bir tayyare karargâhı Japon fabrikalarında yangınlar inşa edilecektir. Şanghay 19 (A.A.) îyi malumat Siyam filosu lngilterede yapılan 25 almakta olan bir membadan öğrenildiğine harb gemisile takviye edilmiştir. Siyam göre, Tsingtao'da vaziyet, çok vahimdir. hava kuvvetleri şimdi 200 bombardıman Bir çok Japon fabrikalarında yangm çıve avcı tayyaresini geçmektedir. kanlmıj olduğu söylenmektedir. Malum olduğu veçhile Japonyanm Tsingtao'da yatınlmış mühim sermayeleri ve bilhassa Frantaya teminat verildi Londra 19 (Hususî) Eski Japon bir çok iplik fabrikalan vardır. Panay meselesi Hariciye Nazın Horinuchi Tokyodaki Sekiz fabrika harab olda Fransız sefiri Arsene Henry'ye dün bir Şanghay 19 (A.A.) Tsingtau'da mülâkat esnasmda Yangtze'deki Fran Çinlilerin ateşledikleri Japon müesseselesız harb gemileri hakkında her türlü te ri yanmaktadır. Harab olan müesseseler minatı vermiştir. arasında sekiz dokuma fabrikası vardır Ikinci nota şiddetli ki, bu fabrikalarda yirmi dört bin amele Tokyo 19 (A.A.) İyi malumat al çalışıyor ve 416 bin mekik işliyordu. Gölün ağaçlan karşısmda yelkenU ile geziş Nevyork Michigan Üniversitesi profesörlerinden Dr. Funk tarafından icad edilen bir makine yumurtalardan çıkacak civcivlerin cinsini evvelden haber veriyor ve icabında yumurtalardan çıkacak civcivlerin cınsiyetini de değiştiriyor. ratmak istediğim esere karşı tam bir merbutiyet şarttır. Doris, eldivenlerini giydi. Fakirdi, tilki kürkünü satmış, kışlık mantosunu rehine koymuştu; fakat eldivenleri vardı. Ne karar verdinizî Diye sordu. Linden, daldığı hayalden birdenbire uyandırılmış gibi irkildi: Nasıl ? dedi. Henüz bir karar veremîyeceğim. Size yazarım. Otelin dehlizinde, Linden'in kapısı 5nünde, yeşil kadife yüzlü bir sıra vardı. Öteki namzedler orada oturmuşlar, nöbet bekliyorlardı. Doris çıkınca, Linden'in odasına sarışın bir kadın girdi. Terp de oradaydı. Doris'e sordu: Nasıl oldu? Doris, elini alnına götürerek manidar bir işaret yaptı. Terp: Evet, dedi, ben de işitmiştim. Doris ve Terp, sürüyü takib edemiyecek kadar zayıf olduklan için ondan ayrılmış iki kuş gibiydiler. Barmacak yer bulamadıkları bir adada sığınmağa çalışıyorlardı. Doris: Hândel opera bestelemiş... Sen böyle birşey biliyor muydun? diye sordu. Cenubî Amerikada Richard Strauss'un eserlerini çalmak istiyen tiyatrocunun yaptığı neviden bir dolandırıcılık olsa gerek. Linden'den evvel, ikisi de bu dediği adama çatmışlar, acı bir tecrübe geçirmişlerdi. Doris, dalgın dalgm başmı salladı. Şehrin arka kısmında bir tavan arasında oturuyordu. Oturduğu yerin kirasmı vermemişti. Akşam yemeklerini hezfetmişti. Bu vaziyette yaşamağa nasıl devam edeceğini bir türlü tayin edemiyordu. Fakat, devam etti. Linden, onu ikinci defa olarak çağırdı. Bu sefer, koridor, geçen defaki gibi müracaatcilerle dolu değildi. Linden, bin türlü merasimle bizzat hazırladığı kahveden ona ikram etti. Kahve, Doris'e dokunuyordu. Fakat, bu adamın, kendi pişirdiği kahve ile övündüğünü anladığı için, içmeğe ve «elinize sağlık, çok güzel pişirmişsiniz» demeğe mecbur oldu; sonra da, kalbinde çarpıntı başladı. Linden, her şeyden evvel, kendini beğenmiş bir adamdı. Kahvesi, piyanosu, idealizmi ve Ha'ndel'i ile övünüyordu. Bilinen operaları çalmak istemiyordu; gizli kalmış şeyler keşfetmeğe meraklıydı. Tanmmış, şöhret kazanmi} muganniler istemiyordu; ona, karşısmda elpençe divan duracak müptediler lâzımdı. Doris, bu mevkii elde etmek için Carolus Linden ile hususî münasebet tesis etmenin şart olduğunu anladığı zaman, hiçbir ürküntü duymadı. {Arkast var) Vicki BAUM yazan: Hamdi VAROGLU Çevlren: 50 Diye sordu. Doris, elinde tuttuğu bükülü notayı derhal açh, piyanonun üstünc yerleştirdi. Kolu, nota kâğıdına doğru giderken etrafa saçtığı yeni bir koku dalgası, Linden'i başmı öte tarafa çevirme ğe mecbur etmişti. Doris: Pardon. Demeğe mecbur oldu. Son derece heyecan içindeydi. Şarkı söyliyeceği zaman, bacakları daima titrer, duşecek gibi olurdu. Bu, iyi alâmetti. Bızzat üstad, her temsilde, perde açılıncaya kadar heye candan, ecel terleri dökerdi. Onun hocası meşhur Benvenato Perugi de böyle idi. Linden, parmaklarını kirletmekten korkar gibi hareketlerle nota defterinin yapraklarını çevirdi. Hangisini söyliyeceksiniz? Diye sordu. Doris, ümid içinde, cevab verdi: Tosca'nın duasını. lstersenız Ai'dayı, yahud Otello'nun son perdesini. Doris, Delmonte'den gizli, roller ezberlemişti. Milâno tiyatrosunun kulisleri ne sokulup, temsillerin devamı müddetince, büyük muganniyeleri ve onların teganni tarzlarını seyretmiş, tiz perdeden başladıklan bir şarkıyı yavaş yavaş pese indirişlerini, nerelerde seslerini yükseltip nerelerde ağırlaştırdıklarını, sesi yarıda kesmemek için, nefeslerini nasıl tanzim ettiklerini öğrenmişti. İyi bir çocuk olan Paolo, ona bu işte biraz yardım ediyordu. Başka bir yerden muzaheret gördüğü yoktu. Daha şarkıya başlamadan boğazının kuruduğunu hissetti. Elini cebine sokmak ve Salvatori'den ders aldığı zamandanberi alıştığı eriklerden bir tane ağzma atmak için müthiş bir istek duydu. Fakat buna imkân yoktu. Erkekler, bilhassa artistler, çok çabuk sukutu hayale uğrarlardı. Bu tecrübe, Doris'in, doktor Sardi'ye medyun olduğu faydalı şeylerden biriydi. Linden, sabırsızlıkla, çalmağa başladı. Piyanonun kof ve cırlak bir sesi vardı. Doris gözlerini kapadı ve zihnen, oy lşin ne olduğunu biliyor musunuz? nadığı sahneyi temsil etti. Desdemo Şöyle böyle. Ufak bir opera trupu ne'nin odası. Vakit, gece. Kalbinde müphem bir endişe, ıssızlık. Doris, kendi a ile turneye çıkmak istiyorsunuz. Bir opera trupu ile, evet amma ne cıklı halini düşünerek «Son mesta tanto tanto...» sözlerini teganniye başladı. Ot biçim trup? hello'nun geleceğini ve onu bir buse ile Linden, onun omzuna koyduğu elini öldüreceğini biliyordu. Fakat, Amerika çekti ve talebesini derin bir dikkate davet ya gidemediği için, göğsünde bir yara ye etmek istiyen muallim edasile, parmağmı ri bulunduğu için, parası olmadığı için Doris'in yüzüne doğru salladı, devam ve yegâne alâkadar olduğu erkek hapiste etti: bulunduğu için müteessirdi. Bütün bu Bütün temsillerimiz Hândel'in düşüncelerde vuzuh ve intizam yoktu. Fa eserlerinden ibaret olacak. Bilirmisiniz kat, zihninde daima mevcuddular. Bun ki Hândel otuzdan fazla opera yazmışlar, onun söylediği şarkıya vücud veren 1 tır ve bunlar tamamen meçhul kalmıştır? cevheri teşkil ediyor ve her yaptığı hare I Muazzam bir servettir bu, muazzam ve keti, her söylediği şarkıyı, koyu, siyah bir işlenmemiş bir servet! su gibi dolduruyordu. Sahne bitip de, 1 Doris'e, endişeli ve itimadsız nazarlarDoris, üzerine yıkılıp kaldığı kanapeden 'a baktı. kalktıktan sonra, Linden, üzerine eğildiği Çalışacak insanlardan mürekkeb piyanoda, Othello'nun sahneye girişine Sir grup toplamak istiyoruz. îşe, canla tekaddüm eden son parçayı da çaldı. Elaşla sanlacak, heyecanh ve istidadlı sasen, onun piyano çalışı, Doris'in şark enclere ihtiyacımız var. söyleyişinden daha fena olduğu için, Doİtimadsızhk göstermek sırası Doris'e ris, bundan cesaret alıyordu. gelmişti. Linden, piyanonun başından kalktı: Fakat ücret vereceksîniz değil mi> Fena değil, dedi. Sırf yaşamak Diye sordu. Linden, üstüste on falso mecburiyetinden dolayı şarkı söyliyen bir " işitmiş gibi, nevmidane alnmı kaşıdı: insan için hiç de fena değil. Tabiî, ücret vereceğiz, dedi. MilâAyakta, Doris'in yanıbaşında duru no operasındaki, yahud Amerikadaki giyordu. Uzunca boylu, biraz çıkık kannlı, bi çok değil, amma gene bir şey vereceufak, fakat manalı yüzlü bir adamdı. Bil yz. Yalnız, ben paradan başka bir şey hassa alnı geniş ve güzeldi. Ciddî bir ta düşünmiyen mesai arkadaşı istemem. vırla sordu: Şahsıma, teşebbüsümüze, yeni baştan ya