9 Birincikâmm 1937 CUMHURIYET Belçika Kralı Leopold nihayet evleniyor mu ? Genc hükümdarın tekrar Ingiltereyi ziyareti bu rivayetleri çıkardı, fakat tekzib edildi Bundan iiç haf ta evvel Londraya bir seyahat yapmış o!an Belçika Kralı Üçüncü Leopold dört gün evvel, yanında Ana Kraliçe Elisabeth bulundu ğu halde, mütenekkiren, tekrar Lon draya gitmiştir. Biraderi Prens Char les'ın da, ona mülâ Lady Margaret ki olmak üzere, Ostende'en hareket ettiği söylenmektedir. Bu seyahat, derhal, Belçika Kralının izdivac maksadile Londraya geldiği şa yiasını ortaya çıkarmıştır. Kral ve Kraliçe, Londrada durmadan doğruca, Portland Düküne aid olan Welbeck Abley mali'<ânesine gitmişlerdir. Şimdilik malum olmıyan bir müddet Diikün misafiri olacaklardır. Gerek Kral, gerek Bel;ikanın Londra elçiliği, bu seyahatin tamamen hususî mahiyette olduğunu söylemelerine rağmen, Belçika Kralının evleneceği rivayeti ıs rarla devam etmektedir. Kral ve Kraliçenin, şatosuna misafir oldukları Portland DüküArthur Caven dişh Bentinok, mütevefla Belçika Kralı Albert'in dostlarından id:. Bugün seksen yaşmda bir ihtiyar olan Diikün şimdi 21 yaşındaki kızı Lady Anne ile, Kral Leopold'ün biraderi Kont de Flandre ara sında bir izdivac dahi vaktile mevzuu bahsolmuştu. Belçika Kralının, üç hafta evvelki Londra seyahatinde, Buckingham sarayında, Lady Anne ıîe ve kızkardeşi Lady Margaret ile dans etmiş olması ve aradan az bir zaman geçtikten sonra îngiltereye validesile birlikte ikinci bir seyahat yapması, bu izdivac jayialarının ortaya çıkmasına sebeb olmu|tur. birkaç türlüdür. Kralın evleneceğine ihtimal vermiyenler, ana Kraliçe ile yaptığı bu seyahatin, biraderi Prens Charles de Brabaut'yu evlendirmek için olduğunu söylüyorlar. Kralın, Kraliçe ile beraber son seyahate çıktığı Cıergnon şatosunun ve feci kazanm vuku bulduğu yer olan İsviçreyi görmek istemediği için, istirahat mevsimini Ingilterede geçirmeğe karar verdiği de söylenmektedir. Kralın seyahati se b^bleri arasında, bu sene yedi yaşına basan Veliahdin îngilterede yapacağı tah silini hazırlamak maksadı da zikredil mektedir. Maamafih, Kraliçe Astride'in vefa tmdanberi deveran eden ilk izdivac şayr ası bu değildir. Geçen sene Belçika Kralının Prenses Marie de Savaie ile, sonra bir büyük düşesle ve nihayet bir Isveç prensesile evleneceği mevzuu bahsedil mişti. Bütün bu haberler gibi, bu son şayianm da tekzib edılmesı ihtimali yok değildir. Müteveffa Belçika Kralı Birincî Al M. Beck, Delbos'a siyesinde bulundu IBaitarafı 1 fnci »ahlfe&ei farethanesine, ondaı* sonra da Hariciye Nezaretine gitmiştir. Nazır, Kral Carol tarafından kabul edilmiş ve şerefin^ bir öğle yemeği verilmiştir. Delbos, Rumen matbuatına beyanat ta bulunarak geçen martta yaptığı ziyaretten dolayı Krala teşekkür etmek ve Hariciye Nazırile diğer Rumen ricalinin ziyaretlerini iade etmek maksadile Bükreşe geldiğini söylemiştir. Nazır seyahatinin Fransa hükumetinin Rumen ve Fransız milletleri arasındaki dostluğu bil hassa beynelmilel vaziyet dolayısile inkişaf ettirmek hususundaki arzusunun bir ifadesi olarak telâkki edılmesi lâzım geldiğini illve etmiştir. Af. Stoyadinoviç hareket etti (Baftarafi 1 inci sahttede) Öğleden sonra Yugoslavya Başvekili Mussolini furumunda birkaç bin genc faşist tarafından yapılan jimnastik hareketlerini seyretmiştir. Berlini ziyaret tav Romadan Belgrada Çin ordusu her şeyi yakıp yıkarak kaçıyor Almanya tavassut teklifinde bulundu Nankin demir çember içinde ve şehir 115 inci defa olarak havadan bombardıman edildi (Ba$tarafx l inci sahttede) ettiği tasdik edilmektedir. Ecnebilerin Nankin'i bosaltmaları Ayni zamanda Japonya tarafından, tebliğ edildi Çinin idarî istıklâline ve mülkî tamamiyeŞanghay 8 (A.A.) Resmî bir tine riayet hususunda samimî bir arzu membadan öğrenildiğine göre, Japon ma gösterilinciy: kadar, Çin hükumetinin kamları Nankin'deki ecnebî konsolosla mukavemette devama azmetmiş olduğu rına müracaat ederek kendi tebealarından ilâve edilmektedir. olanlan Nankin'i hemen terketmeğe daJapon kabinesinin tetkik ettiği vet etmeleri ihtiyath bir hareket olacağınoktalar nı bildirmişlerdir. Tokyo 8 (A.A.) Reuter ajansmın Japon makamlan namma söz söyleme muhabiri bildiriyor: ğe salâhiyettar bir zat arazinin vaziyetile İyi bir membadan haber verildiğine Çinliler tarafından yapılan müdafaa is göre askerî Japon makamlan Nankin'in tihkâmlarının Nankin'in büyük ve müs hücumla alınması facialanna meydan tahkem bir Çin şehri telâkki edilmesine vermek istememektedirler. Diğer cisebeb olduğunu, bu itibarla Japonlann hetten Japon kabinesinin aşağıdaki ahval «emniyet mıntakası» ismi verilen kısım i zuhurunda ne suretle hareket edilmesi lâçin teminat vermiyeceklerini ve muhase znn geleceğini tetkik etmekte olduğu söymat bu mmtakaya sirayet ettiği takdirde lenmektedir : mes'uliyet kabul edemiyeceklerini bildir1 Uzun bir mukavemet hazırlamak miştir. üzere ŞangKayŞek'in Çinin garbına çe« kilmesi, Çin ordusu her seyi yakarak 2 ŞanKayŞek'in düşmesi ve heı! kaçıyor ne pahasma olursa olsun Japonya ile sulb! T o k y o 8 (A.A.) T e b l i ğ : Nankin cephesinde, şimal mıntakasın akdetmek istiyen bir rejimin ortaya çık * da Japon ordusunun ileri kıt'alan 7 ilk ması. Londra gazetelerine göre ' kânun sabahı şafak vaktinde Nankin'in 18 kilometro şarkında Tsihsiashan, gene Londra 8 (A.A.) Nankin'in zap« Nankin'in 8 kilometro şarkında Tsing tından sonra Japonya muharebeye devam 4 hung ve 15 kilometro cenubu şarkisinde edecek midir" Londra gazetelerinin bü * Fangshan mevkilerini ihtiva eden hattı yük bir kısmı bugün bu suali sormakta" geçmişlerdir. Japon ordusu Nankin'in dırlar. kuşağmı teşkil eden eski duvarlara yak Times gazetesi ezcümle şöyle yazmaklaşmaktadır. Maneviyatı bozulmuş olan tadır: Çin ordusu her yere ateş vererek büyük Mareşal ŞanKayŞek'in izzeti nefsi bir kargaşahk içinde ricat etmektedir. kıncı sulh şartlan kabul etmesine pek az ihtimal vardır. Esasen Çin mukavemet Nankin'in sukutu pek yakındır. Cenub mıntakasında, Wuhu üzerine edebilir. Mareşal, Japonyanm bu yıpratıilcrlemekte devam eden Japon ordusu, cı harbe nihayet vermekle bahtiyar olacaÇin kıt'alarının Wuhu'nun şarkma doğru ğını bilir. olan ricat hatlannı kesmeğe muvaffak ol Avam Kamarasında Uzakfark muşrur. meseleleri hakkında müzakereler Nankin istikametinde flerliyen Japon Londra 8 (A.A.) Avam Kamarakolu 7 ilkkânun sabahı lcheng'i işgal ve sında meb'uslar bugün gene Uzakşark durmaksızın düşmanın takibine devam etmeselesini mevzuu bahsetmiştir. miştir. Eden eski Japon nazırlarından lshinin 11S inci bombardıman Londrayı ziyareti hakkında Kont lshinin Japon hava kuvvetleri 1 15 inci defa o Avrupayı ziyaretinin kat'iyyon hususî larak görülmemiş bir kesafetle Nankin'i mahiyette olduğunu söylemiştir. bombardıman etmişlerdir. Bu bombardı Mançuonun Italya tarafından tanın man eski payitahtta hüküm sürmekte olan ması hususunda bunun 26 eylul 1933 de intizamsızlığı ve kargaşahğı arttırmıştır. Milletler Cemiyeti asamblesinde ittifakla Japonların aldığı şehirler kabul olunan kararla telif edilemiyeceğiŞanghay 8 (A.A.) Japon hatla ni tasrih etmiştir. nnın arkasında, Nankin'in 70 kilometro Şanghay gümrükleri meselesinde In şarkında ve Yangtse nehrinin cenubunda giltere, Fransa, Amerika tarafından yakâin Chinkiang müstahkem şehri bu sa pılmış olan protestoya dair de bunlan bah saat 9 da Japon kıt'alan tarafından söylemiştir: yapılan bir hücum neticesinde zaptedil «Tokyodaki Büyük elçimiz Japon H a miştir. riciye Nazırı nezdinde geçen ayın sonunTokyo 8 (A.A.) Wuhu cephesin da protestolarda bulunmuştur. Japon Hariciye Nazın ecnebi devletlerin noktai den Domei ajansma bildiriliyor: Nankin'in cenubunda bulunan Japon nazannın nazarı itibara alınacağı hakkınkıt'alan Ningluofu şehrini işgal etmişler da teminat vermiştir. Şanghayda müzadir. Çin kuvvetleri için cenub ve şimal is kerelere devam olunuyor.» tikametlerinde ricat etmek imkânı kalmaNihayet Japon kıtaatının işgali altınmıştır. Bu kuvvetlerin Yangtse nehrinden da bulunan bazı hususî îngiliz müessesegeçecekleri zannedilmektedir. lerinin serbestçe çalışmasına konulan ma* nialar hakkında da şunları söylemiştir: Almanya tavassut teklif etti «En son aldığım raporlara göre bu Cenevre 8 (A.A.) «Santral Ni yüz» Çin ajansmın Cenevre muhabirine tahdidatm yakmda kalkacağmı zannedeHankeu'daki Çin umumî karargâhından rinı. Japon askerî makamatı bunun ne zakaldırılacağını henüz bildirmemişgönderilen bir telgrafta, Çin Japon mu man hasamasına nihayet vermek ve diğer muh lerdir. Fakat bu hususta icab eden emirtelif meseleleri halletmek üzere Alman lerin verilmesi tarihini tacil için çalışı hükumetinin tavassutta bulunmayı teklif yoruz.» küçüktü ve Doris, doktor Sardi'ye, lüzumundan fazla sokuluyordu. Sardi, kaba bir şive ile almanca konuşuyor, ve almancanın ana lisanı olduğunu söylü yordu. Dördüncü katla beşinci kat arasına geldikleri zaman, Doris'e: Şapkanızı iyi intihab etmemişsiniz, dedi. Benim, kadm işlerine biraz aklım erer. Alnınızı kapasanız daha iyi olacak. Asansörden, birlikte indiler. Doris, koridorun aynası önünde durarak: Nasıl yapayım? Tarif eder misiniz? dedi. Doktor Sardi, onun alnına bir kâkül indirdi. Soğuk, kuru ve kolonya kokan elleri vardı. Doris, kollarını yukarı kaldırarak saçlarını düzeltti. Sardi, arkasında durmuş, gözlerini süzerek, onun aynadaki hayaline bakıyordu. O gün, Sardi, Doris'in beklediği sözü söylemedi. Dört gün sonra, Doris'in odasında ikisi yalnızdılar. Doris, elektrikli çaydanlıkta çay pişiriyordu. Sardi, ne Amerikalıların, ne de îtalyanlarm çay pişirmesini bilmediklerini söyliyerek, kendini çaya davet ettirm' i. Sardi, o gün, Doris'e, saçlarını kızıla boyarsa çok iyi edeceğini söyledi. Doris, ertesi gün saçlarını boyatmış, bunu kendisi dz beğenmişti. Öğleyin, yemek salonundan geçerken Sardi ondaki bu değişikliği gördü ve bunu kendisi için yapılmış bir cemile telâkki etti. Parmaklarınm ucile ona bir buse göndererek, uzaktan: Tebrik ederim! Diye seslendi. Trouble havladı. Delmonte bile gözlerile onu takib etti ve Palfy, omuzlarını silkti. Sardi, onu, ilk defa olarak, kapalı bir otomobilde kucakladı ve Doris, Sardi'yi idare etmenin, Wallert'i idare etmek kadar kolay olmadığını anladı. Sardi ile münasebet tesisi kâfi değildi. Bu adam, mütemadiyen koltuklanmak, kadınlan tanıdığı ve cnların kendisine karşı mukavemet edemedıkleri hakkındaki kanaatini tasdik ettirmek merakındaydı. Aşk telkin etmek kabiliyetinde oldu ğunu duymak istiyordu. O akşam, Doris'i kendi locasma gö türlü. Gene Otello temsil ediliyordu. Delmonte'nin sesi kısılmıştı. Temsilden sonra, Sardi, Doris'i otele yolladı; saat birde de, odasında, onu ziyarete geWi. Doris'in sesi de kısıktı. Çünkü hâlâ ^Salvatori'den ders alıyordu. Esasen, lâ elli altıncı sokaktaki evden, B"7il. sabık atölyesinden çıkmamıştı. O şamınm ertesi günü orada birk çirdi, ortalık kararıncıya kac' (Arka. Kont Ciano'nun ziyafeti Muhalif parti resmi kabule iştirak etmiyor Bükreş 8 (A.A.) En esaslı muhaIefet partisini teşkil eden millî köylü partisi, kendi azasının, bu sabah Bükreş'e varacak olan M. Delbos şerefine ve rilecek kabul resimlerine iştirak etmemelerini kararlaştırmıştır. Gazetelere verilen kısa bir tebliğde, parti, bu karannın halen tavzih edilmesi zamanı olmıyan şayanı teessüf sebebler den doğmuş olduğunu bıldırmiş ve bu kararınm ne Fransız Naz'rmın şahsını, ne de «partinin samimî dostluk hissiyatı ile bağlı bulunduğu» Fransayı kasteylemediğini tasrih etmiştir. Umumî kanaat, partinin bu kararını, dahilî siyaset sebeblerinin tesiri altında aldığı merkezindedir. Filhakika, 20 kânunuevvelde yapılacak olan seçim arifesinde millî köylü partisi ile bugün iktidar mevkiinde bulunan liberal parti arasında çok şiddetli bir gazete münakaşası devam etmektedir. Roma 8 (A.A.) Hariciye Nazın Kont Ciano, dün akşam Yugoslavya Başvekili M. Stoyadinoviç ile refikasmın şerefine bir akşam yemeği vermiştir. Hükumet, ordu ve parti mümessillerile siyaset, ilim ve san'at âlemlerine mensub birçok zevat akşam yemeğinde hazır bulunmuşlardır. Stoyadinoviç bu sabah Littoria ve Sabaudia'ya gitmiştir. Yugoslavya sefarethanesinde bu ak şam büyük bir veda ziyafeti verilecektir. Roma gazetelerînin nesriyatt \ i s i î Kral Leopold, hâlâ matemini çektiği karısı Kraliçe Astrid'le bir arada bert'in kızı, bugün Piemont prensesidir ve ttalya kraliçeliğine namzeddir. Italya Kralının kızı olan Prenses Marie'nin de Belçika Kralı Leopold'la evlenmek su retile Belçika kraliçesi olması ve bu su retle iki memleket arasında sıkı bir dostluk rabıtası teessüsü ihtimali, Italyanın kibar mehafilinde büyük bir memnuniyet uyandıracaktır. Maamafih, Kralm îngiltereye yaptığı Kral Leopold'un, Kraliçe Astride'in bu son seyahat, hakikaten izdivac mak feci ölümünden sonra hâlâ devam eden sadma mebni ise, Leopold'un bir îngiliz büyük matemini, müteveffa Kraliçenin kızını tercih edeceğini göstermektedir. Dük tekzib ediyor hayalini kalbinde el'an muhafaza ettiğini, balayı günlerini geçirdikleri evin, o güLondra 8 (A.A.) Dük dö Portnün hatırasına hürmeten, son dakikadaki land, Belçika Kralile biraderi Prens vaziyctki aynen muhafaza «ttiğini, biitün Şarl'ın Welbeck Abbey'e yaptıklan zieşyasmiR yorli yerinde bırakıldığtnı, hat yaretin evlenmek maksadile yapıldığma ta Kraliçenin elinden çıkanp bir kenara dair olan şayialan manasız diyetav^if bıraktığı beyaz güderi eldivenlerin bile ve tekzib etmiştir. öylece durduğunu bilenler, Belçika KraHatırlardadır ki gazeteler, Prens Şarl lının evleneceği şayialannı doğru bulmu i!e, Dük dö Portland'm kızı Ann Ca yorlar. vendish arasında yapılacak bir izdivac projesinden bahsetmişlerdir. Bu mesele etrafmda dönen rîvayetler Roma 8 (A.A.) Bütün gazeteler, Yugoslavya başvekilinin Roma seyahatinin yapıcı mahiyetinden bahsetmektedir. Giornale d'İtalia gazetesinde Gayda, ezcümle diyor ki: «Italya ve Yugoslavya arasındaki dostane is birliği, geçici bir mahiyet arzetmiyecek, fakat Prens Paul'ün tasvib eylediği an'anevî iyi münasebetler siyasetine rücuu teşkil eyliyecektir. Bu siyaset, herhangi üçüncü şahsa müteveccih değildir. Bundan dolayı bazı yabancı me hafilde fena karşılaşmasına ancak şaşanz.» Yugoslav Başvekilinin Berlin seyahati Berlin 8 (A.A.) M. Stoyadinoviç, M. von Neurath'm gecen sonkânun aymda Belgrada yapmış oldugu ziyareti iade etmek üzere önümüzdeki sonkânun ayınm ikinci on beş günü zarfmda Berline gelecektir. M. Beck'in tavassut teklifi Paris 8 (A.A.) Oeuvre gazetesi yazıyor: Öğrenildiğine goreDelbos ile Beck arasında yapılan görüşmeler esnasında Polonya Hariciye Nazın meslekdaşma, Delbos'nun Alman liderleri tarafından Berlıne kat'î surette davet edilmesi için şahsan tavassutta bulunmağı teklif etmiştir. Fakat Delbos bu teklifi ihtiyatla karşıla mıştır. Filistinde iğtişaşlar Hayfa 8 (A.A.) Filistinde tethişçîlik devam etmektedir. Bir Arab, Hayfada bir Yahudi otobüsüne bir bomba atmıştır. Bomba hiçbir zararı mucib ol mamıştır Polis, suikasdi yapanı öldür müştür. Bırüsebi'de de müteaddid bombalar atılmış ve polis karakolu şiddetli bir atese maruz kalmıştır. Konyada Selçukspor bölge şampiyonu oldu Londra 8 (Hususî) Musul petrol Bükreş 8 (A.A.) M. Delbos'nun borularının Filistinden geçen kısmı Arabmuvasalatı münasebetile Universal gazelar tarafından bugün tekrar tahrib ediltesi, „ zıyor: miştir. .. Fransa, bizîm îçîn yalnız bir zîya, bir Asfalt yapılacak yerler kültür membaı değildir, belki istikbalimizin zâmmıdır, çerçevesi dahilinde Ru önümüzdeki ilkbahardan itibaren asmen istikbalinin bünyesi vücude gelmiş o falta çevrilmesine karar verilen cadde ve meydanlara ilâveten Kadıköyünde lan sulh ve adaletin zâmımdır. Ihlamurdan Fenerbahçeye giden yolun Diminetza, yazıyor: Üsküdar iskele meydanmm ve bir de M. Delbos, pek büyük îcraat imkân Cerrahpaşa hastanesi önünün de asfalt lan arzeden Fransız îngiliz cephesinden olarak yaptırılmasına karar verilmıştir. teşçi edecek şeyler getirmiştir. Tim >ul, diyor ki: rih etmiş olduğunu beyan etmektedir. M. Delbos, hic kimse aleyhine müte Leh efkârı umumiyeainin kanaati veccih olmıyan ve bütün dünyaya açık Varşova 8 (A.A.) Resmî îskra bulunan cihan sulhu fikrini muvaffaki ajansı tebliğ ediyor: yetle müdafaa etmiştir. Leh efkârı umumiyesi, M. Delbos'un Rumen gazetelerînin neşriyatı Musul petrol borularî takrib edildi Lehistanın müstemleke talebi Konya (Hususî) Bu yıl Konya mıntakası futbol şampiyonluğunu 'Selçukspor kazandı. Selçukspor çok eski bir kulüb olmadığı halde müteçıadî çalışmaları neticesinde çabuk temayüz etmiş ve muhite kendini seydirmiştir. Bu sampiyonluk etrafmda her nekadar dedikodular oldise de neticede şampiyonluk genc kulübün uhdesinde kalmıştır. Gönderdiğim resim Selçukspor birmci takım oyuncularını idarecilerinden ikisile birlikte göstermektedir. Varşova 8 (A.A.) Salâhiyettar mehafil, M. Beck'in Cracovie treninde M. Delbos'la görüşürken Lehistanın müstemlekât meseleleri hakkındaki noktai nazarını sarih mütalebat serdetmeksizin ancak bu meseleleri tetkike memur konfe ransa Lehistanın iştirak etmesini muhik gösterecek olan iptidaî maddeler, muhaceret gibi muhtelif meseleleri izah ve teşrif mi? dedi. O ne sırnaşık, lâübali şeydir. Teklifini derhal kabul edip işin alayına geçmekten başka yapacak şey yoktur. Meselâ Dorelli, hayır dediği için on beş gün sonra atladı. Halbuki sesi sizden de, benden de iyî idi. Sanbrini gibi üç tanesini cebinden çıkanrdı. Doktor Sardi, bir kadının san'attaki istidadını, ancak onu kolları arasına alırsa görür, tasdik eder. Doris, kendisi de bu fikirde olduğunu söyledi. Fakat, uzun müddet, gözlerini kapayıp düşünceye daldı. Bu muhavere, Palfy'nin odasında cereyan ediyordu. Odadaki eşyanın üstünde, upuzun kollu, ipiri gözlü bir sürü bezden bebek vardı. Doris, işittiği sözlere fazla ehemmiyet vermiyordu. Ne çıkar? diye düşünüyordu,. Doktor Sardi, yolu üzerinde tesadüf etmesi mukadder gibi görünen birçok Wallert'lerden birisi olacak demekti. Doktor Sardi ile ikinci defa olarak tanıştı. Üstadın maiyetindekileri bir tarafa bırakmıştı. Bu maiyet erkânı arasında, Paolo isminde, kıvırcık saçlı, bodur burunlu genc bir piyanist vardı. Gece gündüz, gürler gibi akseden bir sesin onu çağırdığı işitilirdi ve Paolo, odasından ok gibi fırlar, kırmızı ipekliden bir kıyafetle, koltuğu altında notalar olduğu halde koşardı. Biraz sonra, ders alan talebeye, imtihanlara, yahud provalara refakat eden piyano sesi işitilirdi. ziyaretinden sonra, Fransa ile Lehistan arasındaki münasebetlerin, vash mümeyyizini iki memleketin yekdiğerine itimadı ve yekdiğerini anlaması ve beynelmilel sahadaki gerginliğin izalesine ve bu sahada istikrar teminine matuf mesaiye mütekabilen devam edilmesi hususundaki arzu teşkil eden mes'ud bir inkişaf sahasına girmiş olduğuna kanaat hâsıl etmiştir. Paolo, üstadın üçüncü talebesi olan genc İtalyan baritonla bir odada oturuyordu. Adı Fiamarelli olan bu genc, fakirdi. Delmonte, ona bedava ders vermekle iktifa etmiyor, nereye giderse, onu da peşinde sürüklüyordu. Bu itibarla, bu îtalyana yaptığı masrafı sıfıra indirmeğe çalışıyordu. Delmonte'nin maiyetinde, doktor Sardi derecesinde mühim, Lucia isminde bir ihtiyar kadm vardı. Zayıf, sükutî, yüzünün rengi yeşile çalan, beyaz saçh bir kadındı. Delmonte'nin esvabcılığını yapar, onun makiyajına yardım eder ve sahnede iken daima kolislerde bulunurdu. Bir de, Madam Butterfly'deki çocuk gibi, Trouble adını taşıyan bir küçük köpek vardı. Delmonte ile köpek yanyana bulundukları zaman, kocaman bir O harfinin yanma minimini bir virgül konmuş hissini verirlerdi. Bir Aîda temsilinden sonra, Doris, ilk defa olarak doktor Sardi'nin yolunu beklemeğe muvaffak oldu. Onun avdetine kadar holde dolaştı ve Sardi, odasına gitmek üzere altıncı kata çıkarken, asansüre onunla birlikte bindi. Bu sefer doktor Sardi onu tanıdı. îkinci katla üçüncü kat arasında, o aksamki temsilden bahsetti ler. O, sanki bütün muvaffakiyet kendi eseriymiş gibi, sahte bir tevazula; Doris, heyecan ve gizli bir endişe ile titriyen, hararetli bir sesle konuşuyorlardı. Asansör Vicki BAUM Vazan: Hamdi VAROÛLU Çeviren: 40Viyanadan gelmişti ve bunu başlıbaşına bir imtiyaz sayıyordu. Bütün meziyetlerini ve kusurlannı hep bu cepheden mu hakeme eder: «Malum ya, ben Viyanahyım» diye izah ederdi. Sesi, bütün duvarlardan aşıp etrafa yayılan bir soprano idı. Zayıf ve ciddî tavırlı bir İsviçreli olan Terp, üstadm baso talebesiydi. Bazı akşamlar, Doris'le birlikte, otelin mütalea odasında oturur, ona Deknonte'nin KÜ çük Palfy'yi talebeliğe nasıl kabul etli ğini anlatırdı. En sağlam malumat bu Isviçrelideydi. Terp, kalın baso sesile anlatırdı: Palfy, kâtibe güvenir; ihtiyar da, kâtibin sözünden dışarı çıkmaz. Üstada ulaşabilmek için, kadmlar kâtibin odasmdan, erkekler onun kesesinden geçerler. Palfy, Donat isminde bir maliyecinin metresiydi. Bu adam, harbden sonra bir havaî fişeği gibi yükselmiş, bütün Avus turyayı avcu icine almıştı. Palfy'den bıkınca, ona şarkı merakı aşılamış. Şimdi bu kadın, Donat'ı, kendisini başından defettiğini sanıyor. Kâtıb işin üst tarafını deruhde etti, Donat da paralan veriyor. Doris: Kâtib dediğiniz kim? diye sordu. Doktor Sardi. Birkaç gün sonra, Palfy de kâtibden bahsetti. Doris, bu kâtibin kim olduğunu o zamana kadar keşfetmişti. Kendisınden iki yüz dolar ücreti tahsil eden ve imtihanda muvaffak olamadığmı haber veren adamdı. Arasıra, ona, otelin dehlizlerinde, asansörde, yahud cümle kapısınm önünde Delmonte'yi beklerken tesadüf ediyordu. Bazan, Doris'i, nerede gördüğünü hatırlamıyor gibi bir tavırla selâm'ar, bazan da hiç görmemezlikten gelirdi. Doris, Terf'in söylediği şeylerin hakikatle alâkası olup olmadığını anlamak için, belli etmeden Palfy'nin ağzını aradı. Fakat, meğer fazla ihtiyath harekete lüzum yokmuş. Palfy, daha ilk sualde coştu: Aman o kâtib olacak mürdar he