CUMHURÎYET 2 Birfncîkântm 1937 Sempatik bir genc kız «Kozalak İhracat şirketi> direktörii Remzinin karısı Pakize bu sene İstan bula kocasından evvel gelmek mecbu riyetinde kalmıştı. Remzinin işlerinin ne zaman biteceği malum değildi. Halbuki sıcaklar da birdenbire adamakıllı bastırmıştı. Pakize eşyalarmı alelâcele toplayıp bavullarma tıktı. İstasyonda klâsik bir veda merasiminden sonra yola çıktı. Hani, aklı da fazla alâkadar görünmemesine rağmen kocasmda kalmamış değildi: Remzinin karısı odasına girdiği va kit adeta hiddetlenir gibi oldu: Bir fırsatını bulup da şu kızla konuşursam adamakıllı bir çıkışayım, dedi, benim bu kadar iltifat göstermeme mukabil, o adeta hakaret edercesine soğuk davranıyor! Sonra gene mantığa avdet eder gö ründü: Kimbilir, diye düşündü, o, bana nekadar sempatik görünüyorsa, belki ben ona o derece antipatik geliyorum.. Kızcağızın ne kabahati var? Nihayet Remzi gelebilmişti. Haydarpaşada karısının pek de alışmadığı güleryüzile karşılaşmca hayret etmedi On beş günlük ayrılığm ona evlilik hayatlarında yeni bir safha açacağmı düşünerek hareketini biraz tehir etmekte isabet eylediğine bir defa daha kani oldu. Pakize: Aman Remzi, diyordu, patladım vallahi.. Zehir oldu o Ada bana sensiz.. îlâc İçin tek ahbaba, tanıdığa da raslamadım.. Biraz daha uzasaydm, ya kal kıp îzmire annemin yanına gidecek, yahud da tekrar Ankaraya dönecektim.. İstanbula geçmeğe hacet görmediler Akşam üstü Modaya uğrıyan vapurla Adaya döndüler. Splandidin dış kapı smdan içeri girerlerken sempatik genc kız da beyaz mermer merdivenlerden aşağı iniyordu. Kadın, ona aid hislerini, düşüncelerini kocasma anlatmak için henüz vakit bulamamıştı. Söze başla mak için tabiî geçip gitmesini bekle mek lâzımdı. Fakat.. On beş gündenberi bütün tebessümlerine aldırmıyan, bütün sokulganlıklarına soğuk davranan genc kızm yüzü birden gülmüş, gözlerî parlamıştı. Remzinin pek az ihtiraskâ rane çıkan şapkasına pek iltifatlı bir baş eğmesile mukabele etmişti. Kızm fazla uzaklaşıp uzaklasmadığma bile ehemmiyet vermeden Pakize telâşlı ve heyecanlı sordu: İzmirde bir hâdise Sarhoş bir kadın, diğer iki kadına sarkıntılık yapmış î İzmir (Hususî) Şehrimizde bir kachnın, diğer kadınlara sarkıntılık etmesı şeklinde çıkan ve cürmii meşhud mahkemesine aksetmiş olan hâdibe, epeyce dedikodu uyandırmıştır. Diin, pazar olduğu halde, muhakemenin rüyetine devam edilmiştir. Hâdisenin kahramanı Şadiye nammda genc bir kadındır. Davac lar da, Seher ve Melâhat nammda genc iki kadındır. İddianın hulâsası şöyledir: Bunlar bir aile evinde, ayrı ayn odalarda oturmaktadırlar. Şadiye kafayı tütsüledikten sonra Seherin odasına geliyor: « Sana vurgunum. Sekiz seneden • beri aşkını çekiyorum. Sürmeli gözlerin beni harab etti.» ve saire şeklinde terbi yesizce bazı sözler sarfediyor. Vaziyeti, tamamile gayritabiidir. Seher, onu red dedince kızıyor, camları kırıyor, gayet ağır lâkırdılar söylüyor.. Bu odadan çı kmca, diğer müştekinin odasına giriyor. Ona saldırıyor. Şahidlerin bir kısmı, hâdiseyi aynen naklediyorlar. Bu meyanda Şadiye, ben ona guya sürmeli gözlerine baygınım, demişim. Allah aşkma, bir bak; benim gözIerimde sürme yok amma, onunkilerden daha güzel değil mi? diyor. Reis: L 4İ RADYO y Bu akşamki program ) ANKARA: 12,30 muhtelif plâk neşıiyatı 12,50 plâk: Turk musikiii ve halk şarküarı 13,15 dalulî ve haricî haberler 18,30 muhtelıf plâk neşriyatı 19,00 Türk musıkisi ve halk şarküarı. (Makbule Çakar ve arkadaşları) 19,30 saat ayarı ve arabca neşriyat 19,45 Türk musiklsi ve halk şarkıları. (Hıkmet Rıza Sesgor ve arkadaşları) 20,15 Kâzım N*ami Duru: Terbıye20,30 plâkla dans musikisi 21,00 Ajans haberleri 21,15 stüdyo salon orkestrası 21,55 yarınki program ve Istıklâl marşı. ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk musiklsi 12,50 hava<hs 13,05 plâkla Turk musiklsi 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14,00 SON 18,30 plâkla dans musikısi 19,00 Şan: Bayan İ n ci tarafmdan, piyano ve keman refakatile19,30 spor musahabeleri: Bşref Şefik tarafmdan 19,55 borsa haberleri 20,00 Cemal Kâmil ve arkadaşları tarafmdan Türfc musikisı ve halk şarkıları 20,30 hava raporu 20,33 Omer Rıza tarafmdan arabca soylev 20,45 Fasıl saz heyetı: Okuyanlar, İbrahim, Kuçuk Safıye, Alı, keman Cevdet, kanun Muammer, klârnet Hamdi, tambur Salâhaddin, ud Cevdet Kozan, (saat ayarı) 21,15 ORKESTRA: 1 Bach: Hamlet uvertur. 2 Gounod: Faust. 3 . Vollsted: Freres Joyeux, valse. 4 Grieg: Huldıgungsmarsch. 5 Eılenberg: Petit bal aux Jardıns 22,15 Ajans haberleri 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parcalan 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23,00 SON. V7YANA: 18,35 VIYOLONSEL KONSERİ 19,05 karışık yayın 20,35 MUSIKI VE ŞAN 21,30 KUÇUK CAZ POTPURISI 21,50 fıkralar 22,05 ORKESTRA KONSERİ 23,15 haberler, hava 23,25 EGLENCELI KONSER. PEŞTE: 18,35 ÇİNGENE ORKESTRASI 19,20 konferans, gramofon, pıyes, haberler 22,20 PİYANO KONSERİ: Beethoven'in eserleri23,10 CAZBAND TAKIMI 23,55 ASKERÎ BANDO 1,10 son haberler. BUKREŞ: 18,20 DANS MUSİKİSİ 19,50 konferans20,05 KONSER: Beethoven'in eserleri20,40 MANDOUN KONSERİ 21,10 konferans 21,25 gramofon, haberler ve saire 22,50 KONSER 23,50 son haberler. MİLÂNO: 18,20 BREZİLYA İTALYA KONSERİ (Rio de Janeuo'dan naklen) 19 karışık yayın 20,05 KARIŞIK MUSIKI 21,05 haberler, konuşma ve saire 21,35 KARIŞIK MUSIKI 22,05 MUSİKILİ PIYES 23,20 ODA MUSIKİSİ, sonra DANS MUSIKİSİ, ıstirahatlerde haberler, hava ve saire. LONDRA: 18,20 ORKESTRA KONSERİ 19,05 çocukların zamanı 20,05 OPERET 21,05 haberler, hava ve saire 21,50 röportajlar22,20 FILÂRMONIK KONSER: Sıbelius'ün 4 uncu, 6 ncı ve 7 nci senfonileri 24,25 haberler, hava, spor ve saire 24,50 DANS ORKESTRASI 1,35 haberler ve saire 1,45 Şan konseri (basbariton). John Boles ve Gladys Swarthout tki güzel sesli artist «Kaliforniya gülü» ismindeki filimde başrolleri oynadılar John Boles'in gerek artistlik kudre tini, gerekse sesi nin güzelliğini hepimiz zaten biliriz. Glady Swarthout'u ise gıyaben tanıyorduk. Bu sene kendi gözlerimizle gördük ve kulakları mızla işittik. îşte bu iki san'atkâr «Kaliforniya Gü lü» kordelâsında birlikte oynatılmış lar ve yanlarına Amerikanın büyük karakter artistlerin den Charles Bickford ile Alice Braldy de verilmiştir. Gladys Swarthout, «Kaliforniya Gülü» nde Ondokuzuncu asırda garbî Amerikadaki serse rilere karşı mücade Ya hasta olursa.. Ya işl çapkınlığa vurursa!.. Bu heyecan ve halecen Adada «Splanclid» deki odasma yerleşinciye kadar devam etti. Çamlann kokusu, denizin tatlı maviliği, gökün lekesiz berraklığı ilk birkaç gün onu pekâlâ oyaladı. Bi raz zayıflamak için yaptığı yaya gezintiler, etrafındaki hay ve huy, hiçbirisini tanımadığı oteldeki insanlann uzaktan merakım celbeden hayatları onu mükemmel eğlendiriyordu. Fakat Remzinin gelmesi gittikçe uzuyordu. Aldığı mektublarda kocası hâlâ bir türlü hareket gününü kat'î olarak tayin edemiyordu. Yavaş yavaş yalnızlığın garibliği içine çökmeğe başlamıştı. Bir ahbaba, tanıdığa rasgelse diye dört dönüyordu. Hatta birkaç defa İstanbula inmiş, belki orada aşinadan birisine tesadüf ederim, diye caddelerde dolaş mış durmuştu. Yok.. Yok!.. Talih ve tesadüf karşısına hiç kimseyi çıkarmamıştı. Oteldekilerin çoğu kan koca, yahud kalabalık aile olduklarından bu ihtiyacı duymuyorlardı galiba.. Onun için de kimse kendisine yaklaşmıyor, o da zoraki sokularak tacizkâr bir vaziyet almak istemiyordu. Yalnız, en üst katta onun gibi tek başına oturan guzel değil, fakat şlrin, çok sempatik bir genc kız vardı. Her karşılaştıkça ona karşı olan teveccühü art mış, muhabbeti fazlalaşmıştı. Çok şık bir giyinişi, çok kibar hal ve tavn vardı. Onunla konuşmadan, hatta sesini Bu da kim?.. Ben on beş gundür duymadan bir yakmlık hissetmişti: fenerle tanıdık, eş dost anyorum bula Her halde asil bir ailenin kızı olsa mıyorum, sen daha kapıdan girer gir gerek.. Fakat niçin böyle yalnız başına mez gayet mültefit bir ahbabma ras ladm!,, oturuyor? Remzi kansmın halecanınm tamamlDiye düşünüyordu. Maamafih kendisi için de ayni istifham işaretinin birçok le aksine bir lâkaydî ile cevab verdi: Ahbab mı?.. Ne münasebet.. NecJarmın zihninde peyda olması mümkün lâ.. Ayol.. Bizim şirketteki daktilo!.. Dedeğil miydi? Pakize artık fena halde sıkılıyordu. mek o da mezuniyet müddetini burada Bu sempatik kız, ona burada temin e geçiriyor! O vakit Paklzenm büsbütün rengi atdilecek en münasib ahbab gibi geliyortı. On beş gündenberi kendisinin bile du. Karı kocalarla, kalabalık ailelerle sempatik bulduğu bu genc kız, kimbilir tanışması mümkün olamamıştı. Tek baerkeklere nekadar şirin ve güzel görü şına olan erkeklerle de tabiatile konu nüyordu. Hiç şüphesiz kocası ona karşı şamazdı. Fakat niçin bu, hoşuna giden olan alâkasmı mümkün olduğu kadar mahluk ondan çekiniyor gibiydi. Tatlı saklamak için böyle soğukkanlı davranbakışlarına, ya boşluğa dikilmiş, yahud mıştı. Pakize eski düşüncelerini, hisleönüne eğilmiş gözlerle mukabele edi rini anide unutturan bir kıskanclık buhyor, gülümsemelerini görmemezlikle ranı içinde: karşılıyordu. öf, dedi, aman ne bayağı, antipatik Bir akşam masaları yanyana düşmüşkız.. Her rasgeldikçe tüylerim ürperi tü. Genc kızda ayni lâkaydî devam ediyordu. Az kaldı onunla bir otelde bile yordu. Bir gün öğleden evvel asansörde oturmıya katlanamıyacaktım. Kalkıp beraber yukarı çıktılar. Bu iki, üç da başka yere gidecektim. Siz Allahm gükikalık burun burna olan beraberlik nü şirkette onunla beraber çalışmıya Pakizenin ona olan yakmlığmı nekadar nasıl tahammül ediyorsunuz? arttırdıysa genc kızdaki çekingenliği de o derece ziyadeleştirrnişti. Ahmed HiJayet Böyle şeyler, mahkememizin i?tîgal le için kurulmuş bir mevzuu haricindedir. Onlan ehli vukufa cemiyetin reisi vazi John Boles ve Gladys Swarthout «Kaliforniya gülü» filminde sorarsmız, cevabını veriyor. fesini ifa ediyor ve Don Carlos ıs keşfedince araları bozuluyor. O anda da Eski ceza kanununda, erkeğin kadına mini taşıyor, herkes onu erkek zan cemiyet azası gelip ikisini de tevkif edisarkıntıhğı maddesi vardı.. Muaddel şe nediyor, halbuki o, hakikatte gü yorlar. Her iki tarafın gayretile kapatılkilde kadınm kadına sarkmtılıkta bulun zel bir genc kız, Rosita'dır. Ken dıklan yerden kaçmağa muvaffak olug , ması da zikredilmiştir. Ve bu şekilde bir disinin en müthiş rakibi de bir çetenin yorlar. Yolda Kincaid'in hücumuna mahâdise ilk defa vuku bulmuştur. reisi Kincaid (Charles Bickford) dur. ruz kalıyorlar. Kearney yaralanıyor ve çarpışmanm hararetli bir zamanın Rosita ona son derece şefkatle bakıyor. Nakîd îşleri Umum müdürü Tam da Vaşington'dan Kearney (John Bo Felâket ve ıstırab birbirinden muvakkaEvvelki gün Boraada temaslar yapan ( les) e geliyor. Bu, bir polis şefidir. îki ta ten soğumuş olan iki kalbi yekdigerine Maliye Vekâleti Nakid îşleri Umum , rafı da haksız buluyor ve Don Carlos'un yeniden kaynatıyor. Kearney iyi olup da müdürü Halid Nazml, öğrendiğimize hakikî şahsiyetini kat'iyyen bilmiyor. Bir ayağa kalkınca ilk işi Rosita ile evlengöre bayramertesi Ankaraya dönecekaralık Rosita'yı bir mecliste tanıyor ve iki mek tesebbüsüne girişmek oluyor. tır. Filim, bir macera kordelâsı hissini vergenc birbirlerinden hoşlanıyorlar. Fakat mekle beraber kudretli artistlerin yardımiKearney, sıkı bir takib neticesi Don Carle meraklı ve ayni zamanda hissî bir eser los'un, Rosita'dan başka biri olmadığını şeklini almıstır. Kürek Cehennemi Yeni Eserler Huseyin Cahid Yalçınm kendine hâs olan muvaffakiyetle dillmize çevirdigi bu eser İtalyan edebiyatmm en parlak nümunelerlndendir. Muharrir Kurek Cehenneminl tahayyül etmemlş, o hayatı bizzat yasıyarak tasvlr etmlstir. Blr Franaız edibinln dedlğl gibi «Kürek Cehennemlnde küreğln kendisi> görülüyor ve tnsana ıstırab veren, ölüm veren bütün tiünya küreklerl bu eserln içlndedlr. Mevlid Mülga âyan meclisi azasından Ma nastırlı tsmail Hakkı merhumun ruhuna ithaf edilrnek üzere irtihalinin yirml beşinci yıldönümü olan 5 birincikânun 1937 pazar günü öğleden sonra Fatih camisinde ailesi tarafmdan Mevlid okutturulacaktır. Kendisini tanımış ve sevmiş olan dostlan ve talebesile diğer yurddaşların hazır bulunmaları rica olunur. Bu akşam jf sinemasmda HARRY BAUR'un KIZIL DENİZİN ESRARI muazzam ve emsalsiz filminde, mesleğine hâs ve uygun KORSAN SEYİD ALİ rolünde görünüz. Süez'in yakıcı sokaklarrnda... İnci arayıcıları arasında geçen aşk... thtiras... Kin... ve Şark romanı. Gayet kıymettar ve fevkaKde olan bu filmi mutlaka görünüz. macera ile dolu meşhur en büyük zaferini teşkil eden ŞEKER BAYRAMI için J I ^% ^i P™ wâm WJF aV YARIN E matinelerden başhyarak •jt Meşhur kovboy filimleri mümessili Tom Mix'in kızı Ruth Mix, babasınm kordelâlan janr'ındaki eserlerde oynamak üzere direktör George Hirliman tarafından angaje edilmiştir. " ^ Başrolü Gary Cooper tarafmdan oynanmakta olan «Marco Polo'nun Maceralan» filminde Çinin meşhur Seddi de görünmektedir. Bu seddin bir köşesinin stüdyoda vücude getirilmesi için tam 60 bin dolar sarfedilmiştir. T^ Çin Japon muharebesî Âmerikada yeni yapılmakta olan birçok filimlerin esas mevzuunu teşkil etmektedir. Boris Karlof'un başrolü oynadıgı «Şanghay'ın Garbmda..» ve Sessue Hayakavva ile Anna May Wong'un vücude getirecekleri «Şanghay'uı Şarkmda..» filimleri bu kabildendir. Üçüncü olarak bir de «Şanghay, Ölüm cephesi!..» nammda diğer bir kordelâ hazırlanmaktadır. TAT Alman Tobis şirketi «Yıldızlar Parhyor!» isminde bir hlim vücude ge tirmektedir. Bu kordelâda bazı genc artistlerin deruhde ettikleri rollerle mühim bir entrika cereyan ettiği gibi birçok Alman yıldızları da kısa ve uzun vazifeler deruhde etmişlerdir: Emil Janings, Willy Först, Luis Trenker, Fıta Bankhof, Lil Dogover, Liane Haid, Karin Hardt, Carola Höhn, Camilla Horn, Marianne Hoppe, Jenny Jugo, Anny Ondra, George Alexander, Teho Lingen, Leo Slezak, Max Schmeling, Olga Çekova, İda Wüst, Gustave Fröhlich, Gustaf Gründgen, Haryy Liedtke, Henny Porten ve saire. C Bir iki satırla Lionel Barrymore Parise dinlenmiye geldi Ekseri sinema yıldızlarının bütün kuvvetile parlayışları ancak birkaç sene sürer. Pek müstesnalan ise azamî on sene etrafa ziya saçarlar. Halbuki Lionel Barrymore, Amerikada sinema işi kuvvetlendiği gündenberi, otuz kırk senedir yıldız ünvanım muhafaza eden bir şahsiyettir. Son günlerde Londrada Robert Taylor ile birlikte «Oxford'da Bir Genc Amerikalı» filmir^i çeviriyordu. Bu fırsattan istifade ederek Parise gelmiştir. Lionel Barrymore kendisile konuşan gazetecilere Robert Taylor*un tayyare ile Kopenghag'a gittiğini, birlikte sekiz dokuz filim çevirdiği Greta Garbo'nun hiç de söylendiği gibi esrarlı bir şahsiyet olmadığını, bilâkis yalnız takdir ve takdise şayan büyük bir san'atkâr olduğunu söyIemiştir. •^r Amerikada yenî teşekkül eden Republic şirketi «Dük Dönüp Geldi!» isminde bir filkn vücude getirmektedir. Bu kordelânın rejisini Irvving Piskell idare edecektir. •jç Gary Cooper'in sînemadaki muvaffakiyetinin on ikinci yıldönümü münasebetile onu bulup meydana çıkaran Sa muel Goldvvyn bütün filimlerinin en güzel yerlerini kestirerek bir potpuri vücude getirmiştir. NOBETÇÎ ECZANELER Bu gece şehrlmizin muhtelif semtlerindekl nobetçi eczaneler şunlardır; Istânbul ciheti: Eminonunde (Beşir Kemal), Fatihte (İsmaıl Hakkı), Karagümrukte (Ali Kemal), Bakırkoyde (Hilâl), Aksarayda (Etem Pertev), Fener Balatta (Husameddin), Beyazıdda (Asadoryan), Kuçukpazarda (Necati), Alemdar Çemberlitaşta (Sırrı Rasını), Samatya Kocamustafapaşada (Rıdvan), Şehremininde (Ahmed Hamdi). Beyoğlu ciheti: Şislide (Maçka), Takslmde (İstiklâl caddesinde (Kemal Rebül), Beyoğlunda (A. Galopulos), Galata Posta sokakta (Garlh), Kasımpaşada (Vasıf), Haskoy Halıcıoğlunda (Barbud), Beşiktasta (Nail), Sarıyerde (Nuri), Tarabya, Yenlköy, Emirgân, Rumelihisar, Bebek, Arnavudköy, Ortaköy eczaneleri. Kadıköy Söğüdlü caddesinde (Hulusi Osman), İskele caddesinde (Saadet), Üsküdarda (Imrahor), Hevbelladada (Tomadıs), Buyukadada (Merkez) eczaneleri. Alenî teşekkür Anî apandisitimi süratle teşhis ederek beni muhakkak bir ölümden kurtaran dahiliye mütehassısı doktor Emin Şükrü Kunta ve ameliyatımı muvaffakiyetle yapan operatör profesör Bay Bürhaneddine ve bılful amelıyatıma iştirak ederek hastanelerinde büyük bir dikkat ve ihtimamla tedavi eden Marmara kliniği sahibleri operatör Bayan Suadla operatör Bay Gıyaseddine ve hastalı ğım esnasmda beni ziyarete gelen ak raba ve dostlanma alenen teşekkür ederim. Cemal Hatman Bu akşam TURAN TIYATROSUNDA Ses kraliçe i EN BÜYÜK SERGÜZEŞTLER EN HEYECANLI MACERALAR HAMİYET Yüceses KONSERi FOYASI BOZUK vodvil 3 perde Dans, varyete, solo, raks Sinemasmda ° San'atkâr N A Ş i D ve arkadaşları MÜTHÎŞ HAKÎKATLERLE DOLU ve bugüne kadar TÜRKÇEYE ÇEVRİLEN FİLİMLERİN EN GÜZELİ Asi Generalin Son Emri TtRKÇE SÖZLÜ Baş rolierde B U G O N M E L E K ' t e Bir sinema harikası, son keşiflerin ilk nefis eseri • SADI TEK TİYATROSU Kadıköy (SÜREYYA) sinemasmda Pazartesi akşamı NUR BABA vodvil 3 perde AŞK TERZiHANESi 1 defa değil, 10 defa, 100 defa görseniz, bıkmıyacağınız yegâne film Bayram için en fevkalâde Gary Cooper Madeleine Caroll Akim Tamirof AYRICA: ANKARADA TÜRK İZCİLERtNİN AND ÎÇME MERASİMt Şehzadebaşı TURAN TİYATROST Tel: 22127 Bu gece 20,30 da San'atkâr Naşid vc arkadaşları Ses Kra liçesi Hamiyet Yüceses konseri, Mişel varyetesi, FOYASI BOZUK, vodvil 3 pero Cennet Perisi TÜRKÇE SÖZLÜ DOLORES DEL RİO JOE MAC CROE Bu kadar güzel âşk macera ihtiras filmi yapılmamıştır. Cumartesi matinelerden itibaren filim I • S1Z d e Bütün Istanbu'un R C I / Â D C T takdir ettiği O B I \ M I % B I görünüz. TURK sinemasmda f T Ü R K sinemasında