10 îkinciteşrin 1937 CUMHURtYET MUSİKI Japon ordusu Şanghaya giriyor! • Mischa Elmanni . Yazan: MESUD CEMİL Konser denince iki şey aklıma gelir: Ne çalınıyor? Kim çalıyor? Oraya, muharrirle aktörün birbirine ihtiyacından daha fazla bir zaruretle bağ1: olan iki kişiyi birden dinlemeğe ve tanımaya gideriz. Öyle tiyatro eserleri vardır ki sahnede görülmeden sade okunmak suretile muhayyele sahibi bir okuyucuyu dalgın gözlerinin arkasında açılan perdenin önünde ebediyyen avutmıya elverişlidir. Fakat o hangi musikişinastır ki sade notasına göz gezdirerek bir krauzer sonatının gizlediği manaların düğümünü çözmeğe muktedir olabilsin belki bizzat kulaklan sakat olan Bethoven! Onu kulaklarma muataç olmaksızın sonsuz ihtizazları, sonsuz genişlikier içinde idrak etmek üzere vüz sene evvel gittiği yerde bırakıp da siğır ve ölü ol madığımızı düşünürsek bir bestekârın, virtuose ihtiyaonın derecesini kendi nefsi mizde de şiddetle duyarız. Şüphesiz bestekârla virtuos kihdle anuhtar gibi, araba ile at gibi birbirjni tamamlıyan iki ayrı parçadır. Fakat daha çok yaratıcı ve nisbeten pasif bestekâra, aktif olan virtuos her zaman lâzım olmakla beraber her vakit de memnun edici bir arkadaş değildir. Virtuosluğun tarihine bakarsak bunların iki kola ayrıldıklannı görü rüz. Bir tanesi (1620) den itibaren Marini ve Farina'dan başlavıp Strungk, Biber, Veracini, Locatelli. Paganini, Sarasate ve Kubelik ve emsalinde tekâ mül eden ve parlak teknik derecelerinin en yüksek tepelerine tırmanan kol, diğeri Corelli, Tartini, Viotti ve Yoachin'de inkişaf eden ve çahşta teknik mükemmeliyetle beraber bu mükemmeliyeti ancak hakikî ve iyi musiki gavelerine doğru bir vasıta sayan koldur. Mischa Elmaun'u dinlemek için evvelki akşam Saray sinemasının kalabalıktan tıkanmış kapılarına doğru ilerlerken bunları düşünüyorduk. Bir takım malumlar ve meçhuller var. Mişa Elman çalacak: Malum! Meseleler Avrupa medeniyetinîn IHEM hataları PEYAMİ SAFA NALINA MIH1NA Japonlar Ingiliz kuvvetlerile karşı karşıya geldiler. Bir Çin ordusu, ihata edildi [Baştarafı 1 inci sahitede} Japonlar, Nanhsiang'ın 3 mil cenubu şarkisinde kâin Kiangkiao'joı zaptetmişlerdir. Londra 9 (Hususî) Uzakşarktan gelen haberlere göre, Şankhay cephe sindeki muharebeler tekrar şiddetlen miştir. Japon kıt'alannın Zuçeu nehrinin cenubunda Çin hatlarmda gedikler açtığı bildirilmektedir. Japonların her tarafta sıkı bir mukavemet gördükleri, fakat cephelerde bir kısım Çin kıt'alannın ricat etmek mecburiyetinde kaldıkları anlaşılmaktadır. Japon kaynaklarından alınan malu mat, Taiyuanfu şehrinin üçte birinin Japonlar eline geçtiğini anlatmaktadır Şehirdeki sivil halk tamamen dışarı çıkmıştır. Çin müdafileri, şehri tama men tahrib etmeğe karar vermişlerdir. Diğer taraftan Hangçeu koyuna çıkanlmış olan Japon askerlerinin ileri hareketlerinin durdurulduğu da bildiril miştir. Çin makamları, Çinli kıt'alann mukavemet kararında ısrar edeceklerini haber vermektedirler. Japonlar bu cephede Hangşov Şankhay demiryolunu kesmişlerdir. Bir Çin ordusu, Şankhay cenubundaki Japon kıt'alarile karaya çıkanlan kuvvetler arasmda mahsur kalmıştır. Taiyuan'm Japonlar tarafından mu hasarası muvaffakivetle ikmal edilmiş, Japon kumandanı Çin ordusunu 24 saat içinde teslim olmağa davet etmiştir. Kumandanlık sivil ahali ile ecnebilerin de bu müddet zarfında şehri boşaltmalarma izin vermiştir. Bu mühlet dün sabah bitmiş, Japon ordusu. yaptığı çok şiddetli bir taarruzdan sonra şehri işgal etmiştir. Pekinden bildirildiğine göre, şehrin sokaklarında iki taraf kuvvetleri göğüs göğüse çarpışmaktadır. Brüksel 9 (Hususî) Uzakşark konferansı bugün hususî mahiyette bir toplantı yaparak yarm saat 15 te toplan mava karar vermiştir. İngiîtere Hariciye Nazırı M. Eden saat 13 te Londradan tayyare ile Brüksele dönerek, Ameri kan murahhas heyeti reisi M. Norman Davis'le uzun bir mülâkatta bulunmuştur. Fransız Hariciye Nazırı M. Delbos da akşam geç vakit Paristen buraya gel miştir. Uzaksark konferanstnın içtimat Almanya tavassut etti Londra 9 (Hususî) Alman hüku meti Uzaksark ihtilâfını halletmek üzere Çin ve Japon hükumetleri nezdinde tavassutta bulunmuştur. Bu haberi teyid eden Alman gqzeteleri. Almanyamn yeniden büyük devletler arasındaki mevkiini isgal ettiğine işaretle Uzak sark ihtilâfını muslihane bir şekilde halle cahştıSını vazmaktadırlar. ttalya tâU komisycna giriyor Brüksel 9 (Hu^usi) Sovvet Haricive Komiseri M Litvinof bu aksam Moskovaya döneceöini Uzakşark konferan sı riyasetine bildirmiştir. Konferans mehafilinde M. Litvinofun Sovyetlerin tâli komisyona alınmadık larmdan müteessir olarak Moskovava dönmekte olduğu zannedilmektedir. Mezkur komisyona ttalyanm istirak edecegi avrıca haber verilmektedir. îdarî Müsteşarlar Kâtibi umumî unvanı almaları ihtimali var İngiliz başvekili Haricî siyaset hakkında bir nutuk söyledi Londra 9 (Hususî) Başvekil M. Ankara 9 (Telefonla) Öğrendiğime göre, Ve.kâJet idarî müsteşarjarı unva Nevill Chamberlain, Londra belediye renınm kâtibi umumiliğe tahvili husu isi şerefine bu gece bir ziyafette irad etsunda tetkikler yapılmaktadır. tiği nutukta haricî siyaset Jıakkında u Reddedilen bir teklif zun bir nutuk söylemiş ve ezcümle de 1 Ankara 9 (Telefonla) Manisa meb miştir ki: usu Sabri Toprağm, Vekâletler Müste« Uzakşark ihtilâfını muslihane bir şarlarınm Büyük Millet Meclisi azasın1 şekilde halletmek üzere iki taraf nezdindan intihabları hakkmdaki kanun teklifi. geçenlerde kabul olunan bir kanunla de teşebbüslerde bulunduk. Maalesef maksad hasıl olduğundan encümence bu sahada Amerika ile bilittifak yaptı ğımız teşebbüsler muvaffakiyetle nelice reddine karar verilmiştir. Yarın toplanacak olan Meclis heyeti lenmedi. Bunun üzerine Milletler Cemiumumiyesinde encümen kararı da gö yetinde meseleyi müzakere ederek, harbi durdurmak üzere Dokuzlar konferansı rüşülecektir. nıp Brükselde toplanması teklifine muzaheret ettik. Uzakşarkta büyük menfaat ve nüfuzu olması itibarile Amerikanm bu Roma 9 (A.A.) Sovyetler Birliği meselede bizimle teşriki mesai etmesi çok büyük elçisinin Kont Cinano'yu ziyaret mühimdir. Komünizme karşı imzalanan paktın akkleri ederek îtalyanm komünizTn aleyhindeki pakta iştirakini Sovyet hükumetinin gayri dostane bir hareket telâkki ettiğini bildirdiği resmen haber verilmektedir. Bolşevizm aleyhindeki p?.ktin imzası dolayısile Mussolini, Hitler ve Prens Konoye arasmda tebrik telgrafları teati o lunmuştur. Polonya ne diyor? Varşova 9 (A.A.) Hariciye Nezaretile sıkı münasebetler idame eden Polonya mahfilleri, Lehistan'ıı» komünist aleyhtarı pakta iştirak etmesi mevzuu bahEolmadığını bildirmektedirler. Ayni mahfiller, Polonya haricî siya setinin iki taraflı paktlar sistemine sadık kaldığını ilâve eylemektedirler. Avusturyanın vaziyeti Londra 9 (Hususî) Avusturyanın komünizm aleyhindeki Japon Alman Italyan paktma iltihak edeceğine dair haberler Viyanada resmen tekzib edil miştir. Avusturyanın resmî gazetesi Weltblatt, Avusturyanın komünizm a leyhindeki pakta iltihakı meselesinin mevzuu bahsolmadığmı yazmaktadır. 4000 Haitili öldürülmüş PortAuPrince «Haiti» 9 ( A . A . » Santo Dovingo Haiti hududunda vuku bulan bir katliâm esnasında hepsi de Haiti'li olmak üzere 4000 kişinin öldü Fransız muharriri Francis de Croisset öldü rüldüğü tahmin edilmektedir. Katliâmm sebeblerini araştırmak ve mes'uliyelleri Paris 9 (A.A.) Meşhur romancı tesbit etmek üzere muhtelit bir komite te ve tiyatro muharriri Francis de Croisset şekkül etmiştir. ölmüştür. Biz de muahedelerin ihlâl edilme mesine ve ihtilâflann mütekabil anlaşmalarla halline taraftarız. Avrupanın umumî vaziyeti endişe verici mahiyette değildir. Frrnrı ile teşriki mesaimiz sayesinde İspanya harbi İspanya hududları haricine çıkmamıştır. Fransa ile beraber ademi müdahale siyasetini müessir bir hale getirmeğe çalıştık. Bu sahadaki çahşmalarımıza bundan sonra da devam ederek, ispanya harbinin bu memleketin hududlarını aşmamasına çahşacağız. İngiliz hükumeti Almanya ve Itaîya ile mütekabil dostluk ve anlaşmaya istinad eden münasebat tesisini samimiyetle arzu etmektedir. Bu gibi bir anlaşma Avrupada umumî emniyeti yeniden tesis edecektir. Yalnız bu maksada varmak için alenî nutuklar yerine hükumetler a rasında müzakereler yolunu tercih et mek lâzımdır. Milletler Cemiyetine gelince, bu mü esseseyi kuvvetlestirmek ve maksadı teşekkülüne uygun bir hale getirmek istiyoruz. Bazı Avrupa devletleri iştirak etmedikleri için bu cemiyet kendisinden beklenilen işleri görememekte olmakla beraber, istikbalde cok kuvvetli bir müessese haline gelecektir.» Romanya Valide Kraliçesi ağır hasta PARİS BORSASI Paris 9 (Hususî) Paris borsasımn bugünkü kapanış fiatları şunlardır: Londra 147.10, Nevyork 29,35 1/2, Berlin 1191, Brüksel 500,12 1/2, Ams terdam 1629,50, Roma 154,45, Lizbon 133.25, Cenevre 681, kurşun 16,2,6, bakır 43 1/2 45 1/2, kalay 188,15, altm 140, gümüş 19,5,8, çinko 15,10,7 1/2. Bükreş 9 (A.A.) Romanya Va lide Kraliçesi Mari'nin sıhhî vaziyeti vahamet kesbetmiştir. Yugoslavya Valide Kraliçesi, Mari'nin başı ucunda bulun oıaktadır. Bugün neşredilen tıbbî bül tende «hepatik anzalar» dan bahsedil mektedir. Kraliçe elyevm 62 yaşmdadır. Ne çalacak? Nasıl çalacak? Meçhul: Nasıl çalacağını san'atkârı bizzat dinliyerek görmek için zaten gidiyoruz. Fakat hangi garib sebebdense haftalardan beri ilân edilen bu konserde Elmann'ın neler çalacağı hâlâ ve hiç kimsenin malumu değil. Bereket versin îçeri girdik de oradaki bin kişiye on kuruş mukabilinde ifşa edilen bu sırrı öğrendik; Handel'in bir sonatını, Beethoven'in Kreuzer sonatını, Vieutemps'ın bir konsertosunu, Saint Saens'in Rondo Capriccioso'sunu, Chopin'in bir Nocturne'nunu ve Wieniavs ky'nin bir Polonezini çahyormuş. Yani meğer bu zannedildiği gibi bir sürpriz değilmiş. On üç yaşında bir çocuk olduğu ve ilk konserini verdiği (1904) tenberi geçen otuz küsur sene içinde Elmann'ın yüzlerce kere çaldığı güzel eserlermiş! Dinledik. Elmann musikiden ziyade kemanını birinci plâna alan bir keman cıdır. Yani bir Paganini torunu. Daima iri ve adaleli bir Sonorite, Auer mektebinin ayırıcı vasıflarından olan geniş bir yay, fakat iki ucda dönerken sert ve bazan gıcırtılı. Enfes bir Spicotto ve Stacatto. Sol elde seyyale gibi bir sürat, fakat çok sinirli, geniş ve süratli olduğu için bazan bilhassa birinci parmakta tuhaf bir «trille» halinde çıkan bir vibrato. Handel ve Beethoven'den sonraki kısımda, yani konserto ve öteki parçalarda çok parlak ve uzun şöhreline hâlâ lâyık bir virtouse idi. Elmann'ın arkadaşı piyanist V. Padva fevkalâde musikişinas bir piyanist idi. Bunu bilhassa söylemek gerektir. BeetParis 9 (A.A.) Matin gazetesi, hoven'in sonatında bu kalitesi çok bariz Londradan aldığı aşağıdaki haberi neş ve galib bir surette göründü. retmektedir: I MESUD CEMİL Romanm resmî tekziblerine rağmen, gelen Not: Birçok Konservatuar ve Üniversite Parise, Londra ve Marsilyaddn talebelerinin konsere giremediklerini gör telgraflar, M. Mussolini'nin büyük oğlu düm. Bu gibi istifadeli konserler için Av Bruno Mussolini'nin düşürüldüğünü ve rupada olduğu gibi bu gibi talebeler için muayyen bir miktar yer ayrılmalı ve bun halen İspanya hükumetçileri nezdinde elar hüviyet karnelerini gösteremiyenlere sir bulunduğunu bildirmekte devam edi satılmamalıdır. Bu ihtiyaca karşı küçük bir yor. Londradaki îspanya büyük elçiliği, tedbir ahnmasını alâkadarlardan bekleriz Bruno Mussolini'nin ne olduğuna dair M. C. hiçbir habere malik bulunmadığını söy Iemiştir. îtalya büyük elçiliği de, gene T tayyare zabıtının nerede bulunduğundan haberdar olmadığını bildirmiştir. Londra gazetecilerinin mülâkatta bu Londra 9 (Hususî) Filistinde bu lundukları İtalya Matbuat ve Propagangün yeniden kanlı hâdiseler cereyan et da Nazırı, bu hususta demiştir ki: miştir. Arablar Kudüste 5 Yahudiyi so« Bruno sağdır ve sıhhattedir. Ol kak ortasında öldürmüşlerdir. Yahudi düğüne, yaralandığına ve yahud esir ler bu münasebetle protesto makammda düştüğüne dair olan haberler bir şeye isdükkânlarmı kapatmışlardır. tinad etmemektedir. Nerede olduğunu Telefon şebekesi kesildi söyliyemeyiz. Zira hâlâ askerî vazife ifa Kudüs 9 (A.A.) Telâviv ile Hayfa etmektedir.» arasındaki telefon telleri evvelki gece M. Eden'in mühim beyanatt kesilmiştir. Hâdise mahalline askerî Londra 9 (A.A.) Dün Avam kakıt'alar sevkedilmiştir. Muhaberat şimmarasmdaki beyanatında Hariciye Nadi Kudüs tarikile yapılmaktadır. zırı M. Eden demiştir ki: Lübnan hükumetine itimad « Salamanca makamları ile yapılan anlaşma, ademi müdahale siysetine bir beyan edildi Beyrut 9 (A.A.) Lübnan parlamen aykırılık teşkil etmemektedir. Bizim Is tosu, bugün iki muhalif reye karşı di panyadaki tamamile diplomatik yegâne ğer reylerin ittifakile yeni hükumete temsil heyetimiz, İspanyol hükumeti nezdinde bulunuyor. Fransız hükumetini, buitimad beyan etmiştir. Ulus'un Türk inkılâbı hakkmdaki su eden beş yüz faciadan herhangi birini Jlerine cevab verenlerden biri de, «Ge gözönüne getirmelidır. O zaman bu meceyarısı îtirafı» muharriri Georges Du denî vasfına lâyık olmadığını eğer zerre hamel'dir. kadar insafı varsa derhal kabul eder. Şöyle diyor: «Avrupa medeniyetinin hataları mı? «Türkiueye on üç ser>edenberi gitme •Fakat ben onun en büyük hatasını yalnız 'im. Memleketinizin bngünkü tekâmülü eserlerimde değil, Ulus gazetesine ver hakkmdaki fikirlerim okuduklarımdan diğim cevabda da işaret ettim: Yeni dınmadır. Fakat, kanaalim odur ki, yeni Türkiyenin, şarkla garbın gelecek mü Fürkiue, şarkla garbm peUcek münase rıasebetlerinde, nâzım ve sulhçu bir rol beilerinde büuük bir roK hatta ümidim oynıyabileceğini müjdeliyordum: Sulhçu! budur nâzım ve sulhçu biı rol oumua Avrupa medeniyetinin en büyük hatasını .aktır. anlamak için bu kelimenin zıddını düşün«Carblılaşan Türkujp, böyle bir rol mek kâfidir. Avrupa medeniyeti harbcioyntuabilmek için büijiik bir otoritedir. dir. «Bununla beraber, inkdâbçı Türkler, Hayalî anketimize devam ederek, garb medeniuetinin bazı hatalanna karşı «medeniyet» muharririne sorsak: uyamk bulunmalıdırlar » Peki, üstad! Sizce bu en büyük Cevab bu kadarla kaldığı için o hata hatanın sosyal, ruhî, kültürel ilâh... fakların neler olduğu yazılmamıştır. Bir an törleri nedir? Garb medeniyetinin em ket yapar da o hatalann neler olabile periyalist hamleleri mi? :eğini Türk münevverlerlne sorarsak, ala Bu hamleler bir sebeb olmaktan :ağımız cevablar birbirine çok benzemez. ziyade neticedirler. Kimi şöyle der: O halde sebeb nedir? Garb medeniyetinin en büyük ha Gene o «Medeniyet» isimli kita tası, bir asırdanberi ımansız ve Allahsız bımın son hikâyesine bir bakınız. O hi kalmanın husranını bir tak.'m makineden kâyenin adı da «Medeniyet» tir. (Çünlyuncaklarla avutmıya çalışmaktır. kü eski âdet hilâfına ilk değil, son hikâBaşka bin şöyle düşünür: yemin adını kitabıma koydum. Maksa Bilâkis, garb medeniyetinin en bü dım da bir başkalık yapmak değil, sadeyük hatası, kendisini ileri bir hayata ka ce harbin facıalarını gözönüne koyduk uşturan teknik tekâmüle ayak uydura tan sonra medeniyet hakkmdaki tenkid ve rrıyarak, hâlâ an'anesinden kalma bir sü temennılerımi yazmaktı. Yazdım. Sonra : i vehimlerin peşinden ayrılamamasıdır. böyle bir faciaya medeniyet adı verme Bu vehimlerin başında Allah ve dinî iman nin acı müstehzi tezadı hoşuma gitti. Kıgelir; sonra milliyet taassubu gelir. tabın adını da Medeniyet koydum.) tşte Şöyle düşünen de pek çoktur: o hikâyemde harbin en büyük mes'ulünü Garb medeniyetinin en büyük ha ima ediyorum. ası, bilhassa Umumî Harbden sonra, Lutfen hatırlatsanız... kendisini bir ahlâk anarşisine ve cinsi az Harbin en büyük mes'ulü makinegınlığa kaptırmasıdır. dir. Bir başkası da: Biraz düşünmemize müsaade edi Ne söylüyorsun? Diye bağırır; niz. Buharın keşfinden evvel hiçbir harb garb medeniyetinin en büyük hatası, kaolmamıs gibi söylüyorsunuz. j)italist cemiyete karşı tam tavında iken İşte, bu noktada anlaşmamız Iâ dövülmesi icab eden ve 1930 buhranınzımdır. Şüphesiz, buharın keşfinden çok da tam sırası gelen yığm ihtilâllerini teşevvel de pek çok harbler olmuştu. Fakat vık edeceği yerde imha etnıesidir. Çünkü ben makine dediğim zaman, hiçbir şuuru bu, eski bir kültürün devamıdır ve bütün ve iradesi olmıyan bu hareketli çelik cihatalarının başı da bu eskiliğinden baş hazı değil, onun temsil ettiği ruhu kasdeka bir şey değildir. diyorum. Gerçi buhar ve elektrik maki Fakat biz, bizimkilere değil de, gene nesi yenidir; fakat ondan evvel el sanaM. Georges Duhamel'in kendisine bu yii vardı; ondan çok evvel de el, buhar hatalann' neler olabileceğini sorarsak, eve elektrik sanayüni vücude getiren bir serlerinden bizde kalan intıbaa göre, samakine ruhu vardı. İşte mes'ul bu ruh nırım ki şöyle bir cevab alınz: tur. Bilmem okudunuz mu? Benim Ne gibi? «Medeniyet» isimli bir kitabım vardır ve Çünkü insanm yeryüzündeki var içini dolduran hikâyeler, medeniyetin tam lık sırrını tabiatle mücadelesinden ibaret zıddî büyük bir facianın içinde şahid olduğum sahnelerin tasviridir. Bu büyük sanan kaba maddî bir ruhtur; alelâde i§facia, Büyük Harbdir. O zaman ben as tahlarla dolu bir ruhtur. Insanın yeryü zündeki rolü bu iştahları söndürmekten ;erî bir doktordum ve cephede büyük ibaret kahrsa, bir toprak parçası, hatta Fransız muzafferiyetine rağmen Alman olgun bir yemiş için hemcinslerimizin birobüsünün, Alman mitralyözünün, Alman tavyaresinin Fransaya da, insanlığa da birini öldürmesine şaşılmaz. Fakat bugünkü teknik medeniyeti neler kaybettırdığıni gözlerimle gördüm. vücude getiren de o ruh değil midir? Kucağımda son nefeslerini veren Fransız İşte facialar doğuran tezad buraçocuklan, meselâ bir Cousin, meselâ bir dadır. O ruhu tasfiyeye muvaffak olurMercier bunlar o kitabdaki hikâyelerimin hakikî kahramanlarıdırlar bana sak, yaratıcı tarafını devam ettirmiş, kahverdikleri merhametin binde birini oku redici tarafını... kahretmiş oluruz. Bu tasfiye nasıl mümkündür? yucularıma da vermişseler, hepsi, bütün okuyucularım, benimle beraber tasdik Makinenin Allah değil, uşak olduedeceklerdir ki, içinde harbedilen bir ğunu herkese anlatarak. dünyada insanm şerefinden, haysiyetinİşte, öyle sanıyorum ki, Duhamel'in den, merhametinden ve ulüvvücenabm Avrupaya isnad ettiği hatalann esası ve dan bahsetmek ayıbdır. Yirminci asnn kısaca tahlili budur. Maksadım bir ankecanavar adamı, kendisine medenî vasfını te verilen eksik cevabı hayelen tamamlayakıştırırken, bir an Marn'daki, telörgü maktan ibaretti. ler etrafında, beş dakika içinde cereyan PEYAMİ SAFA Başvekilin programmda iktisad aşvekil Celâl Bayarın programında, evvelce de tahmin ettiğimiz gibi, en ziyade ve en büyük ehemmiyetle ekonomik meselelerden bahsedilmiştir. Yeni Başvekilimizin, iktısadî işler üzerinde fazla durmasının sebebi, kendisinin daha evvel İktisad Vekili olması değil; artık, milletlerin hayatına herşeyden ziyade ekonominin hâkim bulunmasıdır. Türkiyede, iktisad, yeni yeni inkişaf etmekte olduğu için, bu bakımdan da Başvekilin en büyük dikkat ve itinasına lâyık bir sahadır. Harbde, silâhla korunan istiklâl, sulhta ekonomi ile korunur. Dünkü istiklâl Harbinde, yurdu yalnız süngülerimiz kurtarmıştı. Bugünkü sulhta ve yarınki harbde yurdu süngülerle beraber ekonomi koruyacak ve kurtaracaktır. Hatta süngülerin en sağlam mesnedi iktisad olacaktır. Büyük Harbde, Almanya ile müttefiklerini mağlub eden, îtilâf devletlerinin orduları değil; bu manzumenin ittifak devletlerine karşı, açtığı iktısadî harbdir. Meydan muharebelerinin çoğunu Almanlarla müttefikleri kazanmış, düşman arazisine her yerde Almanlarla müttefikleri girmiş; fakat, neticede, iktısadî bir silâh olan abluka, nihaî zaferi Ingiltere ile müttefiklerine kazandırmıştır. Tedafüî silâhların gittikçe artan kudreti karşısında, yarının harblerinde de, meydan muharebelerinde kat'î zaferler kazanılması kolay olmıyacak, abluka gibi, iktısadî silâhlara müracaat edilecektir. Bugün bir memleketin harb kudreti, ateşe süreceği orduların mevcudlanndan ziyade potentiel de guerre denilen iktısadî ve sınaî harb kudretlerile ölçülmektedir. Nitekim, hava harbinin en büyük hedefi, düşmanı ekonomi ve endüstri sahalarında vurmaktır. Tayyare hücumları, büyük iktisad ve sanayi merkezlerinin altını üstüne getirmek suretile cephedeki ordulan cephe gerisinden mağlub etmeğe çalışacaklardır. Cepheyi besliyen, giydiren, silâhlandıran, cepanesini veren cephe gerisidir; cephe gerisi ise iktısaddır. Atatürkün son nutkunda söylediği gibi iktisad, milletin çalışan ve yaratan bütün kuvvetlerini toplıyan bir küldür. Memleketin bütün müstahsil kafalan ve kollan, tezgâhları ve makineleri bu külde dahildir. Dünya siyasetine iktisad hâkimdir; bütün enternasyonal çatışma ve çarpışmalann saikı odur. Bu itibarla Başveki;in nutkunda, aslan payının, dünyayı idae eden bu büyük kuvvete ayrılmış olmajinı büyük memnuniyetle telâkki etmek gerektir. Celâl Bayar, böylece modern bir devlet adamı olduğunu, bize bir daha ispat etmiştir. Delbos, yeni bir seyahate çıkıyor Fransız Hariciye Nazıri orta Avrupaya gelecek Paris 9 (A.A.) Hariciye Naziri Delbos ilkkânunun ilk on beş günü içinde Varşova, Prağ, Bükreş ve Belgrad şehirlerine yapacağı resmî ziyaretlere başhyacaktır. Heyecanlı bir haber günkü müzakerelerden çok evvel haberdar ettik. Fransız hükumeti buna karşı hiçbir şey dememiştir. Birşey demesinin de ihtimali yoktu. Çünkü, bütün bu sene Franco İspanyasmdaki Fransız temsil heyeti bizimkinden çok daha iyi idi. Fransız hükumetile olan münaoebetlerimiz, bugün olduğu gibi istikbalde de daha sıkı ve samimî kalacaktır. Bu senenin ilk dokuz ayı zarfında, asi İspanya, İngiltereden iki milyon İngiliz liralık mal satın almıştır. Bütün İspanyanın îngiltereden aldığ malların umumî kıymeti ise iki milyon sekiz yüz bin İngiliz lirasıdır.» M. Eden'in nutkunu nıüteakıb bu husustaki müzakerelerin tehiri hakkmdaki hükumet talebi, 107 reye karşı 241 reyle kabul edilmiştir. Veki^er Heyeti ve Parti Gruou toplandı Ankara 9 (Telefonla) Vekiller Heveti Parti Grupu içtimaından sonra toplanarak müzakerelerde bulundu. Parti Grupu da bugün toplandı. Seyyar satış memurları Ankara 9 (Telefonla) Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti tütün mahsulâtını satmak üzere seyyar tevzi ve satış memurlan ihdasma karar verdi ve bunun için bir talimatname hazırladı. Kudüste 5 Yahudi' i öldürdüler Ispirto hakkında bir karar Ankara 9 (Telefonla) Kolonya is pirtosunun eczanelere olduğu gibi hastanelere ve diğer sıhhî müesseselere de satılma^na karar verildi. Cephelerde vaziyet Salamanca 9 (A.A.) Karargâh umuminin tebliğine göre, dün Sabinanico cephesinde Franco kuvvetleri ileri mevzi lerini iyileştirmeğe devam eylemişlerdir Diğer cephelerde ise mühim bir değişik lik yoktur. tdam mahkumları Ankara 9 (Telefonla) Cinenin Demircidere köyünden Salih oğlu Ahmed, Salih oğlu Osman, Erzincanm Sibis köyünden Mahmud oglu Muhiddin, Kilisin Arzab köyünden Mustafa oğlu Çürük Hasan, Uşakm Hamidiye mahallesinden Mustafa oğlu Mehmedin ölüm cezasına çarptırılmaları hakkmdaki tezkere Meclise verildi. Menemencioğlu Adanadan geçti Mısır Kralının düğünü Adana 9 (Hususî muhabîrîmîzdcn) Beyruta gitmekte olan Hariciye Vekâ Kahire 9 (A.A.) Resmen bildirildileti Siyasî Müsteşarı Numan Rifat Me ğine göre, Kral Farukun 6 sonkânun nemencioğlunun riyasetindeki heyet, bu da yapılması kararlaştırılmış olan dü * günkü Toros eksDresile şehrimizden geçti, ğünü 20 sonkânuna bırakılmıştır.