CUMHüftÎYET 3 îkinciteşrin 1937 Dün, on bir aylık yoldan gelen ramazanı karşılayanlar, evvelâ can sonra canan fehvasınca, evvelâ boğazlarına düşmüşlerdi. Camilerin top kandillerî altmda sec deye varmadan, bakalların pastırma, sucuk, güllâç ve kurubamyadan avizeleri dibinde keselerine davrananlar az mıydı? Şehrin her tarafında bakallar vızır vızır işlerken, şekerciler de tabak tabak reçellerini dizmişler, şişe şişe şurubları sıralamışlar, pideciler, simidciler kollan sıvamışlar, mahallebiciler, tatlıcılar yepyeni peştemallarını kuşanarak işe koyulmuşladı. Hele Şehzadebaşı ve Direklerarasın da hazırlık tamamdı... Kıraathanelerin cepheleri boyanmış, camları parlatılmış, masaları, sandalyaları, nargileleri art tırılmış, semaverler uğuluyor, radyolar kuruluyor, bir faaliyettir gidiyordu. San'atkâr Şadinin hakikaten bir eğlence sarayı haline getirdiği Ferah tiyatrosunun önünde birikmiş, daha gün bitmeden gecesini sigorta etmeğe uğraşan bir kala Dün akşam muvakkat bir Şehzadebaşı ve Direklerarası Gündüz bitmeden fikstür tanzim edildi İkinci kümenin 937 938 lık maçları geceleri sigorta edenlerMeddah ve «monolog» cu... fikstürü kısmen dün akşam tanzim edilmiştir. Anadolu, Hilâl ve Altınordu kulüblerinin murahhasları, kulüblerinin bu hafta yapacakları heyeti umumiye içtimalarında salâhiyet aldıkları takdirde lık maçlarına iştirak edebileceklerini ileri sürmeleri üzerine, şimdilik fikstürün ilk üç haftası tesbit edilmiş, ilk üç haftada bunlara maç verilmemiştir. Ajanlık, bu üç kulübden cevab aldıktan sonra fikstürün mabadini tanzim ve ilân edecektir. 14 teşrinisanide başlıyacak olan ikinci küme lik maçlarının ilk üç haftalık fikstürünü hakemlerile aşağıya yazı yoruz: 14 teşrinisanide: Fener Yılmaz Sümer, hakem Şazi Tezcan. Anadoluhisar Ortaköy, hakem Halid Galib. Davudpaşa Galata Gencler, hakem Feridun Kılıç. 21 teşrinisani: Karagümrük Kasımpaşa, hakem İzzet Muhiddin. Anadoluhisar Galata Gencler, ha kem Şazi Tezcan. Beylerbeyi Doğan Spor, hakem Adnan Akm. 24 teşrinisani: Davudpaşa Kasım paşa, hakem Sami. Fener Yılmaz Doğan Spor, hakem Adnan Akm. Beylerbeyi Karagümrük, hakem Halid Galib. Maçlarm hangi sahalarda yapılacakları bilâhare tesbit edilerek ilân edile cektir. İkinci kümeler için kâtibliğe Anadoluhisarmdan Fuad, mutemedliğe Da vudpaşadan Mustafa Tüzer ekseriyetle seçilmişlerdir. Istanbul ramazanı dün nasıl karşıladı? On bir ayın sultanı İkinci küme lik maçları Günde yalnız bir defa BURUŞMUŞ HASAN DANTOS Diş macunu ile dişlerinizi temizlerseniz, ömrünüz müddetince dişlerİniz sağlam ve inci gibi parlak ve beyaz kalır. Dişlerİniz çürümez, diş etleriniz kanamaz. Tüp 7.5, dört misli 12.5, en büyük 20 kuruştur. GENÇLEŞMIŞ Zonguldak Hastanesi Baştabibliğinden: Zonguldak hastanesine ilâveten yapılacak 16840 lira keşif bedelli paviyon inşaatı ışı kapalı zarf usulile eksiltmeye çıkarılmıştır. Eksıltme ihalesi 24/11/ 1937 çarşamba günü saat 15 te Zonguldak Beledıyesinde toplanacak Komisyonda yapılacaktır. Eksıltme şartnamesi ve buna müteferri diğer evrak 85 kuruş mukabilinde Zonguldak hastanesinden alınabilir. Muvakkat teminat 1263 liradır. Eksiltmeye girmek istiyenlerin resmî gazetenin 3645 sayılı nüshasmda çı kan talimatnameye tevfıkan Nafıa Vekâletınden alınmış müteahhidlik ehliyet vesikasile Ticaret Odasından 937 yılmda alınmış vesika ve muvakkat teminatlarile birlikte teklif mektublarını yukarıdaki günde ihaje saatinden bir saat evveline kadar Komisyon Reisliğine vermeleri ilân olunur. (7389) Sıcak.. Sıcak.. Şu kahvçnin cammda dünyanın bütün renklerini yüzünde tophyan bir medda hm resmi. Hayır... Artık meddah yok. Ya ne var? Monolok! ' Canım anlatacaklan ayni şeyler değil mi? Bu ramazan işler başka.. Adı değişen meddah, masallarını da değiştirdi; asrî hikâyeler anlatacak. Biri kıs kıs gülüyor. Gazeteciler duymasın.. Gelip cayır cayır not ederler, ertesi gün nın hi kâyesi diye bize yutturmağa kalkarlar. Yok canım.. Öyle yapacaklanna meddahı hikâye muharriri yaparlar.. Karagözcüler semt semt dağılmışlar perde kuruyorlar. Hayalî Irfan: Artık sade zillu hayal para etmiyor, diyor, arkasmdan bir de canlı kukla vermezsek, adamı kuklaya çeviriyor lar. Kavuklu Ali, cemaatini toplamış, ta kim taklavatuu düzmüj, orta oyununa başlıyor. Küçük seyyar esnaf bile mini mini tezgâhlarını, işportalarını, arabalarını süs lemekle meşgul. Beyazıd camii avlusunda Inhisarların pavyonu bezeniyor, ötede mühürcüler, tesbihçiler, yemişçiler, gülyağcılar harıl harıl, otuz günlük yuvalanna yerleşmeğe çabalıyorlar. Iç kapıdaki pabuççu bile elinde ma kas, mukavvaları doğnyarak, yeni yeni numaralar hazırlıyor. Istanbul «on bir ayın bir sultanını» dün işte böyle karşılıyordu. Bir Doktorun sayani hayret heşfi Buruşukluklar, ihtiyarladığımız zaman teşekkül ede~. Cıld, bazı hayatî unsurlarını kaybeder, bu hayatî ve kıymetli un surları iade edince, gencleşir ve tazeleşir. İşte^ Viyana Üniversitesi Profesörü Doktor Stejskal'in şayani hayret keşfi budur. «Biocel» tabir ve genc hayvanlarm cild hüceyre lerinin merkezinden istihsal edilen bu kıymetli cevher, pembe rengindeki Tokalon kremi terkibinde mevcuddur. Her aksam, yatmazdan evvel kullanınız. Siz uyurken, o, cildinizi besleyip gencleştirir ve buruşukluklarmızı serian izale eder. Bir hafta zarfında on yaş gencleşmiş görüneceksiniz. Gündüz içîn cild unsuru olan bevaz rengindeki Tokalon kremini kullanınız. Siyah benleri eritir, açık mesa meleri kapatır ve birkaç gün zarfında en esmer ve sert bir cildi bevazlatıp yumuşatır. Bozüyük sulh hukuk mahkemesinden: Pazarcığın Arabdede köyünden îsmaiî'öğîü' Hasttnın ağustos 937 senesi içinde ölerek terekesinin tahrir ve tesbiti sırasında veresesinden sağır küçük çocukları Fikriye ve Ahmed kaldığı ve mezkur küçüklerin emlâk ve arazi ve sair umur ve hususlarını idare ve temine ana baba bir kız kardeşleri Hasan kızı Feridenin kanunu medenî ahkâmı mucibince vasi tayin kılındığı ilân olunur. (1608) Sporcular tesçil ediliyor T. S. K. îstanbul bölgesi başkanlığmdan: Genel merkeze tesçili yaptırılmış bütün üyelerin tesçilleri sicil talimatna mesinin hükümleri dairesinde yeniden yapılacağı evvelce bildirilmişti. Bu husus için genel merkezimizden gönderi len evrakı tesellüm etmek. ve k,endi|erine bu iş hakkında icab eden malumat verilmek üzere bölgemize bağh bütün kulüblerin birer ınurahhaslanrrraloHl/ 937 salı günü akşamı tam saat 1 8de Cağaloğlunda C. H. Partisi binasındaki bölge merkezine göndermeleri rica olunur. Güzel Yüz için ilk şart güzel diş Şehzadebaşındaki süslerden balık, bir yandan duvarlan kaplıyan resimlere, ilânlara bakıyor, sonra gişeyi boyluyordu. Meğer burada bu yıl hoş bir yenilik de varmış: Saat yediden evvel bilet alanlar yüzde yirmi beş nisbetinde bir tenzilât tan çimleniyorlarmış... Sağ eli yeleğinin cebinde, gözleri du varlarda karara hazırlananlar, birbirlerini dürtüyorlardı: Alafranga varyete de varmış.. Varyetenin alaturkası olur mu ki.. Nah.. O da var.. Arab rakkase de var, düeto da var... Dumbullu da bura da.. Onlara kulak misafiri olan palabıyıklı, göğsü kalın altın köstekli biri dayana mıyor: Hepsi geç hele onlann.. Bak memleket havalanna.. Alimallah sabaha kadar dinlesen gene de .doyamazsm. Bu yüklü program tereddüdleri bir hamlede kırarak, keselerin ağızlarını aç tırıyor. Köşebaşlannda, üzerlerî tülbendli gaz tenekelerinin önünde, her makamdan, her perdeden sesler çıkıyor: Sebil... SebiIulIahL Guzel Diş için ilk ve en esaslı şart da RADYOLİH Pariste yapılan maçlar Dinî bir bayram münasebetıle Pariste İtalyan ve Polonya futbolcuların işti raklerile tertib edilen futbol turnuvasının final maçında İtalyanm Bolonya takımile bir Leh takımı arasmdaki maçı Lehliler 5 1 kazanmağa muvaffak ol muşlardır. İtalyanlar şeref sayılarmı oyunun son dakikasmda yapmıslardır. Bolonyada îsviçrede maç yapan İtalyan millî takımmdan üç oyuncu bulunmu yordu. Turnuvamn üçüncü ve dördüncülüğü için karşılaşan Paris Şimalî Fransa maçmı da Parisliler 2 1 kaybetmişlerdir. Brükselde Londra muhteliti namma maç yapan bir İngiliz takımı Belçika lılarm meşhur kırmızı şeytan takımmı 1 î yenmiştir. Altınordu baskanlıfmdan: Altınordu kulübü kongresi 7/11/937 pazar günü saat 15,30 da akdedlleceğinden kayırdlarını tecdid ettirip hüviyet varakası alan azanm ibraz ederek girebilecekleri ilân olunur. fi kullanmaktır. K. . RADYOLİN Mikrobları yüzde 100 öldürür. dişleri fırçanm giremediği yerlere kadar nüfuz ederek temizler, parlatır, diş etlerini besler ve hastalanmalarına mâni olur. Kaçırmayıniz Çok sağlam bir yapı olan ve kırk beş bin üç yüz kırk lira muham men kıymeti bulunan Galatada tramvay caddesinde Osmanlı Bankası karşı sırasında, köşebaşında, üç tarafı sokak on sekiz odasile üstlerinde ayrıca odaları havi cadde üzerinde dört mağazayı müştemil Bereket hanı bugün on bin liraya talibi uhdesindedir. Son arttırma 9/11/937 salı günü saat 14 te Beyoğlu sulh mahkemesinde yapıla caktır. İsteklilerin mezkur mahkeme Başkâtibliğine 937/24 dosya numarasile müracaatleri. Peki... Bu adam kim? Vaktile bizim Zehranın peşıne bir oğlan musallat olduydu; zavallı yüz bulmayınca kendini öldürdü, gitti. O zaman bana Zehra herşeyi anlatmıştı. Bu sefer de böyle birşey olsaydı anlatırdı tabiî... Yoo!.. Bu seferki ona benzemiyor. Ne biliyorsun Rukiye Hanım? Gözünle görmüş gibi söylüyorsun, sonra da birşey bilmiyorum diye yemin ediyorsun. Gözle görmek şart mı? Ben kapımm önünde gezinen ayak seslerini farketmez miyim? Ne ayak sesi? Vallahi beyefendi, Kur'an beni çarpsın eğer yalan söylüyorsam... Ne ayak sesi be kadın? însani meraktan çıldırtmasana... O gece, hanımın çengeli koyduğu gece ben iki defa uykudan uyandım. Bir defasmda sokak kapısı açılıp kapanmıştı. Kulak verdim, birşey duymadım, gene uyuyakalmışım. Bir defasında da taşlıkta ayak sesleri vardı. Bir kişinin değil, iki kişinin. Sonra ses kesildi. Bana öyle geldi sandım. Üşendim de kalkıp bakma dım. Zaten kalksaydım da dışarı çıkamıyacakmışım. Çünkü çengeli vurmuşlar. Demek iki kişinin ayak seslerini duydun! Gözlerim kör olsun. (Arkasi tar) Ragbide Fransızlar yenildi Pariste sergi münasebetıle tertib edilen büyük ragbi turnuvasının final maçmda İtalya takımını büyük farklarla yenen Fransızlar, bu sporu kendilerin den daha iyi yapan bir millet bulunmadığmı iddia edecek derecede ileriye varmışlardı. Fakat son defa Pariste yapılan Fransa İngiltere maçını İngilizler 150 kazanmağa muvaffak olarak Fransız iddiasının pek çürük olduğunu ispat et mişlerdir. Altınordu kulübü azalanna En Mükemmel, En Hoş, En iktisadî Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra günde 3 defa dişlerinizi fırçalayınız. Bir tane var. Çengeli vuran da odur. Fakat, Zehra Hanım durup dururken benim kapımı niçin kilidlesin? Gerçi bu sualin cevabını ben o gündenberi verebilmiş değildim; fakat «evin içinde üç kişiden fazla olduğumuz» faraziyesi bir kere bile hatırıma gelmemişti. Düşünce içinde mırıldandım: Doğru söylüyorsun amma o dördüncü adamı anlamıyorum. Ne demek istiyorsun? Hanım eve adam alıyor da sen görmiyesin diye kapının üstüne çengel mi vuruyor? Ha?.. Benim böyle bir isnad önünde gazaba gelmemden korkan Rukiye Hanım başını önüne iğerek sustu. Meseleye yepyeni bir mecra veren bu kadının söylemesine müsaade etmek lâzımdı. Büyülerle, cinlerle, perilerle beslenmiş muhayyilesi onu daima saçmalamağa teşvik edebılirdi amma bu tarzdaki muhakemesinde de aşikâr bir selâmet vardı. Ne demek istediğini tamamile öğrenmeğe karar verdiğim için: Korkma! dedim, söyle! Rukiye Hanım birdenbire canlandı: Kimsenin günahına girmek iste mem, dedi, bunun için şimdiye kadar ağzımı açıp birşey söylemiyordum. Fakat artık sabrim tükendi, baktım zavallı kadmcağızm da, sizin de haliniz sarpa sanyor. Vaktinde yetişmeseydik gül gibi taze kendini kuyuya atacaktı. Lâkırdıyı uzatma da birşey biliyorsan söyle. Hiç birşey bilmiyorum; seziyo rum, beyefendi. O geceyarılan yataktan kalkmalar, o bahçeye çıkmalar, o evin içinde gezinmeler, o pencereye atılan taşlar, o korkular, o titremeler, o baygınlrklar hep bir başka adamm kârı. Başka adam da kim? Bilmiyorum, vallahi birşey bilmiyorum. Velâkin bileklerimi keserim ki bu haller sebebsiz değil. Peki Rukiye Hanım, ben Zehra ile evlendiğim gündenberi sen bizim içimızde yaşıyorsun, senden hiçbir gizlimiz kapaklımız yok. Ne duyuyorsun, ne seziyorsun, neden şüpheleniyorsun ? Beyefendi, hanımın tabiati öteki evde bozuldu. Evvelki yaz. Ne oldu da bozuldu? Namusundan yana eminim. Velâkin birinin pençesine düştü o. Garib şey! Bu kadın da tıpkı sabahleyin gelen doktor gibi söylüyordu. Vakıâ görünürde kabul edilecek başka bir ihtimal de kalmamıştı amma ben hâlâ bu faraziyede fazla miktarda vehim buluyordum. Demek ki sence arada başka bir adam var ve Zehrayı çileden çıkaran da o. Öyle mi? Hay ağzmı öpeyim. Bir türlü dilim varmıyordu söylemeğe. Korkuyorum ! Tefrika: 27 Yazan: Server Bedi sordum. Kadın yüzüme dikkatle bakarak başını iki yana sallamağa başladı: E... dedi, evlâdım, benim de bir küçücük aklım var. Elbette birşeyler düşünürüm, sezerim. Kapının önünde Rukiye Hanımın nazlı zekâsmdan doğacak hükümleri beklemeğe vaktim olmadığı için: Uzatma! dedim. Gücenmiş gibi toplandı: Başka zaman konuşuruz, dedi, benim gibi bir hizmetçi parçasınm aklından ne olacak? Uzun mu söyliyeceklerin? Uzun mu, kısa mı bilmem amma böyle kapının önünde olmaz ki. Peki, gel. Yemek odasma girdik. Ben hemen dedim ki: İnşallah kurşun döktürmek tavsiye etmiyeceksin! Hayır oğlum, hayır. Bak ben sana açıkça düşündüğümü söyleyim: Biz bu evin içinde üç kişi değiliz! Ben Rukiyenin imasmı büsbütün başVerdiğim ümidin ve içtiği çaym sıcaklığı, kahvaltıdan sonra Zehrayı uyutmuşlu. Ben sokağa çıkmağa hazırlanırken kapının önünde Rukiye beni lâfa tuttu: Hanımefendi uyudu mu? diye sört başladı. Evet, çok şükür! dedim. Rukiye derin derin bir içini çekti. Beyefendi, size çok acıyorum! dedi. Ben böyle bir merhamete mevzu olmak istemediğim için ona arkamı dönerek hemen kapıyı açıverdim. Rukiye ta yanıbaşıma kadar geldi: Âffedersin oğlum, dedi, ben senin yaşça büyüğünüm de onun için böyle söyledim. Darılma. Zararı yok Rukiye Hanım. Ben de bu evin içinde yaşıyorum, balinize çok üzülüyorum. Geçer, hepsi geçer. Benim de kendime göre sezdiğim, düşündüğüm birşeyler var amma efendi^ e söylemeğe cesaret edemiyorum. Durdum: Ne gibî Rukiye Hanım? diye ka türlü anladığım için: Bilemedin! dedim, keşke öyle olsa... Ne öyle olsa? Senin dediğin. Ne dedim ben? «Bu evde üç kişi değiliz.» dedin. Peki? Yani Zehranın gebe olduğunu tahmin ediyorsun. Rukiye Hanım bir kahkaha salıverdi: Hiç güleceğim yoktu, dedi, aklımdan geçse bari... Onu demek istemedim. Başka nedir? Bu evde üç kişi değiliz ne demek? Rukiye Hanım ısrarla yüzüme baktı: Değiliz! dedi. Senin gözlerin de hayaletler mi görmeğe başladı? Peki... A Fazıl Beyciğim, bir düşünsene bakayım, geçen gece benim oda kapıraın üstüne çengeli vuran kim? Tabiî Zehra. Evin içinde başka bir adam mı var? Zehra Hanım aklı başında bir kadm. Uykuda gezme hastalığı var deseniz de inanmam. Ben sorup soruşturdum. O hastalık böyle olmazmış. Sence kapıya çengeli vuran başka birisi mi? Hayır, Zehra Hanım. Evin içinde iki tane Zehra Hanım mı var?