1 fldncîteşrin 1937 CUMHURTTET Filistin Lübnan Erdün Suriye Hatay fBİR JEY^HATİR 1 NOTLARI İktısadî hareketler Beynelmilel tasarruf günu Dün beynelmilel tasarruf günü idi. Evvelce bir vesile ile mahiyet ve şümulünden bahsettiğimiz bugünün, bu sene pazara tesadüf ettiği için pek de fiilî bir neticesi görülemedi. Fakat şu vaziyet beynelmilel tasarruf gününün ehemmiyetinden birşey kaybettirmiş değildir. Beynelmilel tasarruf gününü, kanaatimizce, tasarruf fikrinin cihanşümul bir mahiyet alışının ve buna çalışmanın bir sembolü olarak ele almak lâzımdır. Bu da hiç yabana atılacak bir mesele değildir. Tasarruf hareketi nasıl ki ferdin işi olmaktan çıkarak milletlerin başlıca ehemmiyet verdikleri bir hareket olmuşsa, sulh ve müsalemet istiyen dünya için de ayni şekilde ehemmiyetle ele alınır bir mesele olacaktır. Bunu aksi cihetten mütalea edersek tasarrufun hakikî faydası gene ferdlere kadar dayanır. Fakat bundan milletler ve umumî dünya iktısadiyatı da kademe kademe istifade eder. Dün beynelmilel tasarruf günü olduğunu düşünerek bir taraflarına biraz daha para artıranlar dünya üzerinde muhakkak ki ehemmiyetli bir yekuna baliğ oluyordu. Bunların içinde belki de ilk defa böyle teşebbüs edenler de bulunmuştur. Şunun ve bunun bu şekildeki hareketleri nihayet kütleleşerek memleketler ve sınırlar dışına da çıkarak dünya için muhakkak ki çoy faydalıdır. Beynelmilel tasarruf gününün faydası sade bu kadar olsa da yeter. Kaldı ki tasarrufa büyük bir ehemmiyet verilen memleketimizde beynelmilel tasarruf gününe de ayn bir mevki verilmektedir. Ege ve Izmiri Istanbula PENCERESiNDEN Sulha iştiyak yaklaştırmak lâzımdır Bir cuma günü akşamı Ege mıntakasından İzmire gelen bir yolcu, İstanbula ancak pazartesi sabahı varabilir Manevralar vesilesile İstanbulla îz mir arasında ve Ege mıntakasında yaptığım seyahat bana birçok şeyler öğretti: 1 Ege mıntakasında yol azdır. Olanlann çoğu bozuktur. 2 Ege mıntakasında telefon yoktur; telgraf muhaberesi ağırdır; kasabalar arasında posta fasıla ile işler. 3 Trenler azdır ve teahhursuz işlemez. 4 Egenin merkezi îzmirle tstanbul arasında muvasala mahduddur. Halbuki Ege mıntakası Türkiyenin en zengin yeridir. Aydın ve civarının 72 madde istihsal ettiğini söylediler. Sanki «toprak tut, altın olsun» sözü bu arazi için söylenmiştir. Fakat toprağın altın olması için münakale ve muhabere vasıtalannın muntazam, hatta mükemmel olması lâzımdır. Egede bunlann noksanı kendini şiddetle gösteriyor. defa sevkedildiğinden şikâyet edenler oldu. Trenler Trenler azdır. Aralannda irtibat yoktur. Bandırma treni îzmire girerken Aydın ve Nazilli istikametine giden tren kalkar. Posta ve yolcu birinden inip ötekine yetişemez. İzmir Nazilli ve AydmNazilli arasında yaptığım iki demiryolu seferinin ikisinde de tren geç kaldı. Vagonlar eski sistem ve gayet rahatsızdır. Eşyanızı koyacak, başınızı dayıyacak yer yoktur. Nazilliye giderken birinci mevki vagonlar bile iğne atsan yere düşmez vaziyette idi. Üçüncü mevki yolcuları bile birincilere dolmuşlar ve vagonların ortasından geçen koridorlara otur muşlardı. Trene başka vagon eklenme dikten başka mütemadiyer dolaşan kondüktörler, ikide birde yolcuları rahatsız ediyorlardı. Resmigeçid günü İzmire dönüşte tren, daha Germencik istasyonun dan yarım saat teahhurla kalktı. Halbuki yolcular bir saattenberi vagonlara üstüste dolmuş, trenin kalkmasına dua ediyorlardı. Bir yerde lokomotif su almak için durdu, ötede bilmem ne yapmak için bekledi. Kendisine trenin yokuş aşağı üç saatte îzmire varacağı memurlar tarafından söylenmiş olan bir yolcu, oralarda gezinip duran makiniste sordu: vesikalarmdan: Falcının notları Yazan: KANDEMtR 27 «Gitme... Dinle... Daha yirmi paralık bile söylemedim yahu... Şamda lâftan ucuz ne var?..» ransa Hariciye Nazırı Mösyö Delbos'un radikal sosyalist kongresinde irad ettiği nutuk hayli derin akisler yarattı. Ben bu nutkun «sulha iştiyakı» tebellür ettiren cümlelerit ni bilhassa mühim ve bilhassa samimî buldum. Yalnız muhterem Nazınn o cümlelere niçin ihsaî ve tarihî bir cetvel ilâve etmediğini anlıyamadım. «Sulha iştiyakmı» bu kadar belâgatle ve bu kadar sa* mimiyetle haykıran bir hatib Fransanm (300) yıl içinde kaç harbe girdiğini, nekadar evlâd kaybettiğini de söylemeliydi. Mösyö Delbos'un nedense ihmal eyledi* ği bu tarih vesikasını işte ben ortaya koyuyorum: 1: 1635 ten 1659 a kadar îspanya harbi. 2 : 1667 den 1668 e kadar Belçikayı istilâ kasdile yapılan harb.3: 1672 den 1678 e kadar Felemenk harbi. 4$ 1681 de Strazburg seferi, 1683 te Belçikaya giriş. 5 : Lüksemburg'a dühul, 16881697 Veraset harbi. 17011714 îspanya veraset muharebesi. 6: 1733 « 1 735 Lehistan veraset harbi. 7: 1740 * 1748 Avusturya veraset savaşına müda« hale. 8: 1755 1763 İngiltere ile harb« 9: 1 756 1763 yedi sene muharebesi. 10: 1778 1783 Amerika yüzünden İngiltere ile muharebe. 11: 1791 1797] büyük ihtilâlden doğan harbler. 1798 1799 Mısır seferi. 13: 1798 manın zaptı. 1799 1801 müttefiklere karşı harb. 14: 1803 Hanovra'nm istilâsı. 15: 1805 te Ligorna'nm zaptı. 1803? müttefiklerle üçüncü harb. 16: 1806 Rayin harbi. 17: 1806 1807 Rusya iltf Prusya aleyhine harb. 18: 1807 de Portekizin işgali. 19: 1808 1814 îspanya harbleri. 20: 1809 da Avusturya harbL, 2 1 : 1 8 0 9 Papa müstemlekelerinin zap * tı. 22: 1810 da Felemenk Krallığınıd ilhakı. 2 3 : 1812 de Rusların Vatao muharebesi dedıkleri savaş. 24: 1813 * 1815 Napolyon'un sukutile neticelenen muharebeler. 2 5 : 1823 te İspanyaya taarruz. 26: 1830 1845 Cezayirin zap^ tı. 26: 1847 de Romaya asker sevkî. 27: 1854 1856 Kıran seferi. 28: 16571860 Çin muharebesi. 29: 1860 \86[\' Suriyeye sefer. 30: 1861 1867 Meksiki harbleri. 3 1 : 1870 1871 Prusya muha* rebesi. 32: 1881 Tunusun zaptj. 1883 « 1890 Madagaskar ve Tonkin seferlerî, 3 3 : 1914 1918 Büyük Harb. 34? 19191920 Abdülkerim aleyhine sefer. Görülüyor ki Fransa Onyedinci asnri ikinci yarısı içinde 44, Onsekizinci asırda 58, Ondokuzuncu asırda 40 ve Yiw minci asırda altı yıl harbetmiştir. Şu takdirde Fransızlar 300 yıl içinde 160 yıl hem kendilerinin, hem de uzak, yakm mil« letlerden birçoğunun kanlarım dökmüşler ve ancak 140 yıl politika kavgası yapma* ğa zaman bulmuşlardır. Sulha iştiyak göstermek îçin bu hesar>* dan daha beliğ sebeb aranır mı? Şam sokaklarından manzaralar ^ Yollar 3 Manevralar esnasında Nazilli AydınŞan.ıiı w janına giderseniz gıdin, is Yıkarsınız.. diyebilirsiniz. Söke Kuşadası İzmir Manisa Balıler kenar mahallelerinin iğri büğrü ke Fakat hangi su ile? Şu akan suda, kesir Bandırma arasında ya bizzat kenmerli çıkmazlanna dalın, ister en işlek belki iki metro ileride bulaşık, çamaşır, dim, yahud da arkadaşlarım otomobillercaddelerinde gezin; takunye sesinden hatta insanlar yıkanıyor. le dolaştılar. Gördüğümüz şudur: Bazı kurtulamazsınız. Vakıâ yerli, onun temizlik yolunu ki yerlerde hiç yol yoktur. Bazılarında varAsfalt kaldırımlar üzerinde, boyundan tabdan bulmuş: Akan su temizdir, diyip dır; fakat geçilemiyecek kadar fenadır. bosundan beklenmez bir şamata ile hora işin içinden çıkıyor. Bir kısım yollar iyicedir. Pek mahdud tepen bu tahta parçalan kimin ayağında Alışverişin bir de tuhaflığı var: Ka sahalarda yeni yapılmış olan yollar ise, yok ki.. vun, karpuz, portakal, limon, patlıcan bi Bay makinist, sabaha karşı mı gişimdilik, iyidir. , Lokantaya girin garson takunyeli, ber le tartı ile satılıyor. Hem de yok pahasıdeceğiz ? bere girin kalfa takunyeli, sağ takunyeli, [ n a # . Telefon F. G. Aldığı cevab şu oldu: eol takunyeli.. Hele o göbekleri ateş gibi kırmızı ve Şehirler arası telefonunun eksikliği Acelesi yok, yavaş yavaş! Bisikletin üstünde kırıta kınta giden buz gibi soğuk karpuzlar... Onlan sanki kendini şiddetle hissettiriyor. îstanbulda Hakikaten tren hiç acele etmeden yagık delikanlıya bakın; ayağı takunyeli, Allah, bu cehennem sıcağında kullanm Ankara, İzmir, Edirne, hatta Londra vaş yavaş giderek saat yarımda İzmire (.Baştarafı 1 tnci iahifede) ile kolayca görüşen biz gazeteciler, burSinema gişesinin önünde bilet alanlara bedava serinlesinler diye yaratmış... vardı. Yani üç saat yerine altı saatte... bakın, yarısmdan fazlası takunyeli... DeKızmı ana yaptıktan sonra parça par hafta evvel dinleyici localannın istiab numuzun dibindeki Aydında dilsiz ve İşin garibi bu mmtakanm işletme müdim ya, genc takunyeli, ihtiyar takunye ça doğrıyan vahşi bile, dün gece şu mey haddinden fazla idi. Bu sebeble ictima kulaksız olduk. Telefonun yokluğunu !L danda ipe çekilirken, son arzu olarak, salonunun arka sıralardan bir kısmımn da pek acı bir surette duyduk. Jandarma te dürü de ayni trende idi. Bilmem, biz yolcuların sebebini anlıyamadığımız bu teZaman oluyor; takunye sesleri o ka cellâdından bir dilim karpuz istemiş... bu toplantı günü için dinleyicilere tahsisi lefonu ancak vilâyetle, kazalar, ve nahiahhuru nasıl telâkki ettiler? dar yakından, öyle birbirini kovalıyarak Tramvaylardan birine atlıyorum. Mer ne lüzum hasıl olmuştur. Cumhurreisimi yeler arasında, devlet idare memurlannın Büyük lokomotiflerin sığmadığı Azizigeliyor ki, zaten bunaldığmız sıcağın or ce'yi arkada bırakarak Yahudi mahalle zin nutuklarını müteakıb Meclis Riyaset müşkülâtla istifade edebildiği bir vasıye tüneli etrafında yapılmağa başlanan tasında, gökü, tepenizde bir heybetli ha sinin yolunu rutuyoruz. Divanı ve kâtiblikler seçimi yapılacaktır. tadır. yeni yol açılıncıya kadar, bir takım mumam kubbesi zannediyorsunuz. Bir zamanlar, o eski, şimdi asırlann ge Parti Grupu içtimaında namzedler tesbit Telgraf vakkat tedbirlerle bu hatta biraz can verZaman oluyor, kulağınızm içinde tok risinde kalmış kadar eski vakti $aad,Çtte, «dilmij olduğundan seçim netieesmin ay' ' 'ManeVi'a&i çektigim telgraflann ço mek lâzımdır. hıak çalan bu takırtı içinde, kendinizi Babtuma derken içleri yananlar nekadar ni olacağı, sadece Süreyya Genco ve Beğunun geç kaldığını, ancak kısacık yıldıVapurlar kaynar sulu bir bataklıkta kurbağa sürü coktu.. ,„ ,„, , kjr Kalehnin yerine Cavid U r a l y ç Ker i 'rinvteîgraflannın vaktinde gidip geldiğini Ege ve İzmir şuracıkta burnumuzun lerile sanlmış sanıyorsunuz.. Yazık, o da bitmiş: Sokaklar tenha, mal Ünalın kâtibliklere getirileceği şüpgördüm. Sökeden, bilhassa Aziziyeden dibindedir. Öyle olduğu halde, îstanbulFakat bazan da derinden, ağır ağır, meyhaneler boş, suratlar asık..ır hesizdir. hatta saat on beşte verdiğim telgraflann la muvasala ve irtibatı gayet gevşektir. bir udun tellerinden sızan tok nağme gıbi Sebeb? Meclisin tekrar toplanacağı gün, bit bile vaktinde yetişmediğini gördüm. DeGermencikten bir cuma akşamı hareket nhenkli gelen bir takunye sesi, sizi, Şam Hep ayni terane: tabi yarın taayyün edecektir. Ancak, miryolu istasyonlannın telgraf almalan ederek geceyansı îzmire geldik. Cumarevlerinin limon, portakal, yasemin fidan Frank düştü, para yok... tahmin edildiğine göre, çarşamba günü emredildiği halde, 8 birinciteşrin cuma tesi sabahı İstanbula gidecek vasıta aralarile bezenmiş serin ve üstü açık avlulaSuyun başındaki söğüdlerin dibinde için içtimaa karar verilmesi ve Celâl Ba günü îzmirden Nazilliye giderken îzmir dığımız zaman öğrendık ki cumartesi ve nndan birinin, taşarak her yanı suya bu nargilesini içen şu Yahudi hatun da ol yar hükumetinin programını bu toplantıda için yazdığım. dokuz kelimelik bir tel pazar günleri Bandırmada vapur yok lanmış mermer havuzunun başına götürü masa bu kazinoyu da metrük zannedeceokuması muhtemeldir. Yeni kabinenin grafı, ortaklardan itibaren Nazilliye ka muş. Ancak pazartesi akşamı varmış. yor ve orada, sedef kakmalı nalınlannın ğım. her sahada mühim esasları ihtiva edecek dar hiçbir istasyonu kabul ettiremedim. O da, istanbula salı sabahı varırmış. üstünde, kızıl dudaklan bir hırs ve haz Onun yanmdaki masaya oturdum. şarkısile titriyerek, kaanm ipek yastıkla Beş on dakika sonra da ahbablığımız olan programına hususî bir ehemmiyet Hepsi yan çizdiler. Kimisi böyle bir Denizyollannın cumartesi akşamı kalkan atfedıliyor. emirden haberleri olmadığım söyledi; ki küçük ve yolsuz bir vapuru, pazartesi nna serilmeğe giden bir ceylân bakışlının ileriledi. Ele alman memleket meseleleri arasın misi memur yok dedi. Kimisi bu istasyon sabahı İstanbula varıyor. Bu vapurda hayaline dalıyorsunuz. Demek sizin Filistine göçmeğe nida spor işlerine de kabine programında almaz, ötekine götürün; dedi. Bir me yer bulmak da meseledir. Asıl doğru Merce meydanındaki tramvay durağı, yetiniz yok.. Iıergün benim de birkaç defa mola ver Ne yapacağız orada... Baksana bilhassa yer verileceği ve spor teşkilâtmın mur da bu sırada sizin telgrafınızı düşü posta pazartesi akşamı kalkıp salı sabadiğim bir ana durak: Bizim Şam bayii ağız tadile bir lokma hamursuz yiyemi Maarif Vekâletine bağlanmasmın mev necek değiliz; cevabını verdi. Bu kayıd hı İstanbula geliyor. Demek ki cuma güzuu bahsolacağı söyleniyor. nin oracıktaki dükkânı hern dinlenmeğe, yorlar. nü akşamüstü İzmire gelen bir yolcu için sızlığa hayret ve teessüf ettim. Meclis Parti Grupunun da önümüz hem de bu en kalabalık merkezdeki halk bugünkü ağır vasıtalarla bile ancak 24 Burada da keyfiniz yerinde görünAydm istasyonunda bu cevabı almca deki salı günü toplanacağı anlaşılmaktakaynaşmasmı kuşbakışı seyre öyle müsaid müyor. telgrafı ve parasını bir polis memuruna saatlik mesafede bulunan İstanbula pa dır. ki... uzattım. Bu telgrafı lutfen telgrafhaneye zartesi sabahından evvel varmanın imkâ Kim demiş onu.. Vakıa eski günIşte, tramvay bekliyenlerin arasında verip çektırmesini rica ettim. Bılmuka nı yoktur ve bu hal, her hafta böyledir. ler bir rüya oldu, fakat Kudüstekilerden Holaşan temiz, düzgün kıyafetli bir dilensöyle... bele mağrur bir eda ile şu cevabı aldım: çok daha rahatız. Bütün bu muhabere ve münakale işleci ki, bir tanıdık ve ehibbaya rasgelince, Mehmed.. dedim. Ben polis memuruyum. Telgrafçı rini tanzim etmek ve Türkiyenin iki bü Orada işler düzelirse hicret ede tabakasını çıkarıp sigara ikram ederek Yalan.. Doğrusunu söyle. yük şehri olan İzmirle İstanbulu birbirideğilim. cek misiniz? tatlı tatlı konuştuktan sonra, o uzaklaşın Yalan olduğunu ne biliyorsun? E, o zaman düşünürüz... Demiryolu memurlannın bu kayıdsız ne yaklaştırmak lâzımdır. Bugün, bu iki ca yalandan topallıyarak, boynunu büke. Güldü: lığma kompartimanımızdaki saylavlar da şehir birbirinden çok uzaktırlar. Cuma Ve etrafına bakınarak, yavaşça sö fek fakat sade kerli ferli zevata el açı akşamı Sirkeciden eksprese atlayınca pa Herşey yalan.. Doğru söyliyen şahid oldular. zünü bitirdi. yor. zar akşamı geceyansına doğru Berline kalmadı burada.. Kızma ben sana inan Amma şimdi kimseye birşey söyle Posta Burada dilencinin de envaı var: Bir varabilirsiniz amma, cuma akşamı İzmirmıyorum amma, sen bana inanıyor mume! Ben postaya biçbir mektub vermedim. çocuğun sürdüğü merkebin üstündeki yasun?.. Hayır hiç kimse, kimseye inanmı Onun için nasıl işlediğini bilmiyorum. den îstanbula gitmek isterseniz bu emeDöndüğüm zaman bizim bayii, büstağa serilmiş meczub, arkadan itilen bir liniz ancak pazartesi sabahı tahakkuk eyor artık. Yalnız Aydından civar kasabalara her arabanın içinde berber koltuğuna kurul bütün beni baştan çıkarmağa niyetli bulBu, çenesi durmıyan adam bir falcı gün gelip giden otomobiller kamyonlar debilir. muş gibi giden hasta, ilâhi okuyarak, tef dum: Dummara git, diyor, orada eğle ABİDtN DAVER çalarak, göbek atarak, hatta ayı oynata nirsin de sonra Şamdan tatlı tatlı bah değil, bir filozoftu galiba. olduğu halde postanın haftada yalnız ik Kalktım, arkamdan bağırıyordu: rak dilenenler var. Bunların arasında sedersin. Gitme.. Dinle.. Daha yirmi para gözleri görmiyenler yanlarındaki çocuğun Sözünü kırmadım. lık bile söylemedim yahu.. Şamda lâftan herhangi bir suiistimaline meydan vermeBir faytona atlıyordum ki, koca mey ucuz ne var? mek için ne de güzel bir usul bulmuşlar: dan allakbullak oldu. Biraz evvel bir Çocuğun eline süt ve yağ ölçülerini an Döndüm, ve gülümsedim: ekmek kavgasından birbirine giren iki dıran dar ve uzun bir maşraba vermişler. Amma yalan... mahalle halkından bilmem kaç kişi vuBöylece, mütemadiyen tetikte olan ku Ayağa kalktı, ve bana yaklaşarak: rulmuş.. Kadınlar da onlann arkasmdan laklarile, maşrabaya düşen paralan sa Elbette yalan... dedi, doğru söze çığhklar kopararak kapkara bir sel hayıp, hesablarını yapıyorlar. metelik veren mi var ki?.. linde hastaneye akıyorlar. Fakat kimse çıkıp da; dilenmek ya KANDEMtR Zavalh zevk, safa ve eğlence diyarı fcaktır, demiyor. Şam!.. dedim ve istikameti değiştirdim. Hoş, burada bu yasağa henüz sıra Kibarlar mahallesi Salihiyeye kıyrılan gelmediğini de itiraf etmek lâzımdır. yoldan, ta Babtuma'ya kadar yeni, geSıcak sıcak pideler sokaklann ortasına niş, fakat iki tarafı da henüz bomboş bir serilmiş çuvallarm üzerinde satılıyor, göz bulvar açılmış.. 1 Kadın Avcısı lemeler ve çeşid çeşid tatl.lar, sonra herTahta sıralara oturarak gazetelerini 2 Timurlenk türlü yemekler açıkta toz toprak için açmış, hayırh bir haber bekliyen politika 3 Cem Sultan de hazırlanıp, müşterilere ikram ediliyor. düşkünleri başlarını kaldırıp kimseye bak4 Akından Akma Hele o meşhur Şam pestillerinin han mey mıyorlar bile. 5 Viyana Dönüşü danlarmda nasıl yağlandığmı, nasıl istif 6 Hurrem Sultan Ve berideki yangın yerinde topraga 7 Tarihte Türkler îçin Söyleedildiğini görseniz... diktiği şemsiyesinin altında bağdaş kurnen Büyük Sözler. Burada el dünyanın en temiz kepçesi, muş, sarıklı bir falcı avaz avaz beni çaTarihî ve edebi kıymetleri herkesmaşası, çatalı, kaşığı, bıçağıdır, ve bu sı ğırıyor: çe teslim edilmiş olan bu nefis Amerikada arUk çürüğe çıkarılan eski vapur ar Staten s and da hurda ve defatla her yere, bir besmelecikle girmek Bir kuruşa bütün istikbalini okueserlerle kütübhanelerini süslemek mir fiatına satılmak üzere sıra bekliyorlar. Fiatları buyuk uklerjne &"„<**?* hakkını haizdir. yacağım.. Gel buraya! istiyenler acele etmelidir. Çünkü bin dolarla elli bin dolar arasında değişecek olan bu gemılerın <<mezarl.gma>> bıbir kısım kitablann mevcudu pek Tahmin edersiniz ki, bu diyarda, bu Oku bakalım hafız.. diye çöktüm rikmiş vaziyetleri , tayyareden alınan yukarıki resimde görüldugu veçhıle . azalmıştır. |erait altında, bizim için alışveriş bir hay yanına. garib bi? jnanzara arzetmekLedir» li güç mesele. Ver bakalım kuru§u.« Isminî de Meclis bugün açılıyor M. TURHAN TAN Balkan Antantı konseyi şehrimize gelerek Ankaraya gideceklert dir. Bu toplantıya memleketimizi temsüen de Başvekil Celâl Bayarın i^tirak edeceği anlaşılmaktadır. Bundan dolayı bu ayın ortalannda memleketimize gelmesi beklenen dost Yugoslavyanın Başvekili Stoyadino m viç'ın seyahati şubatta yapılacaktır. IBaştaraft ı fnrt sahife&eH Makedonyada seyahat edecekler hakkında hükümler Atina 31 (Hususî) Harbiye Neza • reti gazetelere verdiği bir tebliğde Ma« kedonya ve Trakyada şimendifer hattı şimalinde Doyran Serez Drama GıU mülcine Sapka dağı mmtakalannda, Rodob ve Evros vılâyetlerini ayıran hududlarda ticaret ve diğer hususî maksadlarla seyahat edeceklerin behemehal hüviyet varakalarile oturdukları ma hallerin zabıtasmdan bu mıntakalarda sevahat edebileceklerine dair vesaikla mücehhez bulunmalan zarurî bulunduğunu ilân etmektedir. Amerikada vapur mezarlığı Tarih hocası Muhsin öldü Maruf tarih hocalarmdan Muhsin, kısa bir hastahktan sonra, evvelki ak şam vefat etmiştir. Muhsin Mülkiyeden 1326 da mezun olmuş, ilkönce Üsküb' sultanisinde, daha sonra Kastamonu sultanisinde, İstanbul, Kabataş, Kandilli liselerinde ve dığer hususî liselerde devamlı olarak tarih hocalığı yapmış, memleketine binlerce talebe yetiştir miş, herkesin sevgi ve hürmetinikazanmış kıymetli bir hoca idi. Yirmi, yirmi beş gün evvel rahatsızlanmış ve Şişli Fransız hastanesinde tedavi altma ahnmıştı. Cenazesi bugün Beyazıd camiinde, öğle namazı kılın s dıktan sonra, kaldırılacak, Edirnekapıda Şehidlikte hazırlanan medfenine götürülecektır. Merhuma Allahtan rah met diler, kederli ailesine beyanı tazi « yet ederiz. M. Turhan Tanın eserleri