27 Birlncîtesrîn 1937 Filistin Lübnan Erdün Suriye Hatay f İktısadî hareketleı Sanayide maliyetin artışı Diyorlar ki, iş kanununun mesai müddetlerini tahdid eden hükümlerinin tatbik edilmesile mühim bir kısım sanayi ma mulâtının maliyeti yüzde 10 dan 40 a kadar yükselecektir ve yükselmektedir. Bu iddia şöylece tevsik ediliyor: «Yeni şekle göre sanayide işçiyi haftada 48 saatten fazla çahştırabilmek için ya üç saatlik işçiye yüzde 5 fazla ücret Yazan: KANDEMİR vererek çalıştırmak veya iki ekip yap mak lâzımdır. Bunun her iki tarafı da 22 fazla masrafı istilzam ettirir Bir defa ameleye daha fazla ücret vermekten, bir defa da fazla ücretle ayni işi almaktan dolayı maliyet fiatı yükselir.» Sanayicileri bu iddiada haklı görme mek mümkün değildir. Fakat ne yapalım ki işçinin de tanınması lâzımgelen bir hakkı vardır. Yalnız bu mesele ile iktı sadî bir vaziyet ortaya çıkıyor: Arada hasıl olan bu farkı kim ve nasıl karşılı yacakür? Bu fedakârlığı sanayicilerden bekle mek muhaldir. Çünkü bu bir ticaret işi dır denilebilir. Şu hale göre her zaman olduğu gibi maliyet yüksekliğinin halkm kesesine dayanması zarurî olmak tadır. Şimdi sanayiciler piyasamn bu fiat farkmı kaldınp kaldırmıyacağından endişe Suriyenin hâlâ (benimdir, onsuz edemem) dediği Trablusşamdan bir manzara etmektedirler. Acaba böyle bir fark te Bu ilânı derhal kaldırınız... dedim. diye edilebilir mi? Beyrutta kaldığım ilk gecenin sabahı İşte mesele burada... F. G. Sebeb? diye ellerini uğuşturarak bana; yatak nedir? diye sorsalardı, vereceğim cevab §u olurdu: Bir azab yu güldü. yası! Çünkü, diye bagirdım, bu kadm Uzandığım bu yumuşak, kabarık ve güzellik kraliçesi değildir, sonra da fena oynak sathın altında sanki ateşini cehen bir pazarda Türkün adile oynamağa yelnemden alan bir kazan kaynıyordu. tendiği için, Türk sayılamaz. Bize öyle dedi de.. Şafak sökerken doğrulduğum zaman, Fakat uzatmadı, istediğimi yaparak bütün bir gece, tek başına azgın dalga fcrla boğuşmuş biri gibi ıslak ve bitabdım. kolaya sulh olduk. Dün sabah Ticaret Odasmda îstanbul Çok geçmeden anladım ki, burada Ancak pencereye yaklaşınca, karşıki limanının alacağı şekil üzerinde görüşül otelin balkonlarındaki akıllı insanları gö prens, lord, düşes geçinmek işten bile demek üzere büyük bir toplantı yapılmıştır. rerek biraz aklım başıma gelir gibi oldu: ğilmiş. Yirmi beş kuruş verip bir kartdöBütün alâkadarların bulnduğu bu topHer balkonda pijamalarile şezlonglara vizit bastırdın mı, dilediğin rütbede adam lantıda, liman işleri müdürü Raufi Manuzanmış uyku müsabakasına çıkmış gi oîup çıkıyorsun. Zaten sokaklar hep asılzade ile dolu. yaslı yajîılan ve yapılmaVta olan işler bi hâlâ mışıl mışıl uyuyanlar vardı. Kiüzerinde izahat vermiş, bilhassa yeni şeminin başucunda suları sızan bir testi| Bir günde belki yirmi adet şehzade göskille limandaki muamelâtın sürat kazankiminin yana sarkmış elinde bir yelpaze, terdiler. Ve bir gecede düzinelerle prendığını, tahmil ve tahliye ücretinde müsbet kıminin göğsünde veya dizinde bir kitab, ses gb'rdüm. farklar görüldüğünü tebarüz ettirmiştir. Sanırsınız ki yer>'üzünün bütün hali gazete.. Liman işleri müdürü bundan sonra süddem kibarları Beyrutta buluşmağa Baktım, bizim balkonda da bir şez rıhtyjjlar, antrepolar, yolcu salonu long ve içeride testi, yelpaze,* gazfctevki' rifik tesisat için hazırlanan projeler et Dalgın dalgm yürürken, ay yıldızlı tab gibi uyku hazırlayıcı malzeme bol bol rafında da izahat vermiştir. mevcud, amma, çifaide, y&tak' ıdefttn1 şe l pstetlerit^üskibipıtütüjıcü canıak*ıu>« t * *~' • .'» ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ , ^ ı yin her yerde ve her zaman tatlı rüyalar nünde durdum. Kavgayı önlemek istedi İrili ufaklı kutularm üstlerinde süslü peşkeş çeken bir huzur döşeği olamıya Galatada Mumhane caddesinde 175 süslü yazılar: Bafra, Yenice, Samsun, numaralı kahvenin sahıbi Hafız Neşet, cağma akhmız ermemiş.. Eh ne denir, çok yaşıyan değil, çok Cokeykulüb.. Ve kenarlannda tıpkı bi evvelki gece evine gitmiş, fakat karısı gezen bilirmiş.. Elbette biz de öğreniriz. zim paketlerde olduğu gibi kırmızı birer ile bir kıskanclık yüzünden kavga et Güneş henüz doğuyor, fakat çarşı pa ay yıldız. Yalnız, (Türkiye tütün inhi meğe başlamıştır. O sırada sokaktan geçmekte olan Nezar çoktan kurulmuş, mağazalar açılmış, sarı) damgasını basmağa cesaret ede şetin samimî arkadaşlarmdan Ahmedle memişler. tramvaylar tıklım tıkhm, sokaklar insan Şevket, kavgayı duyunca arkadaşmm Bu sigaralar ne mah? meşheri olmuş.. yanına koşmuşlar ve karı kocanın ara Yerli rejinin. Güçlükle ilerliyen otomobil dizileri, smı bulmak istemişlerdir. O halde ne diye ay yıldızı ve bizim dağlarda oturanları işlerinin başlarma taHafız Neşet, bu müdahaleye de içerisimlerimizi kullanıyorsunuz? şryorlar. lemiş, arkadaşlarına küfür etmiş, bu a Orasını biz bilmeyiz, reji böyle rada Ahmede: Büyük meydanda sokağa atılmış sanveriyor. dalyalarda ceketsiz, kollar sıvalı, göğüs < Sana ne oluyor? Karımla kavga Biraz araştırınca bu en hafif tabirile ediyorsam. senin karışman mı lâzım?» bağır açık, hatta fesler birer kenara atılmış, dondurmalarını kaşıklıyanların, buz taklidin pek geniş bir mikyasta alıp yü demiş ve bir yumruk atmıştır. Ahmed bu yumruğa kama ile mukalu şerbetlerini yuvarlıyanlann haddi he rüdüğünü anladım: Reji, fabrikalarım haftalarla geceli gündüzlü çalıştırarak, bele etmiş, zavallıyı kalbinden yarala sabı yok. Caddeler, sırtlarında gelin gibi süslen Paris sergisinde (Türk sigaraları) diye dıktan sonra kanlı kamasını silerek kaçmıştır. miş, parıl parıl güğümleri, ellerinde şa halka yutturmak için bu cinsten yüz binHâdiseyi haber alan polisler, yaralıyı kır şakır taslarile, birer koca zilli bebek lerle paket hazırlatmış hâlâ da yaptır hastaneye sevketmişlerdir. Firarinin gibi dolaşan demirhindicilerin seslerile makta imiş. yakalanması için lâzım gelen tedbirler Bilmiyorum; aşağılık tütünleri Türk almmıştır. <unlıyor: tütünüdür diye satarak hem malımızı kö Araksuuz.. bârid!. Anteb pamuklarında Berberler bile mükelîef koltuklarmı tüleyen, hem de adımızı diledikleri gibi kullananlar hâlâ bu alış verişlerinde dedükkânlarının eşiklerine kadar çekmişler. hastalık var Fakat, hikmeti huda, burada güneşin vam eder dururlar mı? Hükumet, pamuklarında pembe kurt Beyrut, kozmopolit Beyrut, şen ve şuh hastalığı görülen Gazianteb Vilâyetini altında çayır çayır kavrulan asfalt yol lar, bizim köprü kaldınmlan gibi yumu Beyrut, yetmiş yedi milletin köşe buca bulaşık mıntaka addetmiştir. Bu vilâ ğında aşık attığı Beyrut bilmem neden yetten hastalıksız mıntakalara gönde şayıp pelteleşmiyor. rilecek pamuk nebatı, elyaf ve aksamı Liman civarı bir inşaat sahası halinde... beni sıktı. Fakat denize hasretim.. Dağlar, kuru, evvelemirde Mersine sevkedilerek tü Boyuna yeni yollar, binalar ve rıhtımlat migatuardan geçirilecek ve ihrac oluyavan, gürültülü ve soğuk geliyor. yapılıyor. nacaktır. Bir lâhza denizi kaybetmeden yüz Otede, adım başında bir, Hammamil kilometro gitmek ister misiniz? bahir. Şoförü soyan yolcular Deniz kıyısında kahvelerin önlerindeki Ne güne duruyorum. Evvelki gece şehrimizde bir soygunkayahklar bir çıplaklar diyarı halini al Trablusşam yolunda, Lübnanm en şi culuk olmuş, bir şoför, otomobilinde mış. Köpüklü dalgalann itinde kıyamet rin eteklerinde ve en lâtif kıyısındayız. müşterileri tarafından soyulmuştur. ler kopuyor ve nargilelerini çeke çeke, Bağlar, muz bahçeleri, zeytinlikler, Hâdisenin tafsilâtı şudur: yıkananlan seyirle serinleyen ihtiyarlar, ve yarabbi.. ne güzel insanlar.. Ev\Telki gece saat 1 raddelerinde şo arasıra da gazetelerine şöyle bir göz aüCünye; raksa dalmış çılgm, mest bir för Cevdet 2116 numaralı otomobilile yorlar. dilber: Dur!.. diye yolumuzu kesiyor. Beyoğlunda beklerken biri kadm ol Yerlinin oturduğu ve eğlendiği kısmı Berikiler, biri biterken öteki başhya mak üzere dört şahıs gelmiş, otomobile arkada bırakarak kıyıyı takib ediyorum. rsk bu uzun yolu sonu gelmez bir zevk binerek şoföre Harbiyeye doğru çekmeFransızlar bulvarı, büyük otellere, bar ve safa ülkesi haline getiren bütün o bir sini söylemişlerdir. Bir aralık tenha bir sokağa sapan otomobilin şoförü ansızm Iara, kazinolara çıkıyor ve drtık Hamma birinden güzel, birbirinden şen köyler de, yolcularm tecavüzüne uğramış ve ce mil bahrin adı da plâj oluyor. sanki Cünyeden aşağı mı kalıyorlar? bindeki paralarım kaptırmıştır. Kaçan Burada her millet var: Kozmopolit Bakan göz doymuyor, yanan yürek soyguncu yolcular biraz sonra yakalanBeyrut otuz iki dişini göstererek yılışıp doymuyor, ve kulak, denizden mi, nehir mışlardır. duruyor. den mi, bağdan mı, nereden geldiği bilinC. H. P. Sarıgüzel ocağında Rus votkacı, İtalyan makarnacı, Bul mıyen ahenge doymuyor. C. H. P. Fatih Sarıgüzel semt ocağı Yüz kilometro bir rüya gibi geçti.. gar sütçü, Rum mastikacı, Ermeni pastırtarafından 29 teşrinievvel gecesi Cum Trablusşam.. dediler. macı, Fransız şarabcı, İngiliz viskiciyi... huriyet bayramı münasebetile toplantı Hepsi burada, yanyana omuz omuza. Saat kulesinin dibinde otomobilden yapılacaktır. O gece millî oyunlar oy Hatta en büyük kazinonun kapısında indik. nanacak, konferanslar verilecek ve koskoca bir ilân: (Türkiye güzellik kraLimon, portakal, turunç ve gül mem bayram tes'id edilecektir. liçesi... Bu gece harikulâde numaralarına leketi imiş.. Ve Suriyenin hâlâ (benimdir, başlıyor.) onsuz edemem) diye çırpındığı belde. topunu birden, hâlâ seslerini duyar gibi Levhaya yaklaştım. Gözlerimi açarak Fakat ben; tavla takırdılarile dolu bu olduğum biraz evvel mihmanı olduğuîsmi bir daha, bir daha okudum. meydanı da, politika kokan bu çarşıyı da, muz Lübnan köylerinden en küçüğüne Ve ağır ağır içeri girdim. Kazinonun kızlann kapkara birer hayalet gibi dolaş çoktan, değiştim gitti. direktörünü buldum. tıkları bu daracık sokaklan da, hepsini, KANDEMİR NOTLARI Kozmopolit Beyrutta Entelicens Servis nasıl çalışır ve muvaffak olur? İngiliz Imparatorluğunu ayakta tutan bu esrarengiz casus teşkilâtı altı şubeden mürekkebdir Entelicens Servis'in bütün faaliyeti son derece büyük bir sır halinde muha faza edilmesine ve İngilterede bu teşkilât hakkında en ufak neşriyatta bile bulun ması memnu olmasına rağmen, dünyanın en mühim casusluk servisi olan bu teşkilâtın ana hatlarına dair, sağdan soldan gene bazı malumat tereşşüh etmektedir. Entelicens Servis'in merkezi, nezaret ve banka binalarına yakın bir noktada, eski bir binadadır. İçinde gece, gündüz ışık yanan bu siyah taştan yapılmış binanın kapısında nöbetçi yoktur. Entelicens Servis'in, bu binadan ayn altı şubesi vardır. Bunlardan hariciye işleri şubesi, İngilterenin ecnebi hüku metleri tarassud eden gözüdür. Bir tek ecnebi sefaret, bir tek saray, meclis, hükumet yoktur ki, bu servise mensub memurların tarassudundan kurtulabilsin. Altı şubeden ikincisi bahriye şubesi dir ve vazifesi İngilterenin kendi donan masını tarassud etmektir. Her filo, în gilterenin, yüzen bir parçası sayılır ve her filonun bir istihbarat servisi vardır. Şubelerden üçüncüsü, büyük devletlerin teslihat işleri hakkında malumat toplamağa memurdur. Dördüncü şube, ti carî ve smaî istihbaratta ihtısas sahibidir. Entellicens Servis'in beşinci ve altıncı şubeleri, ecnebilerin harekâtile siyasî teşekküllerin faaliyetini ve Hindistan Im paratorluğunu tarassuda memurdur. Faaliyeti bütün yeryüzüne şamil olan bu altı şubenin herbiri mütehassıs ellere tevdi edilmiştir ve meselâ, bahriye şube sinin şefi, Oksford profesörlerinden filân kimsenin, hariciye şubesinin en güzide memurları meyanında bulunduğundan haberdar değildir. Herbiri ancak kendi şubesine mensub memurları tanıyan ve ancak onlarla te mas eden bu altı direktörden maada yedi direktör daha mevcuddur ki, bunlar, muayyen coğrafî mıntakalan kendi kontrolları altında bulundururlar. Her mıntaka 4*Uliadeçaiışan muhtelif şubelere mensub ajanlann hepsi, o mıntakadan mes'ul (jjrektörün murakabesi altındadır. Her şubenin istihbaratı ellerinden geçen ve binaenaleyh Entelicens Servis'in bütün faaliyetini etrafile bilen bu yedi direk tör, ekseriya, çok yüksek mevki sahibi insanlardır. Entelicens Servis'in bütün mekaniz masını elinde tutan en büyük şefe gelince, o tamamile esrarengiz bir şahsiyettir. Büyük şef, bu makama intihabla getirilîr ve Büyük Britanyanm casusluk servisi banisi olan Cromvvell'denberi, intihaba aid olan merasim asla değişmemiştir. White Hall denilen Entelicens Servis binasının bir salonunda, yedi direktör, şövalyelik devri yadigârlarmdan olan eski bir masanın etrafında toplanırlar. Bu toplantıya, Yuvarlak masa Büyük Şurası denir ve Entelicens Servis şefi işte bu masanın başında, bu direktörler tarafından seçilir. Seçim neticesinde, büyük şef meclise davet edilerek bu şerefli mevkiin kendisine tevcih edildiği tebliğ olunur. Meselâ, Sir George Grey Asson, Sir William Reginald Hall, Sir Windham Childs gibi zevat, bu müstesna mevkii muhtelıt tarihlerde, bu suretle işgal etmişlerdir. Seçimi müteakıb, direktörlerden biri, kıymettar bir mahfazanın içinden altın bir anahtar çıkararak yeni şefe verir. Bu, Büyük Britanya Kralı ve Hindistan İmparatorunun çalışma odasının anahtarı ve büyük şefin yüksek salâhiyet ve kudretinin remzidir. Bu vedia, imparatorlugun gizli servisinden mes'ul şahsiyetin, Kralın şahsma ve mesaisine bizzat nezaret edeceği manasını tazammün eder. Fakat, anahtarcılık rütbesini ihraz eder etmez, yeni şef, kendi ismini derhal kaybeder. Artık, Entelicens Servis da hilinde «remzî» bir isimle anılır. Artık, Kralın odasına, arzedilmeden girmek salâhiyetini haiz olan ve bütün başların, huzurunda eğilmesi için isminin telâffuz edilmesine lüzum kaLmıyan yegâne şahsiyet odur. Londradaki Entelicens Servis bina sından harice çıkıp beş kıt'aya yayılan para, tam manasile bir altın nehridir. lngiltere hazinesi, nekadar zengin o lursa olsun, gizli servisin bitmek tüken mek bilmiyen ihtiyaclarını tatmine kâfi gelemez. Bu sebeble, Entelicens Servis kârlı işlere başvurmağa mecbur olmuş ve tedricen, dünyanın en büyük malî teşekküllerinden biri olmuştur. Entelicens Servis, tıpkı malını satan bir tüccar gibi, istihbaratını, nezaretlere para mukabi linde satar. Bahriyenin ve ordunun ye gâne müteahhidi odur; bu işten çok büyük kazanclar temin eder. Maamafih, Entelicens Servis'in yüksek masraflarına bu varidat membaları da kâfi gelmediği için, gizli servis, iptidaî madde ticareti de yapar. Ticarî siyasetinde, bir tek pren sipten mülhem olur. Para kazanmak için, yeryüzündeki servetlerin taksimini temin, yani kontrol etmek lâzımdır. Bu itibarla, Entelicens Servis, iptidaî madde transiti yapılan her yerde merkezler tesis ermiştir. Cebelüttankta, Süveyşte, Kapta, Singapur'da, Hongkong'da, buğday transit yolları üzerinde, petrol, pamuk, pır lanta, çay, jüt, Araşit, ipek, yün ve ka lay transit noktalannda yerleşmiştir. lngilizlerin, Entelicens Servis'e karşı, başka memleketler halkınm kendi casusluk teşkilâtlarına karşı besledikleri hisle kıyas edilemiyecek bir bağlılık izhar et melerinin sebebi, bu gizli servisi, devletin en sağlam müesseselerinden biri ve İngiliz satvetinin en büyük bekçisi telâkki etmelerindendir. Disraeli «işlerin idaresi, birkaç kişinin elindedir ve memleketi idare ettiklerini zannedenler, nadiren hakikî idarecilerdir» derken, adını söylemeden Entelicens Servis ve hükumeti kasdedi yordu. İngiltere, kaybetmesi ihtimali o lan harbleri Entelicens Servis sayesinde kazanmıştır. Entelicens Servis, vesaikın bolluğu ve salâhiyetlerinin genişliği sayesinde, İngilterede, diğer müesseselerin nâzımı mevkiine geçmiştir. Halk naza rındaki mevkii de, bizzat sarayın mevkii kadar mühimdir. Dünyaya dalbudak salan muazzam teşkilât PENCERESiNDEN Hesab delileri itab delilerini sevmem, fakat hesab delilerine bayılırım. Çünkü kitab delileri, göz ko yup da elde edemedikleri kitabları düpedüz çalarlar ve deliliği hırsızlığa kadar götürürler. Halbuki bol para vererek satm aldıkları, yahud çaldıkları kitablan okumazlar, sadece saklarlar. Bu delilerden biri büyük şair Nef'inın bizzat yazmış ve her sahifesine mührünü de basmış olduğu bir Sihami Kazayı kütübhanem den çalmak zulmünü vaktile reva gördü ve bana günlerce yas tutturdu. Onun için kitab delilerinden bucak bucak kaçarım, evimin kapısını da o gibilere kapalı tutarım. Lâkin hesab delilerile konuşmaktan zevk alırım. Çünkü onların yaptıklan zarar kendilerinedir. Boyuna pösteki sayarlar, kılı kırk yarmak için didinip dururlar ve bu manasız zahmetten elde ettikleri faydayı başkalarına sunarlar. Zavallı ^ larda keçiboynuzunun odununu yutup şekerini dostlarına bırakan lutufkâr bir ağız hali vardır. Dün bu çeşid delilerden birile karşı « laştım, daha uzaktan onun iki üç kilo keçiboynuzu öğüttüğünü ve bu külfet mukabili olarak elde ettiği minimini şeker parçasım sunmak için adam aradığmı sezdim, yanına varır vartnaz sordum: Yeni hesablar var mı dostum? Mes'ud bir tebessümle cevab verdi: Birkaç tane var. Ufaktefek şeyler amma gene hoşa gider! Aman görelim. Koynundan defterini çıkardı, büyük keşiflerini müjdeliyen bir mucid gururile «yaz!» dedi. Ben de itaat ettim ve aldığım notları işte bu süruna geçirdim: 1 İsanın doğduğu dakikadan, yanî 1937 yılı doldurmasına pek az bir vakit kalmış olan asırlar dolusu zamandanberi tam 1,315,524,800 dakika geçmiştir!.. Ayını, gününü, saatini, merak edenler onlan bu esasa göre kolayca tesbit ede bilirler! 2 Bir kadın başından alınacak altmış tel saç bir santımetro murabbaı yer işgal eder! Fakat kadın saçları rengine göre muhtelif yekunlar teşkil edegelmektedir. Meselâ sarıların başında (140,000), kumrallarınkinde (109,000), siyahlarınkinde (102,000), kırrruzılarınkbde (88,000) tel saç vardır. Saçları adamakıllı dökülmeğe başlıyan bir kadınm saçlan 66 88, seyrek saçlı bayanlarınkî (1 10), gür saçlı tazelerinki de (120) kilometro uzunluğundadır!.., Defterini kapar gibi yaptı: Avrupa gazetelerinden, dedi, bir küçük hesab aldım. Size söyliyecğim. Fakat sizden de birşey soracağım. Beni tenvir eder misiniz? Elimden gelirse hay hay! Bir Parisli senede (191) Iitre şarab içiyor ve 75 kilo 198 gram et, 8 kilo 260 gram balık, 10 kilo 883 gram tavuk ve av eti, 2 kilo işkembe, 8 kilo yag, 2 kilo peynir, 158 yumurta yiyormuş. Acaba bir Istanbullunun, bir Ankaralı * nın, bir İzmirlinin, bir Erzurumlunun, bir Vanlmın her yıl alabildiği vasatî gıda miktarı nedir?.. Bunları tesbit için hangi kaynaklara müracaat edeyim? O sırada Köprünün Kadıköy Hay • darpaşa iskelesinde bulunuyorduk. Yedi sekiz yaşlarında bir çocuk çıplak ayak • * larını demir babalardan birine dayamışti, yerden yakaladığı bir kavun kabuğunu hırsla yalıyordu. Gözümü bu manzaraya çevirdim ve mırıldandım: Bilmiyorum azizim. Bunu ehline sormalı!.. I Burada Prens, Lord, Düşes geçinmek işten bile değilmiş. Yirmi beş kuruşa bir kartdövizit bastırdın mı, işler tamam... İstanbul limanı Dünkü içtimada yapılan işler üzerînde görüşüldü İ 4 Hatayda intihabat hazır Zonguldak Adana telefonu açıldı lığı ilerliyor Zonguldak 26 (A.A.) Zongul (Başttvafı 1 tnci sahijede) Türk murahhaslardan biri, gizli nü fusun çok olduğunu, on senede bir ya pılması lâzım gelen tahriri nüfusun ihmal edildiğini ileri sürerek kontrol heyetinin nezareti altında bir sayım yapılmasını rica etmiştir. Heyet, kısa bir müzakereden sonra teklifi muvafık bulmuştur. Kontrol heyeti reisi, halkla temas etmek üzere köylere çıkıldığı yakit, her unsuru temsilen mu rahhaslar alınacağını, bu murahhasların adedlerinin sonra bildirileceğini, yanla rında manda memurlannın da bulunup bulunmıyacağının henüz kararlaştınlmadığmı ilâve etmiştir. dak Adana bugünden itibaren telefonla konuşmağa açılmıştır. Af. TURHAN TAN Müessif bir irtihal Sevindirilecek yavrular Ortaköy Fıkaraperver cemiyetinden: Cemiyetimiz, her sene olduğu gibi bu seneki Cumhuriyet bayrammda da köyümüzün ilk okullarmda, anasız, babasız elli yoksul yavruyu baştan ayağa kadar eivindirecektir. Heyet Alevî köylerinde Antakya 26 (Hususî muhabirimiz den) Kontrol heyeti, İskenderunda Harbiye nahiyesinde ve ziyaret ettikleri Alevî köylerinde merasimle karşılanmışIardır. Bugün Cebelimusa nahiyesi merkezine gidilmiş, akşam saat 17 de çiftçiyi temsil eden bir heyet kabul olunmuştur. Azmi , Siyasî ziyaretler Riga 26 (A.A.) Finlândiya Hariciye Nazırı, dün akşam resmî ziyarette bulunmak üzere buraya gelmiştir. Varşova 26 (A.A.) Avusturya Hariciye müsteşarı Guide Schmidt, Varşovaya gelmiş ve M. Beck tarafından istikbal edılmiştir. Tüccardan merhum Bay Bekirin refikası ve doktor Vahdeddin Özan ve Şirketi Hayriye memurlarından Bay Halidin valideleri ve Bay Nureddin Babanm kayınvalideleri Bayan Fatma Bekir tahtı tedavide bulunduğu Gülhane hastanesinde vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat 10 da Gülhane hastanesin den kaldırılarak Sirkeciden saat 11 de Şehrimizin maruf kumaş hareket edecek olan Şirketi Hayriyenin ticarethanelerinden 55 numaralı vapurile Beykoza nakil ve N. B. BROD ve MAHDUMLARI ailesi kabristanına defnedilecektir. Ce nın valideleri Bayan VİKTORYA BROD nabı Hak rahmet eylesin. acıklı bir hastahktan sonra dünkü gün, vefat etmiştir. Cenaze merasimi bugün öğleden sonra saat ikide Yüksekkaldı nmda Aşkenazit sinagonunda icra edi* lecektir. Bu ilânın davetiye makammda telâkki edümesi rica olunur. Memleketimizin ticaret ve iktısad hayatında mühim mevkiler işgal eden ve Teşekkür müteaddid teşekkülleri idare etmekte Gülhane haîtanesi ürologi muallimi iken pek genc yaşında vefat eden maruf tüccar ve armatörlerimizden ve Avrupadaki emsalleri kadar şöhretli Bay Mustafa Sadıkoğlunun temiz ru profesör doktor Fuad Kâmilin kemali huna ithaf edılmek üzere bugünkü muvaffakiyetle icra ederek sıhhatimi çarşamba günü öğle namazından sonra iade eden nazik bir ameliyattan solayı Yenicamide Mevlid okunacaktır. Bu ve kendilerine pek samimî ve pek derin sile ile de merhumun aziz hatırasım minnettarlığımı takdim eder ve değerli yâdetmek istiyenlerin bu dinî merasi muavenetlerini gördüğüm bay asistanlame iştirak eylemelerini annesi ve kar nna da hararetli teşekkürlerimi takdim ederim. deşleri rica etmektedir. Rüsumat kontrol dairesi müdürlüğünden mütekaid Şefik Özdoğana VEFAT Mustafa Sadıkoğlu'nun EVLiDi