27 Ekim 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

27 Ekim 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 27 Birinciteşrin 1937 Osmanlı Rasputini Tarihî tefrika : 67 Yazan : M. Turhan Tan [^Şehlr^eJVIemleket Haberler^) Ordu şilepi birinci kaptanı tevkif edildi Kazaya dikkatsizliğin sebeb olduğu anlaşıldı Dolmabahçe açıklarında, sularm cereyanına kapılarak, Hamidive kruvazörüne bındirmek neticesi, batan «Ordu» şile Linin birinci süvarisi Mahmud ve ikinci süvarisi Remzi kaptanlar, dün üçüncü sulh ceza mahkemesinde sorguya çekil diler. Birinci süvari Mahmud kaptan, ken dini şöyle müdafaa etti: « Geminin sürati gayet azdı. Hal buki, akıntı çok fazla idi. Manevrayı, hatasız yaptığıma kaniim. tyi bir gemici, gemisini nasıl idare ederse, ben de öyle idare ettim. Fakat akıntının tesirine ya kalandık. Gemi, ansızın, Hamidiyenin üstüne bindirdi.» ikinci süvari Remzi kaptan da: « Ben, dedi, kumanda mevkiinde bulunmuyordum. Esasen limana girer ve hmandan çıkarken, harekât'.n idaıesınden mes'ul olan birinci süvaridir. Zaten kumanda mevkiinde de, Mahmud kaptan bulunuyordu. Eğer, ortada, bir mes'ul varsa, her halde ben değilim. Geminin batmasile neticelenen kazada hiçbir taksirim yoktur.» Sorgu hâkimi, neticede şilep birinci süvarisi Mahmudun tedbirsizlik ve dik katsizliğile kazaya sebeb olmaktan suçlu olarak, tevkifine karar verdi. İkinci süvari Remzi hakkında da takibatın devamına lüzum görmiyerek, kendisini serbest bı raktı. Kaza hakkındaki tahkikat evrakı, Müddeiumumî muavini îhsan tarafından son defa tetkik edilerek ilk tahkikatın açılması kararile dördüncü sorgu hâkimliğine verilmiştir. Balkan Erkânıharbiye heyetlerinin içtimaı Siyasî icmal Finlândiya ve büyük devletler inlândiya Hariciye Nazın Holsti'nin bu ayın yirmi ikisinde ansızın Berline gelip ertesi günü Almanya Hariciye Nazın von Neurath ile uzunuzadıya görüşmüş olması Avrupanm §u kanşık zamanmda ziyadesile dikkati celbetmiştir. Umumî Harbden sonra istiklâline kavuşan ve Baltık denizinin şarkma sevkulceyş cihetinden hâkim bulunan Fmlândiya, bugünkü. mevcudiyetini, mezkur harbde Almanyanm Baltık aşırı kolordular göndermek suretile yaptığı yardıma bordudur. Bu ziyaret, Almanya ile Finlândiya arasındaki eski dosltuk ve ittifakı yeni den ihya etmektedir. Almanya, yalnız Finlândiya ile değil; Macar ve Finler den sonra Avrupanın üçüncü bir Turanî milleti bulunan Estonların, Finlândiya gibi, Umumî Harbden sonra kurduklan müstakil devletle dahi ahiren sıkı dostluk ve münasebat tesis etmiştir. İki aradaki siyasî münasebat gibi iktısadî münasebetler de sıkılaştırılmıştır.. Fin ve Alman Hariciye Nazırlarının görüştüklerinin ertesi günü Estonya ile Almanya arasında imzalanan bir mu kavele zeylile eski ticaret muahedesi son derecede genişletilmiş ve Estonyanın ziraî mahsulâtı için Almanya gibi geniş bir piyasa temin edilmiştir. Umumî Harbden sonra Almanya, silâhtan ve kuvvetten tecrid edilmiş olduğundan yeni Baltık devletleri istiklâllerini Alman ordusunun yardım ve müdahalesine borclu oldukları halde kendilerine askerî ve siyasî başka destekler aramak mecburiyetinde kalmışlardı. Finlândiya, ötedenberi bir taraftan Rusların siyasî nüfuz ve askerî hakimiyetine karşı mücadele ederken diğer taraftan da Isveçlilerin kültür nüfuz ve ta hakkümlerine karşı savaş ediyorlardı. Bu suretle İsveçliler, ikinci bir düşman ol duklan halde, Finlândiya, siyasî ve askerî cihetten bu devlete ve bunun dahil bulunduğu Iskandinavya blokuna girmişti. Estonya dahi Turanî bir ırka mensub bulunmıyan Lettonia ve Litvania hükumetlerile bir blok tesis etmişti. Lâkin her iki blok dahilinde siyasî ahenk tam de ğildi. Meselâ Litvanya bir taraftan Al rtfatf/adaM aldrgı' Memel arazisrıfderî dolayı bu büyük devlet ve diğer taraftan Vilma'yı elinden alan Lehistanla daimî zıddiyet ve muhasama halinde bulundu ğundan Sovyetlere dayanmak istiyordu. Halbuki Estonya ile Lettonia önlerinde deniz ve arkalarında Sovyet Rusya bu lunduğundan başka kuvvetli devletlere dayanmak lüzumunu hissediyorlardı. Bir zaman gerek Finlândiyada gerek Estonya ve Lettonia'da o zaman bu mem leketlerde iş başında bulunan sosyalist lerin tesirile Sovyetlerle anlaşmak politikası hâkim olmuştu. Fakat bu memleketlerde komünistliğe karşı mücadeleyi te min için diktatörlük ve bir nevi faşistlik teessüs ettikten sonra haricde yardım ara« mak temayülü daha ziyade kuvvet bul muştur. Finlândiyanın Sovyet politikasmdan büsbütün uzaklaşmasına bir sebeb daha vardır. Isveçlilerin kültür ve dil tesiri altmda kalmıyan asıl ve öz Finlerin yaşa dıkları Karelia'daki temizlik ve şiddet politikasıdır. Şimdi Finlândiyanın tamamile Almanya ile işbirliği yapmak istediği görülüyor. Baltık denizine bahren tamamile hâkim Alman donanmasının bir denizaltı filotillâsı Sovyet Rusyanın şikâyetine rağ men, geçenlerde bu memleketin merkezini ve sahillerini ziyaret etmişti. Alman hava hatlan Finlândiyada istinad ve üs noktaları vücude getirmiş bulunuyor. Askerî sahadaki sıkı işbirliği şimdi de siyasî yakınlığı kuvvetlendirmektedir. Bunun için Finlândiya Hariciye Nazınnm Berlini ziyareti politika âleminde mühim bir hâdise teşkil etmektedir. Sekbanbaşı Kara Murad ^m Giridde aç ve çıplak çalışan askerin halini devlet ulularına anlatmağa gelmişti; ondan da samur ve anber istiyorlardı! Lâ yükellifüllahü nefsen illâ vüs eha demek istiyorsunuz. ( I ) Sadekallahülazim. Biz de göz yumarız, sizı yormayız. (2) Bu, bir ric'atti. Yaptığı akis tabiatile velveleli oldu. Halkm dedikodusu arttı, Mehmed Çelebinin babayığitliği dillere düştü, herkes kendisini alkışlamıya baş ladı. Fakat Sadrıazam 'gene bildiğinden jaşmadı, tarhettiği verginin tahsiline de vam etti. Samur bulamayıp da telâşa dü|tnlcr birbirine un vererek ve pazar pazar dolaşarak köşede bucakta saklanmış kınntıları almak yoluna döküldüklerinden o metam kıymeti inanılmaz bir dereceye yükselmişti. Evvelce tanesi yüz kuruşa satılıp alınan samurun şimdi tüyü, havı dökülmüşlerine bin kuruş verenler bulunmasına rağmen piyasada mevcudü yoktu. Bu sırada Ruslar, fırsatı ganimet bilerek ts tanbula denk denk samur göndermeğe koyulmuşlar ve «Bir nice Mısır hazinesi kadar» para çekmek yolunu bulmuşlar dı ( 3 ) . Kendilerine samur vergisinden zarar erişmiyen şairler ise bu vaziyetten ilhamlar alarak şu biçimde manzumeler yazıyorlardı: Oi kadar rağbeti var sammurun Oldu tahsili anın emri asir Bbyle kalursa olur zikıymet Nafei kelbü kafayi hmzirt Tarihçi Naimanın bu samur alışverişi münasebetile yürüttüğü iktısadî bir mülâhaza var. Bugünün telâkkilerine de bir bakımdan uygun olduğu için üslubunu biraz sadeleştirerek naklediyoruz: «Eski kitablarda yazılı olduğuna göre düşman memleketlerinden gelen, hatta başka bir devlet ülkesinde hâsıl olan süse, ihtişama (lüks demek istiyor) yarar eşyaya çendan rağbet etmek Padişahlara lâyık değildir. Çünkü o gibi matalar bu rağbet yüzünden revaç bulur ve memleketin parası elden çıkar. Lâyık' olan herkesin kendi memleketinde çıkan mala rağbet etmesidir. Bu hakikati çürütmek için gümriik varidatını dile ahp devletin o yoldan istifade ettiğini ileri sürenlere cevabımız şudur: Başka memleketlerden mal getirip bizim topraklanmızda satanlar, ellerinde toplanan para ile bizden mal almış olsalar gam değil. Çünkü bu muamele bir nevi devridaim demektir ve akçe gene memleketimizde kalır. Bu suretle ithalâtta ve ihracaüa alınan gümrük resmi de fayda sayılır. Nitekim Efrenç taifesi çuha ve kumaş getirip bizden yapagı, tiftik, mazi ve saire alıyorlar. Gemi dolusu esedî altmlarını İzmir, Payas, Sayda, İskenderiye iskelelerinde boşaltıyorlar. Ankara diyan, Haleb, Trablus ve cümle Dürzü dağlan bu altınlarla doludur. Amma Moskof ülkesinden gelen samur ve sair kıymetli kürklere verilen akçeyi onlar bizden mal alarak sarfetmezler, kendi memleketlerine götürürler, Hind matalarına da bu kadar hazine gider. Hindliler ise bizden bir şey almazlar ve lâzımları dahi değildir. Bunlardan gümrük alınmak neye yarar?» Ne Deli Ibrahimin, ne de vezirinin kafasında böyle iktısadî düşünceler yer alamıyacağı için samur alışverişi yaman bir inkişaf içinde devam edip gidiyordu. Mehmed Çelebinin yaptığı hamle de nihayet hikâye mevzuu haline münkalib olmuştu, dillerde dolaşıyordu. Fakat Yeniçeri kodamanlarından Kara Muradın samur ve amber vergisine isyan etmesi Sadnâzamı ürküttü, Padişahı da titretti. Kara Murad, Sekbanbaşı bulunmak dolayısile Giriddeydi, birçok harblere iştırak ederek büyük ün almıştı. Zaten Yeniçeri ocağmda en kuvvetli ve en haysiyetli bir şahsiyet olarak tanılıyordu, saygı ve sevgi görüyordu. O devirlerde makbul ve muhterem tutulan bedenî meziyetlcrin aliyyülâlârlarına sahibdi. Boyu son derece uzundu, bileği eşsiz denilecek kadar sağlamdı, bir öküzü tek yumrukla devirebilirdi. Cesareti bu yaman kuvvetle mütenasib olduğu gibi meşrebce de gayet ciddî ve ağırdı. Gülmez ve gülmeği bil mezdi. Ömründe kimse ile şakalaşmamış, çatık kaşlılığını asla terketmemiş bir a damdı, her manasile korkuncdu. O, Giride yardım temini için lstanbula gclmişti. Kubbealtı siyasetine, sarayın tutumuna ve durumuna kızgındı. Adada aç ve çıplak çarpışan askerlerin halini devlet ulularına anlatmak azmindeydi. Aylar danberi Girid ordusuna ulufe verilme diği, Anadolu ve Rumeli yakalarından birer alay veya fırka ile Adaya gelen paşalann mansıbları lstanbulca başkalarına satılarak kendileri ve askerleri sefalete düşürüldüğü için Kara Muradın dilinde mufassal bir şikâyet lisetsi vardı. Fakat o, payitahta geîir gelmez işlerin tamamile çığınndan çıktığını gördü, kuru şıkâyetten bırşey çıkmiyacağını anla dı ve cezrî tedbirler alınmak suretile devlete nizam vermek lâzım olduğuna kanaat getirerek Yeniçeri ocağ'nm o sırada isti ned ettıği üç kuvvetli şahsiyetle anlaşmıya girişti. Bunlar Bektas, Muslihiddin ve Kara Çavuş Mustafa Ağalar olup Kara Muradı candan seviyorlardı, ortaya attığı «memleket meselesine» de candan alâka gösteriyorlardı. Bununla berabef hepsi teenni ve ihtiyat taraftan idi. Dile aldıklan mevzu üze rınde hasbihal etmekten ileri gitmiyor lardı. Çünkü onlar da Gene Osman haüesinin korkunc, hatıras'nı henüz zihinleıınden atmamışlardı, atamamışlardı. Hele Muslihiddinle Bektas, o kanlı vâkıanın bütün safhalanna şahsan iştirak etmiş ve Gene Osmanın ölümünden sonra yüz göstererek yıllarca devam eden kanlı fetreti sahne sahne takıb eylemiş olduklanndan yeni bir haile daha ihdas etmekten çeki niyorlardı. Yalnız bir nokta üzerinde dil birlikleri vardı: Sadrıazamm kepazelıği!.. Dağdağasızca bir yol bulup da vezırı değıştırtebılırlerse ve yerine namuslu bir adam getirirlerse şlerin düzeleceğini umuyorlardı. (Arkasr var) Müttefik Romanya askerî heyeti de dün geldi ve Ankaraya hareket etti General Sikityu ve refikasının İstanbula muvasalat ve istikbali det istirahat ettikten sonra Istanbul Va lisini, Istanbul Komutanını ve Merkez Kumandanını makamlannda ziyaret ederek Taksime gitmiş ve Cumhuriyet abidesine bir çelenk koymuştur. General Sikityu, ve maiyetindeki ze vat saat 18,30 da Haydarpaşaya geçe rek saat 17,30 da hareket eden hususî trenle Ankaraya gitmişlerdir. Bugün Ankarada ilk toplantısını ya pacak olan Balkan Antantı erkânıharbiyeleri konferansına iştirak edecek olan Rumen askerî heyeti dün saat 15 te Romanya vapurile şehrimize gelmiştir. Romanya Erkânıharbiye Reisi General Sikityu'nun riyaseti altında bulunan ŞEHlR tSLERt Rumen askerî heyeti Galata rıhtımında Istanbul Vali ve Belediye Reisi, lstan Eminönünde istimlâk işi Eminönü meydanının açılması etra bul ve merkez komutanlan, Polis Mü fındaki hazırhklar ilerilemektedir. Bu dürü, Rumen konsolosu tarafından karşıgünlerde istimlâk işi için bina sahible lanmıştır. Bir müfreze asker resmi selâmı rıle de temaslara başlanacaktır. Meyda ifa etmiş, mızıka Rumen millî marşile îsnın açılmasile buradaki tramvay hatla tıklâl marşını çalmıştır. rınm da vaziyeti değişecektir. Şebeke General Sikityu askerleri teftiş ettikten nin yeni alacağı vaziyet hakkında bir sonra, maiyetindeki heyetle beraber otoplân hazırlanmaJktşdır. ,3u iş bitjtıkten, sonra Karaköy meydanının açıîrnasına mobille Perapalas oteline gitmiştir. Rumen askerî heyeti otelde bir müdbaş/lanacak, burada da bazı yerler istim• |ILM"y lâk edilecektin ""= uslujnvvn !:'!> .°>t> ı General Sikityu'nun beyanatı General Sikityu gazetecilere şunları söylemiştir: « İstanbula tekrar geldiğimden ve meslekdaşlanmla dostlarımı tekrar görebilmek fırsatını bulduğumdan dolayı çok memnunum. Hava o kadar güzeldir ki bu güzeftikten mifctefid olâcağımıza şüphe yoktur.» Zabıtai belediye talimatnamesi ı Dost Iran Nazırı hareketini tehir etti (lı Allah, tahammül ve tâkat fevkmda klmsçye vazife tahmil etmez meallnde bir ayettir. (2) «Veziriâzam mahdumun dillrane hakguyluğunu gorüp şayed bir soze bais ve gayrin dahi imtinaa cür'ete sebebi hâdis ola deyü igmazı ayn eyledi.» Nalma. C: 4. S: 289 (3) «Bir nice Mısır hazinesi kadar» tâbiri müverrih Naimanındır. (4) Eskiden Maliyenin zabıta memurluADÜYEDE ğunu yapan kimselere Bakı kulu derlerdi ve. bunlar Başbakı kullugu emrinde bulu Yeniköy Nahiye müdürünün nurlardı. Bakı bakmak filindendir. Arabca bekadan gelen baki ile alâkası yoktur. tahliye talebi reddedildi (5) Kapanice padişahların giydikleri üst25 lira rüşvet aldığı iddiasile, tevkif lük demekse de burada Deli İbrahlmin lcad ettiği içi ve dışı samur kürk manasına edilerek Adliyeye verilen Yeniköy Nakullanılmıştır. hiye müdürü Alâeddinin dün de birinci asliye ceza mahkemesinde duruşma sma devam edildi. Suçlunun vekili, Alâeddinin. mevkufiyet halinin devamın dan şikâyet ederek tahliyesini istedi. Mahkeme, bu isteği reddederek. Ağrı dağında bulunan polis komiseri Fahrinin istinabe suretile ifadesinin alınması için duruşmavı başka güne bıraktı. Zabıtai belediye talimatnamesi üzerinde tadilât yapmakta olan komisyon işini bitirmiştir. Talimatname, Şehir Meclisinin teşrinisani içtimaında müzakere edilecektir. Kanalizasyon inşaatı biten yerlerdeki bina mecralarınm kanala raptını temin için de yeni hazırlanmış olan talimatnameye bazı hükümler Nafıa Vekâletile temas ve müzakereye konuimuştur. girişmek üzere Ankaraya gitmiş olan Istanbul Tramvay şirketi merkez heyeti Caddelerdeki çukurlar azalarından mürekkeb murahhas heyeti Yapılan teftişler neticesinde bazı şehrimize dönmüştür. caddeler üzerinde oyuk ve çukurlar göNafıa Vekâletile şirket arasında cererülmüş, buralarda mevsim dolayısile su birikintileri meydana geldiği tesbit e yan eden ve şirketin sermayesinin tesbi dilmiştir. Çukurlarm bir an evvel kapa tine mütedair olan müzakereler, henüz tılması için alâkadarlara emir verilmiş bir neticeye bağlanmamı.;tır Şirketin tektir. lıfile Vekâletin teklifi arasında mühim bir fark vardır. Vekâlet, mevcud tesisatın Kıymetli mezar taşları Büyük mezarlıklardaki tarihî kıy eski olması yüzünden tecdidi iktıza ede meti olan mezar taşlarının toplanması ceği kanaatindedir. Şirket murahhasla için bir komisyon teskiline karar veril rının heyeti merkeziyedcn yeni talimat mişti. Belediye, Evkaf ve Müze idareleri ıstedikleri ve bu talimatı getirmek üzere memurlarından mürekkeb heyet, ay şirketin hareket müdürünü Avrupaya gönderdikleri söyleniyor. başmdan itibaren işe baMıvacaktır. Tramvay Şirketi ile müzakereler Kabzımallar için karar verildi Ankaraya giden heyet, Maliye, uygun bir formül bulabilcek mi? dün şehrimize döndü Kazanc vergisi mükellefiyeti mesele sinden dolayı kabzımallarla Istanbul malıyesi arasında çıkan ihtilâf, nihayet, Ticaret Odasınm verdiği kararla halledilmiştir. Ticaret Odasının dün alâkadarlara tebliğ ettiği bir karara göre, kumusyoncu mu, tüccar mı oldukları düşünülen kab zımalların hakikî ismi kabzımaldır. O da, kabzımalın yaş meyva üzerinde çalışan kimse olduğunu, mahsulün idrakinden evvel müstahsile avans verdiğini ve müstahsilin göndereceği mallann sepet, l^ife, sandık gibi zurufu kendi namına tedarik ettiğini zikretmekte ve kabzımalhğm evsafmı tayin etmektedir. Arnavud Hamdinin muhakemesine başlandı Kısıklı civarındaki Umraniye kö yündeki arkadaşı çoban îbrahimi öl dürmekten suçlu çoban Arnavud Hamdinin, Ağırcezada muhakemesine baş Iandı. Türkçe bilmediği için arnavudca bilen bir tercüman vasıtasile sorguya çekilen Hamdi, ifadesinde. o gün, koyunları otlatırken, İbrahimin yanına gele rek <nerede kaldm?> diye sorduğunu, ve «ne yapacaksm?> der demez: Şimdi görürsün, mukabelesile üzerine atıldığını ve bıçağmı çekerek namusuna tecavüz etmek istediğini, o da nefsini müdafaa için tabancasına sarı lıp iki el ateş ederek Îbrahimi öldürdüğünü söyledi. Mahkeme. diğer şahidlerin dinlen mesi için duruşmayı başka güne bıraktı. Ekselâns Samiî ve Dr. Ankara 26 (Telefonla) Ankarada bulunan İran Hariciye Nazırı Ekselâns Samiî, 29 teşrinievvelde Cumhuriyet bayramı merasiminde bulunmağa ka rar verdiği için bugün Ankaradan mü , Rüştü Aras bir arada farakatini tehir etmiştir. Mısafir nazır, bu akşam saat 19,30 da Marmara köşkünde Hariciye Siyasî Müsteşarı Menemencioğlu tarafından verilen kokteyl ziyafetinde bulunmuştur. Bu suretle kabzımallann meyva ve sebze hali dahilinde yaş meyva üzerine ticaret ve tavassutlarda bulunan kimse ler olduğu anlaşılmıştır. Şimdi ihtilâfın Ticaret Odasınm koyduğu formüle uy 48 saatten fazla çalışabilmek için İş gun bir şekilde maliyece de halli bek dairesine vaki müsaade istekleri devam etmektedir. tş dairesi İstanbul bölgesi lenmektedir. âmirliği, bu müracaatleri tetkik ederek Kabzımallar, son ihtilâfın çıkmasma hakikaten ket'î bir lüzuma istinad e sebeb eski sicil kayidlerini (kabzımal) denlere müsaade vermektedir. şeklinde düzelttirmçğe ve yeniden tesçile Öğrendiğimize göre, günde 11 saate dünden itibaren başlamışlardır. kadar çalışmak ve buna mukabil işçilere fazla ücret vermek için müracaat eMÜZELERDE den san'at şubelerinin başında trikotaj. lâstik ve kısmen mensucat, şekerleme. Tarihî arabalar müzesi çikolâta, konserve, gemi ve havuzlama Uzun müddettenberi Beşiktaşta tarisanayii mevcuddur. hî bir araba müzesi tesisi düşünülmüştü. Bu teşebbüs eski Müzeler müdürü olan Istanbul meb'usu Halil Etem za Bayrak nizamnamesi manında takarrür etmişti. Fakat bu Dahiliye Vekâleti, yeni bayrak ni müzenin tesis edilebilmesi için büyük zamnamesini bütün vilâyetlere gönderbir binaya ihtiyac olduğundan bu te miş ve bir emirle nizamnamenin süratle şebbüs şimdiye kadar kuvveden file çı: tatbikına geçilme' "i istemistir. karılamamıştı. BORSALARDA Son zamanda arabaların mahıuz ol dugu binanın arabalarla birlikte müzeTürk borcu tahvilleri Türk borcu tahvillerinde evvelki gün ye devri takarrür etmiştir. Bu bina. görülen sukut, dün de borsada devam Dolmabahçe sarayı nihayetinde resim etmiştir. Evvelki akşam 13,90 lirada galerisinin karşısına tesadüf eden kârkapanan Türk borcu birinci tahvilleri, gir bir binadır. Müzeler Umum müdürlüğü yeni sene bütçesinde tahsis ediledün 13,80 lirada kapanmıştır. Evvelki akşam Londra borsasmda bir cek para ile tertibatmı alarak müzeyi İngiliz lirası karşılığı 147,18 franktan açacaktır. Teşhir edilecek eşya meya muamele gören Fransız frangı dün sa nında tarihî arabalardan başka çok kıybah 147,06 da açılmış ve 147,81 franğa metli ve nadide eşyalar da bulunmak tadır. kadar düşmüştür. MÜTEFERRİK 48 saatten fazla çalışma meselesi Muharrem Feyzi TOGAY CEMİYETLERDE Etıbba Odası intihabı Etibba Odasmda heyeti idare intiha bı yapılmış, doktor Yahya Orhon (reis), doktor Rıza Rüstem (sekreter), doktor Ziya Nuri (muhasib). diş tabibi Muammer (veznedar) seçilmislerdir. VİLÂYETTE ECNEBt MEHAFÎLDE Yeni Rumen konsolosu M. Gretzu'nun yerine Romanyanm İstanbul konsolosluğuna tayin edilen M. Lukaseviç dün şehrimize gelerek yeni vazifesine baslamıştır. Cum hu riyet Nüshası 5 kanıştur. Abone seraiti { Tiirkiye icin Senelik Altı avlık Üc aylık Bir aylık 1400 Kr. 750 400 150 » Haric İçin 2700 Rr 1450 » 800 > « Yuktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: