CUMHÜRİYET 29 Eylul 1937 jllllllllllllllllllllllllllllllMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIHIIIIMIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIlJIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIItllllllllllllllllllllllI,. #» o Buğday fiatları Mahsul iyi olduğundan fiatlar düşüyor Buğday fiatlarında geçen hafta baş hyan düşüklük temayülü dün borsada daha barız olarak görülmüştür. Tıcaret borsasında dün gerek sert gerekse yu muşak buğdaylar üzerinde 7 8 paralık bir tenezzül görülmüştür. Bu şekilde tenezzül yeni mahsul senesi başındanberi kaydedılmemişti. Dün borsada yumuşak buğdaylar 5,09 kuruşla 5,75 kuruş arasında muamele görmüştür. Sert buğdaylar ise 5,02 para ile 5 kuruş 15 para arasında satılmıştır. Borsada en iyi Polatlı buğdayları 6,25 kuruştan satılmıştır. Gelen haberlere göre Anadoluda da yeni mahsulün iyiliği karşısında fiatlar düşüktür. İyi cins yumuşakların 3 4 kuruş arasında satıldığı anlaşılmaktadır. Ziraat Bankası, fiatlar normal şerait içinde gittiğinden şimdilik fazla muba yaa yapmamaktadır. 'rofesyonel güreşçilerin yapacakları maçlar Hindli pehlivanla yapılacak ilk müsabaka hakkmda Tekirdağlile Mülâyim arasında ihtilâf çıktı Güreş organizatörleri tarahndan ha zırlanan serbest güreş müsabakalannm birincisi pazar günü Taksim stadyomunda yapılacaktır. Bu müsabakalar için Hindistan şampiyonu Fazal Muhamed Tekirdağlı Hüseyin ve Mülâyimle, Yunan şampiyonlarından Dimitri büyük orta pehlivanlanmızdan Hayati ile, gene Yunan şampiyonlarından Panagi de Molla Mehmedle güreşmek üzere şehrimize gelmişlerdır. İtalyah pehlivan da bu sene yapılan başpehlivanhk müsabakalarında üçüncü olan Babaeskili İbrahimle güreşecektir. Hindli pehlivanla binnci müsabakayı Türkiye ikincisi Mülâyimin yapması evvelce kararlaştırılmışsa da Mülâyim bu teklifi kabul etmemiştir. Mülâyim bugüne kadar karşılaştığı ecnebi pehlivanlarla yaptığı müsabakalarda Tekirdağlı Hü seyinden çok daha iyi neticeler aldığını ileri sürerek kendısinin Hüseyınden sonra Hindli ile karşılaşması lâzım geldiğini söylemektedir. Tekirdağlı Hüseyin Başpehlivan ol duğu için haklı olarak ilk müsabakayı kabul etmiyeceğine göre bu müşkülün iyi bir şekilde halledilmesi için çalışılmaktadır. Türkiyede yapılan köseleler Bir iddiaya göre iyi terbiye edilmiyormuş Bursa (Hususî) Şehrimizde kun duracı sayısı pek çoktur. Ticaret Oda smdan aldığım rakama göre, şehirde 110 mağaza vardır. Bunlarda 400 kalfa ve 150 çırak çalışmaktadır. Ben bunun bir sebebini sokaklardan mühim bir kısmının Arnavud kaldırımı olmasma hamlediyorum. Fakat kunduracılarımız sık sık ayakkabıların eskimesini başka bir sebebe atfediyorlar. tstanbulda ya pılan yerli köselelerin süratle piya saya sevkedilmesi için tabiî şekilde uzun müddet terbiye edilmediğini, bunların bazı ilâclarla ve süratle terbiye edilerek satıldığını, bunun için kösele lerin miadlarından evvel çatlıyarak parçalandığını söylüyorlar. Bursa kunduracılarmdan bazıları bu hususta bana diyorlar ki: « Sırf bu yüzden bir ayakkabı altı ay davanacağı yerde iki ay zor giyili yor. Bu hal, memleket dahilinde kösele ihtiyacını artırıyor. Çünkü, ayakkabı lar süratle eskidikçe yenileri yapılmak lâzım geliyor. Binnetice mütemadiyen kösele sarfedildiğinden yalnız dahiideki imalât ihtiyaca kâfi gelmiyor. Ha ricden de kösele celbine mecburiyet hasıl oluyor. Eğer köselecilerimiz köselelerini tabiî şekilde terbiye edecek olurlarsa şüphesiz ithalâta mahal kalmıya cak, yalnız dahilde yapılan köseleler Türkiye ihtiyacına kâfi gelecektir.» '''llllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll Korsan denizaltı gemilerile nasıl mücadele edilir? Korsan denizaltı gemilerine karşı Akdenizde nasıl mücadele edileceğine dair kısa bir tetkik yapmıştım. Bu yazımda (1) daha ziyade denizaltı gemilerinin bulunduklan yerleri keşfetmek bahsine temas etmiş, bu arada da su bombalarının denizaltı gemilerine karşı olan tesirlerine dair bir iki satır yazmıştım. Bu yazımla denizaltı gemilerinin tahribleri için mevcud ve malum olan diğer vasıtalara da bir göz atacağım. Lâkin bir denizaltı gemısının umumî vasıflarına dair de kısocık bir hulâsa yapmak faydasız olmasa gerektir. Denizaltı gemisi bir gemi teknesidir. Bu tekne gayet mukavemetli yapılmalıdır ki denizin içindeki kuvvetli su tazyikma mukavemet edebilsin (2). Işte bu tekneye (mukavim tekne) denilir. Bir de aynca dış tekne mevcuddur. Bu suretle vücude gelen denizaltı gemisi normal vaziyette su üstünde duracak bir haldedir. Denizaltı gemilerinin de, tayyareler gibi, ufkî ve amudî dümenleri vardır. Bunlar vasıtasile sağa, sola; yukarı, aşağı bir istikamet alarak hareket ederler. Denizaltı gemilerinin iki türlü makineleri mevcuddur. Bir tanesi Dizel motörü olup geminin suyun yüzünde hareketini temin eder. İkinci cins makineleri akümülâtörler dir. Bunlar sayesinde 100 milden fazla bir mesafeyi denizin içinde katedebi lirler. Ondan sonra denizin yüzüne çıkarak Dizel motörlerini işletmek ve bu motörlerden isrihsal edilecek elektrikle akümülâtörlerini tekrar doldurmak mecburiyetindedirler. Denizaltı gemisinin için de mevcud hava geminin denizin dibinde veya içinde 3 4 saatten fazla kalabilmesine eLverişli değildir. Bununla beraber 70 80 saat için de istihsal edilecek sun'î havadan istifade olunabilir. yani seyrüsefere güçlük göstermemek..« gibi). 3 Kara kuvvetleri tarafından arkaları kolayca alınamamalıdır. 4 Rahat yatabilmeleri için tahkim edilmelidirler. Her donanma için lüzumlu olan bu umumî şartlardan başka denizaltı gemilerinin üsleri için de aynca şartlara lüzum vardır. Bunlar da: 1 Sahilden itibaren denizaltı ge milerinin dalmasına müsaid bulunmak. (Yani sahillerinde dahi kâfi derinlige malik olmak). 2 Hava keşiflerinden korunabilmek için geminin, denizin dibinde yatacağı yerlerin karanlık olması, kumluk ve açık renk bulunmaması. 3 Üssü bahrinin memleket dahilile demiryolu irtibatı olması. 4 Uzun müddet denizde dolaşıp avdet eden mürettebatın her türlü ihtiyaçlarını temine müsaid bir mahal oîması. 5 Gemilerin tamirat ve topların ayarlama işlerinin yapılmasına; benzin ve sairenin ve bilumum teçhizatın ikma • line elverişli bulunması gibi şeylerdir. Işte son zamanlarda Akdenizde etrafı kasıp kavurmuş olan korsan denizaltı gemilerinin nerelerden istifade etmiş olduklarını kestirebilmek için bu umumî şartlan ve bu şartlar içinde Akdenizin vaziyetini gözönünde bulundurmak gerektir. i diğer bir noktaya temas edelim. Bu nokta da denizaltı gemilerile daha başka nc suretle mücadele edileceğidir. Evvelce tayyarelerden, dinleme istasyonlanndan ve su bombalanndan bahsetmiştik. (Hidrofon ismi verilen bu dinleme tertibatı sahillerden ve müstahkem mevkilerden maada gemilere de konulur. Bu tertibatı taşıyan gemiler kütle halinde kullanılırlar ve uskur sadasından istifade ederek denizaltı gemisinin yerini kestirirler). Diğer bir mücadele ve imha vasıtası da torpito muhriblerinin ve bazı kruvazörlerin önlerinde su sathının aşağısın • da bulunan mahmuzlandır. (Bu vesaitla Büyük Harbde 19 denizaltı gemisi batınlmıştır.) Bundan maada denizin de rinliklerini ağlarla tarıyarak denizaltı gemilerinin uskurlarını bu ağlara taktırmak da başka bir mücadele usulüdür. (Hatta su bombalannı da bu tarzda sürükleyip denizalblara çarptırmak mümkündür). Denizaltı gemilerini kendi üslerinde hapsetmek üzere bu üslerin açık denize çıkan kapılarını (mayin) lerle kapamak, ağlarla tıkamak da muvaffakiyetli neticeler verir. Diğer bir usul de hile sefaini tertib «tmektir ve bu, en fazla muvaffakiyet temin eden mücadele usullerinden biridir. Meselâ bir harb gemisi, tipi düşmanca malum bir tüccar gemisine benzetilerek şekli değiştirilir ve topları gizlenir. Bu gemiyi batırmak için saldıran denizaltı gemisi kâfiderecede yaklaşıp iyi bir hedef teşkil ettikten sonra üzerine derhal ateş açılarak veya yukarıda ve evvelce bahsettiğimiz usullerden birisi tatbik olunarak denizaltı gemisi imha olunur. CELÂL DİNCER Asker gözile IIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIİ1" Şehrimize gelen Yunan profesyonel pehlivanları Panagi Dimitri zel Grodeski'yi 46, 76, 60 etmiştir. Turnuva devam etmektedir. mağlub Somalılar, Balıkesirde bir talebe yurdu açıyorlar Soma (Hususî) Somahların ço cuklarını okutmak için giriştıkleri hayırlı teşebbüs çok iyi bir şekilde neticelenmıştir. Bu teşebbüs iki lisesi, ortamektebi, Muallim mektebi olan Balıkesir şehrınde bir yurd açmaktı. Halk Partisinin, Belediyenin verdik leri yüzer ve talebe velilerinden alınan onar lira kaydiyeden başka valimiz Lutfi Kırdar da Muhasebei Hususiyeden 270 lira vermiş, muhtelif gelir olarak da 200 lira temin edildikten sonra Balıkesirde ortamektebe yakın bir yerde kiralanan bina otuz talebenin bannabilmesi için teçhiz edilmiştir. Yurda otuz talebe alınacaktır. Biri meccanen, diğer ikisi de nısıf ücretle o kuyacak olan çocuklann yirmi biri ortamektebe, dokuzu da liseye devam etmek üzere kayidleri yaptmlmıştır. Yurdun açılışı münasebetile Manisa Valisinin de huzurile bir merasim yapılacaktır. Sipahi Ocağının sonbahar müsabakaları Her sene daha büyük alâka ile takib edilmeğe başlanan Sipahi Ocağının sonbahar müsabakaları önümüzdeki ay içinde yapılacaktır. Ankara ve Kayseri Si pahi Ocaklarının da bu yarışjara iştirake karar vermiş bulunmaları bu müsabaka ları çok heyecanlı bir şekle sokacaktır. Müsabakaların arazi binişleri Maçka civarında 7, 8 ve 9 ilkteşrin tarihlerin de, dresaj ile araba lerik yarışları da 10 ve 17 birinciteşrin öğleden evvel yapılacaklardır. Son iki tarihin öğleden sonraki kısımları konkur ipiklere tahsis edilmiştir. Sipahi Ocağının bu müsabakalarında zatî hayvanlar kısmile araba lerik ya rışlarının büyük bir müsabaka kütlesinin iştirakile yapılacağı temin edilmektedir. Bir Yunan boksörü geliyor Uzun zamandanberi kendi haline bı rakılmış olan boks şubesinin yeniden canlandırılması için çalışılmaktadır. Bu maksadla I 7 teşrinievvelde Yunanistan vasat sıklet şampiyonlarından Vasis İstanbula davet edilmiştir. Yunan şampiyonu ta nınmış boksörlerimizden Kiryako ile bir maç yapacaktır. Uçer dakikadan on ravund olarak yapılacak bu müsabakadau evvel Kâni ile Menase arasında da üçeı dakika, sekiz ravundluk bir maç yapılacaktır. Müsabakalar Taksim stadmda oîacaktır. Muğlada tütün piyasası bir aya kadar açılıyor Güreş hakemleri için kurs açılacak Güreş müsabakalarında verilen bazı yanlış kararlar dolayısile bir hakem kursu açılmasına lüzum görülmüştür. Istanbul mıntakası güreş ajanhğı tarafından açılacak hakem kursuna güreş sporile rreşgul olanlar iştirak edeceklerdir. Hakem kursunu idare etmek için Güreş Federasyonunun eski ikinci reisi Seyfi Cenabın yardımı istenmiştir. Bu hususta icab eden program hazırlanınca hakem kursu faaliyete başlıya caktır. Bundan böyle güreş müsabakalarında lisansh hakemler vazife göreceklerdir. Avrupanın hükumet merkezlerinde yaptıkları müsabakalarda kazandıkları Yeni bir hava rökoru muvaffakiyetlerle yüzlerimizi güldüren Londra 28 (A.A.) Cambria ismin süvari subaylarımızın bu defa yeni atladeki İngiliz deniz tayyaresi Botvvoodrının da iştirakile yapacakları yarışlara dan Fognes'e vâsıl olmuştur. Tayyare, büyük bir ehemmiyet verilmektedir. Atlantik denizini 10 saat 33 dakikada Romanya millî güreş takımı katetmek suretile yeni bir rökor tesis etmiştir. ^ r! geliyor Beşinci Balkan güreş şampiyonasma iştirak etmiyen Romanya millî gureş takımınm, teşrinievvelin ilk haftasında şehrimize gelerek millî güreş takımımızla bir maç yapacağı haber verilmektedir. Arjantinde sâbih kiliseler Bursa kasab dükkânlarında temizlik Bursa (Hususî) Bursa Belediyesi şehrimizdeki kasab dükkânlarını asrileştirmiye ve ıslaha karar vermiş, bu nun için 17 maddelik bir nizamname yaparak kasablarımıza tebliğatta bulunmuştur. Bir ay sonra nizamnamede yazılı tesisatı yaptırmıyan kasablar, kasablık yapmaktan menedileceklerdir. Bu nizamnameye göre, kasab dükkânlarınm zemini beton, çini veya mermer, duvarları da beyaz fayans veya çini olacaktır. Dükkânların içinde mutlak akar su bulunacak, etler açıkta teşhir edilmiyecek, behemehal sürgülü tel dolablar içinde bulundurulacaktır. Et kütüğü. kıyma makineleri ve bıçakları dahi açıkta bırakılmıyacak, temiz bir kapak içinde bulunacak veya beyaz bezlerle örtülecektir. Her etin üzerinde fiatını gösterir etiket bulundurulacak ve etin cinsi yazı lacak, hatta hayvamn erkek veya dişi olduğu işaret edilecektir. Nizamname de daha birçok sıhhî maddeler vardır. Adalar arasında yiizme müsabakaları Beyoğlu Halkevi tarafından tertib edüen dört ada arasmdaki yüzme, yelken ve atlama müsabakalannm sonuncusu bu hafta Heybeliadada yap:lacaktır. Bu müsabakalar herkese açık olduğundan arzu edenler iştirak edebilecekler dir. Bu müsabakalar mevsimin son su sporları hareketleri olacağı için büyük bir rağbet ve alâka uyandıracaği tahmin edilmektedir. Muğla 28 (A.A.) Merkezin tütün kırma ameliyesi bitmiştir. Mahsul yüzde 60 nisbetinde denk haline gelmiştir. Milâs ve Fethiye tütünleri de denk haline getirilmiştir. Havalarm kurak gitmesi, tütünlerin nefasetini artırmıştır. Tüccar, eksper ler mübayaaya hazırlık olmak üzere tütünleri tesbite başlamışlardır. Tütün kumpanyaları direktörleri eksperlerle Denizaltı gemilerinde hizmet çok ağır beraber gelerek yeni mahsul üzerinde tetkikat yapmışlar ve tütünlerin beğe şartlara katlanmağı icab ettirir. Bu sebebnildiğini söylemişlerdir. Tütünlerin le ekseriya genc unsurların feragatli ve yüksek fiatla satılacağı umuluyor. Pi kıymetli çalışmalan aranır. yasamn bir ay veya kırk güne kadar • ** açılması muhtemeldir. Işte denizaltı gemileri hakkındaki umumî malumatı da böylece ve pek k;sa olarak hulâsa etmiş bulun duk. Şimdi b&şka iki noktaya temas etmek gerektir. Bunlardan birisi denizaltı gemileri korsanlık yapabilmek için ne gibi şeraiti haiz üslerden istifade edebilirler?.. Bu sualin cevabı bize korsan denizaltıların şimdiye kadar Akdenizde nerelerde barınmış olabileceklerine dair bir fikir verebilir. O haldc evvelâ bu ciheti mütalea edelim: Deniz üssü demek harb gemilerinin yatmalanna, teçhizatlarını tamamlamalarına, tamirlerinin yapılmasına elverişli şartlan haiz yer demektir. Bu gibi yerler deniz kıyılarında, bilhassa müdafaaya müsaid körfezlerde, olabileceği gibi denize dökülen nehirlerde de olabilir. Deniz üslerinin her türlü harb gemileri için lüzumlu olan umumî şartlan vardır. Bu şartlar denizaltı gemileri için de lüzumlu olup hulâsaten şunlardır: liselerdeki ayinlere iştirak edenlerin ek serisi yelken gemisi yahud da sandalla davete icabet etmektedirler. Sabih kili selerin civan ayin esnasında iriliufaklı ve türlü türlü deniz vasıtalarile dolmakta dır. Yukarıki resimler, sabih kiliselerden birini ve dümeni başında bulunan ve bu kiliseleri icad eden papazı göstermektedır. Selânikte tenis müsabakaları Selânikte yapılan tenis müsabakala nnda Romanyalı Tanesko Yunanlı Argirop'u 63, 64, 62 mağlub etmiştir. Romanyalı Matmazel Beluske Matma Arjantinde Parana nehri deltasında sakin 72,000 nüfusa mabed vazıfesini görecek kiliseler olmadığı için vapur üzerinde seyyar kiliseler icad edilmiştir. Arjanrin gemi tezgâhlarında şimdiye kadar bunlardan yedi tane mşa edilmiştir. Sabih kilise halindeki vapurlar hareket zamanlannı ve nerelere uğrıyarak ayin yapılacağını evvelden ilân etmekte ve bu suretle halkı toplamaktadırlar. Sabıh ki 1 Müdafaa veya tecavüz edecekleri mevkilere nazaran merkezî vaziyette bulunmalıdırlar. 2 Mevki itibarile de lüzumlu şartlan haiz olmalıdırlar. (Meselâ: Rahat yatabilmek, rüzgârlardan müteessir ol mamak, filo veya filotillâ için kâfi geniş(1) 20 eylul tarihli Cumhuriyet nüshalik sahasına malik bulunmak, denizin disında intişar etmiştir. bi demirlemeğe müsaid olmak, gece ve (2) Denizin içinde, beher 10 metro degündüz çabuk dışan çıkabilmek imkânı rinlikte bir santimetre murabbaı satha Isanı vermek, bank ve saireyi ihtiva etmemek bet eden tazyik bir kilogramdır. kemmel bir ev sahibisiniz. O halde, bu dostluk muahedesinin şerefine içelim... Daha iyi bir muahede akdine intizaren..< İçelim. Pennvvitz, dolu kadehini uzattı. Sy bil de kendi kadehini kaldırmağa hazırlanıyordu ki, zihninden, bir fikir, şimşek gibi geçti. Bu kadeh tokuşturma esnasında, belki de tasavvurunu file çıkarabilecek bir çare bulurdu. Kadehini, kasden bir müddet kaldırmadı ve çapkın bir eda ile sordu: Daha iyisine intizaren mi dediniz? Daha iyisi demekten maksadınız nedir? Dostluktan daha iyi ne vardır? Aşk! O halde?.. Aşkımızın şerefine içelim! Sybil bir lâhza daha tereddüd etti, sonra, sanki Pennvvitz'in hissiyatına iştirak ediyormuş gibi, kadehini birdenbire kaldırdı ve onun kadehine şiddetle çarptı. Bu anî ve şiddetli çarpma neticesinde kadeh kırılmış; Sybil'in baş parmağı hafifçe kesilmişti. Ay! diye haykırdı. Parmağım kestim. Gördünüz mü? Siz sebeb oldu SEHER VAKTi Maurice Dekotra Affinizi rıca ederım, Belkis, dedi.. Resmî bir iş için birşey soruyorlar. Ben yandaki odaya gidiyorum. Şayed bu fırsattan bilistifade, pudralanmak isterse niz, odam emrinize âmadedir. Sybil, yandaki odaya geçti ve kapıyı açık bıraktı. Bıraz dudaklarını boyamak istiyordu. Birdenbire, Pennvvitz'in, ça lışma odasında ne yaptığını görmek merakına düştü. Yan gözle içeriye baktığı zaman, Pennvvitz'in, öbür odadaki telef.mla konuşmağa gitmeden evvel yere eğildiğini ve kâğıd sepetinden, biraz evvel oraya attığı ehemmiyehız kâğıd parça smı aldığmı gördü. Pennwitz, kâğıdı sepetten almış, yazıhanenin gözlerinden bırine koymuş ve gözü kilidlemişti. Yabancı bir kâğıd parçasının bu kadar itina ile gizlenişi, S/bil'in merakını tahrik etti. Tuvaletile, daha fazla meşgul olmadı. Çahşma odasına döndü ve miralayı beklemeğe koyuldu. Metrdotel tekrar odaya g'rdi. Elindc Yazan: hanenin kilidine soktu. Kilid çabucak açıldı. Sybil, ufak beyaz defteri oradan aldı ve gözü tekrar kilidledi. Masanın yanında, ayakta duran metrÇeviren: dotelin bir hareketi, defteri kendisine ve32 Hamdi Varoğlu recek vakit kalmadığını Sybil'e anlatmıştı. Onu, bluzunun yakasından içeri, tuttuğu, çerezlerle donanmış tablayı, göğsüne saklıyacak kadar vakit ancak ciddî bir tavırla masanın üstüne bıraktı. bulabildi. Tam o esnada kapı açıldı ve Sanki Sybıl odada yokmuş gibi davranıPennvvitz, içeri girdi. yordu. Fakat, Sybil, miralayın, öteki o Affedersiniz, Matmazel Belkis. dada hâlâ meşgul olduğunu, belli belirVazifeye aid bir mesele hakkında kararsiz işitilen telefon muhaveresinden anla dığı için, 24 numarah ajandan, sigara gâhı umumiden telefon etmişlerdi. Şimdi sını yakmak için kibrit istemek cesaretini artık kimse rahatsız etmez. Metrdotel, gösterdi. Metrdotel, kibriti onun sigara şampanyayı getir. Eğlence başhyor... sına yaklaştırdığı sırada, alçak sesle bır Haydi bakalım sofraya! *** kaç kelime teati ettiler. Aradığımız defterin yerini bulur gibi oldum. Biraz evvel yazıhanenin gözüne sakladı. Maymuncuk yanınızda mı? Evet. Vakit kaybetmeyin. Tam zamanıdır. Kopya etmesi üç saat sürecek. Sybil kulak kabarttı ve Pennvvitz'in hâlâ telefonda meşgul olduğunu anladı. Hakikıten tam harekete geçmenin sırasıydı. Böyle m'il^mmel bir fırsat bir daha e!e y? ^ *r, ya g°^"7di. yor,' hiçbir cümlesini cevabsız bırakmı yordu. Fakat, bir yandan da, tahteşşuurunda büyük bir faaliyet vardı. Önünde duran çerezlerden ilk lokmayı aldığı andan itibaren düşünmeğe, şifre defterini 24 numarah ajana verebilmek için çare araştırmağa başlamıştı. Pennvvitz, her halde, odadan artık çıkmıyacak, onu yalnız bırakmıyacaktı. Bu mahrem gö rüsme sahnesinden pek hoşlandığı anla şılıyordu. Şampanya şişesinin dörtte ü çünü bitirmişti bile. Sybil ise, ancak bir kadeh içmişti. Bütün soğukkanlılığma sahibdi. Pennvvitz'e tebessüm etti. Miralay, meftun nazarlarla onu temaşa edi yor, kendi evinde onunla başbaşa akşam yemeği yemekten mahzuz olduğunu tasavvur ederek memnun oluyordu. Bir a Sybil, Pennvvitz'in karşısında oturu ralık, kadehini kaldırdı ve: yordu. Aralarında, beyaz örtülü masa Belkis, dedi, itiraf ediniz ki buranın bir metro genişliği, yüksek ayakl, sı, Beyaz Papağandaki locamdan daha Bohem bardakları, kristal bir sepet içinde san güller vardı. Önce balık yenildi. iyi! İtiraf ederim. Balıktan sonra, metrdotel, sofraya, en Şampanyam da oradakinden iyi! fes bir paprikalı tavuk getirdi. Sybil zo İyi! raki yiyordu. İştihası yoktu. Robunun içinde, göğsünde yüz gram ağırlığmda Ve şimdi benden, eskisi kadar bir deste kâğıd duruyordu ki, şu dakika korkmuyorsunuz! da ona kendi hayatından da ağır geliyor Hakkınız var. Çok kibar, mü du. Pennvvitz'in âşıkane sözlerini dinli Yerinden kalktı. Maymuncuğu yazı nuz işte! Pennvvitz yerinden kalktı. Canı sıkılmıştı. Sybil'in beyaz elindeki kanı, şampanyaya batırdığı peçetenin ucuyla sildi. Sybil teşekkür etti: Çok derin bir kesik değil amma, hâlâ kanıyor. Durun, tuvalet odamdan tentürdiyod getireyim. Şimdı kanı durdururuz. Pennvvitz çıktı. Sybil yalnız kalınca, peçeteyi daha fazla kirletmek için, par« mağınm kesiğini biraz daha sildi. Sonra, göğsünden ufak defteri çıkardı, peçeteye sardı ve masanın öbür ucuna bıraktı. Pennvvitz, elinde ufak bir tentürdiyod şişesi ve bir parça yakı bezi olduğu halde geldi. Kesiğe biraz tentürdiyod sür dü, üstüne de yakıyı yapıştırdı. Sybil, kendisine karşı gösterilen bu itina ve ihtimamdan dolayı, miralaya minnettar nazarlarla bakıyordu. Pennvvitz. genc kadının avcunu öperek sordu: Acıyor mu? Hayır, biraz yanıyor amma zaran yok. Geçti demektir. İşimize bakalım. Gene karşılıklı oturdular. Sybil, tentiirdiyodu kurutmak için elini yelpaze gibi sallıyordu. (Arkasi var)