CÜMHURIYET 21 Eylul 1937 Türk Tarih Kurultayı dün Atatürkün huzurile toplandı IBaştaraU l tnci sahifede] Kurultay, riyaset divanı için reisliğe Kültür Bakanı Saffet Ankanı, fahrî reisliğe ecnebi delegeler reisi, îsviçreli profesör Pittard'ı, asbaşkanlığa profesör Afeti, Hasan Cemili ve Halil Etemi seçti. Kâtibliklere de îsmail Müştak Maya kon, Fakihe öymen, Kemal Ünal, Me sih Güner, Faik, Reşid ve Sıdıka Imankur getirildiler. Kültür Bakanı Saffet Ankan, kon gre riyaset mevkiini işgal etti. Sekreter olarak da îsmail Müştak Mayakonla Münire Cevad Abbas Gürer yer aldılar. Kültür Bakamntn natka Bundan sonra kongre reisi sıfatile Kültür Bakanı Saffet Ankan şu nutku söyledi: Atatürk, Baylar, Bayanlar! Türk Tarih Kurumunun ikinci kongresi Başkanlığına beni ve Başkanlık divanma arkadaşlarımı seçtiğinizden dolayı, size derin teşekkürlerimizi sunar ve cümlenizi en derin saygilanmla selâmlanm. Kongrenin bize rey veren üyeleri arasında, misafir, yüksek dünya âlimlerinin de bulun<luğunu görmekle çok bahtiyanm. Başkanlık vazifeme başlarken Türk Tarih Kurumunun fahrî Başkanı ve ayni zamanda Cumiıuriyet hükumetinin Kültür Bakanı sıfatile bazı noktalar üzerindeki görirçlerimizi kısaca arzetmek isterim: Türk Tarih Kunnnunun çalışma amacî; yalnrz Türk kültürünü araştırmak değildir. Biz o çalışmanm kıymetini ve önemini; bütün yüreyerde medeniyet haya bna ermiş bulunan milletlerin orijinal varlıklarmı ve kültürlerini arayıp meydana koymasında görüyoruz. Türk Tarih Kurumu, araşbrmalann da; tezlerini isbat için arkeoloji ve an tropoloji gibi müsbet ilim buluşlanna, ve bunlarla beraber Türk lengüisb'ğine dayanır. Hurafeler; dinî ve siyasî incizablarla yazılmış eserler; indî mülâhazalar ve mütalealar Türk Tarih Kurumu için kıy met almaktan uzak tutulur; eğer o gibi eserler okunuyor ve o gibi iddialar dinleniyorsa bu, ancak eserlerini, iddialannı yüreyer üniversitelerine kadar sokabilmiş olanların; ne gibi fikir ve hisler al tmda yürüdüklerini anlıyarak, bugünkü ve gelecek nesle ilimde temiz ahlâk dersi verebilmek hazırlığı içindir. Türk Tarih Kurumu; yüreyerde, türlü şartlar yüzünden ayn ayn siyasî idareler teşkil etmiş olan milletler arasında; geçmişin eksik yanlış, gayriinsanî duygulannın temerküz ettirdiği bir takım zih niyetlerle, insanlık arasına sokulmuş olan düşmanlıklarının, fasid düşüncelerin lo jiksiz olduğu kanaatindedir. îşte biz, Türk Tarih Kurumu, milletlerin çocuklarına verecekleri ahlâkî dersleri; bu işaret ettiğimiz mefhumdan al malan taraftanyız. Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığının okullar progra mını bu esaslara göre tertib etmiş oldu ğumı bildirmekle fahir duyanm. Demişrim ki, Türk tarih tezi; bilhassa arkeoloji ve antropoloji gibi; bunlann ne olduğunu bilen âlimlerce; sizlerce yakından bilindiği gibi; reddi kabil olmıyan ilimlere dayanır. Bu ilimlerde Türkiye Cumhuriyeti faaliyetinin; bulduklannın yüksek kıyme rine rağmen; henüz genc olduğunu söy lemek; hakikatin ifadesi olur; bu sözümle ne kasdettiğimi derhal söylemeliyim: Yüreyer medenî âlimleri bu işe çoktan başladılar ve türlü kıt'alarda birçok kazılar, araştırmalar, buluşlar yaptılar; ve bunlardan fikir dünyasına faydah vesi kalan, ilim âleminin gözüönüne koydu • lar; bunu tasrih ettikten sonra beyan etmeliyim ki, Türk tarih tezi, yalnız ken disinin son zamanlarda meydana çıkardığı arkeolojik ve antropolojik vesikala ra değil, bütün dünya âlimlerinin daha çok evvel çıkarmış olduklan vesikalarla teyid kabiliyetini bulmuştur. Bu sebebledir ki, şu temennide bulunmak istiyorum: Beşer hayatınm hakikî tarihini bulmak için bütün medenî yüreyer ilim heyet leri, Türk Tarih Kurumunu yalnız bırakmasınlar; elele vererek çalışsmlar; bu çahşmada takib olunmasını uygun düşündüğüm prensipi, müsarfıahanıza güvenerek, su olsun demek isterdim: «Âlimler, hangi millete mensub olurîarsa olsunlar, onlar yalnız kendi milletlerinin malı değildirler.» Soldan sağa doğru: Maarif Vekili Ankan, Profesör Afet, Profesör Pittard, ve İbrahim Necmi Dilmen nutuklannı söylerlerken kabul ve seksiyonlann bugünden itibaren lere bildirilecektir. llkmekteb, orta ve lise program mucibince çalışmalara başlaması tarih kitablanmız öğretmen arkadaşlarımın tedris programları içindedir. Diğer tasvib olundu. bütün neşriyatımız, bu kongre münase Dil Kurumu namına nutuk Encümenler seçimin'den sonra, Türk betile de yüksek tetkikiniz önündedir. Dil Kurumu genel sekreteri îbrahim Nec Tarih Sergimizin bir kısmında Ankara, mi Dilmen kürsiye gelerek Dil Kurumu İstanbul Müzelerinde Türk Tarih Kuruadına bir nutuk söyledi ve Tarih Kuru munun hafirlerinden çıkan eserler ve onların ilmî raporlannın teferruatı basılmış munun mesaisini takdirle kutluladı. olarak huzurunuza sunulmaktadır. Ha Muzaffer Cökerin nutku îbralhim Necmi Dilmenden sonra söz fir heyetlerimizin direktörleri kendi idaalan Muzaffer Cöker tarih fakülteleri relerine tevdı edılmiş olan işler hakkında adına söylediği kısa nutkunda ezcümle seksiyonlarda izahat vereceklerdir. Ancak burada size, bütün bu hafirlerimizin dedi ki: « Ankara tarîh, dil, coğrafya fa umumî levhasını çizmek ve umumî netikültesile Istanbul Üniversitesi edebiyat celerini vermek için söı almış bulunuyofakültesi adına Türk Tarih Kurumu ikin rum. Bunlar hakkında Bükreşte topla ci kongresinj saygı ve sevgi ile selâmlar nan «Anthropologie, Archeologie pre historique» kongresinde izahat vermiştim. ve kongreye bayanlar dilerim.» Her yoldan ve her vasıta ile Türk tarihiBrofesör Pittard'ın nutku Bundan sonra şiddetli alkışlar arasında ne malzeme toplamak tarihî hedefimiz kürsiye gelen Îsviçreli âlim profesör dir. Hafriyat yapmak bunun başında gePittard kongreye iştirak eden ecnebi â liyor. Esasen Türkiye, tarihî eserlerinin limler namına bir nutuk söyliyerek me deniyetin teessüsünde Türklerin hizme tini bilhassa tebarüz ettirmiş ve bu hususta Büyük Reisicumhur ile Türk T a rih Cemiyetine sükranlarını sunmuştur. Bu Türk dostu, hakikat âşıkı âlimin Kurultay üzerinde çok samimî bir tesir bırakan ve türkçesi Îsmail Müştak Ma yakon tarafından tekrar edilen nutku dakikalarca alkışlandı. Koşay, Maarif Vekâletinden aldığı emirle, Ankaraya 16 km. mesafede bulunan Ahlatlıbelde hafriyat yaptı. Orada bakır devrine aid bir müstahkem yer harabesi bulup meydana çıkard». Bu devir üze rinde Eti devrinin de bazı eserlerine tesadüf edildı. Bu hafriyatın en mühim neticesi II inci Truva medeniyetile Orta Anadolunun Bakır Devrinin muasır oluşudur. 2 Karalar, 1933. Ayni yıl gene Maarif Vekâletinin emrile, arkeoloğ R. O. Ank Ankaraya 60 km. mesafede olan Karalar'da hafriyat yaparak Galat Devrine aid müstahkem bir şehir mey dana çıkrdı. 3 Cöllüdağ, 1934. Maarif Vekâleti 1934 te Göllüdağ'da Posteri ve Frikya Devrine aid müstahkem bir şehri, R. O. Arık'ın çalışmalarile meydana çıkarttı. 4 Alaca Höyük, 193537. Türk Tarih Kurumu 1935 yılında Eti împa bilmiştir. Prof. Pittard'ın Adıyamandaki keşfi bunlann en mühimmidir. 1936 yılı sonbahannda Bayan Muine Atasa yan (Ankara Tarih Fakültesi Antropoloji asistanı) Eti devri mabedi olmakla maruf Gâvurkalede (Ankara civan) paleolithique bir silex buldu. Bunu, fa külte profesörünün buluşlan takib etti. Bundan sonra, Etiyokuşu hafriyatı mızda 3,10 metrodan aşağıda gravye içinde paleolotik aletler bulunmuştur. Bunlar 30 dan fazladır. Türkiye toprakları şimdiye kadarki araştırmalarda tam mesolithique ve neo lithique istsyon vermerriiştir. Cilâli taş aletler madenle beraber bulunmaktadır. Ancak bizim araştırmalanmızda neo lithique tipte keramiklere en alt tabaka larda tesadüf edılmektedir. Bu tahmin ve benzeyişe göre ayni cins keramikler Alaca Höyükte, Kuştepede, Pazarlı Ininde, Alpullu Höyüğünde bulunmaktadır. Alpulluda bulunan keramiğin temsil ettiği kültür şimal memleketleri kültürile rabıtalar göstermektedir. Bil hassa Macaristanda Toszegte bulunmuş olan ve neolıthique devrin sonuna, yahud Tunc Devrinin başlangıcına aid olduğu anlaşılan keramikler Alpullu prehistorique keramiklerine güzel analojiler teşkil etmektedirler. Tuna memleketleri ve cenubî Rusya keramiklerini dahi nazan itibara almak icab eder. Herhalde cenubî Rusyadan büyük bir dalganm Tuna memleketlerini istilâ ettiği ve buradan da Trakyaya indiği anlaşılıyor. KjalkoliÜk çağ bizim kazılanmızda zengin olarak bulunmuştur. Alaca Hö yüğün 9 uncu mimarî katı 10 m. derin ıerkeze işaret etmektedir. Bu analoji bi ; müşterek olan merkezin direksiyonunu gösteriyor. Bu da buluntulann cinsine nazaran ancak Orta Asya olabilir. Eti çağı Eti devri Anadolu tarihi için büyüklük ve haşmetle doludur. O devrin yapılan, mabedleri, heykelleri hep büyüklüğün muhteşem timsalleridir. Alacahöyükte, toprak altındaki eserlerini vermeden önce bu kıymetlerin bekçisi sfenksler ve onları da bekliyen aslanlar, asırlann tahribatı üstünde kalmışlardır. Aslan vücudlü, kadın yüzlü bu iki sfenksin kuvvet ve güzellik ifade edea durumu ve esrarlı bakışile Eti Imparatorluk devrinin son asırlannı tarihlendiriyor. Höyüğün 3,25 metro derinliğinde 5,80 e kadar olan kültür katında 4 mimarî tabaka vardır. Bu Eti devrinin en karakteristik kısımlannı ihtiva etmektedir. Eti tabakasına girer girmez Höyüğün büyük bir merkez olduğunu tanıklık den büyük yapılar ve zengin eserler kendini göstermektedir. Bu seneki hafriyat sahası sfenksli kapı hizasında olan sahada olmuştur. Eti mabedi temelleri bu kapı seviyesinde bulunmuştur. Devir itibarile sfenksli kapıdan daha eskidir. Bu kapı natamam kalan kabartmalarile, anlaşılan büyük mabedin hatın için yapılmıştır. Duvarların üstüste klenişine göre mabedin kendisi de birkaç devir geçirmiştir. Hafriyatın bugüne kadar açılabilen kısmına nazaran dahi bu mabed malum Eti mabedlerinin en büyüklerindendir. Bu suretle Höyüğün Eti devrinin dinî merkezlerinden biri olduğuna şüphe yoktur. Höyüğün garb tarafında, Eti katlannda hususî binalann temelleri bulunmuştur. Bunlar küçük taşlarla yapılmıştır. Büyük mabedlere sarfolunan itina bu yapılarda yoktuiv Yalnız bu binalarda çıkan eserler çok büyük değerdedir. Rythonlar, bronz levha üzerinde kanadlı güneşi tutan devler görüyoruz. Güneşin de üstünde kral işareti addedilen yıldız vardır. Bütün bunlar Eti devri tarihini aydın'atan çok değerli vesikalardır. Yeni istasyon olan Pazarlı mevkiinde dahi Eti çağı tesbit edilmiştir. Ancak bunlar Alacahöyükteki kadar zengin değildir. Yalnız Eti çağının kuş gagası biçimli emzikli kablarile, kenan kırmızı kiremidleri bulunmuştur. Frikya çağı Etilerden sonra, Anadolu Frikya çağını yaşar. Bu devir, bilindiği gibi M. E. XII nci asırdan VIII e kadar devam eder. Alacahöyük, Frikya devri için büyük bir merkez değildir. Büyük mabed bu devirde tahrib edilmiş ve yağma görmüştür. Onun üzerinde, mabed avlusunda küçük küçük evler yapılmıştır. Frik. ya devrinin en zengin hafriyat sahası Pazarlı mevkiidir. Burasını arkeoloji âlemin* tanıtacak kültür kah, Frikya devrinin en muhteşem ve vâsi mikyasta iskân edilmiş olan bu müstahkem yeridir. Eti Imparatorluğunu yıkan halklardan kılıcma güvenen başbuğlar vâsi bir ülkeyi idare ederken stratejik bakımdan mühim bulduklan bu yerlere, çok ince bir zevkle saraylannı ve kalelerini kurmuşlardır. Sarayın iç ve belki de yer yer dış kısmı, tuğla üzerine boyalı olarak hazırlanmış kabartmalan havi kaplamalarla süslenmiştir. Bir kaplamanm üzerindeki kuş başlı ve mihvcri sorguçlu askeri gözonüne getirirsek, ayni eserin Yunanistanda Mikende bir vazo üzerinde bulunan askerlerin tıpkı tıpkısına ayni olduğunu tesbitte güçlük çekmeyir. Bunlar arasında kültür münasebeti âşikârdır. Türkiyenin bundan sonraki tarihî devirleri için hafir yerlerimiz çok zengin değildir. Alacahöyük, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuk, Osmanlı devirlerinde küçük köy olduğuna tanıklık eden eserler vermiştir. Pazarlıda bulunan keramiklerden başka sikkeler Greko Romen devrini tayin ediyor. Trakya, Osmanlı devrinin, en muhteşem abidelerinin ve o devre has olan eserlerin toplandığı bir yerdir. Selimiye camisi, insan kudretinin ve mimarlık san'atının göklere doğru yükselen bir büyüklük timsalidir. Daha eski devirlerin Traklan ise bugüne kadar intikal eden abidelerini toprak yığınlarile tesbit etmişlerdir. Yüzlerce tümülüs tarihin bir sırn olarak kapalıdır. Tarih Kurumunun açtırdığı 5 höyükten, Alpellu höyüğünün alt tabakası prehistorik çanaklar verdi. Diğerlerinde m. s. II nci ve III üncü asra aid olduklanna dair belgeler bulundu. Bu yıl kazılan Umurca höyüklerinden biri, mezar içinde birçok malzeme verdi. Bu keşif milâdın ikinci asrında zengin Trak kadmlannm ne gibi ev eşyasına malik oldukları ve ne suretle gömüldüğü hakkında bizi tenvir etmektedir. Bayanlar, Baylar, Ankara, yeni Türkiyenin hükumet merkezi olurken, onun eski devir tarihinin de yeni ufuklan açıldı. Civarındaki Profetör Afet kürride Kongre reisi, Türk Tarih Kurumu Asbaşkanı profesör Afetin, Kurumun arkeolojik faaliyeti hakkında bir tebliğde bulunacağmı bildirdi. Saffet Arıka nın fransızca olarak da tekrar ettiği bu sözler salonda umumî bir alâka ıryandırdı. Siyah, sade bir kostüm giymiş olan Lymetli kadın âlimimiz kürsüde yerinî alarak ve Tarih Kurumunun yaptığı ve yaptırdığı hafriyat yerlerini gösteren harita üzerinde izahat vererek selis, tabiî bir ifade ile aşağıdaki tebliği yaptı ve uzun uzun alktşlandı. Türk Tarih Kurumunun arkeoloji faaliyeti 1932 temınuzu Türk Tarih Kurumunun birinci millî kongresinin toplandığı tarihtir. 1937 ikinci kongremiz mesaisine başlarken Kurumumuzun beş yıllık ilmî çalışma faalivetinden hafirlerimizi heyetinize bildirmek istiyorum. Millî tarihimizin beşer kültür tarihile geniş ve derin alâkası Kurumumuza büyük ve çok işlerin başanlması lüzumunu gösteriyordu. O Türk tarihi ki kültür analığını üzerinde taşır. Türk Tarüı Kurumunun büyük Türk elile kuruluşundanberi, Türk tarih ufku, beşer tarihinin geniş ölçüsü içindedir. Halini en büyük çalışma hızı içinde hazırlıyan Türk milleti, istikbaline en yüksek emniyetle bakıyor. Çünkü o ayni zamanda mazisinin kuvvetli temelleri üze rinde yükselmektedir. Işte bizim üzerimize aldığımız vazifeler, bu temelin sağlam malzemesini dünya ilim âlemine tanıt maktır. Bu kutlu ödev şu esaslardan ilhamını ve plânını alu: Türk ırkı beyaz ve brakisefaldir. Bugünkü yurdumuzun sahibleri en eski kültür kuruculannın ayni ırkî vasıflarını taşıyan çocuklardır. Bu ırk beşiği kültür izlerinin tanıkhğına göre Orta Asyadadır. Onun, kültür meşalesile yayıldığı sahalar dünyanm mede niyete kavuşabilen yerleridir. Ön Asya Akdeniz havzası bu medeniyete mihrak olmuştur. Avrupa, Pasifikten geçe rek eski Amerika kültürü hep ayni kökten kuvvet ve filiz almıştır. Işte bu geniş ölçü neolitik ve maden devirlerinin medeniyet çerçevesidir. Bu esaslar, ilk kongremizin tez izahında ve münakaşalarında tesbit edilen hakikatlerdir. Türk Tarih Kurumu beş yıldır bunlan teyid etmek için çalışmaktadır. Türk tarihinin ana hatlanm yazmak ve cihan kültürü Encümenler seçimi içindeki yerini vermek kurumumuzun kuKongre reisi, bilhassa son kısımlan çok ruluş gayesidir. aalkışlanan nutkundan sonra şunlan söyBiliyor ve anlıyoruz ki o tarihin vüculedi: de gelmesi yalnız millî smırlanmız için « Tarih Kurumu iki encümen se cilmesini teklif ediyor. Bunlara A ve B deki çalışmalarla değil, beynelmilel ilim âleminin çalşma birliğile meydana geleseksiyonlan adını verinek A seksiyonu cektir. Çünkü Türk tarihi şümullü ve kablettarihten ortaçağa, B saksryonu da kültür tarihinde önemli yeri olan bir mevortaçağdan busüne kadar olan tezleri cudiyettir. Işte bunun içindir ki, millî ve eserleri tetkik edecektir.» kongremizde misafir bilginleri saygı ile Bundan sonra iki encümen için teklif aramızda buluvoruz. K'irumumuzun büvı „ Ji.,: ;.;i,; ,ı ,.1 Türk ev ecnebi âlimler Taksim abidesine çelenk koyuyorlar zenginliği ve çokluğu ile, dünyanın en ratorluk merkezi olan Haturas civannda fikte kalkolitik çağdır. Alaca Höyük ki Alaca Höyükte hafriyat yapılmasını istratigrafısinde en eski kültür çağı olan öndle gelen memleketlerinden biridir. Türkiye toprakları bu zengin ve çe Dr. H. Z . Koşa'ya tevdı etti. Üç yıldır bu tabakada 6 ikamet edilmiş kat tespit edilmiştir. Bulunan eserler Truva ve şidli eserleri koynunda ve üstünde sak buna devam ediliyor. Alişann çanak, çömlek, taş, kemik çe 5 Trakya Höyiikleri, 1936 37. lamıştır. Tarihin her devir kültürü onun için yabancı değildir. Türk ırkının bu ül yıllannda bine yakın tahmin edilen şidlerine benzemektedir. Tedfin tarzı da keye sahib oluşu ise, tarihin en eski dev Trakya höyüklerinden 500 ünü tespit aynidir; toprağa açılan çukur taşlarla rinden başlar. Proto Eti ve Eti bu sa ettirerek, Alpullu Höyükte, Sinanlıda, sanduka haline konmuş ve ölü dizleri bühibliğin başında gelir. Ondan sonraki Hasköy Höyüğünde, Lüleburgaz Hö kük yatırılmıştır. Bu kültür çağı en az göç dalgaları, Türkiye topraklarma ayni yüğünde kazılar yapılmasını Dr. Arif Milâddan önce dördüncü b b yılın ortalarına ulaşmaktadır. ırktan olan Türk kardeşlerini getirmiştir. Mansel'e verdi. 6 Ankara Kaîesi, 1937. yılında Pazarlı hafriyatı da kalkolitik devri Bu yurdun muhtelif tarihî devirlerinde, siyasî varlığında değişiklik ve admda Ankara Kalesinde yapılan sondajlan R. tenvir edecek eserler vermiştir. Bilhasja Pazarlıda dar boğazın yanındaki kaya başkalıklar görülmüştür. Fakat ırkî vasfı O. Ank idare etti. 7 Çankmkapı, 1937. ayni arkeo oyuklannın bulunduğu dik meyilli sahahep Türk cevherini muhafaza etmiştir. Bu sözlerimin müeyyidesi ikidir. Biri log Ankaranın Çankmkapı Höyüğün<le da Frikya sarayı kaplamalan aranırken bu eserler tesadüfen bulunmuştur. Ma topraklar altmda binlerce yılın sakladığı hafirler yaptı. 8 Etiyokuşu, 1937. ilk bahannda ğara içinde de bu çanaklardan vardır. ced iskeletleri; diğeri; bugün yaşıyan ve bu yurda hakkile sahib olan Türk mille Ankara Tarih Fakültesi telebelerinin, Hafriyatın bu sahada devamı daha pek ti: Bizler... Bunu görüp anlamak bizim Ankaraya 5 km. uzaklıkta Çubuksuyu çok eserler vereceğini iimid ettiriyor. Bakır çağı Alişar ve Ahlathbele kıyasla (M. E. 3500 3000) Bakır çağı adını verdiğimiz Höyükteki üçüncü kültür çağınm dört metroluk kalınhğı, dört mimarî katı ihtiva ve Alacahöyüğün en mühim katını teşkil etmektedir. Alacahöyük bu devTİn bir «Residence royale» krallara mahsus ikametgâhıdır. Ahlatlıbelde, derebeylere mahsus müstahkem mevki «la place fortifiee seigneuraiale», Etiyokuşu ise bir köydür (un village). (Ressam Hayri Tülin tarafından gazetemiz için Cumhuriyet abidesine çelenk Alişar da bu devrin bir şehridir. koyma töreni esnasmda çizilen ve profesörlerin bizzat imzaladıklan krokileri) Höyükte, büyük ve zengin mezarlar için en kolay bir iştir. Fakat ilim âlemi vadisinde, Etiyokuşu mevkiinde eski de üç yıldır devam eden hafriyatımızda hep virlere aid çanak, çömlek kırıntıları bulne tanıtmak da ayrıca bir borcdur. bu çağda bulunmaktadır. Dördüncü miIşte onun içindir ki, Türkiye Cumhu duklarını Türk Tarih Kurumu haber al marî kattan sonra yer yer 75 cm. den 1 riyeti hükumetinden bütün memlekette dı. Burada hafriyat yapılması Prof. Dr. metroya kadar kalınlık arzeden şumullü bir anthropometrik anket yapılmasını ri Kansu'ya havale edildi. bir yangın tabakası gelmektedir. Bu ta9 Pazarlı, 1937. Alaca Höyük ca ettim. Bu iş üzerinde çalışan heyetler baka Eti katile Proto Etilere aid olmabize en kat'î ilim vesikalan vereceklerdir. dvannda Pazarlı mevkiinde, Alaca sı muhtemel Bakır devri katını bariz suArkeolojik araştırmalar, bizim ülkemiz Höyük heyetimiz tarafından yapılan arette ayırıyor. Beşinci mimarî kat bu de en zengin ve verimli sahayı bulmuş raştırmalar, yeni bir istasyonu arkeoloji suretle büyük bir yangın geçirmiş ve katur. Şimdiye kadar muhtelif ilim heyetle haritasına ilâve etti. lın bir kül tabakası parlak bir maziyi örtri, bu tarih belgelerinde araştırmalar ve 10 Bu civarda Kuştepede tarihten müş ve unutturmuştur. hafirlerde bulunmuşlardır. Bu hususta evvele aid keramiklere tesadüf edildi. Beşinci ve altıncı mimarî katlarda üç Osmanlı Imparatorluğu devrinde yeni il Burada kazılar yaptıracağız. yıllık hafriyat sahası bize dokuz tane mî metodlardan ktifade ederek Türk 11 îzmir Namazgâh hafriyatma zengin eşya ile iskelet ve hayvan kemikheyetlerinin çalışması pek muhdud ol maddeten yardımda bulunduk. lerini ihtiva eden mezarlıklar vermiştir. muştur. Türkiye Cumhuriyetinin her sa12 İstanbul, 1937. SarayburnunEşyalar keramik, bakır, gümüş, altınhada ileri gidişi tarih ve arkeolojiye de da araştırmalar yapılmasını, Müzele büyük bir pay ayırmıştır. Hafriyat işle Müdürü Bay Azizden rica ettik. Buna dan ve elektrondur. Deri, kumaş ve ağac rinde çalışmalanmız henüz çok yenidir. İstanbul Üniversitesi ve Müzeler îdare izleri de görülüyor. Bakır çağının bu zengin mezarlığı AFakat alınan neticeler beşeriyet kültür si iştirakile devam edilmektedir. nadoluda 6000 yıllık, bpkı Mezopotamtarühi için çok değerli ve şümullüdür. Bunlardan başka memlekerimizin Muhtelif yerlerde yapılan hafirlerimiz, muhtelif yerlerindeki tarihî araşhrmalar ya ve Mısırda olduğu gibi, çok yüksek Türkiye tarihinin hemen her devri için la ve tarihî eserlerin nnıhafazasmda Türk bir medeniyetin varlığına tanıklık etmekbize belgeler vermiştir. Bunlann kısa ne Tarih Kurumu alâkadardır. tedir. ricelerini bildirmeden önce hafir yerleriBu devrin bulunan eşyalan üzerinde Kronolojiye göre, bu yeni bulunan ta> mizi, yaptıklan tarih sırasma göre söyli rih belgelerini tetkik edecek olursak, bi mukayeseli bir etüd bizi geniş bir sahaya ulaştınr. Ur'daki kral mezarlan Kich, ze su neticeleri verirler: yelim: Anadoluda Paleolitik Devir aletleri Mari, Turova II., predinastik Mısır kül1933. Türk Tarih 1 Ahlathbel m"ıct«><»V o ' a n b i r • Or H. 7 (D°vamı 9 uncn