21 Eylul 1937 CUMHURİYET Spor pedagojisi Iktısadî hareketler Selânik panayırındaki muvaffakiyetimiz Çocuklar ve spor Yazan: Sellm Sırrı Tarcan Bu çocuk kimin ? Aylardanberi süren garib bir davaya dün Üçüncü hukukta devam olundu Zavallı bestekâr Beynelmilel Selânik panaymnda Türbye paviyonu bu sene de birinci oldu. ir saz meclisindeyiz. Mızrabı kaBizim çocukluğumuzda vücud idman mesi veya bizim çocuklar her gün fut «Bu sen< de» , diyoruz; çünkü ayni pabol oynar, hepsi atik, hepsi çeviktir! nayırda Türk paviyonu geçen sene de lanna aklıbaşmda olanlar iltifat etmezlem, yayı dil gibi kullanan lerdi. Yalnız o kadar nu ya, münevver demesi çok yanlıştır. Çünkü o müdür bırinciliği ve büyük mükâfan kazanmışsan'atkârlar sese söz belâgati, Bundan birkaç ay evvel, Fatma İlhan sinde Fatma tlhandan doğma olduğunu saza yürek hassasiyeti vermişlerdi. Bizi geçinenler, jimnastiğe veya spora heves iyilik yapayım derken bilmiyerek o tı. Beyn«lmilel panayırlarda ayni mem adh bir kadın, öz çocuğu Nerminin ma birçok şahidler ve vesikalarla ispata heyecandan vecde düşürüyorlardı, ruhuedenleri hakir görürlerdi. Fikir işlerile yavrulara fenalık etmiş oluyor. Bır taraftan çocuklarm körpe vücudlerinin, leket paviyonunun üstüste iki sene birin hallebici Ali ile karısı Fatma Neza muktedir olduklarmı söyledi ve neti vücud mümareseleri taban tabana zıd cilik kazanması, hemen hemen de görül het tarafmdan cebren yanlarında alı cede veniden kan tahlili yapılmasım is muza neş'eden kanad veriyorlardı, hislezannedilirdi. Kuvvetli adaleler yalnız bir taraftan da ahlâklarımn sakatlan memiş hâdiselerdendir. Onun için bu ne konulduğunu ileri sürerek, Ali ve ka tedi. Fatma Nezahetle kocası Ali de, bu rimizi ufuktan ufka uçuruyorlardı. cahil pehlivanlarda bulunacağına dair masına sebeb oluyor. ticeler, hakikaten ifrihara değer. Bu arada kulağa değil kalbe hitab ensı aleyhine bir dava açmıştı. Mahalle isteğe iştirak ettiler. bir kanaat vardı. Daha Galatasarayda Çünkü spor mahiyetinde olan idmanSelânik panayırına iştirak edilmek ii bici Ali ile karısı mahkemede bu iddiden bir ses, billur bir ses, şu aşk niyazını tahsilde iken benim spora olan düşkün lann tekâmülî bir mahiyeti vardır, Mahkeme, bunun üzerine kısa bir lüğümü memleketin fikir adamlan bir ilkmekteblerde biluğdan evvel olan zere hazırlıklar yapılırken gene bu sü ayı reddederek: müzakereden sonra, tekrar kan tahlili inledi: Hayır!. Nermin, bizim kendi çocu vapılmasına karar verdi. haylazlık alâmeti telâkki ederlerdi. çağda vücud teşekkül devrindedir. O tunlarda çok iyi hazırlanıldığını, geçen O güzel gözlerle bakmastm bîl ğumuzdur. Onu, Fatma îlhana, bakıl Sade kendin yanma, yakmasını bîl Günün birinde yalnız kafalarını işle na ancak oyun ve terbiyevî mahiyette seneden dun bir mevkiJe kalmamak için Otobüs kazasından sonra Sevda pınarından gelen bir su ol her türlii fedakârlığın yapıldığını ve sm diye bıraktık ve bunu temin mak ten, gecelı gündüzlü durmadan çalışan jimnastik lâzımdır. Gonulden gonüle akmasını bü ölüm genclerin armud sapma dönen boyun mümkün olduğu kadar bütün sanayi ve sadile de, kendisine üç yüz lira verdik! Tekâmülî mahiyeti olan vücud faademislerdi. ları, balmumu gibi sararan benizleri, liyetlerinde iradenin şiddetli kudreti u'caret maddelerimizden nümuneler topBundan bir müddet evvel Şakir oğlu Heyecan içinde değil, vecd içinde defazla inkişaf eden zekâlarınm zaranna ne çocuk uzviyeti dayanmadığı gibi kü landığını kaydetmişu'k. Görülüyor ki, bu Sulh ceza ve asliye ceza mahkemele Ali isminde biri, Bakırköy yolunda bir ğil, istiğrak içinde bile kalmayı yeter bulrinde, aylardanberi, sürüklenip giden otobüs kazası neticesi hafifçe yaralançöken göğüsleri, kamburlaşan sırtlan çük yaşta yapılan koşular, bokslar, gü emekler, boşuna gitmiş değildir. dava neticesinde, çocuğun, bu iki a mıştı. Şakir o§lu Ali dün, alehğı yara mıyarak tabir caizse müzab olmak, nihayet elden giden sıhhatleri çocuk reşler, her nevi müsabakalar çocuklarSelânikte bu sene de birİHcüıği alışı nadan hangisine aid olduğunun tesbiti ların tesirile Bakırköy Akıl hastanesin neş'eden erimek temayülleri gösteren bir terbiyesile meşgul olan pedağokların da yarışmak, birinci gebnek, geçmek, mız, bize Izmirin de behemehal muvaf için Tıbbı Adlide bir kan tahlili yapıl de ölmüştür. arkadaş bu inleyişi duyar duymaz elemli dikkatini celbetti. Başta İngilizler ol tamnmak, herkesin fevkinde olmak hisfak olacağını belirten bir muvaffakiyet masına lüzum gösterildi. Yapılan tah duğu halde bütün medenî milletler, ha lerini vakitsiz tenmiye ederek onları Adliye tabibi Enver Karan cesedi bir uyanışla silkindi, gamlı gamlı dört yakir görülen spora teveccüh göstermeğe haris, kıskanç, hodpesend bir hale ko hücceti gibi geldi. Her gün yüz binden lil neticesinde, çocuğun kanı, mahalle muayene ederek Morga kaldırılmasına nma baktı, sonra derin derin içini çekti: fazla ziyaretçinin gezdiği Selânik pavi bici Alinin karısı Fatma Nezahetin ka lüzum fföstermiştir. ve onu fikir yorgunluklanna karşı bir yar. Zavallı bestekâr, dedi, biz güle nevi panzehir gibi kullanmağa başla yonunda muvaffak olan bizler, elbette nına daha yakın olduğu kabul edilmekBazı gazetelerde, mecmualarda ço güle seni dinliyoruz. Sen, hasta döşeğinle beraber, bununla, çocuğun, kat'î suHapisanedeki cerhin dılar. cuk sporlan serlevhası yazılar gözüme ki memleketi içinde de, beynelmilel fuar rette bu anaya aid olduğuna hükmedi de, bakımsız ve kimsesiz, kendi talihsizr muhakemesi Adalelerini kuvvetlendiren, vücudile ilişir. Ne yazık ki iddialarmm fiziyolo kurmakta muvaffak olacağız. lemiyeceği neticesine varılmıştı. liğini inliyorsun. meşgul olan, koşan, atlıyan, yüzen, gü jiye, psikolojiye, veya ilmin deneme tstanbul hapisanesinde, geçende bir Selânik panayınnda muvaffakiyeti teSaz susmuş, hanende susmuş, neş'e Üçüncü hukuk mahkemesi, geçen cellüşen genclerin zannettikleri gibi tem lerine istinad ettirecek yerde, îngilizler mın e<kn kuru paviyon değil, içindeki vak'a olmuş, bir çaydanlık yüzünden bel, haylaz değil, bilâkis çalışkan, be şöyle yapıyor, Amerikada böyle imiş, mamulât ve masnuattır ve bu, iktısadî sede, ceza mahkemesine gönderilen mahkumlardan îsmail, koğuş arkadaşı ve istiğrak susmuştu. Yalnız o söylüyorcerikli ve afiyetli birer insan oldukla diyorlar. Bu gibi kimseler bilmelidirler ve sınaî kalkınmamrzdaki muvaffakiye Tıbbı Adlî tahlil raporu suretile Alinin Mustafayı yaralamıştı. tsmailin dün ü du: rını gören, anlıyan, takdir eden millet ki çocuk sporu olmaz ve olamaz. Spo tin bir misalidir. Bu nen'cenin müsbet te bakım bedeli olarak Fatma îlhana ver çüncü cezada duruşması yapüdı. Mus Bay Lem'iden bahsediyorum. Şimdiğini iddia ettiği 300 liraya mukabil ler spora en ehemmiyetli fikir dersleri run tarifî iddialarını çürütmek için en tafanın yüzündeki yaranm felç yapa di okunan şarkının bestekân. Türk musirleri, yalnız Yunanistanda değil, sergi Fatma tlhandan aldığım ileri sürdüğü nin yanmda yer verdiler. Zekânm, ha kuvvetli delildir. Spor azamî bir cehd bilecek mahiyette olduğu raporla tesbit sikisinin son üstadlanndan biri. Belki ye iştirak eden memleketlerde de lehi noterden tasdikli ibra senedinin celbine fızanın, dikkatin tenmiyesine sporla mahsulü olduğundan ona ancak tekâedildiği için, Müddeiumumî muavini yüz, belki beş yüz şarkı besteledi, musimizde bir cereyan uyandıracaktır Şu ve karar vermişti. rın da yardım ettiğine inandılar. Eski mül devresine girmiş vücudler dayanır. Feridun, suçluya ceza kesilmesini istekimizin hacmini maddeten ve manen Muhakemenin dünkü celsesinde, di. Duruşma, karara kaldı. den çocuğunuz adam olsun istiyorsanız, Binaenaleyh sporu, adam sırasına dahil sile, daha fazla sergi ve panayırlara iştibüyülttü. Fakat kendisi, her şaheserini onun eline kitab veriniz, diyen terbiye olan gencler yapar. Çocuk, adamın rakimiz lüzurrrunu bir kere daiha hatırla gönderilen sened okundu. Fatma tlhan Gayrimeşru ticaret küçültülmüş bir örneği değildir. Ço tıyor. imzasile senedde, şu satırlar vardı: verdikçe, bir parça daha yoksul düştü, ciler bugün çocuğunuz adam olsun istiçuk çabuk müteessir olan, çabuk kırıVasil isminde bir bakkal gayrimeşru eridi, zayıfladı. Simdi yatakta. Şarkılari «Mahallebici Ali tarafından bana veyorsanız onun bir eline bir kitab, oteki F. C. labilen çabuk sakatlanan bir mahlukrilen Nermin isimli çocuğun bakım üc ticarî rekabet yapmak iddiasile birinci radyoda, gramofonlarda, ağızlarda boeline bir futbol topu veriniz! dediler. reti olan üç yüz lirayı aldım ve çocuğu asliye ceza mahkmesine verilmis.tir. Çocuklan spora teşvik, yalnız mek tur. Ona zevk verici, fakat ayni zamanyuna çalmıyor. Lâkin onun kapısını çalan, Erbaa sulama işleri da terbiye edici mahiyette oyunlar ve kendilerine iade ettim.> teblerin değil, ana, babalann, velilerin Vasil aleyhinde takibat yapümasma hatmnı soran yok! jimnastikler lâzımdır. Erbaa (Hususî) 8 inci daire Su de bir önemli vazdfesi oldu. Fatma İlhan, senedde yazılanlara sebeb, dükkânının kapısı üstüne, kol *** lar müdürlüğü mühendisleri tarafın karşı mahkemede, şu itirazlan yaptı: lektif şirket olduğunu anlatan bir levSporun vücude faydalı tesirlerine Çocuğa makul jimnastiklerle onlann dan üç aydanberi çalışılmakta olan biinananlar şöyle düşünüyorlardı: körpe vücudlerini her gün muntaza Gerçekten musikimize hizmet etmiş, < Ben o zaman, hastaydım. Gözle ha asmış olmasıdır. Dimağ ki, fikrî hayatın bir kaynağı man işleterek ve jimnastik derslerini rinci kısmın sulama işleri Erbaa ova rim görmüyordu. Notere de gitmedim. Vasil, dün mahkemede, şirket ha birçok eser yaratmış ve birçok da talebe dır. O da mademki temiz kanla besle müteakib duş yaptırarak vücudlerini sının keşif ve proje raporlan ikmal e Ali bana geldi: «Ben, Ankara meb'usu linde çalışmadığını itiraf etti ve yedi yetiştirmiş olan Bay Lem'inin bir saz âlenen vücudün mühim bir uzvudur, Ka biçimli, işlek, ciğerlerini sağlam bir dilmiş ve tasdik için Nafıa Vekâletine yum, seni hastaneye yatmnm. Rahat senedenberi, dükkânma böyle bir levminde konuşulan actklı vaziyetini kendi nın cevelâmna, tasfiyesine hizmet eden hale koymak ve oyunlarla onları dik gönderilmiştir. edersin.. Çocuğuna da bakarım, dedi ve hayı astığını söyliyerek tstanbulda daBu mühim işin temelatma merasimi nüfus tezkeremi alıp gitti. Sonradan, ha birçok kimselerin, rakiblerüıe karşı kendime düşündüğüm, üzüm üzüm üzülidman hareketleri dimağın da beslen katli, becerikli, çalışkan, nikbin, şen mesine, sıhhatte olmasına hâdimdir. birer hayat adamı olmağa hazırlamak pek yakında yapılacaktır. bu nüfus tezkeresile, başka bir kadmı üstün görünmek için böyle çarelere düğüm sırada hatınma ?u tarihî vakıa geldi: Meşhur bestekâr Beethoven'le büînönü hükumetinin beş yıllık imar getirtip muamelesini yaptırmış ola başvurduklannı iddia etti. Çocuk büyüdüğü zaman ister yalnız mümkündür. ve sulama plânına dahil olan bu geniş cak.» fikrini, ister hem fikrini, hem bedeniyük şair Goerhe bir gün Berlin bahçele, öyle olmayıp da büyükleri takliden Mahkeme, suçlumın sabıkası sorul ni faaliyette bulundıran bir meslek ve bisiklete binmelerine, futhol aynama ve çok verimli Erbaa ovasının sulama Fatma îlhamn vekili de, rapora iti ması için duruşmayı başka güne bırak rinden birinde kolkola dolaşıyorlar, haya san'at sahibi olsun çocuklukta spor lanna, boks yapmalarına, temmuz a işi, halkın uzun yıllardanberi susuzluk raz etti ve çocuğun Gülhane hastane tı. raretli bir münakaşa yürüterek tarhları ayaparak kazandığı kuvvet, kudret, be cağında yarışmalanna göz yumarak, tan çektiği ıstırabı teskin ed«cektir. şıp duruyorlarmış. Yollan dar bir geçide ceriklik, meharet sayesinde tuttuğu her hatta onları teşvik ederek spora me geldiği sırada karşılanna Pnreya Krah işte muvaffak olur. Eğer spora iltifat rak sardırmalarına yardım edersek na yesi muallimlerinin ehliyet, dirayet ve Üçüncü Frederic Guillaume çıkar. Beetetmezse ve ileride mesleki onu bütün zarî derslerden mütevellid fikir yor malumatına bağlıdır. Kanaatimce can hoven münakaşanın heyecanile Krah gününü masa başında oturmağa mah gunluğuna bir de beden yorgunluğu sıkan ders yok, muallim vardır. kum ederse yüzde yüz uzviyeti yaşama ilâve etmiş olmaktan başka bir şey yapgörmez, Goethe'nin işaretini de anlamaz Çocuk ruhundan anlamak, onun beve işleme kabiliyetini kaybeder, vücud mış olmayız. ve bu sebeble yol vermez. Fakat Kral, denî ihtiyaclarım bilmek, onu hem kenyağlanır ve tedricen zehirlenir. Çünkü şairin telâşını sezerek uzaktan gülümser, Bilmek lâzımdır ki vücudün sıhha dine, hem başkalarma nafi bir uzuv kanda toplanan (toxin) ler dışarı atı tinden ve ahenginden doğan kuvvet, şapkasile iki dostu selâmlıyarak kenara haline koymak için ister fikre, ister belamaz, bütün tortular vüeudde kalır. yalnız makbuldür. Vücude bu ahengü dene aid mesaide tedrice riayet etmek çekilir: İşte asıl düşünülmesi iktiza eden ve veren yalnız fizivoloji ve anatomiye vücud makinesini zorlamamak, çocuk Yol vermek, der, bize düşer. Bubirçok münevverleri yanıltan noktaya uygun olan temrinlerdir. larda başkalarını geçmeden evvel her şimcH geldik: yururj geçin üstad! Gene birçok kimselerin batıl bir iddi gün kendini geçmek, düne nisbetle bu Şisman, lâpacı bir çocuğu gören bir ası var: «Çocuklar jimnastiği sevmi gün daha sağlam, daha çevik, daha atik, Zavallı Lem'i de şimdi kimbilir böyle tabibin «bu çocuğa biraz spor lâzım!» yor, ondan hoşlanmıyor, spora ise can daha çalışkan olmak fikrini tenmiye kıymet bilir bir dost selâmma nekadar demesi zannederim doğru olmaz. Çün atıyor. Bütün çocuklara: Jimnastik mi etmek. muhtac ve nekadar aç? kü spor heyecan veren yorucu bir cehd yapmak istiyorsunuz, spor mu? diye Hayatta gayenin çok yaşamak, afi M. TURHAN TAN dir. Böyle mülâhham bir kimsenin şid sorsanız, yüzde yüz alacağınız cevab: yetli yaşamak, hem kendinin, hem başH: detli bir cehd yapması fayda yerine za Spor lehinedir. kalarının saadetine âmil olmaktan ibaSezayl ve Servet Bozkurd imzalı mektub rar verir. Yağları yakalım derken, kalb Çocuklara besleyici mahiyette olan ret olduğunu, bunun içinde fikirle be sahiblerine: yorulur. Fakat ben eminim ki o tabibin faydalı gıdalan verirken önce onun den arasmda tam bir muvazenet tesisi Yazdığmız mesele üzerlne Kültür Direkspordan kasdettiği mana makul bir zevki, arzusu düşünülmez. lâzım geldiğini daha küçük yaşta çotörlüğünün dikkati celbedilmiştir. jimnastiktir. Çünkü jimnastik uzviyeti Nitekim bütün çocuklara güzel bir cuklara telkin etmek ve çocuklan büM. T. T. bir metod dahilinde işleterek vucüdü sebze çorbası mı istersiniz, armud mu yük adamlan taklidden korumak, oyun ¥ tedricen yorgunluğa ahştırır. Doktor versiniz? diye sorsanız, gene yüzde yüz ve jimnastik çağında spora kat'iyyen ların da istediği, uzviyeti yormadan iş armudu tercih edeceklerdir. Fafeat aç Hongkong'da kolera yer vermemek mürebbilerin, ve ebe letmektir sanırım. karnma yenilen çokça armudun mide veynin vazifesidir. Musolininin ziyareti dolayısile Berlin caddelerinde yapılan taklar çoğalıyor Mekteblerde de ayni hataya düşmek lerini bozacaŞını hiç hesaba katmaz Çok kuvvetli gıda, çocuk midelerini Hongkong 20 (A.A.) Nisbî ve zaLondra 20 (Hususî) Gelecek hafta lıklara başlanmıştır. ten sakınmak lâzımdır. Bir ilkmekteb lar; çünkü onlar, yedikleri şeyin yalnız yorar. Onları hazimsizliğe uğratır. Almanyayı ziyaret edecek olan M. lezzetine bakarlar. Berlinin meşhur Unter den Linden hirî bir sükuttan sonra kolera, yeniden müdürünün: Ben çocuklanma spor Spor da böyle! Mussolini'yi karşılamak üzere Berlin caddesinde müteaddid takızaferler ya tahribata başlamıştır. Son 48 saat zarHüner, en faydalı gıdalan lezzetli yaptınyorum! Veya ben mektebimde fmda yirmi kadar yeni vak'a olmuştur. SELIM SIRRI TARCAN de ve Münihte şimdiden büyük hazır pılmıştır. spora cok ehemmiyet veriyorum! de sunmavı bilmektir. O ise. beden terbi Musolini'nin şerefine Berlin süsleniyor Edebl tefrika : 74 LA Yazan : Mahmud Yesari Dokuzuncu mektub: «Sevgili kancığım, «Dün sana mektub yazamadım. Mektub yazma vakti tatlı bir uyku bastırdı, uyumuşum. Gözlerimi açmca, bir de ne göreyim ortalık kararmış. Bugün seni mektubsuz bıraktığım için üzüldüm, fa kat n« yapayım, olan oldu. «Ateşim sabah da, akşam da düşük (36,6 36,7). Fakat öksürük hâlâ bit medi. Çok can sıkıyor. K0Dİ5U doktor: O da geçecek, üzülmeyin, şiddetli bir grip geçirdiniz. Hükmünü icra edecek, dıyor. Ben öksüre öksüre yanyorum. Seni cok özledim Melikeciğim. «Seni nasıl oluyor da göremiyorum, bunu aklım almıyor. Bazan talihe küfre* dıyorm, bazan boynumu eğiyorum. «Daha yataktayım. On iki gündür, kalıb gibi yatıyorum. Krizler, sancılar, ateşler, neler neler. Çok sıkılıyorum arhk. Seni de çok özledim. Halim ne olacak bilmiyorum. Bildiğim birşey varsa, seni bir kere görmeden sıkmtılanm geçmiye cek. Ne aksi oldu bu hastalık, değil mi Melike? «On Jki gün bu. Senin hastalık gibi, ye, iç, gez, oku, yat cinsinden değil ki. Sana, ağn, sızı, sinir. Pis hastalık bu grip vesselâm. «Dünyadan haberim yok. Yazıhaneden geliyorlar, sözümona işleri takib ediyorum. Seo ne âlemdesın? Bildiğim gibi mi? Yoksa değişik birşeyler oldu mu? Doktorun yavrusu nasıl? «Benim yavaş yavaş iştiham açılmağa başladı. Bugün salçalı kuzu eti yedim. Huriyenin suratından düşen bin parça olacak. Ciğeri ağrıyormuş, bilmem neresi su toplamrç; doktor, yorgunluktan de mîş. Haîbuki seni evlendirelim, diyoruz, smtıyor, oma razı. Işte Allahm bir derdi de bu. ceğim akJnna gelmiyor mu? «Annemin selâmlan var. O da, seni özlemiş. Seni hasretle öper kucaklarım, sevgili canım kancığım Melike. Şe kib.» Onuncu mektub: «Sevgili Melikeciğim, «ılk söz, seni fevkalâd* çok özledim. Her dakika gözümde tütüyorsun. Önü me gelene, kanmı özledim, diye söylü yorum. îyiyim. Belki bu hafta içinde sana gelirim. Eğer havalar iyi giderse ta biî. «Sen niçin bana mektub yazmıyorsun? Ben, kırk derece ateşle bile seni ihmal etmedrm, yazdım. Sen niçin yazmıyor sun, sevgilim? Birkaç gündür açık giden havalarda sana gelemediğim«, çamların altında dolaşamadığımıza, konuşamadı ğımıza öyle canım yanıyor ki. «Ben, herşeyde, her olan işte bir se beb arar, bulurum. Bu hastalığm sebebini bir türlü bulamadım. Ben, neden hasta «Senin carnnı sıkmryacak şeyler yaz landım, Melike? mak istiyorum, fakat ne yazacağunı bir «Melikeciğim, sen de beni özledin mi? türlü bulamıyorum. Yatakta, can sıkın Ne yapıyorsun? Eğer sen de bana mektısmdan okuyacak birşey aradım; Huri tub yazsan ne iyi olurdu. Karşılıksız mekye, kitabları öyle kanştırmı; ki... Vaz tub yazmak biraz tuhaf oluyor. Maamageçtim. fih, seni memnun ediyorum zannile, he«İşte böyle sevgilim. Aklıma geleni vesle yazıyorum. «Annemin çok selâmlan var. O da sehiç düşünmeden yazı yazıverdim. Bana, ni çok özlediğini söylüyor. niye mektub yazmıyorsun? Merak ede «Bugün yatağa düşeli tam (14) gün. şey oldu. Sen de bu fikirde misin sevgi Arnk, herşey canımı stkryor. Yann on lim? Yoksa iyi de, kötü de olsa, senin beş gün olacak. Bir yandan yatakta kal makbulün mü? mak mecburiyeti, bir yandan seni özle «Hâlâ yataktayım. Sobamızın kok mek, fakat görememek mecburiyeti, beni ması, odanm havalandınlması için kapı çıldırtıyor. Hava böyle giderse, bir gün ların sık sık açılması yüzünden nezle gisokağa fırlayıp sana geleceğim. bi birşey oldum. Genzim yanıyor, canım «Başka yazacak şeyim kalmadı. Şim sıkılıyor, kancığım. Benim gibi haftada di, eline bir kâğıd verdirn, Huriyeyi sa iki gün küçük birer seyahat yapan, hafna telefon ettirmek üzere gönderdim. Ba tanın sair günleri işine koşan, kendi işlekalım senden ne haber getirecek? Has rile seve seve uğraşan bir insanı, bir oda, retle gözlerind«n, yanaklarmdan öperim bır yatak içinde on yedi gün hapset ve sevgilim. Şekib.» yatır, bakalım kolay mı? Amma diyeceksin ki benim canım yok mu? Insanlar, On birinci mektub: kendilerini ahşürdıklan şeylere karşı yu«Sevgili kancığım, muşak başlı ve munis olurlar. Ben, bu «Bütün hastahktan korkum, sana gehastahğı hiç düşünmüyor, aklıma böyle lememek mecburiyetiydi. Nitekim kork bir ihtimal geldikçe, onu hemen başımın tuğum başıma geldi. Tam on yedi gün içinden koğuyor, uzaklaştınyorum. dür, kancığımı göremiyorum; onun boynuna sanlıp yanaklarını öpemiyor, kar «Daha n«ler yazayım Melike? Sen, şılıklı yemek yiyemiyor, uzun uzun ko niçin birkaç satırlık birşey yazmıyorsun? nuşamryorum. Bunun benim için nekadar Bunu, her mektubumda söylüyorum, hiç büyük bir mahrumiyet olduğunu belki aldırmıyorsun. Sakın mektublanm eline geçmiyor mu? Bundan da şüphe ediyo tahmin edemezsin. «Doktor tehlikenin kalmadığmı, ara sıra (ohız yedi) olan ateşin sıkınbdan olduğunu söylüyorsa da, şiddetli ateşler, sancılar, ağnlarla sarsılan, yorulan vü cudümün kuvveti azaldı. Hemen dizlerim kesiliyor, odada biraz dolaşsam, gene yakoşuyorum. «Bu mektubum mızmız, iç sıkıcı bir ğildi. Postayı beklemek, gelen mektub lan tekrar tekrar okumak, onu bir sıtma gibi üşütüyor, terletiyor; günlerce hasta ediyordu. Nabzı, ateşi, intizamım şaşırmıştı. Geceleri erkenden yatağma giriyor; yastığının altına koyduğu mektubları birer birer çekip okuyor; kocasının yazdıklarını, onun sesile duyuyormuş gibi, sevmenin ve sevilmenin hazzı içinde uyuyakalıyorud. Mektublan okurken, kocasma yazacağı şeyleri düşünüyor, ve onun bir an bile gözlerinin önünden silinmiyen, uzaklaş mıyan hayalile konuşuyor; ve böyle konuşurken bazan güldüğü, bazan ağladığı da oluyordu. Sevgilisine, neler yazmak istiyordu! Fakat bir mektuba başladığı zaman, yazdığı satırlaruı, kendi düşüncelerinden, duygulanndan, birini, bir tekini anlata madığını görüyor, ve kâğıdı parçalayıp yırtıyordu. Gene kadın, kocasının hastalığına çok üzülmüştü. Eğer kocasını, sevmemiş ol rum. saydı, bu hastalığa, belki biraz da sevi«Artık sözüm kalmadı sanıyorum. necekti. Melikenin hastalığına, önceleri Hasretle seni kucaklar, yanaklarmdan öpek inanan olmamış; nazlanma, şımarık « perim, sevgili kancığım. Yanaklanmı lık sanmışlardı. Halbuki gene kadın, çeksana uzatsam öper misin? Şekib.» tiği ıstırablann ancak yarısını etrafına duyurmuştu. Hem Melikenin çektikleri, Kocası, şikâyet etmekte haklıydı; fa uzvî olmaktan ziyade ruhî idi. kat Melike, mektub yazacak halde de (Arkası var)