II Eylul 1937 CUMHURİYET Biiyiik Harpte Bombardıman ettiğim Ingiliz şehirleri Geçenlerde yanan Hindenburg jeplininin kumandanı yüzbaşı Ernest Lehmann'ın çok meraklı hatıraları Tütün rekoltemiz Esrarengiz bir cesed 66 milyon kilo Dün Zincirlikuyuda 12 elde edılen en son resmî malumat, tütüncülüğümüzde bu sene de normal bir istihsal teminine muvaffak olduğumuzn göstermektedir. Anlaşılan yeni re kolte takriban 66 milyon kiloyu bula caktır. Kemiyet itibarile dahilî istihlâk ihtiyacile ihracatımızı normal olarak karşılıyacak olan yenî rekolte, bilhassa keyfiyet noktasmdan her seneden daha iyi yetişmiştir. Bu itibarla, bu sene, ecnebi alıcılann tütünlerimize daha fazla rağbet gösterecekleri anlaşılmakta dır. Çok nefis yetişen ve miktarca da fazla olmıyan tütün mahsulümüzün bu sene süratle ve çok iyi fiatlarla satılacağı tahmin olunmaktadır. 66 882,000 kilo olarak tahmin olunan rekoltenin 34,100,000 kilosu Eğe mmtakasına aiddir. Gecen sene Ege mmtakasında 37 milyon kilo yetiştiğine göre bu sene istihsali 3 milyon kilo noksan demektir. Bu itibarla bu sene Eğe tütün piyasasında cok hararetli alışverişler olacaktır. 34 milyon kiloluk Eğe rekoltesinden 16 milyon kilosu îzmire, 2,000,000 kilosu Aydına, 5,900,000 kilosu Muğlaya, 11,000,000 kilosu da Manisaya aiddir. Diğer mmtakalarm istihsal miktar ları ise şu suretle tesbit edilmiştir: Bursa 3,000,000, Balıkesir 2,800,000, Eskişehir 170.000, Kocaeli 4,500,000, Edirne 1,000,000, îstanbul 200.000, Ça nakkale 50,000, Samsun 11,000.000, Tokad 4,000,000, Trabzon 2,350,000, Artvin •50,000, Giresun 2000, Adana 60,000, Malatya 1,500,000, Bitlis 200,000, Diyarbekir 200.000, Gazianteb 450,000 kilodur. Tütünlerimiz bu senede yerinden vurulmuş bir ölü meydana çıktı Harab kasır ve müştemilâtının yerinde şimdi müçok nefis yetişti Dün sabah Zincirîikuyuda Levend kemmel vemodern bir Süvari yurdu teessüs etti 937 senesi tütün rekoltemiz hakkında çiftliğinde Yorginin tuğla harmanı deni ien mahalde 12 yerinden bıçakla vuruJarak öldürülmüş bir cesed bulunmuştur. Cesedin arkasmda 11 ve karnında 1 yara vardır. Aleti cürüm olan ucu kmk bıçak da cesedin yanında bulunmuştur Ve cinayetin bir gece evvel yapılmış olması kuvvetle muhtemeldir. Cesedin üzerinde yapılan araştırmada hüviyetini tesbite yarıyacak hiçbir şey bulunamamıştır. Ceblerinden 90 kuruş kadar bozuk para ve bir de ufak çakı çıkmıştır. Maktulün kıyafetinden dışarlıklı ol duğu anlaşılmaktadır ve çok pejmüıde bir haldedir. Ayaklan çrplaktır ve ba finda eski bir kasket sırtında siyah bir çepken vardır. 30 yaşlarında karakaşlı ve kara gözlü olan maktulün Malatya civanndan olduğu tahmin edilmektedir. Tahkikah Müddeiumumî muavinle rinden Ata yapmaktadır. Sarıyer kay makamı da dün vak'a mahallinde uzun müddet kalnuştır. Adliye tabibi Enver Karan, cesedin o civardaki gazelhanede hüviyetinin tesbiti için birkaç gün kaldıktan sonra gö mülmesinde mahzur olmadığını bildir miştir. Tahkikata ehemmiyetle devam olun maktadır. Süvari Binicilik okulu, yakında A yazağa kasrma \t müştemilâtına nat • ledilecektir. Bu mekteb, halen Yedek Subay okulu olan Harbiye mektebi binasile Sipahi Ocağının yanmdaki binada bulunmaktay • dı. Binicıliğin yük sek hâmisi olan Başbakan, Süvari Binicilik okulundaki zabitlerin atlı ve yaya çalışmaları için ge niş araziye ihtiyac Ayazağa Süvari Binicilik Okulunun inşaatı bitti İngilterede Hull şehrinde Zeplin bombalarile yapılan hasarat [Sunday Dispatch gazetesi bundan üç y evvel Amerikada berhava olan Hinenburg jeplininin kumandanı müteveffa .rnest Lehmann tarafından hazırlanan ir yazıyı neşretmektedir. Büyük Harbde ıgiltere şehir ve limanlarınm Alman •plinleri tarafından bombardıman edıl lesinin başlıbaşına bir harb menkıbesi Iduğu malumdur. Kumandan Lehlann tarafından vaktile hazırlanan harb atıratının bir kısmını teşkil ctmekte lan bu meraklı yazıyı okuyuculanmızm lâka ile takib edeceklerinden eminiz.] avdet etmiş bulunuyorduk. *** Üç gün istirahatten sonra «L 14» le birlikte gene Ingiliz sahillerine doğru yol almıştık. Bu sefer Sunderland'taki mü himmat fabrikalarını yakacaktık. En büyük fabrikaya 3 bomba isabet ettirmeğe muvaffak olduktan sonra iştialin tarakas: jeplinin içinde benim bile kulaklanmı patlatacak bir şiddetteydi. Koskocaman binalar toprak yığını halinde yıkılıyorlar dı. Maamafih şurasını da söylemek lâ • zımdır ki geceleyin fabrikalann pence «1916 yılının mart iptidalarında şimal relerinden dışan akseden ışıklar bize heenizinde keşşaflık vazifesini gören In defi bulmak hususunda son derece yarliz harb gemileri, ilk defa olmak üzere 4.,.,, ılman hava sefinelerinin motör seslerini Buradan Middlesbrbugh istikameîîhe uyduklan zaman, gerek havanın bozukuçarak mütebaki bombalarımızı da ora ığu, gerekse böyle bir hâdisey* ihtimal daki fabrikalar üzerine isabetli bir şekil:rmemeleri yüzünden son derece şaşır de atmış ve gene sağ ve salim kendi topış bulunuyordular. Fılhakika, müthiş raklanmıza dönmüştük. ır kar fırtınası jeplinlerin uçuş irtifaı oLondranın bombardımanı n 8000 kadem yükseklik, insanı de Ertesi gece Londraya doğru hareket 1, bulutları bile donduruyordu. Gemilerden semalara akseden pro ettik. Müthiş bir fırtına bizi gecenin saat •ktörlerin ziyalan kesif kar bulutlannı üçüne kadar Londrayı bulmaktan alıkoyıcak ince birer çizgi halinde deliyor ve muştu. Londrayı bulamaymca ister iste alnız düşman tayyarelerile değil, azgın mez ve boş dönmemek üzere Norurck'i ır denizle de mücadele mecburiyetinde bombalamak arzusuna kapıldık. Bu da mümkün olmayınca Yarmouth'u aradık, alan keşşaf gemiler Alman sahillerine fakat onu da bulamadık. üşmemek için fevkalâde gayret sarfe 31 mart 1916 da «L. Z . 90» jeplini iyorlardı. Gemilerden açılan şiddetli ateşe rağ kumandasında bir filo ile Londraya hüen sefinelere hiçbir isabet vâki olmamış cum etmek üzere uçmuştuk. Londraya geldiğimiz zaman motörlerimden ıkisi î «L II» jeplini Ingiliz sahülerinde durdu. Bu şerait altında bittabi vaziyeti lamborough feneri istikametinde ve İntehlikeli gördüm vc motörler tamir olunliz topraklarına doğru yol almış bulucıya kadar biraz ileride Colchester ve ııyordu. Gecenin saat birinde kar fırtıİpsvvich şehirleri üzerinde uçtuk. Düş ÎSI müthiş bir raddeye çıktığı ve jeplinin man şehri o derece iyi setretmişti ki bire bütün haricî aksamı buz tuttuğu zaşey görmek mümkün değildi. ıan Ingiliz toprakları üzerinde alçaktan Bombalarımızı Nonvick üzerine atjmak mecburiyeti hâsıl olmuştu. Maa makla iktifa ettik. afih Ingiliz şehirlerinde bütün ziyalar 2 nisan 1916 da Londrayı bombardımdürülmüş olduğundan hiçbir şey görıek kabil değildi. Buna rağmen hesabı man etmiş bulunuyordum. Düşman ba a göre Hull şehrinden uzak olamıya taryalan, bizi Taymis nehri üzerinden uıktım. Aramızda belki birkaç mıllik çarken keşfederek, üzerimize müthiş bir tesafe var diye düşünürken karlı gece ateş açmışlardı. Fakat 10,000 kadem in beyazlığı içinde daha yüksekten atıl irtifaa çıkarak çabucak ellerinden kur tulduk. ığına şüphem olmıyan bombalann Hull Ben evvelâ projektörleri iskât etmek zerinde istigal ettiğini gördüğüm zaman, hevesine düştüm. Hafıf bombaları bu işunlann «L 14» ten atıldığını anladım. te kullanmak lâzım geliyordu. Tam bu Ben de tehalük gösterdim, biraz sonra :hrin üstünde dolaşırken tipinin dinmiş saçan şerapnel kullanmağa başladılar. başladılar. imasından istifade ederek karla mestur saçan şarapnel kullanmağa Bereketversin ki bir bulut imdadımıza 'hrin bütün sokaklarını ve bellibaşlı bialarını seçebiliyordum. Evvelâ tayya yetişti ve derhal içine dalarak kendimizi •lere karşı müdafaa toplannın nerelerde projektörlerin aydınlığından kurtardık. Biraz sonra Taymis nehri vasıtasile ıklı olduğunu anlamak için yalanaktn birkaç bomba savurduktan sonra şeh tekrar vaziyetimizi tesbit etmiş bulunu n tam merkezindeki mühimmat deposu yorduk. Karadaki projektörlerden birini a sıkı bir hücum yaptım. Mühimmat işaret olarak gözönünde tutmak ve nehri eposunun benim bombalarım tarafından takib etmek suretile eldeki haritamıza göu, yoksa «L,14» ün bombaları tara re fabrikalann ve tezgâhlann bulunduğu ndan mı tahrib edildiğini kat'î olarak mahal addettiğimiz noktaya bombaları estiremiyorum. Depo berhava olunca şe mızı atmıştık. Neticenin ne olduğunu tahirde öyîe bir panik basgöstermişti. Bir min edemezdik. Fakat bilâhare öğrendik aç mil ileride bulunan Timmingham ki müthiş tahribat ikaına muvaffak ol lüstahkem mevkiinin iz'açlarına bir ce musuz. Yalnız bizim bombalann değil; ab vermek arzusuna karşı koyamamış Ingiliz bataryalarının da kendi topraklaIduğumdan derhal o istikamete yol al nna iras ettikleri hasar mühimdi. Lon ım. «L 14» de bizi takib etmişti. Beş dranm sivil halkı hiç zannetmem ki 2 niombam kaldığı için son derece ihtiyatlı san 1916 gecesini unutsunlar. areket etmem lâzım geliyordu. Timmingham'ın projektörlerini iskât zun sürmedi. Beş bombamı da dikkatle ivurduktan sonra deniz ve Almanya iskametine döndük. 26 saatlık uzun uuşlardan sonra Almanyaya sağ ve salim Bombardımandan sonra 12,000 kadem irtifaa çıkarak bütün tehlikelerden kur tulduğumuz zaman içimde müthiş bir sevinc başlamıştı. Londranm üzerinde ve müthiş bir ateş içinde yanm saat kalmıştık. Fakat bu bizc Konya için antrenör Konyada sporun teknik bakımdan da inkişafının temini için bir antrenör getirtilmesine bölge heyetince karar verilmiştir. Gelecek olan antrenör hakkında şimdilik Vali bizzat tetlrikat yapıyor. Konyada sporun ve sporculann tam bir inkişaf gösterebilmesi için böyle bir antrenöre çok ihtiyac vardı. en uzun bir günden daha uzun gelmişti. 19 saatlik bir uçuş ve korkunc bir boğuşmadan sonra Treves'e vâsıl olduğu muz zaman sefinemizde en ufak bir yara bile yokru. «L. Z . 98» jeplinine kumanda ettiğim zaman ayni zamanda Alman deniz tay yarelerile teşriki mesai etmemiz emredil mişti. Maamafih bu harbi o zaman «L. 11» jeplinine kumanda eden dostum Schiller size daha iyi anlatacağı için sözü ona terkediyorum: «îngilterenin Midlands şehrindeki fabrikalan bombardımandan geceleyin dö nüyorduk. Önümüzde şiddetli bir bora koptuğunu çakan şimşeklerden farketmiştim. Yolumuzu değiştirmek lâzım geli yordu. Fakat kuvvetli bir rüzgâr estiğin den manevra da pek güçleşmişti. Hava sefinemiz zaman zaman yüz metro boşluklara düşüyor; tekrar yükseliyordu. Oyle fena bir havaya tutulmuştuk ki bununla uğraşmak Ingiliz bataryalarından daha korkuncdu.» Londrayı bundan sonraki bombardı manımız 1916 eylulünün başında olmuştur. Fakat arada geçen zaman zarfında İngilizler müdafaa tertibatlannı daha mükemmel bir hale ifrağ etmişlerdi. «L. Z. 98» jeplininin refakatine tahsis olu nan 12 ordu tayyaresile yaptığımız hü cumda Ingiliz tayyarelerile karşılaşmış tık. Ayni zamanda kudretli projektörler, jeplini kara bataryalarına pek âşikâr surette belli etmekteydi. Ancak şurası da bizim lehimize idi ki jeplinler fazla ha valanabiliyor, Ingiliz tayyareleri ise kendi bataryalarının ateşine tutulmamak için bizim kadar yükselemiyorlardı. Bir zaman sonra hücumlanmızı çok karanlık gecelere inhisar ettirmekten başka çare kalmamıştı. Maamafih 2 eylulde 13 tayyare ile tekrar Londraya hücum etmiştik. Şeh rin üzerine geldiğim vakit arkadaşlardan birkaçı bomba atmağa başlamışlar ve birkaç iştial husule getirmişlerdi. Projektörlerin kuvvetli ziyalan içinde adeta kendimi bir tiyatroda zannediyor dum. Ortalık gündüz gibi aydınlanmıştı. Bir saatten fazla şehrin açıklannda do laşmağa mecbur kaldım. Nihayet 10,000 kadem irtifadaki bulutların arasma kanşarak tezgâh ve fabrikalardan ancak bir kısmını bombardıman edebildik. Bizim ilerimizde Schramm'ın kumanda ettiği «S. L. 11» jeplininin tutuştuğunu gör düğümüz zaman yüreğim ağzıma gelmişti. Koca sefine bir dakika kadar havada parlıyarak kahdıktan sonra parça parça toprağa düşmeğe başlamıştı. Bilâhare öğrendik ki «S. L. 11» jeplinini düşüren Ingiliz mülâzimi Robinson imiş. Bu mülâzime iki saat havada harbettiği ve nihayet Alman jeplinini düşürmeğe muvaffak olduğundan İngiltere Kralı tarafından Victoria Cross nişanı verilmiştir.» Kumandanhk dairesi ittihaz edilen Ayazağa kasnnın merdiven başındaki somaki sütunlar Ankara 10 (Telefonla) Istanbul gibi, Süvari Binicilik okulu dı ih hali aslisi muhafaza edilmek şartile ta • polis mektebine kabul edilen namzedler tiyaca tamamile uygun bir yerde te mir olunacaktır. şunlardır: Amasyadan Reşad, Bursadan essüs etmiş oldu. Avrupadakı bü Mekteb civannda ve asfalt yol üze Saffet, Kastamonudan Cemal, Kocaeli tün binicilik mekteblerinden, vâsi a rinde, okul kadrosundaki zabitlerle aileden Veli, Kastamonudan Ismail Gül, razisi olmıyanlar, şehirlerdeki kışlaların lerine mahsus evler yapılmağa başlan Kütahyadan Mehmed, Kocaeliden Tev dar muhitinden çıkanlarak geniş arazide mış, iki daireli olan birinci ev bitmiştir. fik, Niyazi, Hasan, Maraştan Mehmed yeniden tesis edilmektedir. Nitekim Al Bu evler tedricî bir surette yapılarak büAlpaslan, Ahmed, Srvastan Ömer, manlar Hanover'deki yanm asırlık Bini tün okul subaylarına kifayet edecek mikTrabzondan Fevzi, Çakal oğlu Temel, cilik mekteblerini terkederek, Potsdam tara çıkarılacaktır. Burada, bir de okul Mehmed Aksoy, Mustafa Yazıcı, Ra civarmda yeni ihtiyaclara uygun vâsi a komutanına mahsus daha büyük bir ev sim Kötük, Kahraman, Yusuf Sayad, raziye malik bir mektebe naklediyorlar. yapılacaktır. Ayazağa köşkü de arazisinin genişliği Mehmed, Ziya, îsmail Hakkı, SalâhadBinalann ortasındaki meydan da tandin, Kocaeliden Necdet, Balıkesirden bakımmdan çok münasib olduğu gibi zim edilerek açık hava maneji haline koIbrahim, Amasyadan Zurnacı oğlu, Ko mevcud binalan da ihriyaca tekabül et nulmak üzeredir. Etraftakı geniş a caeliden Arif, Mustafa Türk, Recai, Sı mektedir. Burada, Sultan Aziz zama razide, her çeşid mâniler, talim ve tatvastatı Ahmed, Baîıkesirden îsmail Yıl1 nında yapılmış, 12 büyük odalı cidden bikat yerleri hazırlanacaktır. maz, Giresundan Hüseyin, Trabzondan çok güzel bir kasır vardır ki burası müOkul arazisinin bir kısmı ağaclı ve kokemmelen ve eski haline benzetilerek taFehmi, Tokattan Ali, Kocaeliden Mahruluktur. Asfalt yola yakın tarafların mir edilmiş ve kumandanhk dairesi ittimud, Ordudan Abbaşoğlu Osman, Elâdaki ağaclar vaktile baltaya kurban githaz olunmuştur. zizden Nazım, Ispartadan Mehmed miş olduğundan bu sene, ilk parti olarak Bu kasrın karşısında ayrıca 12 odalı Cengiz, Vehbi Kaya, Ismail, Mustafa, bir köşk daha vardır ki o da tamir edi 3000 ağac dikilmiş, bunlann yarısından Çoruhtan Niyazi, Boludan Hüseyin lerek mektebin kadrosundaki muhtelif fazlası tutmuştur. Ayrıca bir meyva fi * Türker, Çoruhtan Musa, îspartadan Ga birliklerin subaylarile diğer memurlara danlığı tesis edilerek buraya da 300 meyva fidanı dikilmiş, bunlann hemen hepsi lıb, Izmirden Süleyman Sönmez, Ihsan, tehsis edilmiştir. Fetlhi Doğan, Enver Ayvaz, Diyarbe Büyük kasrın sol tarafında, a tutmuştur. Ahırların arkasmda geniş kirden Ali Yıldız, Balıkesirden Ahmed ğadar arasında, 20 X 60 büyüklü bostanlar da vardır. Buraya da, mekteb Şamh, Malatyadan Cumah, Erzurumdan ğünde ve tavanı 7 metro yüksekliğinde için, zerzevat ekilmeğe başlanmıştır. Yusuf, Eskişehirden Mehmed Öztürk, mükemmel bir kapalı manej yapılmıştır Okulun eskiden Hamidiye suyu de Erzurumdan Faik Güneş, Erzincandan ki böyle bir kapalı manejin Balkanlarda nilen çok güzel bir içme suyu varmış. Yalçınkaya, Trabzondan Seyfeddin eşi yoktur. Bunun da deposu yeniden yapılmış, yeYalnız, Emin Öner, Denizliden Şevket Kapalı manejin, kasra yakın olan ta ni depo yapılırken, ayni lezzet ve kuv •> Ay, Malatyadan İskender, îspartadan rafında, iki katlı bir zabitan kazinosu in vette diğer bir su daha bulunarak mek • Hüseyin Kabul, Ahmed Kök, Naim Sa şa edilmiştir. Kazinonun bir cephesi ma tebin içme suyu da tamamile temin edilkarya, Halil, emzi Kansu, Muğladan nejin içine nazır ve balkon şeklindedir. miştir. Diğer su sarfiyah ve atlann su * Osman, Balıkesirden Mehmed Yıidıran, Zabitan kazinosunun umumî büyük sa lanması için de Terkos suyundan istifaÇoruiıtan Gencyılmaz, Trabzondan O lonu, bilârdo salonu, kütübhanesi, misa de edilecektir. mer Aydın, Malatyadan Öğüncü, Koca fir odası, biri kadro zabitlerine, diğeri Hulâsa, bu harab kasırla müştemilâeliden Özsoy, Eskişehirden Hüsnü, An mektebde okuyan subaylara mahsus ayrı tının yerinde cidden mükemmel ve çok karadan Mehmed Tayyar, Denizliden iki salonu, banyo ve duş yerleri, soyun güzel bir Süvari Biniciliği okulu vücude Mehmed Çoban, Gümüşhaneden Salih ma odası vardır. gelmiştir. Mekteb yakında, Harbiyeden Büyük kasrın sağ tarafına da yeniden buraya taşmacaktır. Yalçın, Erzurumdan Temizer, Boludan Hayreddin Güngör, Tahir, Çanakkale bir yarsubay dairesi yapılmıştır. Bu iki Atçıhğın ve biniciliğin baş hamisi Başden Rifat Açıkel, Burdurdan Mustafa katlı bina, Harbiyeden çıkıp Süvari bi bakan îsmet înönünün eseri olan bu güYılmaz, Yozgaddan Erikel, Bilecikten nicilik okulunda okuyacak olan yarsu zel süvari yurdunun kurulmasmda, şim Mahmud Coşkun, Boludan Ali Kâmı baylara mahsustur. Birinci katta dersha di kıt'aya geçen sabık okul komutanı ran, Çanakkaleden Samih, Kütahyadan ne, kazino ve oturma odaları, yukan kat kurmay yarbay Saim Önhonun büyük ta da dört yarsubaya bir oda hesabile himmeti olmuştur. Yeni komutan kurmay Ali, Çanakkaleden Siyami, Ağndan yatak odaları ve duşları vardır. albay Cevdetin Yurdu daha tekemmül Fahri, Çankırıdan Yahya, Kırşehirden Kasrın eski ahırlan tamir ve tecdid ettireceğine şüphe yoktur. Kâzım Demir, Erzincandan Fuad, T o edilerek üst katta efrad koğuşları, alt kaddan Emin, Balıkesirden Mehmed, Süvari zabitlerimiz, Türkiyenin, mevkatta hayvan ahırlan vücude getirilmişMardinden Yusuf, Ahmed, Çanakkalekii ve tertibatile belki en güzel askerî tir. Efradm sıhhati düşünülerek ahırlarla mektebi olan Ayazağada daha büyük den Seçer, Cahid, Balıkesirden Zeke koğuşlar birbirinden beton katlarla ay bir şevkle çalışacaklardır. riya, Hüseyin Başkaya, Mardinden nlmış ve ahırlara mükemmel hava menAbdülmecid, Musa, Erzincandan Ze fezleri yapılmıştır. Efrad koğuşlan ga kâi Akdağ, Izmirden Raşid, Muğ yet geniş, aydmlık ve havadardır. îadan Cafer, Boludan Şeref, Ah Atlı mâni müsabakalarına giren kıy med, Ahmed Toran, Malatyadan metli hayvanlar için de ayrıca yepyeni Kadir, Giresundan Hamdi Veh ve modern şekılde bir ahır yapılmakta Safranbolu (Hu bi, Elâzizden Durak, Giresundan dır. susî) İkisi opeHüseyin, Muğladan Hasan Uzun, KoSüvari Binicilik okulunun emrinde bu ratör olmak üzere caelinden Mehmed, Afyondan Hikmet, lunan Gedikli Zabit mektebi için de ay beş tane doktora Çankırıdan Yakub, Tekirdağından Ha n bir daire hazırlanmış olup burası da malik olduğumuz senelerdir lil, Karstan Hakkı, Malatyadan Behçet, gayet sıhhî bir şekildedir. Yeni yapılan halde diş doktoruna has Erzurumdan Münir, Yozgaddan Os mutfağın altında, efradm her zaman yıret çekiyorduk. Bu man, Samsundan Şükrü, Manisadan Us kanabilmesi için sıcak sulu b!r hamam da vaziyet geçen yıl Mehmed, Burdurdan Hasan Ömer, Te inşa edilmiştır. matbuata da aksetMevcud köşklerden birinde efrad için kirdağından İsmail, Edirneden Şerefed tirilmişti. Bu defa eczane ve doktor odasile bir revir Diş Tababeti mek din, Nuri, Niğdeden Fehmi, Samsundan Yusuf, Edirneden Mustafa, Çanakka tesis edildiği gibi küçük fakat güzel bir tebinin 935 mezunlarmdan olup iki seleden Halil, Edirneden Mehmed, Kars hayvan hastanesi ve nalbandhane de ya neye yakm bir zaman, ayni mektebin pılmıştır. asistanlığmda çalışarak meleke ve matan Ali, îstanbuldan Halid, Edirneden Kasnn aşağısındaki derede Sultan lumatmı artıran ve sertifika almağa Fikri, Yozgaddan Ömer, Edirneden Aziz zamanında yapılmış 19 X 1 muvaffak olan Bayan Necmiye Eker Fehmi, İsmail, Abdurrahman, îzmirden gelerek muayenehane metroluk büyük bir havuz ve bu havu Safranboluya Sehabeddin, Malatyadan Halid oğlu açmış, bu suretle buranm mühim bir zun başında çok güzel çinilerle süslü Osmandan ibarettir. ıhtiyacını karşılamıştır. fakat viran bir köşk vardır ki burası da Polis mektebine alınacakyeni talebeler olduğunu takdir ede rek mektebin Şişli Büyükdere asfalt şosesi civarındaki Ayazağa kasrma naklini emretmiş ve bu kasır, bütün müşte milâtı ve vâsi ara zisile Binicilik mek t e b i n e verilmişti. Böylece, metruk bir halde olduğu için gittikçe harab o lan kasır ve müştemilâtı, günün birinde, büsbütün yıkıl maktan kurtulduğu Safranboluda diş hekimliği