CUMHURÎYET 11 Eylul 1937 KUçük hikâyo Ruben kardeş 1 Selma Lagerlöf'ten sssJf ben'in ölümü annesinin gönlünde bu kadar hasret bırakmıştı, her halde Ruben'in kendilerinden daha UBIU olmuf olması lâZimdı. ve ekseriya, içlerinden biri: «Ah! Annemi, Ruben kardeş kadar sevindirebilsem!» diyordu. Ve bununla beraber Ruben hakkmda pek az şey biliyorlardı: Topaç çevirmiş ve taş bir merdivende soğuk almıştı. Fakat annenin onu bukadar sevmesine bakıljrsa, ne harika bir çocuktu demek o! Kocası öldükten sonra zavallı kadm cağız mütemadi surette çahşmaktan ve sıkıntıdan başını alamadı. Çocuklar düşündüler ki Ruben yaşasaydı anneleri nin felâketi biraz hafiflemiş olurdu. Ve onu her ağlar görüşlerinde, Ruben öldü* ğü için yahud kendileri Ruben'e benze medikleri için ağladığını zannediyorlar' dı. Ahl Annelerinin kendilerini Ruben kadar sevmesi için ne yapmazlardı! Ve, bu cihetten, Ruben kardeş, annejine en çok hayrı dokunan çocuktu. Erkek çocukların en büyügü, çaym öte tarafına geçmek istiyen yabancılan kayığma bindirerek ilk para kazandığı gün içinden hiçbir şey almadan, bütün parayı getirip annesine verdi; ve zavallı kadının sevinci önünde, kalbini kemiren ihtirası dışarı vurdu: Anne, şimdi kardejimiz Ruben gibi değil miyim? Anne, bu taze ve aydınlık çchreyle, orada, merdivenin basamağında oturan küçük hayaletin soluk çehresini, içinden mukayese etti. «Evet» demeği nekadar isterdi! Fakat bunu yapamadı, nihayet: Her nekadar kardeşin Ruben gibi değilsen de annen seni çok sever Ivan, dedi. Bu kardeşe erifilemezdi: Çocuklar bunu anlıyor, fakat gene de bütün gayretlerini sarfebnekten geri kalmjyorlar dı. Büyüdüler, koca koca adamlar oldu» lar, çalışmalan sayesinde rafaha kavuştular, itibar kazandılar, halbuki Ruben kardeş daima ta} merdivendeki yerinde duruyordu. Ve, bununla beraber, daima kendilerinden ilerideydi: Ona yetişilemezdi. Ve yaptıklan her terakkide, annelerinin hayatlarına getirdikleri her yenilikte, onun: «Ah! Kü çük Ruben'im bütün bunları görmiiı ol« saydı!» dediğini duyraak kendilerine kâfi bir mükâfat oldu. Küçük Ruben, bütün hayatınca, an nesine refakat etti, ölüm döşeğine kadar. Son saatlerinde de kendisini teskin eden o oldu, zira en mustarib dakikalarında, çok geçmeden Ruben'e kavuşacağı dü îüncesi içinde gülümsiyordu. Annelerinin ölümünden sonra, küçük Ruben erkek ve kız kardeşjeri için, namuslu ve çalışkan hayatın, anne muhabbetinin, geçmişteki sıkıntılı günlerine aid acıklı hatıralarmm sembolü haline geldi. Ondan konuştukları zaman sesleri daima asil ve müffik bir inhina alıyordu. Ve böylece, yaşadıkları müddetçe ve kendilerinden sonra da çocukları, küçük Ru ben'in etrafındaki bu dinî ayin havasını devam ettirdiler. CEVAD SADIK Parlamentolar kongresinde Türkiye lehine birçok tezahürat yapıldı (Baştaraft 1 inci sahifedA Rujnamede ilk ve en mühim mtdd RADVO Adele Sandrock Artistin cenazesi Viyanaya götürüldü Almanlann büyük artisti ihtiyar Adele Sandrock'un cenazeti aslen A * vusturyah olması dolayısile ve vaıiyeti mucıbince Viyana ya gönderilmiı, 8 eylul çarşamba gü.. « r. .» Bundan doksan sene evvel, küçük bir erkek çocuğu, büyük meydanda, topaç çeviriyordu. Çocugun adı Ruben'di. Ancak üç yaşında vardı; fakat onu kamçi' sını şaklatırken gönnek bir zevkti, ve topacmı hakikî bir küçük adarn gibi kamçılıyordu. O gün doksan sene oluyor bir bahar Havasıydı. Mart ayı gelmişti ve şehir ikiye aynhyordu. Biri, güneşin vurduğu beyaz ve sıcak bir âlem, diğeri, gölgele rin hüküm sürdüğü, karanhk ve soğuk bir âlem. 1 Bir sıra evin dar sahasmdan başka, bütün meydan güneşe aiddi. ı Küçük erkek çocugunun, o kadar cesur olduğu halde, topacını kamçılamak tan yorulması mukaddermiş; dinlenecek bir yer seçmek için etrafına bakındı; bulmak giiç değildi: Etrafta kanape filân yoktu, fakat her evin bir taş merdiveni yardı. Küçük Ruben bundan daha âlâsmı tasavvur edemezdi. * Ruben çok vicdanlı bir küçük adamr dı. Yabancı merdivenlerin basamaklan iistüne oturmasından annesinin hoşlanmıyacağını hayal meyal düşünebiliyordu. 'Annesi fakirdi. Bumm için değilmidir ki atla başkasmdan birşey almak ister gibi görünmemek lâzundı. ' Nihayet kendi evlerinîn ba«amakları ustüne oturdu. Zira, kendileri de, büyük meydanda oturuyorlardı. Bu drç merdiyen gölgedeydi ve şaka maka hayli soguktu. Küçük Ruben başını trrabzana dayadı, ayaklannı altına aMı, yerinden inemnundu. Güneş haızmelerinin mey cranm ortasında oynadığmı, çocuklann kofuşruğunu, topaçların döndüğünü bir an daha gördü; sonra gözlerini yumdu ve uyudu. Belki bir saat uyudu, uyandığı 'zaman, çok fena olduğunu hissetti. Ağ lryarak annesinin yanma döndü, ve anne, çocuğun hasta olduğunu hemen farketti, kendisini yatırdı ve birkaç gün sonra küçük Ruben öldü. 1 Annesi, zamana vc ölüme meydan okuyan bir teessüre kapıldı. Başka ço cukları, ve hayatını dolduran birçok endîşeleri vardı; fakat oğlu Ruben, ruhunda, daima, tek başına hüküm sürdüğü bir yer işgal etti. Gözleri önünde yaşamağa devam ediyordu. Kadıncağız. güneşte oynıyan bir çocuk grupu görünce, Ru ben hemen oraya koşuyordu. KeiKİisi ev işlerine bakarken, o; daima orada, dışaııda, tehlikeli merdiven üzerinde uyu • muş duruyordu. Yaşıyan çocuklanndan hiç biri küçük ölü kadar akhnda değildi. ı Birkaç sene sonra, Ruben'in bir kız kardeşi oldu. Topaç çevirmek yaşma geldiği zaman, bir gün, taş merdivende dinleneceği tuttu. Birdertbire birinin kendisini eteğinden çektiğini sanmış olan anne, hızla difarı çıktı ve onu içeriye öyle bir tutup çekti ki, kızcağız annesinin bu hareketini bütün hayatınca hatırladı. Annesinin garib halini ve: «Biliyormus'ur^ vaktile senin bir erkek kardeşin vardı, adı Ruben'di, orada, merdivende oturduğu îçin öldü. Sen de ölmek ve beni bırakmak mı istiyorsun Berta?» derken sesinin nasıl titrediğini asla unutmuyordu. ı Az sonra Ruben kardeş, annesi için oldugu kadar erkek ve kızkardeşleri için 1de yaşar oWu. Annenin çocukları üze rinde o kadar hâkimiyeti vardı ki hepsi onun gözlerile görüyorlardı ve anneleri için olduğu gibi kendileri için de, küçük hayalet daima orada taş merdivenin ba6amağı üzerinde oturur oldu ve tabiî, oîada oturmak hiç birinin aklına gelmedi. •Fakat, taş bir merdivende, yahud yol kenannda bir taş üzerinde birini gördüler mi, kalblerinde bir sızı duyuyor ve Ru ben'i düşünüyorlardı ve Ruben büyüdü, «na hatıralarmda ve sohbetlerinde çok yüksek bir yer vcrdiler. Miryam Hopkins Meşhur yildız bir rejisörle evlendi Evvelâ «5en Mülâzım» deki aptal asilzade kız rolünde tanıdığımız, sonra «İki Yüzlü A dam» da büyük bir trajedi artisti oldu ğunu tasdik ettiğimiz Miryam Hopkins Miryam Hopkins rejisör Antol Litwak'la gizlice evlenmiştir. Nikâh merasimi birçok yıldızlann evlendikleri Juma şehrinde yapılrmş., nikâhı kıyan noterin karısı Miryam'm ve rejisör Fritz Lang da Anatol Litwak'm şahidi olmuşlardır. Anatol «Son Uçuj» la diğer birçok filimleri sahneye vazetmiş aslen musevi olan 33 yaşında bir rejisördür. Miryam ise 34 yaşında ve protestandır. Ne yaş ve ne de din farkları bu çifti birleşmtkten menedememiştir. Bu izdivac Miryam'ın üçüncü ve Anatol'un ikinci evlenişleridir. •jf Amerikanın son yetiştirdiği genc artistlerden Alice Fay ki bazı Fransız gazeteleri bunu Fay Wray'la kanştırarak «Mumyalar Müzesi» nin kahramanı gibi göstermişlerdir da filimlerinden birinde partöneri olan Tony Martni ile evlenmiştir. Tony musevi, Alice katoliktir. JC Rejiıör Frank Capra'nın merbut olduğu Columbia şirketinden aynlarak «United Artits» şirketine geçeceği söy lenmektedir. ^ Paristeki mülteci Rusların hayatını tasvir eden ve şimdiye kadar on dört lisana tercüme edilerek. Arnerikada bir senedenberi hiç durmadan oynanan Frannz piyeıi Tavariı'in sinemaya alınma hakkı Warner biraderler şirketinde dir. Bu şirket filmi Kay Francis'ye oy natmak isterken rejisörün arzusile bu rol' Claudette Colbert'e verilmiş, bunun üzerine Kay Francis stüdyoya gelerek bağınp çağırmış ve Warner şirketile alâkasını keseceğini beyan etmijtir. •c «Tavariş» piyesinin muharriri j" f Jacque Deval, «Kadınlar Kulübü» is mindeki eserinden iktibas edilen filimde oynıyan Elsa Argal'la «vlenroijtir. Fakat izdivac merasiminden dönen kan koca çığ altında tam 48 saat kalmışlar, güçhalle kurtulmuşlardır. ^T Holivud'daki Fransız artistlerinin sayısı gittikçe fazlalajmaktadır. Bundan Fransız filim âmilleri hiddetlendiği ka dar Amerikalı artiıtler de müteessir ol maktadırlar. Birinciler elden kaçırdık diye, ikinciler yerlerimizi alıyorlar diye!.. Bakın en meşhurlan kaç kişi olmuşlar sayın ve siz de her iki tarafa hak verin! Charles Boyer, Danielle Darieux, Mi chcle Morgan, Simone Simon, Annabella, Fernard Grevey, Mireille Balin, Ketty Gallian, Germaine Aussly, Blanchette Brunoy, Georges Rigaux. y Bu akşamki program ) ISTANBUL; 12,30 plâkia Türk musitoi 12,50 havadİ3 13,05 muhtelif plâk nesriyatı 14,00 SON 18,30 plâkla daıu musilusi 19,30 konferaas: Dr. Fahreddin Kerün (Mektebler açıluken) 20,00 Cemal Kâmil ve arkadagları tarafından Türk musikjsl va halk şarküarı 20,30 Omer Rua tarafından arabca söylev 20,45 Belma ve arkadaşları tarafından Türk mu*ikisi ve halk şarkılan, (Saat ayarı) 21,16 OPKESTRA 22,15 Ajans ve Borsa haberleri ve ertesl günün programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23,00 SON. VİYANA: 18,30 gramofon ve teangık yayın . 80,11 KORO KONSERI 20,50 karifUc y»ym • 22,35 KONSER: Bach'ın eserleri 23,15 fcaberler 23,25 EÖLENCEIİ KONSER. BERLİN: 17,05 EGLENCELİ YAYIN VB MÜSİKİ 20,05 KORO VE MU8İKİ 21,05 devlet yayını, haberler 23,35 dans musikiaj, PEŞTE: 18,35 ŞAN KONSERİ 19,35 konferaM 20,05 ÇİNGENE ORKESTRASI 21,05 karışık yayın 22,30 ASKERÎ BANDO 24,08 CAZBAND TAKIMI 1,10 aon haberler. BÜKREŞ: 19,05 ASKERÎ BANDO 20,20 konferans, gramofon 21,20 DANS ORKESTRASI 22,35 karLşık yayın • 32,50 KONSER 33,80 haberler. BELGRAD: 18,25 KONSER 19,05 KARIŞIK ŞAR KUAR 19,55 gramofon, ulusal yayın, haberler 21,05 OPERET YAYINI 33,05 hftberler 33,50 MUSİKİ 24,20 gramofon. LONDRA: 19,05 ORKESTRA KONSERİ 20,05 HAFİF MUSİKİ 20,25 karışık yayın 21,05 AÇIK HAVA KONSERİ 22,40 HAFİF ORKESTRA VE ŞAN 34,35 DANS ORKES TRASI, igtirahatlerde hava, haberler ve saire. PARİS [P.T.T.l: 18,05 ORKESTRA KONSERİ 10,38 gramofon, haberler, karışık yayın 22,05 OPERA YAYINI, en sonra haberler, hava. ROMA: 18,20 DANS MU8İKİ8İ . 19 kari|ik ya yin 21,45 KARIŞIK MUSİKİ 22,05 O PERA YAYINI, istirahatlerde hava, haberler 24,35 lngiliace haberler, sonra DANS MUSİKİSİ. olarak birük umum! kfttibinin dünya nm siyasî ve iktısadî vaziyetine aid raporunun raünakaşası vardı. Bu raporda Türkiyenin son bir sene içinde gerek Boğazlar meselesine aid Montrö mukavelesile ve gerek Hatay istiklâline mü teallik uzlaşmalarile elde ettiği siyasî zaferler, ve bu vaziyetlerin elde edil mesi hususunda takib edilmiş olan dürüst ve sulhperver usuller tebarüz ettirilmiştir. Delegasyonumuzun şefi Hasan Sa ka raporun münakaşasına iştirak etmiş ve söz sırası kendisine gelince, konferans reisi, onu parlamentolar birliği tarihinde hususî bir mevkii olan ve iştirak edenlerin hiçbir vakit unutamıyacakları İstanbul konferansmm relsi diye takdim etmiştir. Şiddetli alkışlar arasında kürsüye çıkan Hasan Saka, bevnelmilel siyast ve iktısadî vaziyet hakkmda noktai nazanmızı hulâsa et tikten sonra Atatürk Türkiyesinin sulh ve Cemiyeti Akvam idealine bağhlığını ve bu ideal uğrundaki hizmetlerini iyice te'barüz ettirmiş ve mü§terek emni yetin tesisi yolunda gerek Balkan An tantı ve gerek geçenlerde imzalanan Saadâbad Paktı dolayısile oynadığı büyük rolü anlatmıştır. Hasan Saka, Türkiye ile Fransa arasjndaki dostluk ve kültür rabıtalarına da işaret eyliyerek alkışlar içinde sözünü bitirmiştir. Konferansın mesaisinl, dahilî işlerini ve birliğin bütçesile müstakbel faall yeti programmı tanzim eden konseyde Türk grupunu Mustafa Şeref özkanla Zeki Mes'ud Alsan temail etmişlerdir. Pazar günü Vemy'da Frannz Rel»icumhurunun riyaseti altında bir jçtima yapılmıştır. 6u içtinudan sonra Reisi cumhur delegasyon şeflerini ve bu arada Hasan Sakayı kabul ederek görüş fnüştür. Konferans esnagında Romanya meclisi maib'usanile meclisi âyan reisleri Küçük ttilâf ve Balkan Antantı delegelerine sergddeki Romanya paviyo nunun lokantasında bir öğle ziyafeti vermialerdir. Bu ziyafet çok samimî ve neş'eli olmu$, delegasyon reisleri nutuklar söyliyerek her iki «ntantm »ulha hizmetlerini tebarüz ettirmişlerdir. Türk delagasyonu reisi Hasan Sakanın nutku cok alkı^lanmış ve Türk mületile onun Ulu Önderi Atatürk hakkmda yüksçk tezahürler gösterilmesine vesile teşkil etmiştir. • «' Adele Sandrock'un resmi en son Sotyoloji kongretinde Arsıulusal sosyoloji kongreBİnde memleketimizi Paris Türk talebe enspek törü Avni Başman temsil etmiştir. Avni Başman, yeni Türkiyenin vücude getirdiği içtimaî muvazeneler mev zulu bir tebliğde bulunmuştur. Kongre bu tebliği büyük alâka ile dinlemiş ve alkışlamıştır. tlk tedrisat ve beden terbiyen kongresinde Geçenlerde Pariste toplanan arsıulusal ilk tedrisat ve beden terbiyesi kongresine, Maarif Vekâleti ve îstanbul Üniversitesi pedagoii enstitüsü namma iştirak eden profesör Sadreddin Celâl biri «bilgi testleri ve bunlann tahsil verimini objektif olarak ölçmek itibarile kıymeti>, diğeri de «Türkiyede ilk tahsil ve halk terbiyesi telâkkisi» mevzulu iki tebliğ yapmış ve alâka ile takib edilmiştir. Bundan başka, ilk mekteb talebesi eserlerinden yaptığı sergi, bütün dünya memleketlerinden gelen terbiyecilerin takdirini celbetmistir. nu Vıyananın Mass» lerinsdorf mezarlığına gömülmüştür. Fakat bundan evvel geçen cumartesi günü Berlinde Saarland sokağındaki tiyatroda. evvelce yazdığımız veçhile, Adele'nin hatırasına hürmeten bir matem merasimi yapılmıştır. Tiyatro, ba?ta Propaganda Nazın Goebbelı olmak üzere tiyatro, san'at ve fi lim müntesibleri ve muhiblerile doluydu. Kapıda ise binlerce kişi bekliyordu. Devlet tiyatrolan teşkilâtı reiıi Dr. Rainer Schlösser, artistin ailesi namma orada hazır bulunan kızkardeşi Wilhelmine Sandrock'la Alman devletinin kültür tejkilatını temsil eden, Kültür Nazır vekili Han* Hinkel'i ve Adele'nin diğçr akrabasını hazıruna takdim etmijtir. Sahnede beyaz krizantem ve leylâk buketlerinden vücude getirilen büyük bir ehramın önüne hitabet kürsüsü konrnuştu. Sahnenin dibine baştanaşağı bir siyah perde gerilmişti. önünde muhtelif çiçeklerdcn yapılmış ve ihtiyar artistin dostlan, hürmetkârlan tarafından gönderilmiş sayısız çelcnkler duruyordu. Halk operasının orkestrası ilk matem havası olarak Pamfal'ın ouverture'ünü çalmıştır. Bundan sonra muhtelif hatib* !er artistin tan'at hayatından bahsetmiı • lerdir, Onun sinemadaki faaliyeti de Tbis kumpanyaıının imalât direktörü Hans Helmuth Zerlett tarafından izah edilmijtir. Sonra Beethoven'in bir Adagio'ıu çalınmı; ve bunu müteakıb Pro paganda Nazın Dr. GoebbeU kııa bir nuruk irad ederek Adele'nin hatırasını hürmetle yâdetmiş ve muhterem ölüye göıterilen alâkadan dolayı hazırqna tejekkür etmiftir. Pazar günü cenaze Goebbels'în çelengüe birlikte cenaze arabasına konulup istasyona götürülmüş ve oradan Viyanaya gönderilmiştir. Cenazenin geçriği bütün caddelerdeki halk derin sükut ve matemle san'atkânn ölüsünü selâmlamıştır. Mes'ud Adele!.. Bizde de san'at ve san'atkâra acaba ne zaman bu alâkalar gösterilmeğe başjanacak? İC Greta Garbo'nun M.G.M. şirketinden ayrılarak Şarlo gibi kendi hesabına filim çevirmeğe başlıyacağı ve bu kordelâlarda başrolü oynadığı gibi rejiyi de bizzat idare edeceği hakkmda rivayetler deveran etmektedir. NÖBETÇİ ECZANELER Bu akçam »ehrin muhtelif semtlerind» nöbetçl olan eczaneler şunlardur; İstanbul cihetlndekiler : Emlnönünde (A. Mlnasyan), Beyazıdda (Bellcts), Küçükpazarda (H. Hulusl), Eyübsultanda (Muetafa Arif), Şehremlnin» de (Nâzım Sadık), Karagumrükte (Kemal), Aksarayda (Etem Pertev), Şehzadebaşmda (Mustafa Hamdi), Alemdarda (Esad), Fenerde (Vitall), 8amatyada (Erofilos), Btkır^öyde (Hilal). Beyoğlu clhetindekiler: Lstiklal caddeslnde (Della Suda), Tepe. başında (Klnyoli), Oalatada (HtUeyla snv), Tttksim Lstiklâl caddealnde (Ll • monclyan), Pangaltı Halâskârgazi cadde sinde (Nargileciyan), Kasımpaşada (Vasıf), Hasköyde (Barbut), Be§tlcta«ta (N«11 Halld), Sarıyerde (Osman). Usküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda İBkelede (Merkez), Kadıkö yünde eskl İricele caddeslnde (SotlryadU), Yeldegirmeninde (Üçler), BUyükadad» (Şlnaal Rıaa). Heybellde (Halk). Altı kişinin ölümile neticelenen bir kaza Sinemanın tesirlerinden.. Beşiktaş Kızılaym Bursa gezintisi Bursa hapisanesinde bir ihtilâs garib şekilde meydana çıktı Bursa (Hususî) Bursa Hapisanesi müdürü Sabit ölmii^, bilâhare hapisa ne kasası açılmca, mahkumlara aid olarak kasada saklı bulunan paralrın mü dür trafından yendiği anlaşılmıştır. Beşiktaş kazası Kızılay heyetl ayıa 19 uncu pazar günü Mudanya tarikile gidip gece dönmek üzere Bursaya bir gezinti tertib etmiştir. Gezinti DenizyoUarı Işletmesinin Çanakkale vapurile olacak ve Mu danyadan Bursaya kadar hususi tren ve otobüslerle gidilecektir. Vapurda mükemmel caz takımile tanınmış san'atkârlardan mürekkeb bir saz bulunacaktır. Vapurda ucuz büfe vardır, Mehtablı bir geceye tesadüf eden bu eğ leneeli gezintiye iştirak etmek istlyenle rin hergün saat 17 de Beşiktaş Akaretlerı Çocukların hiç biri, anneleri kendisini de Kızılay kaza heyeti merkezine, Ortaköyde kırtasiyeci İbrahim Sipahioğluna, kaybettiği takdirde bu kadar müteessir Galatada Cemaat hanında 2/3 numaralı (placağmı zannetmıyordu. Değil mi ki Ru yazıhaneye müracaatleri lâzımdır. Evlenme Bayan Güzin Kandemirle iktısad doktoru Bay Hikmet Sonayın nikâhları dün Beşiktaş Nikâh memurluğunda kıyılmıştır. Tarafeyni tebrik eder, yeni yuvaya saadetler dileriz. Bursada yeni Halkevi binası Bursa (Hususî) Burada yeni yapılacak Halkevi binası için mimarlar arasında bir müsabaka açılmıştı. Bu mü sabakada Bursa Nafıa mimarı Bayan Münevverle mimar Abidin Mortaş kaBayan saçınızı Greta Garbo'nunki zanmışlardır. Sekiz yüz liralık mükâmi, yoksa Marlene Dietrich'inki fat bu iki mimar arasında taksim edi lecektir. mi yapayım? Uayvr, Shirley Templ'in gibi ya • Yeni Halkevi binası yüz bin liraya yapılacaktır. Tamamen yeni bir hale ıfrağ edilmiş olao A : ^JED C Yeni 19371938 sinema Ağustosun 23 ünde Amerika bahri yesine mensub bir deniz tayyaresi San Diego körfezinde suya düştü. Tayyarede bulunan sekiz kişiden, altısı kendilerini kurtaramıyarak boğuldu, iklsi de ağır surette yaralandı. Resimde tayyareyi çıkarmak için alınan tertibat da görülmektedir. Haydar Rifatın eterlerinden KaragömlekJiler îhtilâli Etrüsk Vazosu tliçin ölümü Efendi tle üşak Vikontun ölürnü îklimler îlk Aşk Küçük Hikâyeler Mevud Toprafe Stalin Lenln Mezhebl Felsefe Tarih Felsefeâ Anarslzm 100 Kr 20 50 40 30 100 100 100 125 150 75 35 125 60 M. Ruzvelt'in annesi Avrupada gibi gibi pın! Muayenehane nakli Doktor Osman Şerefeddin Nuruos maniye caddesinde 19 numaradaki muayenehanesini ayni caddede 5 numaraya nakletmiştir. j ü n t K oıneması SSSLTÎUİÎÎK. ;• „ ; «, E B E D Î S E N F O N İ 1 FERNAND GUzel Fransız filmi ile açıyor. Baş rollerde: Nişanlanma Konya askerî hastanesi doktorların dan binbaşı Dramalı Bay Nüzhetin kızkardeşi Bayan Nemide Aktulga ile, Ziraat Bankası avukatlarından Y. Ziya Draman nişanlanmışlardır. Tarafeyne saadetler dileriz. GRAVEY Ilâveten: EKLER JURNAL, en son dünya havadisleri ve ayrıca eski ve yeui Çin vilâyeti (PEKIN) ?ehri, ilmi bif filim JACaUELINE FRANCELL ve ALERM İPEK Amerika Cumhurreisi M. Ruzvelt'in annesi Avrupada muhtelif msm • leketleri dolaşmaktadır. Şimdi Parise gelmiştir, sergiyi ziyaret ediyor. Madam Ruzvelt'e serginin Lyon paviyonunda bir ziyafet verilmiştir. Resimde yeraekten sonra asçıbaşıya teşekkür ederken görülmektedir, B U G UN SINEMASINDA ŞANLI ORDUMUZUN TRAKYA Manevraları Turkçe sozlö ve sesli 1000 metroluk büyük iilm ve VEFAT Altınoğlu ailesinin tanınmış ve iyi hatıra bırakmış bir uzvu olan Bay Melek evvelki gün Çamlıcada Altunizadedeki köşkünde Allahm rahmetine ka vuşmuştur. Allah rahmet eylesin. ERTUĞRUL SADİ TEK Bu gece Beylerbeyi îskele tiyatrosunda NUR BABA Meşhur Vodvil 3 perde Baş rollerde : KATE Dö NAGY • JEAN PIERRE AUMONT tmmm^KmKtmttMtmKtMtmmmmmm Bugün ıaat 1 de talebe teaoıı vardır. •«••••••••^••••••BlBVi Avrupa ve Amerika arasında gene kızları tuzağa düşürmek için çalışan çetelerle hükumet erin, polisin müthiş mücadeleleri • Hakikî bâdiseler • Cemiyeti Akvamın takdir ve taltif ettifti bfiyOk bir film Herkesin görmesi lâzım gelen Fransızca aözlü bir şaheser. BEY A Z K A D I N T İ C A R E T ı