30 Afusfos BAYRAMLARIN BAYRAMI CUMHUKIYET Yeni Türk devletînin temeli 30 ağustosta tarsin olundu, genc Türk Cumhuriyetinin hayah ebediyesi orada tetvic edildi» Türtün uzak ve bilhassa yakm tari Yazan : Emekli Kurmay Binbaşı Celâl Dincer nde bir çok millî bayramlar vardır. tını tayin edecek olan boğuşmalann en er biri millî varlığımızda ayn birer kıy heyecanlısmı yaşadığımız şu dakıkadaki ;t taşıyan bu bayramlann içinde, netiâsab sükunetme kim hayran olmaz ki?.. si itibarile, en verimli olanı şüphesiz ki Fakat o, her tedbirini evvelden hazırladı• ağustos zaferidir. Atatükün, bu bügı mukadder zaferinin tahakkuk edeceğik zaferin ikinci yıldönümünde, Dum ne o kadar mutmain ve Türk milletinin >ınarda söylediği nutkundan aldığımız kahramanlığma, kendi askerî dehasına o cümleleri gözönüne getirirsek 30 ağuskadar emin ki düşmanınm muharebe sahiu bayramlann bayramı saymakta te nesini canla başla çarpışmadan terketme ddüd etmeyiz: «Afyon » Dumlupınar sinden adeta endişe etmiş görünüyor. Da:ydan muharebesi ve onun son safhası hası var: Biliyor ki düşman ordusu buraın 30 ağustos muharebesi Türk tarihıda nekadar çok mücadele eder, muhareı en mühim dönüm noktasını teşkil e beye nekadar fazla kuvvetini sokarsa, başka bir yerde yeni bir meydan muharer. Türk tarihi çok büyük, çok parlak besi vermeğe imkân bulamadan, o kadar ferlerle doludur. Fakat Türk milleti kolay imha edılecektir. ı burada ihraz ettiği zafer kadar neticei t'iyeli, bütün tarihe; yalnız bizim tari27 agustos 1922, saat 14: Düşma nize değil, cihan tarhine yeni bir cere nın, aslî taarruzumuza uğnyan, Afyon n vermekte kat'î tesirli bir meydan mugarbındaki bütün cephesi söküldü. Afyon rebesi hatırlamıyorum. Hiç şüphe et ovası, perişan bir halde şimale doğru giBüyük Başkumandan Zafertepede snelidir ki, yeni Türk devletinin teme den, sürü, sürü, dağınık düşman kıt'ala burada tarsin olundu. Genc Türk da Anadolunun Istanbulla olan irtibat ve rile dolu. unhuriyetinin hayaü ebediyesi burada muvasalası da kesilmişti. Anadolu AjanAyni gün, saat 17: Afyondayım. sı 1922 ağustosunun son günlerinden bi Halk boynumuza sanlıyor. Buraya gelirvic olunmuştur.» Filhakika 10 kânunusani 1920 de, rinde «Gazi, Müşir Mustafa Kemal Pa ken düşman siperlerinde gördüğüm manillî Mücadelemizin henüz birkaç aylık şanın ecnebi mümessil ve misafirler şere zarayı unutamıyacağım. Binlerce ölü, • maziye sahib bulunduğu günlerde, fine Çankayadaki köşkünde bir çay ziya tekedilmiş bir çok silâh, cepane, teçhi "lakimiyet milletindir» umdesile temeli feti vermekte olduğunu» ilân ederken zat, tahrib edilmiş telörgüleri birbirine en atılan Türkiye Cumhuriyeti; on Yuca Başkumandan otomobille ve Kon karışmış bir halde. Tınaztepe, atılmış ılerce evlâdmın kanile sulamak suretile ya tarikile cepheye hareket etmiş bulu hallac pamuğuna dönmüş... velâ İnönlerinde, daha sonra Sakar nuyordu. Bu da gizleme tedbirlerinden Atatürk Belediyede misafir. Ismet 1da, nihayet ve bilhassa Afyon Dum biri idi. nönü ve Fevzi Çakmakla müteakıb hare* * * sınar meydan muharebesile takviye ve kât hakkında görüşüyor. Belediyenin önü Afyon Dumlupmar büyük meydan binlerce halkla dolu. Onu görmek istiyorrsin etmiştir. Denilebilir ki inönlerinde nüz süt çocuğu olan, Sakaryada dince muharebesi 26 agustos sabahı fecirle be lar. ı Cumhuriyet Türkiyesi, rüşdünü 30 raber başladı ve harekât evvelden tasavKıtaat düşmanın topuğuna yapışmış, ustos zaferile ispat ve mes'ud doğumu vur edildiği şekilde sevk ve idare olundu. durmadan, dinlenmeden, molasız, yemeği da 29 teşrinievvel 1923 te resmen Hiç birşey tesadüfe bırakılmamış, herşey ve içmeği düşünmiyerek onu takib edi n etmiştir. Bu itibarladır ki bugünkü evvelden düşünülmüş, zaferi kazanmak i yor. ksek millî varlığımızı ve aziz cumhuri çin lüzumlu her tedbir evvelden alınmışh. 29 agustos, gece saat 11,30: Bugün timizi bu emsalsiz zafere borcluyuz İleride, tarih Afyon • Dumlupınar mey düşman ordusu büyük kısmının çember dan muharebcsinden ve onun son safhası içerisine tamamen alınmış olması bekle ır. * • * olan 30 ağustos Başkumandan muhare niyor. Istiklâl ordumuzun büyük kısımlaŞimdiye kadar 30 agustos zaferi hak besinden bahsederken onu ancak (Ani nnı teşkil eden ve Afyon garbındaki düşıda birçok sözler söylendi, onun aske bal) ın (Kan) ı ile (Alp Aslan) ın Mâ man mevzilerini yaran birinci ordu kıta 1 mahiyeti hakkında yazılar yazıldı, e lazkird meydan muharebelerile (2) nju atının cenubdan takibi; ikinci ordu kıtal rler neşrolundu. O kadar ki, millî mev kayese edecek ve şüphesiz umumî şera atının şarktan ve şarkı şimaliden tazyikr, larla alâkası gerçekten derin olan her iti, silâhların terakkiyatını, ve bu sebeble süvari kolordusunun düşman gerilerine ürk Afyon Dumlupınar meydan mu muharebelerin zamanmıızdaki hususiyet saldırışı bu neticeyi elde etmeğe matuf. rebesile bunun son safhasmı teşkil e lerini de gözönüne alarak onlardan üs Garb cephesi harekât şubesi müdürü, n Başkumandan muharebesini, tafsi tün görecektir. başında bulunduğum telefona gelerek *** tuıa kadar, hafızasma nakşetmiş olsa muhtelif kumandanlıklardan bu hususta rektir. Bu itibarla biz bugünkü yazı Afyon Dumlupınar meydan muhare malumat aldı. zla; tarihlere, resmî vesikalara geçmiş besine aid birkaç hatıra: 30 ağustos, sabaha karşı saat 3,30: ın bu tafsilâta temas etmiyerek, bazı Talih beni tarihin en muazzam hâdise Ordu ve kolordulardan alınan malumat nlı hatıralardan bahsedeceğiz. Bununla si içinde, ve kendi hesabıma en büyük üzerine garb cephesi harekât şubesinin raber Millî Mücadelemizi sona erdiren mazhariyet olmak üzere, Atatürke en ya çizdiği umumî vaziyet haritası cephe yük taarruzumuzun ana hatlanndan kın mesafelerde bulundurdu. Bu haşmet kumandanı Ismet İnönüne götürüldü. O >aca olsun bahsetmeği faydasız bulmu dolu hâdisenin cereyanı sırasında cereyan da çok enteresan bulduğu bu haritayı ruz. etmiş ve çoklannca belki farkma vanl beledıyedeki odasında uyumakta bulu Büyük taarruzımruz başladığı gün Yu madan geçmiş bir takım öyle canlı sahne nan Başkumandana gönderdi. Atatürk ler var ki canlıhklan vuzuhlannı yıllar umumî vaziyete şöyle bir göz atar atmaz n ordusunun vaziyeti şöyle idi: Yunan ordusunun aslî kuvvetlerî (Es ca kaybetmiyen resimler gibi bugün gö hemen yatağından fırlıyor ve Ismet İnösehir Afyon Afyon garbı) hattmda zümün önündedir. Sanıyorum ki asırlar nile Fevzi Çakmağı yanına çağırıyor ve rleşmiş ve hemen bir yıldanberi bu hat geçse ve ben o kadar yaşıyabilsem bu beraberce tetkik ertikleri bu haritadan şu tahkim etmişti. Bu umumî müdafaa canlı sahnelerin hafızamdaki derin izleri netice çıkarılıyor: Düşman ordusu büyük kaybetmiyeceklerdir. kısmı, tasavvur edilen çemberin içine girttı bazı mıntakalarda ve bilhassa Afyon kuvvetlerini asla rb ve şimali garbisile Eskişehir mınta Işte bir tanesi: 26 ağustos 922 saat 11. mek üzeredir. smda, birbiri gerisinde, birkaç mevzi Düşman mevziinin bir çok aksamı saat 9 Ayni gün, saat 9,30: Düşman ordu n teşekkül ediyordu. Eskşehir Afyon dan beri ele geçmiş bulunuyor. Düşmanın sunu, teşekkül etmekte bulunan çemberin ıumî hathnın şimaJ ve cenub cenahlan, bilhassa Tınaztepeyi tekrar ve tamamen içinde boğmak ve bu çemberi daraltıp kişehirden Gemlik körfezine doğru ve ele geçirmeğe çalıştığı anlaşılıyor. Baş her tarafmı kapamak için yazılan emirler yondan Afyon Uşak demiryolu ce kumandan, elleri arkasında, Kocatepe saat 6,30 da tamam oluyor. Fakat bunbunda olmak ve daha garbda Mende nin kayalıklan arasında dolaşıyor ve, ların yerlerine vâsıl olmaması ihtimaii nehrini takib etmek üzere Adalar de birden, üzerinde oturduğum telefon si var. Bu sebeble Mareşal Fevzi Çakmak, ine doğru geriye kınlmıştı. Bu suretle perine teveccüh ediyor. Kalkıp selâm ve Altmtaş cenubundan harekât yapan, • iki cenah ihatadan kurtanlmağa ça yol veriyorum; demir bir el omzumdan ikinci ordunun karargâhına ve süvari ko lmış oluyordu. Mevcudu 230,000 e basbnyor: «Burası seremoni yeri değil, lordusu nezdine giderek sevk ve idareyi •an Yunan ordusunun (1) büyük kıs otur!» olduğum yere çöküyorum. O takarrür eden esaslar dahilinde tanzim . yukarıda işaret ettiğimiz veçhile, u merhum Kemaleddin Sami Paşaya yeni etmek üzere hareket ediyor. Atatürk de smî surerte Eskişehir Afyon hattı ü bir emir vermek üzere telefon başına ge birinci ordunun merkezi stklet kolordu inde ve gerisinde, daha ziyade Afyo çiyor. sunu teşkil eden dördüncü kolordu nez yakın olmak üzere, yerleşmişti; cepAyni gün, saat 16. Düşman, taarruz dine gitmek üzere yola çıkıyor. Evvelâ ain diğer kısımlan zayıf kuvveîlerle oephemizin muhtelif kısımlarında muka Akçaşehirdeki birinci ordu karargâhına ulmuş bulunuyordu. bil taarruza geçti. Bu mukabil taarruzlar, uğruyor ve ordu kumandanına «Düşman Türk ordusunun taarruz plânı: düşman mevziinin kilid noktası olan Tı ordusu behemehal imha olunacaktır» emBaşkumandan Atatürk, Sakarya zafe naztepede bilhassa çok şiddetli. Muhare rini bizzat tebliğ ediyor. Ismet İnönü, udenberi bu taarruz için hazırladığı or benin mukadderatı adeta orada alınacak mumî harekâtı idare etmek üzere cephe ile nihaî zaferi bir tek meydan muha neticeye bağlı görünüyor. Başkumanda karargâhmda kalıyor. )esile elde etmek karannda idi. Büyük na bakıyorum: Sağ eli ceketinin cebinAyni gün saat 16: Atatürk, ordu kaırruzumuzun plânı bu esas karara göre de, sol elinde tuthığu sigarasmı derin, de rargâhında, kafile kafile geien esirlerden zırlandı. Bu karara nazaran Yunan rin çekiyor ve dumanını ufuklara üflü bir kısmmı bizzat isticvab ediyor. BunlaJusunun cephesi Afyon garbında yan yor; belki de benden başka kimsenin işi nn içinde bir de kurmay subayı (erkânıak, Türk ordusu büyük kısmı bu ya temediği, tunc sesli bir cümleyi riîzgâr o harb zabiti) varmış. İfade verirken, Yuın mıntakadan düşman ordusunun bü nun ağzından alıp benim kulağıma getiri nan ordusu baskumandanlığmı filen ifa k kısmı gerisine düşerek onu yakalayrp yor: «Muharebe şimdi tathlasıyor!» etmekte olan Gene r ?l Trikopis'le ikinci v ha edecekti. Kuvvetli Türk süvarisi de Kendi yüksek idealinin ve iradesini şah kolordu kumandu al Diğenis'in ni mıntakadan düşman gerilerine saldı eında temsil ettiği milletinin mukaddera de daraltılmakta o.an çcmberimizin için :ak ve ayni zamanda geriye çekilip iha[1] Türk ve Yunan ordularınm o zamanki mevcudunu bizim kaynak» lan kurtulmağa çalışması muhtemel larımız şöyle gösteriyor: şman kuvvetlerini önliyecekti. Düşmaİnsan Cephedeki Ağır ma Hafif ma Top Kılıc ı nazarı dikkatini taarruz hazırlıklan mevcudu tüfek adedi kineli Tü. kineli Tü. 203.000 83.000 1002 3152 352 2.000 za celbetmemek için asıl taarruz mmta Yunanlılar 98.956 839 2025 323 5.000 Türkler 189.900 sına toplanması lâzım gelen büyük Miralay Bujaç isimli bir Fransız eserinde ise Yunan kuvvetleri 230.000 ve vvetlerimiz son zamana kadar eski top adedi 380 olarak gösterilmiştir. rlerinde alıkonulmuşlar ve taarruzdan [2] (Anibal) Milâddan bir küsur asır evvel (Kan) kasabası civarında Rocak birkaç gün evvel gece yürüyüşle ma ordusunu kendisinin daha az olan kuvvetile mağlub ve imha etmiş olan e taarruz mmtakalarına getirilmişlerdi. Kartaca hükümdarıdır. Alp Aslan; Büyük Selçuk hükümdarı 1071 de üstün ft D. * ı taarruzu gizleme tedbirleri meyanınr Bizans ordusunu yendi* ; Berlinin 700 üncü yıldönümü şenlikleri Bir hafta süren bayram, Olimpiyad sahasînda yüz bin kişinin seyrettiği muazzanj gece tezahüratile sona erdi de kalmağa mahkum kıtaatla birlikte ol duğunu ağzından kaçınyor. Başkuman dan bunun üzerine ordu kumandanına şu emri veriyor: «Kemaleddin Paşaya söyleyiniz. Bizzat Trikopis'le birlikte bu Yunan generalleri behemehal esir edileceklerdir.» Bundan sonra ordu kumandanını da yanına alarak 4 üncü kolordu kumandanının (merhum Kemaleddin Sami Paşanm) Arablıtepedeki muharebe ida re yerine giden Atatürk muhare • beyi bir müddet oradan seyredi yor. Fakat onun yurd ve mıllet uğruna her harbde ve her cephede içine ahlmaktan çekinmediği tehlikelere, kan ve ateş deryalanna alışkın ruhu kendisinin muharebeyi buradan, dürbünle, sey redebilmesine müsaade etmiyor. İleriye, daha ileriye, Mehmedcikle omuzomuza Olimpiyad stadyomunda ateşe atılacağı bir yere; etrafa ve muhaBerlin 21 Berlini yedi yüz senelik rebe sahnesine yakından hâkim olabile Alman tarihi içinde karakterlendiren ve ceği bir tepeye koşuyor. Burası on birinci fırkamızın muhaTebe idare yeri olan ve bir haftadanberi devam eden şenlikler sonradan Zafertepe ismini alan yerdir. dün akşam büyük stadyomda verilen temsille en yüksek notkasına erişmiş oldu. Işte Atatürk, Başkumandan muhare Renk, ışjk, müzik ve harikulâde bir temsibesini, bugün (30 ağustos) saat 14 te lin verdiği heyecanla yüz bin kişi unutulvasıl olduğu bu tepeden idare etmiştir. maz bir gece yaşadı ve Berlin yedi yüz Başkumandan muharebesi! Bunun a senedenberi idrak ettiği şenlik sahneleri zametini, mehabetini kim Atatürk kadar nin en güzeline şahid oldu. güzel tasvir edebilir ki?.. Bugün onbe Bir gün evvel yapılan çiçek resmî geşinci yıldönümünü bitirerek on altıncı yı çidinden ve o gece de stadyomun açık halına basan bu büyük zafer gününe aid va sahnesinde temsil edilen Herakles'ten yazımı Atatürkün 1924 30 ağustosunda sonra halk dün gece yapılacak olan büsöylediği nutuktan aldığım şu parça ile yük şenlikleri heyecanla bekliyordu. Bibitiriyorum: letler haftalarca evvel tamamen satılmıştı. «Düşman kuvvetlerini günâüz gözile Yüz bin kişilik büyük stadyom temsilden «tamamen ihala etmek ve düşmantn mu^> iki saat evvel dolmağa başlamıştı. Gayet «annidane müdafaa ettiği muharebe» sık işliyen hususî trenlere, ominibüs ve «mevzüerine süngü hücumlarüe dahil» tramvaylara rağmen bir sel halinde stad«olarak neticei kat'iyeyi almak elzemdi.» yoma akan halkın ardı arası kesilmiyor«Bunun için bütün kıiaatın azamî /e» du. Saat sekiz buçuğa doğru bu insan seli «dakârlıkla Herltmesini ve, bütün balar» yekpare bir çelik hareketsizliği içinde «yalanmız, halta mesturiyete bakmak» stadyoma yerleşmişti. «sızm, ateş mevzilerine girip düşman» Ilk sahne bize 1237 senesinde Berlini «meozilerini sarsmasuu isliyordum.» takdim ediyordu: Bir projektör stadyo Yanındakı kumandanlara noktai na mun mermer merdivenlerini kuvvetli bir zannı anlatan ve gerek onlara, gerekse ışıkla yıkadı. Madenî elbiseler taşıyan daha şimaldeki ikinci ordu ile süvari koon beş adam borulannı çalarken Berlinin lordusuna bu maksadla ayrıca emirler tarihî bayrağı direğe çekildi. Ş'nıdi cen gönderen Atatürk nutkuna şöyle devam gâverler koca meydanda atlarmı sürüyorediyor: lar, cirid oynuyorlardı. Hoparlördeki «Arkadaşlar, saatler ilerledikçe gozle» kuvvetli ses bize bu sahneyi izah ediyor«rimin önünde inkişaf eden manzara» du. Işıklar karanp atlılar çekilirken yüz«şu idi: lerce insan, renk renk elbiseleri içinde, «Düşman başkumandanıntn şu karşı» neşeli, çılgın hareketlerle meydanı işgal «ki tepede son gayretile çtrpındığmı gö» ettiler. Şimdi kurunuvusta da bir halk «riir gibiydim. Bütün düşman mevzile» bayrammı seyrediyorduk. Eski bir müzik «rinde büyük bir heyecan ve halecan» temposuna uyarak birbirile kaynaşan ve «vardu Artık loplanmn, tüfeklermin,» muhtelif gruplar halinde eski oyun ve eğ«mitralyö'zlerinin sanki öldürücü hassası» lenceleri gösteren bu halkı seyrederken, «kalmamıştu Bu ovada şimalden ve ce>> insanın biran Yirminci asır şeniyetinden «nubdan; birbirini velyeden avcı halla» aynlıp tarihin eski devirlerine gitmeme «rımızın guruba yaklaşan son şualatile» si mümkün olamıyor. «parlıyan süngüleri her an daha ileride» Temsilin en ku\"vretli parçalarından biri «görülüyordu. Düşman mevzilerini sa» «ran bir daire üzerinde mevzi almış olan» Otuz sene harbleri idi. Işıklar söndü, ortadaki müthiş kaynaş«bataryalatrımızm fasdasız ve amansız» «atesleri düşman mevzilerini, içinde ba» manın mahiyeti ancak gölgeler halinde «rımlmaz bir cehennem haline getiriyor» müşahede ediliyordu, saha binlerce in sanla doldu. Projektörler yanarken neşeli «du. bir müzik de başlamıştı, karanlık esnasın«Cüneş mağribe yaklaştıkça afeşlı,» da ortaya çadırlar kurulmuştu. Şimdi «kanlı ve ölümlü bir kıyametin kopmak» halk, yer yer yanmış ışıklar etrafında «üzere olduğu bütün ruhlarda hissolu » dansediyor, gülüyor, eğleniyordu. Bu, «nuyordu. Biraz sonra cihanda büyük» Otuz sene harblerinden e\rvel halkm saa«bir inhidam olacaktı. Beklediğimiz ha» detini temsil eden bir sahne idi. Çocuk«lâs güneşin'm iulu edebilmesi için bu» lar sıçrıyorlar, kadınlar, erkekler nefis «inhidam lâzımdı. Zulmetler içinde bw> elbiseleri içinde dönüyorlar, neşeli sesler «inhidam vuku bulmalıydı. Hakikaten» kulaklan dolduruyordu. Fakat birdenbi«semantn karardığı bir dakikada Türk» re müthiş bir ses yükseldi, halk bir akın «süngüleri düşman dolu o sırllara hü» halinde bu sese koştu. Bu, harbin ilânını «cum ettiler. Artık karşımda bir ordu,» bildiren kara bir haberdi, şimdi, halkın «bir kuvvet kalmamışü. Kâm'den mah» heyecanlarmı harikulâde bir şekilde dil«volmuş, perişan bir bakiuuetüssüyuf» lendiren nefis bir müzik havası içinde, «kütlesi bulunuyordu. Kendilerinin de» yüz bin insan nefes almağa cesaret ede «diği gibi pür havf ve lerzan, bişekil bir» meden bu sahneyi seyrediyordu. «kütle, acib bir halita halinde, firar için» Bir anda bir çığhk koptu. Binlerce in«delik anyordu. sandan bir tek ses halinde çıkan müthiş «Arltk gecenin koyulaşan zulmeti ne» bir çığlık! Atlarını ayakta süren ve bir «iiceyi gözle görmek için güneşin tekrar» yıldırım süratile sahayı geçen atlılar artık «şarkian tuluuna inlizan zaruri kılıyor» harbin başladığını anlahyordu. Şimdi «du...» ışıklar yavaş yavaş azalıyor ve halk, bir Işte 30 ağustos 922 günü böylece ceharb ve ölüm dansma başlıyor. Çadırlar reyan eden Başkumandan muharebes; yıkılıyor, çitler devriliyor, etrafında dans Afyon Dumlupınar büyük meydan muedilen ışıklar sönüyor, bu harikulâde ses, harebesini bu suretle neticelendirdi ve hareket, ışık armonisi içinde insanların Türk milleti istiklâline, şerefli varlığına birer birer öldükleri görülüyor, koca saha böylece kavuştu. bir ölüm sahnesi halini alıyor. San bir ışık Celâl Dincer huzmesi bir hat halinde ileriye doğru ağır ağır hareket eden insanlan gösteriyor, bu tneboluda bir kadın boğuldu hat her adımda kurban veriyor ve nihayet înebolu (Hususî) Kazaya bir saat harb zebanisi elinde son ferdine kadar mesafede Kuydivan mevkiinde sahilde bütün uzuvlarını kaybeden koca bir ce bir cesed görüldüğü îhbar edilmiş, alâ miyet ve koca bir medeniyetin, ölüden kadar resmî memurlann önünde karaya ibaret korkunc bir insan yığım haline inçıkanlan cesedin yirmi yaşlarında kadar kılâb ettiği görülüyor. Işıklar tamamen şehirli bir genc kadma aid olduğu anla sönerken müthiş bir koro başlıyor, ve yüz şılmışsa da hüviyeti tesbit edilememiştir. bin insan bu sesleri kendinden geçerek dinliyor...' Tahkikata devam plunmaktachr« , yapılan gece şenlikleri Büyük Fredrik'in önünde onun uzuıf boylu harikulâde muntazam askerleri ta« rafından yapılan neşeli resmi geçidden ve romantik devri temsil en renk renk tül elbiseler içinde yüzlerce insanm rit • mik danslanndan sonra 1871 ve 1914 harbleri temsil edildi. Müzik güzel bi? yürüyüş havası çalıyor, çelık miğferli AU man askerleri stadyomun bir kapısından girerek sahayı katediyorlar ve diğer kapısmdan çıkıyorlar. Birdenbire askerlerin gittiğçi istikamette, stadyomun arkasında, gökyüzü kızıl bir aleve boyandı. Makine* litüfekler işliyor, top gürültüleri işitiliyor* du. Şimdi bu çelik miğferli muntazam kıt'aların hafif bir ışık huzmesi altmda bocaladıkları görülüyor, eski intizamU yürüyemiyorlar, ileriye gıdemiyorlar, ba hareketler bize harb seslerinin geldiği ta< rafta onlarm maneviyatmı bozan şeyler cereyan etmekte olduğunu anlatryor, Işıklar yavaş yavaş azalıyor, ve Alman « lann harb ölüleri için söyledıkleri şarkı» hazin bir koro halinde başlıyor. Son tem« sil geçen sene Almanyada yapılan olim* piyadlara aiddi. Elindeki ışıkla son süratle koşan bif adam sahayı geçiyor ve Olimpiyad meşa* lesinin battığı çanağı alevlendiriyor, şinv di merdivenlerden yüzlerce, yüzlerce genc Olimpiyada iştirak eden devletlerio bayraklarını taşıyarak koşuyorlar. Bay« raklılar geçiyor, tekrar geçiyorlar. Burt* lar alevin olduğu merdivende yer alırken beyaz kısa kilotlar ve ceketler giymiş iki bin genc kız karşıdan görünüyor. Gena kızlar ortada muntazam jimnastik hare» ketleri yapıyor. Bir anda müthiş bir kay« naşma oluyor, ve bu iki bin genc kız Al« manyayı temsil eden ve ayaklannda nas« yonal sosyalizm haçtnı taşıyan bir (kar« tal) şeklini alıyorlar. Ellerinde Alman bayrağı taşıyan Hitler gencleri sahanm kenannda büyük bir halka yapıyorlar» diğer merdivenlerde, omuzlannda kürek» lerle duran gencler de «iş hizmeti» teşkî* lâtını temsil ediyorlar. Ortada resmi ge • çid yapan askerler şeref levhasının önün* seldiği zaman bu iki bin genc kız kıvn« larak yere yatıyorlar, şimdi kartal bütüfl vuzuhile meydana çıkıyor ve o zamaıf millî marş çalmıyor. Müthiş alkış seslerine Olimpîyadın çaft sesleri kanşıyor ve yüz bin insan büyül$ bir neşe içbde ağır ağır stadyomu terke • diyor. HAYRÜNNİSA BORATAV Bursada tütün vaziyeti Bursa (Hususî) Bu seneki tütua mahsulüne son yağmurlar çok faydall olmuştur. Mahsulün evsafı yüksek vfl yaz kurusudur. Görmez yetişmemiştir» 935 yılı içinde vilâyette (3) bin ekici (2) bin hektar arazide tütün ekmiş v9 2,000,000 kilo tütün almıştı. 936 yılında da (5) bin ekici (3) bin hektarlık yer • den (4) milyon kilo tütün elde etmişti» Bu iki yılın tütünlerinden ekicilerin e» linde satılmıyan tütün kalmamıştır. Bursa tütünlerinin A\aısturya rejisl harmanlarmda büyük ehemmiyeti ol« duğu görülmektedir. Geçen sene rnari» sulün mühim miktarını İnhisar idare • sinden başka Geri Amerikan ve Oströ Türk şirketleri satın almıslardı. Bu se« ne de ayni firmaların Bursadaki müba'» yaatı çok fazladır. Bursa tütünleri son yıllarda Ameri • ka, Almanya ve Avusturyaya ihrac edil« mektedir. Marmarada zeytin mahsulü Bursa (Hususî) Marmara, zeytin mmtakası olan Orhangazi, Gemlik, Mu« danya, Trılye ve havalisinde bu seneki zeytin mahsulü çok bereketlidir. Ayni zamanda zeytin taneleri olgun ve iridir. Vilâyette 40 milyon kilo kar dar zeytin alınacağı tahmin edilmekte» dir. I