CUMHURÎYET 30 Ağustos 1937 Osmanlı Rasputini a a f Şehir ve Memleket Haberleriij Siyasî icmal tngiliz filosu Çift tedrisat yapan mektebler Evkaf idaresi İspanya işleri ve İtaly« Ej spanyada boğuşmakta olan iki tara II tan Valencia'nın, Karadeniz liman lanndan malzeme getirmekte ob vapurlarını Çanakkale açıklannda tor pilleyen ve Franco bayrağj çeken tah telbahrin hakikatte îtalyanın harb do nanmasına mensub olduğunu iddia ede rek Milletler Cemiyeti meclisinin fevk iâde bir içtima akdeylemesi için yaptı müracaat kabul edilmedi. Tar.hî teffrika : 9 Surun sonu şur oluyor! Hakem heyetinin kararPerşembe sabahı limanımıza gelmiş olacak Maarif Vekâleti yeni bir larına itiraz edecek Yazan : M. Turhan Tan Evkaf umum müdürlüğü ile Belediye Amiral Wills'in kumandası altında şekil kararlaştırdı f arasındakı ihtilâflı meseleleri hal için eski bulunan beş gemiden mürekkeb Ingiliz filosu önümüzdeki persembe sabahı limanımıza gelecektir. Filo Amiral gemisi olan Dispatch kruvazöründen maıda Delhi kruvazörile îngelfield, Elite ve İsis torpito muhriblerinden mürekkebdir. Beş gün limanımızda kalacak olan Ingiliz bahriyelileri için eglenceli bir program hazırlanmıştır. Resmî ziyafetlerden başka birçok spor oyunları ve eğlenceler de tertib edilecektır. İngiliz Büyük Elçisi Sir Percy Lorrain mezunen memleketine gittiğinden, elçilik maslahatgüzan M. Morgan Ingiiiz sefaretinde Amiral Wills şerefine bir suvare verecektir. Ayrıca İstanbuldaki İngiliz kolonisi tarafından da Moda Deniz kulübünde Amiral Wills'le maiyeti erkâm şerefine bir balo verilecektir. Yunan sularına gelen donanma Atina 29 (Hususî) Yunan sulanna geleceği evvelce bildirilen îngilterenin Akdeniz donanmasına mensub fi'onun bir kısmı dün Mora yarımadasında Argostolin limanına gelmiştir. Bu filo Hoot ve Repuls dretnotlarile 10 kruvazör, 20 torpito muhribi, 4 denizaltı ve bir de hastane gemisinden mürekkebdir. Filo kumandanı Amiral Pleyik şehrin Vali, Belediye ve Liman Reisleri, muhafızı şereflerine Hoot zırhlısında dün bir öğle ziyafeti vermiştir. Filo pazartesi günü başka Yunan limanlanna gidecektir. İngiliz filosunun mancvra programın • da bazı değişiklikler yapıldığından denizaltı filosu amiral sefinesi bulunan Kiklops Pire'ye gidecektir. içinde deniz talebesi bulunan tngiliz mekteb gemiti Bedekiv de Faler limanına gelecektir. îlkmekteb ittihazına elverişli bina te darik edilememesinden dolayı üç ve dört senedenberi hemen her ders senesi başında, ehemmiyetsiz de olsa bir mekteb buhranı kendisini göstermektedir. Maarif idaresi bu derdin önüne geçmek için bundan üç sene evvel, talebesi çok, binası az olan bazı mıntakalarda çift tedrisat yapmak usulünü ittihaz etmişti. İlk sene verilen bir kararla taîebenin bir grırpu, ^ft tedrisat yapmıyan mektebler gibi sabahleyin saat dokozda derse başlıyacaklar, üstüste dört ders yaptıktan sonra saat 12,30 da derse nihayet vereceklerdi. Bunların yerini ikinci grup alacaktır. Bu grup da 12,40 tan itibaren akşam saat 16 ya kadar dört saat ders verecekti. Böylelıkle çift tedrisatlı mekteblerde ders veren muallimler haftada 24, tam tedrisat yapan mekteblerdeki muallimler de 26 saat ders vermiş oluyorlardı. Bu, haftada iki saat fark birçok muallimlerin itirazını celbetmişti. Bunun üzerine geçen sene bu meseleyi tetkik etmek üzere îstanbulda toplanan ilk tedrisat müfettişleri çift tedrisat ya pan mekteblerde öğleden evvel ve öğleden sonra 5 ders olmak üzere bir program hazırlamışlardı. Fakat öğleden evvele 5 ders sıkıştırmak için sabahleyin 7,40 da derse başlamak ve saat 12,30 a kadar devam etmek kab ediyordu. Gene bu mekteblerde ders müddeti de 40 dakikaya indirilmişti. Böylelikle hem tam tedrisatlı mekteıblerdeki muallimler, hem çift tedrisatlı mekteblerdeki muallimler haf • tada 26 şar saat ders vermiş oluyorlardı. Gelinlerin sayısı yirmi dördü bulduğu sırada, Deli Ibrahim sar'avî ihtilâclar içinde kıvrana kıvrana bayılmıştı Kösem Sultan da bu şaşkınlar arasındaydı Zatı şahaneden gördükleri yüksek iltifatın şükranını mucib bir saadet içinde ve el öpmek sureıile kendisine ö demeğe gelen gelinlerin sayısı saat başma arttıkça onun da hayreti artıyordu, o güne kadar «yedi evliya kuvveti» ta şıdıklarına inandığı padişahlarda yetmiş yedi aygır kuvveti de bulunduğuna sersem sersem iman getiriyordu. (1) Fakat ahenk, bu çılgın ahenk, deli Hünkânn meramına göre şen bir neti teye varmadı, varamadı. Surun sonu şur oldu. Kahkahanın yerini feryad aldı ve gelinlerin «ayısı yirmi dördü bulduğu sırada Sultan tbrajhim sar'avî ihtilâclar içinde kıvrana kıvrana bayıldu Saray bu sefer vaveylâdan yıkılıyor8u. ÇalgKilar, sanki bu felâketin sebebi kendileriymi? gibi, süpürge sapile döğü İerek dı$an atılıyordu. Köçekler, sille tokat, sökaklara sürülüyordu. Çiçekleri benüz burunlarmda, duvakları henüz yüzkrinde duran yirmi dört taze gelin ugursTizlukla itiham edilerek koğuşlara »okuluyordu ve Padişahla temasa me fcun ağalann köşeden köşeye koşarak baygın deliyi ayıltacak çareler araşur ıdığı gorülüyordu. Valide Sultan, bîraz orrceki şaşkınlıktan ve taVılili güç düşüncelerden srynlaTak biricik oğlunun başucuna çömelmişti, bir yandan sadık halayıklarının yardı mile gülsuyu döküp masajlar yapıyordu. Bir yandan da hekimbaşı Hammal zade Mehmedi ağız bombardımanma tutu yordu: Sen ne çeşid hekimsin Kerlf ?.. Efendin, velinimetin, padişahın bayılıp yatıyor da bir çare bulamıyorsun, sağmı solunu bilmez ırgadlar gibi bakınrp du ruyorsun. Ya aslanımı ayıltırsın, yahud geberip gitmeğe Vıazıflanırsın. Hekimbaşı yorgun aygırm nasıl olsa aklım başma devşireceğini bildiğinden telâş etmiyordu. Hatta Valide Sultana, kadınlara, haremağalarma ve bizzat Hünkâra ders teşkil etmesi için bu vaziyetin biraz daha sürmesini münasib gö rerek elini ağır tutuyordu. Fakat yirmi dört numarah güvey kılıgmdan tecrid olunan hastaıun kan da zayi ettiği anla şılınca soğukkanlı hekimin ağır davran masına imkân kalmadı, o devrin ilmî usullerine göre müessir tedbirler alındı, delinin baygınhğı giderildi. Bu muvaffakiyet, başta Valide Sultan olmak üzere, herkesi neş'elendire cekti. Lâkin hastanm çok güçlükle açılan gözlerindeki derin manasızlık, yorgun çehresini saran koyu sanlık, bütün be deninde beliriveren hareketsizlik yeni baştan velveleli bir telâş uyandırdı, her ağızdan bir yaygara yükseldi, hasta odası şamata içinde kaldı ve söz bir kere daha ayağa düştü. Valide Sultanın, kızlarağasının, kâhya kadının, hazinedarın ve herkesin telâş göstermekte hakları vardı. Çünkii Hünkâjm boş bakışları hayatının sönmekte olduğunu gösteriyordu. Bakıp da görmiyen o gözlerde, inlemeğe bile kadir olatnıyan o dudaklarda, mustarib bir kımıldanışa dahi mecal bulamıyan o hissiz bedende hızh bir sönüşün bütün fecaati teressüm ediyordu. İşte bu vaziyette kadmlardan biri ha trlattı: Bir hoca, nefesi keskin bir hoca. Şevketlu efendimize nazar değdı. İkinci bir kadm, ayni lüzumu başka bir mülâhaza ile teyid etti: Nazardan ziyade iyi saatte olsunların yeline çarpılmışa benziyor. Bu işlerden anlar bir hoca bulmalı. Hekimbaşı, yirmi dört saatte,yirmi dört düğün yapmış, yirmi dört gerdek değiştirmiş olan bir adamın baygın düşmesine, mecalsiz kalmasına deği! sert bir inme ile geberip gitmemesine şaşılmak lâzım geleceğini söyliyemezdi, iliklere kadar işli yen bir yorgunluğun izlerini de bir lâhzada gideremezdi. Onun için bir iki ilâç hazırlatmakla beraber kadınların fikirlerine iştirak eder gibi göründü: Şevketlu efendimiz, dedi, yavaş yavaş kendılerine gelirler, eski hallerini bulurlar. Fakat duanın da ruha tesiri inkâr olunmaz. îlmile amel eder salih bir kişi bulup nefes ettirmekte fayda vardır. Kendisinin orada bulunanlar tarafın dan cehille itham olunduğunu anlıyor du ve küfürle de itham olunmamak için kadınlara uysal görünüyordu. Valide Sultan işin hocaya, şeyhe kaldığını bu tavsiye yüzünden tamamile anlayınca gamlı gamlı içini çekti: Oyleyse, dedi, hemen adamlar çıkanlsın, nefesi keskin birkaç hoca bulunup getirilsin! Bu emir, kızlarağasını dışarı koşturdu, onun gösterdiği telâş kapıcılan, zülüflü ve zülüfsüz baltacılan, bostancılardan çoğumı harekete geçirdi ve kısa bir za man içinde üç beş düzine saraylı îstanbul sokaklanna yayıldı. Bunların hiç birine muayyen bir isim verilmemişti, sadece keskin nefesli hoca bulunup getirilmesi söylenınişti. Ondan ötürü devrin «evliyalan» sayılan Bu dala Hasan dede gibi, Uçperçemliler giibi, EskiciDede gibi' âvareterin kaplsına dört beş saraylı üşüşüyordu, Çmar şeyhi gibi kapısmı gökten inecek melâıkeye bile nazla açan müşterisi bol üfürükçülerin eşiğine ise yirmi uşak birden baş vuru yordu. (Arfcası var) Dünkü tefrikamızrn başmdaki (14) ra kamları (24) olacaktır. Çünkü Deli Ibrahim bir günde on dört kere değil, yirmi dört kere evlenmişti. Nitekim tefrikanm aşağı taraflarında bu hakikat tavzih ve tevsik de olunmuştur. Bir dalgmlıkla ra kamların yanlış yazümasından dolayı okuyucularımdan müsamaha dllerim. M. T. T. (1) Hammer, Osmanlı müverrihlerinden Kâtib çelebinin, Kara Çelebizadenin, Nasuh Paşa oğlunun, Naimanın Sultan İbrahün hakkmdaki ifadelerini çok güzel şe kilde icmal ederek şu satırları yazıyor: «Boyuna tazelenen arzuları her an yeni bır zevk aramakta olan padişah, muhayyilesinin icad ettiği ve saltanat kudretinin istihsaline müsaid olduğu her türlü sefahate garkolup gitmekteydi. Kadınların tesiri kuvvet buldukça kendi kuvveti zâf buldu. Yirmi dort yaşma gelmis olan hararetli ve bünyesi kuvvetli delikanlı birçok kadma malık olunca itidal bilmıyen arzularına sonsuz bir inkişaf verdi. O halde ki firaşmı yirmi dort saat içinde bırbiri ardmca yirmi dört cariyenin ziyaret ettiği vaki idi. Ellinci kitab Naima da şöyle diyor: «Zumrei nisvan fürce bulup uzun zaman mahpes ıstırabı çeken ve henuz o ıstırabdan kurtulan sadedil sehriyan sıvekârlıkla şikâfı amıkul ka'ri heva vü lezzete duşurup zendostluk fenninin garib meselelerini talim ettiler.» C: 4. S: 236 Adliye Vekili Yusuf Kemal, eski İktısad Vekıli Mustafa Şeref, Çorum meb'usu Münir, Tokad meb'usu Nazımdan mü rekkeb bir hakem heyeti tesekkül etmişti. Bu heyet uzun müddet tetkıkatta bulunBu suretle Milletler Cemiyetini îspa duktan sonra dört yüz madde üzerinde yanın işlerine ve bahusus General Fra kararlar vermiş ve bu kararlar mahkemeye tesçil ettirilerek alâkadar her iki da Co'ya faşist İtalya, Almanya ve P( tekizin yapüklan yardımlara müdahc ireye de tebliğ edilmişti. ettirmek için Valencia hükumetinin d< Su, istimlâk, mezarlık yerleri mühim düncü defa yaptığı teşebbüs suya düş meseleleri ihtiva eden bu kararları tetkik etmek üzere Evkaf umum müdürlüğünde müştür. Filvaki bu müracaatler kanu avukatlardan mürekkeb bir komisyon teş dir. Lâkin Milletler Cemiyeti üzerin kil edildiği haber alınmıştır. Evkaf bu ko müessir ve rehber bulunan İngiltere İk < misyonda, hakem heyetinin verdiği karar ci bir Habeş zorluğunun çıkmaması i İspanya işlerini büsbütün yeni ve muvj lann itiraz edilecek noktalannı tesbit ettikat olan ademi müdahale komitesine * recektir. virmeği tasmim etmiş olduğundan Mi ADUYEDE letler Cemiyetini kenarda bırakmaktac Mahkemeye verilen foför Fakat bu sefer de bir t&raftan çift tedrisat yapan muallimler, bir taraftan da birçok talebe velileri itiraz ettiler. MÜTEFERRIK Muallimler, üstüste verilen beş dersle lıem muallimin, hem de çocuğu yo • ölçülerin kontrolu rulacaklanm söylediler. Talebe veli ölçü ve ayarların kontrol i^ine Iktı leri de, çocuklannı erkenden mektebe sad Vekâleti çok ehemmiyet vermek göndermek istemediler. Bunun üzerin* tedir. Bazı hükumet devairinin ve müesse bu sene Maarif Vekâleti meseleyi bizzat satmm aldıkları ölçü aletlerini alâka ele alarak tetkik ettirdi. Bu maksadla darlara kontrol ve damgalatmadıkları Ankarada toplanan komisyonun bu hugörüldüğünden bunların da ayar mü susta verdiği karara göre çift tedrisat yafettişlerinin damga ve kontrolundan pan mekteblerde öğleden evvelki ve öğgeçmesi lüzumu alâkadarlara bildiril JedfcO. st>waki gruplar 45 er dakika de miştir. vam etmek şartile günde dÖrder ders vereceklerdir. Böylece zaman itibarile Protokol bürosu İstanbulun hususiyeti dolayısile mem bunlar da tam tedrisatlı mekteblerdeki leket imize gelen misafirler hemen ek muallimler gibi haftada 26 saat ders verseriyetle şehrimizden geçmektedirler. miş olacaklardır. Bu şekilde hazırlanan Bu münasebetle Hariciye Vekâleti Pro program yakında alâkadar bütün mek tokol memurluğuna bağlı olarak bura teblere tebliğ edilecektir. da bir büro tesısi düşünülmektedir. Bu sene çift tedrisat yapan mektebler, Istanbul ormanlarında bermutad binalan müsaid olmıyan semtkat'iyat lerdedir. Bu gibi mektebler bilhassa Faİstanbul mıntakası Orman Başmü tih, Eyübsultan ve Üsküdar kazalarında dürlüğü orman kanunu mucibince köy bulunmaktadır. îstanbul Maarif İdaresi lülerin gerek kendi ihtiyacları, gerekse bunların bir listesini hazırlamaktadır. satmak üzere kömür yapmaları için ormanlardan kesilebilecek ağacların bu ŞEHIR tSLERl lundukları yerlerin krokilerini hazrlamaktadır. Buralardan başka hiçbir yer Seyyar satıcıhğın menedileden ağac kesilmesine müsaade edilmi cek şekilleri yecektır. İleride bu işi tamamile Or Teşrinievvelin birinden itibaren büman İşletme Umum müdürlüğü ifa ede tün kazalar dahilinde başta, omuzda ve cektir. arkada eşya taşıyarak seyyar satıcılık Evvelki gün bir bakkaliye dükkânına aid kamyonet, şoför Mıhranm idaresinde olarak Köprü üzerinden geçerken şoför, çıvili yollarda yayalarm geçmek^e olduğunu görmüş ve durmuştur. Bu sırada kamyonetin arkasından gelmekte olan hususî bir otomobil kamyonete çarpmış ve ön tarafı hasara uğramıştır. Polisler şoför Mihranı eşyaya ve eş hasa zarar vermek suçile yaklayıp üçüncü ceza mahkemesine teslım etmişlerdir. Yapılan muhakeme sonunda kamyonetin şoförü Miran suçsuz gö rhülmüş ve beraet etmiştir. Son nutkunda Milletler Cemiye Bu dava, cürmü meşud mahkemele ölmüş ve tefessuhu ile siyasî havayı rine intikal eden vesaiti nakliye kaza hırlemekte olan bir cesed olarak t? larının üçüncüsüdür. eden M. Mussolini halkı ve yurdu az Pabucları çalıp kaçarken lan Valencia'nın Milletler Cemiyeti m < Kayserili Mustafa ile arkadaşı Nuh, lisi azalan arasında tekrar intihab e bundan üç gün evvel şehrimize gelmiş mesini bir hakaret sayarak Milletler < ler, dün gezmek üzere Gülhane parkma miyetinden büsbütün aynlması ve ar gitmişlerdir. Parkta yorulan Mustafa sından birçok devletleri de sürüklen deniz kenarında bir kanapeye uzanmış, çok muhtemeldir. Habeş meselesim ayakkablanm da çıkararak uykuya dalbunalmış olan îngiltere ise yeni ve s < mıştır. Sabıkalılardan Hasan oğlu Mehmed, Mustfanın pabuçlarını çalarak pek belîi olmıyan bir gaileye hiç de m dan verecek değildir. kaçmağa başlamıştır. Biraz ileride aslan heykeli seyreden Mustafanın arkadaşı Nuh hırsızı gör «müş ve heyecanlı bir kovalamadan sonra sabıkalı halk tarafından yakalanmış4ır. Sabıkalı hırsız cürmü meşhud mahkemesine sevkedilmiş ve bir ay hapse mahkum olmuştur. îngiltere çok iyi bilijror kî îspa; meselesine ve Akdenizin garb havzas hâkira olan bu memlekette komünistli tutunmasına îtalya belki Habeşistana davasından ziyade ehemmiyet verme tedir. M. Mussolini son nutkunda Ak nizde bolşevizmin yerleşmesine İtalya kat'iyyen müsaade etmiyeceğini ga sarih olarak söylerraşti. İtalya politik sının siklet merkezi bu aoktadadır. Nutkun sö'ylemnesinden sonraki hi seler dahi bu noktayı teyid etti. Gea Franco'nun Santander'i zapteylemesi tün îtalyada büyük ve millî bir zafeı larak kutlulandı. Bu münasebetle ya] lan şenlikler Habeşistanda İtalyan oı larının kazandıklan zaferler için yap tezahürattan farksızdır. Santander'i General Franco'nun ( tille ve Navarre eyaletlerine mensub panyol livalan ve Faslı müslüman l yonları yanında îtalyan gönüllü fırk rmın beraberce harbettikleri ve zaf kazanılmasında en büyük âmil îtal zabitan ve efradının bulunduğu ne panyada ne de îtalyada gizlenm îtalyan gönüllü fırkalan başında bu! nan maruf İtalyan generallerinin ki ler olduğu dahi İlân edildi. Santar harekâhnın sevkülceyş plânmı Bast Perti ve Roatta isminde sevkülc mütehassısı üç İtalyan generali taraf dan hazırlandığı iftiharla bütün dür ya bildirdi. İtalya Akdenizde bolşevîzmî yaş mıyacağı davasma dayanarak İspany faşizmi hâkim yapacağını hem sözle 1 de işle teyid etmektedir. îngiltere î yayı ve arkasmda bulunan Alman] bu davadan ancak umumî bir harble geçirrnek mümkün olacağını düşündüj den İspanya işlerinin daha ziyade kî masma ve bahusus Milletler Cemiye gelerek büsbütün içinden çıkılmaz hale gelmemesine bütün kuvvetile ça şıyor. Hatta İngiltere Valencia hükumetiı Milletler Cemiyeti meclisinde gayrida imî aza bulunan îspanyanın yerini tu makta devam eylemesine mâm olac görünüyor. Meclisin eylulde aktedec alelâde toplantıda yeni intihab yapıh caktır. îspanyanın ancak dörtte biı elinde bulunduran Valencia'nın me< liste rey sahibi olarak kalmaması için y intihab haricinde bırakılacakhr. Yol Habeşistan Imparatorluğunun hâlâ N letler Cemiyeti azasından sayılması ; zünden çıkan zorluk ve buhrandan dj büyüğü ve tehlikelisi başgösterecektir. SAĞLIK tSLERl Hastalara kan verenler tesbit olunacak Kan vermek suretüe tedavi şekli memleketimizde de fazla tatbik edil meğe başlanmıştır. Bu itibarla Avrupa memleketlerinde olduğu gibi şehrimizde de kan verme işini geçim vasıtası vapacak kimselerm ev^'elemirde Sıhhive kontrolundan geçerek kanlarınm cinsi ve temizliğinin tasnif edilmesi ve ara nıldıkları zaman bulunabilmeleri için ikametgâhlarınm tesbiti meselesi tet kık edılmektedir. Şehrimizde yirmi, otuz lıra gibi bır para mukabilinde hastalara kan veren kimseler mevcuddur. Jandarma onbaşı mektebi Jandarma Gedikli Erbaş mektebine namzed yetiştirmek üzere şehrimizde bir jandarma onbaşı mektebi açılması düşünülmektedir. Edirnenin müstakbel plânı Edirnenin müstakbel plânmı yapmak üzere profesör Egli, mahalline gitmiştir. Yapılacak olan plânda Edirnenin tarihî kıymeti yüksek olan birçok eserleri ehemmiyetle nazarı itıbara almacaktır. Plân 937 nihayetine kadar ikmal edilerek tatbikata başlanacaktır. Ortaköy 39 uncu mektebin sergisi vssr Ayağında işaret bulunan güvercin Evvelki gün İstmyede Gümrük Muhafaza memurları tarafmdan ayağında T. O. harfleri ve 37, 174 numaraları bulunan bir güvercin yakalanmıstır. menedilecektir. Belediyece bu hususta icab eden tedbirler alınmıştır. Esnaf cemiyetlerile Ticaret Odasına ve diğer aHazine avukatları biri daimî, diğeri lâkadar müesseselere de teblıgat yapılmış, esnafın o zamana kadar kendileri serbest olmak üzere iki kısımdırlar. ne lâzım olan vesaiti temin etmeleri bil Bunlardan daimî olanlar serbest avu katlık yapamamaktadırlar. Serbest odirilmistir. lanlar kendilerine verilen davaları ta CEMİYETLERDE kib etmekle beraber hususî davalan da kabul etmektedirler. Maliye Vekâleti Malulgaziler Malulgazilerin yıllık kongreleri bit alâkadarlara gönderdiği bir tamimde miş, idare heyetine yeni vazıfeler veril serbest avukatların Hazine, İnhisarlar veya hükumet hissesi bulunan imti mistir. Bilhassa ordu malullerinin kendi ara yazlı şirketler alevhine her hangi bir lannda mütekabil bir sigorta teşkilâtı dava deruhde edemiyeceklerini bildir miştir. yapılacaktır. VILÂYETTE Hazine avukatlarının vazifeleri * Gönende Merinos istasyonu Bu akşam Beylerbeyi sarayında balo var 937 senesi festivalinin en güzel eğ lencelermden biri de bu aksam Bey lerbevi sarayında verilecek olan balo olacaktır. Bu balonun geçen senelere nisbetle daha parlak olmasını temin için tedbirler alınmıştır. Baloya iştirak edecek olanlara kolaylık olmak üzere Şirketihayriyenin Köprü Boğaziçi iskelesinden her yarım saatte bir vapur kaldırılacaktır. Köprüden ilk vapur saat sekiz buçukta ve Beylerbeyinden de son vaour 4.15 te hareket edecektir. Sergiden bir köşe ve Başmuallim Zeki Kafal Ortaköy 39 uncu okulunun, geçen ders yılı içinde muhitmden matbaamıza kadar akseden ve bu suretle alâka mızı çeken tedrıs ve terbiye faaliyetlerinin bir muharririmiz üzerindeki intı balarını, sene içinde yazmıştık. Bu muvaffak okul, ders yılı sonunda da yülık çalışmasmı, kendi kendine faaliyet ve iş prensipleri bakmundan gösterengüzel bir sergi hazırlıyarak bir hafta müddetle çocuk velilerinin ziyaret lerine açık bulundurmuştur. Resmimiz, çok beğenılmiş olan bu sergiden iki ayrı parçayı göstermektedir. Muharrem Feyzi TOGA ÇocuMar zıbzıbla Tcumaı oynuyorlarmış Zıbzıbla çocukların mahallelerde mar oynadıkları tesbit edildiğinden gibi çocuklar polisler tarafından ta edilmeğe başlanmıştır. tlk olarak Üsküdarda üç çocuk ya lanarak Adliveve teslim edilmişlerd Festival takvimi 30 ağustos: Pazartesi BANDOLAK: Taksimde Şehir Bandosu. Fatihte İtfaiye Bandosu BALKAN FESTİVALt Beylerbeyi Sarayında saat 22 de ] Gönen (Hususî) Kazamızdaki yerli koyunlan ıslah için bütün mmtakada olduğu gibi burada da bir Merinos is tasyonu kurulmuştur. Sürülerdeki yerli koçlarm koyunlarla temaa menedüdiği gibi, koyunlax Merinos kırması kuzulara gebe bırakılmıştır. Bir iki sene sonra tam kan Merinos koyunlan elde edilmiş olacaktır. Ko yuncular Merinos aşısından memnun görünmektedirler. GÖnderdiğim resim, Merinos koçlanru göstermektediı, , Cumhuriyet Abone şeraiti Nüshası 5 kurnştnr. Türkiye Haric lcin lcin Senelik 1400 Kr. 2700 Kı Aitı aylık 750 • 1450 • Üç aylık 400 • 800 • Bir aylık 15« • Soktui