CUMHURÎYET 23 Ağustos 1937 Osmanlı Rasputini ( Şehir ve Memleket HaberleriJ Siyasî icmal Manisada büyük üzünı bayramı Doğru değil mi? Bayrama Iktisad Vekili de iştirak etti Deli İbrahim «Siz bana mekru âl edersiz, bana saltanat gerekmez. Kardeşim sağ olsun» diyordu Manisa 22 (Hususî muhabirimiz Tarihî tefrika : 2 Yazan : M. Turhan Tan Dünkü kısmın hulâsası [Dördüncü Murad ölmüştür. Yerine geçecek olan kardeşi İbrahim mahbesinde kendisine bu haberi getiren ve tahta davet edenleri «istemem, iste mem> sözlerile karşılamaktadır. Bu vaziyeti gören validesi Kösem Sultan, deli Şehzadenin odasına gidiyor.] lıyi sürüklemeğe koyulmuşlardı. Dışandaki kalabalığın cellâdca değil, kölece davranmaları, yerlere kapanıp saygı göstermeleri İbrahime derece derece yürek pekliği verdiğinden sürüme işi artık kolaylaşmıştı. Mahpesten adım adun uzaklaşmak mümkün olmuştu. Boğazm Anadolu sahili halkının isteği Bize gönderilen muhtelif mektublarda deniliyor ki: «Sirketi Hayriyenin bu sene yaptıgı tenzilâtlı karneler gerek şirket, gerekse halk için cidden istifadeli olmuş, yolcu adedi artmış, binnetice şirket fazla gelir temin etmiştir. Karnelere yapılan bu tenzilâtın biletlere teşmilinin gene şirket ve gene halk için kârlı olacağında şüphe edilemez. Ayni zamanda Anadolu hattı halkının Rumeli hattı ücretlerinin daha ucuz olmasından dolayı şirket hakkındaki şikâyetlerinin önüne geçilmiş olur. Fılhakika şirket yalnız tramvay, otobüs, diye rekabet için Rumeli ciheti bilet ücretlerini ucuzlatmakla iktifa ebnemiş, en lüks ve süratli vapurlannı da bu hatta tah sis etmiştir. Radyolu vapurlar, yalnız Rumeli sahiline işlemektedir. Şirket ufak bir fedakârlık ihtiyar edip de Anadolu postasını yapan bir iki vapura radyo koysa, hiç olmazsa bu hatta oturan halkı da mem nun etmiş olur. Zaten radyo şirketleri, markası görülsün ve reklâm olsun, diye birer radyoyu parasız bile vermekten çekinmiyorlar. Millî bir şirketimiz olan Şirketi Hayriyeyi daha munsif görmek istiyoruz.» Halkm bu isteğini haklı buluyor ve yerine getirilmelidir, divoruz, İzmitte meyvacılık inkişaf ediyor Vilâyet, bu yolda ciddî tedbirler alıyor îzmit (Hususî) Son birkaç sene zarfmda Kocaeli mıntakasında meyvacılığın inkişafı yolunda, vilâyet makamı güzel ve takdire değer ileri adımlar atmaktadır. Yüksek Ziraat mektebi meyvacılık mütehassısı, profesör Glaysberg'e tetkik ettirilen vilâyet çevresi meyvacılık için fevkalâde müstaid ve büyük bir istihsal merkezi olmağa namzed görülmüştür. Bir taraftan Sakarya nehri, diğer taraftan Sapanca gölü ve uygun coğrafi vaziyeti, iklrmile Kocaeli Türkiyenin geniş mikyasta meyva istihsal ve ihrac eden bir bölgesi olacaktır. Ankara ve îstanbul gibi iki büyük şehir ortasında bulunması, demiryolu ve deniz nakliyab kolay olması, îzmite başka bir hususiyet ve imtiyaz da vermektedir. Bugün izmitte dikkati üzerine fazlasile tophyan meyva, elmadır. Filhakika İzmit topraklannda bu leziz kış meyvasının daha müsaid şartlarla yetiştiği görülmektedir. Bununla beraber, elmalann gelişigüzel istihsal edildiği, ambalâj tekniği olmadığı, büyük bir mahreç merkezini temin ve tatmin edecek şekilde meyvacılık yapılmadığı görülmüştür. Bu vaziyeti ehemmiyetle nazarı dıkkate alan Valimiz, Ziraat Vekâletinin tensibile Arifiyede, Aşağıkırazca köyünde bir elma fidanlığı tesisine muvaffak olmuştur. Fidanhk, elma cinslerinin ıslahile kalrmyarak, müstahsile, modern elmacılık tekniğinin bütün şartlannı da öğretmiş bulunacaktır. İtalyanın politikası D talyanın, ordusunun bütün kara, ha r va ve deniz ku\ vetlerinin iştirakilı Akdenizin ortasında, merkezi Sicrl ya büyük adası olarak yapılan büyül yaz manevraları 20 ağustosta nihaye buldu. Bu münasebetle İtalya Başvekil adanın merkezi Palermo'da büyük bij nutuk söyliyerek bütün dünyayı heye cana veren bu manevralann gayesi v< ttalyan politikasınm esas hatları hak • kında izahat verdi. D Deveye hendeği atlatanlar yüreklerinDışandan hücum, içeriden feryad baş de açıîan tebessümü hazma çalışarak, lamışh, Osman oğullan tarihinde eşi ol hendek atlıyan deve de bön bön bakı ınıyan bir sahne yüz göstermişti. Bir de narak yürüyorlardı. İçoğlanlarının uzun liyi zorla tahta çıkarmak istiyenlerle entarileri yelpazelenmiş, ağalann pembe mahpusluğu sultanhğa tercih eden o kürkleri kahkahamsı bir inşirahla açılıp deli, önünde ve ardında yer aldıklan de kapanmağa başlamıştı. Deliyi kafesten mir kapıyı mihver yaparak boğuşuyorlar çıkarmak, tahta doğru yürütmek herkesi di. Nihayet kapı kırıldı, anayla oğul yüz sevinc içinde bırakmıştı. Henüz sevinmiyüze geldi yen deliydi, o da yüreğıni neşeye açmak Bu, bir yandan acıklı, bir yandan da için son tereddüd dakikalannı yaşıyordu. gülünç bir karşılaşmaydı. Saçı güllü, Işte bu sırada ve ağalarla içoğlanla göğsü kıllı, çakşın düşük şehzade, kolla nnın deliye itimad telkin etmek kaygu rını ileri uzatarak boyuna: «Gelmeyin, sile sık sık alkış savurduklan esnada Kagelmeyin» diye haykırıyordiı. başı örtü piağasmın gözü ilerideki demir kapıya lü, yeşil gözleri hiddetten pırıltılı ana, uzandı, yüzüne telâş gölgeleri yayıldı. kucağını açarak ve sesini yumuşatmıya Kapıda dev cüsseli bir adam duruyordu. çahşarak: «Gel aslanım, gel civanım» Kapıağasının şu görüşle telâşa düş zemzemesile onu yakalamıya çalışryordu. mekte hakkı vardı, çünkü korkunc en Saraylılar dışarıda kalmışlardı, yal damını demir kapı önünde şahlandıran mz Kapı Ağası Valide Sultanın yanındaydı. Ortada cellâd, kemend ve kılıc adam sakallıydı. Halbuki harem daire yoktu. Buna rağmen şehzade «istemem, sinin bu kısmına ve bilhassa şu demir kaistemem, istemem» diye çırpınmakta, ge pı önüne Bostancıbaşılardan başka hiçbir DİŞ mahpesin bir köşesinden öbür köşe sakallı şahsm gelmesine imkân yoktu. Bostancıbaşılarsa ancak kafaları kopa »ine kaçmakta ısrar ediyordu. Kösem, bu kaçıp kovalama oyununun rılacak kimseleri yakalamak için oraya uzun süreceğini anladığmdan Padişah gelebilirlerdi. Deli İbrahim de manalı ve manasız lara köle elinin değmiyeceği, değemiye ceği hakkındaki saray kanununu o an bütün saray âdetlerini bilenlerdendi. Sıhiçin ayak altına aldı, Kapı Ağasına fı hati bozuk, idraki gevşek, iradesi zayıf bulunmasına, okuyup yazması son deresıldadı: Yakala, incitaıeden tut, koluna gir. ce kıt olmasına rağmen yıllardartberi içinVe deli şehzadenin yakalanmasile be de yaşadığı kafeste, kendisile temasa meraber kendisi de koştu, sağ koluna girdi: zun olanlardan o âdetler üzerine ders a Aziz başına, dedi, and içiyorum. lıyordu. Bu sebeble demir kapı önünde sakallı bir adam görünce yenibaştan korKardeşin öldii. O, nemli gözlerini anasının yüzüne kacak, yenibaştan yaygara koparacak ve dikti, gamlı gamlı baktı, uzun uzun in belki ipi kınp kafesine kaçacaktı. ledi: Kapıağası işte bu akıbeti düşünerek te Siz bana mekrüâl edersiz, canıma lâş gösterdi, içağalarından birini ileri $alkıymak dilersiz. Bana saltanat gerek dırdı, demir kapı önünde selâm vaziyeti znez. Kanndaşım sağ oUun. alıp yeni padişahı bekliyen heybetli a Geri geri çekiliyor, dışarı çıkmamak dama, Sadnazam Kara Mustafa Paşa için bütün kuvvetile çırpınıyordu. Kösem ya hemen oradan uzaklaşmasını söyletti. bu vaziyette dil dökmek, mantığa baş Hiçbir okçunun delemediği kalkanları vurmak zorunu duydu, delinin güllü saç bileğindeki yaman kuvvetle süzgeçe çe lannı okşıyarak anlattı. viren, en kuvvetli öküzleri tek bir kılıc Kardeşin sağ olup da seni öldürt darbesile ikiye bölen, yüz elli kilo ağır mek istese beni mi yanına yollardı?.. lığında pehlivanları kemerlerinden bir Haydi yolladı diyelim. Allah etmesin, elle yakalayıp uzun dakikalar tepesi üsAllah etmesin, sana kıyılacaksa koluna tünde çeviren Sultan Murad, kendini girip dışan çıkarmak neden?.. Cellâdlar Kubbealtında temsil edecek sadnazam gelirdi, boynuna kemend atılırdı, kârm lan da iriyan, güçlü kuvvetli ve çok heytaınam olurdu. Mademki bunlar yapıl betli kimseler arasından seçerdi. Kara mıyor, demek ki kötülük yok. Sen de köMustafa Paşa işte bu suretle seçilmiş, lelerine, kullaruıa karşı gülünç olma, împaratorluk idaresinin başına getirilmiş Padişahlığını takın, taşra çık, neredeyse bir adamdı. Huyu da boyu ile uygundu. vezirler, hocalar, ocak ağalan elini öpKorku bilmez ve hiçbir şeyden yılmaz bir meğe gelecek. Onlar da bu halini duyup yavuz kişiydi. Sırtı yere gelmez bir pehüzülsünler mi? livan, yumruğuna dayanılmaz bir kah Deli gencin gözü önünde hep korkunç raman, tam manasile sahipkıran tanıyıp kardeşinin kanlı gözleri, sert çehresi candan saygı gösterdiği efendisinin ölü dolaşıyordu ve korkudan ayaklarının bamünü duyar duymaz içi yana yana sağı çözüldüğü için ileriye doğru adım ataraya koşmuştu, yeni padışahm tahta çıkmıyordu. Anasının sözlerinden biraz ü mide düşmüş, kardeşinin öldüğüne inan ması töreninde bulunmağa hazırlanmıştı. mıya meyletmişti. Lâkin gözbebeklerine Veliahdin hasta mizaçlı olduğunu bil yapışan kardeş hayalıni bir türlü uzak mekle beraber ölen hükümdardaki haşin laştıramadığından gene durduğu yerde meziyetlerden, vahşi kudretlerden bir kıskalıyordu. Yalnız bağırmıyordu, çırpm mınm onda tecelli edeceğini umuyordu. mıyordu, istemem demiyordu, dört yanı İçağasının getirdiği haber, o ümidini birdenbire sarstı, içine elem verdi: Sadrıana telâşla bakmıp duruyordu. zamı, sakahndan dolayı, Bostancıbaşı Kösem onun aklını başına getirmek, sanacak ve ölüm korkusuna düşecek bir korkusunu gidermek, yürümesini mümkün padişah ona, köle ruhlu bir biçare görünkılmak için son çareye baş vurdu: Aslanım, dedi, kendiniz varın, müştü. nazar eylen. Ölü rahat döşeğindedir. TeFakat orada da duramadı, eski efen neşire kortmak için iradeniz bekleniyor. disinin cansız olarak yattığı odanın önüne Bu tavsiye, onu biraz daha ümidlen gitti, inkisara uğramış hayalinin matemidirdi, diz bağlanna kuvvet verdı. Şimdi ni yüreğindeki yasla kanştırdı, kollarını geriye kaçmaktan ziyade ileriye gitmek kavuşturup beklemeğe koyuldu. temayülü gösteriyordu. Fakat gene te Biraz sonra kafesten gelen kafile de reddüd, telâş ve korku içindeydi. İki a oraya ulaştı ve Deli Ibrahimin ayakları dun ileri atıyorsa bir adımını mutlaka ge yenibaştan birbirine dolaştı. Sadrıazamın r'< alıyordu. Kendisini kcltuklıyan kadıncanlı bir ehramı andıran endamından korda da, erkekte de tahammül kalmamıştı, kuyor, gözleri kamaşımış gibi bir durum için için homurdanıyorlardı, ter içinde alarak geri geri çekiliyordu. Kösem Sulbunahyorlardı. tan. kölesinden korkan efendiyi cesaretEğer Osman oğullar.ndan başka bir lendirmek için heybetli veziri oğluna taşehzade daha bulunsa, Kösem Sultan nıtb: bu zahmetlere, şüphe yok ki, katlanmı Lalan budur aslanım. Padişahh yacaktı, süt emer bir halde de bulunsa ğını kutlulamağa, mubarek ayağını öponu şu delinin yerine tahta oturta meğe geldı. caktı. Fakat Sultan Murad üç kardeşini Kara Mustafa Paşa, içinden kabarıp boğdurtmak suretile saltanatı bu mec gelen bulantryı güçlükle yendi, yere kanuna bırakmış bulunuyordu. Sadnaza dar eğildi: mın, Şeyhülislâmın, ocak ağalarından Başınız sağ, tahtmız kutlu olsun bırinin Padişahlığa geçmemesi için şu ulu hünkâr. Kudumunuz devlet için, korkak, şu sarsak, şu deli gencin her denmemleket için hayırlı olur inşallah. sizliğine tahammül etmek gerekti. Vezirin sözleri çelik bir tepenin ko Bununla beraber Kapı Ağası da, Kösem de işi zora çevirmişlerdi. Inadcı de nuşmasj gibi hünkâra sert geliyor ve haj den) Bugün on bin köylünün ve bağcınm iştirakile ilk üzüm bayramı kutlu landı. Şehir baştanbaşa donatılmıştı. Toplantı Halkevi çamlığmda yapıldı. Manisa Valisi Lutfi Kirdar, doktor Necdet, muallim Mükerrem Su ve Hikmet Bozkurt nutuklarla üzüm istihsalinde Manisanın mevkiini tebarüz ettirdiler. Bunu müteakıb binlerce kişi hep bir ağızdan üzüm türküsünü okudular. Bugün için hazırlanan sergide iyi üzüm yetiştiren bağcı köylerin getirdikleri nümuneler teşhir edildi. Sergiye iştirak edenler arastnda yapılan müsabakada birinci gelenlere mükâfatlar verildi. Bu sırada bağlardan ve köylerden gelen süslü üzüm arabalan şehri dolaştılar. Müteakıben toplu eğlenceler, spor oyunları yapıldı. Iktisad Vekili Celâl Bayar saat yedi buçukta Manisaya geldi ve Valinin riyasetinde bir heyet tarafından vilâyet hu dudunda karsılandı. Vekilin refakarinde îzmir Valisi, Belediye reisi ve diğer bazı zevat vardı. Celâl Bayar şerefine şehir kulübünde 150 kisilik bir ziyafet verildi. Celâl Bavar yarın saat altıda kotrasile İstanbula harekct edecektir. MALÎYEDE Uç aylıklar Mütekaid, eytam ve eramilin üç ay Iıklan eylul haftasında verilecektir. Do^ru degilmi? KÜLTÜR ÎŞLERİ Talebe kaydına başlandı Eylulün yirmi birine kadar devam etmek üzere lise ve rta okullarda talebe kaydına başlanılmıştır. Avcılarm bayramı Dünkü bayram çok güzel ve çok kalabalık oldu Gene bir hırsız cürmü meşhud halinde yakalandı Cumartesi günü öğleden sonra saat 16 da Yeniçarşıda Gülbaba sokağında Sarandi apartımanmın Madam Eleniye aid 1 numaralı dairesine 18 yaşlarmda Feridun isminde bir çocuk girerek al tın yüzük, küpe, gümüş kaşık takımı ve el çantası ve saire gibi 56 parçadan mürekkeb tahminen 250 liradan fazla kıymeti olan eşyayı çalarken yakalanmıştır. Heyet i hâkime bu küçük hırsızın 20 ay hapsine ve bir o kadar emniyeti umumiye nezareti altmda bulunmasına karar vererek derhal tevkif etmiştir. Avrupa bizden her zaman elma almak istemektedir. Fakat, aiacağı elmalann bir cins, bir boy, bir renk ve bir kalitedcn olmasını, çürük, hileli olmamasını, bil Istanbul avcılan bayramı dün sabah hassa ambalâja dikkat edilmesini istesaat onda Ambarlıda Çobançeşmede tesmektedir. id edılmıştir. İstanbul Avcıları Kurumu tarafmdan MÜTEFERRÎK satın alınan Ambarlı av sahası açılış merasimi de bu bayram gününe tesadüf et Türk Tarih Kurumu başkanı Türk Tarih Kurumu Asbaşkanı Ba tirildiğinden dünkü bayram çok güzel olmuştur. yan Afet yakında Bükreşe gidecektir. Çobançeşme ve civan renkli bayrak Gümrük ve Inhisarlar Vekili Ankaraya gitti larla süslenmiş, bir orkestra güzel av haTalan çalarak sabahtan itibaren yaya, Şehrimizde bulunan Gümrük ve tn otomobil ve motosikletle gelen avcılan eğ hisarlar Vekili Ali Rana dün akşamki trenle Ankaraya dönmüştür. lendirmiştir. Ziraat Vekili Şakirin bugün AnkaraAvcılar Kurumu reisi Bayan Nezihe ya gitmesi muhtemeldir. Atıf bütün davetlileri bizzat karşılamış Vazife başında bekçiye ür. Saat 11 de İstiklâl Marşile bayrama hakaret başlanmış, marştan sonra meydandaki Cumartesi gecesi Yenikapıda Sandıkburnunda kazinocu Haydarın kazino direğe bayrak çekilmiştir. Kurum reisi Bayan Nezihe avcılık sunu saat 11 den sonra açık gören bekhakkında çok alkışlanan bir nutuk söyie çi, kendisine derhal kazinoyu kapama sını ihtar etmiştir. Haydar hıddetlene miştir. Yemekten sonra atışlara geçilmişrek bazı münasebetsiz sözlerle vazife rir. ifası esnasında bekçiye hakaret etmiş Evvelâ saçma atışlan yapılmıştır. On tir. Vak'ayı şahidlerle tesbit eden bekçi dan sonra 25 metroluk bir mesafede mü karakola müracaat etmiş ve polisçe ifatemadiyen kaçan bir domuz hedefine a desi alınan Haydar dün nöbetçi cürmü tışlar başlamış, bu atışa 60 tan fazla av meşhud mahkemesine verilmiştir. Heyeti hâkime, şahidleri dinliyerek cı iştirak etmiştir. Haydarın suçunu sabit görmüş ve kenBundan sonra makine ile havaya a disini bir ay hapse ve 30 lira para cezatılan tabaklara atışlar yapılrruş ve geç va sına mahkum etmiştir. Suçlu derhal kit bayrama son verilmiştir. tevkif edilmiştir. Çorum Dikiş Yurdunun açtığı sergi Çorum (Hususî) Şehrimizde geçen yıl açılan Cumhuriyet Biçki ve Dikiş yurduna müdavim kızlar Maarif mü dürlüğünce seçilen mümeyvizler önünde yapılan imtihanı bilâistisna hepsi de kazanmışlardır. Müstakbel ev analan nın bu münasebetle kurdukları sergide teşhır ettikleri cidden ince san'at eserleri çok beğenilmiştir. Nutkunda en kuvvetli ve açık söz şu dur: «Akdenizde İtalyanın yanıbaşınd; bolşevizmin yaşamasına müsaade et miyeceğiz.> Komünistliğin İspanyad; ve Akdenizin diğer memleketlerind» yerleşmesine ve Sovyet nüfuzunun Ak denize inmesine İtalyanın bütün kuvve tile mücadele ve mümanaat edeceğini bu cümle şüphe bırakmıyor. İtalya Başvekili nutkunda Berlin Roma siyasî mihverinin yaşadığmı vı r bu kuv\ etin Avrupa politikasında he' zaman hesaba katılması zarurî olduğu nu ve her hangi devletin ve zümrenir Almanyayı ihmal ederek İtalya, yahuc İtalyayı ihmal ederek Almanya ile an laşmasına imkân olmadığını ve Alman ya ile İtalya arasında sarsılmaz bir te sanüd bulunduğunu kat'î bir lisanl; söylemiştir. Bu sözlerde Berlin Rom; mihverinin son zamanlardaki siyasî ha reket ve teşebbüslerden ve bahusu. İtalya ile İngiltere arasında tekrar an laşma havasının esmesinden zâfa uğra madığım ispat ediyor. M. Mussolini bütün Akdeniz devlet • lerini sulhun sağlamlaştırılmasına da • vet etmiş ve bu davet mesmu olmasa bi le faşist İtalyanın kendisinin manev ve maddî kuvvetlerine güvenerek hej türlü ahvali soğukkanhlıkla karşıhva • cağını ihtar etmiştir. İtalya politikasmın Milletler Cemiye tini artık hesaba katmadığını ve bilâ kis bunu tefessüh etmiş bir ölü gibi suü için zararlı ve ortadan kaldırılması lâ • zım gelen bir şey olduğunu M. Musso • lini çok açık söylemiştir. İtalya Başvekili bu devletin bütüı yakın komşuları yani Yugoslavya, İs viçre, Avusturya ve Macaristanla mü nasebatı çok iyileşmiş ve inkişaf eyle miş olduğunu kaydetmiştir. Şu kada var ki, ahiren İtalya ve İngiltere Baş vekilleri arasmda teati edilen husus mektublarla iki büyük devletin arasın da eski anlaşmanm tazelenmiş olması na rağmen îngiltere efkârı umumiye sinin yeni İtalyaya karşı fikir ve naza rına razı olmayışını izhar etmiş, maa haza İngiltere için ana yol ve lâkiı İtalya için hayatm özü olan Akdeniz ü zerinde iki tarafın menfaatleri telif edi lebileceğini söyliyerek İngiliz îtalyaı anlaşmasmm temelleşeceğine kanaatin izhar etmiştir. Büyük manevraların gayesi îkinc Roma İmparatorluğu olan yeni ttalys İmparatorluğunun merkezi sayılan Si cilyanın metanetini anlamak olduğunı ve istihsal edilen netice dahi Akdeni: ortasındaki bu büyük adaya tek bi: düşmanın ayak atmasına imkân bulun madığım ispat eylediğini söylemiştir. Mussolini'nin nutku faşist îtalyanıı askerî ve siyasî cihette neler yapmal istediğini açık olarak bir daha anlat • mıştır. Maharrem Feyzi TOGAY Üsküdar Adliyesini yakan Nureddin Üsküdar Adliyesini yakan Nureddin kuduz köpek tarafmdan ısırıldığını iddia ettiğinden Kuduz Tedavi hastane sine vatırılmıştır. yetle kanşık bir hayretle onu süzüyordu. Belki üç, belki beş dakıka bu garib vaziyette kaldı, sonra mırıldandı: Bana hile edersiz, âl edersiz. Kösemin sabrı artık tamamile tükendiğinden kaşlarını çattı: Bu kadar naz, dedi, çekilmez. Istersen tahtı boş koy, yeniden kafese gir! İleri gitmiyen deli, şimdi geri dönmeğe de yanaşmıyordu. Kudretsiz ruhunda kucak kucağa gelen can korkusile taht sevgisinin, saltanat hırsının boğuşmasın dan bunalarak anasile Kapıağasının kolları arasında bocalayıp duruyordu. Sadnazam, havsalasına sığmıyan bu sahneye karşı gözlerini yumuyordu, ağalar ve içoğlanları için için homurdanıyordu. Nihayet gene onlar, o saraylılar tarafmdan Sultan Muradın öldüğüne andlar içilmek suretile vaziyet düzel tildi, deli hünkâr cenaze odasına sokul du. Kapıağası, eşikten içeri girer girmez ileri atılmış, cesedin yüzünü açmıştı. İbrahim, bu hızlı davranış yüzünden yeni bir densizlik yapamadı, ister istemez ölüye baktı ve.... gülümsedi. O sapsan çehre, o kapah gözler, o hareketsiz vücud, kendini boğduracak kudretin artık yer yüzünden silindiğini çirkin bir belâgatle anlabyor ve bu çirkinlik ona, kâinatın en güzel hakikatlerinden daha cazib göriinüyordu. İArkası vark Büyükadadaki Festival eğlenceleri Festival eğlenceleri dün Büyükadadî Lünaparkta yapılmıştır. Pazar olmas dolayısile dün Ada ve Lünapark fevka lâde kalabalıktı. Festival eğlencelerine iştirak eder gruplar öğleden sonra Lünaparka gel • mişlerdir. Ekipler tamam olduktan sonra sırasile Zeybekler. Yugoslav, Bulgaı ve Yunan millî oyunlan oynanmış v« çok alkışlanmıştır. * Bundan sonra heyetler bir alay teşki ederek Büyükada iskelesine doğru ha • reket etmişler ve iskele önünde dağıl • mışladır. ^ ^ ^ ^ îzmirde incir ve üzüm işçileri faaliyette Feci bir kaza Cumartesi günü saat 12,30 da Ayvansaray caddesinden Fener istikametinf doğru geçmekte olan 10 plâka numaral şoför Zekinin idaresindeki kamyon caddeden geçmekte olan Ayvansara} Cıva fabrikasmda çalışan 18 yaşındak. Aziz oğlu İdrise çarpmıştır. Ağır su • rette yaralanan İdris biraz sonra kaldıIncir, üzüm alıcı ve satıcılan bir arada rıldığı Balat hastanesinde ölmüştür. Şoİzmir (Hususî) Ege iktısadî mmta metli iki mahsulü, öyle tahmin edüiyor för yakalanmıştır. kası ve İzmir, üzüm ve incirin satış mu ki, bu sene, geçen seneye nisbetle da amelesinin başlamasile beraber hararet ha azdır. Geçirdiğimiz havalar ve ku Hukuk îşleri müdürlüğü li ve birkaç ay sürecek yeni bir faaliyete raklık, mahsulün ilk inkişafında doğan Edirne Vilâyeti tahrirat müdürü Tevatılmıştır. Şimdi Egenin bütün incir tahmin ve ümidleri epeyce hırpalamışfik, İstanbul Vilâyeti Hukuk İşleri mübahçelerinde, bütün bağlarında kadınlı, tır. Fakat bu azlık, bittabi fiat üzerine erkekli binlerce vatandaş, incir ve üzü müessir olacaktır. Piyasada ilk açış fiat dürlüğüne tayin edilmiştir. mün idrakinde kendisine düşen işi yap larımn ümidli olduğu kanaati var Cumhuriyet maktadır. dır. İzmirde satışın, açılmasüe başlıyan İncir, üzüm satış kooperatifleri de NOshası S karastar. faaliyet de, şehirdeki bütün incir, üzüm kendi mıntakalarında faaliyete geçmişimalâthanelerini harekete getirmiş ve lerdir. Ortaklarm mahsulü mıntakadaher yıl sadece bu işle uğraşan kadın, ki kooperatiflerde toplandıktan sonra Senelik 2700 Kr. 1400 Kr erkek binlece işçi, yavaş yavaş (Han) parti parti İzmire gönderilmeğe ve buAlb aylık 1450 • 750 > denilen imalât yerlerine akmağa ba§ rada Kooperatifler Birliğinin yeni haÜc avlık 800 • 400 • lamıştır. zırladığı büyük ve modern imalâtha Birayük Soktut 150 • Eğe rnıntakasanan, bu en enüs, en kıy nede i§lenerek sevke başlanacaktır* Abone şeraiti [