10 Temnıuz 1937 CUMHURİYET e Çocuk Masalları TEMMUZ Bilir, aylan sayan: Otuz bir gündür temmuz!.. Öğle vakti susayan Koymak ister suya buzî.. Sıcak öyle çoktur ki Çatlar kuruyup toprak!.. Pişirir bağlardaki Üzümleri bu sıcak!.. * Köylü ekini ekmiş, Çoktan hasad olmuştur!.. Tükenmiş tarlada iş, Ambar buğday dolmuştur!., Kayalar arasmdan Buz gibi sular akar; Köylüler gün batmadan İçip keyfine bakar!.. Sıkıcı şehirlerden Yaylalara kaçılır!.. Halk gelip sıcak yerden Plâjlara saçılır!.. Masamızda yeri var Artık kavun, karpuzun!.. O zaman tadı çıkar tşte sıcak temmurun!.. N. R. VOLKANLARIN ALLAHI Bir İzlânda efsanesi IV Sinks nasıl kurtuluyor? [Geçen defalar da çtkmış olan kı sımların hülâsası : Sinko isminde Izlandalı bir çocuk keçilerini oilatırken bir fırüna çıkıyor. Yer gok birbirine karışıyor. Sinko yolunu kaybediyor, bir mağaraı/a dü^üyor. O mağarada aksakallı birçok periler top lanmışlar. Kazan da kaynaitıkları su ları yerin dibine dökuyorlar. Çocuk korkuyor, yandaki tarafa kaçıyor. Orada bir peri k'zı karşısına çtkıyor, bir şişe uyutucu su ile kocaman bir fare veriyor : «Bunlart iyi kullanırsan buradan çıkıp kurtulursun!» diyor. Peri kızı birdenbire ortadan kaybolunca yalmz kalan çocuk milleessir oluyor.] Fakat cesur çocuk bu teessürden çar çabuk kurtuldu. Güzel peri kızının ona söylemiş olduğu sözler ruhunda yeniden akisler yapıyor, ve çok geçmeden düştüğü bu sıkıntılı yerden kurtulacağını ümid e diyordu Hiç korkmadan, uyumuş olan koca man fareyi ceketınin altına soktu ve öbür elinde de kurtulmasını temin edecek sihirli şişeyi sımsıkı tuttu. Yandaki perilerin içtima etmiş olduğu salona kuvvetli adımlarla girdi... •Jîrkv Evime dönmek istiyorum? Diye bağırdı. Orada bulunanların Kiç MCMLCkETLCMC ÇOCUKLAR. |meraklı Gürültü düşmanlığı Eski hikâye.. Dün olduğu gibi bugün de büyük şehirler halkının hepsi gra mofon, radyo, otomobil, kamyon ve saire gürültülerinden şikâyet ediyorlar.' Belediyeler de bunlara karşı tedbir almakta gecikmiyorlar. Fakat Almanya da Hamburg ve Stuttgart şehirlerinde bu işe hususî polisler tahsis olunmuş, caddelerin bir tarafmdan bir tarafına vakitsiz geçerek yahut sokakların orasında ağzı açık yürüyerek otomobil biri bu feryada aldırmadı. Çocuk tekrar ve daha kuvvetli bir sesle: Evıme dönmek istiyorum? Diye haykırdı. Gene hiç kimse yerinden kıpırdamadı ve başını çevirip ondan tarafa bakan olmadı. O vakit çocuk avucunun içine sihirli birkaç damla su damlatarak onlan orada toplanmış olan esrarlı şa hısların üzerine serpti. Bu hareketi yapar yapmaz müthiş bir gürültü ile perilerin hepsi birden sandalyelerinden fırladılar ve tekrar yerlerine düştükleri zaman ortahğı kaplayan dumana kansarak dehsetli bir uğultudan sonra Çocuk portreleri Kırklarelinde Sabri Helvacı kızı Sabahatin erkekçe bir pozu çöken toprakla beraber yerin dibine kanştılar. Şimdi Sinko'nun karşısında perilerin bası volkanların allahmdan başka kimse kalmamıştı. Bu upuzun beyaz saçlı ve karma kanşık sakallı korkunç şahsiyet ona vahşî ve alev saçan gözlerle bakıyordu. Çocuk üçüncü defa olarak: Evime dönmek istiyorum? Diye bağırdı. O vakit perilerin başı sanki arzın derinliklerinden geliyormuş gıbi kükriyen bir sesle: Pekalâ, dedi, ben seni buradan çıkannm. Yalnız söylıyeceğim şartlan kabul edecek misin? Söyle bakalım bu şartların ne imiş! Söyliyeyim, arkamdan birinci olarak gelecek canlı mahlukun ruhu ve mevcudiyeti bize aid olacaktır. Sinko bu sözlerin karşısında birden cesaretini kaybetti. Korkadaa'büUittvüeödii baştan aşağı titredi. Buradan kurtulması pahasına camnı vermek mecburiye' tinde kalacaktı. Çünkü volkanlann allahını takib edecek yegâne canlı mahluk kendisi değıl miydi? Fakat birden beyninde panltılı bir şimşek çaktı. Bu şimşek ona ümid ve kurtuluş yolunu gösteriyordu. Yeşil gözlü güzel peri kızı ona: «Uzun sorguya hacet yok, bu kocaman fareyi ne yapacağını ileride kendi kendine anlıyabilirsin!» dememiş miydi? Tam bu sırada sanki koynundaki mevcudiyetini haber verir gibi ceketinin altmdaki fare kımıldamağa başlamış ve hattâ vücudünün orasını biraz da ısırmıştı. Volkanların allahı çocuğa kâfi derecede düşünme zamanı vermiş olduğuna kanaat getirerek: Ey cevab ver bakalım kabul edi yor musun şartımı? dedi. Çocuk tereddüdsüz: Kabul edıyorum ve arkandan geliyorum. Cevabını verdi. Volkanların allahı bunun üzerine mağaranın her tarafında korkunç akisler yapacak şekilde dişlerini gıcırdattı ve önündeki duvara doğru yü rüyerek kocaman bir taşı yerinden oynattı. Büyük bir geçid ve onun nihayetinde karanlık bir mağara daha görünmüştü. Perilerin başı öne düştü, çocuk da arkasmdan yürümeğe başladı. Bir aralık Sinko sendeler gibi bir hareket yaptı. Volkanlann allahı biraz kızgm fakat geriye dönmeden sordu: Ne oluyorsun? Hiç... Ayağım kaydı da düşmemek için kemennizi tuttum. Halbuki çocuk fareye bağlı ipi periler başının kemerine bağlamış ve fareyi de yere salıvermişti. İkısi birden karanlıkta yollanna devam ettiler. Bu dar geçidde müthiş bir sıcaklık hâkimdi. Arasıra yanıp sönen mavi bir zıya yolu aydmlatıyor ve bu ziya görünüp kayboldukça sağda solda zelzeleye benziyen sarsmtılar peyda oluyor ve derinden gelen boğuk gürültüler işidiliyordu. Çocuğun gözleri bu ziya ile kamaşır ve kalbi korkudan çarparken burnuna da bir takım kükürt kokulu dumanlar gelıyordu. Birdenbire güneş parıltısına benziyen bir aydmlık göründü. Yüksek kayaların sivrildiği dar bir geçidde idiler. Etraflarında hayaletler gibi rakseden buhar kütleleri dolaşı yordu. Fakat Sinko gözü kapalı, korkusuz mütamadiyen ilerliyordu. Nıhayet önde yürüyen volkanlann allahı durdu. Karşıda geniş bir ova bütün güzelliğile meydana çıktı. Yan taraftaki değirmenin yakmındaki çayırlarda iki şımank keçi otlayıp duruyordu. Volkanlann allahı: Alman ilk mekteblerinden birinde çocuklara otomobil kullanüması öğretiliyor FAYDAÜ BÎLGÎLER Siyah camlı evler Malum ya, îngıltere sisli ve dumanlı bir memlekettir. Orada birçok şehirler hemen her mevsımde pek az güneş görür. Bunun için Londrada son zaman larda büro olarak kullanılmak üzere in Bilmeceyi çözenler erin, kamyonların boş yere korne çalmalarına sebebiyet veren yayaları yakalayıp cezaya çarptırıyorlar ve penereleri açık olduğu halde gramofon, \j radyo çalan ev ^ahiblerinin makinelerini musadere ettıkleri gıbi üzerine aynca para cezası da alıyorlarmış! Çinde çocuk alım satımı Ötedenberi çok çocuklu Çinli aileler, avrularını besleyip büyütmekten âciz îalınca, onlan zenginlere satarlar, zenginler de bu biçareleri bırer esir gibi alıştırırlardı. Çın hükumeti son zamanara kadar bu feci alışverişe göz yumu şa edilen binaları şeffaf cam tuğladan yapıyorlâr ve bu suretle o bihariın içe1 ıisinin fazla guneş almasını temin ediyorlar. Fakat duvarlar camdan olunca artık pencerelere hacet kalmıyor ve bu bir çeşid manzara ise gözü yoruyor ve ınsanm içıni sıkıyor. Onun için bu tarz•s daki bına sahıblerınin ekserisi pencereBilmeceyi doğru çözenlerden bize folere siyah cam koydurarak yeknasaklığı toğraf gönderenlerin resimlerini basmıgidermek istiyorlar. ya devam ediyoruz. Fakat burada resDuvarlar şeffaf, pencereler kapkara, mi çıkmak mutlaka hediye kazanmış oltersine dünya! maklığa delâlet etmez. Mukâfat kaza nanların isimleri her ayın ilk haftasında neşrolunan büyük listeye basılır. Soldan sağa sıra ile: 1 Rize arzuhalci Necati oğlu Necdet Muhafız köpek 2 Mersin tüccar Şaban Çiftçinin Bir duvara veya ağaca müvazi olarak oğlu Hikmet Çiftçi. 3 Davudpaşa ilk okul Akif Küheyuzunca bir çizgi çiziniz. Duvara veya ağaca, onlarla çızgi arasındaki mesafe lân. 4 Gazi Osmanpaşa orta okul 784 ye müsavi bir ıp bağlayınız. Taş tutma Muzaffer Taşçı. veya dığer vasıtalarla ebe olacak olan 5 Pangaltı Tankbey sokağı No. 41 çocuk bu ipi tutup onu hiç bırakmak Sotiri. sızın önünden gelib geçenleri yakala 6 Kabataş Erkek lisesi 275 Ö. T. mak mecburiyetindedır. Diğer oyuncu Yücearda. lar ebeden kaçarken ancak çizgıye ka7 Şehzadebaşı 3 numarada A. Yedar girebılırler. Onu geçenlerle ebe taşildağ. rafından yakalananlar ebe ile elele vererek diğer oyunculan yakalamak vazi8 Adapazarı orta okul 495 Necati. fesini alırlar. O zincir uzadıkça oyun 9 Mardin Belediye ikinci kâtibi daha eğlenceli bir şekil alır. Ağac veya Abdurrahman. duvarla çizginin arası ve bununla mü10 Ankara înönü ilk okulu 215 Aynasebattar olarak ipin uzunluğu oyun sel Kolak. cularm sayısına göre uzatılıp kısaltıl 11 Beşiktaş 19 uncu ilk okul 109 malıdır. Galib. 12 îzmit Ulu Gazi okulu Nermin. 13 52 nci ilk okul 297 Mahir Caymaz. 14 Kadıköy Moda caddesi 21 Fe hime. 15 İsparta orta okul 434 Yakub Gürdal. 16 Elâziz Orduevi Ahmed Eryaşa. 17 Vize jandarma kumandanının yordu. Bundan sonra gene fakir aileler oğlu Kemal Aslan. çocuklarını satabilecekler amma, bu iş devletin kontrolu altında olacak ve hu18 44 üncü ilk okul 119 Selâmi. susî bir daireye satılmış çocukların köe gibi kullanılmamalarını temin ede Terbiyeli çocuk! cekmiş!. Ayni zamanda hükumet beher Oğlum verdiğim kirazları sinema çocuk başma bizım paramızla (120) lira da yeyip bitirdin mi? nark koymuş. Hiç kimse yavrusunu bun Bitirdim anneciğim.. dan aşağı bir fiata satamıyacakmış! Çın İnşallah çekirdekleri tenbih etti hükumetınin bu tedbiri muhakkak ki ğim gıbi yere atmadın, kâğıdın içine canlı mahluk alım satımımn eskisi ka ) dar fazla olmasının önüne geçecektir. koydun, değil mi? Hayır, anneciğim, çekirdekleri kâğıda atarsam kirazlara karışacağını düTemmuz bulmacası şündüm, biraz ötede oturan adam şapkasını yanımdaki kanapenin üstüne koy muştu. Kirazları yedikçe çekirdekleri usul usul onun içine diziverdim. tum. Bakalım sen ne yapacaksın. Teşekkür ederim, beni selâmete çıkardınız! Yooo... Dur bakalım nereye gidiyorsun, ben sana arkamdan gelen ilk canlı mahlukun ruhunun ve canmın bize aid olacağını söylememiş miydim. Perilerin başı bu sözlerle beraber sivri tırnaklı elerrni çocuğun göğsüne doğru uzatıyordu. Fakat Sinko gürültülü bir kahkaha sahvererek: Ben de vadimi tuttum, binaenaleyh gidebilirim. Arkanızdan gelen ilk canlı mahluk ben değiüm ki!... Anlamadım. sen değil misin? Başmızı çevirip arkanıza baksa nıza.. Kemerinize bağlı şu ipin ucundaki fareye!... İşte o canlı mahluku size bırakıyorum. Çocuk derin bir reverans yaparak bir ok hızile ovaya doğru fırladı, orada otlıyan keçilerini önüne katıp ot dolu torbasını da sırtına vurarak evine doğru yola koyuldu. Bu sırada volkanlann allahı hiddetten köpürüyor ve böyle küçük bir çocuk tarafından aldatıldığmdan dolayı kendi kendine utanç duyuyordu. SArkası gelecek defa) îşte geldik, dedi, ben vadimi tut YAZISIZ HiKÂYE Yukarıdaki güzel bahçeyi zeki fill suluyor amma, onlara kumanda eden bahçıvandır. Fakat bahçıvan birdenbire görünecek bir noktada değildir. Bir yere gizlenmiştir. Onu bulup renkli bir kalemle işaret ederek bize gönderiniz!. Bu bulmacayı doğru halledenlerden birinciye beş lira, ikinciye iki lira, üçüncüye münasib kıymetli bir hediye takdim olunacak ve diğer yüz kişiye de muhtelif mükâfatlar verilecektir. Ce < * vablann temmuz sonuna kadar «Cum = huriyet Gazetesi Çocuk Sahifesi» adrej sine gönderilmesi lâzımdır. Geç kalan; lar hediye alamazlar. Bilmeceyi do çözenlerden bize fotoğraf gönderenleri: resimleri de sıralan geldiği vakit teye basılır.