21 Harfran 193T CUMHURIYET SON HABERLE TELEFON Hâdiseler arasmda TELGRAF v« TELSiZLE Boş itikadın iki türlüsü ir gazetede sinema artisti Norma Shearer'in bir alay boş itikada inandığını okudum: Karakedinin, kırmızı rengin uğursuzluğuna, cuma gününün, yeşilin, eski eşyanın uğurluluğuna hükmetmek gibi şeyler. Şarklı bir kocakan evhammın garblı bir genc kadında bulunuşuna hayret edenler şöyle düşünürler:Şark efsane, garb teknik diyandır; ihtiyarlık hatıra, genclik realite çağı olduğu gibi. Zeki ve taptaze bir Avrupa kadınının, amelî ve maddî bir âlem ortasında, hergün bir zafere koşan tabiat bilgilerinin müspet ve kat'î tesirlerine rağmen, batıl farzedilen itikadlara hâlâ inanması nadir bir istisna olsa gerek. Fakat bütün garb, boş itikadlara, daha fazla değilse en az şark kadar inanıyor: Büyü, fal, remil, ilmi nücum, uğur telâkkisi gibi şeyler. orada kendilerini pazara çıkaracak arz vasıtaları, gazete, kürsü, cemiyet ve gayet kalabahk bir inanıcı süriisü buluyorlar. Çiinkü, diyebiliriz, ilmin Mechulü fethetmek için attığı her adım, onun dibsizliğini biraz daha iyi anlamaktan fazla hiçbir küllî marifet kazandırmıyor. Sessizliği daha çok hissettiren hafif gürültüler ve karanhğı daha çok belirten zayıf ışıklar gibi, ilmin kifayetsiz ilerleyişi de meçhulden gelen vehimleri artınyor. Boş itikadlara inanmak böyle bir vehim olsa gerektir, fakat madde bilgilerinin kör kandilile meçhulün dibine kadar görülebileceğine inanmak daha az boş bir itikad değildir. Madridde bir suikasd teşkilâtı oıtaya çıkarıldı Ingilterenin General Franco'nun muharib sıfatını tanımağa meyyal olduğu söyleniyor Paris 20 (A.A.) Bılbaonun zaptmdan sonra Echo de Paris gazetesinde Pertinax şunlan yazmaktadır: «Bu hâdisenin belki sevkulceyş nok tasından büyük bir ehemmiyeti yoktur ve diğer noktai nazarlardan büyük bir ehemmiyeti haizdir. Şimdi Franco'nun elinde İn<iiltere ile ticarî mübadelelerini takviye edecek yeni bir endüstri ve maden mıntakası vardır. İngiltere hükumeti bu noktadan Franco'yu himaye edecektir. İngiliz kabinesi Fransa ile muatbık kalarak Franco'nun muharib olduğunu tanımağa meyyaldir. Fakat bu Franco hükumeti nin resmen tanınması demek değildir. Roma hükumeti Franco'ya. bu fırsattan istifade ederek kontrol altmda bulunan arazide revıâma müracaat etmesini tav siye etmiştir.» Populaire gatezesi, Fransa hükumeti nin Franco'yu muharib olarak tanıyacağını iddia ile Humanite gazetesinin ten kidlerine cevab vererek böyle bir meselenin hiçbir zaman mevzuu bahsolmadığını yazmaktadır. bulunduğu hakikate daha mülâyim go rünmektedir. Muhabir, 16 haziranda neşredilmiş olan bir Alman tebliğinde Leipzigin tor pillenmiş olduğu haberinin tekzib edilmiş bulunduğunu haürlatmakta ve §u suali sormaktadır: «15 haziranda Leipzing'de hakıkaten torpil isabet etmişse kumandanın herşeyin yolunda olduğunu ayni akşam telgrafla bildirmesi nasıl mümkün olur?» İBNİ SİNA Devirlerin fevkinde bir zekâ ve göz kamaştıran bir hakikat Onun Türk gencliğine örnek olmasmı isteriz. Çünkü Ibni Sinayı halkeden miıbarek kan şimdi o gencliğin damarlarmda dolaşıyor Yazan : M. Turhan Tan Efsaneler bazan hakikat çeşnisi ve rir. Çünkü muhay yilelere uygun dü şer ve asırların süzgecinden geçe geçe hayalseverler için hakikat olur. Fa kat hakikatin efsa neleşmesi nadirdir ve böyle bir deği şikliğin olabilmesi, bir hakikatin idraki sersemleştirecek ka dar yüksek bulun masına bağlıdır. İbni Sina işte o yüksek hakikatler den bıridir. Yalnız devrinin değil, kendinden sonra gelen İbni devirlerin de fevkinde bir zekâ ve bir irfan olduğu için bir yandan göz kamaştıncı bir hakikat olarak kitabhanelerde, medreselerde, âlimler mahfilinde yaşamış, bir yandan da asırların kucağında dolaşan canlı bir efsane olmuştur. Onun hakikat tarafı pek bariz olup şu sııretle telhis olunabilir: 1 Türktür ve Türk oğlu Türktür. Hatta Türklüğe nisbeti o kadar müsel sel ve müspettir ki birbirini tanımıyan eski Türklerin herhangi bir karşılaşma vukuunda nefislerini tarif için yedi göbek yukarıya kadar babalarını, dedelerini saymaları an'anesine göre onun da ba bası, babasının babası, dedesinin babası ve onun babası da Türk olarak sayıla bilir. 2 Dâhidir. Çünkü daha on yaşm dayken «küçük bir âlim» sayılacak ka dar olgunlaşmıştı. Buharanm o devirde yüksek bilginlerinden sayılan Babilî Abdullah, dâhi yavruya ders okutmak üzere davet olunduğu zaman onu kafaca pek dolgun bulmuş ve on yaşmdaki şakirdine hemen felsefe okutmağa başlamıştı. îbni Sinanın candan dostu olup birçok menkıbelerini tarihe nakletmiş olan Cürcanlı Ebu Ubeyde bu vakıayı anlatırken: «O minimini çocuk mantıkta hocasından daha kuvvetliydi» diyor. 3 Büyük bir hekimdir. Doktorlu ğa taalluk eden eserlerinin hemen hepsi Avrupa lisanlarına tercüme olunmuş ve alü yüz yıl «düsturülâmel» tutulmuştur. Zaten şarktaki ilk şöhreti de hekimlik teki kemali yüzünden başlar. Samano ğullarından Nuh, bütün hekimlerce ölüme mahkum tanılmışken İbni Sina tarafından sıhhate kavuşturuldu. Rey Emiri Mecdüddevleyi ölümden kurtaran gene o oldu ve Hemedan hükümdan Şemsüddevle de içine düşmek üzere bulunduğu mezardan İbni Sinanın hazakati sayesinde tahtına döndü. Onun teşhiste isa betsizliği hemen hemen görülmemişti. Davet olunduğu hastanın yanına canlı bir deva ve mutlak bir şifa olarak girer di. Ruhî telkinlere ilk kıymet veren he kim, İbni Sinadır denilebilir. Ölümle pençeleşen Emir Şemsüddevlenin yanına birinci defa olarak girdiği vakit nabzmı tutmadan, göğsünü dinlemeden şöyle bir telkinde bulunmuştu: « Allah, allah, bu ne hal, padişa hım?.. Size şu kuvvetli beden, şu sağlam kafa ile yatağa düşmek yakışır mı?.. Bir tebessümünüze canlannı feda eden ca riyeleriniz övünüp dursun, bin açgözlüyü doyuran muhteşem sofranızda yeriniz boş kalsın, ahırlannızdaki küheylanlar hasretinizi çekip melul melul kişnesin. İbadullahın işi görülmesin, sürünsün. Siz, hiç yoktan inleyin, eriyin. Böyle şey ol maz padişahım. Hemen iyî olmalısınız, kalkmalısınız.» Dâhi hekimin kimyaca da birçok ke şifleri vardır. Kimyaya aid umumî bilgiler arasına kanşan bu açık ve müspet buluşlann fennî tekâmül bakımından pek büyük kıymet taşıdıklannı henüz otuz yıl önce ölmüş olan meşhur âlim ve kimyager Marcelin Berthelot'da teslim ve ilân etmiştir. 5 İbni Sina, lisan alimidir. Arabcayı Arab edibleri ve farisiyi îran güzideleri kadar bilirdi. Evvelce lisan ilmile pek meşgul değildi. Ebu Mansurülezherî adlı bir dil aliminin dâhi Türke bir gün: «Mevlâna, felsefe deki kemaliniz, yâ rin de ağyarm da müsellemiyse de lu gat fenninde cenabı nıza irademiz teslim olunamaz» demesi üzerine kızdı, tam üç yıl Arab dilile uğraştı, sonunda «TezSina hibülluge» yi kaleme aldı ve eserini Ebu Mansura göstererek: «Artık lugate de müdahalemizi tasvib buyurursunuz» dedi. Farisî dili hakkında da «Danişname» yi yazmışü. 6 Büyük bir riyaziyecidir. Isfahanda Emir Alâüddevlenin emrile bir ra sadhane kurdu, o devre kadar eşleri görülmemiş aletler yaptı, sekiz yıl rasadla uğraştı. Bugün ne o rasadhane, ne o a letler var. Lâkin dâhi riyaziyecinin Ki tabülersadı Oksford kütübhanesi başta olmak üzere birçok ilim müesseselerini süslüyor. 7 Az yaşamış, çok eser bırakmış tır. Büyük, küçük yüz elliden fazla eseri vardır. Adını taşıyan ilk kitab «Mec mu» ve o şerefi kazanan son eseri «îşa rat» tır. * * * îbni Sinanın asırlan hayrete düşüren «hakikat» ini şöylece icmal ettik. Bu hakikatin tafsili asırlara sığmadığı gibi cildlere de sığmaz. Onun için sözü uzatmıyarak öbür bahse, dâhi Türkün efsanevî cephesine geçiyoruz. Bu cephenin ilk hattında îbni Sina nin Arab ve Acem olarak tanılması gelir. Buharanm taşı ve toprağı tamamile Türk olan bf köyünde, Türk oğlu bir baba ve Türk kızı bir anadan doğmuş, yedi göbeğe kadar Türklüğü meydanda bulunmuş olan bir adama arabca yazdığı için Arab, farisî bildıği için Acem de mek, hakikati efsane yapmaktan başka birşey değildir. Yakm tarihte bile Türklerin arabca ve farsça kullandıklannı görüyoruz. Meselâ Yavuz Sultan Selimin türkçe şiirleri gayet azdır, farisî manzumeleri divan doldurmaktadır. Ebüssüudlar, İbni Kemaller ve daha yüzlerce Osmanlı âlimler arabca eserler kaleme al mışlardır. Demek ki bu iddia, bir efsane yarat maktan başka bir kıymet taşımaz. Fakat Yahudiler de İbni Sinayı kendi millet taşlarından saymağa yeltenmekten geri kalmıyorlar. Arablar, garbda Aben Esra ve şarkta İbni Azra diye meşhur olan Yahudi âlimini bir kısım eserlerini a rabca yazdığından dolayı kendilerine maletmedikleri ve frenkler Avicebron diye tanıdıklan Yahudi İbni Cebrola Arab demedıkleri halde Yahudilerin İbni Sinayı kendilerinden saymak isetemeleri, dediğimiz gibi, onun yüksek hakikatini efsaneleştirmek meylinden ileri geliyor. Yoksa dâhi Türkün garbda Evi cenne diye anılması Yahudilerin böyle bir vehme kapılmalarına sebeb teşkil etmezdi. İbni Rüşd de frenklerce Aver roes diye anılmaktadır. Yahudiler neden o büyük islâm âlimini dahi Musevi yapmıyorlar?.. Çünkü îbni Sina, çok fazla göz kamaştırmıştır, muhayyileleri heyecana düşürmüştür. Yugoslavyanm genc hükümdarı Kral Pierre orta tahsilini ikmal etti Hükumetçilerin raporu Madrid 20 (A.A.) Havas Ajansınm muhabiri bildiriyor: Şimalde ve Madrid cephesinde tek rar faaliyet başlamıştır. Carabanchel cephesinde hükumet kıt'aları asiler için birer tarassud merkezi vazifesini gören bazı binaları tahrib ederek 400 kadar asiyi öldürmüş ve yaralamışlardır. Cumhuriyetçiler ileri hareketlerine devam ederek asilerin civarda tesis ettikleri mevzilere taarruz etmişlerdir. thtilâlcilerin sevinci Salamanka 20 (A.A.) Bilbao'nun elde edildiğinin ilânındanberi, Burgos Ovila 20 (A.A.) Valansiyadan bayram günleri yaşamaktadır. Sivil ve öğrenildiğine göre Madridde hükumet aruhanî makamat önünde muazzam bir leyhine bir suikasd teşkilâtı meydana çı geçid resmi yapılmış ve bu geçid resmine kanlmış ve birçok tevkifat yapılmıştır. elli bin kişiden fazla kimse iştirak etmişYeni Bask valisi tir. General Franco ve yeni Spanya şidSalamanca 20 (A.A.) General detle alkışlanmıştır. Franco, Niguel Ganoza Delrieg'i ihti Salamanka'da da muazzam tezahürat lâlcilerin kontrolu altında bulunan Bask tertib olunmuştur. General Franco'nun, havalisine sivil vali tayin etmiştir. General Mola'nın, Almanyanın ve îtalTekzib edilen bir haber yanın şerefine yaşasın nidalan arasmda, Salamanka 20 (A.A.) îngiliz alay başkumandanhk sarayına kadar matbuatı, kadm ve çocuk nakleden bir gelerek orada dağılmıştır. vapurun, nasyonalistler arafmdan batırılAlman gazetelerinde şiddedli dığma dair Satanderden aldıklan bir neşriyat haberi neşretmiştir. Bu haber yalandır. Berlin 20 (A.A.) Sabah gazeteNasyonalistler geçenlerde birkaç gemi leri, Leipzig kruvazörünün hücırma uğ musadere etmişlerdir. Filhakika bunlann raması etrafında büyük gürültü yapmakiçinde kadm ve çocuk taşıyan bir vapur ta devam etmektedir. da vardı. Fakat bu vapur batınlmamıştır. Nasyonalist sosyalist partisinin naşiri **Cadın ve çocuklar nasyonalist makamat efkârı Völkischer Beobachter gazetesi iarafından fevkalâde hüsnü muamele gör diyor ki: mektedir. «Korsanlarla müzakereye girmekten Madridde bir suikasd şebekesi PEYAMt SAFA Sovyet tayyarecileri San Fransisco yolunda Moskova 20 (A.A.) Ant 25 tayyaresinden şu haber alınmıştır: Bugün Moskova saatile saat 7/20 de Kraliçe Charlotte adalan civannda Kanada sahillerini takib ediyoruz. Her şey yolundadır. . . . pr» S. M. Kral Pierre Belgrad 20 (A.A.) Kral İkinci Pi erre'in ders senesinin sonu olmak münasebetıle Dedinje sarayında merasim yapılmıştır. Bu merasunde Kraldan başka, Valıde Kraliçe Marıe, Naibi hüku met Prens Paul, diğer naibler ve sair. zevat hazır bulunmuştur. Mürebbisi, Ma jestenin bütün derslerden ve hattı ha reketten pek iyi derece almış olduğunu ve binaenaleyh şifahî imtihaoa tâbi tutulmıyacağını beyan etmiştir. Kralın mürebbisi, müteakıben kısa bir hitabe irad ederek muallimleri namma Kralı tebrik etmiş ve bundan sonraki tahsilinde sarfetmesi lâzım gelen mesaiyi kaydeylemiştir. Müteakıben Valide KraHçe Marie, Naibi hükumet Prens Paul ve sair zevat Kralı tebrik etmişlerdir. Küçük Antantın toplantısı ve Fransa Neşredilen tebliğ Pariste memnuniyet uyandırdı Belgrad 20 (A.A.) Paris muha birinden aldığı malumata istinaden Pravda gazetesi, Küçük îtilâfın hüku met şeflerinin Tuna üzerindeki mülâkatına dair neşredilen nihaî tebliğın Fran sız efkân umumiyesinde müsaid akisler bırakmış olduğunu kaydetmektedir. Gazeteler bu hususta uzun tefsirlerde bulunarak tebliğin Fransız diplomasi mahfıllerinde memnuniyetle karşılandığını yazmakta ve bilhassa Küçük îtilâfın Milletler Cemiyetine sadık kaldığı ve emiyetin kuvvetlenmesini istihdaf etmiyen paktta yapılacak herhangi bir değişikliğe müsaade etmiyeceği hakkmdaki kısımların pek müsaid bir intıba bıraktığını kaydetmektedirler. Altnan diğer haberler Bir Fransız gazetesinin Paris 20 (A.A.) Paris Midi gazetesinin Berlin muhabiri, Berlin gaze telerile Alman siyasî mehafilinin kızıllann artık müsamaha edilemiyecek olan tah riklerinden tekrar bahsetmek için Leip zigin torpillerimesi meselesini ele almış olduklannı yazmaktadır. Ancak M. von Neurath'ın Londraya azimetinden evvel Almanlar tarafından yapılmakta olan geniş bir diplomasi taarruzu karşısımda mütaleası birşey çıkmaz. Onlan tenkil etmek >ıı ııııılllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllüllllflllimıınıınnmm.ı ve yoketmek lâzımdır. Almanya, sarih bir hareket beklemektedir. Büyük bahrî devlet sıfatile îngiltere sözünü söylemelidir. Dünya sulhunun menfaati bakımından, misal teşkil edecek bir surette hareket etmeli ve bu cânilerden yeni hücumlarda bulunmak arzusunu gidermelidir. Kon trolu yapmakta olan devletler, neticeleri çok mühim olacak bir felâketi önlemek üzere derhal harekete geçmelidir.» Mussolini 60,000 kadına hitab etti Fransanm malî kalkınma projesi Oakland (A.A.) Seettle radyosu saat 1/25 te Sovyet tayyarecilerinden bir haber almıştır. Tayyareciler şimdi Vanconver adasınih şimal noktasınm takriben elli mil garbında bulunmak tadırlar. Washington 20 (A.A.) Seettle radyo istasyonunun saat 12.05 te verdiği bir habere göre Sovyet tayyarecileri normal şekilde yollarına devam etmek tedirler. San Francisco 20 (A.A.) Saat 8/02 de Sovyet tayyarecilerinden bir telsiz almmıştır, bunda tayyarelerin mevkileri bildirilmiyor, yalnız uçmıya devam etmekte olduklan haber veriliyordu. Saat 8,53 te alınan diğer bir telsizde tayyareciler, hava şartlannm Amerika istasyonlan tarafından neşredılmesini istdyorlardı. Tayyareciler, havanın fırtıoalı ve karlı olduğunu bildirmişlerdir. Avusturya meseleleri hakkında Yugoslavların fikri Belgrad 20 (A.A.) Avusturyanın dahilî ve haricî vaziyetine tahsis et tiği bir makalede Pravda gazetesi ezcümle şöyle yazmaktadır: «Avusturyanın vaziyeti ne taraftan bakılırsa bakılsm kolay değildir. Avusturyanın uzun seneler Almanya ve İtalya ile teşriki mesai etmesi küçük devlet erin siyasî ve manevî istiklâllerini muhafaza edebilmeleri için durmadan gayret sarfetmeleri lâzım geldiğini bugün bir kere daha ispat etmektedir. Kendi siyasetile Macaristanın siyaseti arasmda bir muvazene temin edemiyen Avusturya garb devletlerile mevcud münasebetlerini değiştirmek mecburiyetinde kalmıştır. Hariciye Nazın Schmidt'le yakın mesai arkadaşı Schuschnigg'in îngiltere ve Fransayı ziyaretleri Avusturyanın garb devletlerine dönmek için attığı ilk adım lardır. Başvekil Chuschnigg basiretkârane bir haricî siyaset takib etmek suretile dahilî vaziyetleri takviye etmek ve bu suretle bütün karışık meseleleri halletmek karannı vermiştir. Habsburglar mesele sile Anschluss meselesini dahi Başvekil kendi kanaatine göre ve kuvvetli komşulannm tesiri altında kalmadan halletmeğe karar vermiştir.» Italyan İmparatorluğu Parlamento ile Âyan nun ihyası için 6 senelik Meclisi arasmda ihtilâf bir plân hazırlanıyor devam ediyor Roma 20 (A.A.) Mussolini, Venedik sarayının balkonundan altmış bin kadar faşist kadına hitaben aşağıdaki nutku söylemiştir: < Aile ocağmın muhafızları olmalısınız; çok ve kuvvetli olmalarım arzu etmekte olduğumuz çocuklarınıza ilk dntıbaları vermelisiniz. Onlara Roma faşist terbiyesi verecek misiniz?> Genc kızlardan, faşist kadmlardan, kız talebeden ve kö'ylü kadmlardan mürekkeb dört grupa ayrılmış olan kütlenin alkışları arasmda kuvvetli bir <evet» nidası yükselmiştir. Bu sırada kadınlar mendıllerini sallamak suretıle tezahü ratta bulunuyorlardı. Roma 20 (A.A.) İtalya İmparatorluğunun ihyası için yapılan altı senelik plân zannedildiğine göre, pazartesi gü nü nazırlar meclisine tevdi edilecektir. Plân muhtelif nafıa işleri yapılmasım derpiş etmektedir. Paris 20 (A.A.) Parlamento, âyan dan iade edilen ve malî kalkınmayı temin etmek üzere hükumete tam salâhiyet veren kanun lâyihasını müzakere etmek üzere saat 22 de toplanmıştır. Mazbata muharriri Jamene Schmidt âyan meclisinin öğleden sonra 52 reye karşı 238 reyle parlamentonun metnine benzemiyen bir metin kabul etmiş olduğunu söylemiş ve parlamento maliye encümeninin iki müstenkif ve 16 muhalif reye karşı 26 reyle metinde ısrar etmeğe karar vermiş olduğunu ilâve eymiş tir. Parlamentonun radikaı sosyalist grupu da bu celseden evvel toplanmıştır. Grup reisi Campinchi arkadaşlarını parlamentonun kabul ettiği âyan meclisinüıkine muhalif metin lehinde va ziyetlerini muhafaza etmeğe teşvik et miştir. Toplantıdan sonra radikal sosyalist meb'usların ekseriyetle çarşamba sabahı verdikleri muvafık reyde ısrar edecekleri kanaati hasıl olmuştur. Ibni Sinanın 900 üncü yılı IBastaraft 1 tnct sahijede] Sergiyi ziyaret Celseye bu konferanstan sonra yanm saatlik bir ara verilecektir. Bu esnada Türk Tarihi Tetkik ve Araştırma Kurumunun büyük alimin eserlerinden mü rekkeb olarak tertib ettiği sergi gezile cektir. İkinci celsede Beynelmilel Tıb Tarihi Cemiyeti reisi profesör doktor Gomiu İbni Sinanın garb tıbbma hizmetleri ve muhtelif lisanlara tercüme edilmiş olan eserleri hakkmda izahat verecektir. Profesör Ismail Hakkı lzmirli Ibni Sinanın bugün bütün dünyaca şöhreti olan felsefesini izah ettikten sonra doktor Perihan Çambel îbni Sinanın kadın ve çocuk hastahklan hakkında ortaya koyduğu esaslan teşrih edecektir. Son sözü Rasadhane Müdürii Farin Gökmen söyliyerek İbni Sinayı riyaziye ve hey'et cephesinden tetkik edecektir. İmparatorluğun ihya plânt Paris 20 (A.A.) Bina amelesi grev Ankarada bir genc havuzda yapmayı ve bu grevi beynelmilel sergi yüzerken boğuldu sahasma da teşmü etmeyi kararlaştırdıAnkara 20 (Telefonla) Bugün <Kağından patronlar cemiyeti bu ameleye radeniz» havuzuna yüzmek için gıren salı günü iş vermemeyi takarrür ettir Ali Rızanın 17 yaşmdaki oğlu Ticaret miştir. lisesi talebesinden Kâni boğulmuştur. LTayyare ile dünya seyahati Vak'ayı etraftan gören Ahrned, 20 daLondra 20 (A.A.) Dünya turu kikadanberi çıkmıyan çocuğu merak eyapmakta olan tayyareci Amaliaerhard, derek suya atılmış ve kendisini bayBirmanya saatile saat 6 da Rangon'dan gın bir halde karaya çıkarmıştır. hareket etmiştir. Hava iyi giderse Erhart, Çocuk derhal Nümune hastanesine Saigon'a kadar fasılasız uçmak niyetin nakledilmiş, fakat bütün tedavüer netice vermiyerek ölmüştür. dedir. Pariste amele patron ihtilâfı Üniversitede İbni Sina günü Yarm Üniversitede İbni Sina günü yapılacak ve şehrimize gelen ecnebi tıb tarihi alimleri söz söyliyeceklerdir. İbni Sina için Moskovada merasim Moskova 20 (A.A.) Sovyetler Birliği İlim Akademisi, İbni Sinanın ölümünün 900 üncü yıldönümü münasebetile, 28 haziranda yapılmak üzere bir müsamere tertib etmiştir. Bu müsamere esnasmda Pr. Yakubovski «İbni Sinanın yaşadığı devir», Pr. Borisov «Tıb ve filozof İbni Sina» hakkında ve Pr. Bertels de «İbni Sina ve edebiyat» mevzuu etrafında birer konferans verecek lerdir. Biz, kan ve yurd bakımından tama mile Türk olan İbni Sinanın dehasına ve inanılmıyacak kadar derin olan irfamna hayranlıktan doğan bu efsanemsi iddia ların, kanaatlerin bir başka türlüsünü şark masallarında da görüyoruz. îbni Sina, asırlardanberi dillerde gezen, yazılı halk hikâyelerine mevzu teşkil eden bu masallara göre gaibden haber verir, yeraltındaki hazineleri efsunla meydana çıkarır, perileri ve cinleri hizmetinde kul 4 İbni Sina, büyük bir filozoftur. «Elhikmetüşşarkiyye» adlı eserinde tut lanır, «tayyı mekân» eder, kalıbdan katuğu felsefî yolu izah ve «Şifa» smın ba lıba girer!.. şında da o eserin okunmasını tavsiye eder. Onu, Türklükten ayırmak istiyenlerin Ruhu ve hayatı kendine mahsus bir gö iddialan da işte bu masallar kadar doğ rüşle tahlil etmiş v« hükümlerini asırlara rudur. Hakikati bir kere daha söylemek beğendirmiştir. lâzımsa tekrar edelim: îbni Sina, Türk Pariste iki casus müttehemi beraet etti Paris 20 (A.A.) Askerî mahkeme, casuslukla müttehem iki Rus mültecisinin muhakemesini bitirmiş ve ekseriyeti mutlaka ile bunları beraet ettirmiştir. Muhakeme hafi cereyan eylemiştir. .üğün yüzsuyu sayılan dâhilerdendir ve Fârâbi kadar Türktür. İlim tarihi ve bütün beşeriyet onunla iftihar eder. Fakat biz, yalnız iftiharla iktifa etmeyiz, onun Türk gencliğine örnek olmasmı da isteriz. Çünkü İbni Sinayı halkeden mubarek kan şimdi o gencliğin. damarlarmda dolaşıyor. M. TURHAN TAN