CUMHURÎYET 21 Haziran 1937 Şarkî flnadoluda Köyler ve Köylüler Büyük memleket röportajı : 1 Yazan : Bahri Turgud Okaygün f Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Bir tank fabrikası kuruyoruz Halic tersanesi de ihya ediliyor Büyük Millet Meclisinde bütçe mü zakereleri esnasmda Millî Müdafaa Ve kili Kâzım Özalp en modern harb vası talannın dahi memleketimizde yapılmas için lâzım gelen tesisatm vücude getiri leceğini müjdelemişti. Bu müjdenin muh telif sahalarda tahakkukunu çok vaki geçmeden görüyoruz. Hükumet, memleketimizde tank imali için hazırlıklarını ikmal etmek üzeredir. Tank fabrikası kurulması için icab eden tesisat hükumet emrine verilmiştir. En mütekâmil harb silâhlanna lâzım olan cepanenin de memleketimizde imali için muazzam tesisat vücude getiril miştir. Bunun için de Millî Müdafaa emrine tahsisat verilmiştir. Millî Müdafaanın Halicde eski Va lide kızağı mahallinde kuracağı yeni ter saneye aid hazırlıklara da başlanmıştır Evvelâ sahanın önündeki deniz temizlenmiş ve burada batmış olan bir takım deniz vasıtalarile dubalar çıkanlmıştır Şimdi derinliği artırmak için tarama y&pılmaktadır. Karadaki tesisatm ikmalinden son • ra dört denizaltı gemimizin inşa işini üzerine almış olan Alman grupu burada iki denizaltı gemisini kızağa koyacakbr. istiyoruz! Tramvaylarm kapıları kilidlenmemelidir Birkaç gündenberi tramvay arabaları hakkında yeni bir emir verilmiştir. Tramvay biletçilerinin tatbikına memur edildikleri bu emir, şimdiye kadar sadece kapalı duran kapılann, bundan sonra kilidli bulundurulmasıdır. Birçok noktalardan mahzurlu oIan bu emrin, medenî bir şehrin medenî sakinlerini kilidli parmaklıklar içine kapatmak gibi içtimaî çirkinliğinden başka, halkı sıkmtıya sokması bakımından da lüzumsuzluğuna hiç şüphe yoktur. Tramvay kapılannm kilidli buIundurulması evvelâ, yolcunun arabalara inip binmesini hemen hemen imkânsız bir hale koymuştur. Bıletçiler, bilet kesmekle meşgul olduklan için, durak yerlerinde kilidli kapıları açmağa vakit bulamıyorlar ve tramvay arabalan, bekliyen yolcuyu bırakıp yoluna devam ediyor. Tramvayın içinde bulunanlar için de vaziyet bunun aynidir. Biletçi, içerideki işini bırakıp her durak yerinde kapıyı açıp kapamakla meşgul olamıyacağma göre, içerideki yolcular, istedıkleri durak yerlerinde inemiyorlar. Yolcunun inip binmesini, biletçinin arzusuna vabeste bırakan bu lüzumsuz tedbirlerin lâğvı, tatbikından daha faydalı olacaktır. Tramvay arabalan, kendi isteğimizle binip ineceğimiz birer nakil vasıtası ise, üzerimize kilid vurmak neden icab etmiştir, böyle değil de inip binmemizi biletçi tanzim edecekse, tek biletçinin hem bilet kesmesi, hem de yolcuların inip binmesini tanzim etmesi maddeten imkân sızdır. Nitekim birkaç gündenberi tramvaylara binip inmek bir işkence şeklini almıştır. Bu yanlış karann, hemen tashih edilmesini Bazı Ingiliz diplomatları Yazı Istanbulda geçirmeğe davet edildiler Ispanyadaki muharib iki taraf Imanya ile îtalyanm îspanyadaki muharib iki tarafın kendE limanlannda bitaraf mmtakalar tesisine muvafakatalerini almak için yapılan müracaatlere gelecek cevablan beklemeksizin Londradaki ademi müdahale komitesine dönmüş olmalan Avrupa sulhunu büyük bir tehlıkeden kurtarmıştır. Çünkü muharib iki taraf kolay kolay muvafakat cevabını vermiyeceklerinden garblı dört büyük devlet arasında müp hem ve sonu meçhul bir vaziyet uzanıp gidecekti. Bu esnada Leipzig Alman kruvazörünün uğradığı taarruz gibi yeni bir hâdise Avrupadaki siyasî vaziyeti altüst edecekti. Köylülerimiz arasındakî fark Şark vilâyetlerinde bir köyde faaliyet Coğrafya bakımından nazarî olarak giizel Anadolu iki kısma ayrılmış farzedılir: Şarkî Anadolu, garbî Anadolu. Şark, garb mefhumlannm ve bilhassa birkaç müessıf hâdıse vesılesile millî zıhniyette ve mıllî vahdet lehinde olmıyan aksülâmellerle husule getirdiği muğlâk istifhamlan coğrafyanm şu basit formiilüne irca için elzem tedbirler almadıkça bu nahoş vaziyetin devam ve tekerrürüne esefle şahid olabileceğimizi kaydettikten ve millî birliğe müteveccih en ufak bir hareketin derhal imha edılmesi temennisini gene millî bir iştiyak halinde ilâve eyledikten sonra arzederiz ki garbî Anadolunun içlerini esaslı surette tetkik ve bu itibarla neşriyat yapan arkadaşlarla okurlarunızın birçoğunun şarkî Anadolu köy ve köylüsü hakkında tam ve sabit fikirleri yoktur? Neşir hayatındaki vukuf, tecrübe ve ihatalı salâhiyetile millî davalanmızm kuvvetli bir müdafii olduğunu filen isbat eden saym başmuharririmiz Yunus Nadi; doğu bölgesini millî gencliğe tanıtmak için müşahhas ve realist hamlelerinden birkaçmı yaptı. Tanışmaya kuvvetli bir zemın ve zihniyet hazırlamakla beraber dığer taraftan köylünün kalkırrması çareleri etrafında hükumetin yeni hazırlıklarda bulunması, beni not halinde hazırlanmış bu röportaj serisini sunmağa tahrik etti. Her hâdise, her fikir hakkında olgun kanaatler edinen Cumhuriyet okurlarını köy davasmda noksan kanaatlerle tazibe ve fikirlerini vuzuhsuzluk içinde teşvişe imkân yoktu. Bu sebeble Anadolumuzun amudufıkarisi, millî hayatımızın enerji kaynağı olan köy davası karşısında şarkî Anadolu köylüsünün ha kikî durumunu umumî efkâr muvacehesinde ihmal etmeğe mahal verilemezdi. Bir gazeteci merakile ve hiçbir zaman gazeteciliğimi itiraf ermeden şarkı dolaşmış ve köylülerle ocak başında bağdaş kurarak, kendısinden olduğumu anlatarak ve derd ortağı olarak konuşmuş ve her cihetten bütün hususiyetlerini tanıyarak aziz okurlann huzurlanna çıkıyorum. Bir ilkbahar havası gibi mütemadiyen tahavvüle uğnyan kadim tarihten doğma zarurî hususiyetleri ve bu hususiyetlere tesir yapan geçici vak'alan bertaraf edersek şarkî ve garbî Anadolu köylüleri arasında pek o kadar mütebariz olmıyan farklara şahid oluruz. Bu mübayenetlerin haddizatında bir hakikatin iki yüzü olduğunu, yani farklann asla değil teferruata müteallik bulunduğunu ilâve elmek isterim. Mütecanis telâkki edilen AngloSakson ve JermenSlâv ırklannda bile asla müteferri farklar gözükmekte dir ki bu vaziyeti mevzuumuzun arzettiğim hususî karakterine tatbik mümkündür. Bir defa köylüde geyiniş farkı vardır. Bu tıpkı Kırgızlarla Çagataylar geyinişr arasmdaki farklara benzer. Dilde lehçe farkı vardır. Bu tıpkı bir Marsilyah ile bir Parislinin konuşma farkına benzer. Yemek farkı vardır. Meselâ: Eskişehir köylüsü köftesini etten yapıyorsa, Har put köylüsü etle karışık bulgurdan ve içli köfte yapar, Sakarya köylüsü ekmeğini köyün kerpiç veya taştuğla fırınında pi şirir, şark köylüsü ya tandırda veya saç üzerinde ekmek yapar. Japon adalarmda Yezu ahfadmın Mutso Hıto inkılâbından sonraki duru mile, Rus köylüsünün Büyük Petro hamlelerini takib eden kalkınmasile, kardeş Finlerin Sinelmanını doğuran ve Fınlândiyanın köy davasını haüedici ehemmiyetli vekaviile köy davamızm muka yesesine imkân yoktur. Bir defa onlarda medenî ve mütedeyyin hayata takaddüm eden iptidaiye yakın bir yaşama tarzı vardı. Bizde, Anadoluda vaziyet berakistir. Çünkü tarihin derinliğinden ve olgunluğundan kök almış bir köylü un suru mevcuddur. Şarkî Anadolu köylüsünün umumî bakımdan en karakteristik tarafı daha çok hareketli ve pek cevval oluşudur. Kış, yaz bilâfasıla çalışan ve herhalde çalış kanlıklan kanncalar tarafından kopya edilen bu çok dinamik ve müteharrik kütlenin yegâne noksan tarafı sistemsiz bir sây ve amele tâbi oluşudur..« Şarkî Anadolu köyünde metodsuz ve fakat daimî bir çalışma, bir didinme vardır. Şehirli sıcak odasında köşe minderine kurularak Cenabın bir tilmizi gibi şairane bir tahlille yağan kan temaşaya daldığı vakit köylü; sis, fırtına, tipi, kar ve yağmur demeden mütemadiyen odun, kömür, her nevi hububat ve sair gıda maddeleri taşıyarak şehrin pazar yerine bir hareket ve bereket vermektedir. Şarkî Anadolunun bir kasaba mey danında, Palunun zahire pazannda yüzü kıpkırmızı ve takriben bir metro seksen santim boyundaki köylü Lâtifle konuş tum. O hem benim havaî farzedilen sorgulanma cevab yetişririyor ve hem de parası çok aklı az müşteriyi kaçırmamak için zahire fiatmı soranlara karşılık ulaştınyordu. Cevab imal etmek için icad edilmiş bir fabrika intizamile otomatik hareketli Lâtif muhitini ihmal etmeden bana: Benim gibi sade geyin, dedi, ataşa, zobaya (soba) avrada (avrete) sokul ma. Sabah erkenden dağa çık, keçilerin kışlık yapraklannı tavik üstünde «tavik, şarkî Anadolu köylüsünün kış ki7x'dır. Ormanlık mmtakalarda, sarp ar? iş görür, fakat facialara sebeb • ı leride anlatacağım» köye getir ve bu mükemmel yorgunluktan sonra bak üşür müsün ? Zahiren çok mu, para ediyor mu? Vergiye, giyeceğe, yiyeceğe kâfi geliyor mu? dedim. O karşıdan gelen eski müşterisi Aluşa iskambil oyuncusu gibi bir göz işareti verip sağ elini göğsünün kalbe yakın kısmına basarak bir merhaba dedikten sonra benimle konuşmaktan u sanc getirmiş edasile cevablamağa başladı: Çok şükür bu sene rahirem iyi, ancak şehirliler olmasa... Burada durdu ve aklına birçok şeyler gelmiş olduğunu belirterek dikkat kesildi ve tahrik edildiğinin şimdi farkında olarak hislerine dizgin vurmadan hızlı, hızlı anlatmağa başladı: Zahiremiz var... Var, ama şe hirli alabildiğine elimizden çıkarıyor, bankaya götürsek uzak, hem tahsildar beklemiyor ki. Şehre getirdik mi; kandıran kandırana. Birinci gün satılamayınca ikinci gün şehirli bizi mecbur ederek u cuz, pahalı elimizden istediği fiata alı yor, satmasak geri götüremeyiz. Beklesek ardiye, belediye, han, ekmek ve saire derken köye eli, avucu boş döneceğiz. Hep almak, kırpmak istiyorlar. Yaklaşan Aluş yeryüzünün en sera zad ve kalender bir insanı olarak elini Lâtife uzattı ve bütün konuşma müddetince fasılasız musafahaya devam etti: Arpa ölçeğine bir lira, buğdaya iki lira, (bir ölçek bu kasabada takriben 36 kilodur.) Öte taraftan, insanlan güldürmek için yaratılmıs olan biri yaklaştı: Bin bereket bu fiat Halebde de yoktur. «Bu havalinin bir zamanlar mahsul pazan Halebdi. Simdi yalnız nayvan ihrac edilir.» Lâtif bu arabulucu Bursada odun, kömür görünmez oldu Bursa (Hususî) Orman kanununun tatbikatma başlanması üzerıne şehirde odun ve kömür satışı azalmıştır. Maa mafih bazı açıkgözler, depolarını odun ve kömürle doldurmuş olmalarına rağ men bunu halktan saklamaktadırlar Evvelce kilosu 2 kuruşa alman kömürle gene kilosu 30 paraya satılan odun fıatlarında iki üç misli yükselme görülmüştür. Çarşılarda yüklerle odun, kömür görmiye alışan halk, şimdi ilâç için böyle bir manzaraya değil, hatta tek bir yüke dahi raslıyamamaktadır. Bursa büyük bir yangın tehlikesi atlattı Bursa 19 (Hususî) Dün geceyarı sından sonra saat bir buçukta şehrimizde büyük ve tehlikelı bır yangın oldu.' Çırapazarı denilen ve hakıkaten çıra gibi tutuşmıya müstaid keresteci dükkânlarmdan ıbaret olan Çarşı mmtakasm da beş dükkân birden alevler içinde kaldı. Itfaiyemiz iki dakikada yetişerek ateşin bu beş dükkândan başka bir tarafa geçmesine mâni oldu. Zabıta tahkikatı ateşin hangi dükkândan çıktığını henüz meydana çıkarma mıştır. Çünkü, ateş görüldüğü zaman beş dükkânın birden arkaları tutuşmuş bulunmakta imiş. Maamafih tahkikat devam etmektedır. Bursa gene bir yangın tehlikesi atlatmıştır. Yamanlar dağmda çocuklar için kamp îzmir (Hususî) Bu sene, yuz ço cuğa münhasır olmak üzere Yamanlar dağile Foça sahillerinde birer çocuk obası açılması kararlaştınlmış ve Maarif idaresile doktorlardan mürekkeb bir heyet tetkikatım yapıp bitırmiştir. Buralara, fakir, zayıf, havaya ve gıdaya muhtac çocuklar almacaktır. Çocukla rm gıdalan temin olunacaktır. Sıhhî ve terbiyevî bir program tatbik edilecektır. Foça obasma, banyoya muhtac olan talebe verilecektir. ya aldırmadan ve bozmadan mırıldandı: Bir karış boyu var, türlü türlü huyu var. Hele bir bah. O da beni kandıracak, ulan kulak bu kaçıncıdır. «Kulak istihdaf makamında kullanılır. Edatı tahkirdir» dedi. Bizim pişkinler kralı en gıdıklayıcı kahkahalanndan birini ibzal etti, öbür köylülerin çuvallarına yanaştı ve kafeslik ham, yavru kuşlar taharrisine devam etti. Hergün neşredilir bir fiat listesi, borsa yerine kaim olacak en mütevazı bir teşekkül, alâkası takdire şayan bir belediyesi olmıyan bu havali pazarlannda keşmekeş devam edip gitmektedir. Pazar yerleri mahşerden bir nümunedir. Şehrin ve hatta yurdun ebedî, müstahsil ve asil unsuru olan köylü pazar yerlerinde hep böyle himayesizdir. Açıkgöz ve mütehassıs simsarlar elle rinde istihlâtı hiç bir pahasına gitmektedir. Bu havali halkının umumî ifadesi olan belediye memurları da kendilerini yurdun hayattar uzviyetine karşı mintarafillâh ayar edilmiş birer nizam mümessili addederler. Şarkî Anadoluda nüfus kesafeti memnun edici bir vaziyette olmamakla beraber sahibsiz toprak da voktur, fakat sahibi bir hayali hamdan ve kâzib bir sarabdan ibarettir. Bu geniş ve feyyaz topraklan işletemivecek münferid ve kuvvet düsturundan âzade kimselerdir. Tahmin edildiğine göre Ingiliz Hari ciyesi erkânından bazılan yakm bir za manda şehrimizi ziyaret edeceklerdir. Bu zevat, Başvekilimiz İsmet İnönü tarafından Londra seyahati esnasmda davet edilmişlerdir. Başvekilimiz Ingiliz Hariciye erkânını yazı güzel Istanbulda geçirmeğe davet etmiş, onlar da bu daveti teşekkürle kabul etmişlerdir. Yalnız bu ziyaretin dünya siyasî vaziyetinin alacağı şekle göre gayrimuayyen bir zamanda yapılacağını hatırlatmışlardır.. Vali Muhiddin Üstündağ tarafından Ispanyadaki iki muharib tarafa yapı Adada kiralanan Con Paşa köşkünün lan müracaat şimdiden uzun bir pazarlık bu misfirler emrine tahsis edileceği anla kapısını açtı. Muharib iki taraftan millisılmıştır. yetperver sayılanmın başında bulunan General Franco kendi hükumetinin asi Uludağda yeni bir otel ve ihülâlci sayılmayıp meşru olduğunu yapılıyor ve binaenaleyh hukuku düvelde muha • Bursa (Hususî) Vılâyet bütçesine rib sayılanlann her tüı'lü hak ve salâhiyeyeni konmuş olan tahsisatla Uludağda yeni tesisat yaptırılmıya başlanmıştır. tinden istifadesinin tanınmasını LondraDenizden 1500 metro yüksekte olan Ki ya gönderdıği bir nota ile taleb etmiştir. razlıyaylaya yeni bir otel ve kazino yaMumaileyh kendi idaresindeki limanpılmaktadır. Bu otelin temeli birkaç gün larda bitaraf mmtakalann tesis edilmesi içinde atılacak ve yaz sonunda otel bıt için müracaat edilmesini muharib bir hümiş olacaktır. Hususî Muhasebeye aid kumet olduğunun filen tanınması addeolan Uludağdaki eski otelin kış, yaz çok derek hukukan da muharib olduğunun rağbet gördüğünü ve ihtiyaca kâfi gelmediğini nazarı dikkate alan Vilâyet, tasdik edilmesini istemiş oluyor. Huku otelm genişletilmesine karar vermıştir. kan muharib olduğunun tanmması Ge Otele yeni ve büyük bir paviyon ilâve neral Franco'nun açık denizlerde abluka edılmektedir. Bu suretle otelin istiab vazetmekte serbest ve salâhiyettar olmahaddi artınlacaktır. Bu tadılâta ve ilâve sı gibi kendi hükumetine büyük menfa olunacak kısmın inşasma başlanmıştrr. atler temin edecektir. Diğer taraftan C. H. Partisinin sporcular Bahrî tefevvuk mumaileyh tarafında için yaptırdığı Kayak evine yeni ilâveler bulunduğundan muhariblik hakkraın taapılacaktır. nınmasile Safranboluda ev kiraları muhasara öteki tarafı denizden sıkı bir altına alması ve muvasalasını pahalılaştı tamamile kesmesi için ortada bir mâni Safranbolu (Hususî) Karabükte kalmıyacaktır. Şimdiye kadar Italya, hâlen memur ve mühendis paviyonla Almanya ve Portekiz devletleri General rının ikmal edilememesi yüzünden Sü Franco'nun hükumetini resmen tanımışmer Bank memurlarınm bir kısmile inlar ve nezdine büyük elçiler göndermişler şaatla alâkadar Ingilizler kasabanın Bağlar ve Misakımillî mahallelermde o dir. Bu sefirler kâh Burgosta kâh Salatunnağa başlamışlardır. Bu yüzden bu mancada ikamet edıyorlar. mahallelerdeki ev kiraları nisbet kabul Bu üç devlet ayni zamanda evvelce etmiyecek derecede yükselmiştir. Ge merkezi Madridde iken burasının sıkış çen sene aylığı beş liraya tutulan bir tırılması üzerine Valensia'ya nakleden binanm bu sene îngüizlere yetmiş beş Ispanya hükumetile alâkayı kesmişlerdir. liraya veEİlraesi Jsaza memurlarıle^ pj, . Dığer d*evletlerden bir haylısi henüz alâade alay sübaylarını düşünceye sev kalarım kesmemişlerse de ne Madridde, ketmiştir. ne de Valensia'da emniyet görmedik Bursada et fıatları lerinden sefırlerini Ispanya toprağı hariBursa (Hususî) Bursada et fiat cinde ve hudud civarında Hendaye'de arının; diğer şehirlere ve hatta Bursanın Evvelki gece Beyoğlunda Tarlaba kazalarına nisbet edilemiyecek kadar tutmaktadırlar. şında gene bir kadının ölümile neticele pahalı olduğunu bildirmiştim. Bu neşriSefirler buradan yalnız Valensia hü nen bir aile faciası olmuştur. atımız üzerine burada et fiatlan indiril kumetile değil, sırası düştükçe General Tarlabaşmda Altmbakkal sokağında miştir. Belediyemiz mezbaha resmi ola Franco hükumetile de temas ve münasebeş numarah evde oturan Saimle kansı rak etin kilosundan 6 kuruş almakta ol bette bulunuyorlar. Fakat Franco ile Nermin arasında kavga çıkmış, kavga duğundan bazılan pahahlığı buna atfe yapılan münasebet ve muamelelere (resgittikçe büyümüş ve bir aralık Saim bı diyorlardı. Halbuki diğer şehir ve kasa mî) adını vermiyorlar. Ticarî işlerde Inçağmı çekerek kansınm üzerine hücum balarda da bu fiat kadar resim alındığı giltere Burgos ile resmî mahiyette münaetmiştir. Evin üçüncü katında cereyan na göre pahalılık hiç de bundan ileri sebette bulunuyor. Çünkü Franco'nun eden bu hâdise esnasmda hücuma maruz elmiyordu. Şimdi kasablar; koyunlan nezdine ticarî müzakerelerde bulunmak kalan Nermin pencere önüne doğru ka ucuz almağa başladıklarından bahset üzere bir resmî heyet göndermiştir. çarak kurtulmak istemiştir. Fakat nasılsa mektedirler. Fiatlar: Kuzu eti 45 kuruş, îspanyanın umum mesalhası 533,000 birdenbire cam kınlmış ve kadıncağız so oyun eti de 50 kuruşa kadar inmiştir. kilometro murabbaıdır. Bundan takriben kağa fırhyarak beyin üstü yere düşmüş iebzede bir hırsız yakalandı Gebze (Hususî) Bır senedenberı fa üçte ikisini teşkil eden 346,000 kilometro ve sadmenin şiddetinden derhal öl müştür. Saim yakalanmıştır. Tahkikat ıılalarla müteaddid hırsızlıklar yapan murabbaı General Franco'nun işgal ve ir serseri son defa da Gebzenin Güzel idaresi altındadır. îspanyanın umum nüyapılmaktadır. er mahallesinden Nazmiyenin evine gi fusu 22 milyondur. Bunun yansından Liselerde olgunluk imtihanı erek manto ve kadın eşyaları çaldıktan ziyadesi yani 13 milyonu General Franonra trenle kaçmak isterken takibme co'ya tâbi bulunuyor. Mumaileyh geçen başlıyor oyulan jandarmalar tarafından yaka temmuzun on yedisinde menfası bulunan Liselerin olgunluk imtihanlan bugün anmıştır. Nihad ismindeki bu hırsıza Atlantik Okyanusundaki Madeyra ada başhyacaktır. Bu sene liselerden mezun olacak talebenin miktarı ancak bu imti rataklık edenler tesbit edilmiş olup şim lannda ihtilâl hareketini çıkarmış ve orahanlarm yapılmasından sonra belli ola liye kadar çaldığı eşyalar da meydana dan îspanyanın himayesı altındaki şimalî nkarılmıştır. caktır. Fasa ve oradan da îspanyanın Endülüs kısmına geçmişti. O zamandanberi îspanyanın üçte ikisini ve hatta amele yatağı Seville, Saregosse ve Vittarie gibi mühim merkezleri ele geçirmiştir. Elindeki muharib kuvvet hiçbir zaman 600,000 kişiyı geçmemiş tir. Şimdi de ceman 2300 kilometro tu tan bir cephe üzerinde harbediyor. Sar mış olduğu Bilbaonun sukutile îspanyanın umumî ihracatmm yüzde yetmiş beşini temin eden en mühim bir merkezini ele geçirmiş bulunuyor. Bundan sonra harb cephesi Akdeniz mailesine münhasır kalacak ve Franco bütün kuvvetile Madridin üzerine yüklenecektir. General Franco bu yaz harbi kat'î neticeye isal etmek istediğinden hükumetinin meşru bir muharib olduğunun şimdiden tanmmasını Ingiltereden resmen istemiştir. îngilterenin vereceği karar îspanya işlerinde büyük bir değişiklık yapacaktır. Bir Türkkuşu talerjesi uçuş esnasmda / Istiyoruz Zavallı kadın Kocasının elinden kurtulmak îsterken sokağa düşerek öldü Dün yapılan Türkkuşu imtihanlan 16 gene A brövesi almağa muvaffak oldu Türk Kuşu îstanbul şubesinin Ramideki tatbikat sahasında dün öğleden evvel imtihanlar yapılmıştır. Bu imtihan arda mütehassıs mümeyyiz olarak Türk .uşu uçuş mütehassısı Savni bulunmuş, Hava kurumu ve Türk Kuşu idare heetleri erkânı da imtihanı takib etmişlerır. Dünkü imtihanlarda genclerimizin mükemmel bir şekilde yetiştikleri anla şılmıştır. O kadar ki imtihana giren 16 Türk Kuşu talebesinden 16 sı da mu vaffak olarak A brövesi almak iktidarını göstermişlerdir. Türk Kuşundaki imtihanlara bugün de devam edilecektır. Daha 16 gene imtihana girecektir. Muvaffak olan gencler Inönündeki kampa giderek B ve C kurslarına devam edeceklerdir. Muharrem Fevzi TOGAY Cumhuriyet Abone şeraîti Nüsbası 5 kuruştur. Türkiye Haric İÇHJ için Senelik Kr. 14()0 Kr. Altı avlık 1450 • 75U • Üç avlık 800 • 400 • Bix ayhk Soktur 150 »