28 Mavıs 1937 CUMHURİYET SON HABERLER • • • TELEFÛN TELGRAF Çek Cumhurreisi M.Beneş bugün 53 üncü yılını kutluluyor Müşahedeler v« TELSiZLE Suıiyeden yükselen yeni falsolu sesler Cenevrede mürekkeble imzalanacak muahedeyi kanla temizliyeceklermiş Adana 27 (Hususî muhabirimizden) Hataym güzide simalanndan mürekkeb bir grup gezmek maksadile şehrimize gelmiştır. Bunların arasında mahallî hükumetin emirlerine uygun hareket etmediğinden geçenlerde azledilen Kırıkhan kaymakamı Süreyya da vardır. Suriyenin ayrılmaz bir cüziidür. Sonuna kadar çalışacağız» demiştir. Diğer taraftan Suriyede bir nüfus tahriri yapılması kararlaştınlmıştır. Siîkecide bir Tiyatro Peyami Safa IHEM NALINA MIHINA M. Benes Suriye fırkaları birleştirilecekmiş Yeni bir tahrik teşebbüsü İskenderun 27 (Hususî) Vataniler Şamda oturan ve Surıye komünist partisi genel sekreteri olduğu söylenen Halid Bektaş adında binni İskenderuna celbetmişlerdir. Halid Bektaş bir hile ile sinemaya davet edilen halka hitaben bir nutuk söylemiştir. Bu nutukta ezcümle: « Sancak meselesi halledılmemiştir. Edilse bile dığer parti ve unsurlar Vata nilerle birlesirlerse mürekkeble imzalanacak muahede kanla temizlenir. Sancak Şam 27 (Hususî) Doktor Şehbender Arab Ajansı muhabirine beyanatta bulunarak parlamentodan, hükumet işle rinden uzak kalacağını söylemiştir. ; Diğer taraftan Şamda çıkan İttihad gazetesi Doktorun Suriye fırkalarını bir leştirerek tek parti teşkiline çalışacağını yazmaktadır. Kürd dağında üç eşkiya reisi yakalanarak Haleb adliyesine teslim edilmşitir. Beyrutta çıkan Hadise gazetesi büyük Arab Imparatorluğu hulyasına düşen bazı kimseleri mantık ve şuura davet etmektedir. Konya ovasında mühim bir kanal 250 bin dekarlık arazi sulanabilecek Seydişehir 27 (Hususî) Seydişehir kanalınm inşasına bugün büyük merasimle başlanmıştır. Bu merasim için Konyadan valinin riyasetinde bir heyet gelmiştir. Merasimde bütün şehir halkı hazır bulunmuştur. Vali Cemal Bardakçı, ilk kazmayı vurarak kanaldan ilk toprağı çıkardıktan sonra Ziraat Vekâletinin göndermiş olduğu tank tertibatlı iki traktör kanal güzergâhmı yarmağa başlamıştır. Het makine 20 saatte 1500 amelenin işini yapmakta, hafriyatı yüzde kırk eksiğine maletmektedir. Bu kanal, Seydişehir, Kuglu ve Bildibi ismındeki üç suyu birleştirip tophyarak saniyede on ton su hasıl edecek ve Konya ovasında 250,000 dekarlık araziye su yetiştirecektir. Ayni zamanda bu kanal sayesinde halkm sıhhati üzerinde öldürücü tesirler ya D an 80,000 dekarlık batakhk ta kurutulmuş olacaktır. Günde üç bin amele çalıştınlmak su retile bu kanal iki ayda bitirilecektir. Şiddetli yağmur ve dolu yağdı Bulgaristanda 40 milyonluk zarar ve ziyan var Sofya (Hususî) Mayısın 23 ve 24 ünde yağan şiddetli yağmurlar yü zünden Bulgaristamn birçok yerlerinde büyük feyezanlar olmuştur. 40 senedenberi Bulgaristan böyle feyezanlar gör memişti. Sofyada kenar mahallelerde 270 evi su basmış, birçok küçük hayvanları ve ev eşyasını götürmüştür. Su basan birçok evler, içerisinde oturulamıyacak bir hale gelmiştir. Sofyada 350 yerden itfaiye yardıma çağırılmıştır. Pilevnede on dakika devam eden şiddetli dolu bütün bağları ve mahsulâtı mahvetmiştir. Breznik, Leviski, Svoge, Tatarpazarcık, Cumaibalâ. Petriç, Yakoruda, Bansko ve Köstendili de su basmış ve büyük zararlar yapmıştır. Buralarda ayni zamanda yağan şiddetli dolu bütün mahsulâtı mahvetmiştir. Dolu ve feyezanlardan umumî zarar 30 . 40 milyon leva hesab edilmektedir. Feyezanlar yüzünden Bulgristanın muhtelif yerlerinde demiryolu hatlan bozulmuştur. Paris Belediye Reisi Doriot azledildi Paris 27 (A.A.) Dahiliye Nazırı, Saint Denis Belediye reisi Jacque Doriot'yu belediye dairesince usul haricinde bir takım ihaleler yapılmış olduğunu gösteren idari tahkikat neticesinde azletmiş,tir. Tayyareci Sabiha Gökçene madalya verilecek Ankara 27 (Telefonla) Türkkuşunun ilk kadın uçmanı Sabiha Gökçene Türk Hava Kurumu tarafından mera simle murassa bir madalya verilecektir. Hava Kurumu başkanı Fuad Bulca yarın saat 18 de Türk Hava Kurumu merkez binasmda çaylı bir toplantı tertib etmiştir. Murassa madalya bu top lantıda Sabiha Gökçene verilecektir. Japonya ve Çin arasında yeni hâdiseler Nankin 27 (A.A.) Çm Hariciye Nezareti, Japonların Swatow hâdisesi hakkındaki rivayetlerini red ve cerhetraektedir. Japonlar, 40 kadar Çinli polisin Ja pon polislerine hücum etmiş olduklarını iddia eylemektedirler. Çin Hariciye Nezareti, iki Çin polisinin beraberinde Japon polisleri bulunan Japon konsoloshanesi memurlarından biri tarafmdan itlâf edilmiş ve bir Çin polisinin ağır surette yaralanmış olduğunu ilâve eylemektedir. Trabzon Gümrük Başmüdürlüğü lâğvediliyor Ankara 27 (Telefonla) Trabzon Gümrük Başmüdürlüğü 1 hazirandan itibaren kaldırılacaktır. Benzin ve petrol kanunu Ankara 27 (Telefonla) Gümrük, İnhisarlar, İktısad ve Maliye Vekâlet leri tarafından müştereken hazırlanan benzin ve petrol hakkındaki kanun projesi Meclise verildi. Kadıköy bina tahriri Ankara 27 (Telefonla) Kadıköy kaAnkara 27 (Telefonla) Hıfzıssıhha zasmdaki umum bina tahriri bitmiştir. Enstitüsü müdürü profesör doktor Ser1937 hazirandan itibaren yeni iradlar üver Kâmilin büyük kızı Bayan Azade ile zerinden vergi almacaktır. meb'usu General Muhiddin AkyüAlman İktısad Nazırı bugün Kars oğlu Devlet Havayollan İşletmesi zün Blum'le görüşecek Ankara meydan müdürü Seyfi Akyüzün Paris 27 (Hususî) Fransız Başve evlenme merasimi bugün Ankara Belekili Leon Blum yann Alman İktısad Na diyesinde yapıldı. Tarafeyne saadetler zın Dr. Schacht'ı resmen kabul edecektir. temenni ederiz. Ankarada mes'ud bir evlenme Rumen Kralı iyileşiyor Türk tran anlaşması Bükreş 27 (Hususî) Bir müddettenberi gripten ağır surette hasta yatan Rumen Kralı Karol iyileşmeğe başlamıştır. Bugün saraydan verilen bir tebliğ sıhhatinin düzelmekte olduğunu bildirmektedir. Tahran 27 (A.A.) Parlamento nun hariciye encümeni dün Hariciye Nazırı da hazır olduğu halde Türk Iran anlaşmalarının tasdikına dair olan lâyihaları müzakere etmiştir. Çekoslovak Cumhurreisi M. Edouar Benes, bugün 53 yaşına girmiştir. 53 üncü yıldönümünü, bütün Çekoslovak mılletinin candan gelen bir sevincle tes'id edeceği M. Benes, bu 53 yılın 33 ünü, büyük bir siyasî faaliyet içinde geçirmiş bir şahsiyettir. M. Benes'in siyasî haya tında en şayanı dikkat iki nokta, Harbi Umumidenberi müstemirren hükumet işlerile meşgul olmuş bulunması ve Harbı Umumî esnasında da, iki sene evvel istinlâf ettiği eski Cumhurreisi M. Masaryk'le birlıkte, memleket hududları haricinde memleket davası için çahşmış olmasıdır. M. Benes, halefi gibi bir kb'y çocuğudur. 28 mayıs 1884 te küçük bir çiftçi ailesinden meydana gelmiş, tahsilini Prağ Üniversitesinde bitirmiş, 1908 de, Di Gişeye gittim. Fiatlar 2025 kumş. jan'da doktorasını vermiştir. Pahalısından bir bilet aldım. Beni yukan Harbi Umumî başladığı zaman M. katta bir locaya çıkardılar. «Yirmi beş Benes, Prağdaki Çek Üniversitesinde kunışa bir locada nasıl oturabilirim? Aprofesör bulunuyordu. Tahsili ve siyasi caba beni tanıdılar da matbuata bir cemiişler hakkındaki nazarî bilgileri kendi le olarak locaya mı aldılar?» diye düşünü sini siyasî sahada faaliyete sevketmiş ve yordum. Bildiğimiz tiyatro ve sinemalar1915 te, profesörü M. Masaryk'le bir da olduğu gibi ilân getirip bahşiş alan da likte, memleket hududları haricine çıka yoktu. Fakat biraz sonra beni oraya gerak orada çahşmağa başlamıştır. Bu iki tiren adam tekrar geldi: büyük siyaset adamının o tarihlerdeki Bu locaya şimdi başka seyirciler de faaliyetleri, Çek milletinin hürriyetini ve onun Habsburgların idaresinden aynla gelir, isterseniz farkını verip yalnız oturak istiklâle kavuşmasının teminine ma run! dedi. Meğer bu localarda da «dolmuş» usutuftu. lü tatbik ediliyormuş. Yalnız kalmanm Harbi Umumiden sonra M. Ma pek te pahalı olmıyan çaresini satın aldım saryk'in teşkil ettiği muvakkat kabinede ve tiyatromuzun içine baktım. Henüz M. Benes Hariciye Nezaretini işgal et kimsecikler yok. Dört köşe, 150200 kimiş, Habsburgların sukutundan sonraki şi alabilecek kadar ufak, basık tavanlı bir kabinede ayni mevkii muhafaza etmiştir. M. Benes, tam on yedi sene Hariciye salon. Ortada yanan bir tek cimri ampulNazırlığı yapmış ve Çekoslovakya hari den gelen ışık, havagazi devrindeki tiyatcî siyasetini, Harbi Umınnide M. Ma rolan hatırlatıyor. Küçük, sarı perdeli, sarykle birlıkte çızdıği program daıre fakat salonun eb'adına çok uygun düştüğü için biçimli ve hoş görünen cîci bir sahsinde idareye devam etmiştir. ne. M. Benes, kendi memleketinin menSeyirciler üçer beşer gelmeğe başladıfaati'namına nekadar çalıştıysa, dünya lar. Fakat yirmi kuruşlar pek naz ediyorulhu için de o kadar hayırh faaliyetler sarfetmiş bir şahsiyettir. Bu itibarla, M. du. Ancak on dakikada bir, iki üç kişi, Vlasaryk, istifa edeceği zaman, onu ken o da henüz oturmağa kararını vermemış ve aklına eserse hemen geri dönüp çıkadisine halef seçmiştir. cakmış gibi adımlannı köstekliyen bir teÇek milletini ve M. Benesi biz de hareddüdle içeri giriyordu. On sıra doldu. raretle tebrik ederiz. Fıstıkçı, gazozcu ilk, siftahın peşinde dört dönmeğe başlamiştı. On sırada oturan, kasketini ensesine doğru yıkmış genc bir halk çocuğu, sabırsızlanarak sık sık arkasına dönüyor, kapıya bakıyor, parmaklarını şıkırdatarak dışarıda bir rumba çalan mızıkaya tempo tutuyordu. Bazan iki sftyirci gelmesi için üç marş, iki tango, iki Ankara 27 (Telefonla) Ticaret zeybek havası, dört tane de fokstrot çalodaları, Ziraat, îş, Osmanlı, Sümer, Emdığı olan bu iki kişilik bando, repertuanlâk ve Eytam ve Türk Ticaret Bankalarım büyük bir semahatle ölü caddeye bonın iştirakile kurulan 2,000,000 sermayeli şaltıyor, mezarlıkta aşır okunur gibi sonumumî mağazalar Türk anonim şirketinin suz terennümüne devam ediyordu. esas mukavelesi yüksek tasdiktan geçmiş Şöyle böyle derken salonun yandan tir. İktısad Vekâleti başmüfettişlerinden fazlası doldu. Tavanda birkaç ampul daFahri, şirket müdürlüğüne tayin olundu. ha uykudan uyandı. Fakat, koltuklardan Ziraat Bankasından Kemal ve İş Banka birinin üstünde bir ayağmı altına alarak sı müdürlerinden Saib murakıblıklara se ve bir dizini kırarak oturan saçları dağıçilmişlerdir. Şirketin idare meclisi, ticaret nık, göğsü bağn açık bir seyirci, başını alt kat locaların kenar tahtasma dayayarak odaları namma Ankara Ticaret Odası uyumağa başlamiştı. Vakit geçiyordu. müdürü Vehbi Koç, İş Bankası Umum Buraya gelen halkm tiyatro seyretmeğe Müdürü Muammer Eriş, Ziraat Banka hiç niyetleri yok gibiydi. Sahneye bakarak sından Şuayb, Sümer Banktan Ha sabırsızlık eden görmedim. Koltuklann lid, Emlâk Bankasından Mes'ul, Türk üstünde bağdaş kurarak, şapkalarını dizTicaret Bankası müdürü Said, Osmanl: lerinin üstüne koyarak fıstık yiyor, kahBankası merkez müdürü Grarelli'den mü kahalarla gülüyor, sohbet ediyorlardı. Ben bu kahvehane manzarasını tiyatroya rekkebdir. çevirecek inkılâbı sahneden bekliyen yeDevlet Demiryolları bütçesi gâne sabırsızdım. El çırpayım, dedim, işAnkara 27 (Telefonla) Devlet De tirak eden olmadı. miryolları bütçesi bugünlerde Mecliste Gözlerim sahneden aynlmıyordu. Sagörüşülecektir. Umum müdürlüğün va lonu tamamile doldurmağa başlıyan bu ridat ve masrafı 29,870,950 lira üzerin halkı coşturacak, hanltı gürültü içinde paden hesablanmıstır. ramparça olmuş dikkatini kendi üstünde Sirkecide bir' tiyatro olduğunu bilmi yenler bu serlevhaya biraz hayret edeceklerdir. Evvelki gece, yirmi senedir içinde çalıştığım semtin bir köşesinde böyle birşey olduğunu gördüğüm zaman ben de hayret ettim, biraz değil çok hayret ettim. Sirkeci denilen yer, bildim bileli, sık lokantalarile, kahvelerile, otellerile hep yemek, rahavet ve uyku çarşısıdır. Bana bütün şark gibi oranın da yegâne sporu kaşınmak ve gerinmek, yegâne musikisi horlamak ve geğirmek, y.egâne tiyatrosu da rüya görmek gibi geliyordu. Gece saat sekize doğru, sağ kaldırımdan park istikametinde yürüyordum. Bir mızıka sesi, benden, oteller arasına sıkışmış dar bir kapıy a dikkat istedi. Dar ve aydınlıkça bir kapı. Tuluat an'anesini devam ettıren iki kişilik bir bando mızıkaevet, bir boruzan ve bir davul zeybek havası çahyordu. Kapı kenanna ve içerilerine yapıştınlmış büyük kıt'ada bir çok el ilânları, bunca senedir tiyatro işlerine yakından alâkam olduğunu zannettiğım halde bana hıç bılmediğım san'atkârları tanıttı: Meşhur güldürücü (komik mukabili olarak yazılmış) Şevki Şakrak, Ahmed Güldürür (soy adı olacak), imitatör... (affetsin, adını unuttum) bir sanatkâr daha ve varyete yıldızları dansöz Güldaneler, Seherler, Zehralar... Umumî mağazalar Esas mukavele Yüksek Tasdikten geçti toplıyacak büyük cazibenin ne olabileceeçenlerde Büyükdereden geliğini merak ederek bekledim. Bando mıyordum. Vapurda genc Ermeni zıka sahnenin ön tarafmda klâsik yerini vatandaşlardan mürekkeb bir aldı. Kenardaki ark lâmbalan yandı. Ahali gene perdenin açılacağına hiç inan kafile vardı. Galiba, bir kiliseyi ziyareüen mıyormuş gibi sohbetine devam ediyor. dönüyorlardı. Vapurda şarkılar söylediFakat musiki başlar başlamaz gürültü ler, şakalastılar, gülüp eğlendiler. Sözleri ve şarkıları, hemen hemen kâkesildi. milen, ermenice idi. Türkçe okudukları, Perde açılıyor. Bütün dekor, tavan dan yere sarkıtılmış renkli bezlerden iba yalnız Onyıl marşile kıymetli fakat talihret. Varyete yıldızlarından biri sahnede: siz bestekâr Necib Celâlin Suna tangosu Genc, şirin, esmer bir Türk kızı. Evinin oldu. Bu iki türkçe havaya mukabil bir mutfağında kendi kendine şarkı mınlda sürü ermenice havalar... Halbuki bir zanıyormuş gibi serbest gezinerek, elini yü manlar Türk musikisi, Ermenilerin de züne götürerek, avcile dudaklannı sile musikisi idi. Çuhacıyan, Kirkor Çulhayan rek incecik bir sesle modern kantolar ve Bimen gibi birçok kıymetli Ermeni bessöylüyordu. Arkasından başka bir var tekâr ve san'atkârlan hemen hemen bütün yete yıldızı geldi. Şarkısına başlamadan eserlerini türkçe bestelemişler ve okumuşşiddetle alkışlandı. Çiftetelliden rumba lardır. Bunu düşünerek o gün vapurdaki ya kadar eski ve yeni, alaturka ve ala Ermeni genclerinın turkçeye, Türk musifranga nekadar dans varsa hepsinin fi kisine bu kadar bigâne olduklarını görüngürlerini birbirinin peşinden, şaşırtıcı bir ce üzüldüm. kıvraklıkla ve coşkunlukla sıralıyarak bir Gene böyle bir gezintiden dönen bir şarkının içine dolduruyor, hem söylüyor, hem oynuyordu. Mızıka coştu. Boruzan Rum mektebi talebesinin de bir tek mekdan canlı nüanslarla dolu, hoplatıcı nağ teb şarkısından başka Türk musikisinden meler fışkırıyordu. Bahriyeli, zeybek ve birşey söylemediklerini gördüm. Demek köylü kızı elbiselerile (hepsi de pek gü ki musiki öğretmenleri bu talebeye türkçe zel kostümler) birkaç varyete yıldızı, için şarkılar öğretmemişti; bilselerdi elbette de Viyana operetlerinden İstanbul cur söylerlerdi. cunalarına, keriz havalarına, Anadolu halk türkülerine vanncıya kadar hernevi Sonra, Musevî lisesinin Göksudaki ge eserin melodisi bulunan şarkılar söyledi zintisinde bulundum. Tedrisatı türkçe ve ler ve oynadılar. Hepsi de neşeli ve sa fransızca olan bu lisedeki talebenin konuşmimiydi. Seyirciyi heyecana gtirmek is malanna ve şarkılanna dikkat ettim. Buntiyen halk san'atkânnın bu en büyük ka ların, fransızca ve ispanyolca bozuntusu litesine sahibdiler. «Hasköyce» den çok fazla türkçe koSonra mızıkada boruzan çalan zat, nuştuklannı ve büyük bir ekseriyetin türksahneye çıkarak bize keman çalan bir çeyi pek temiz telâffuz ettiklerini memAnadolu gencini takdim etti. Ah, halk nuniyetle gördüm. Yalnız iki erkek taîetürkülerini halkın ağzından ve halkın sa be, sokakta bağıra bağıra ingilizce konuzından dinleyiniz! Şehirlerin bu güzel şuyorlardı. Bunların da, bazı Türkler türkülere sürdükleri düzgünden ve allık gibi, ingilizce bildiklerini göstermek züptan kurtulmuş bir lirizm ve samimiyet peliğine kapıldıkları anlaşılıyordu. içinde bizzat halkın vicdanı, Anadolu Şarkılara gelince, tabiî moda olan yaylalarını dolduran esrarengiz ve derin fransızca ve ingilizce şarkıları da biliyor ruh konuşuyordu. Bütün seyirciler, adeve söylüyorlardı; fakat, gene talebenin ta yarı ayağa kalkarak hürmetle bu sanbüyük bir ekseriyeti, başta, «Dağbaşını atkârı alkışladık. duman almış» izci marşı olmak üzere, bir Nihayet, ortaoyununu halkın bugün çok türkçe marşlar ve mekteb şarkıları kü zevkine ve ihtiyacma göre tekâmül söyledikleri gibi, hatta bir hayli alaturka ettirmiş bir komedi seyrettik. Güldürücü piyasa şarkılan dahi bildiklerini ve söyleŞevki Şakrağın da, arkadaşlarının da, tudiklerin gördüm. îçlerinden güzel sesli luat nev'i içinde fakat derece derece bir tanesi, meşhur «Leylâ» yı Münir Numuvaffakiyetlere sahib halk san'atkârlan reddine yakın bir tatlılık ve muvaffakiolduklarını burada ilân etmek isterim. yetle okudu. Asıl dikkatimi celbeden nokBu tiyatroda en güzel şey, seyirci, bita, eskiden fransızca ve «Hasköyce» den na, fiatlar, sahn« ve san'atkârlar arasın da, muayyen bir ihtiyacın yarattığı a başka birşey bilmiyen Musevî kızlanmn henkti. Halkın ruhu, ucuz, fakat hiçbir birçok türkçe şarkılar öğrenmiş olmaları tarafı pot yapmıyan biçimli bir elbise gi ve bunları zevkle söylemeleri oldu. bi, bu canlı müsamerenin havasını giyi Bu üç müşahede, bana, ekalliyet ve yordu. Bu ahenk ve seyircilerin temsil esnasındaki coşkunluklarının ritmi, intizamı ecnebi mekteblerindeki musiki derslerinin de kültür dersleri arasına sokulması, Türk ve terbiyesi bir an bozulmadı. Orada bulunan herkesi ve herşeyi çok hocalar ve yahud da Türk kültürile yesevdim. îcimde halk ruhunun iptidaî, fa tişmiş ve pigmiş öğretmenler tarafından kat tertemiz, masum ve samimî çağlayışını okutturulması lüzumunu anlatmış oldu. Böylece soyca Türk olmıyan Türk duyarak, bu küçük tiyatrodan, büyük ve güzel bir cevherle temas etmiş olanların vatandaşı çocuklara, kulaklanndan da hulul etmek imkânını bulmuş oluruz. Muhazzı içinde aynldım. siki en kuvvetli kültür vasıtalarından tinPEYAMt SAFA dir. Kulaktan hulul Emir Abdullah Maverayierdün Hükümdarı memleketimize geliyor Maverayi Erden Emiri Abdullah önümüzdeki pazar sabahı Semplon ekspresile Avrupadan şehrimize ge lecektir. İngiltere Kralının tac giyme merasiminde bu lunmak üzere Londraya giden ve orada İngiliz rica lile mülâkatlarda Emir Abdullah bulunan Emir Abdullah pazar akşamı Ankaraya hareket edecektir. Emir Abdullah, Ankarada birkaç gün kaldıktan sonra tekrar îstanbula döne cek ve maiyetindeki beş kişilik heyetle beraber buradan Toros ekspresile memleketine dönecektir. Türk Yugoslav Turizm cemiyeti «Türk Yugoslav Turizm cemiyeti» namile yeni bir cemiyet kurulacaktır. Tu ring Kulübün müzaheretile teşekkül etmekte bulunan bu cemiyetin en faal uzvundan biri de şehrimizdeki Yugoslav Başkonsolosudur. Cemiyet, iki milleti daha yakmda» birbirine tanıtacak ve iki memleket arasında seyahatler tertib edecektir. Cemiyetin nizamnamesi ha zırlanmaktadır. Nizamname bittikten sonra bir idare heyeti seçilecektir. Sındırgıda yeni Parti binası Bahkesir 27 (Hususî) Sındırgı kazası Parti ve Halkevi binalan temel atma merasimi bugün Vali ve vilâyetten giden birçok zevat ve memurin huzuru ve Sındırgı halkının coşkun iştirakile çok parlak bir şekilde yapıldı. Türk Japon ticaret mukavelesi imzalanıyor Ankara 27 (Telefonla) Türk Japon ticaret anlaşması müzakereleri bitti. Yarın Hariciye Vekâletinde imzalanacaktır. Bir Amerika şehrinde Alman bayrağı yırtıldı Rockfeller gömüldü Vaşington 27 (Hususî) Geçen gün ölen petrol kralı Rockfeller bugün annesiBerlin 27 (A.A.) Bütün Alman nin ve karısının yanma gömülmüştür. matbuatı Amerikada San Fransisko şehrinde komünistler tarafından Alman bayParis 27 (Hususî) Paris borsasımn rağının yırtılması hâdisesini büyük bir inbugünkü kapanış fiatları şunlardır: fial ile mevzuu bahsetmekte ve Amerikan Londra 110,64, Nevyork 22,39 1/4, Ber makamatından kat'î tarziye istemektedir. lin 900, Brüksel 378,50, Amsterdam Teşekkür Geçenlerde, Maslak yolunda geçirdiğim otomobil kazası üzerine nakledildiğim Şişli Sağlık Evinde beni büyük Avrupa hastanelerinde bile misli görülmiyen bir dikkat, ihtimam ve intizamla tedavi altma alan o hastanenin sahibi ve sertabıbi muhterem İbrahim Osmanla bütün diğer doktor, asistan ve hastabakıcılara teşekkürlerimin alenen iblâğına pek değerlı gazetenizin tavassutunu rica ederün. Diş tabibi Ruhi Vamık Girgin I PARİS BORSASI Londra otobiis grevi bitti 1231,75, Roma 117,80, Lizbon 100,75, CeLondra 27 (Hususî) Otobüs grevi nevre 510.50, bakır 64 66. kalay 249,17,6, bitmiştir. İlk otobüs bu sabah saat 4 te altın 140,07, gümüş 20,5,16, kurşun 23,15, işlemeğe başlamıştır. çinko 22,17,6.