24 Mayıs 1937 CUMHURİYET Yurdun ve Dünyanın dört yanından koşup gelen Türk gençleri Yedek Yarsubay okulunda yeni devre hazırlığı «Bu bina boş kalmamak için yapılmıştır. Burada hareket dindiği gün azab sonsuzdur» Vaşington 23 (A.A.) Hariciye Ne zareti, Sovyetlerin Şimal kutbuna yaptıkları seferin Şimal kutbunun hakimiyeti meselesini ortaya atmıyacağını beyan etmektedir. Amiral Peary'nin6 nisanda Şimal kutbunu keşfederek oraya Amerikan bayrağını dıkmiş olması keyfiyetinin Amerika lehme bir hükümranlık hakkı vücude getirmemektedir. Maamafıh, Hariciye Nezareti, bu beyanatm kutub manatıkı üzerinde hakimiyet meselesinin münakaşa mevzuu teşkil ettiği zaman, Amerikanın takıb edeceği hattı hareketin ne olacağına delâlet edemiyeceğini ilâve eylemektedir. Boston 23 (A.A.) Cenub kutbu havalisi kâşiflerinden tayyareci Richard Byrd, Akademi azasmdan Otto Schmidt'in riyasetinde evvelki gün Şimal kutbuna vâsıl olan Sovyet heyeti seferiyesi hakkında tefsirlerde bulunarak Sovyet tayyarecilerinin bu teşebbüsünün mü kemmel bir cesaret nümunesi olduğunu beyan etmiştir. Tayyareci, seferin dikkat ve ihtimamla hazırlanmış olmasından sitayişle bahsederek demiştir ki: « Kutubda yerleşen ekiblerin Spitzberg veya Groenland'a sürükleneceğini zannediyorum. Kutbun yamnda kala bilmesi için heyetin Alaska istikametinde vakit vakit üssünü değiştirmesi lâ zımdır. Buz kütlelerinin eriyip dağılması yüzünden yarın heyetin bazı müşküllerle karşılaşması muhtemeldir. Fakat heyetin teçhizatının mükemmel olduğunu tahmin ettiğim için kolayca diğer buz kütlesine geçebileceğini ümid edi yorum. Oldukça yakınlarda bulunacak olan bir tayyare filosu sayesinde heyet bazı müşkülâta maruz kaldığı zaman kendisini kolayca kurtarabilir.> Hatay davası karşısmda Türkiyenin siyaseti Amerika bu hakkın kendisinde olduğu fikrinde Biringiliz mecmuâsFdiyorki; Şimal kutbu hangi devlete aid? Eğer Türkiye tam vaktinde Hataydaki ırkdaşlarınm himayesi için müdahale etmeseydi, bu yerler merhametsizce iştismar edilmeğe mahkum olacaktı Amiral Byrd'in miitaleaları İskenderundan bir görunü§ Ingilterenin maruf deniz ümerasından olup ahiren Çanakkale harb sahnesini ve Istanbulu ziyaret eden Vis Amiral C. N. Usborne «Türkiyedeki garbhlaşmak ha reketi» serlevhası altında Great Britain and East mecmuasında aşağıdaki mühim makaleyi yazmıştır: «Çanakkale Boğazının ağzını süsliyen yıkık kaleleri ve mezarlık abidelerini hürmetkâr bir dehşetle seyrettim. Bu müna sebetle bize pek pahahya mal olan Boğazlann serbestisini geçen sene eski sahibine iade ettiğimizi ve Türkiyenin şimdi arazisi azalmış olmakla beraber asrileştiğinden ve her işinde son derecede ciddî ve azimkâr hareket ettiğinden, hiçbir zaman şimdiki kadar Avrupa siyasiyatında bü yük bir meknuz kuvvet olmadığım uzunuzadıya düşündüm. Çanakkale kasabası civannda bir tepeye iri harflerle yazılmış olan 18 Mart 1915 tarihi Türklerin garbın büyük denizci devletlerini tardetmekten duydukları mefhareti ispat etmektedir. Ayni zamanda bu tarih şimdiye kadar yakın şarkta oup biten işlerin anahtarmı teşkil etmektedir. îstanbula geldiğim zaman şehri Altınboynuz denilen limandan seyrettim. U mumî Harbde kumandan Nassuyth'un idaresindeki denizaltı gemisinin dehşet ve hasar saçhğı bu limandan Istanbul çok sude gözüküyordu. Camilerinin kubbeleri ve minareleri Allahm herşeyin fevkinde bulunduğunu ilân ediyordu. Fakat bunlan yakından muayene ve seyrettiğim zaman başka bir vaziyet bul dum. Ayasofya bir müzeden başka birşey değil. Halk şapka giymiş. Kadmlar Avrupalı kıyafetinde olup erkekler arasında serbestçe geziyorlar. manası çıkanlmamalıdır. Bilâkis yeni Türkiye garb medeniyetinde bunun eski banisi kendisi olduğuna dayanarak mevki istiyor. Şimdiki Türkiye kendisini Hittit'le rin varisi addetmektedir. Hittit'lerin bir medeniyetı olduğu şüphesizdir. îşte Türkiye, medeniyetin Hıttit'lerden Yunanlı lara ve Yunanlılardan bütün Avrupaya geçtiğini ve binaenaleyh medeniyetin ba nisi kendisi olduğunu kabul etmektedir. Yeni Türkiye ecdadınm yüksek oldu ğunu ispat için Sümer neslinden olduğunu da iddia ediyor. Solda Yedek Subay Okulunda kayid merasimi, sağda müstakbel yedek subaylar elbiselerini giydikten sonra mekteb müduru tarafmdan teftiş edıliyorlar Yedek Subay okulunu on beş gün evvel Öz dilini anlıyamıyacak kadar az bi sonra, yeni devreye gelecekler için iki üç muvaffakiyetle bitiren yarsubaylardan, len Türk gencinin etrafında toplanıyo gün hazırlıkla meşgul olduk. Fakat bu levazıma ayrılarak eski okullanna veril ruz. esnada mekteb boştu. Şu koridorların miş birkaçının oturduğu masanm başmda, Bu, gurbette doğmuş, büyümüş, oku tenhalığı içimize hüzün veriyordu. Çok şımdi yeni devreye yazılmağa gelen sivil muş bir Türk çocuğudur ki, askerhk va şükür faaliyet başladı. Bu bina boş kalgencler toplanmışlar. zifesini yapmak için ilk defa ayak bastığı mamak için yapılmıştır. Burada hareket Bu, bir garib dünyadır.. yurdunu, şimdiye kadar resimlerde gör dindiği gün azab sonsuzdur.» Dün de onlar işte böyle sivil hayatın müş ve dilini..« Ve, Türk ordusunun şerefli saflarinda îçinden sıynlarak, acemi birer kur'a nefe Zarar yok.. r diyor komutan... yer alacak gençleri yetiştirmek zevki, bu ri gibi buraya gelmişler, bu masanm başmBurada onu da öğrenirsiniz... zevkin hududsuz gururu gözlerinde okuda kendilerinden evvelkilerin suallerine Tabur komutanı kurmay binbaşı Sa nan komutanlar yemek zamanını bile u cevablar yetiştirerek kaydolunmuşlardı. dık, taburuna verilen gençleri tcftiş edi nutmuşlardı. Akıp giden bir hayat zinciri.. yor. Onlara, öğrenmeleri lâzım gelen ilk Şimdi, yeni gelenlere soruyorlar: Yedek Subay okulunu ne zaman gezaskerlik bilgilerini kısa, veciz cümlelerlc Siz nereden geliyorsunuz? sem, hep ayni duygularla dolanm. anlatıyor. • Amerikadan.. Bugün, bilhassa bugün, onlan bu yeni Daha on beş gün evvel Taksim mey Orada ne yapıyordunuz? danından taburunun başında, atınm üs devreye hazırhk anında gördükten sonra, Ticaret.. tünd« haklı bir gururla geçen tabur ko münevver Türk gencini Türk ordusuna Ya siz? mutanınm, şimdi bir sene sonra vereceği hazırlıyan bu mübarek yuvayı, bir başka Beypazarı kaymakami.. yeni ve feyizli mahsulün tohumuna bu türlü sevdiğimi duyuyorum. Siz? ilk emeği sarfettiği anda da, bir Türk KANDEM1R Mısırdan geliyorum.. subayının bütün eşsiz hassalarını nefsinde Siz, siz, siz?.. »ı . » toplamış bir hali var. Sıvastan. ötede birinci tabur komutanı kurmay ltalyadan. binbaşı Halis Çekirge de meşgul. O da taburuna verilen genclerin en ehemmiyetsiz sayılan, en goze görünmez gibi gelen noksanlan, ihtiyacları ve arzularile en yakın bir alâka göstererek meşgul. Kendi yaşındakilere bile bir baba şefkati, fakat buna bürünmüş bir âmir otorıtesi... Asıl hayret edilecek nokta, bu birbirine zıd gibi görünen şeyleri nasıl meharetle, nasıl ustalıkla mezcedebiliyor. Ve karşılarında, askerliğe ilk adımını atmış olanlara, bu daha ilk günde nasıl sevgi ve saygı telkin edebilıyorlar. Bakıyorum da, Türk subayının, Tüık komutanının ruhundaki, kanındaki, bü tün varlığındaki cevh«re hayran olmamak Bırıncı tabur kumandanı Sadık Atak elimden gelmiyor. Paristen. Hiç rahat yok mu?.. Konyadan. Çalışmazsak rahat edemeyiz.. di Londradan.. Berlinden... Beşiktaş yorlar. tan... Ve ilâve ediyorlar: « 23 nisanda mezunları verdikten Dünyanın dört bir tarafmdan, yurdun îçinden ve dışmdan şerefli vazifeye koşan gencler, sanki o uzak mesafelerin ardında, bugün burada toplanmağa sözleşmişler.. Evet, kimi şu karşıki evden, kimi iklimler aşırı uzaklardan geliyor. Fakat o da, bu da, hepsi işte ilk iş olarak ellerine verilen hâki elbiselerini, asker kunduralarını, palaskalarını ve çantalarını almışlar, koğuşa yollanıyorlar. Şimdi ellerindeki bu elbiselerle aşacak]an şu eşik, muhakkak ki hayatlannda da bir merhalenin eşiğidir. Ve yanm saat sonra bir örnek asker kıyafetlerile okul komutanı kurmay albay Behzadın karşısma dizildikleri zaman artık ne doktor vardır, ne ressam, ne mü hendis... Sadece bir er vardır. Ve biraz sonra bir karavana başında toplanacak bu erler on iki ay bir çatı altında, bir kumanda altında, bir aşkla, bir emel peşinde koşacaklar: Türk subayı olmak emeli. Komutan, fötr şapkasma davranır gibi, Hâki asker kasketini çıkararak eğilen gence gülümsüyor: Artık sivilce selâma veda edeceksi niz... değil mi? Genc birşey anlamıyan bakışlannı sagma soluna çevirerek mahcub bir eda ile duruyor. ... Anlamadınız mi? Kekeler gibi bir cevab: Hayır... Nasıl, türkçe bilmiyor musunuz?... lskenderun Sancağt meaeleti Ankaradaki kömür sergisi dün kapandı [Ba?toro/t 1 inct sahijedel Jüri yarin toplanarak tecrübelere başlıyacaktır. Seçilecek banyo, kalorifer ve soba tipleri tktısad Vekâletine bildirilecekti'. Vekâlet bunlar üzerinde tekrar tecrübeler yaptıktan sonra en kullanışlı ve iyi olanının tamimi için tedbirler alacaktır. Türkiyeye birçok cıhetten minnettar olmalıyız. İskenderun Sancağı meselesinin ahiren hal ve tesviye bulması Türkiyenin kuvvetine bir delildir. Diplomasi sahasında bu kadar fırtınaya sebeb olan îskenderun Sancağı mümbit küçük bir sahadır. Nüfusu 180.000 kişidir. İskenderun küçük bir limandır. 1902 senesindenberi ilk defa tekrar ziyaret et tiğim zaman burasmin o zamandanberi büyümemiş olduğunu gördüm. Tabiî bir limandır. Filvaki her tarafı kapalı değildir. Fakat çok mahfuz olup senenin birkaç günü müstesna olarak burada hergün vasatî surette eşya ihrac ve tahmil olunabilir. 1919 senesinin sulh şartları tskende runun terakkisini körletmiştir. Beyrutun rekabeti îskenderuna çok dokunmuştur. Çünkü Fransız ve Arab sermayedarları bütün işlerin Beyrutta temerküz edip şi maldeki limana yani îskenderuna gitme mesine daima çahşmışlardır. İskenderun, esasen Halebin ve Kilikyanın emin ve tabiî bir limanıdır. Yeni hududun Iskenderunun şimalinde ve yanıbaşında çizilerek Kilikyanın, hududun ötetarafında kalması îskenderunu buna mahrec olmaktan menetmişti. Bundan dolayı iskenderun ölmeğe başlamıştı. Fransız mandası nihayet bulup ta İskenderun yerli hükumeti nin kösteksiz idaresine bırakılmış olsaydı merhametsizce iştismar edilmeğe mahkum olacaktı. Bereket versin Türkiye tam vaktinde bu Sancaktaki ırktaşlarının himayesi için müdahale etmiştir. Adliye Vekilinin inhbaları İngilterede yapılan muazzam bahrî resmi geçid Dün kömür sergisini en son olarak Adliye Bakanı Şükrü Saracoglu görmüştür. Bakanımız sergi hakkmdaki intıbalannı şu suretle kaydetmiştir: «Türk çocuğunun îstidad ve kabiliyetine yeni ve güzel bir nümune olan kö mür sergisinden biraz daha mağrur olarak çıkıyorum.» Enternasyonal kömür sergisi dünya matbuatında hayret ve takdir dolu yazı lar neşrine sebeb olmuştur. Şimdiye ka dar 12 muhtelif lisanda çıkan 43 büyük yabancı gazete sergimiz hakkında tak dirkâr yazılar neşretmiştir. Amerikada çıkan Nevyork Times neşrettiği bir yazıda, «Türkler sergicilikte Gördüğüm bütün bu şeyler Kamâl Avrupada örnek sayılacak bir eser mey Atatürkün halka bahşettiği garb kültü dana getirdiler» demektedir. rünün umumiyetle takdir edildiğini teyid Ali Enver Toksoyla nişanhsı Ereğli şirketinin yerine kaim ediyordu. Şark ve cenubda tanmmış, sevilmiş olacak müessese Muzaîierler millet kurarlar bir muharrir olan Ali Enver Toksoyla merhum doktor kaymakamı Cemal kızı Ankara 23 (Telefonla) Ereğli şirEfganistanda Amanullah daha dar Meserret Şenerin nişan törenleri bu ketinin yerine kaim olacak müessese hak bir sahada muvaffak olamadığı geniş mıkhafta Gazianteb şehir kulübünde ve kındaki kanun lâyihası Meclis encümen yastaki ıslahah Atatürkün bu kadar ko güzide bır kalabalık huzurunda yapıl lerinde görüşülmektedir. Kozlu Kilimli layca kendi halkına kabul ettirmiş olmasımıştır. demiryolu işletmesile denizdeki tahmil ve nın sebebini kendi kendime sordum. Bu Yeni nişanlıları tebrik eder ve ken tahliye işlerini de devlet namına bu münun cevabını zihnimde buldum. Ama dilerine ebedî saadetler dileriz. essese idare edecektir. nullah bellibaşlı bir zafer kazanamadığı halde Atatürk iki muazzam zafer kazanmıştır. Müttefikleri tardetmiş ve Yunanlılan imha eylemiştir. Bununla tarihî bir haki kat bir daha teyid edilmiş oluyor; muazzam bir zafer, mutlaka, büyük bir millî hareketin mübeşşiridir. Bunu eski Yunanistan, îngiltere, Al manya tarihleri ispat etmişti. Şimdi de Türkiye tarihi teyid etmiştir. Bir arkadaşımız nişanlandı • Cok az..B" Geçenlerde, tac giyme merasimi münasebetile îngilterede 300 harb gemisinin, Kralın huzurunda büyük bir geçid resmi yaptığını yazmıştık. Resim bu gemilerden mühim bir kısmını göster mektedir. Merasime İngiliz donanmala, rından 12 dridnot, 2 tayyare gemisi, bir çok kruvazör, muhrib, torpito, denizaltı gemisi, fılo hizmetinde bulunan muhtelif gemilerle 19 devlete aid harb gemi leri iştirak etmiştir. Yukarıda solda iki isaret arasında gösterdiğimiz gemi Ko catepe torpitomuzdur. Misafir gemiler tonaj derecelerine göre sıralandığı için en başta Amerikanın en büyük zırhlılarından Nevyork bulunmaktadır. XX işaretli yat Kral ve Kraliçeyi taşıyan Victoria And Albert yatıdır. Türkiye, davasını müdafaa etmeğe kâfi kuvvet sahibi olduğundan Mr. Eden'in tavassutu ve Milletler Cemiyetinin mü kemmel raportörü îsveç Hariciye Nazırı Sandler'in hizmeti sayesinde meydana gelen tesviye sureti Sancak ahalisine sa adet vadeylediğinden memnuniyetle kar şılanmıştır. Diğer taraftan bu sureti tesviye Türkiye için kendisine bir diplomasi muvaffakiyeti ve Kilikyaya mükemmel bir liman kazandırmış olduğundan hoştur. Nihayet Suriye için de faydahdır. Çünkü îsken Demokrat bir lider Türkiyenin lideri hem demokrat, hem derunun inkişafı ayni zamanda Halebin de gayrimütecavizdir. Kendi hükumet de inkişafı demektir. havzasının daha büyük ve geniş olmasına Beynelmilel sulh ve sükunet yol aramamaktadır. Bundan sonra Anadoludan ticarî eşya İşte bu meziyetleri ve otoritesinin da İskenderuna akacağından bu liman inkiyandığı sağlam muvaffakiyetler sayesin şaf edecek, arazi kıymeti artacak ve bir dedir ki Atatürkün mevkii diğerlerine na refah devri açılacaktır. Vaziyeti kefalet zaran daha kuvvetlidir. Bu münasebetle ve teminat altına alınacağından haricî geçen sene. Montreux'de devletlerden is polirikadan müteessir olmıyacaktır. Bütün tediği müsaadeleri nekadar kolaylıkla ko geliri gene Sancak dahilinde sarfoluna parmış olduğuna dikkat edelim. caktır. Öğrendiğime göre Genelkurmay bir Bu suretle îskenderun meselesinin halli emrivaki yapmak istemiştir. Türkiye, Bobeynelmilel sulh ve sükunete hizmet ede ğazlan tahkim edecek, Lozan muahedesicektir. ni feshedecek ve devletler tehdid edile cekti. Lâkin Kamâl Atatürk: «Hayır, olBir Fransız torpitosu karaya maz. Biz dileklerimizi kanunî yollarla da oturdu istihsal edebiliriz.» demiştir. Paris 23 (A.A.) Bahriye Nezareti Kendi müşavirlerinin tahminleri hilâfına devletler bu dileklere muvafakat etti nin bildirdiğine göre, Lanievre torpito ler. muhribi Raz burnu yanlarmda sis sebebile karaya oturmuştur. Dresden iki roGarbhlaşmak hareketi Devlet merkezinin Istanbuldan Anka morkör bu torpito muhribini kurtarmak raya çekilmesinden Avrupadan el çekmek üzere yola çıkmış bulunmaktadır.