21 Mavıs 1937 CUMHURİYET SON TELEFON HABERLER... TELGRAF v« TELSiZLE Hfidiseler arasında Ispanya ihtilâli davası Milletler Cemiyetinde Hariciye Nazırının Cenevreye müracaati İngiltere Bilbao'dan 4000 çocuğu naklediyor Şimal cephesinde Mola kuvvetleri ilerlemektedir IBaştarafı 1 inct sahifede] Çıplak duvarlardaki hakikat lement Vautel anlatıyor: Büyük Fransız romancısı Balzac, bir gün, içine yeni girdiği apartımanı döşiyecek eşya bulamayınca, bomboş kalan odaların duvarlanna şu satırlan yazmış: «Burada gayet zarif Rönesans bir büfe vardır.», Burada bir Onbeşinci Louis kanape takımı vardır.», «Burada Leonard de Vinci'nin bir tablosu vardır.» ilâh... Apartımanım da romanlarındaki zengin evleri gibi muhayyel eşya ile döşeyen Balzac'ın kendi sefaletile bu sevimli istihzası, bence Leonard'ın herhangi bir tablosuna muadildir ve bütün o Rönesans büfelerden, o Onbeşinci Louis üslubundaki kanapelerden daha güzeldir. Daha güzeldir, çünkü, bugüne kadar yüz binlerce, belki milyonlarca insan bu nevi eşyalan kullanmış, fakat kendilerinden de, eşyalarmdan da hiçbir nişan kalmamıştır; fakat Balzac'ın hikmet tebessümile gülümsiyen bu sade ve tatlı istihzası, bir asırlık zamanın bütün kirlerine ve paslanna mukavemet ederek, altın kadar bile silinmeğe ve parlatılmaya muhtac olmadan zamanımıza kadar geliyor; yeryüzünde san'atkârın sefaleti gibi hazin tecelliler baki kaldıkça, bundan sonraki asırlara kadar da gidecektir. Ey çocuklar! Ne Balzac, ne Leonard, ne de bahtiyar olabilmek için Rönesans büfe şart değildir. Balzac'ın kalemine, Leonard'ın fırçasına sahib olanlar bu eşyayı kullanma dan da mes'ud yasamışlardır ama pek çok zenginler, o büyük romancının iki satırlık el yazısuıa ve o büyük ressamın bir küçük tablosuna sahib olmadıklan için kendilerini bedbaht saymışlardır. NASIL YAZILMALI? Matbuat Umum Müdürlüğü, halk masallarına dair yaptığı tamimde şu satırları yazıyor: «Memleketimizde münevver zümre için yapılan neşriyata muvazi olarak, gsniş halk yığınları için de gayet dikkate şayan ve çok çesidli neşriyat yapılmaktadır. Bunlardan birincisinin (yani münevver zümre için yapılan neşriyatın) tabı adedi bir iki bini aşmazken, ikincisinın trajı çok kere elli binlere varmaktadır. Bu vaziyet bize gösteriyor ki halk okuyor. «Halk okuyor; fakat ancak kendisı için yazılmış eserleri okuyor.» Bu bahse dair geçenlerde yazdığım bir fıkra üstüne mütehassıs bir matbaacı ve gazeteci arkadaş bana şunları öğretti: Anadoluda halk masalları satmak için köy köy dolaşan adamlar vardır. Bunlar İstanbuldan kitab alırlar, heybe lerıne doldururlar, kuş uçmaz, kervan geçmez yerlere kadar yayan giderler, bunları satarlar. Mesele daha evvel bir bayi teşkilâtı meselesidir. Arkadaş bu davayı sadece pratik za viyesinden görüyordu ve pek haksız değildi. Kitab ve gazete Anadolunun vasıtasız ve hücra yerlerine uğramıyor, bunun için de alıcısını bulamıyor. Fakat bence bu hal bir sebeb olduğu kadar da neticedir. Onun da sebeblerini arayalım. Niçin, Matbuat Umum Mü dürlüğünün tabirile «münevver zümre için yapılan neşriyat», köy köy dolaşan seyyar satıcının heybesinc girmiyor da halk masallan giriyor? Demek ki halkın geniş alâkasmı istiyen bir kitab için bütün marifet bu heybenin içine girmektir. Bu heybe halkın zevkini ve intihabını temsil ediyor. Onun içine girmeğe muvaffak olan kitablar, postanın ve telgrafın bile güçbelâ gidebildikleri yerlere varıyorlar, alıcılarını buluyorlar; demek ki «taleb» varsa «arz», iptidaî şekillerde bile olsa vasıtasız kal mıyor. Bir başka misali de Tayyare pi yango biletleridir ki hiç şüphesiz kitabdan ve gazeteden fazla memleketin iç köşelerıne yayılıyor. Matbuat Umum Müdürlüğünün teşhisi doğrudur: «Halk okuyor; fakat ancak kendisi için yazılmış eserleri okuyor.» Bu eserler mutlaka halk masalları mıdır? Ekseriyetle evet. Fakat bu kitablardan kırk elli tane yazmış, Muharrem Zeki Korgunal adlı genc bir halk muharriri bana dedi ki: [HEM HALK MÂSÂLLARI Edebiyat NALINA MIHINA Okuyucu dilekleri Madridin tebliği Madrid 20 (A.A.) Resmî tebliğ: Cumhuriyetçilerin tayyareleri, Sigu enza istasyonunu bombardıman etmiş ve bir treni tahrib eylemiştir. Bu tayyareler, Castejon, Henares, Santa Maria de Nieva istasyonlarını da bombardıman etmiş ler ve bir çimento fabrikasında yangm çıkarmışlardır. Bask cephesi: Vaziyette tebeddül yoktur. Jata dağınm asiler tarafından işgali haberi yanlaştır. Düşmanın Amorebieta istikametindeki taarruzları, neticesiz kalmıştır. Leon cephesi: Kıtaatımız, Lıllo yakı nında Avilla dağmı işgal etmişlerdir. Sosyalist meb'uslardan Molina Cone jero, Valencia valılığıne tayin edilmiştir. Leonardo Martin Echevarria, propa ganda müsteşarhğına tayin edilmiştir. Alvarez Lelvaro, ordular umumî ko miserliğinde kalmıştır. Kara, deniz ve hava komiserlikleri birleştırilmışrir. Dünkü nazırlar meclisi içtimaınm so nunda, Hernandez, hükumetin cephe ge risinde ika edilecek şurişlere asla müsa maha etmiyeceğini, parlamentonun içti maı tarihinin 1 haziran olarak tespit edilmiş olduğunu, gümüş paralann kâğıd paraya mukabil tebdil edilmesi icab eyledi ğini söylemıştır. General Mola'nın tehdidi Bılbao 20 (A.A.) Bask hükume ti, ademi müdahale komitesine bir telgraf göndererek General Mola'nın «Bask eyaletini, Bilbao'nun teslim olmaması takdirinde, bir mezarlığa kalbetmek tehdi dini savurmakta olduğunu» bildirmiştir. Fransa, sefirini geri çekiyor Paris 20 (A.A.) Populaire gazetesinin istıhbarına göre, Fransanın Ispan yadaki büyük elçisı Herbette pek ya kında geri çağırlacaktır. Gazçte, büyük elçinin birkaç aydanberi Hendayede ikamete karar vermiş ol duğunu hatırlatmaktadır. Londra 20 (A.A.) İngiltere hükü Mücevher ve para yüklü bir yat Bilbao'dan ayrıldt meti, on üç yaşından aşağı dört bin ço Londra 20 (A.A.) Bayonne'den cuğun Bilbao'dan çıkarılarak îngiltereye nakline müsaade vermiştir. Bu çocuklar, alınan bir habere göre, altın, mücevherat ve banknot yüklü bir yat, herhangi bir Cenubî İngilterede oturtulacaktır. İngiltere limanma ve yahud Bodeux'ya Yeni tayinler Valencia 20 (A.A.) Eski sosya gitmek üzere, dün Bilbao'dan hareket etlist meb'uslardan Antonis Hernandez miştir. Bu yat hamulesinin umumî kıymeti Bolamos Millî Müdafaa Nezaretinde yedi milyon İngiliz lirası tahmin olun maktadır. Bu kıymetli hamulenin bir kıskara müsteşarhğına tayin edilmiştir. Albay Vikont Rojo, umumî erkânıhar mmın Bask hükumetinin bir kısmının da muhtelif eşhasa aid olduğu zannedılmekbiye reisi tayin edilmiştir. tedir. Rivayetlere göre, Bask hükudeti General Miaja, sivil bir vali tayin edilincıye kadar Madndde umumî ıntızam Dahiliye Nazırı da bu yatla Avrupaya ve sükunu muhafazaya memur edilmiştir. hareket etmiştir. İngiltereye götürülecek çocuklar PEYAMl SAFA Vakıflar U. Müdürlugunun butçesı Yarınki Mecliste müzakere edilecek Noterlik kanun lâyihası Mecliste Lâyihada Noterlik işleri için birçok yeni kayidler bulunmaktadır Ankara 20 (Telefonla) Yeni noter kanun lâyihası Meclise verildi. Lâyihaya göre, noterler. bu kanunda yazılı vasıfları haiz olup bilgi, emniyet ve doğruluğile tanınmış olanlardan medenî münasebetlere aid akid ve muamelelerin tanzim ve tatbik işlerini görmek üzere Adliye Vekâletince tayin edilmiş olan âmme mutemedleridir. Her asliye mahkamesi yanında ve bunların kaza çevresinde noter işlerini görmeğe mezun olmak, üzere bir veya birkaç noter bulu nacaktır. Geliri bir noterlik açılmasma yetmiyen yerlerin noterliğe bağlı bu lundukları Adliye Encümenleri tarafından bu vazifeyi görmeğe elverişli Ad liye memurlarından biri seçilerek Ad liye Vekâletince tayin olunur. Adliye Vekâleti lüzumuna göre mevcud noterlerden bazılarını kaldırabile ceği gibi yeniden noterlik açabilecektir. Noterlik, mahkemenin bulunduğu yere yakm ve iş merkezlerinde açılır. Dairede iş yaptıranlarla kâtiblerin çokluğuna göre bulunduğu yerin şerefine uygun surette döşenmiş oda bulunacaktır. Noter dairesine gelen işler sırasüe gö rülecektir. Lâyihada noterlikle birleş miyecek işlere dair 7 nci madde şu şekildedir: «Üniversite profesörlüğü, hayir ve ilim müesseseleri reisi ve azalıkları ve kaza mercilerinin vereceği her hangi bir vazife müstesna olmak üzere maaş veya aidat mukabilinde hiçbir hizmet ve vazife noterlikle birleşemez.» Noterler ancak vasiyetname ve tehi rinde mazarrat olan açık ve sair işler müstesna olmak üzere tatil günlerinde iş yapamıyacaklardır. Şeker fabrikalarının bürosu Ankaraya naklediliyor Ankara 20 (Telefonla) Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim şirketinin muamelât merkezi bu ayın 24 ünde Ankaraya nakledilmiş olacaktır. Şirketin umum müdürlüğü, umum muhasebesi, ziraat, ticaret ve muamelât servisleri bu tarihten sonra Ankarada çalışmağa başJıyacaklardır. Ankara 20 (Telefonla) Vakıflar Umum müdürlüğünün yeni bütçesi yarınki Mecliste görüşülecektir. Lâyihada umum müdürlük masrafları için geçen seneden 363,000 küsur lira fazlasile 2.833.131 lira tahsisat verilmiş. idarenin geliri de 2.833,600 lira olarak tahmin olunmuştur. Tetkikler, Vakıflar Umum müdürlüğünün bu malî sene sonunda elde edeceği varidatın 1936 bütçesile Dublin 20 (A.A.) De Valera dün tahmin edilen miktarı geçeceği söylen öğleden sonra mecliste, Serbest Irlanda • mektedir. Bundan başka şimdiye kadar nın İmparatorluk konferansına niçin iş emanet suretile idare edilmekte olan tirak etmediğini izah ederek demiştir ki: mülhak vakıflar 1937 yılında mazbut 1932 de Ottawa konferansında vakıflar meyanına almacağından bun kaldığrmız vaziyete girmek istemiyoruz. ların gelirleri yekunu 190,000 lira tutaOrada İngiliz nazırlan bizi sözünü tut • cağı gibi vakıflar kanununun koyduğu mıyan bir millet olarak telâkki etmek is hükümlere göre icareteynli malların tediler. Bir taraftan İngiliz heyeti murah intikali halinde müeccelelerin tahsili mecburî olduğundan bu kısımdan yapıhasası Ottavva'ya giderken, diğer taraftan lacak tahsilât ta 20,000 liradan fazla oİngiliz hükumeti Serbest İrlandanın ziraî lacaktır. ihracatına vergi koyuyordu. O zaman Kanada hükumetinin mısafıri olmasay dık, Ottavva'dan derhal aynlırdık. Londra konferansına iştirak ettiğimiz takdirde, bu hal, İngiltere ile olan münasebetİzmir 20 (Hususî muhabirimizden) lerimızın konferans masasında ihtılâfları Geçenlerde, Karşıyakada kırtasiyeci Lütnı halletmiş ve teşriki mesaiye amade mil fi ilâc almak için girdiği bir eczanede letler gibi olmaklığımıza müsaid şekilde kalb sektesinden ölmüştü. Gömüldükten tefsir edilebilecekti. Simdi, vaziyet böyle birkaç gün sonra Lutfinin ölmeden me değildir. Bu teşriki mesaiden ve münase zara konduğu, mezarcının garib sesler betlerimizde hâkim olmasını arzu ettiği işittiği ve hastalanarak hastaneye kaldı miz bu hüsnü niyetten evvel halli lâzım nldığı şayiaları çıkmış, mesele, tahkikat gelen muallâk meseleler mevcuddur. neticesi tekzib edilmişti. Bu şayialar yeUzakşarkta yeni çarpışmalar niden ve kuvvetle deveran etmeğe başlaPekin 20 (A.A.) Çin gazeteleri Sui dığı için Lutfinin cesedi üzerinde yarın yuan kuvvetlerile Moğol Mançu kuvvet otopsi yapılacaktır. leri arasında müteaddid çarpışmalar vukua gelmiş olduğunu bildirmektedir. Yugoslavyanın îngiltereden aldığı tayyareler Gazetelerin tebarüz ettirdiklerine göre. Moğollar mühim askerî hazırlıklarda Londra 20 (A.A.) Daily Telegraph bulunmaktadır. Muhtar Moğol hüku gazetesinin bildirdiğine göre. Yugoslavmetinin merkezi olan Şapser şehrinde ya hükumetine, İngiltereye sipariş ettiaskeri bir konferans toplanmıştır. Çin ği 10 muharebe tayyaresinden mürek makamları. Suiyuan kuvvetlerinin her keb bir filo teslim olunmuştur. Bu taytüriü muhtemel tecavüz teşebbüslerine yareler, HawkerFurey sistemindedir. muvaffakiyetle mukabele edecek vazi Bir kişiliktir. İki mitralyözü havidir ve yette bulunduğunu tebarüz ettirmekte azamî sürati, saatte 400 kilometrodur. dirler. Yugoslavya hükumeti, bu modelin in şaat hakkını da almış ve bu tayyareler Feci bir tayyare kazası Antibes (Fransanın Akdeniz sahilin için lüzumlu 75 RollsRoyce motörünü de bir liman) 20 (A.A.) Dün öğleden şimdiden sipariş etmiştir. İrlandanm istediği kat'îjstiklal N. de Valera Mecliste mühim beyanatta bulundu Halkın rağbet ettiği kitablar yalnız «Sürmeli Bey», «Hamza Böke,>, «Ham bin Nuhun Sarayı», «Aşık Garib» filân masallan değildir. Ben Çanakkale harbını anlatan ve kapağın da Atatürkün, düşman donanmala rının, Türk topçularının renkli re Fikir doğrudur, fakat güzelliği, tatbisimleri bulunan bir kitab da yaz dım, hepsinden fazla satıldı. Biraz tetkik kındaki muvaffakiyet derecesine bağlıdır. ediniz. Bu eserlerden hiçbiri, hatta halk PEYAMl SAFA ugün sütunumu, okuyuculan mm dileklerine hasrediyorum. ; Peyami Safa Binaenaleyh, benim fik r!erimi değil, kendi düşüncelerinizi okuyicak * masalları bile kendi yazdıklanmdan ınız; demektir. bahsediyorum irticaî bir ruh taşımazlar. Herbirinde ben inkılâbı telkine çalıştım. Dilleri ve üslublan da Matbuat Umum Müdürlüğünün iddia ettiği gibi berbad Bay F. diyor ki: değildir. «Çelik bacaklı, dik bakışlı yüzlerce Bu genc halk muharririnin eserlerinden ;encin yeknasak bir kıyafetle 19 mayısı bazılarına bir göz attım. On binden elli bine kadar satıldığı söylenen bu kitabların îutlulamak için akın akın Taksim Cumumumî vasıflan şunlardır: Mevzular da ıuriyet meydanından geçerken, hakikî e samimî manasile. göğsüm kabardı ve sitanîdir ve hepsinde kahramanlık, fedastikbale aid ümidlerim birdenbire cankârlık, aşk menkıbeleri vardır. Lisan hafif andı ve kuvvetlendi. Fakat bu kadar Anadolu halk lehcelerine çalan İstanbul ;enc, yerleri sarsarak yürüyor da koca türkçesidir. Lslub, şehirlerimiz için bas meydanda hiçbir ses işıtilmiyordu. Bir, makalıp ve alelâde görünürse de eiki taş ki trampet sesinden ve bir defa yarıda basmalarının iptidaî ibarelerinden henüz alan 10 yıl marşmdan başak hiçbir ses kurtulan köylü için yeni ve orijinal sayılır. oktu. Halbuki genclik gününün havaHer kitabın içinde birçok maniler ve be , zafer ve genclik şarkılarile dolmalı e inlemeli idi. Bu arada. beste ve güfte yitler vardır. tibarüe gencliği ve baharı terennüm eBen de vaktile birçok halk masalı yaz en. hele 19 mayıs gibi Türk inkılâbının dım ve aşağı yukan bu vasıflar içinde kal mukaddes bir hatırasım taşıvan: «Dağ dım. Fakat mükemmeliyetin hududu ol aşını duman almış» şarkısını bu gencmadığına göre, Matbuat Umum Müdür k gününde binlerce gencin hep beraber lüğü, piyasanın kıt ve dar şeraiti içinde öyHyerek meydanları dolaşması ne gübiraz çırpıştırma yolile meydana getirilen el olurdu. Hulâsa, 19 mayıs bayramında marş bu kitabların daha iyilerini istemekte hakızlık kendisini bariz bir şekilde hissetsız değildir; hatta böyle bir folklor hareirdi. Yakm zamana kadar «sancaksız ketini teşvik etmek için fedakârhğa katlay nasıl öksüz gibi» idiyse, şarkısız lanması da alkışlanmalıdır. enclik de küsmüş, neş'esini vaktinden Halk masallarında «daha iyi» nin vvel kaybetmiş bir kütle halinde ka Lıyor. şartlan nelerdir? Millî mefahirimizi terennüm eden şarMevzua, lisana ve üslüba aid esaslar:ılar ve bütün milleti heyecanla saran dan ayrılmamak şartile bu eserler daha fazla itina mahsulü olabilir. Burada itina, e titreten marşlar. sancak kadar. hatta mdan daha fazla ihmal edilmemesi lâhalkın muhtac olduğu sadeliği bozacak :ım gelen bir meseledir.» bir tasannu değildir. Ayni sadelik içinde Okuyucumun hakkı var. Bayramlarda daha muvaffakiyetli neticelere vanlabi^encliğin gür sesi etrafı inletmelidir. Bilir. Yeeni halk masallarında en mühim me zim törenlerimiz umumiyetle çok sessız sele, inkılâbı ve modern hayatı köylüye geçiyor. Maarif Vekâleti, gencliğe miliî anlatmak için ihtiyar edilecek tarzdır. marşlar öğretmeli ve millî bayramlarda «Karagöz» gibi halk mecmualarımız bu junlar söylenilmelidir. işin tecrübelerini senelerdenberi muvaffakiyetle yapıyorlar. Fakat onların işi, daha ziyade, günün hâdiseleri üstünde bu Birkaç Tıbbiyeli imzasüe ald'ğımız halk kahramanlannı söyletmektir. Masal nev'inde ise modern olmak bir hayli tehli Dir mektubdan: keli görünüyor. «Temas etmek istediğimiz mesele. son :amanlarda yeniden ortaya atılan bir Bununla beraber herşey ruh ve üslub meselesidir. İçine halkın ruhunu ve eda nars kavgası. yani her yerde türkçe kosını koyan kitab, büyük şehirlerde anla ıuşulmasıdır.. Ne yazık ki. bu işte de en başta bu şılan manasmdan farkı gözetilmek şartile unması icab eden bilhassa Üniversite modern olabilir. Kel Oğlanın sevgilisini alebelerinin şayani memnuniyet ciheZümrüdü Ankanın sırtmdan alıp tayyare ;i pek cüz'î bir zümresi daha bunu idye bindirmek ve Paristeki 1937 sergisine ak etmemiş bulunuyor. götürmek ne şarttır, ne de doğru birşeydir. Şüphesiz öğle vakti. Şişli ve Maçkaya Yazılacak eserler, köylünün alâka çerçe ;iden tramvaylarda böylelerine tesadüf vesi içinde modern olmalıdır. Meselâ jtmişsinizdir. Türkçe başlanan bir mugramofon, hatta radyo birçok köylerimize ıavere derhal ingılizce ve fransızca girmiştir. Otomobil ve kamyon da köylü :ümlelerle baltalanır; ve yahud da elde ye meçhul değildir. Bu vasıtalann köyle lulunan bir ecnebi kitabdan dört, beş re kadar taşıdığı medeniyet havası içinde ;atır okunarak tamamlanır. Edebiyat Fakültesinde lisaniyat yapan inkılâb fikirlerini sevimli gösterecek eserbu genc bayanların ekserisi bir ecnebi ler yazılabılır. mekteb mezunudur ve memleketin ileri Millî bayramlarda millî marşlar söylenmeli Tramvayda ecnebi dili konuşan üniversteMler »elen kimselerinin evlâdlarıdır. Biz de bütün tahsilimizi Fransız mekeblerinde yaptık. Fakat her yerde fran;ızca konuşmayı aklımıza bile getirme Londra temasları ve İngiliz • Türk münasebetleri [Başmakaleden devam] nın istediği hakikî siyasete de tevafuk edemez. Devletler arasında mahdud ittifaklar iyi değildir, milletler arasında yalnız sulh için ittifak olunabilir ki bu fikrin müdafaasını da Milletler Cemiyeti kendi üzerine almıştır. Binaenaleyh bu hesaba olsa olsa Cemiyetin iltizamı, miidafaası ve takviyesi hususunda söz ve elbirliği yapılabilir. Bu hakıkatin küçük mikyasta bir misali Balkan Antantında görülmektedir. Bu iki, hatta bir maddelik teşekkül dünyanın bu çevresınde harb kargaşalığına sed çeken kat'iyyen sulhcu bir anlaşmadan başka birşey değildir. Izmirde heyecan uyandıran bir hâdise sonra bir infilâk neticesinde harab ol muş olan deniz tayyaresinin uğramış olduğu bu kaza neticesinde beş kişi öl müş, iki kişi yaralanrmştır. PARİS BORSASI Paris 20 (Hususî) Paris borsasmm bugünkü kapanış fiatları şunlardır: Londra 110.78,' Nevyork 22,42, Berlin 901, Brüksel 378.12 1/2, Amsterdam 1234. Roma 117,95, Lizbon 100,75. Cenevre 512,12 1/2, bakır 64 67, kalay 250.7.6. altın 140,6 1/2. gümüş 20,5,16, kurşun 24,5, çinko 23,2,6. Usküdarın bina tahriri bitti Ankara 20 (Telefonla) Üsküdar kaZasında yapılan umumî bina tahriri bitmiştir. Maliye Vekâleti 1937 malî yılından itibaren Üsküdarda tarh ve tahakkuk ettirilecek vergilerin yeni iradlar üzerinden yapılmasına karar vermiştir. Bizim gördüğümüz odur ki ingiltere bugün Avrupa sulhunun temel direklerinden biridir, ve son büyük silâhlanma hamlesıne rağmen sulhun muhafazasına samimiyetle taraftardır. İşte Büyük Harb sonu İngilteresine bizim incizabımızın en başlı ilk sebebi. Bu bakımdan İngiltere bütün Avrupanın hürmet ve muhabbetine YUNUS NADI lâyıktır. Bu devletle Türkiyenin temas noktası denizlerdedir, ve bilhassa AkdeTürkiye Başpehlivanlık niz üzerindedir. Zaten denizlerle azçok müsabakası alâkası olan her memleket îngilterenin komşusu sayılır. Bu büyük komşu ile başAnkara 20 (Telefonla) 937 seneta denizlerin selâmet ve emniyeti olmak si Türkiye Başpehlivanmı seçme güreş Baldwin bugünlerde üzerinde umumî sulh davasında kendimi lerine yarın Şehir stadında başlanacak istif a edecek zi müşterek addediyoruz. tır. Güreşler üç gün devam etmek üzere Londra 20 (A.A.) Pek muhtemel olarak Başvekil Baldwin. perşembe ve Akdenize müteallık İngiliz İtalyan ve çocuk Esirgeme kurumu menfaatine yahud cuma günü Krala istifasmı vere gentlemen's agreement anlaşmasından yapılmaktadır. cek ve Kral, yeni kabineyi kurmak ü vaktinde alâkadar bir halislikle memnun Londra otobüs grevinin zere, Baldwinin de tavsıyesi üzerme, olmuştuk. Bu anlaşmanın onu emir ve icab verdiği zarar Neville Chamberlain'e müracaat ede eden esasa tekrar dönmesıni ve Akdenizcektir. Yeni kabinenin teşekkülü, bunun Londra 20 (A.A.) Dört haftadan üzerine, pek kısa bir zaman zarfmda, de vaziyetin açık bir sulh ve sükun içinde beri devam eden otobüsler grevi dolayı ilân olunacaktır. Yeni kabine, pazarte kat'î bir emniyet temeline dayanmasını sile otobüs şirketlerinin zararı, şimdiye si günü parlamentosunun huzuruna çı isteriz. Biz, bütün Akdeniz devletleri ve kadar beş yüz bin İngiliz lirasını bul hatta bütün dünya milletleri. Deniz muştur. kacaktır. Bu ecnebi lisanını. mesleğimizde muNaffakiyet, garbin bilgisini daha etraflı ler bir iki milletin değil, bütün dünya bir surette hazmedebilmek için yardımnındır. vx bir dil olarak öğrendik. Yoksa ulu. orta tramvaylarda Türk arkadaşlarla Bu siyasî mülâhazalar haricinde İngiltere ku\"vretini kendi medeniyetınde bul konuşmak için değil..> Tıbbiyeli genclerin hakları var. Ecnebi muş ileri bir memlekettir. Yeni rejimile dili tramvaylarda caka satmak için öğreönünden kaçılamaz büyük bir kanaat halinde Avrupa milletleri ailesine katılmış nilmez ve Türklerin mecburiyet olma olan yeni Türkiye kendi yeni hayatı için dıkça ecnebi dili konuşmalarının manası bu faziletli medeniyet memleketinden is yoktur. tifade etmek azmindedir. İngiliz medenî camiasmm dünya milletleri içinde her manasile, bilhassa manevî bakımdan, en kuvvetli heyet olduğunu görüyor ve anlıyoruz. Bu da yeni Türkiyeyi İngiltereye samimî dost kılan başlıca amillerin ileri gelenlerinden biridir. Üç senedenberi Kembriç Üniversite Bu şartlar içinde yeni Türkiyenin en sınde tahsilde bulunan Galatasaraylı atsalâhiyetli resmî şahsiyeti olan Başbaka letlerden gülle atıcı İrfan bu sene îngil nımızın Londra temasları iki asil milletin terede yaptığı yeni rekordan sonra geçen dostluklarını artırmışsa bizce bunda şaşı hafta Londrada yapılan Üniversiteler lacak hiçbir cihet yoktur, bilâkis bu, baş atletizm müsabakasında 14,79 metro gibi ka türlüsü tasavvur olunamıyan en tabiî çok güzel bir derece ile gülle atma mübir neticedir. sabakasında birinci olmuştur. viz. Galatasaraylı İrfan Londrada birinci oldu Türkiye Yunanistan ve Romanya ticaret mukaveleleri Bükreş 20 (Hususî) Türkiye, Yunanistan ve Romanya arasında akdedilecek yeni ticaret mukaveleleri konuşmalarına dün başlanmıştır. Türkiye ile Romanya arasında yeni ticaret mukavelesi müzakerelerine bir hayli zaman evvel burada başlanmıştı. Fakat Türk heyetinin Ankaradan talimat almak mecburiyetinde kalması üzerine müzakereler kesilmişti. Türkiye Hariciye Vekili doktor Arasın burada bulunduğu esnada heyet arasındaki noktai nazar ihtilâfları halledildiği için müzakerelere tekrar b^şlanmış tır.