25 Nisan 1937 CUMHURIYET SON TELEFÛN HABERLER TELGRAF Hâdiseler arasında v« TELSiZLE • •• Ispanya ve insanlık Dost Yugoslavyadan 25 nisan Atatürkün Istanbulu ilk kurtardığı gün [Baştarafı l inct sahijese] Ispanyada zehirli gaz harbi başlamak iizere General Franco İngiltereye bir nota vererek İspanyol hükumetine aid bütün limanlara torpil döktüreceğini resmen bildirdi Madrid 24 (A.A.) Resmî bir tebliğde ezcümle şöyle denilmektedir: «Biskaye cephesinde cumhuriyet topçu kuvvetleri asilerin Elorrio mıntakasındaki mevzilerini müessir surette bombardıman etmişlerdir. Eibar mıntakasında bir keşif yürüyüşü yapılmıştır. Almeria cephesinde Lujat madenlerini işgal ettik. Aragon, Avila ve Madrid cephelerinde piyade ateşi teati edilmiştir. Cordoue cephesinde asilerin Villaharta mıntakasında yaptıklan bir taarruz geri püskürtiilmüştür. Toledo civannda muharebeler devam etmektedir. müyoruz. Fakat kızıllar bu gazleri kullandıkları takdirde kendilerine derhal mukabele edebilecek vaziyetteyiz.» îhtilâlciler limanlara torpil dökecekler Temeriffe 24 (A.A.) Radyo ile neşredilen bir tebliğde, ezcümle şöyle denilmektedir: «General Franco, ingiltereye bir nota göndererek Kızıl Ispanyanın bütün limanlarına torpil serpileceğini bjldirmiştir.» Diğer cihetten tebliğde Cordoue civanndaki Vierge de la Cabeza manastınnın milislerin ellerine düştüğü hakkındaki haber tekzib edilmektedir. Gazharbi arifesinde Seville 24 (A.A.) Radyo ile neşredilen bir tebliğde, General Queipo de Llano, İngilterenin muzır gazler hakkındaki notasını tefsir ederek ezcümle demiştir ki: « Zehirli gazler kullanmağı düşün Bilbao ekmeksiz kaldı Yeni bir garb misakı için beslenen ümid Belçikayı Lokarno taahhüdlerinden kurtaran beyanname neşredildi Londra 24 (Hususî) Belçikayı Lokarno taahhüdlerinden ibra eden îngiltere ve Fransa tarafından müştereken ihzar ve Brüksele tevdi olunan beyanname de bugün neşrolunmuştur. nıııııııınııiMnnınıııııııııııınıııııııııııııııııııınnınmiNinnuHi Bilbao 24 (A.A.) Havas Ajansının muhabirinden: Dün ilk defa olarak Bilbao, ekmeksiz kalmıştır. Bununla beraber biri 4,000 ton arpa yüklü olan 3 îngiliz gemisinin getireceği erzak, vaziyetin süratle düzelmesine yardım edecektir. Atatürkün tesekkürü Ankara 24 (A.A.) Cumhurbaşkanhğı Genel Sekreterliğinden: 23 nisan bayramı münasebetile yurdun her tarafından gelen ve vatandaşlann sevinc ve yüksek hislerini bildiren yazılara teşekkürlerini iletmeğe, Cumhur başkanı Atatürk, Anadolu ajansını ödevlemiştir. Yeni bir garb misakı Ankarada açılan kömür sergisi Daily Telegraph muhabiri hayranlunm anlatıyor Ankara 24 (A.A.) Daily Telegraph muhabiri Walton'la «Paris Soir, muhabiri Langas Sezen, kömür sergisi hak kındaki intıbalannı şöyle tesbit etmektedirler: «Paris Soir> muhabiri Langas yazı yor: Beynelmilel Kömür ve Kömür yakan vesait sergisi bu nevideki ilk teşebbüs olmasına rağmen büyük bir muvaffakiyettir. Türkiyede modern sergicilik tekniğinin isteklerıne göre hazırlanmış ilk sergıdir. Paviyonlarm. mevzuların intihabı ve bilhassa dahilî dekorasyon fevkalâde orijinal ve şayani .alâkadır. Ha kikaten Türk ve ecnebi zairlerin büyük bir kütle halinde gelip millî Türk sanatının vezaifinin bu tekâmül örneğini görmelidir. Bu eser milletin Halk Partisi rejimine karşı gösterdiği itimad ve ümidin nekadar yerinde olduğunun yeni bir örneğidir ve Büyük Atatürkün ça lışkan Türkiyesinin yarattığı muazzam ve metodik mesainin derin ve haklı bir hayranlık mevzuu ve misali olarak bu sergiyi önümüze alabiliriz. Daily Telegraph muhabiri Walton yazıyor: Ankaradaki Beynelmilel Kömür sergisi tavsif edilmiyecek kadar büyük bir muvaffakiyettir. Ecnebi ziyaretçilerin intıbaı en güzel bir sürpriz olarak yâdedilebilir. Herkes bu serginin büyük Avrupa merkezlerindeki sergiler ayarında olduğunda müttefiktir. Başlıca nazari dikkati celbeden ser ginin artistik manzarasıdır ve yeni bir şekilde yapılan ve en mütevazı ziyaretçiler tarafından kolayca anlaşılabilen istatistikler gayet alâîca çekici bir şekilde konulmuştur. Görülüyor ki, bunun teşkilât ve ta hakkuku ile meşgul olanlar hiçbir gayreti esirgememişlerdir ve onlara en hararetli tebrikleri borçluyuz. Sergiye iştirak edenler de mükemmel sergiler ortaya koymuşlar ve bu akşam öğrendim ki, şimdiden bir firma iki bin sobalık bir sipariş almış bulunuyor. Hiç şüphe yok ki, bu sergiye vaki olan davete icabet etmekten mahrum kalan firmalar büyük teessürler içinde kalacaklardır. Celâl Bayar Vekâletinin ve o Vekâlete mensub elemanlarmm bu muvaf fakiyetile mağrur olmahdır. Londra 24 (A.A.) Emin bir membadan öğrenildiğine göre, Belçika hak kındaki Fransız îngiliz beyannamesinin metni imza edilir edilmez, derhal Berlin ye Romaya tebliğ edilerek Italya ile Almanyanın bu vesika gazetelerde neşredilmeden evvel muhteviyatı hakkında malumat almaları temin edilecektir. Salâhiyettar mahfiller, beyannamenin Almanya ile Italyaya gönderilmesini Locarno misakını imza etmiş olan bu dev letlere karşı bir nezaket eseri telâkki et mektedirler. Bu mahfiller, bu hareketin yeni bir garb misakı akdedilmesi için, Eden'ın yakındda Brükselde başlıyacağı müzakereleri kolaylaştıracağını ümid et mektedirler. Ayni mahfiller, Fransa ve Belçika arasındakı müzakerelenn bütün gece devam etmiş olduğunu ve dün öğleden sonra tam bir itilâfa varıldığmı ilâve eylemektedir ler. Montreux'de Yeni muahede bu hafta içinde imzalanıyor Mantreux 24 (Konferansı takib eden arkadaşımızdan, telefonla) Kapitülâsyonlar kongresi önümüzdeki pazar tesi günü mühim bir toplantı yapacak ve kuvvetli bir ihtimalle davanın iki esaslı noktasını halledecektir. Bu iki nokta: «Ecnebinin tarifi> ve «intikal devresinin tayini> meseleleridir. Bu pürüzlerin temizlenmesinden sonra kapitülâsyonlar konferansı uzun sürmiyecektir. Hatta hafta sonu için şimdi verü mekte olan umumî kararlarm yazılacağı ve on beş güne kadar da yeni mua hedenin imzalanacağı ümid olunmak tadır. Türk Tarih Kurumunun faaliyeti ve meb'uslarımız Ankara 24 (Telefonla) Türk Tarih Kurumunun Alacahöyükte yaptığı hafriyatından çıkarılan eserler bugün Etnoğrafya müzesinde meb'uslarımıza gösterilmiş ve kendilerine izahat verilmiş tir. Meb'uslarımız Türk tarihinin en eski devirlerini aydmlatmağa vesile olan bu gayretinden dolayı Tarih Kurumuna teşekkür etmişlerdir. Berlin 24 (A.A.) ' Royter bil diriyor: General Göring, Romada pazartesi günü Mussolini ile mülâkatta buluna caktır. Karahan, bugün AnkaGöring yarın Mussolini radan hareket ediyor Ankara 24 (Telefonla) Dün Ataile görüşecek türk tarafından kabul edilerek kendilerine vedanamesini veren Sovyet elçisi Karahan bugün Vekillerimizi makamlannda ziyaret ve kendilerine veda etmiştir. Karahan yarın şehrimizden ayrılacaktır. S spanyol ihtilâli başlıyah on ay ol11 du. On aydanberi, hergün, yani şimdiye kadar tam 300 defa, gazetelerin birinci sahifesinde, iki tarafın da iddialannı ve muvaffakiyetlerini bildiren ajansları okuyup duruyoruz. Aylardanberi ihtilâlcilere sorarsanız: «Madrid diişmek üzeredir.», hükumetçilere sorarsanız: «Asiler perişan olmak üzeredir.» Ne Madrid.in düştüğü, ne de asilerin perişan olduğu var. Avrupa erkânıharbleri bundan şöyle bir netice çıkanyorlar: «Yeni ihtillâlerin zaferi, milletler arasında temin edeceği taraftarlann sayısına ve kuvvetine bağlıdır.» Sosyologlar şöyle bir netice çıkanyorlar: «İspanyol iç kavgası, mübhem fikirlerin kavgasıdır. Zamanımız ideolojileri kendi kendilerine imanlarını o kadar kaybettiler ki taarruzda da, müdafaada da muvaffak olamıyorlar.» Daha buna benzer birçok fikirlere Avrupa matbuatında tesadüf ediyoruz. Adenıi müdahale komitesi de an'anevî münakaşalanna devam edip gidiyor. Henüz Ispanyanın bağnndan veya bütün insanlıktan: «Yeter artık!» diye bir çığlık Vükselmedi; bilâkis, faciaya alışıldı. Bir şehrin berhava olMiittefik Yugoslavyanm kıymetli Harbiye Nazırı General Mariç, dağlarda, ması, Madridin veya Bilbao'nun aç Başvekil İsmet İnönüne askerî izahat veriyor. (Başvekilimizin yanındaki kalması, itiyadın verdiği lâkaydî yüzevat, Hariciye Veküimizle Belgrad elçimizdir.) zünden, kimsenin tüyünü kıpırdatTürk gazetecileri Belgrada vardıkları yavaş hazırlanıyoruz. Şimdiye kadar, mıyor. Fakat sırası gelince, herkes, zaman, ekserisi daha evvel dost memleke mükemmel, fakat mahdud miktarda as yehâlâ, insanlıktan rahatça bahsedebilitin payitahtını görmüş oldukları için, ser tiştirmekten ziyade, bütün süvarilerimizi yor. best gezmek istediler. Her biri kendi sa iyi, fakat ayni kudret seviyesinde yetiştirPEYAMl SAFA hasında tetkikat yapmağa başladı. Ben meğe çalıştık. Artık bu hedefe vardığı orduyu, havacılığı, denizciliği ve beden mız için, beynelmilel müsabakalara iştiterbiyesini tercih ettim. rak edecek hayvanlar ve zabitler de yeDaha muvasalahmızın ertesi günü, Yu tiştirmeğe başladık. Gördüğünüz atlar ve goslav Büyük Erkânıharbiyesi istihbarat zabitler, buna çalışıyorlar. Gördüğüm haliskan bir hayvan, Viyaşubesi şeflerinden topçu yüzbaşısı Boşko P. Todoroviç otele gelerek bana istedik nanın meşhur İspanyol mektebindeki yüklerimi göstermeğe memur edildiğini bil sek terbiyeye son derece müsaid cinsten olan hayvanlar ayarında, yani fevkalâde dirdi. bir surette terbiye edilmişti. MütehassısCumhuriyetin Belgrad muhabiri, kıymetli bir arkadaş olan Bosnalı Süleyman ların fikrince haliskan atlann, yüksek Dün şehrimize gelen Morning Post Pasiç'i de yanımıza aldık. Doğru Süvari hayvan terbiyesi bakımından yetiştirilmegazetesinin Belgrad muhabiri yazıyor: «Buradaki siyasî mehafil, Türkiye Binicilik mektebini ziyarete gittik. Bu leri çok güç, çok uzun ve sabırh çalışmaBaşbakanı îsmet înönü ile Hariciye Ve mekteb, Tunanın karşı kıyısında, eskiden ya mütevakkıfmış. Mekteb kumandanı, sürek avı için yekili Tevfik Rüstü Arasın Belgradı ziyare Avusturya idaresinde bulunan Zemun'da kâindir. Eski ismi Zemlin olan bu şehre tiştirilen köpekleri de gösterdi. Güzel ve tinden sonra Bulgarlann Balkan An tantına süratle iltihakları imkânlarını da Sava üzerinde yeni kurulmuş olan Birin büyük bahçeler içinde tesis edilmiş olan ci Aleksandr köprüsünden gidilmektedir. mektebden çok iyi hislerle aynlırken Geha yakın görüyor. Türkiye ile Yugoslavya tarafından Tuna ile Sava nehirleri bu şehrin etrafm nerali ve diğer muallim zabitleri tebrik etBulgaristanın Balkan Antantma iltihakı da birbirlerile birleşiyorlar. Burası da tim. General, Türk ve Yugoslav zabitleri yolunda en ufak mikyasta dahi bir güç Belgrad gibi çok eski bir şehirdir. O kaarasında atlı mâni müsabakaları yapmak lük gösterilmiyeceği gibi Bulgaristanm dar eskidir ki ne vakit kurulduğu eski zaher iki memlekete dostluk ve ademi teca manların karanhğı içinde kaybolup gidi ve böylece iki müttefik ordunun subayları vüz muahedelerile bağlı oluşu müşterek yor. Vaktile Romen kadırgaları buraya arasındaki dostluğu büsbütün artırmak münasebatın dostane bir tarzda ınkışafını demirlerlermiş. Haçlıların seferleri esna arzusunu izhar etti. Roma, Paris, Lon temin etmektedir. Bulgaristanın Ege de sında Zemun tepeleri Frank'lar tarafın dra, Brüksel müsabakalarından sonra, nizinde mahreç talebi ve ikinci derece ba dan tahkim edilmiş. Osmanlı istilâsı za süvari ekipimiz, Belgrada da uğrarsa, zı mesailden dolayı bu husustaki yegâne manında vukua gelen muharebelerde Ze herhalde çok iyi olur. Generalin bu arzumun daha ziyade ehemmiyet kazanmış. sunu, atçılığın ve biniciliğin büyük ha mâniayı Yunanistan teskil etmektedir. Avusturyahlar, burayı Belgrada karşı misi İsmet İnönüne arzetmek imkânını bukuvvetli askerî bir mevki, bir hareket üssü lamadım. Bu satırları, o arzuya tercüman olmak üzere, hassaten yazıyorum. haline koymuşlar ve Belgradı döven ağır Dost ve müttefik ordunun hazarda bataryaları Zemun tepelerinin arkasma 10 süvari alayı vardır. Bunlarm ikisi, yerleştirmişlerdir. Şimdi Zemlin'de Sü İBaşmakaleden devam] nı da inhisarcı bir zihniyetle kendimize vari Binicilik mektebi, Hava Kumandan Kralın hassa alaylandır. Bu iki hassa atahsis etmiyoruz. Deniz yollan sulh ve lığı dairesi ki cidden çok güzel bir üs laymın siyah çizme, kırmızı pantalon, sasükun içinde bütün milletlerin bütün bir lubda yapılmış modern bir binadır Dev rı zıhh mavi Husar ceketi ile tuğlu kal let Polis mektebi, Avrupanın en geniş paktan mürekkeb olan muhteşem üniforemniyetle geçecekleri yollar olmahdır. Yugoslavyanm Akdeniz devleti oldu tayyare meydanlanndan biri olan Bel maları çok zarif ve göz alıcıdır. Süvari ğunu söylerken Habeş macerası esnasında grad Hava limanı, Ziraat Fakültesi gibi alayları, hassa alaylan livası haric ol mak üzere, iki fırkaya ayrılmıştır. Her İngiltere ile müştereken alınan kararları müesseseler vardır. fırka, ikişer livadan mürekkebdir. Her ve bunlara iltihak edenler arasında YuTuna ve Sava nehirleri taşmış, küçük liva, 2 alay, 1 bisiklet taburu ve 2 süvagoslavyanın da bulunduğunu hatırlıyoruz. adacıklar suların altında kalmış; sular, ri bataryasından ve sair yardımcı kıt'aNitekim İngiltere ile İtalya arasmdaki bazı köşklerin damlanna kadar çıkmıştı. lardan mürekkebdir. Alaylar dörder böGentlemen agreement anlaşmasının statü Üsküdarla İstanbulun arasında, Boğaziçi lüklüdür. Bölüklerin bir tanesi ağır mako'yu tesbit eden hudud ve şümulü için sulannın ortasmda, öbek öbek ağaclar, kinelitüfek bölüğüdür. Süvari kıt'alan, de elbette Yugoslavya da vardır, ve nite köşkler, damlar tasavvur ediniz. İşte, o ceman yekun 40 süvari bölüğü ile 6 bikim son îtalyan Yugoslav anlaşmasında gün gördüğüm güzel manzara. siklet bölüğünden mürekkebdir. Hayvandahi her iki devletin Adriyatik, yani AkZemun'un birer, ikişer kath köşkleri a lar, çok iyi, yüksek, kuvvetli ve Macar deniz üzerinde haklarına ve menfaatleri rasında uzanan, bazılan mükemmel, baırkından olup kâmilen memleket dahilinne mütekabilen hürmet edileceği yazılmış zıları tamirde caddelerden dolaşarak Süden temin edilmektedir. Teçhizat gayet tır. vari Binicilik mektebine geldik. mükemmeldir. Süvariler, bizimkiler gibi Şarkî Akdeniz için İtalya ile Türkiye, Mektebin Kumandanı olan General, kasaturalı piyade tüfeği ile değil, filintaYunanistan ve Yugoslavya arasında bir beni bizzat istikbal etmek ve kapalı ma larla mücehhezdirler. Süvari binicilik emniyet misakı akdolunacağmdan bahse nejdeki talimleri seyrettirmek nezaketini mektebinden başka bir de süvari küçük den bazı yazılarda bunu nahoş gören gösterdi. Bu mekteb, bizim Süvari Binici zabit mektebi vardır. tenkidkâr sözlere tesadüf ediyoruz. Bu lik okulunun aynidir. Süvari smıfına aynhaberin nekadar doğru olduğunu bilmi lan zabitler, Harbiye mektebinden çık Süvari okulundan çıktıktan sonra, geyoruz. Fakat eğer onda bir hakikat varsa tıktan sonra burada süvari zabiti oluyor ne Zemun'da bulunan Hava limanma gitTürkiye ve Yugoslavya hesabma onun lar. Mektebde ayni zamanda, bütün atlı tik. Hava limanı, sivil, yani hava postaifade edebileceği mana, hiçbir devlete sınıflara mensub zabitlere yüksek binici larına mahsus kısımla Zemun'daki ha karşı olmaksızın bu deniz üzerinde bir em lik öğretiliyor. Gördüğüm zabitler de, va alayının karargâhına tahsis edilen kıniyet tesisi arzusundan ibaret olabilir. Bu hayvanlar da mükemmeldi. Okulun yük sım olmak üzere ikiye aynlmıştır. Solda sarih surette hakkımız olduğu kadar sul sek binicilik muallimi olan zabit, geçen posta tayyarelerine mahsus hangarlar ve ha ve insanlığa hizmetimizdir. sene bizim ekipimizi Viyana müsabaka tayyare istasyonu binası, sağda ise askeBalkan Antantının gayesi sulh ülkü larında görmüş, zabitlerimizi isimlerile rî hangarlarla alay kumandanlığı binası sünden ibarettir: Karada, denizde ve ha tanıyor. vardır. Her ikisini de ziyaret ettik. vada. Biz Balkanlılar bu ülküyü nekadar Güzel ekipinizi Viyanada zevkle, Cumartesi günü olduğundan askerî fazla milletle nekadar geniş tahakkuk et takdirle seyrettim. Ne yazık ki bazı mü tayyareler için uçuş yoktu; tayyare rnal tirebilirsek kendimizi gayemize o kadar sabakalarda şanslan yoktu. Eğer talih zemesi gözden geçiriliyordu. Fakat, Yufazla yaklaşmış, vazifemizi o kadar iyi biraz kendilerine yaver olsaydı, bütün ya goslav askerî tayyarecilerinin çok cesur görmüş sayarız. Nihayet sulhumüzü ve nşları kazanırlar, hepsinde birinci veya ve cüretkâr olduklannı ve bazı pilotla sulhu müdafaa rollerimiz deniz, kara ve ikinci olurlardı; dedi. rın, Avrupadaki aslar derecesinde, hava hava diye ayrılamaz. Bütün deniz ve haYugoslav zabitleri, henüz beynelmilel akrobatlığmda mahir olduklarını biliyorva kuvvetlerimizle birer kara devleti ol müsabakalara girmiyorlar. Çünkü, bu dum. Yugoslavlar da bizim gibi, ha duğumuz gibi bütün hava ve kara kuv müsabakalann çok ata ve çok paraya ih va kahramanlarının isimlerini zikredip vetlerimizle de birer deniz devletiyiz, ve tiyacı var. reklâm yapmak itiyadında olmadıklan Akdeniz devletleri! için, onların hakikaten yüksek liyakat ve Okul Komutanı General, izah etti: YUNUS NAD1 Beynelmilel müsabakalara yavaş kabiliyeti yabancılara meçhul kalmakta Seyahat intıbaları Yazan: Abidin Daver Zemun Süvari okulu ve Havacılık karargâhında Yugoslav süvari zabitleri, Türk arkadaşlarile atlı mâni müsabakaları yapmak ve bu münasebetle dostluk temaslarmı artırmak istiyorlar Arıburnu kıyılarına çıkan Avustralya ve Yeni Zelandiya askerleri, insanların tırmanamıyacağı zannedilen sarp yarları tırmandılar. Ve karşılarına çıkan bir bölük piyade ile bir dağ bataryasım erittikten sonra, Conkbayırına ve Kocaçimen tepesine doğru ilerlemeğe başladılar. Önleri bomboş ve açıktı. Ordu ihtiyatında bulunan 19 uncu fırkanm Kumandanı kaymakam Mustafa Kemal Bey, top seslerini duyar duymaz, hiçbir emir beklemeden, bütün mes'uliyeti üzerine aldı ve bir alayının başına geçerek en yakın top seslerine doğru yüriidü. Genc Kumandan istiş'ar ve istizanla kaybedilecek dakikalann ordu ve devlet için felâketle neticeleneceğini, çok iyi biliyordu. Mustafa Kemal Bey, kollannı sallıya sallıya Kocaçimen tepesine doğru yürüyen düşmana taarruzda, bir an bıle, tereddüd etmedi. Düşmamn sayıca ve ateş kudretince kat kat üstünlüğü, Onun çelik azim ve iradesini kıracak birşey değildi. Kayalar, nasıl en azgm dalgalardan korkmazsa Onun granit ruhu da öylece ateşten ve ölümden yılmıyordu. Genc Kumandanın yüreğindeki döğüşmek hırsmı ve yenmek imanını söndürecek hiçbir kuvvet yoktu. Mavi gözlerini kahraman askerlerinin gözlerine dikti, gok gibi gürliyen sesile onlara bağırdı: Size taarruz etmeği değil ölmeği emrediyorum. Cepaneniz yoksa süngüniîz vardır. Türk askerleri durdurulmaz ve önüne durulmaz bir savletle saldırdılar. Hücum safları bir sel, bir kayalar seli gibi ileri atılmışlardı. O yaman Anzaklar (Avustralya ve Yeni Zelanda askerleri) bütün cesaretlerine rağmen, Mustafa Kemalin askerleri önünde dayanamadılar. Onun ateşe ve ölüme sürdüğü bu harb ilâhlarının karşısmda, bizzat kahramanhk canlansa gene dayanamazdı. Türk süngüleri, güneşin bile gözlerini kamaştıran yakıcı bir parlaklıkla başka bir âlemin şimşekleri gibi çakarak muzaffer olmuşlardı. Bir avuç Türk, on misli üstün düşmanı, deniz kenarına tıkamıştı. Akşam olurken, Anzaklar pes dediler. Kocaçimen tepesile aralarında ebediyen aşılmaz ve yıkılmaz bir kale yükseliyordu: Mehmedciğin sine ve süngüsü. Türk milletini daha büyük badirelerden kurtarması mukadder olan mavi gözlü Kumandan 25 nisan 1915 günü ilk defa Boğazı ve İstanbulu kurtarmıştı. Başvekilimizin Belgrad ziyareti îngiliz matbuatı tefsirlere devam ediyor A. D. dır. Bu tayyareciler meselâ Fransada olsalar, reklâm kuvvetile büyük bir şöhret kazanabilirlerdi. Yugoslav hava ordusu, bütün mües sesat ve teşkilâtile Hava müfettişliğine tâbidir. Müfettişlik sulh zamanında Har biye ve Bahriye Nezaretine merbut olup, yalnız talim ve terbiye itibarile büyük erkânıharbiyenin emri altındadır. Memleket altı askerlik mıntakasına ayrılmış olup her mıntakada bir hava alayı vardır. Bu 6 alay 42 hava bölüğüne taksim edilmiştir. Ayrıca 6 hususî bölük ile 7 deniz tayyare bölüğü ve 3 bölüklü bir baloncu taburu vardır. 4 pilot mektebile müteaddid ihtısas mektebleri hava ordusu personelini yetiştirirler. 1936 yılı başında tayyare mevcudu şu kadardı: Bölüklerde 552 tayyare, aynca depolarda ihtiyat tayyareler, mekteblerde de 205 tayyare Yugoslavyanm Fizir fabrikalan, motörlerinin bazı kısımlannı haricden celbetmek üzere, harb tayya releri yapmaktadır. Bu fabrikayı ziyaret hususundaki arzum memnuniyetle kabul edildi; fakat cumartesi günü öğleden sonra çahşmıyordu; ziyaret başka bir güne tehir edildi. Ne yazık ki sonradan vakit bulup gidemedim. Yugoslavya havacıhğa büyük ehemmiyet vermekte olup tayyarelerin sayısını ve kudretlerini artırmak için muvaffakiyetli mesai sarfetmektedir. Zemun tayyare hangarlarında yep yeni avcı, keşif ve bombardıman tayyareleri dizilmiş duruyordu. Sivil tayyarelere mahsus hangarlann birinde, Yugoslavyanm büyük gazetelerinden Vreme'nin hususî tayyaresi de, ertesi günü Sofyaya" kadar uçarak İsmet İnönünün kabul merasimini görmek ve resimlerini çekmek üzere oraya gidecek muhabirleri götür meğe hazırlanıyordu. Nitekim, ertesi akşam Başvekilimiz Belgrad istasyonuna ayak bastığı zaman Başvekil doktor Stoyadinoviç, kendisine bu gazete foto muhabirinin Sofyada çektiği resimleri takdim etmişti. Dost Türkiyenin bir gazetecisine Belgraddaki tayyare karargâhını esran askeriye vahimesine kapılmadan gezdir mek lutfunda bulunan nazik ve candan dost Yugoslav havacılarına ve yüzbaşı Boşko P. Todoroviç'e bir defa da, bu sütunlarda teşekkür etmek isterim. Yugoslavya Akdeniz devleti i ABİDİN DAVER