CUMHURİYET 25 Nisan 1937 [ Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Tarihî tefrika : 99 Yazan : M. Turhan Tan (Tercüme ve iktibas edilemez) Bursada kozacılık Tevkifhaneden kainkişaf ediyor çanlar bulunamadı Azılı bir aşığın yaptığı marifet Harb sebeblerini izale tasavvuru I Zekâyı kör eden gurur Nihayet İbrahim Paşayı da kör ederek onu Tebriz Fatihi olmak hulyasına kaptırdı Halbuki asıl maksad, orduyu yakılıp | ya yeni bir istikamet gösterildiğini öğrenyıkılmış köyler, kurutulmuş pınarlar, çö miş ve hemen yola çıkmak kararını al le çevrilmiş tarlalar arasma düşürüp yor mışü. Bağdadı bir yana bırakıp Tebrize mak ve vaktile Yavuzun başma gelen gitmek istiyen İbrahime bir kere daha sıkıntıları tekrar ettirerek İbrahimi müş kızmış olmakla beraber «emri vakii» kakül bir mevkie düşünnekti. Onun Padi bul etmekten başka birşey yapamadı. şahla kararlaştırdığı harb plânının teme Çünkü vezir, harb plânını değiştirmek li, Bağdadın zaptı idi. Şimdi, bin dereden için müsaade istemiyordu, o değişikliğin su getirilerek o plân değiştirilir ve sonun yapıldığını bildirmekle iktifa ediyordu. da muvaffakiyetsizlik te vukua gelirse Süleyman bu durumda bir şey düşündü: Sadnazamm hem şerefü şanı, hem de ca Ordunun başında bulunmak! nı tehlikede kalmak muhakkak gibiydi. Acaba İbrahim gibi gerçekten zeki bir adam, bu kadar basit bir düzene kapılır mıydı?... Tarihin şehadetile anlıyoruz k gurur, zekâyı kör ediyor ve birçok zeki ler, kendilerini beğenmek yüzünden ahmakların yapmadığı işleri yapmak gaf letini gösteriyor. İbrahim de Ulama Paşanın sözlerine kapılmakta gecikmedi Tebriz fatihi olmak ve Bağdadı da ele geçirip katmerli bir şeref yakalamak hırsilc sık dokuyup ince elemeğe lüzum görmedi, Tebriz yolculuğuna karar veriverdi (1) İskender Çelebi bu muvaffakiyeti eld< ettikten ve Padişahın kendine danışılma dan yapılan şu plân değişikliğini hel< büyük sıkıntılar çekmeğe namzedlenen ordunun şikâyeti üzerine hoş görmiyeceğini düşünüp yürek kuvveti aldıktan sonra İbrahim Paşayı askerin ve Hünkânn gözünde küçültecek vesileler araştırmağa koyuldu. İlkin mahud «Sarasker Sultan» lık unvanma ilişti, ordu tellâllarını yanına çağırarak şöyle bir ihtarda bulundu: Veziriazam hazretlerini dile düşürüyorsunuz. Sarasker Sultan ne demek tir. Bu memlekette şevketlu efendimizden başka sultan var mıdır? Bir dahi bu ad ağzınıza almayın, Sarasker Paşa Hazret' leri diye konuşun!.. (2) Müstahsilde ümidli bir Yapılan tahkikat firari Kendisine varmak istemicanlanma ve müessese lerin Istanbulda olduk yen bir kızın yüzünü larını gösteriyor lerde faaliyet başladı ustura ile kesti Bursa (Hususî) Avrupaya koza ihracma başlanması üzerine koza fiatlannda bariz bir yükselme görüldüğünü bildirmiştim. Bu vaziyet kozacılık âleminde yeni bir hareket doğurmağa ve nevmidiye düşen müstahsile ümid vermeğe başlamış bulunmaktadır. Bunun için şimdiye kadar böcek beslemekten ve koza yapmaktan vazgeçmiş gibi görünen köylüler; Avrupaya koza sevkedildiği haberini duyunca yeniden kozacılığa atılmişlardır. Bugünlerde koza ve ipek müesseselerinde de canlı bir faaliyet göze çarpmaktadır. Meselâ: Bursadaki İpekçilik Böcekçilik Enstitüsü müdürü ve Vekâletin ipekçilik mütehassısı doktor Tahir Ertuğrul son hafta içinde koza mıntakalarmı ve köyleri dolaşmağa çıkmıştır. Adapazarında köylülerin de iştirak ettikleri böcekçilik kur sunda ders vermek üzere Bursadan Ens titü müdür muavini Azizle bir kontrol memuru gönderilmiştir. Bir asistanla kışlak memuru Sadettin de Eskişehirdeki köy kursunda böcekçilik dersi vermeğe gitmişlerdir. Ayrıca şehrimizdeki Ziraat mektebinde köylülerimizin böceklerini inficar ettirmek için bir istasyon açılmıştır. Bittabi bu istasyonda böcek tohumu fennî bir surette açılmaktadır. Karagümriikte Eskialipaşa sokağmda oturan Hayriyeye Muhiddüı admda bir gene ötedenberi âşıktır. Delikanlı, semtin en güzel kızlanndan biri olan sevgilisine mütemadiyen evlen mek teklifinde bulunur, Hayriye ise bu teklifleri reddedermiş. Aşk ile yanıp tutuşan Muhiddin, nihayet dün sabah Hayriyenin sokakta yolunu kesmiş ve: « Benimle evlenir misin?» diye tekrar sormuştur. Hayriye red cevabı vererek yoluca devam etmek üzere yürümeğe başlayınca Muhiddin son derece kızmış: « Öyle ise sana bir iş yapayım da ölüncüye kadar beni unutma.» Deyip cebinden çıkardığı ustura 3e kızcağızı yüzünden tehlikeli surette yaralamıştır. Muhiddin Hayriyenin kanlar içinde kalan yüzünü görünce ağlamağa ve: « Seni ölünciye kadar unutam:ya cağun.. Ne yapayım başkalarmın sana sahib olmasmı istemiyorum.» Diye söylenmeğe başlamıştır. Polislerin vak'a mahalline gelmekte olduğunu gören azılı âşık derhal firar etmiştir. Yaralı kız tedavi altına alınmıştır. Suçlunun yakalanması için bütün merkezlere haber verilmiştir Tevkifhaneden kaçan Av dllah ve Tevfik kaçmadan evvel beraberce çektirdikleri bir resimde.. İbrahim Paşa, kendini sultan olarak ta nıtmak istiyerek ortaya çıkardığı bu küstahça unvana îskender Çelebi tarafından yapılan açık hücumu duyunca sinirlendi müthiş bir tehevvüre kapıldı. Lâkin işin müdafaa olunacak tarafı yoktu, defter dar hakhydı. Ayni zamanda kendisi maskeyi yüzünden atmak zamanımn he nüz gelmediğine kanaat besliyordu. Bu sebeble İskender Çelebiyi bir kere daha ölüme mahkum etmekle iktifa etti ve tellâllara da Nakkaş Ali Beyin ağzile şu (1) «Iskender Çelebi, artık duşmanı mahtebliği yaptırdı: volmadıkça kendisi için selâmet olamıya Defterdar yabane söyler. Siz gene cağını aıüadı. Veziriâzamı düşürmek maksadile, reyini mumkun olduğu kadar de sahibi devlet efendimizi Sarasker Sultan lâile ve Acemden gelme Ulamanın şehadediye anınız. Ona bu unvan yakışır. tine istinad ettirerek Iran payitahtı üzeriİskender Çelebi, şu işte lüzumu kadar ne yürünülmesini te'slif etti. Umuyordu kl bu hıtta da ordunun emniyetini, yahud şeileri gittiğini anlıyarak başka cephede en ref ini muhataraya koyarak rakibinin Patrika çevirmeğe girişti. Şah Tahmasbın dişah nazarından düşmesini müstelzim işyüzüstü bırakıp gerilere çekilmesi üzerine ler yapabilsin. Tebriz Fatihi unvanile yâd olunmak hayaline kapılan Veziriazamm kolayca işgal olunan Safeviler payitahtı gururu, ıhtirası kendisini Defterdarın kurnın, Tebrizin yağma edılmesine Veziri duğu tuzağa düşürdüs Hammer yirmi azamın müsaade etmemesini fırsat saya sekizinci kitab. (2) «Bazı merhalede «Serasker Sultanın rak asker arasında propagandalar yaptı emri budur» lâfzile tellâllar nida ve münahayli hoşnudsuzluk uyandırdı. Sonra diler sada ettikçe Defterdar İskender Çelebi kendine alet yaptığı Ulamayı gene öne âkil olmağın tellâlı getirtip (Serasker Sulkoydu, sılâhla kazanılmış bir zafere isti tan) dime, Serdar Hazretlerinin emri budur, deyu çağırın, dedikçe müfsidler yetişip nad etmiyen muvaffakiyetlerin şerefsizli Vezire «Defterdar size ihanet eder, ekstkğini ileri sürdürerek Kızılcadağ boğazın liğinizi aramakla mukayyeddir, gafil olda toplanan Şah ordusuna hücum edıl man» derlerdi. Solakzade S: 488. mesi fikrini ortaya attırdı. Tebriz Fatihi unvanını hemen benimsemiş olan İbrahim Paşa bu düzene de kapıldı, on bin kişilik bir fırkayı Ulamanın kumandası altına vererek Kızılcadağ boğazma yolladı. İskender de, kendinin oynadığı rol sezilmesin diye Ulamayla be raberdi, fırkanm dümdar ku\rvetlerinin başında bulunuyordu. Kılavuzsuz yürü yen asker, cehennemî bir berzahm dar ve yalçın kolları arasında sıkışarak kol kı mıldatmağa, adım atmağa müsaid ışıkl bir saha arayıp dururken o berzahm aşılmaz kayalarla örtülü zirvesinde pusu kuran düşmanın ateşine tutulmuşlar, hemen son nefere kadar şehid olmuşlardı. İskenderle Ulama, îbrahim Paşanın zimmetine kaydolunacak bir suç yarattıklarını düşüne düşüne ve sevine sevine dönerken onun kendilerine birşey diyemiyeceğini de biliyorlardı. Çünkü vezir, bir bozgunluğu nekadar büyük olursa olsun dile almağı küçük sayacak kadar nefsini büyük gören mağrur kişiydi ! (3) Ulama, Vezirıazamın huzuruna çıkarak: «Bu diyarda asıl Kızılbaş ocağı Kızılcadağ yaylağıdır, biraz askerle girip dağını, ocağını, berbad etmek kolaydır» diyerek ve iskender de öyle söyliyerek Ulamannı emri altma verilen on bin asker o tarafa gönderildi. O koca müfsid «Buradan ötesi mamur yerlerdir> diyerek askeri dar bir boğaza sokarak ve kendisi guya nigehban olarak geride kalaraJs zavallı askeri ve atlarını telef ettirdi» Peçeviden C: 1S: 179. Demek ki Hurremden gene aynlacaktı, geceler gene yetim kalacaktı ve gün • düzler gene ışıksız bir geceye çevrile cekti. Âşık Hünkâr, kalbini Topkapı saraymda bırakıp cansız bir ten, boş bir kalıp gibi çöllere düşmekten, ayaklan ileriye doğru yürürken başı gerilere dö nen gözleri nemli ve eşine müştak ahu • lara benzemekten teessür duyuyordu. Fakat yarın gene o neş'eler kaynağı, o mes'ud zelzeleler yatağı, o binbir zevk kucağı güzelin gözünden şevk, sözünden tad ve aşkından hayat alabilmek için bugün ıztıraba tahammül etmek lâzım gehyordu. Hurrem, ışığını saltanattan alan bir güneşti, taca ilişik bir ilâhî elmastı, o güneşin canlı, o elmasın pınltılı kala bilmesi saltanatının yaşamasile mümkündü. O halde ara sıra hicran elemlerine Koza borsamızda; bu mevsimde pek göğüs vermek ve saltanat vazifelerini yehararetsiz ve durgun olan muamele; Avrine getirmek gerekti. rupaya ilk defa koza ihracma başlanması Sultan Süleyman bu düşünce ile ken gibi mes'ud bir inkişaf üzerine hararetlendini yeni bir hasret devrine hazırladı, miştir. Maamafih yalnız Bursa mıntakauykusuz bir aşk gecesi sonunda taze ve sındaki geçen seneden devrolunan 40 bin taptaze hatıralara sanlarak parlak bir kilo kadar stok koza tamamen Avrupaya askerî mevkibin başında yola çıktı, dokgönderilmemiştir. îhrac edilecek kozalar san merhale aşarak Tebrize ulaştı. Her seçilerek ve nefasetleri tayin edilerek konak yerinde babasından bir iz buluyor kontrolden geçirilmedikçe sevkedilme ve heyecanlanıyordu. Tam yirmi yıl b'nmektedir ki; ihracat başlamışken çok dikce babası da işte bu merhaleleri aşmıştı, sayısız müşkülleri yenerek ve çadırma a kat edeceğimiz en mühim noktanın bu etılan kurşunlara göğsünü açarak tek bir sas olduğunu hatırdan çıkarmamak lâzımzafer için bin sıkmtı çekmişti. Sonra?... dır. Zira; haricde kozalanmıza en küçük Sultan Süleyman, zihninde kuruldayıve bir kusur bile bulunmamak için çok agır ren bu sual işareti önünde titremekten geri ve sıkı tedbirler alınması zarureti vardıf. kalamıyordu. Çünkü 1514 seferinin so Vaktile tütüncülerimizin bu yüzden'ügnu bir hatıradan başka birşey değildi. radıklan akıbet malumdur. Onu düzeltinYavuz, tabiati ve karşısma çıkan orduları ciye kadar çekilen sıkıntı gözönüne alınayenmiş, fakat «muzaffer olmaktan baş rak koza ihracatında basit ve küçücük bir ka» birşey kazanamamıştı. Şimdiki sefer, müsamahanm bile memleket ikbsadiyatı acaba yirmi yıl öncekinden daha müs namına hiyanet telâkki edilmesini kabul bet bir netice verecek miydi?.. etmek lâzrmdır. (Arkası var) Pencere parmaklığım testere ile kes mek suretile tevkifhaneden kaçmış bulu nan Ayazağa cinayeti faili Abdullahla, amca katili Tevfiğin taharrisine şiddetle devam edilmektedir. İki katili aramakta olan zabıta kuvvetleri takviye edilmiştir. Bu şiddetli arama neticesinde katillerin izleri bulunmuş, hatta o gün kaçtıktan sonra yemek yedikleri lokanta da tesbit edilmiştir. Yapılan tahkikat neticesinde her iki firarinin İstanbulda bulunduklan anlaşılmaktadır. Diğer taraftan bu firarda ihmali görülenler hakkında da tahkikat yapıbnaktadır. Katillerin yattıklan koğuşun gardiyanı îsmail Hakkıya da dün işten el çektirilmiştir. Müddeiumumilikçe görülen lüzum üzerine mevkuflan ziyaret âdeti dünden itibaren kaldınlmış ve bu hususta tevkif hane direktörlüğüne sıkı talimat verilmiştir. Bundan sonra mevkuflarla yalnız avukatlan görüşebilecektir. Diğer taraftan aldığımız malumata nazaran tahkikat yeni bir safha arzetmektedir. Bunların pencereden kaçtıkları hakkındaki iddialar henüz tahakkuk etmemiştir. Bir demiri kopanlmış olan pencerenin üzerindeki parmak izleri tetkik edilmiş ve bu parmak izlerinin firarilere aid olmadığı anlaşılmıştır. Bundan başka pencerenin üzerindeki demirin kenanndaki örümcek ağlarının da hiç bozulmadığı görülmüştür. Eğer bu iki firarî buradan kaçmış olsalarç^ jıiç olmazsa oradaki örümcek ağlannın bozulması lâzım gelirdi. Bu vaziyete göre firarilerîn Tevkifnanenin başka bir yerinden de kaçmış olmalan ihtimal dahilinde görülmektedir. 5 ngiliz amele partisi lideri LansburyH nin Almanyanm başında bulunan Hitler ile yaptığı mülâkat bütün dünya politikasmı büyük heyecan ve ümid1ler ile çalkalandırdığı bir sırada yakın da Romaya da gidip ayni maksadla Mussolini ile de görüşecegini söylemesi Berlin mülâkatının ehemmiyetini bir kat daha artırmıştır. İngiliz sosyalistleri ve bunların en kidemli lideri Lansbury bir taraftan bütün dünya milletlerinin alabildiklerine silâh lanmakta olmalan ve diğer taraftan yüksek gümrük tarifesi, kontenjan ve kambiyo kayıdları gibi milletler arasmdaki ticareti ve dolayısile cihan iktısadiyatını dar « laştırıp milletleri sıkmtı ve asabiyete duçar eylemesi Umumî Harbden daha büyük bir felâket doğuracağı kanaatine gelmiş olduklanndan müstakbel harbin sebeblerini izale edecek çarelere vaş vurmağa lüzum görmüşlerdir. Bu maksadla Lansbury yetmiş üç yaşında olduğu halde amatör bir diplomat sıfatile, dünyamn mukadderatını elinde bulunduranlan ziyaret ederek gelecek herbin sebeblerini izale hususunda neler düşündüklerini ve ne yapabileceklerini öğrenmek için uzun bir seyahate çıkmıştı. Evvelâ Avrupanın karışık işlerinden uzakta olmayıp bir derece bitaraf ve seyirci bir mevkide bulunan Amerika Cumhurreisi Roosevelt ile görüşmüştü. Amerikadan, döndükten sonra Parise gidip Fransa Başvekili Blum ile görüştü. Daha sonra Belçikanm Başvekili olup geçenlerde îngiltere ve Fransa tarafından dünya iktısadiyatını düzeltecek teşebbüslerde bulunmağa davet olunan Van Zeeland ile temas etti. İngiliz amele partisi liderinin demok rasi rejimini muhafaza eden devletlerin şeflerile yaptığı bu mülâkatlar o kadar nazarı dikkati celbetmemiştı. Çünkü bu temaslar, bidayette demokrat memleket lerin ve parti reislerinin arasıra kendi aralannda yaptıklan alelâde görüşmeler den ibaret zannedilmişti. Bundan başka bu mülâkatların neticeleri hakkında da hiçbir malumat neşredilmemişti. Fakat İngiliz sosyalistleri liderinin, marksizmin can düşmanı Hitlerıe görüş tükten sonra mühim ve müspet neticeler efde eylemesi ve bunların iki tarafın rey ve muvafakatile resmî bir tebliğle bütün dünya milletlerine büdirilmiş olması fev kalâde bir hâdise olarak karşılanmıştır. Hitler müstakbel harbin sebeblerini izaîe maksadile şimdilik iktısadî işlere baka cak bir konferans, Amerika Cumhurreisi, yahud diğer bir büyük milletin şefi tarafından davet edildiği takdirde Almanya nin buna memnuniyet ve samimiyetle iştirak edeceğini sövlemiştir. Milletler Cemiyeti tarafından birkaç gün evvel toplanan ham maddeler kon feransına iştirak etmiyen Almanyanın şimdi daha geniş sahada dünya iktısad işlerine bakacak konferansa taraftar olması dünya işlerinin düzeleceğine ilk bir alâmet olarak ehemmiyet ve memnuniyetle karşılanmıştır. İngiliz sosyalist liderinin ihtimal bu müsaid telâkkiden cesaret alarak Romaya seyahat etmeğe karar vermiş olması gelecek harbin sebeblerini izalede Almanya ile İtalyamn kusur etmediklerini ve mes'uliyet kabul etmiyeceklerini bütün dünyaya anlatmak istediklerine delâlet ediyor. Şimdi son söz İngilterede ve işe başlamak ta Amerikadadır. îngiltere Başvekili bu devletin böyle bir konferansa iştirak etmeğe taraftar olduğunu Avam Kamarasmda söylemiş ise de muvaffakiyet ümidi olduğu derin tetkikat neticesinde anlaşılmasmı ve kâfi derecede zemin hazırlanmasını şart koşmuştur. Bu şartın kaçamak yolu olup olmadığı yakmda anlaşılacaktır. ŞEHİR tŞLERl Kanalizasyon şebekesi tevsi edilecek Kanalizasyon şebekesinin bugünkü vaziyeti şehrin ancak onda birine tekabül etmektedir. Ancak inşaata devam edebilmek imar plânınm tatbikile kabil olacaktır. Plân tatbik edildikçe şebeke de tevsi edilecek ve plânla beraber şebeke inşaatı da tamam olacaktır. Yeni yapılacak kanallar arasında bilhassa sırasile Feriköy, Yüksekkaldırım, Kurtuluş, Meşrutiyet mahallesi, Surp Agob, Dolmabahçe, Fatih ve Aksaray ciheti kanalları vardır. Yerebatan sarayraı Belediye satın alıyor . , Yerebatan saraymm Belediye tara fmdan satın alınmasına karar verilmiştir. Bina sahıblerile Belediye arasında anlaşma yapılmıştır. Haziranda ferağ muamelesi yapılacaktır. Belediye burasını temizletecek ve daha asrî bir hale koyacaktır. MÜTEFERRÎK Iplik hakkında yapılan tetkikler İktısad Vekâleti teftiş heyeti reisi Hüsnü Yaman dün bilhassa pamuk ipliği meselesi dolayısile yapılan şikâyetler ve bu iş üzerinde Vekâlet müfettişlerinin yaptığı tetkiklerle meşgul ol muştur. Heyeti teftişiye reisi bu tahkikatın sonunu alarak yarm akşam An karaya dönecektir. Vekâlet müfettişleri, iplik meselesi dolayısile Dokumacılar Kooperatifi ve Yazma ve Dokumacılar cemiyetinde yaptıkları tetkikatı bitirmişlerdir. Bundan sonra şikâyet sahibleri dinlenmiş tir. Yazma ve Dokumacılar Kooperatifi şimdiye kadar 200.000 liraya yakın pamuk ipliğini Yedikule fabrikasından almış ve piyasaya vermiştir. Bu arada bazı kimselerin kooperatıften aldıkları iplikleri yüksek fiatlarla ikinci ve üçüncü ellere devrettikleri anlaşılmaktadır. Kooperatif idare heyeti bu şahıslara iplik verilmemesine karar vermiştir. İdare heyeti yapılan şikâyetlerin bunlardan doğduğu kanaatindedir. Kooperatif dün kimlere ve nekadar iplik verdiğini bir liste ile İktısad Ve kâleti müfettişlerine vermiştir. DENİZ ÎŞLERİ Galata yolcu salonunu yapmak için bir mütehassıs getirtildi Belediye bir kömür deposu yaptırıyor Belediye tarafmdan Terkos fabrikası civarında 20 bin ton kömür alacak cesamette asrî bir kömür parkı yaptırılmasma karar verilmiştir. Kömürler buradan otomatik vasıta ile fabrikaya gidecektir. Bu husustaki proje hazırlanmaktadır. İnşaat için yeni sene bütçesine tahsisat konmuştur. Galatada yeni yapılan yolcu salonu için açılan proje müsabakasmdan iyi netice almamaması üzerine mütehassıs, mimar Prost'tan bu nevi binalarda ihtısas sahibi bir mimarın gönderilmesi istenmişti. Mimar Prost, Fransız mimarlarından Deb'i şehrimize göndermiştir. Yarm Liman idaresinde Gümrük Başmüdürile Muhafız Başmüdürü ve Em niyet beşinci şube müdürünün iştirakile bir toplantı yapılacak ve mimar Deb'e salon hakkında düşünülenler söylenilecektir. Mimar bundan sonra projesini hazırlıyacaktır. SAĞL1K ÎŞLERİ Hastanelerde yatak miktarı artırılacak tstanbul Deniz hastanesinin büyütülmesine ihtiyaç hâsıl olmuştur. Bu has tanenin yatak mevcudu üç yüze iblâğ edilecektir. Bunun için 270,000 liralık bir tahsisata lüzum görülmüş ve hazırlanan kanun lâyihası Büyük Millet Mec lisine sevkedilmiştir. İstanbuldaki hastanelerin yatak mevcudü ihtiyaca kâfi gelmediği için hü kumet, ilk fırsatta İstanbul hastanele rinde yatak adedini çoğaltacaktır. Bu meyanda Haydarpaşa hastanesinin ya tak adedi de artırılacaktır. Liman Umum müdürü Ankaraya gidiyor Liman Umum müdürü Raufi Manyas salı günü Ankaraya gidecek ve İstan bul Liman idaresine raptedilen Trabzon limanmın idarî işlerile orada yeni ya pılacak tesisat hakkında direktif ala caktır. Liman müdürü Ankaradan döndük ten sonra buradan bazı mütehassısları yanına alarak Trabzona gidecektir. Trabzonda zehirli gaz kursları açıldı Maharrem Feyzi TOGAY KÜLTÜR ÎŞLERİ Emirgânda sevindirilen yavrular ve verilen müsamereler Limanımızdan bir Rumen torpitosu geçti Dün Kraliçe Marya ismindeki Rumen torpitosu limanımızdan geçerek Akde 23 Nisan Hakimiyeti Milliye ve Çocuk nize gitmiştir. Torpitonun Pire limanıbayramı münasebetile Halk Partisi E na gitmekte olduğu anlaşılmaktadır. mirgân ocağı tarafından tertib edilen bir program da muvaffakiyetle tatbik Devlet Denizyolları memuredilmiştir. Bilhassa Eıtnrgân ilkmekteb larınm protestosu yoksul talebesine aya^kabı tevzi edilBir akşam gazetesinin yazdığına göre, mek suretile bu yavrulfer sevindirilmişDevlet Denizyolları memurlan, idare tir. Emirgân 28 inci ilk ve Rum ekalli yet mektebleri talebesine de müsamere nin müdürü Sadeddini ziyaretle maaşler sırasında hediyeler verilmiştir. Ge lanndan tenzilât yapılmasını protesto Gerçek te böyle oldu, îbrahim Paşa ce ve gündüz tertib olunan müsamere etmişler ve zam beklerken yapılan bu bu tüyler ürpertici faciaya (3) karşı ka lere Ocak idare heyeti büyük bir alâka tenzilâtın üzerlerinde menfi tesirler huyıdsız kaldı, Şirvan ve Geylân hâkim göstermiştir. sule getirdiğini söylemişlerdir. lerinin gelip eteğini öpmelerinden aldığı Yüksek Tedrisat müdürü Bunlara göre, bu tenzilâtın yapılma zevkle felâketin acısına kalbinde yer versındansa biri 1000, diğeri 1800 lira alan şehrimizde memek cesaretini gösetrdi.Fakat İsken Yüksek Tedrisat müdürü Cevad, Gü iki ecnebi mütehassısın işine nihayet der Çelebiyi öldürmek kaarnnı, için için, zel San'atlar Akademisi ve Üniversite verilmesini ve yüksek paralar sarfile perçinlemekten geri kalmadı. Sultan Süleyman, sevgili kansının lo eşkilâtma aid bazı meseleler hakkında, bir takım köhne vapurların tamirine ğusa döşeğinden kalktığı sıralarda vezı bu iki müessese müdürlerile görüşmek kalkışılmaması tasarrufu temine kâfi rinden aldığı bir mektubla seferber ordu üzere dün akşam şehrimize gelmiştir. ı gelecektir. Fransız tiyatrosunda geçen hâdise Geçenlerde Fransız tiyatrosunda verilen Yeşilay müsameresinde, vuku bulan müessif bir hâdiseden bahsetmiştik. Dün Yeşilay cemiyeti Genel sekreterliğinden aldığımız bir mektubda bizim de tasrih ettiğimiz gibi vak'a ile cemiyet idarecilerinin bir alâkası olmadığı ve hatanın mevzuubahs locayı işgal ve ricalara rağmen tahliyeden imtina eden şahıslara aid bulunduğu zikredilerek teessür bevan olunmaktadır. Trabzon (Hususî) Ordu Memleket hastanesi dahiliye mütehassısı Zeki Mes'ud buraya gelerek on iki gün zehirli gaz kurslarmda ders vermiştir. İki parti üzerine tertib edilen kurlara as kerler, Zabıtai Belediye memurlan, îtfaiye efradı, polis ve sivil halk iştirak etmişlerdir. İmtihan neticesinde 160 kişiye ehliyetname verilmiştir. Bunlardan 38 i halka konferans verebilecek derece de muvaffakiyet göstererek birincı derecede neşet etmişlerdir. Doktor Zeki Mes'ud, Orduya dönmeden halka mahsus olmak üzere zehirli gazlerle korunma çareleri hakkında üç kıymetli konferans vermiştir. Gönderdiğim resim, zehirli gaz kurslarından birine devam edenlerden bir kısmını doktorla beraber göstermekte Cum hu riyet Nüshası 5 1nıruşttır. ye için 1400 Kr. 750 • 400 » 150 > /" İÇİD .. Senelik Altı aylıl Üç aylık Biı aylık ... j i Hariç 2700 Kr. 1450 »/ 800 » ADonG Şcianı ^ Soktnr