18 Nisan 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

18 Nisan 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Nisan 1937 CÜMHÜKITET Hatayda yapılan işkence Osmanlı sarayında Cam adam Paris Başvekilin Adriyatik Rasputin! sergisine gidiyor dayanılmaz bir hal aldı M. Turhan Tan, Cinci Ho Paris gazeteleri Alman kıyılarmdaki seyahati Zindana atılan Türkler öldürülüyor Kırıkhan kaymakamı azledildi, köylerde silâh aramak bahanesile binbir türlü şenaat yapılıyor halkı Türkiyeye karşı tahrike hazırlatıyorlar [Baştarafı 1 tnd sahijede] ca hakkında değerli bir ların hareketinden memkonferans verdi nuniyetle bahsediyorlar Arkadaşımız M. Turhan Tan dün gece Şişli Halkevinde çok parlak bir kon ferans vermiş ve Osmanlılar devrinde yetişen Raspotini anlatmıştır. Çok güzide bir halk kütlesinin heyecanla dinleyip candan alkışladığı bu konferansta hayatı tahlil olunan Raspotin, meşhur Cinci Hocadır. M. Turhan Tan, bu orijinal teşbihle söze başlıyarak Cinci Hocayı doğuran içtimaî âmilleri, muhitin ne gibi şerait altmda tekevvün ettığıni tath bir belâgatle tasvir etmiş, Dördüncü Muradın kanlı saltanatından sonra vücud bulan Deli Ibrahimin kadınlar saltanatını ibretli sahnelerle canlandırmış ve Cinci Hocayı medreseden ahp saraya sokarak iki yüz elli yıl sonra yetişecek Raspotinle onun arasındaki benzerlikleri birer birer gös termistir. M. Turhan Tan, bütün konferansla rında yaptığı gibi ahbablar meclisinde veya talebe arasında konuşurcasına söz söylüyordu, bu sebeble mevzuunu son derece tatlılaştırıyordu. Cinci Hocanın mılyonlar çalışını ve sonra bu milyon ları Cellâd Kara Alinin işkence âletleri önünde titriye titriye geri verişini anla tırken bütün dinleyiciler, bir sinema filmi seyrediyorlarmış gibi heyecan içinde kalmışlardı. M. Turhanın koca tarih devresini tablo tablo ortaya koymakta gösterdiği muvaffakıyet sürekli alkışlar toplamış ve bir çok dinleyici Halkevi bakanına müra caatle üstad tarihçinin birkaç konferans daha vermesini istemiştir. Şişli Halkevi, konferans münasebetile merdiven diplerine kadar dolmuştu. Halk oturacak yer bulamıyarak geri dönüyordu. Gene M. Turhanın Kadıköy Halkevinde verdiği bir konferans dolayısile söylediğimiz gibi Halkevlerinde mutlaka büyük birer salon bulunmalıdır. Şişli Hal kevinin yeri de hazırmış. O mıntakadaki mühendisler bir yere gelip te güzel bir plân çizseler ve salonun yapılması için ilk adımı atmış olsalar nekadar iyi olur? M. Turhan Tandan sonra Neyzen Tevfık bir taksim yapmış, şöhretli musiki üstadı bestekâr Biymen Şen de arka daşlarile beraber birkaç nefis şarkı terennüm etmiftir. Şarkılardan biri M. Turhanın, biri de İhsan Raifindi ve Biymen Şen dinleyicileri gerçekten şenlendirerek dakikalarca alkışlanmıştır. Paris 17 (A.A.) Paris matbuatı, Dresd müzesinin bütün sergi müddetince şeffaf adamı vermeğe amade bulunma sından dolayı memnuniyet göstermekte dir. Paris 17 (A.A.) Propaganda genel direktörü Martier, 1937 sergisinin açılış tarihi hakkında hiçbir resmî beyanatta bulunamıyacağmı, fakat şahsî düşüncesi olarak serginin, bütün emniyet tedbirlerinin alınmasından sonra, 15 mayısa doğru açılabileceğini bildirmiştir. Amerikadan, İngiltereden, Almanyadan ve İsveçten gelen haberler, seyahat bürolarına büyük bir hücum olduğunu ;östermektedir. Yeniden sergide paviyon istiyen milletler arasında Çin de vardır. Her yerde büyük tezahürat yapılıyor Bugünlerde Romanya Kralının Belgrada gideceği, M. Stoyadinoviçin de ay sonunda Romayı ziyaret edeceği söylenmektedir kin hâdiseler olmaktadır. Bu işte muvazzaf müfreze, Türk köylerinden ağızdan dolma av tüfeklerine vanncıya kadar toplarken yanısıra kendi taraftarlarmın bulunduklan köylere haber göndererek mavzerleri saklatmak suretile açıkça tarafgirlik yapmaktadırlar. Araştırmalar esnasında Türklere akla hayale gelmedık mezalım, şenaat yapılmaktadır. Reva görülen bu kötülükler tekmil Hatayda derin akisler ve nefret uyandırmaktadır. Bütün bunlar adeta büyük Türk kütlesini isyana tesvik eder mahiyettedir. Türklere reva görülen zulüm ve işkence Şam 17 (Hususî) Kınkhanda ve Antakyada millî dava yüzünden hapse dilen 25 genc Haleb hapisanesinde en feci şartlar içinde zulüm görmektedirler. 25 genc gayet dar bir odaya tıkılmıştır. Bunlar yenn darlığından yatamamakta ve bir dakika bile hava almak üzere odadan dışan çıkarılmamaktadır. Genc Türklerin çektikleri kâfi gelmiyormuş gibi daha fazla tazyık yapılması ıçin Ha lebdeki Fransız jandarma kumandanlı ğından lâzım gelenlere emirler verilmiş tir. adi, en cahil, en rezil iftiraları propaganda mevzuu haline koymak bir marifet sayılmaktadır. Bir taraftan Irakta, Filistinde, Mısır da, Süudî Arabistanda, şarkî Erdünde Suriye lehine bir cereyan husule getirmek için Arab vahdeti propagandaya mer kezi sıklet yapılmakta ve din unsuru mukabil taarruz silâhı addolunmaktadır. Guya resmen Türkiye rejımınin izahı maksadile vücude getirilmiş olan bu propagandanın tesbit edılmiş olan ana hatları şunlardır: Türkiye dinsizdir, Türkiyede dine istihfafla muamele yapılmaktadır. Arab lık hakaret görmektedir. Türkiye arazi taksimi yaparak bolşevik olmuştur. Türkiyede inhisarlar vardır. Kadına hürriyet verılmiştir. Şapka giyilmektedir. Yeni harfler kabul olunmuştur. Şarklılığa karşı husumet gösterilmektedir. Türkiye arazi tevsii emeli beslıyor. Arab propagandacılan bu tezler üzerinde çalışmaktadırlar. Vaızlar, nutuk lar, makaleler, bu esasa göre hazırlan maktadır. Propaganda merkezi için bir radyo yapacaklar Nasıl propaganda Şam 17 (Hususî) Hususî propaganda faaliyetini daha esaslı bir şekilde Lâzkiye 17 (Hususî) Merkezî Şamda, şubeleri şimdilik Haleb, Hama, tanzim için bir radyo meıkezinin tesisi isHumus, Dırzorda olmak üzere Suriye tenmektedir. propaganda faaılyeti resmî surette ışe Propaganda hangi dille başlamıştır. Evvelce bu teşekkül daha huyapılacak? susî mahiyette idi. Propaganda teşkilâtıHaleb 17 (Hususî) Suriyede yanın maksadlan şunlardır: Suriye aleyhin pılacak propagandanın dili Vataniler ade intişar eden her türlü neşriyata cevab rasında münakaşa mevzuu olmuştur. Provermek, Suriye içindeki neşriyatı takib pagandanın yalnız arabca ile yapılmasınetmek, millî davalar aleyhine yapılan da ısrar eden müfrit Vataniler ayni zaneşriyata cevab vermek, Suriye hakkın manda dıl propagandası da yapılmış olada yabancı memleketlere malumat ver cağına kani bulunmaktadırlar. mek, Suriye halkını tenvir etmek, Suri Diğer bir kısım propagandanın türk yeye muarız devletlerin dahilî ve haricî çe, arabca, ermenice yapılmasında ısrar politikalanm, ve bilhassa dahilî rejimleri etmektedirler. ni bütün teferruatile Suriye halkma izah Türk isimlerini değistiriyorlar etmek, Suriyeye göz dikmiş devletler Hama 1 7 (Hususî) Hususî adları halkını tenvir etmek. '""•' "Ttirkçe otan mevkilerm ve köylerin isimle yapacaklarmış? Cam adam acaibi seb'adan biri sayılBaşvekıhmmn büyük tezahüratla karşılandığı Bosna Saraydan güzel bir manzara mağa lâyık ve Yirminci asra şeref veren İBaştarafı 1 inci sahifede] bir Alman eseridir. Bu eseri vücude getidinoviç Kont Ciano'nun Belgrada yaptıline davet etmiştir. ren meşhur Alman teknisyeni, ona bu ğı ziyarete mukabele için gelecek ve bu Başvekilimizin refikasmm günkü mükemmeliyetini verebilmek için münasebetle Arnavudluk hakkında yapıseyahati tam altı sene fasılasız çalışmıştır. lan anlaşmayı tamamlamak üzere siyasî Belgrad 17 (Hususî) Türkiye Cam adam, baştanbaşa camdan ya , müzakereler cereyan edecektir. Başvekılinin refikalan bugün öğleden pılmış, kusursuz bir insan modelidir. InBuna binaen Kont Ciano'nun Tiran'a evvel Bokokotovska'dan Mostor'a mu san vücudünün dahilî teşekkülâtı, azanm seyahati hakkındaki şayialar mevsimsizvasalat etmiş, merasimle karşılanmıştır. bütün hareketleri en ufak teferruatına dir. Zira bu ziyaret önümüzdeki YuBaşvekilimizin Saray Bosnada kadar görülmektedir. goslav îtalyan müzakereleri neticesine töylediği nutuk ı bağlı bulunmaktadır. İlk defa 1935 senesi ilkbahannda, Belgrad 17 (A.A.) Başvekil IsBerlin 17 (A.A.) Alman ajanBerlin Hıfzıssıhha sergisinde teşhir edılen met înönü Saray Bosnada şerefine verisınm Romadan aldığı malumata göre, cam adam, yüz binlerce seyirci celbetmiş len Jyafette söylediği nutukta iki memve o tarihten sonra bütün düyaya şöhret leket arasındaki dostluğun sağlambğım Stoyadinoviç'in Roma seyahati hakkında henüz kat'î bir şey tesbit edilmemiş salmıştır. tebarüz ettirmiş, Yugoslav ordusunun çok tir. Almanlar, bilâhare bundan iki tane kuvvetli olduğunu ve bu ordunun dostludaha yapmışlardır. Bunlar şimdi dünyayı ğu bir bahtiyarlık teşkil ettiğini söylemiş Romanya Kralı da Belgrada dolaşmakta ve her gittikleri yerde müze ve Yugoslavyanm kuvveti bizim de kuvgidecek ler ve sergiler tarafından kapışılmaktadır. vetimizdir, demiştir. Bükreş (Hususî) Türkiye Başve Cam adam, dahilî azasmın hareketini, hususî bir takım tertibatla işliyen synch ronise gramofon plâklarile de bizzat tarif ettiği için, Paris sergisinde bu tarifleri fransızca olarak yapması lâzım gelmek tedir. Fransanın Berlin sefiri M. Pon cet'nin ısrarlan üzerine Fransaya gönderilmesine bizzat M. Hitler tarafından müsaade edilen cam adamın fransızca plâkları da hazırlanmıştır. M. Stoyadinoviç ay sonunda Romaya gidecek Roma 17 (A.A.) Havas bildiriyor: Stoyadinoviç'in bu ay sonunda Romaya geleceği bildirilmektedir. Tarihi he nüz tesbit edilmemiş olmakla beraber, Yugoslavya Başvekilinin 30 nisanda muvasalat edecegi zannediliyor. Stoya kili Ismet İnönünün Belgrad ziyareti bittikten sonra Romanya Kralı Karol Belgrada gidecek ve Yugoslavya Naibi Kralisi Prens Pol'a iadei ziyaret edecektir. Kral Karol'ün bu ziyaretine büyük bir ehemmiyet atfedilmektedir. Bu ziyaret esnasmda İtalya Romanya ve Maca ristan Yugoslavya arasında akdedilmek istenilen misaklar meselesi görüşülecektir. Bütün bu teşkilâtm tek hedefi Türkiyeye karşı halkı tahriktir. Vataniler git gide kuvvetlerini kaybetmektedirler. Halkta Türkiyeye karşı sempati hissi günden güne kuvvetlenmektedir. Bunun önüne geçmek için Türkiye aleyhinde en ri değiştirilecektir. Azaz, Kudretdağı, Cerablus, Elcezire mıntakalarında bugün isimleri türkçe olan yüzlerce köyün ismi arabcaya çevrilmektedir. Bu yerlerin isimlerinin tesbiti için kaymakam ve belediye reislerine emirler verilmiştir. Namus yüzünden Izmirde bir çocuk, annesini ağırca yaraladı îzmir (Husu sî) Keçecilerde Şerefiye sokağın da, 13 yaşında Kemal namında bir çocuk, annesi Hedi yeyi tabanca ile vurmuştur. Kadın, hastanededir, ölmek üzeredir. ^ m Facia, Namus f endişelerinden doğ A n a s ı m m r a n muştur. Çocuk, hâ Kemal diseyi şöyle anlatıyor: Babam Mehmed şark vilâyetle rinden Kemalpaşaya gelmiş, annemle orada evlenmiştir. Bilâhare İzmire geldık. Annem burada, bazı uygunsuz hareketlere başladı. Bazı erkeklerle konuşuyor du. Hatta bunlardan birinin evine bile kaçtı, bilâhare döndü. Babam da, ben de onu doğru yola getirmeğe çalışıyor duk. Anam, nihayet akrabamızdan Çolak Hüseynin evine kaçtı. Ben kahveci çıraklığı yapıyordum. Biriktirdiğim para ile bir tabanca almıştım. Anamın son marifeti üzerine babama: Bu işin sonu nereye varacak? Dedim. Babam, benden şüphelenmiş olmalı ki: Sakın oğlum, dedi. bir şey yapa yım deme. Allah onun cezasını vere cektir. Hüseyin evine gidip anneme, eve geîmesini söyledim. Evde Hüseynin çocuğu da vardı, Başka birşey söyliyemedim. Ertesi gün (hâdise günü) tekrar gittim. Annem yalnızdı. Yırtık çorabımı dik mesini söyledim. O çorabı dikerken, tekrar: Eve gelmiyecek misin bu hal ne olacak? Dedim. Sen karışma! Demesin mi?.. Zaten kafam altüsttü. Tabancamı çekip ateş ettim. Ne oldu bilmiyorum, bıraktun, kaçtım, sonra yakalandım. Ölürse de müteessir olmam. Bu bir namus meselesidir. Başka türlü temizlenme yolunu bulamadım. Adliye, her ihtimale karşı çocuğun babasile kahveci Osmanı da zannaltına almıştır. Montreux'de IBaştaraft 1 inci sahifede] anlasma Habsburgların îadesi [Baştarafı l inci sahifese] eden beyanatında, Habsburg hanedanmı temsilen Avusturya tahtına çıkması meselesini şu suretle izah etmiştir: « Biz hükümdarlık rejimini iade etmek bahsinde hiç kimse aleyhinde, hiçbir komşumuz, yahud hiçbir mistik aleyhinde hareket etmiyoruz. Bizim nazarımızda, bu meselede harici alâkadar eden bir nokta yoktur. Bu, sırf dahilî, sırf Avus turyayı alâkalandıran bir iştir. Hayır, hiç kimsenin zararına hareket etmek istemi yoruz. Rahatça çalışmak için sulh ihtiyacımız vardır. Bugün, bütün devletîer, herşeyi yeni baştan yapmak zaruretindedirler. Sosyal programımız, işçi sınıfile orta sınıfları kaynaştıracaktır ve herkese, partiler rejiminde alabileceğinden fazla haklar vermeğe muvaffak olacaktır. Işçi smıfı meselesi, bizce, sade ekonomik değil, ayni zamanda hukukî bir meseledir. Bunu istatistiklerle değil, esasın San'atkâr Şadi dün gece Fransız tiyatrosunda Yeşilay Cemiveti menfaa dan, yani adalete, nısfete ve hayata uytine verilen bir müsamerede «Sekizinci» piyesini temsil etmiştir. Büvük san'at gun şekilde halletmek gerektir. kârm, sahneye çıkması büyük bir hâdise olmuş, tiyatroyu dolduran Şadinin Biz, insanlarm hayattaki vazifelerine müştakları bu eşsiz san'atkârı mütemadiyen alkışlamışlardır. Yukarıki resim müsavi haklar vermek istiyoruz. Bu, na ler «Sekizinci» den iki sahneyi göstermektedir. zarî değil, insanî bir hal tarzıdır; maddiyetçi değil, spiritüalisttir. İktısadî buhran bütün sınıflar arasındaki derin tesanüdü ispat etmiştir. Bu buhran, şahsî menfaat namına çalışılıp umumî menfaatin ihmal Belgrad 17 (A.A.) Evvelki gün Atina 17 (Hususî) Atina Üniversiedildiği iktısadî liberalizm devrinin geçtitesının yüzüncü yıldönümü münasebe talebeler arasında vukubulan arbedeler ğini bazı patronlara öğretmelidir. İşçiye, tıle yapılacak merasıme başlanmıştır. yüzünden Zagreb Üniversitesi muvakkamarksizmin yaptığı gibi herhangi iktısadî Öğleden sonra muhtelif üniversitelerin ten kapanmıştır. menafi değil adalet tevzii lâzımdır.» mümessilleri şerefıne bir çay zıyafeti Polis, tahkikat yapmaktadır. verilmiş, mümessiller birbirlerine takdim edilmiştir. Maarıf Nazırı Yorgako Bükreş elçimizin Antonesco Taş devrinden kalan kalpapulos merasimin başladığını ilân ederek şerefine verdiği ziyafet zan atölyesi Üniversitenin ilk rektörile muhtelif zaBükreş 17 (A.A.) Dün akşam Viyana 17 (A.A.) Graz'lı bir âmanlarda rektörlük etmiş olanların i Türkiye elçiliğinde elçi Tanrıöver ve lim, içinde henüz araştırma yapılmamış simleri yazılı olan dört sütunun örtü bayanı tarafından Rumen Dış İşleri Balerini açmıştır. zannedilen bir mağarada tarihten önceye kanı Antonesco ve bayanı şerefine bir ziaid gibi görünen duvarlara raslamış ve Gece Atina ve Selânik Üniversiteleri yafet verilmiştir. mühim bir keşif önünde bulunduğunu satalebelerinin yaptığı fener alayını Kral Romanya Dış İşleri genel sekreterile ile bütün nazırlar ve ecnebi mümessilnarak bunlan yıktırmca birçok alât ve eleri Üniversitenm kapısı önünde sey Yunanistan, Yugoslavya, Polonya elçi devat meydana çıkmıştır. Bunun bir kalleri ve bayanlan, İtalya ve Fransa ata retmişlerdir. pazan atölyesi olduğu sanılmaktadır. şemiliterleri, Türkiye elçiliği ileri gelen Fransız Maarif Nazınna leri ve tanınmış Rumen ailelerine mensub • Mersimin modellerİDİ seçmek • verilen nisan diğer bazı zevat bu ziyafette davetli olaÜ2ere PARiS'e gitmiş olan Atina 17 (Hususî) Atina Üniver rak bulunmakta idiler. Bayan KORNİLİA MANGO sitesinin yüzüncü yıldönümünde Franşehrimize avdet etmiş ve BeyoğSir Phipps Pariste sayı temsil etmek üzere buraya gelen lundaki "MODES CORNiLiA,, maFransız Maarif Nazırı Jan Zey'e Yunan Paris 1 7 (A.A.) Yeni İngiliz Büğazasında zengin çeşitlerini teşhir Kralı, Fenix nişanının büyük istavroz yük Elçisi Sir Eric Phippe Parise geletmeğe başlamıştır. rütbesini vermiştir. miştir. San'atkâr Şadinin dün geceki temsili Projede, adliye makamatmın kullana mıştır. Metin, salı günü konferansın umu cağı resmî dil, arabca, ingilizce, fransızca mî encümenine tevdi edilecektir. ve italyanca olmak üzere teklif edilmek tedir. Mahkeme kararları, arabca ve diMısır hükumetinin teklifi ğer üç lisandan birile yazılacak, ihtilâf Mısır kapitülâsyonlarınm ilgasmı mü halinde arabca metin muteber olacaktır. zakere etmek üzere toplanan Montreux Projenin mütebaki on maddesi, mah konferansını, ilga keyfiyetinin esasından keme azalannın tayin ve terfii şekillerile fazla, bir kapitülâsyon abidesi halinde maaşlarından, yaş hadlerinden, muhakemevcud muhtelit mahkemelere dair olan me ve müdafaa usullerinden bahsetmekte tadilât meşgul edecektir. ve on beşinci maddeden yirminci madde Mısır heyeti murahhasası, adliye teş ye kadar olan kısım müddeiumuilik teşkikilâtı hakkında konferansa sunduğu pro lâtına dair bulunmaktadır. jede bugün Mısırda mevcud muhtelit Bu kısım, muhtelit mahkemeler nez mahkemelerin, kapitülâsyonların ilgasm dinde bir müddeiumumilik teşkilâtı buludan sonra alacağı yeni şekle dair esaslı nacağını zikretmektedır. Müddeıumumi • tadil tekliflerinde bulunmuştur. lik teşkilâtı için istenilen salâhiyetler çok Mısır heyetinin 45 maddeden mürek vâsi olduğundan, bu kısım, projenın en keb olan bu projesinin birinci maddesi, mühim kısımlanndan addedilebilir. muhtelit istinaf mahkemesile, Kahire, İsAdlî projenin 21 inci maddesi muhtekenderiye ve Mansure muhtelit bidayet lit mahkemelerin salâhıyetı bahsıne tah mahkemelerinin, şimdiki kaza dairelerile sis edilmiş ve bu mahkemelerin davaları beraber ipka edileceğini söyledikten son nı rüyet salâhîyetini haiz oldukları «yara, ikinci maddeden itibaren, bu ipka bancı» ların, projeye merbut lıstede sa • keyfiyetinin bağlı bulunduğu şeraiti say yılı devletlerin tebaalarından ibaret ol maktadır. duğu söylenmiştir. Ayni madde, «tebaa» tabirini, ancak vatandaş haklarına sahib İstinaf mahkemesinin on yedi azasın dan, ecnebi olan 11 azanm yeri, tekaü olanlara münhasır kılmaktadır. ve «mahde sevk, vefat, istifa gibi sebeblerle veya mi» ve «tebaa» haklanna sahib olanlan sair suretlerle münhal kaldıkça buralara istisna etmektedir. Mısırlı aza nasbedilecektir. Diğer muhteProje, vakfa aid işleri muhtelit mahlit mahkemeler hakkında da ayni şekilde kemelerin salâhyieti haricinde bırakmak muamele yapılacaktır. tadır. Yunan Üniversitesinin 100 üncü yıldönümü Zagreb Üniversitesi kapandı talihe komanda etmek ve fnsanın kendi gemisinf istediğr hedefe yunjfebllmektir. Sağlam sinirler müthiş hayat mücadelesinde muvaffakiyetin en Tyf teminatıdır» Binaenaleyh sinirlerinizi Bromural .Knoiı» îte kuvvetlendfrinîz, bunun müsekkın ve mukavvf tesfrf her ı'ste Hîç bir zararı yoktur ve alışıklık vermez, tO ve 20 komprîme)? hart tupItrde eczanelerde rece'c >le satılır. Knoll A,G., kîmyevi maddeler fabrikaları, Ludwigshafen s/Rhîn.

Bu sayıdan diğer sayfalar: