9 Nisan 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

9 Nisan 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9 Nisan 1937 CUMHURİYET SON HABERLER... TELEFON TELGRAF v« TELSiZLE Ankarada yeni bir mahalle kuruluyor Yapı kooperatif i halk için taksitle evler yapıyor Ankara (Hususî) Ankara Bahçeli Evler Yapı Kooperatifi, İstasyonla Gazi çiftliği arasmdaki asfalt yol üzerinde asgarî üç yüz evlek bir mahalle kurmak hususundaki projesini mevkii tatbika koymak üzeredir. Kooperatif, mahalenin yapılacağı 321 bin metro murabbahk büyük arsayı pek ucuz bir fiatla satın almış ve Emlâk Bankasile yaptığı mukaveleye müste niden inşaata başlamak üzere iken Belediye, seçilen yerin Ankarayı imar plânının haricinde kaldığmı ileri sürerek su, havagazi ve elektriğin oraya kadar getirilemiyeceğini ve mahallenin iç yollarının yapılamıyacağım bıldirmiş tir. Seçilen yerin devlet mahallesine ve şehrin merkezine asfalt yollarla bağlı bulunması ve kooperatıfin mahalle içi yollarını da yapmağı taahhüd etmesi üzerine mahalle plânı Başbakan İsmet İnönünün yüksek himayelerile îcra Vekilleri Heyetince tasdik edilmiş ve bu plân dairesinde inşaata müsaade olunmasına karar verilmiştir. Kooperatif, her ailenin ihtiyacma tekabül etmek üzere beş tip üzerine yüz elli evin inşasma mayıs aymda baslıyacaktır. Bu evlerin faizi de dahil olmak üzere fiatlarile ayda verilecek taksitleri şunlardır: Bir kat üzerine dört odalı ev; 4000 lira, aylık taksit 40 lira. İki kat üzerine dört oda 5700 lira. aylık taksit 57 lira. İki kat üzerine beş oda 6800 lira, aylık taksit 68 lira. İki kat üzerine altı oda 8000 lira, aylık taksit 80 lira. iki kat üzerine yedi oda 9500 lira, aylık taksit 95 lira. Kooperatif. bu fiat ve taksitlerle, ortaklarmın halen vermekte olduklan ev kiralarile kendilerini on senede ev bark sahibi kılmaktadır. Mahallenin merkezden kaloriferle ısıtılması için tetkiklerde bulunulmakta dır. Kooperatif, ortaklarmın medenî ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayrıca iki tenis kurdu, patinaj yeri, yüzme havuzu. çocuk oyunu bahçesi. mekteb, ku lüb, kazino, hâl ve umumî garaj da yaptırmaktadır. Ana asfalt yola 350 metro cephesi ve bir kilometro derinliği bulunacak olan mahallenin iç yollarının da asfalt ya pılmasma karar verilmiştir. Otobüsler muntazam seferlerile burasını şehrin merkezine bağlıyacaklardır. Mimar profesör Yansen'm eseri bu lunan mahalle plânının çevresinde on iki metro genişliğinde otomobil ve arabaların geçemiyecelkeri ağaclıklı yeşil bir saha vardır. Bu sahanın vücude getirilmesile mahalle toz ve topraktan kurtanlmış olacağı gibi sekenesinin de park ihtiyacı bertaraf edilmiş buluna caktır. Kooperatif evlerden başka ortaklarının da asgarî ev bedeli miktarında ha yatlarını sigorta ettirmek mecburiyetini vazetmiştir. Bu suretle ölecek ortağm aile veya veresesine. müzayakaya düş meden eve tesahüb etmek imkânlan hazırlanmıştır. Sonbaharda, belki Cumhuriyet bay rammdan evvel. Ankaramız. Çiftlik yolu üzerinde yeni ve modern bir mahalle daha kazanmış olacaktır. Beynelmilel ekonomi konferansı toplanacak Fransa ve İngiltere tarafından yapılan teşebbüsler Cenevrede büyük bir alâka ile karşılandı Cenevre 8 (A.A.) Muhtemel bir beynelmilel ekonomik konferansm ihzarı için Van Zeeland nezdinde yapılan lngiliz Fransız teşebbüsü neticesinde vü cuda gelen hareketler, burada büyük bir alâka uyandırmıştır. Halen Cenevreye gelen haberlerden anlaşıldığına göre son günlerde ifşa edilen bu hareketın meb dei, kânunuevvelde Londrada Van Zeeland ile İngiliz zimamdarları arasında cereyan eden bazı mülâkatlardan çık maktadır. Bu görüşmelerden haberdar tutulan Fransız hükumeti, biraz sonra, Londra ve Brükselin arzularına ve niyetlerine tam muzaheretini bildirmiştir. Cenevrenin beynelmilel makamları, geçen hafta dolasan şayialar hilâfına olarak, Fransız İngiliz Belçika teşeb büsünü bir tarafa bırakır mahiyette te lâkki eylemektedir. Bununla beraber, Amerika, Birleşık devletleri hükumetinin Van Zeelandın gayretlerine elinden geldiği kadar yar dım edeceği hususunda herkes emindir. Milletler Cemiyetine gelince, bu müessese bugün Almanya ve Italyanın her türlü Cenevre teşekkülleri ile hiçbir teşriki mesaide bulunmaları dolayısile, ekonomik bir konferans için bu hükumetler nezdinde istimzacda bulunmak lehinde Londra, Paris, Brüksel hükumetlerinin düşündükleri çareden daha emin bir çare mevcud olmadığını tamamile kabul et mektedir. Bununla beraber, Cenevrenin Van Zeelandın vazifesini kolay olarak ve beynelmilel ekonomik konferansının içtimaını da pek yakın olarak telâkki etmekte bulunduğu söylenemez. Fakat böyle bir zamanda böyle bir takım ihzarat dahi dünyada beynelmilel itimadın yeniden başlamasına yardım edecek müsaid bir hava yaratmadan hali kalmıyacaktır. Londra 8 (A.A.) Başvekil Bal dvin beynelmilel ticarete engel olan mânialann kaldırılması imkânlarına dair beyanatta bulunarak demiştir ki: « Şimdiye kadar hiçbir ecnebi devlet beynelmilel bir konferansın toplanması için îngiltere nezdinde teşebbüste bu lunmamıştır. Ancak İngiliz ve Fransız hükumetleri kontenjanların hafıfletilmesi \e ticarete mâni olan diğer engellerin ilgası hakkında muhtelif hükumetler nezdinde istimzacda bulunmasını Belçika Başvekili Van Zeelanddan rica etmiş lerdir. Şimdilik beynelmilel bir konferans toplanması derpış edilmiyor. Kralın tac giyme merasiminden sonra împaratorluk konferansı milletler arasında bir teşrıki mcai meselesini görüşecektır. Sinema, roman, tiyatro Yıllanmış bir şüphe var: Sinema, tiyatroyu öldürecek mi? Bu şüphe, ikide bir, dünya gazetelerinin sahifelerinde hortlar. Tiyatro gişele rinin önündeki hazin tenhalığa mukabil, sinema gişelerinin önündeki mahşer kalabalığı, halkın rağbetini san'atta muvaffakiyetin bir tek ölçüsü telâkki edenlere bu endışeyi verıyor. Davayı bu iki nevi sanatın kasaları arasında değıl, mahiyetleri arasında görenler için, sinema, tiyatro nun rakibi olmak şerefini henüz ne kazanmıştır, ne de bundan sonra kazanacağı vardır. Bunlar kardeş san'atlardır, fakat bırbirlerine rakib değildirler. Tiyatroyu pek çok sevdikleri halde sinemadan pek az hoşlananlar büyük bir yekun teşkil ederler. Bunlara göre sınemanın tiyatroyu öldürmesi ihtimali yoktur. San'at tarihinin affetmiyeceği böyle bir cinayet, en kabasaba melodram mevzuu kadar inanılmaz ihtimaller serisi içindedir. Bu ihtimali kabul edenler sinemayı tiyatronun bir tekâmülü farzediyor: Beyaz perdede mesafe geniş, manzara zengin, tabiat dekoru hakilidır; tiyatronun r muka\ vadan ağacları ve muşambadan tarlaları yerıne ağacın ve tarlanın kendisi kaim olmuştur. Sinemanın kâinatı tiyatro sahnesi gibi dasdaracık bir odadan ibaret değildir. Hayat beyaz perdede en hakikî dekorlarile, şehirleri ve sokaklarile, kalabalıklan ve bütün kımıldanışlarile en çeşidli mizansenlere müsaid bir zenginlık ve tabiilikte görünür. Fakat sinema bu tarafile tiyatroya değil ancak romana kafa tutabilir; çünkü tiyatrodan ziyade roman, aksettırdıği vak'aların, hareketlerin ve manzaralann çokluğu ve değişikliği itibarile sinemaya daha yakın bir bünyeye sahib farzedilebilir. Hakıkatte sinema ne romana ve ne de tiyatroya halef olmak istidadındadır. İnsanın muhitinden ziyade iç dünyasına sokulmak istiyen romanm girdiği ruh katları arasında sinemanın objektifine ak sedebılecek hiçbir manzara yoktur; ro man görünenden ziyade görünmiyeni göstermek san'atıdır ve onun dekoru, meçhulü çizgilendiren canlı bir şekil manzumesı olduğu nısbette mevzuuna yaraşır; görünenden görünmiyene giden bir köprü işini yapar. Bunun içindir ki sinema inkişaf ettıkçe roman, ona mevzuunu ve şerefini kaptırmamak için, kendisi vakalarını ve manzaralarını girift, ince ve diblere dalan bir tahlilin emrinde kullanmaya mecbur olacaktır. İnsanın yalnız dışarı görünüşlerini, hareketlerini ve muhitini hikâye etmekte kalan roman nevileri, sinemanın daha az canlı bir tekrarı olduğu için itibannı kaybediyor. Roman, beyaz perdenin daima dışansında kalan tahlil imkânına sahib oldukça ve sahib olduğu nisbette onun rekabetinden korkmıyacaktır. Tiyatro ise karşımızda konuşan ve kımıldıyan roman sahnelerinden başka nedir? Tiyatroda romanm mevzuu teksif edilmiş, manzaraları dekor haline geti rilmiş, tahlilleri şahısların ifadeleri içine nakledilmiştir. Tiyatro kımıldıyan ve konuşan bir edebiyattır. Manzaradan ziyade söze güvenir. Sinemada ise aksi: Sözden ziyade manzaraya itibar edilir. Ti yatro sözden fedakârlık ederek manza rasını zenginleştirdiği takdirde sinemanın taklidine ve sinema da manzaradan fe dakârlık ederek sözlerini zenginleştirdiği takdirde tiyatronun taklidine düşmüş, yani her ikisi de maksadlanna ve mahiyetlerine ihanet etmiş olurlar. Sinema tiyaironun fotoğrafa çekilmiş bir kopyası olsaydı, sahne ile gözlerimiz arasında ob jektifin kâhyalığına ne ihtiyacımız olurdu? Sinema, tiyatro ile roman arasında, ikisinin de gözle idraki daha kolay unsurlannı birleştirerek, düşünmeden an lamak, yani sadece duymak istiyen ka labahklara hayat vehmi veren bir san'attır. Bir bakışta anlaşılmak bahtiyarlığından gelen bir güzelliği ve bayağılığı vardır. Bizden, objektifinin sürati nisbetin de enstantane bir düşünce, yani üstünkörü bir seziş ister ve fazla bir tahlile fır sat vermez: Durup dinlenmeden değişir, hâdiselerin birinden ötekine atlar ve ve himlerin fasılasız tevalisi içinde zekâmızın merkezini uyutarak sathını oyalar. SAN'AT Roosevelti bir endişe sardı bir buhran yaratmasmdan korkulmaktadır Peyami Safa Teslihat yarışınm yeni Parsite çıkan L'intransigeant gazetesi, Amerika Cumhurreisi Ruzvelt'in, iptidaî madde fiatlannın tereffüü karşısında bir mücadele açtığından bahis bir yazısında diyor ki: İngiltere başta olmak üzere hemen bütün devletlerin yeni bir silâhlanma yarışma çıkmaları, dünya piyasalannda iptidaî madde fiatlannı, bilhassa bakır, kurşun, kalay ve çinko fiatlannı yükseltmıştir. Bakırın yükselmesi, Amerikanın bakır ihrac eden baslıca memleket olması do layısile Amerikalıların lehine bir hâdise olmasma rağmen, Reisicumhur Ruzvelt bu vaziyetten hiç te memnun değildir. Çünkü, bu ifrat derecede tereffüden sonra ifrat derecede sukutun başgöstereceğini yakından bilir. Selefi olan Hoover'i, Beyazevden uzaklaştıran sebeb 1929 daki fiat sukutunun sebeb olduğu buh randır ve M. Ruzvelt ayni âkıbete uğ ramak arzusunda değildir. Alman İktısad Nazırı Brüksele gidiyor Brüksel 8 (A.A.) Almanya İktısad Nazırı doktor Şaht önümüzdeki hafta zarfında Brükseli ziyaret ederek, Belçika ricalile temaslarda bulunacaktır. îngiltere Hariciye Nazırı da Brüksele gidecek Londra 8 (Hususî) İngiltere Hariciye Nazırı Eden Belçika Başvekili Van Zeeland ile görüşmek üzere nisan sonunda Brüksele gidecektir. Kâğıd hakkında Amerikadaki grev Kanadaya da geçti verilen karar Bazı cins kâğıdlar klering listesine alındı Ankara 8 (Telefonla) Genel ithalât rejimi kararnamesinin kâğıda mü teallik maddeleri İcra Vekilleri Heye tince tadil olunmuştur. Kararnameye göre gümrük tarifesinin C 324 pozisyonuna giren sarı saman kâğıdı, esmer hamur kâğıdı, karbonla boyanmış sıyah kâğıdk r klering listesine ahnmıştır. C 324 pozisyonunda bulunan san saman kâğıdı, esmer hamur kâğıdı, karbonla boyanmış siyah kâğıdlardan maadası İktısad Ve kâletınin müsaadesine bırakılmıştır. A 328 pozisyonuna giren terkibinde asgarî fc 50 odun hamuru veya paçavra ha muru bulunan kâğtdlar klering listesine alınmış, A 328 pozisyonuna giren terkibinde ^c 50 den az odun hamuru veya paçavra hamuru bulunan veya sellülozdan mamul bulunan kâğıdlar İktısad Vekâletinin müsaadesine bırakılmıştır. Tarifenin C 341 pozisyonuna göre metro murabbaı 800 gramdan ağır olan düz mukavvalar, her ağırlıkta san saman mukavvası, esmer hamur mukavvası. her nevi oluklu mukavvalar ve mensucat ar tıklarile yapılan elâstikî mukavva larla B 342 pozisyonuna giren yalnız metro murabbaı 600 gramdan fazla olanlar klering listesine alınmışlar dır. C 341 pozisyonuna giren metro murabbaı 800 grama kadar oluklu olmıyan mukavvalar ile B 342 pozisyonuna giren metro murabbaı 300 gramdan 600 grama kadar olanlar ve A 342 pozisyonuna girenler İktısad Vekâletinin müsaadesine bırakılmıştır. Fabrika işgaline karşı tedbirler alınıyor Detroit 8 (A.A.) Henry Ford, Ford müessesesinin ne otomobil sanayii amelesi birliği sendikalarını ve ne de herhangi bir diğer teşekkülü kollektıf bir iş mukavelesi akdine salâhiyettar telâkki etmiyeceğini söylemiştir. Bundan haberdar edilen Levvis, yapılacak yegâne işin ameleyi sendikalar vücude getirmeğe sevketmekten ibaret ol duğunu söylemekle iktifa etmistir. General Motors'daki grev Ottova 8 (A.A.) Otomobil sanayii amelesi beynelmilel sendıkası, Kanada'nın General Motors fabrikalarında umumî grev ilân etmeğe karar vermiştir. Sendika, John Levvis'in riyaseti altında bulunan sınaî teşkilâta tâbi bulunmaktadır. Grev ilân edecek olan amele miktarı, 3,700 dür. Grev, bugün baslıyacaktır. Ottova 8 (A.A.) Adliye Neza reti. fabrika ve atölyeleri işgal suretile yapılacak grevlerin gayri kanunî olduğuna karar vermiştir. Bu şekildeki grevlere iştirak edecek oIan amele, siddetle cezalandırılacakhr. Izmir Vilâyet Meclisi işini bitirdi Sofra tuzları Çamaltı fabrikasının temiz tuzu piyasaya çıkıyor Çiftçilerle grevciler arasında bir çarpışma Hersbey Pansilvanya 8 (A.A.) Bir çikolata fabrikasında ilân edilen ve cuma günündenberi süt satışını ortadan kaldırmak gibi bir netice vermiş olan grevden memnun olmıyan 200 çıftçi, fabrikayı istilâ ve grevcilere hücum etmişlerdir. Muhacimler, grevcilerden bir çoğunu yaralamıslardır. Zabıta, grevcilere hücum edenleri dağıtmjstır. Evkaf Umum müdürlüğünün ayıracağı mütedavil sermaye Ankara 8 (Telefonla) Evkaf Umum müdürlüğü, Evkafa aid Taşdelen suyunun ormanlar ve zeytmliklerin idaresi için mütedavil sermaye ayırmaktadır. Bu husustaki kanun projesi hazırlan mıştır. Umum müdürlük. mütedavil sermaye ile fabrika ve müesseseler de vücude getirecektir. Asfalt yapılacak turistik yollar Ankara 8 (Telefonla) İzmir turistik yollarmm asfalt yapılması etrafın da kararlar alacak olan komisyon bu gün ilk toplantısını yapmıştır. Ankara 8 (A.A.) İnhisarlar îdaıesinin Çamaltı tuzlasında tesis ettiği ince tuz fabrikası faaliyete başlamıştır. Fabrika sofra ve mutfak tuzu yapmaktadır. Fabrikanın ilk tuzu piyasaya arzedilmek üzeredir. Sofra tuzları yarımşar ve birer kiloluktur. Mutfak tuzları on beş, yirmı beş ve ellişer kiloluk içi kâğıd kaplı çuvallar içindedir. Sofra tuzları kilo hesabile Çamaltında 8 kuruş 30 paraya Köylerde bulunan evler îstanbulda Kasımpaşa ambarında 9,5 kuAnkara 8 ((Telefonla) Dahiliye ruşa, mutfak tuzları Çamaltında 4 kuruş Vekâleti, vilâyet, kaza ve nahiyelere 30 para ile, Kasımpaşa ambarında 5 kukadar her idare mıntakası içinde bulunan rus 10 paraya satılacaktır. köylerın sayısını ve buralarda bulunan ev miktarlarile bunlann iskân kabiliyet lerini tesbit ettirmektedir. 8 veya 9 çente satıldığı takdirde normal bir kâr temin edecek olan bakırra bugün 18 çent borsa fiatile satılması, bu tereffüün, Avrupa devletlerinin silâhlanma siyasetinden ileri geldiğini düşünen Amerika Cumhurreisini daha fazla korkutmaktadır. Yalnız İngilterenin, mart ayı zarfında, Amerikaya verdiği sipa Sinemanın tiyatroya kafa tutması, fo nşin 50 milyon dolar kıymetinde olduğu toğrafın edebiyata meydan okuması ka düşünülürse, bu iptidaî madde fiatlanndar gülüncdür ve kartpostahn şiirle tu daki yükselişin sebebi derhal anlaşılır. Bu endişe verici vaziyet karşısında, haf rekabetine benzer. Yalnız, si M. Ruzvelt, iktısadî bir mücadeleye hanemanın inkişafı, tiyatroya da, ro manı da eskisinden fazla «kendi kendi zırlanmıştır. Bu mücadelenin esası, hüleri olmıya» sevkedecektir. Tiyatro da, kumetin iptidaî madde mubayaatını kısroman da, sinemaya daha az benzedik mak ve buna mukabil istihlâk maddeleri leri nisbetinde kendi mahiyetlerinin özüne alımını artırmaktır. Yani, Ruzvelt, A doğru tekâmül edebilirler. Bu tekâmül, merika hükumetinin sarfiyatını murakaher ikisine de, insan ruhunun içinden baş 5e altına almak sistemini tatbık edecek ka taraflarda işleri olmedığını hergün ir. Fakat, bakır ve demir gibi madde biraz daha öğretecektir. Sırf vak'adan ve lerin fiatlarında husule gelen tereffüün manzaradan ibaret kalan bir roman ve bir sebebi Avrupanın fazla mubayaatta butiyatro, sinemanın hançerini yemekten unması ise, bunun önüne geçebilmek geürkmelidir. Sinemacının objektifi, ruhu ne Avrupanın kendi elindedir. M. Ruzvelt'in noktai nazarına göre, muzun içindeki gölgelerin, fikirlerimizin ve rüyalarımızın fotografını çekmekten bu silâhlanma yarısının merkezi sikleti âciz kaldıkça, hakikî romanm ve tiyat Berlindir, çünkü İngiltere teşlihatını haronun ondan pervası olamaz. Bunun için rekete getiren Berlin olmuştur. Şayed dir kı ruhun ressamlarile maddenin foto M. Hitler, Almanyayı, pürsilâh bir milgrafçıları arasında bir rekabet farzetmek et haline getirmemiş olsaydı. ingiltere, bile, kapıları kendi kendinden başka her beş senede 160 milyar liraya mal olacak kese kapalı insan şuurunun içini avuç içi bir silâhlanma işine girişmiyecekti. Amerika Cumhurreisi, Amerika ile kadar meydanda ve sathî bir çizgi âle Avrupayı ayıran Okyanusun, Yenidünminden ibaret sanmakla birdir. yayı Avrupadaki siyaset girdablannın Sinemanın tiyatroyu veya romanı öl esirinden masun kılacak kadar geniş oldüreceğini sananlar, ona muktedır olma madığı fikrindedir. Milyarların giriştiği dığı bir vahşet isnad edenlerdir ki, her mücadele, Amerika piyasalannda şimdiüç san'atın da mahiyetlerine yabancı bir den girdablar çevirmeğe başlamıştır bile. Almanyanın, ayni silâhlanma yanşı vehmin peşinde sürüklenip giderler. yüzünden uğradığı müskülât karşısında^ aklını başına toplıyacağı acaba ümid edilebilir mi? Orada,demir fıkdanı başladığı ve General Göring'in başlıca endüstrilerin ipidaî maddelerini tahdid ettiği söyleniyor. op imali içın o kadar çok demir sarfedilmiştir ki, sapan yapacak demir ka! mamıştır. M. Ruzvelt'in, Norman Davis'i Avrupaya göndermesinin sebebi, Avrupa meselesinin bu facialı safhasını tetkik etmesi içindir. Şimdiye kadar, dünya siyasetini M. Hitler idare ediyor, demokra siler onu takib ediyordu. Sulhun muha fazası için, demokrasilerin, teşebbüs ve hareket inhisarını, diktatörlük rejimlerine bırakmamaları lâzımdır. I Izmir Vilâyet meclisi azalan Izmir (Hususî) Vilâyet umumî meclisi, mesaisini bitirmiş ve gece, Parti tarafından, meclis azaları şerefine bir ziyafet verilmiştir. Yeni bütçe mühim işler için epeyce tahsisat ayırmıştır. Beş senede 1,537,250 liralık yol inşası kararlaş tırılmıştır. Programı mecliste tetkik ve tasvib edilmiştir. Her sene 250 bin lira tahsisatla 57 bin liralık bedenî mükel Vumu ıre tçme suları hakkında Ankara 8 (Telefonla) Dahiliye Vekâleti içme suyu işlerinin tanziminde gözönüne alınmak üzere şehir ve kasabalarda bulunan kuyular hakkında vilâyetlerden bazı malumat istemiştir. Hususî idarelerin işlettiği ta§ ocakları Ankara 8 (Telefonla) Dahiliye Vekâleti, hususî idareler tarafından iş lettirilmekte olan taş ocaklarının köy idarelerine devrini düşünmektedir. Vekâlet, bu suretle salma yükünün hafifliyeceği ve köy hizmetlerinin programlara uygun şekilde görüleceği düşüncesindedir. PARİS BORSASI Paris 8 (Hususî) Paris borsasının bugünkü kapanış fiatlan şunlardır: Londra 106.95, Nevyork 21,85 1/4, Berlin 877,50, Brüksel 368, Madrid , Amsterdam 1196,75, Roma 115,05, Lizbon 97,25, Cenevre 497,75, bakır 69 71. kalay 275, altın 141,11 1/2, gümüş 21, kurşun 27,6,2, çinko 28,2,6. ı lefiyet hesab habatında gene Sırn, doktor Kâmran, Mehmed Aldemir kazanmışlardır. Ge lecek yıl 17 kânunusanide toplanı lacaktır. Vali Fazlı Güleç, içtimam sonunda bir nutuk irad ederek meclisin bu seneki faaliyetinden duyduğu mem Londra 8 (A.A.) İstihsalâtm tahdinuniyeti ve teşekkürlerini bildirmiştir. di vestoklann tedricî surette tüken Bu seneki bütçe 2,645,314 liradır. mesi yüzünden buğday fiatının pek fazla yükselmesine mâni olmak için hü kumetin derpiş etmekte olduğu tedbirler hakkında bugün Avam Kamarasında sorulacak sual, İngilizlerin gıdasız kalmak ihtimali karşısında hissetmekte oldukları an'anevî korkunun tezahürüne vesile verecektir. Piyasadaki bu vaziyetin en mühim amillerinden biri İspanyanın ve ihtimal harb için ihtiyat stoku hazırlıyan Al manya ve İtalyanın yapmakta olduklan mübayaat miktarımn pek mühim ol masıdır. İngilterenin buğday ihtiyacınm memleket dahilindeki miktarile ancak 17 gün temin edebileceğini beyan ve hiç olamzsa şimalî Amerika rekoltesinden istifade anma kadar bu vaziyetin devam edeceği ilâve olunmaktadır. ingiltere aç kalmaktan korkuyor olunmuştur. Encümen intiBuğday stokunun tükenmesi her taraf ta endişe uyandırdı i

Bu sayıdan diğer sayfalar: