21 Mart 1937 CUMHURtYET Dost Nazır avdet etti M. Antonesco'nun gazetemize beyanatı Karadenizde Sinob limanı [Basmakaleden devanıi yeni faaliyetlere zemin olabileceği hususunda esaslı tetkikler istiyen bir iştir. Tabiat itibarile de memleketimizin en güzel yerlerinden biri olan Sinob ve havalisinin pek az himmetle parlak bir istikbale namzed olduğu hakkında bizim çok samimî ve yerinde edinilmiş kat'î bir kanaatimiz vardır. îsmail Habibin memleket yazılan içinde Sinobu tasvir edenleri okuduğumuz zaman yüreğimiz sızlamakla beraber pek az zamanda şimdiki ataletin mevkiini büyük bir faaliyete terkedebileceği umudlanmızdan hiç birşey kaybet medik. Sinob ve havalisinde yapılacak tetkiklere Sinobun kendisinden başlamak belki en muvafıktır. Sinobda vaktile büyücek bir faaliyet mevzuu olan bahkçılık son yıllarda bir gerileme devresi geçirmektedir. Halbuki cumhuriyet devrine lâyık olan odur ki Sinobdaki bahkçılık san'atı şimdi eski devri gölgede bırakacak yeni bir faaliyet şekli arzetmeliydi, arzetmelidir, ve bizce behemehal arzedecektir. İşte bir iş ki, eğer lâyık olduğu ehemmiyetle ele ahnır ve öyle de ileri götürülürse, kendi başına Sinoba yeni can verebilir. Sinobda istihsal ve imal olunabilecek balıklann mecmuuna daima müşteri vardır, ve bunlara şimdi yavaş yavaş balık yemeğe alışan ve bu yolda nekadar teşvik olunsa yerinde olacak olan kendi. memleketımiz pazarlarını da katabilıriz. Bu işi kim yapsm sualine bizim vereceğimiz cevab onun bizzat Sinoblular tarafından yapılması en doğru olduğundan ıbarettir. Eğer ihtiyac varsa hükumetten yardım istiyebıliriz, ve Cumhuriyet hükumeti yerinde bir yardımı asla esirgemez ve onun behemehal çaresini bulur. Elverir ki kendisine arzolunan iş memleket ekonomisi bakımmdan iyi tetkik ve tesbit edilmiş bir iş olsun. Balıkçılığı şöylece bir misal diye söyledik. Sinob ve havalisinde yapılabilecek işler çoktur, ve onlann hepsinin tetkikile peyderpey tahakkuklan neticesindedir ki Sinob limanı yeniden hayat bulmuş olacaktır. Hatay yasası tesbit edilirken... [Baştarafı 1 inci sahifese] eksperlerden terekküb eden ve Milletler Cemiyeti konseyine hazırlıkta bulunmağa memur edilen ilmî bir heyettir. Bu itibarla, mesaisi siyasî değil, doğrudan doğruya teknik sahada cereyan eder ve bittabi tetkikatı daha uzun zamanlara üıtiyac gösterir. Komiteye vermiş olduğum projenin birinci kreım tetkikatı çok esaslı bir su rette yapılmış ve henüz bir karara vâsıl olunamamakla beraber komite azasımn hakkile tenevvür etmesi sayesinde işimiz çok ilerlemiştir. Paskalya tatili dolayısile içtimalan 9 nisana talik ederek aynldık. Yeniden toplantımızda esasen tetkik edilmiş olan meselelerin birer birer intac ve kat'î neticenin tesbit edileceği tabiidir. Böylece Milletler Cemiyeti konseyine gelecek içtimamda Hatay için bir Statüî ve anayasa projeleri hazırlanmış olarak takdim edebileceğimizi kuvvetle ümid ediyorum. Size şu kadar söyliyebilirim ki çok esaslı noktaların bir kısmı hakkmda Fransız eksperile aramda kuvvetli noktai nazar ihtilâflan belirmiş ve bu devrede izale edilememiştir. Konseyin 27 kânunusani tarıhli resolutıon'undan inhiraf et meğe komitemizin salâhiyeti olmadığı cihetle bu karara mutabık olan noktai nazarımın arkadaşlanmca kabul ve tas dik edileceğine şüphem yoktur.» Pariste cereyan eden kanlı hâdîsenin içyüzü Başvekil Blum hâdiseyi bir takım tahrikâtçılarm eseri diye tavsif ediyor Fransız Sosyal partisinin Marsilyada yapmak istediği bir toplantıya müsaade edilmedi IBaştarafı l inci sahifese] hesi nümayişçileri Fransız sosyal partisi mensublarının toplandıkları sinemadan uzaklaştırılmak için Clichy çarşısı istikametine sevkedilmişlerse de bazı tahrikâtçılar alayı ikiye ayırarak sinemaya doğru götürmüşlerdir. Blum siyasî gruplarm tahrikâtına ni hayet vermek lâzım geldiğini ehemmiyetle kaydetmekle beraber Fransız sosyal partisi gibi kanun çerçevesi dahilinde teessüs etmiş partilerin içtimaına mâni olVak'a esnasında yaralanan bir polis manın imkânsızlığmı belirtmiştir. Tahki kat devam etmektedir. mümkün olduğu kadar tahdid edilmesini Hâdisenin tafsilâtı istiyeceğini bildirmiştir. Dünkü posta ile gelen Paris gazete Delegeler, Clichy hâdiseleri hakkmda leri, Pariste, Clichy'de vukua gelen ar parlamentoda cereyan edecek müzakebedelere dair bircok tafsilâtla doludur. relerle umumî grevin, Clichy'de ölenlerin Fransız sosyal partisile front populaire enaze merasiminden sonraya bırakılma arasında patlak veren bu arbedeler, sos sma müttefikan karar vermişlerdir. Eğer yal partisinin, 17 mart gecesi saat 20,30 bazı meb'uslar, bu husustaki müzakereleda Olympia sinemasında yaptığı bir top re derhal başlanmasmı taleb edecek olurlantı neticesinde zuhura gelmişrir. larsa, parlamento müzakerelerin tarihini Bu toplantının yapılacağmı ve miralay oturmak ve kalkroak usulile tesbit ede de la Rocque'un da iştirak edeceğini ha cektir. ber alan halk arasında şiddetli bir aksüölenlerin cenaze merasimi lâmel hasıl olmuş ve bu teşebbüsün mu bugün yapılacak kabil bir toplantı ile karşılanması karar Paris 20 (A.A.) Leon Blum. laştırılmıştır. Max Dormoy, Paule Faure ve umumî Front Populaire tarafmdan hazırlanan ş konfederasyonu mümessilleri arasında bu mukabil hareket, önce sosyal partisi kararlaştırıldığı veçhile Clich'deki kar nin yapacağı içtimaı dağıtmak teşebbüsü gaşahklar esnasında ölenlerin cenaze meşeklinde başlamışsa da, bunun önüne ge rasimi pazar günü saat 13 te yapılacakçilemiyeceği anlaşılınca, mukabil hare br. ketin, alelâde bir nümayişten ibaret kalCenaze alayı Lafayette sokağında umasına çalışılmıştır. umumî iş konfederasyonunun yanmda Saat 18 de, sosyal parti azasımn sine teşkil edilecek ve Clichy'ye doğru harema binasında saat 3 tenberi içtima ha ket edecektir. Sacco ve Vanzetti meydalinde bulunduğunu haber alan nümayiş nında Ölenler için bir katafalk vücude geçiler, binayı kuşarmışlardır. Bundan son tirilecek ve meydanda müteaddid hatibler ra, hâdise, her an biraz daha artan bü nutuklar söyliyeceklerdir. yük bir kalabalığın sinema binasına civar Menedilen bir toplantı bütün sokaklan doldurmasile başlıyarak Paris 20 (A.A.) De la Rocque bir sokak muharebesine inkılâb etmiş, sapartisinin Marsilyada pazar günü içiaat 19 da, civar sokaklar, polis efradile dolu kamyonlar tarafmdan kuşatılmış, tertib ettiği bir toplantıyı polis menet dükkânlar kapanmış, bazı binalarrn pen miştir. De la Rocçue'un bir ihtarı cerelerinden, nümayişçilerin üzerine su lar dökülmüş, öteberi atılmıştır. Bu sıraParis 20 (A.A.) Fransız sosyal da ilk silâh sesleri işitilmiştir. Silâh sesle partisi reisi de la Rocque dün akşam garinin gitgide artması üzerine imdad dü zetecilere beyanatta bulunarak kendi pardükleri çalmağa başlamış, zabıta efra tisine karşı istisnaî tedbirler almaması dından ve halktan ilk yaralananlar da bu hakkmda hükumete ihtaratta bulunmuş sırada kaldınmlara serilmiştir. ve aksi takdirde bunun tevlid edeceği neBu patırtı saat 21,30 a kadar sürmüş ticelerden hiçbir mes'uliyet kabul etmi tür. Bu sırada, Dahiliye Nazın Marx yeceğini söylemiştir. Dormoy, yanmda Başvekâlet hususî kalem müdürü Andre Blume ve polis müdürü olduğu halde arbede mahalline gelmişrir. Blumel, o sırada coşkunluğun son haddine gelen halkı yatıştırmak üzere söz söylemeğe teşebbüs etmiş, fakat bir kurşunla vurularak yere yılkılmıştır. Kendisini, daha başka yaralılarla birlikte belediye binasına nakletmişlerdir. Sokakta, arbede, gitgide artan bir şiddetle devam ediyor, seyyar imdadı sıhhî memurları, civar hastanelere ve tedavi evlerine, durmadan yaralı taşıyorlardı. Saat 18 de başlıyan çarjışmalar, saat 23 e kadar devam ettikten sonra, 0 saatte, birdenbire denecek şekilde kesilivermiş ve Clichy yavaş yavaş sükunete kavuşmuştur. Madam Antonesco Romanya Sefareti balosunda muhabirimizle görüşurken IBaştarafı 1 inci sahifese] de gezerek, Perapalas oteline dönmüş ler ve öğle yemeğini orada yedikten sonra saat 13 te hareket eden Romanya vapurile memleketlerine dönmüşlerdir. Muhterem misafirimiz Galata rıhtımında Vali, Polis Müdürii tarafmdan teşyi edilmiş ve bir müfreze polis tara fından selâmlanmıştır. Ankaradan son derece memnun ve neşeli olarak dönen Antonesco Topkapı sarayı müzesini çok beğenmiş ve bir buçuk saat kadar müzede kalmıştır. Nazır bilhassa hazine dairesinde teşhir edilen kıymetli ve tarihî asarla alâkadar olmuştur. rasmda tam bir ahenk bulunduğunu söylemek isterim. Prağ, Belgrad ve Bükreş menfaatlerinin müşterek olduğu kanaa tindedirler. Balkan paktı ve Bulgaristan Bulgaristanla aramızda tam bir dostluk mevcuddur. Balkan paktı Bulgaristana karşı daima açıktır. Biz bunu her vesile ile tekrar ettik. Balkan Aantantı her zamandan ziyade deruhde ettiği Balkan ahengini korumak ve başarmak az minde ve kuvvetlidir. Bu söz'ler Balkan Antantı etrafında uyandırılmak istenüen şüphelerin düşmanlık demek olduğunu isbata kâfidir. Rus Rumen münasebatı Bayır, Bucak nahiyeleri hakkmda müşahidlerin fikri lehimizde Milletler Cemiyetinin mütehassıs ko mitesi Bayır, Bucak ve Hazne nahiyelerinin vaziyetini tetkik ederken müşahid leri dinlemiş ve müşahidler heyeti reisi iki nahiye halkmm türkçe konuşmalan ha sebile İskenderun Sancağma iltihaklan lâzımgeldiği mütaleasında bulunmuştur. Heyetimiz ile evvelce mütehassıslar ko mitesine ayni tezi bildirmiştir. Buna mukabil Fransız murahhası gerek Türkiyenin noktai nazanna, gerek müşahidlerin görüş tarzlanna itiraz et miştir. Sovyet Rusya ile dostuz. İyi komşu ve iyi dost. Fakat müttefik değiliz. Yani, Dost ve müttefik devletin Hariciye Nazın dün hareketinden evvel muh aramızda bir ittifak yoktur. îki taraf birtelif meseleler hakkmda şu beyanatta birine tam bir saygı göstermekte ve mevcud itimadı bozacak bir harekete kalkışbulunmuştur: mamaktadırlar. Atatürke hayranlık « Eserine karşı uzaktan büyük bir Hatay davasında Ttirkiye hakltdır hayranlık hissettiğim Atatürke hürmet Hatay davasındaki Türk noktai na kârane tazimlerimi arzetmek ve bu vesile zan daha ilk günde Romanyada tama • ile bu müstesna şahsiyeti yakından gör mile müsbet bir hassasiyetle karşılandı. mek ve dinlemek şerefine nail olduğum Biz ilk andan itibaren Türkiyenin davadan dolayı kendimi çok bahtiyar addedi sını haklı görmüştük. Bu dava iddia edilyonım. Gözleri bu deniz kadar engin. diği gibi revizyonist bir manaya çeküe • Tılsımını bilmeden bakmca çözülmez bir mezdi. Türk siyaseti dürüst ve merddır. muamma tesirini yapıyor. Fakat adına Biz buna inandığımız için ve hiçbir hâdostluk denilen miftahla yaklaşınca o dise bu inancımızı bozmadığı için pro "müheykel vücudün içinde mükemmel, ha pagandalar kulak asmadık. Zaman ve rikulâde bir insan bütün esrarından sıy hâdiseler bize hak verdi.» * nlarak beliriyor: Atatürk... Büyük A Mm. Antonesco'nun tahassüsleri damdan da Büyük... İçinde insanlığm Dün sabah Topkapı sarayını gezen en iyi ve temiz duygularla kaynadığı bir Madam Antonesco da büyük bir merakvolkan ki lavdan dostluklan insanı yakaIa müzenin her tarafını tetkik etmiş, bilrak sarıyor. Ah... Ankarapalasta bera hassa valide sultan ve harem dairelerinde rinde bulunmak şerefini kazandığım anı her tarafı tetkik etmiştir. Madam Antohiç unutmıyacağım. nesco bu sırada kendisile görüşen bir İsmet lnb'nü Bükreşe gidiyor arkadaşımıza demiştir ki: Başvekil İsmet İnönünün şahsmda ta« Atatürk inkılâbmın büyüklüğ'lnü nıdığım büyük devlet adamına karşı duy anlıyabilmek için modern Ankarayı, yeduğum hayranlık ölçülmez. Muhterem ni Türkiyeyi ve şimdiki Türk kadınlarını Başvekil, Ankarada bana gösterilen gördükten sonra behemehal hürriyet ve dostluklann Bükreşte de Türkler için güneş ışığından rrjahrum harem dairelerıni aynen mevcud bulunduğunu görecekle görmek lâzımdır. Türk kadınlarının bu rinden emin olabilirler. hapisanede nasıl yaşadıklarını dü Nisan ortalanna doğru Romanya şündükçe ve bugünkü Türk kadınının Başvekili Tataresco'nun Ankaraya ya Avrupadaki hemcinslerinin bile nail olapacağı resmî ziyaret, îsmet înönü tara madıklan büyük hürriyeti gözönüne ge fından ayni ay içinde ıade edilecektir. tırdikçe, Atatürk mucizesinin kuvve'Jni Bu fırsattan isrifade ederek Doktor Ara daha iyi anlamaktayım. Beşeriyetin ve sın, şefine refakat edeceğini kuvvetle ü milletlerin kökünü teşkil eden kadını 4u gördüğümüz karanlık, havasız ve güneşmid ediyorum.» siz hapisaneden kurtarıp her sahada erOrta Avrupada Alman nüfusu keklere müsavi hak veren Cumhuriyet Muhterem misafirimiz bundan sonra Almanyanm Orta Avrupa siyaseti ve rejiminin en kuvvetli istinadgâhları hiç nüfuzu hakkmda son günlerde bizzat şüphesiz Türk kadmlandır.» M. Antonesco'nun beyanatı YUNUS NADt Alman gazeteleri tarafmdan çıkarılan şayialara temas ederek demiştir ki: « Bu meselede Romanyanın vaziyeti açıktır. Memleketimizin siyaseti düşünülerek ve Rumen millî menfaatlerine uygun olarak tanzim edilmiştir. Alman yanın bu nevi iddia ve temayülleri bizde hiçbir şekilde iyi kabul göremez. Romanya ne iktısaden, ne de siyasî bakımdan hiçbir şekilde vasilik altına sokulamaz. Romanya Alman iktısadî arzularını kendi iktısadî menfaatlerile gayrikabili telif bulmaktadır. Bizim Almanya ile olduğu gibi Fransa ile de orta Avrupayla Ingiltereyle, Balkanların ve dünyanm her tarafile iktısadî angajmanlanmız vardır ki bunlar Romanyanın millî menfaatlerini teşkil ederler ve millî Rumen siyaseti bu menfaatler üzerine müessestir. Ne yollannı, ne ekonomisini, ne ithalât ve ihracatını tek elin içinde toplamak Alman yanın arzusuna göre inhisara almak hatası Romanyadan beklenmez. Rumen gaz°.telerinde beyanatı Atatiirkün Bükreş 20 (A.A.) Bütün gazeteler, büyük harfler ve büyük başhklarîa Atatürkün Ankarapalastaki beyanatını neşretmişlerdir. Adverul gazetesi, «Reisicumhur Atatürkün hikmet dersleri» başlığile yazdığı uzun bir başmakalede bu beyanatı tefsir ve tahlil etmekte v« Atatürkün devlet zimamdarlannın vazifeleri hakkındaki düşüncelerinin yüksekliğini tebarüz etrirmektedir. Gazete yazısmı, Atatürkün Türk Rumen dostluğundan hararetle bahsetmiş olduğunu kaydederek bitirmektedir. milletlerinin ruhunda yazılmış bulunu yor.» Makalede Türk milletinin yüksek vasıfları medih ve sena edildikten ve Türklerin ekalliyetlere karşı asla milliyetlerini kaybettirmek siyaseti takib etmemiş olduğu ve asırlarca hakimiyeti altında bulundurduğu milletlerin ırk, hars ve dinine daima riayet gösterdiği ehemmiyetle tebarüz ettirildikten sonra deniyor ki: «Menfaatlerin ayni olması, müşterek tehlikeler, hiçbir ihtilâf unsuru bulunmaması ve iki milletin karşılıkh muhabbeti ve buna inzimam eden idarecilerin kiyaseti ve doğruluklan, Türk Rumen münasebatının daima daha sıkı, daima daha samimî olacağının kıymetli bir garantisidir.» Viritorul gazetesi de şöyle yazıyor: «Antonesco'nun Ankara ziyareti Romanyanın bütün komşulanna karşı beslediği samimî dostluk tezahürleri çerçevesi dahilindedir. Bu dostluk anlaşmanın ve sulhun yüksek menfaatleri iktizasmdandır. Türk Rumen yakmlığının hikmeti bu umumî sulh isteğinde ve menfaat birliğindedir. İşte bunlar iki memleketin refah ve sükunet içinde inkişafmın yegâne garantisini teşkil eder.» «Eupta» gazetesi de diyor ki: «Antonesco, Rumen milletinin haricî siyasetinde bir temel addettiği ittifaklann tarsin ve takviyesi yolundaki mes'ud gayretlerine çok kıymetli yeni birşey daha ilâve etmiştir.» Almanya Avusturya münasebatı gerildi [Baştarafı 1 inci sahlfese] Neues Wiener Journal, bu gibi haberlerin neşredilmesini 11 temmuz tarihli Avusturya Alman itilâfma karşı bariz bir taarruz mahiyetinde telâkki etmektedir. Avusturyada endişeler Londra 20 (A.A.) Times gazetesinin Viyana muhabiri bildiriyor: Avusturya hükumeti, Berlinle Roma arasmdaki sıkı teşriki mesaiden endişeye düş meğe baslamıştır. Çünkü İtalyanm Habeşistanda İspanyadaki işlerinin 1934 te Avusturya için o kadar müessir olan yardımını bugün kendisine ayni tarzda yapabilmek imkânını verebilmesi şüpheli görülüyor. Fransız müdafaa istikrazı ve Ingiliz silâhlanma programı Tuna ve Balkan memleketlerini teskin etmiş ve son zamanlarda başgösteren endişeleri kısmen ortadan kaldırmıştır. Blum salı günü bir nutuk söyliyecek Paris 20 (A.A.) Blum gerek sosyalist partisi parlamento grupu ve gerak halkçı cephe meb'usları önünde yaptığı beyanatta, önümüzdeki salı günü büyük bir nutuk söyliyerek kendisine tev cih edilen bütün siyasî suallere cevab vereceğini bildirmiştir. Roma protokolunun üçüncü yıldönümü Rumen gazetelerinde dostca neşriyat Bükreş 20 (A.A.) Rador Ajansı bildiriyor: Rumen gazeteleri Hariciye Nazın Antonesco'nun Ankara ziyaretine artan bir ehemmiyet vermektedir. Atatürkün Ankarapalastaki beyanatı Romanyada derin bir tesir yapmış ve gazeteler bu beyanatı «Büyük bir Türk Rumen tezahürü» başlığı altında ve bütün bir sahife üzerinde neşretmişlerdir. «Universul» gazetesi, eski Osmanlı împaratorluğu Nazırlanndan «Beserya» nın «Türkiye ve Romanya» arasmda başlıkh bir makalesini neşretmektedir. Eski Osmanlı Nazırı diyor ki: «Antonesco'nun ziyareti, iki devlet ve millet arasmdaki çok samimî münasebatı takviye ve teyid için yeni ve mes'ud bir fırsat teşkil etmiştir. Bu münasebetler yalnız ittifak muahedesinde değil, fakat daha derin bir tarzda Türk ve Rumen Habsburgların dönüşü Habsburglann Viyanaya veya Peşteye avdetleri bu iki memleket tarafmdan iddia edildiği gibi Avusturyanm veya Macaristanın dahilî bir meselesi addedilemez. Bilâkis haricde mühim akisler yapacak olan bu mesele tamamile bir haricî siyaset işidir. Bu münasebetle resmen söyliyebilirim ki, hükumetimiz Stoyadi noviç'in Yugoslav meclisinde söylediği noktai nazarı ayner tekrar etmekten çe kinmez. Habsburglar ne Viyana, ne de Peşteye avdet edemezler. Küçük Itilâf buna açıkça mümanaat eder. Bu hususta Küçük îtilâf devletleri a Trablusgarb 20 (A.A.) Mussolini, Roma protokollarının imzasmın üçüncü yıldönümü münasebetile Schuchnigg ve Daranyı'den hararetli selâmlan ve Avusturya ile Macaristanın Roma protokollarına şiddetle bağlı olduklan hakkmda teminatı ihtiva eden bir telgraf almış tır. Mussolini, verdiği cevabda teşekkürleArbede esnasında, Başvekil Leon rini ve üç memleket arasmdaki işbirliğinin Blum, Operada bulunuyordu. Vak'a inkişafını temin eden mezkur protokol kendisine haber verilince, yanmda zevcesi Bulgar gazetelerinin mütalealart lann imzasından dolayı tebriklerini bil bulunduğu halde alelâcele Reanjon hasSofya (Hususî) Romanya Ha dirmiştir. tanesine gelmiş ve hâdise hakkındaki tafSchuchnigg Viyanaya db'ndü riciye Nazın Antonesco'nun Ankarayı silâtı yojda öğrenmiştir. Bu sırada has Viyana 20 (A.A.) Schuschnigg, ziyareti bütün Bulgaristanda büyük bir tanede yüz kadar yaralı tedavi altma aalâka ile takib edilmekte ve gazeteler baş Viyanaya avdet etmiştir. Başvekil derhal lınmış bulunuyordu. Yaralılar arasında makalelerini bu ziyarete tahsis etmektedir Schmidt ve diğer hükumet adamlarile gözünden bir kurşun yemiş bir kadm, ler. Sofyada çıkan Utro gazetesi Montrö görüşmüştür. ölüm halinde yaralı 17 yaşmda bir erkek muahedesinden sonra Rumen MeclisinAvusturya Başvekili Peştede çocuk, nümayişçilerin ayakları altında de bu muahede hakkmda sorulan suallerkaldırımlarda çiğnene bir hamile de buneler gö'rüştü? den uzun uzadıya bahsettikten sonra şunLondra 20 (A.A.) Avusturya lunuyordu. Başvekil saat bir buçuğa kalan yazmaktadır: Macaristan arasmdaki görüşmelerden dar hastanede kalmıştır. « Rumen Meclisinin 12 şubat tarihbahseden Daily Mail gazetesinin ViyaKanlı bir şekilde biten bu nümayiş esli celsesinde Hariciye Nazın Antonesco na muhabiri diyor ki: nasında ilk kurşunu kimin attığı henüz bütün bu suallere şu cevabı verdi: « İyi haber alan Viyana mehafilinin anlaşılamamıştır. Adliye tarafmdan yapı« Bizim memleketimiz kapalı bir sandığına göre, Schuschnigg'in Buda lan tahkikatta tesbit edildiğine göre, 2 denizin sahillerinde bulunmaktadır. Bu bin el silâh teati edilmiştir. kapalı denizin anahtarlan Türkiyenin e peştedeki görüşmeleri esnasında İtalyaParlamentoda münakaşalar lindedir. Romanya, sulhu seven bu kuv nm Fransa ve İngiltere ile bir muhasamaya girmesi takdirinde iki devletin îtalParis 20 (A.A.) Sol cenah par vetli devletin müttefiki olmakla bahtiyardır. Tarihin kendisine verdiği bu yüksek yaya karşı takmacakları vaziyet hassaten tileri delegelerinin bir içtimamda komü mevzuu bahsedilmiştir. nist meb'uslardan Jacques Duclos, bir vazifeyi çok iyi takdir eden Türkiyenin Ayni zamanda Çekoslovakya siyasî liklerin lâğvedilmesini istemiş ve siyasî Boğazlann serbestisine halel vermiyeceğine ben kat'iyetle eminim. Bu hususta ve ekonomik münasebetleri de görüşül mesailin hususî mesaile tercih edilmesi lâzım geleceğini ilâve etmiştir. bizim müttefiklerimizin en kuvvetli te müştür. Radikal sosyalistlerden Cesar Camminatı Türkiye Cumhuriyetile olan dostDün akşamki yangm pinchi, cevaben kanun prensiplerinden luğumuz ve ittifakımızdır.» Dün akşam Tophanede Karabaş ma ayrılmamak lâzım geldiğini ve herkes için Rumen Hariciye Nazmnm bu sözleri bugünkü Ankara seyahatinin gayesini bi hallesinde tek katlı ahşab bir kahveden hürriyetin ancak bu suretle temin edile ze açıkça göstermektedir. Romanya ken yangın çıkmış, yetişen itfaiye tevessüüne bileceğini söylemiştir. Leon Blum, parlamentonun bütün disini Boğazlar tarafmdan temin etmek meydan vermeden ve kahve kısmen yanpartilerinden nümayiş ve mitinglerin mış olduğu halde söndürmüştür. istemektedir. Matin gazetesinin bir iddiası Paris 20 (A.A.) Matin gazetesi, BJum'un meb'usan meclisinde ekseriyeti muhafaza etmekte olduğunu ancak ta raftarlanndan hepsini tamamile memnun edemediği için taraftarlan arasında ay rılma temayüllerinin gitgide artmasırun önüne geçemiyeceğini yazmaktadır. Gene Pariste bir grev Paris 20 (A.A.) Figaro gazete sinin yazdığına göre, Paris mülhakatından birinde çocuk bakım evleri ve mekteb müstahdimini grev ilân etmiştir. 3,000 çocuk bu sabah yemeksiz kalmıştır. Ingiliz amelesi [Baştarafı 1 inci sahifese] büste bulunarak müfrit sol cenah firkalarının General Goering'e karşı duyduklaıı husumet dolayısile taç giyme merasiminde generalin, Alman hükumetini temsil et memesini istemiştir. Amele fırkası şeflerinden bazılannın bu hususta Hariciye Nezaretine evvelce müracaat etmiş oldukları hatırlardadır. Bunlann ileri sürdükleri deliller, hüku mete General Goering'in Londrada bulunmasmm tehlikeli olacağı kanaatini verdiği tahmin edilmektedir. İngiliz ta lebelerinin geçende sefir Von Ribben « trop'a karşı yaptıklan düşmanca nüma yişler belki Almanlara, sol cenah fırkaları tarafmdan tahrik mahiyetinde telâkkî edilebilecek hareketlerden içtinab etmeleri lâzımgeleceğini göstermiştir. Zannedildiğine göre İngiltere hüku meti Almanyanın Von Neurath tarafmdan temsil edilmesini teklif edecektir. Führer, bu teklifi kabul etmediği takdirde İtalyan hükumetinin Grandi hakkmda tatbik ettiği bir usule imtisalen Von Ribbentrop'a fevkalâde sefir unvanının verilmesi ihtimalden uzak değildir. i