21 Mart 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

21 Mart 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHÜRİYET 21 Mart 1937 MUlî küme maçlarına bır Lordların imtiyazlarını tesbit için bir mahkeme gün Taksimde başlanıyor kuruluyor Galatasaray Güneşle, Beşiktaş ta Fenerbahce ile karsılaşacak Millî küme maçlannın ilk karşılaşmalan bugün Ankarada Genclerbirliği ile Ankaragücü, İzmirde Üçokla Doğan spor, şehrimizde de, Taksim stadyomunda, Galatasarayla Güneş, Fenerbahce ile Beşiktaş takımlan arasında yapıla cakhr. Futbolümüzün terakkisi için sarfedilen gayretlerm birinci ve esash hamlesi olarak kabul edilen bu maçlar şehirlerde, mevziî kalan rekabeti genişleteceğinden büyük ve umumî bir alâka ile takib edile cekleri şüphesizdir. İzmir kulübleri arasında vuku bulan birleşmeler millî kümeye bu şehirden iştirak eden takımlan oldukça kuvvetli birer hale koymuş bulunmaktadır. Birleşmeler Ankara kulübleri arasmda da ol duğu takdirde millî kümede birinciliği kazanmak her bir takımımız için çok zor ve o nisbette de şerefli bir mesele ola caktır. Bugün Taksim stadyomunda karsılaşacak takımlardan hangilerinin oyunu kazanacaklannı kestirmek kolay değildir. Kurban bayramı münasebetile tertib edilmiş dostluk kupası maçlarile neticelerini ele alıp mukayeseler yapmak ve nisbetler kurup tehminlerde bulunmak ise hatalıdır. Bahusus dört takımın da kadrola rında bir iki fakat esash bir değişiklik mevzuu bahistir ve bu da değişikliklerin netice üzerinde büyiik rol oynryacaklan şüphesizdır. Bugün birinci oyunu oynıyacaklardan bilhassa Galatasaray takımında mühim tadilât yapıldığı söylenmektedir. Bu tadilât, elde mevcud oyunculann yerlerini değiştirmekten ibaret olmakla beraber Sankırmızılılarca ehemmiyetle telâkki edilmektedir. Tadil keyfiyetinin en esash noktasını, son zamanlarda oynadığı o yunlarla kimseyi tatmin edemiyen Lutfinin sol müdafi veya merkez muavin oynatılması ve yahud hiç oynatılmaması meselesi teşkil ettiğini duyduk. Lutfinin sol müdafi oynatılması bir dereceye kadar muvafıksa da merkez muavin yerinde hiç muvaffak olamadığına göre onu böyle mühim bir maçta bir defa daha tecrübe etmek hatalı bir hareket olduğu kanaa tindeyiz. Güneş takımınm müdafaa hatlannda mutad oyuncular ikame edilecektir. Yalnız solaçık mevkiinde Kurtuluşlu bir o yuncunun oynatılması mevzuu bahistir. Bizce, Lutfi merkez muavin oynatılmadığı takdirde, her iki takımın müda faası aşağı yukan ayni kıymet ve ayarda bulunacağına göre netice, muhacim hatlannın çalışma ve muvaffakiyetlerine bağlı kalıyor demektir. Fenerbahce takımında kaleci Hüsa meddmin yerinde Necdetin oynatılması Sanlâciverd takım için ehemmiyetli bir değişiklik sayılamaz. Sağlam bir müdafaa gerisinde her kaleci hemen hemen ayni derecede muvaffak olabilir. San lâciverd takımdaki asıl mühim deği şikliğin merkez muhacim Ali Rızanın oynatılmıyarak yerine başka bir oyun cunun geçirilmesidir. Bu yer için Naci ile Muzaffer mevzuu bahistir. Muzaffer bu yerin ehli ve lâyıkı ise de idmanımn azlığı dolayısile Nacinin tecrübe edilmesi muhtemeldir. Fazılın tekrar sol müdafi oynatılması ile de Lebibin bir türlü dolduramadığı gedik kapatılmış olacaktır. Bugün az tadilâta ugnyacak takım lardan biri de Beşiktaştır. Sağiçten baş ka bir yerde oynatılmasmın hatalı bir hareket olduğu, Siyahbeyaz takımı teşkil edenlerce kabul edilen Hakkının sağına ve Hayatinm yerine Rıdvan, soluna da, merkez muhacim yerine Nâzım geçiril mişlerdir. Hücum hattındaki bu muvaffakiyetli tertibe mukabil, cevval ve seri bir hücum hattı karşısında, harekâtında biraz yavaş olan Enverin merkez muavin yerinde iş görebilmesi şüpheli ise de Hüsnü ile Faruktan müteşekkil müdafaa hattmm mükemmeliyetini unutmamak lâ zımdır. Bugünkü maçlann ikisini de Bulgar hakem idare edecektir. Ingiltere Kralının tahta çıkma merasimi için yapılmakta olan hazırlıklardan şüphesiz haberiniz vardır. Bu hazırlık larm en büyükleri bundan 78 ay evvel Tacema şehrinde başlamıştır. Tacema şehri eskidenberi zarif ve kıymetli kürklerin merkezi olarak tanınmışhr. Dünya nın dörtbir tarafına kıymetli mensucatını gönderen ve lüks kürk piyasasını elinde bulunduran bir merkezde, şimdi Ingiltere Kralının tac giyme merasimi için yüz binlerce kürk hazırlanmaktadır. Malum olduğu gibi Ingiltere, eski âdetlerine bağlı bir memlekettir. Kalın kalın kitablar ve dosyalar, tac giyme merasimlerinden, bu merasimlerde kullanı lan elbiselerden, kürklerden ve peruk lardan bahseder. Lordlann, kontlann ve memlekerin bütün aristokratlarının bu merasimlerde giyeceklei hususî kürkleri, peruklan ve diğer alâmeti farikalan vardır. Kontlar ve lordlar kendi imtiyazlanna ve eski haklanna büyük bir taassubla bağlıdırlar. Bu hususta kimse başkalarından geri kalmak istemez. Bunun için her tac giyme merasiminden evvel bir mah keme kurulur. Burada herkes eski kitablarda ve vesıkalarda yazılı olan imtiyazlarını ileri sürer ve merasnndeki yerini tesbit ettirir. İlk defa olarak bu mahkeme İkinci Richard'ın tac giyme merasimi için toplanmıştır. Mahkeme, Lord Şanselye'nin riyaseti altmda büyük merasimle açı lır. İmtiyazlannı hatırlatmak ve merasimde yerlerini tesbit ettirmek istiyen lordlar avukatlarile mahkeme huzuruna çıkarlar ve haklannı ispat ettikten sonra bir vesika alarak giderler. * * * İmtiyazlar şunlardan ibarettir: «Tac giyme merasimınde Kralın muhtelif hiz metlerini görmek, yani bir elbise ile merasimde bulunmak. Meselâ Errol Kontu merasimde altın başlıklı gümüş bir bas tonla bulunabilir. Halbuki Londra Valisi Lord Mayor, ancak elinde kristal bir küre tutar. Birincisinin bu imtiyazı aile sinden intikal etmiştir. Yedinci Eduard'ın tac giyme merasi mi için toplanan mahkemede, Newcastle Dükü ile Shrevvsbury Kontu ayni imti yaz ve haklara malik olduklarmı ileri sürmüşlerdi. Bu imtiyaz da şuydu: Merasimde Krala sağ eldivenini vermek. Mahkeme neticesinde bu hak New castle Düküne verilmiştir. Beşinci George'un tac giyme merasi minde bir lord, eski vesikalar ibraz ederek merasimde kendisi ve ailesi için 45 metro siyah kadife kumaş ve 23 yer istemiş. Mahkeme kendisinin kadife hakkını ta nımış, fakat 23 yer hakkmdaki iddiasını reddetmiştir. Bereket versin, son zamanlarda taç giyme merasimlerinde ziyafet verilmiyor. Bunun için birçok gürültüler olacağı kuvvetle tahmin edilebilir. Çünkü bu ziyafetler de imtiyazlara dayanan birçok merasime tâbidi: Bir lord ailesi kralm çorbasını, bir diğeri ekmeğini pişirirdi. Tatlısına varın cıya kadar bu şekilde devam edip gi derdi. Garib imtiyazlardan biri de, bir lordun kraldan evvel onun bardağından şarab içmesidir. Ben öyle zannediyorum ki, bu merasim yakınlarından bazılarını muhtelif vesilelerle öldürten Borjia'lann saraylannda yapılsaydı buna kimse ce saret edemezdi. tngilterede taç giyme merasîmi Musolini'nin Ispanyadaki Fransız kadınları ve medenî haklar Italyanlara telgrafı Ayan Meclisi nîhayet Ispanya harbine gönüllü göndermemek hususunda aldığımız tedbirleri ademi müdahale komitesine bildirdik [Baştarafı 1 inci sahifede] buat mensublanna gösterilmiştir. Bu bayrağın bir tarafında kırmızı san kırmızı renkler, diğer tarafında da mavi zemin üzerine italyanca «Bruciamo non Luciano» ibaresi yazılıdır. Bu ibarenin mânası şudur: «Şevk ve gayretle yanıyoruz, fakat parlamıyoruz.» General Miaja, gazetecileri kabul ederek milislerin ileri hareketlerine devam ettiklerini ve asilerin de şimal istikametinde kaçtıklannı beyan etmiştir. Hükumet, Brihuega'nm zaptmdan sonra ele geçirilen Mussolini tarafından çekilmiş bir telgrafın metnini matbuata vermiştir. Bu telgraf Guadalajara mmtakasında çarpışan İtalyan kıt'alanna hitaben yazılmıştır. Telgrafm metni şu dur: «Pola gemisile Trablusgarb'e gitmekte olduğum şu sırada Guadalajara'da vukubulan büyük muharebe hakkmda malumat aldım. Lejionerlerimizin düşmanm mukavemetini kıracaklarından eminim. Beynelmilel kuvvetler, ezilmelidir. Çünkü bu kuvvetlerin mağlubiyeti bize as kerî ve siyasî büyük bir muvaffakiyet kazandıracaktır. Lejionerlerin cesurane hareketlerini yakından takib ettiğimi ken dilerine söyleyiniz.» Bu telgraf 16 martta Brihuega'da hususî bir yevmî emirle İtalyan kıt'alanna tebliğ edilmiştir. gelen son haberlere nazaran Franco \xsvetlerinin erkânıharbiyesi, Guadalajara üzerine yapılan ileri hareketi durdura caktır. Bunun sebebi, arkası kesilmeden ya ğan yağmurlar dolayısile yolun bu son haftalar zarfında orta çapta ve ağır tepIarın ilerlemesine mâni olacak derecede bozulmuş olmasıdır. Söylendiğine göre, havalar düzelme cîikçe, Franco kıt'alan milislerin tahki mat yapmasına mâni olmakla iktifa ederek kendi vaziyetlerini ıslah edecekler ve kuvvetlerini toplıyacaklardır. evli kadınlara bazı şartlar altmda bu hakkı verdi Paris 20 (A.A.) Âyan meclnî evli kadınlara medenî haklar veımek üzere hükumetın medenî kanunda teklif ettiği tadilâtı ikinci kıraatinde kabul etmiştir. Bu tadilât modern hayatın kadına temin ettiği mevkii vermektedir. Tadilâta nazaran evli kadın kocasınm müsaadesiıfl almaksızın medenî hayatm bütün hu • » suslanndan istifade edebilecek, kazanc sahibi olabilecek, fakat gene kocasınm evinde oturmağa mecbur olacaktır. Bu * nunla beraber bir koca, kansınm ticaretle iştigaline mâni olabilecektir. Fakat bu hak koca tarafından suiistimal edıldığî tökdbde, kadın mahkemeye müracaate serbest bırakılmıştır. Bir ihtilâlci general istifa etti Voleybol müsabakaları İstanbul Voleybol ajanlığı tarafından tertib edilen turnuvalara dün Galatasaray kulübü salonunda devam edildi. Eyüb takımı Anadoluyu 1510, 155 mağlub etti. Ortaköyle, Davudpaşa kendi müsa bakalanna gelmediklerinden mağlub sayıldılar. Hilâl, îstanbulspora mağlub oldu. Halkevi kulübleri final müsabakası Eminönü Halkevinden: Evimiz spor şubesinin himayesinde 14 kuliibün futbol takımlan arasında tertib etmiş olduğu lik maçlarına fasılasız olarak devam edilmiştir. 21/3/937 pazar günü saat 15.3Ç da Bakırköy sahasmda Aksarayla Akmspor arasmda bu maçların finali yapılacak ve galibine Evimiz tarafından bir kupa verilecektir. Brihnega harbinin tafsilâtı Valencia 20 (A.A.) Cumhuriyetçi orduya mensub olup geçen hafta Brihnega mıntakasında İtalyanlann he zimetile neticelenen muharebeyi takib eden büyük rütbeli bir hava subayı şu beyan atta bulunmuştur: Muvaffakiyetimizi en münasib bir anda başlıyan mukabil taarruzumuzun çok iyi hazırlanmış olmasına borcluyuz. Muharebe sahası üzerinde uçtum ve diyebilirim ki ilk defadır ki îtalyanlar, yanlannda istinad edecekleri Alman veya îspanyol kıtaatı olmaksızm harbetmişlerdir. Bende hâsıl olan intıba şudur ki, îtalyanlar Habeş seferi kahramanlarının yalnızbaşlanna da nelere kadir olduklannı göstermek istiyorlardı. Fakat hiçbir şey gösteremediler. Bizimkiler kuvvetli bir taarruz karşısında onlan kolayca hezimete uğratabileceklerini isbat ettiler. İtalyan kıtaatının bütün vesaiti de İtalyan mamulâtmdandı. Yalnız tayyareler en son sistem Almap. Yunkersleriydi. Bunlar ağır yağlarla işliyen dizel motörlü bombardıman tayyareleri olup bir ton ağırlığmda bombayı saatte üç yüz kilometro süratle nakledebilmektedir. Bu tayyarelerden şimdiye kadar ancak 6 tane gördük. Fakat birini Pozablanco mıntakasında, ikisini de Guadalajara cephesinde düşür dük. Diğer üçü de takib tayyarelerimiz tarafından mühim surette hasara uğra tılmıştır. Salamanka 20 (A.A.) Havas bilkomitesinin içtimaı diriyor: Ankara 20 (A.A.) Balkan Basifl General Franco, Fas komiseri ve Afrika kuvvetleri başkumandanı General Birliği Türk milleti komitesi bugün UluS gazetesinde Falih Rıfkı Atayın reisliğinOrgaz'ın istifasını kabul etmiştir. de toplanmıştır. Toplantmm mevzuu A* İngilterenin Ispanya siyaseti Londra 20 (A.A.) Dahiliye Ba tinada içtima etmiş olan Balkan Antankanı John Simon, Plymouth'da söylediği tı Basın Birliğinin verdiği kararlardan Türkiyenin hıssesıne düşenlerın tatbüa bir nutukta demiştir ki: « İngiltere için Ispanya işlerinde için gereken kararların alınması ıdi. Yürürlüğüne konulmasına teşebbüs e* yapılacak iki şey vardı: Ya müdahaîe diien birlik kararlanndan başlıca şunlap* etmek, ya da kenarda durmak. İngilterenin ademi müdahale siyasetini, tercih et dır: Balkan Antantı memleketlerinin eko* miş olmasmm iki sebebi vardır: Biri İsnomi, sosyal, hayatı edebiyat folkolrunu, panyol milletinin bu dahilî harbi bizzat kendisinin neticeJendirilmesi, ikincisi de ve kalkınmalarını anlatan bir mecmua çtİngiliz müdahalesinin beynelmilel bir karılacaktır. Dergi iki ayda neşredilecek! ve her nüshası Antant memleketlerinden harbi intac edeceğidir.» birine tahsis edilecektir. Ispanya hâdiseleri karşısında Balkan Basın Birliği Türk Türkiye Ankara 20 (Telefonla) İspanyaya Türkiyeden gönüllü asker sevkine mâni olacak tedbirler hakkmda Hariciye miz tarafından devletlere ve azasından olduğumuz İspanya işlerine ademi müdahale kontrol komitesine tebligatta bulu nuldu. Türkiyeden yabancı askerjik hizme tine girenlerle memleketimizde asker yazan yerli ve yabancılara karşı kanunla nmızda esasen müeyyideler mevcud ol makla beraber Vekiller Heyetinin tatbik ve ilânına karar verdiği hususlar şunlardır: îspanyada cereyan etmekte olan muharebeye, ne bir tarafa, ne de diğer tarafa yardım etmek üzere vatandaşları mızm iştiraki caiz olmıyacağı gibi Tür kiyede gerek yerli, gerekse yabancıların bu maksadla asker yazmaları da mem nudur. Bu memnuiyete rağmen gidenler olursa haklarında kanunlarımız ahkâmı tatbik edilecektir. Diğer taraftan zabıtaya da bu hususta lâzım geîen takayyüdatın icrası için emirler verilmiştir. tzmir kulübleri arasında ihtilâf başgösterdi İzmir (Hususî) Kulüblerin tevhidi etrafında verilen karar, Altaylılardan bazılan arasında hoşnudsuzlukla karşı lanmıştır. Bunlar «kulübün forma veya fırmasınm ibkası lâzımdı» demektedirler. Bu arada imzasız olarak ve adeta şu maruf saadet zinciri şeklinde, Altaylılara bazı mekrublar gelmiştir. Bunlardan bir tanesini gönderdim. Aynen şöyledir: «Altaylı, sana dört öğüd; 1 Kulübünün ismi ve tarihî for ması Türkiyenin her tarafında, BalkanIarda ve merkezî Avrupanm büyiik şe hirlerinde tanınır. Bunu unutma! 2 Her millet tarihi ile iftüıar eder ve onun şan ve şerefile yaşadığı gibi her müessese de mazisine dayanarak öğünür. Kuruluş tarihinin yirmi beşinci yılında sın. Bunu hatırından çıkarma! 3 Seni yok etmek istiyenlerle mücadele et. Hak senindir, yılma! 4 Oz Altaylı isen kendin gibi bildiğin yedi arkadaşma aynen bu yazılan varakalardan birer tane gönder ve her birinden yedi Altayhya bu öğüdlerden birer tane göndermesini iste!» Atina toplantısında Politika encüme» ni, Antanta dahil herhangi bir memJekel gazetesinin gerek kendi vasıtasile ve gerek yabancı kaynaklardan aldığı ve müttefik memleketlerden birinin aleyhinde bir yazı ve haber polemikleri neşretmemele • • rini btemşti. Türk millî komitesi, dün • kü toplantısında bu hususun da gazetelerimize bildirilmesini karar altına almıştır. Antant memleketleri elçiliklerinde \>t* rer matbuat ateşeleri bulunması ve Balkan kütübhaneleri, Balkan sergileri açılması hakkmda Atinada verilen kararlarla musiki ve tiyatro sahalannda memleketlerin birbirlerini tanımalanna yardım edecek müzik ve sahne eserlerinden vücude getirilmesi hususundaki kararın alâkalı makamlara bildirilmesi de kararlaşmış • hr. Teşviki sanayi kthunundan istifade edenler Ankara 20 (Telefonla) Teşviki sa* nayi kanunu muafiyetinden istifade eden müesseselerin ruhsat tezkeresi al» maları ve harcları vermeleri lâzım gel* diği alâkadarlara bildirildi. Fransız gazetelerinin neşriyatı Paris 20 (A.A.) İspanya hâdi seleri bugün gazetelerde uzunuzadıya mevzuu bahsolmaktadır. Figaro'nun, Londra muhabiri bildiriyor: Eden, Alman, Fransız, İtalyan ve Sovyet elçilerini alelâcele toplantıya davet etmiştir. Buna sebeb Eden'e Sovyet Rusyanın fevkalâde mühim tebligatta bulunmuş olmasıdır. Aldığım haberlere göre, Sovyetler, İspanyanın kontrolu hakkındaki anlaşmadan fevkalâde memnuniyetsizlik göstermekte ve çok mühim tadilât yapılmasını istemektedir. Sovyet notası pazartesiye tetkik olunacaksa da Eden, notanın ehemmıyetme bınaen derhal alâkadar devletlere tebliğine lüzum görmüştür.» ha yakın olmak ateşile başmı onun kilidli olduğu mahzenin kapısına dayadı. Kapının arasmdan: Nuri, dedi, beni tehdid etti. Hep ayni sözler... Nuri de kapınm öteki tarafından yaklaşmış, başını iki parmak ötede bu kalın ve ıslak kapıya dayamıştı: Metin ol Hasret. Bu hayduda teslim olma... İstediğini kabul etmiyeceğiz. Ben bir gün kurtulacağımızı muhakkak addediyorum.. Evet amma... Korkuyorum. Hayır, hayır... Onun tehdidlerine aldırma. O bize birşey yapamıyacaktır. Bizı burada hapsetmesi daha ziyade bizden korkusundandır. Bir ümidim var Nuri... Attığım kurşun böğrüne isabet etmiş. Bizi buraya kadar sürüklediğine, kilidlediğine göre ben onun yaralanmadığını sanıyordum. Halbuki öyle değil... Fena bir yarası var. Hatta kendi itiraf etti ki birkaç gün içinde sancılardan kurtulamazsa yatağa düşecektir. Keşke... Evet... Fakat o zaman bizi kim kurtacak? Uzaktan bir tıkırtı işitiliyordu. Hasret, Tramvaydan atlıyanIardan ceza alınıyor Belediye zabıta nizamnamesince, tramvaylar hareket halinde iken inmek ve binmek yasak olduğu halde yıllardanberi bu yasağa aldırış eden olmadığı için tramvayların öldürdüğü ve sakat ettiği kimselerin sayısı mühim bir yekuna baliğ olmuştur. Dünden itibaren şehir dahilinde bu yasağa karşı hareket edenlerden ceza almmağa başlanmış ve iki yüz kadar küçük ve büyük şahıs yakalanmıştır. Yalnız bu işte bir aksaklık olmuş, ceza makbuzu olmadığından cezaya çarpılan halk saatlerce Emniyet müdürKiğünde ve polis merkezlerinde kalmışIardır. bu sesi işittikten sonra Samoilof un köşç minderin bu kadar açık bırakmış olduğunu hatırladı ve şaştı. Hemen kend oda • sına geçti. Kerevete uzandı. Bodrumda ayak sesleri yaklaşıyordu. Hasret, gizli bir korku ile titredi. Acaba haydud herif biraz evvel söylediği şey * leri derhal tatbika kalkmaz mı? Ya za « vallı Nuriye bir fenalık ederse?.... Hasret burada birkaç dakika daha bekledi. Ayak sesleri yaklaştıkça yaklaştı. Lüzumundan fazla yavaş ve ihtiyatlı adımlan, Hasret elinde olmıyan bir heyecanla dinliyor, hemen o dakikada müthiş bir facia ile karşılaşmaktan korkuyor gibi ikidebir titriyordu. Şimdi hangi tarafa sapacağız ba« bahk? Hiç tanımadığı bir ses işitti. Bu kimin sesi? Evin içinde Samoilof'un ihtiyar hizmetçisile uşağı yani cürüm ortaklan Hasretin tanımadığı adamlar değildi. Meryemle Lebibin sesine benzemiyen bu ses hem evin içindekilerden başka birisinin, hem de tamamile yabancı birisinin sesiydi. (Arkasz var) Oksford ve Kembriç kürekçileri Sen nehrinde müsabaka yapacaklar Paris 20 (A.A.) Oxford ve Cambridge Üniversitelerinin meşhur ekipleri 3 nisanda Sen nehri üzerinde Surennes ile Saint Claud arasında üç bin metro üzerinde bir kayık yarışı yapacaktır. Meşhur İngiliz takımlannın yabancı memlekette yapacağı bu ilk müsabaka toplantısma bizzat Fransız Reisicumhuru fahrî riyasetini vadetmiştir. Hükumetçiler ilerliyorlar Madrid 20 (A.A.) Saat 23 te cumhuriyetçi kuvvetlerin akşamüzeri Naval Potro'ya girdikleri haber verilmek tedir. Bu köy Brihuega'nm 27 kilometro şimali şarkisinde, Almadrones'in on kilometro şimali şarkisinde ve Abane des'in 8 kilometro cenubu garbisindedir. Bu 9on iki mevki asilerin son taaıruzla rında cumhuriyetçiler cephesini yardık lan noktalardır. Zeynel Akkoç İhtilâlci harekâtı Salamanca 20 (A.A.) Buraya suretile mi? Hazmm... Hayır... Sevgilinin açlıktan, susuzluktan, ıstırabdan, uykusuzluktan kıvrandığmı sana duyurmak suretile... Onun bu müthiş ıstırablar içinde öldüğünü sana göstermek suretile... Hasret, derin, sonsuz bir nefretle o nun yüzüne baktı: Alçak . . . Diyerek demir merdivenlerden inme ğe başladı. Bu sırada oda kapısımn önünde bir tıkırtı işitildi. Kapıyı vuruyorlar dı. Samoilof Hasrete: Yavaş! diye seslenerek kapıya geldi. Dışarıdan bir ses: Profesör, açınız!... Diye sesleniyordu. Hasret aşağıdaki zayıf ışığm yardımile toprağa bastığı zaman derinden ismi nin çağınldığını duydu; dinledi. Bu Nurinin sesiydi. Merak etmiş, acele Hasretin akıbetini öğrenmek istemişti. Hasret, o tarafa yürüdü. Karanlıkta kapıyı buldu. Dışarıdan seslenerek: Buradayım Nuri, geliyorum!... Dedi. Aralık kapısımn kol demirini kaldırdı. Kapınm anahtan üstündeydi; açtı. Bu toprak ve karanlık yerde Samoilof gelinciye kadar sevgilisine biraz da Köşe minderinin esrarı Zabıta romanı : 77 Olsun; sana tâbi olmıyacağız. Fakat bununla da kurtulamıyacaksmız. Ben size emeklerimin ve size yaptığım masrafların heba olmasına müsaa de etmiyeceğim. Hasret birden ayağa kalktı. Çatık kaşlannın altında hiddetle parlıyan gözlerini Samoilof'a dikerek: Başka söyliyeceğin var mı? Başka yapacak birşeyin var mı? İstersen oturayım, yüzümdeki sahte deriyi çıkar. Fakat onun altındaki temi" ruhu sana teslim etmiyeceğim. Samoilof dudaklannı büktü ve başını sallıyarak: Ben seni daha zeki ve basiretli bir kız sanırdım Hasret; meğer sen nekadar gafil ve toymuşsun. Bu faziletkârlık, bu kaba namuskârlık nereden geliyor sana?.. Hertürlü tehlikeden uzak ve rahat, müsterih, sevgilinle başbaşa yaşamak durur ken akıbeti meçhul bir maceraya atılmanm manası var mı? Hele bugün burada, benim elimde akıbetin meçhul da değil dir. Ya benim dediğimi kabul edeceksin ve dostuna da ettireceksin; yahud aşa ğıda hergün etinizden, kanınızdan, canınızdan bir Lısmmı vererek ölüp gidecek sınız. İkincisbi tercih ediyoruz. Ben seni şu birkaç gün içinde her şeyi görüp anlamış, hiçbir ümid kalma dığma kanaat getirmis sanıyordum. Evet, hiçbir ümidimiz yok. Senin öldüğünü sanıyorduk, hâlâ sağsm. Belki izimizi arayan olur, bizi buradan kurta ran birisi bulunur, sanıyorduk. Günler geçti, bu ümidimiz de boşa çıktı. Artık anlıyoruz ki birbirimizi görmeden, yalnız sesimizi duyarak ve birbirimize cesaret vererek ölüp gideceğiz. Fakat sana tes lim olmıyacağız. Samoilof birden, elile böğrüne basa rak kıvranmağa başladı. Yüzü o derece sararmıştı ki Hasret hayret ve merakla ona bakıyor, aralanndaki muhaverenin mevzuunu unutmuş gibi adeta ona yardım etmek istiyordu. Birkaç dakika kıvrandı. sonra: Hasret, dedi, eğer attığm kurşunun yarası birkaç gün daha geçmiyecek olursa yatağa düşeceğim ve belki kurtulmıyacağım. Fa!:at ben senden bunun acısını gene hayatınla çıkaracağım. Buyurun, hazırım!... Samoilof güç nefes alarak ayağa kalktı. Elile köşe minderini göstererek: Geç, dedi, haydi... Ve iğilerek minderi kaldırdı. Hasret bir bodruma değil, güzel bir bahçeye gidiyor gibi sevincle ilerlerken minderin ucuna dayanan Samoilof ona doğru iğildi: Hasret pişman olacaksın. Düşün ki kim olduğunu, kimin kızı olduğunu, seni nerede bulduğumu bile bilmiyorsun. Seni ihya etmek elimdedir. Hasret durdu: Kanımm bir asiî kanı olduğunu seziyorum. Yaşarsam bir gün beni dünyaya gerirenleri göreceğime de eminim. Fakat artık bir gün bile senin gibi soysuz bir a damm sözüm ona evlâdı, yahud kansı görünmeğe bile tahammülüm yok... Seni ihya etmek elimde olduğu gibi haftalarca hergün öldürmek te elimdedir. Hergün azamın bir kısmmı kesmek

Bu sayıdan diğer sayfalar: